18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 10 Nisan 2018 12 ABD Suriye ve Irak’tan kesinlikle çekilmezöyle düşünenler, “ya örtülü Amerikancıdır” ya da küresel dengeleri göremeyen ve “günlük Bhaberlerden” ileriye geçemeyen kişilerdir. Amerika’nın askeri, siyasi ve iktisadi olarak Suriye ve Irak’ı bırakmamasını gerektiren bölgesel ve küresel öğeler şunlardır: 1) Amerika’nın terk etmesi demek Körfez, Türk boğazları (İstanbulÇanakkale) ve Süveyş üçgenini en büyük rakipleri (ve düşmanları) Rusya ve Çin’e bırakması demektir. Özellikle Çin karşısında küresel boyutta gerileme içinde olan ABD’nin bunu göze alması intihar anlamına gelir. Ayrıca, diğer düşmanı İran da bölgede etkinliğini artırır. Zaten ABD Kuzey Suriye’de kurmakta olduğu dev askeri üs ile, Fransa ve İngiltere’ye de “bayrak göstererek”, bölgede İsrail ile birlikte kendi egemenliğini derinleştirmek istiyor. 2) ABD (ve AB’nin) koçbaşı projesi, kendisinin ve İsrail’in emrinde bir büyük Kürdistan’ı gerçekleştirmek için Suriye ve Irak’ta “sürekli” kalması gerekir. Aksi halde Ankara, Tahran ve Şam buna izin vermez. Bu nedenle YPG (ve PYD’yi), Fransa ve İngiltere’yi de yanına alarak, askeri ve siyasi olarak destekliyor. Türkiye, İran ve Araplara karşı “gelecekteki en büyük kozu olarak görüyor”, tabii İsrail ile birlikte. 3) Yarın İran’ı vurabilmesi ve parçalayabilmesi için Suriye ve Irak’ta güçlü bir askeri varlığının bulunması gerekir. Yalnız İran’a karşı değil, Türkiye’ye karşı da özellikle Kürdistan projesi için düşünebilecektir. FETÖ ile yapamadığını, YPG ve PKK ile birlikte yapma fırsatını kollayacaktır. AKP’nin Sünni boyutlu bölgesel dış politikalarını, “mezhep çatışmaları için kullanma olanaklarını” değerlendirmeye çalışacaktır. Suriye konusunda AnkaraŞam kavgası ile bunu başardı. ABD bundan sonra da, Suriye ve Irak’ta askeri ve siyasi varlığını, artırarak sürdürecektir. Ankara, ABD ve Batı’yı gözden çıkarabilir mi? Bugün Erdoğan vitrinde kavga görüntüsü verse de mutfakta işler farklı yürümektedir; Ankara (ve Erdoğan) ABD (ve Batı) ile köprüleri tamamen atma olanaklarına kesinlikle sahip değildir. Buna neden olan, Ankara’yı (ve Erdoğan’ı) engelleyen koşullara gelince; 1) Ekonomik olarak yaşadığımız çok olumsuz koşullar, dış ticaret açığı, dış borçlar ve dışarıdan sermaye gereği, Ankara, ABD (ve Batı) ile olan derin ve köklü ticari, mali, sınai ilişkiler tamamen daraltılamaz. Büyük ölçüde tek yanlı işlese de, “Batı ile iktisadi boyutta doğal bir entegrasyon oluşmuştur”. 2) Batı ile yapılmış olan siyasi, iktisadi, askeri ve kültürel “kurumsal anlaşmalar”, TSK’den üniversitelere ve iktisadi kurumlarımıza her alanda “bağlılık ve bağımlılık getirmiştir”. Ankara’daki ve Washington’daki siyasilerin günlük tribüne söyledikleri sözlerle, “fiili olarak 40’lı ve 50’li yıllardan beri derinleşerek oluşmuş yapılanmaları yok varsayamazsınız”. 3) Türkiye’nin, “ABD tarafından PKK, YPG ve PYD’yi kullanarak ürettiği teröre” karşı girişmek zorunda bırakıldığımız askeri operasyonla yüz yüzeyiz. Karşımızda terör örgütlerini askeri ve siyasi olarak destekleyen ABD, Fransa ve İngiltere var. İran bile Suriye operasyonuna karşı, Putin YPG ile flörtünü sürdürüyor. Yunanistan, bunları fırsat bilip Ege adalarımızı işgale başlamış, askerlerini yığıyor. ABD Suriye sınırımızda Kürdistan için dev bir üs kuruyor. Bütün bu koşullar altında Ankara’nın ABD ve AB ile köprüleri atmaya ne lüksü ne de olanağı var. İçerde siyasal İslam üzerine