18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 10 Nisan 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi 11 Kurda çifte zirve Ekonomiyi güçlendirmek adına atılan hiçbir adım etkili olmuyor. Yükselişleri süren dolar dün 4.07 ile Avro da 5.01 ile kendi rekorunu kırdı Kurdaki tırmanış bir türlü dizginlenemiyor. Dolar/TL kuru geçen haftaki rekorların ardından 4.0755’e kadar yükselerek rekor tazeledi, Avro/TL de 5.00’in üzerinde işlem gördü. Avro, tarihinde ilk kez 5 lirayı aştı. Avro gün içinde 5.012’yi gördü. Marttaki Moody’s’in not indirimi, jeopolitik gelişmeler, risk iştahında azalma, enflasyon ve cari açıkta bozulma gibi gelişmelerle ta rihi zirveleri test eden kur, geçen çarşamba günü tekrar kritik 4 seviyesini aşmış, cuma günü de 4.0618’i görerek tüm zamanların rekorunu kırmıştı. Ağırlığı azalt Liradaki zayıflığın TCMB’den gelecek faiz artışına dek süreceği belirtilirken doların bu seviyelerde kalması durumunda Merkez Bankası’nın bu ayki toplantısında bir değişiklik yapma yacağı ileri sürülüyor. Zira seçimlerin yaklaşması nedeniyle bozulma olduğu söyleniyor. Dolayısıyla faiz artışının bu tansiyonu düşürmeye yetmeyeceği belirtiliyor. Öte yandan JP Morgan’ın dolar/TL ve Avro/TL önerisinde bulunarak, Türkiye ile ilgili ağırlığı azalt tavsiyesini koruduğu açıklandı. Kurumun 6 Nisan tarihli raporunda sadece politika faizi artışının ve anlamlı mali sıkılaşmanın Türk Li rasını istikrara kavuşturacağı, fakat son gelişmelerin bunların çok yakında olmadığına işaret ettiği belirtildi. 9 yılın yükseği Bankaların verdikleri krediler için kullandıkları en önemli kaynaklardan biri olan mevduatlarda maliyetler artmaya devam ediyor. Merkez Bankası’nın verilerine göre 30 Mart haftası itibarıyla 1 aya kadar vadeli mevduatların ortala ma faizi yüzde 11.75 olarak kaydedildi. Böylelikle Mart 2009’dan bu yana bu vadeli mevduatlarda en yüksek seviye kaydedildi. Verilere göre toplam mevduatların ortalama faizlerinde de benzer bir tablo söz konusu. 30 Mart haftası itibarıyla toplam mevduatların ortalama faizi yüzde 12.81 oldu. Bu seviye de Şubat 2009’dan bu yana en yüksek faiz oldu. l Ekonomi Servisi Teşviğin büyüğü yandaşa 19 şirkete 23 proje ile verilen 135 milyar liralık teşvikte dört şirket ve proje ile Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC dikkat çekerken aslan payını Vestel, Tosyalı ve SASA aldı Yıldırım da ‘düşük faiz’ dedi Başbakan Binali Yıldırım, cari açığı 19 milyar dolar azaltacağı öngörülen ekonomik destek paketini Cumhurbaşkanı ile açıkladı. Yılıdırım, özetle şunları söyledi: n169 bin istihdam sağlanacak. n İhracat 2016’nın son çeyreğinden itibaren yükseliyor ve 160 milyar dolar seviyesine geldi. 169 milyar dolar üzerinde ihracata ulaşacağız. n 2018 yılı üretim ve yatırım yılı olacak. 2019’u atılım yılı haline getireceğiz n Eximbank’ı da ihracatta daha etkin kullanmaya başladık. Türk Eximbank’ı ihracatımızın yüzde 25’ine destek veriyor. 