oturtulmak istenen iktidarı, bu olumsuzlukların üstesinden gelme olanağına sahip değildir. Dış politikadan ekonomiye, fiilen yaşanmakta olan sonuçlar bunun kanıtıdır. ABD Türkiye’yi ‘bırakır mı’? Üniter bir Türkiye’yi, ABD’nin dışlama olanağı yoktur. En başta belirttiğim, “ABD’nin bölgedeki kalış nedenlerini”, Türkiye’yi dışlayarak yürütemez. O zaman ABD için esas sorun, “nasıl bir Türkiye ile” için verilecek yanıtta yatıyor. Elinde Ankara’ya karşı sahip olduğu “kozları” kullanıp sıkıştırarak mı? Yoksa AKP (ve Erdoğan) ile işbirliği yaparak mı? Amerika’dan yükselen farklı seslerin bir nedeni de bu cevap arayışındaki kafa karışıklığından kaynaklanıyor. 10 Nisan 2018 SAYI: 33788 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:57 04:44 05:11 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 06:27 13:12 16:50 19:45 06:12 12:56 16:34 19:28 06:36 13:19 16:56 19:49 Yatsı 21:09 20:50 21:09 haber TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Perşembe günü, ABD Başkanı Donald Trump, “Suriye’deki Amerikan güçlerinin çok yakında çekileceğini”, cumartesi günü de PKK’nin Suriye’deki uzantısı “YPG’nin kontrolündeki bölgelere gönderilecek ÖzAgecanr şekilde açıkladı. Bir Fransız askeri analist ise “Her ne olursa olsun, bölgeye özel kuvvetlerin yayılması planlanıyor, söz konusu birliklerin yeri ve eylemleriyse hiçbir zaman açığa çıkarılmıyor” diye konuştu! 200 milyon dolarlık yardımı AKP Reisi Umumisi, dondurduğunu” açıklamıştı. Geçen salı günkü yazım Kavşak Fransa’nın PYD YPG temsilcilerini desteklemesine şu TC ve ABD Nereye? (8)yukarıdaki sözlerle başlamış ve Trump’ın göreve geldikten sonra “Afganistan’dan asker sözlerle tepki gösterdi: “Fransa, teröre yardakçılık yapıyorsun, destek veriyorsun lerimizi çekelim” dediğini, ancak sonra vazgeçtiğini anımsatarak sona ermişti! Beklentim doğru çıktı. Trump Afganistan’dan sonra Suriye’de de tükürdüğünü yaladı! HHH Geçen hafta, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında konuşan IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk Amerika’nın IŞİD’e karşı savaşının henüz bitmediğini şöyle vurguladı: “Suriye’de IŞİD’le savaşmak için bulunuyoruz. Bu bizim görevimiz ve militanlarının gömüldüğü Kobani’deki mezarlığı ziyaret etti! İngiliz BBC televizyonu, kısa bir süre önce Suriye’de görev yapan İngiliz özel kuvvetlerin fotoğraflarını yayımlamıştı. Görüntülerde, özel kuvvetlerin kullandıkları üstü açık, uzun menzilli silahların bulunduğu “Thalab” denilen devriye araçları dikkati çekmişti. HHH Bir başka KAAÖ üyesi Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, YPG’ye destek vereceğini net ve ondan sonra teröristleri Elysee Sarayı’nda da ağırlıyorsun. Bunun hesabını veremeyeceksiniz, ondan sonra bu terör belasından da kurtulamayacaksınız. İşte bak Almanya’da teröristlerin neler yaptığını görüyorsunuz değil mi? Fransa’da da olacak. Batı bu teröristleri besledikçe batacaksınız!” Türkiye, Suriye’de yapayalnız… KAAÖ ortakları ABD, İngiltere, Fransa ve ülkenin sahibi Suriye, Türkiye’ye karşı… Afrin’e girildi. Hedefte Menbiç vardı… Ankara’dan Menbiç konusunda çıt bu görevimiz henüz bitmedi, bu gö çıkmaz oldu… Üstüne üstlük ABD, revimizi tamamlayacağız.” Menbiç’te iki yeni üs kurmaz mı? Her nedense, PKK ve uzantısı ABD ile yakın geçmişten bir olayı YPG’den söz edilmedi! anımsayalım: HHH 4 Temmuz 2003’te Amerikan 173. Türkiye’nin üyesi olduğu “Ku Hava İndirme Tugayı’na bağlı as zey Atlantik Anlaşması Örgütü’ne kerler ve peşmergeler, Kuzey Irak’ın (KAAÖ NATO)” üye olan İngiltere Süleymaniye kentinde bir binbaşı parlamentosundan bir heyet, geçen komutasındaki karargâhtan 11 hafta Suriye’de PYD’nin kaçak Baş Türk askerine yaptıkları baskında, kanı Salih Müslim’in kardeşi Enver başlarına çuval geçirerek 60 saat tu Müslim ile görüştükten sonra, örgüt Kasım Özkan’dan bir alıntı. tuklamışlardı! Şeker Fabrikaları A Özgen AcarSatışta! KP hükümeti 31 şeker fabrikasından altısını satışa çıkardı. İhalede Niğde Bor’daki 336 milyon liraya, Kırşehir’deki 330 milyon liraya satıldı. Böylece AKP, bütçe açığını kapatmak için iki ihaleden toplam olarak 669 milyon lira gelir sağladı. Hürriyet gazetesinin başı çektiği Doğan Medya Grubu 1.2 milyar dolara (4.8 milyar liraya) Demirören Grubu’na satıldı. Osmanlı’da tarımı ve köylüyü desteklemek amacıyla, Sadrazam Ahmet Şefik Mithat Paşa, 1863’te Ziraat Bankası’nı kurdu. Şimdi bu banka Demirören Grubu’na 675 milyon dolar ( 2.700 milyon lira) kredi açtı. Kredi 2 yıl ödemesiz olmak üzere 10 yıllık vadeyi öngörüyor. Tarımı desteklemek amacıyla kurulan Ziraat Bankası, bu kredi ile 2 değil, 4 şeker fabrikasını satın alabilirdi! Bu kıyaslama, açılan kredinin görkemini anlatmıyor mu? Büyük sahtekâr Çiftlik Bank’ın sahibi Mehmet Aydın, halktan 1.2 milyar lira toplamıştı. Bu paranın 511 milyon lirasını alarak Bolivya’ya kaçtı! Kaçmasaydı 2 şeker fabrikasını tek başına alamaz mıydı? Pişkin savunma Aladağ’daki yurtla ilgili yıllardır yetkilileri uyarmamakla suçlanan eski kaymakam yangından 4 gün önce görevden alındığı için sorumlu olmadığını iddia etti Adana Aladağ’da 29 Kasım 2016’da 11’i öğrenci toplam 12 kişinin yanarak can verdiği faciaya dair ana dava sürerken dönemin mülki amirleri hakkında yapılan şikâyette önemli bir gelişme yaşandı. Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası’nca (Eğitimİş) Aladağ eski Kaymakamı Ahmet Ziya Filizer ve hâlâ Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten Turan Akpınar’ın görevlerini ihmal ettikleri iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu dilekçesi verildi. Suçlanan kamu görevlilerinin yargılanmasının izne tabi olduğu dikkate alınarak, dilekçe, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Eski Kaymakam Filizer ve İl Milli Eğitim Müdürü Akpınar ile ilgili yürütülen soruşturmayı tamamlayan savcılık, Akpınar hakkında takipsizlik kararı verdi. ‘İhmali var’ FETÖ soruşturması kapsamında meslekten ihraç edildiği öğrenilen Ahmet Ziya Filizer hakkında ise “gözetim ve denetim görevini ihmal etmek suretiyle görevi kötüye kullanma” suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Davada sadece 2 kişi tutuklu Katliamın yıldönümünde (29 Kasım) evlatlarını kaybeden acılı aileler, yürüyüş düzenlemiş ve skandallar zincirine göz yuman yöneticilerin yargılanmasını talep etmişti. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, Filizer’in, yangının çıktığı yurtla ilgili hazırlanan denetim raporlarındaki eksikleri görerek, yetkilileri uyarmadığına dikkat çekildi. Eski kaymakamın görev süresi içinde gerekli tedbir ve önlemleri almadığına vurgu yapılan iddianamede, gözetim ve de netimde ihmali olduğuna yer verildi. Yangından 4 gün önce İçişleri Bakanlığı’nca görevden alındığını belirten Filizer ise “Resmi olarak Aladağ Kaymakamlığı’ndan alınmış ve ilgili tarihte kaymakam olmamama rağmen savcılığın görevde olmayan beni muhatap kılması yanlıştır” diyerek kendisini savundu. l DHA Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü dava ise acılı ailelerin adalet beklentisine hâlâ cevap olacak şekilde seyretmiyor. 