2018 için Eximbank’ı daha da güçlendiriyoruz ve böylece ihracatçımızı daha da desteklemiş olacağız. Hangi destekler veriliyor? n Gümrük vergisi muafiyeti, n KDV istisnası, n Bina inşaat harcamaları için KDV iadesi, n Yatırım tutarının 2 katına kadar Kurumlar Vergisi indirimi veya 10 yıla kadar Kurumlar Vergisi istisnası, n İstihdam destekleri, n 10 yıla kadar sigorta primi işveren hissesi desteği n 10 yıl süreyle Gelir Vergisi stopajı, n Nitelikli personel, nYatırımın finansmanında kullanılan yatırım kredisi için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği, n Sermaye katkısı, n 10 yıl enerji desteği, n Yatırım yeri tahsisi ve belirli şartlarda söz konusu taşınmazın bedelsiz olarak yatırımcıya devredilmesi, n Altyapı desteği n Kamu alım garantisi ve ile izin, ruhsat, tahsis, lisans ve tescillerde kolaylık, n Şirketler, bir veya daha fazlasından yararlanabilecek. Aralarında Ethem Sancak’ın sahibi oldu ğu BMC’nin de yer al dığı 19 şirkete 23 pro je için 135 milyar TL’lit yatırım desteği verildi. Vergi muafiyetleri, istisna ları, indirimleri, istihdam ve personel destekleri, kre dilerde faiz ve kâr payı des tekleri, bedelsiz arazi devri, kamu alım garantisi gibi teş vik unsurlarının bulunduğu teşvik sisteminde Bakanlar Kurulu’nun hazırladığı teş vik belgelerinin firma yö neticilerin dağıtıldığı tö rende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Faiz oranlarını düşür medikten sonra yatırım yapılabilir mi? Yüksek faiz den yatırımcıyı kurtaracak sın ki yatırım yapabilsin. İs tihdam gelecek, istihdam olunca üretim sonra da ihra cat olacak. Proje bazlı yatırım teşvik sistemi bu ihtiyacın bir neticesi olarak ortaya ‘Büyüyoruz, kıskanıyorlarçıktı”dedi. Erdoğan, Saray’da Pro je Bazlı Teşvik Sistemi Tanıtımı ve 2017’de hazırlıkları Erdoğan, teşvik sistemi ile 34 bin 111 doğ değildir’ diyorlar. Niye? Kıs yapan herkesin önümüze kançlık, başka bir şey değil” koyduğu bu sorunu çözme tamamlanan yatırımlara teş rudan, 134 bin de do diye konuştu. Gelecekte cari nin yolu da teknoloji ve ser vik belgesi dağıtım töre laylı istihdam ya nine katıldı. Törende 19 şirke te 23 proje için 135 ratılacağını be Önce lirterek, “Yayatırım tırımlarla ih milyar TL tutarında yatırım desteği verildi. Teş E racatımız 6 rdoğan’dan ön milyar 318 ce konuşan Eko milyon do vik alan şirket nomi Bakanı Nihat lar artacak, oSlsvpdlBlkjeiieıleearerrMsrdoaadnniSyuajCllnic,eııAekğrkkaeVra1kuSiklesdyt.aaAe’9eBıseıaltnnşmtEMst2mçedvıtt8esrlaeiahCi,ıkak’lkmeeT’y4hltnmreioaaii.rpbsrlmniıyirnrioalslyıaamihnrkntdiioıieZnrşadınnneemmbeuunynçelnnşıoabnıdfluk,irkmela,iiadglrenubik,nziıücnmrrcügçk.vehiiydne’iYleenğieüsibnnariginmnse.eot,aeeenıter“esrnnlisEfıekğlnmllıakeanoeriilnos,radknfi,yinraaosod,looitazmkyüilhuaEbeirürro,dylmaolüıycğedmkral1idaaaatisğro2nbehcaa1ıli,daağzahçmr9“lok”lıraaFiağil.myydtalamaıyıCimızerzmilraıaadlelşırıışizz. açık, faiz, borç prangasından kurtulmak için önlemlerin bugünden alınaması gerektiğini belirten Erdoğan, “Cumhurbaşkanımız faiz konusunda konuşuyor’ Ne yapacağım? Hepiniz dertlisiniz. Faiz oranlarını düşürmedikten sonra yatırım yapılabilir mi? Yüksek faizden yatırımcıyı kurtaracaksın ki yatırım yapabilsin. İstihdam gelecek, istihdam olunca üretim sonra da ihracat olacak” dedi. ‘S400 yüzde 3 faizli’ Erdoğan, cari açık sorunu ile ilgili olarak da, “Ekonomimizle ilgili değerlendirme maye konusunda yeni yaklaşımlar gerçekleştirmek. Akkuyu’dan birileri rahatsız oluyor. Savunma sanayiinde attığımız adım, S400 diyoruz, birileri rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyor? Ortak paydada kimler yer almak istiyorsa biz onlarla el ele veririz. S400’de kredide gayet uygun bir faiz veriliyor. Yüzde 3 faiz oranı ile bu krediyi alıyorsak, sen artık; bir yerden icazet mi alacağım. Başarılı bir tüccarsak, sanayiciysek, siyasetçiysek, bunun en uygunu neredense oradan alırız ve yaparız” dedi. l ANKARA / İSTANBUL Cumhuriyet bi oldu. ‘Doğu’ talimatı Erdoğan, Saray’daki iş adamlarına, “Doğu’yu ihmal etmeyin. Turizmde özellikle, Van, Ağrı, Iğdır. Buraları ihmal etmeyin” talimatı verdi. Erdoğan, 2013 hedefi için de “Türkiye’yi iki kat fazla büyütmemiz gerekiyor” dedi. ?Neler destekleniyor n Yenilenebilir enerji teknolojileri (Ingot ve hücre üretimi ile güneş paneli üretimi) n Metalürji yatırımları (Alüminyum yassı mamul, entegre madencilik, külçe çinko, külçe kurşun, izabe ve katotbakır üretimi vb.) n Ham petrol işleme rafinerisi n Petrokimya ürünleri n Karbon elyaf ve kompozit malzeme n Tıbbi cihazlar ve sağlık teknolojileri (Kateter, stent, kalp kapakçığı üretimi) n Raylı sistem araçları n Savunma sanayii teknolojileri (Muhtelif zırhlı araçlar, muharebe uçağı) n Motorlu taşıtlarElektronik (Hibrit motor, dizel motor ve batarya üretimi) n Tarım teknolojileri yatırımları En kirli savaşın kördüğümü neden Suriye? Sadece bu hafta sonunun sıcak gündemine giren gelişmeler bile, dünya çapında en kirli emperyal savaşların ateşinin harlanması, körüklenmesi boyutlarıyla nefesleri kesiyor. Esad yönetiminin eseri olduğu savlanan, kimyasal silahların da kullanıldığı çocuk ölümleri BM’nin gündeminde. Gerçek mi, yalan mı, provokasyon mu? Amerika, kimyasal saldırının gerçek, Esad yönetimi odaklı olduğu savıyla, BM’den gereken kararın alınmasında ısrarcı. Rusya yalan, provokasyon derken, İsrail’in üslerini hedef alan yeni saldırısının ellerinde kanıtları olduğunu söylüyor. Fransa, İran kendi çıkarları, tezleriyle uyumlu duruşlarıyla Suriye’de söz sahibi olmaktan vazgeçmeyeceklerini ortaya koyuyorlar. Ankara’da yapılan, Suriye kördüğümünün çözülmesinde İranRusyaTürkiye, bölge ülkelerinin ağırlıklarının olmasını öngören anlaşma, deklarasyonun ilanının üzerinden çok gün geçmemişti. Dünya ölçeğinde ülkelerin katılması, BM’nin önceliği olması gereken masada uzlaşma hâlâ ufukta görünmüyordu. En çok Suriye’de yaşayanların, Suriye kördüğümünün çözülmesinde ağırlıklı olması konusunda ilkeler üzerinden varıldığı ilan edilmiş bu uzlaşmada özünde değişen çıkarlara göre farklı bakışlar söz konusu olsa da, yadsınamayacak bir gerçeklik üzerinden bölge ülkelerinin ağırlıklarının konulması gündemdeydi. En kirli savaşın kördüğümü neden Suriye? Bilimsel teknolojik devrimler