14 sanıklı davada sadece yurt müdürü Cumali Genç ile Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur tutuklu. 12 kişiye mezar olan yurt ise yıkıldı. 24 Mayıs’ta 6. duruşması görülecek olan davayı, ilerici kamuoyu ve süreci takip eden demokratik kitle örgütleri, esas yöneticilerin, yurda göz yumanların suçlamalara dahil edilmemesi üzerinden eleştiriyor. DOĞAN DÖNEMİ RESMEN KAPANDI Dinamit imhasında 1 şehit Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Sandıklı Mahal rikli kapsül olduğu tespit edildi. Güvenlik güçleri ta lesi Karanlık Kanyon içeri rafından taşınan patlayı sinde kullanılmayan tünel cılar bir kum ocağında im de vatandaşlar tarafından ha edilmek istendi. Dün sa önceki gün patlayıcı mad at 09.30 sıralarında patla de bulundu. Olayın güvenlik güçlerine bildirilmesinin Serdal Güneş yıcı maddelerin imhası sırasında erken ateşleme ardından yapılan incelemede den dolayı Erzincan İl Jandarma tünelin içerisinde 100 kilogram Komutanlığı’nda görevli bomba dinamit lokumu, 8 bin 900 adet imha uzmanı Uzman Çavuş Ser tahrip kapsülü, 8 bin 500 met dal Güneş (38) şehit oldu, 1 as re saniyeli fitil, 530 adet elekt ker de hafif yaralandı. Devir teslim bittiTörenin ardından Erdoğan Demirören, Aydın Doğan’a plaket verdi. Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satışının ardından Hürriyet gazetesi binasında devir teslim töreni gerçekleştirildi. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Türk basın amiral gemisini limana salimen getirdim. Demirören ailesine teslim ediyorum. İnanıyorum ki bu aile de basının kendi etik değerleri içerisinde, kendi bağımsızlığı içerisinde devam ettirecek ve daha güzel günlere götürecek” diye konuştu. ‘Güven’ istedi Devir teslim töreninde Aydın Doğan, Demirören ailesiyle medya grubu için kendi isteğiyle hiçbir kimsenin baskısı olmadan görüştüğünü ve satışın gerçekleştiğini belirtti. Demirören Grubu Yönetim Kuru lu Başkan Vekili Yıldırım Demirören, “En son 2011’de Milliyet, Vatan gazetelerinin satışı yapılmıştı. Bu binaların, kurumların ne kadar bir arada olduğunu görüyoruz ve diyoruz ki kalıcı olan Türk medya tarihini yazan bu kurumlar, bu kurumlara can veren emekçiler, gazeteciler ve yayıncılardır. Gerçekleri yansıtmayan spekülasyonlar yapıldı. Ancak bilmenizi isteriz ki ortak geçmişimizi değerlendirdiğimizde birlikte sahip çıkacak tarihimizi de bizler birlikte yazacağız. Sizlerden tek ricamız önyargıdan uzak kalmanız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet 2018’in hukuk ödülü Av. Nazan Moroğlu’na İstanbul Barosu’nun 140. kuruluş yıldönümü ve 5 Nisan Avukatlar Günü kutlamaları çerçevesinde Baro Merkez Bina Konferans Salonu’nda düzenlendi. Törende konuşan İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, bu yılki ödülü Av. Nazan Moroğlu’na verilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi. Nazan Moroğlu’nun yıllardır toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir biçimiyle de olsa sağlanmasına yönelik çok özgün, çok özverili çalışmalar yaptığını söyleyen Durakoğlu, ödülü Moroğlu’na sundu. Nazan Moroğlu yaptığı teşekkür konuşmasında, “Bu ödülü, kadınerkek eşitliğinin her alanda yaşama geçirilmesi için birlikte mücadele ettiğim İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi üyeleri adına alıyorum” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle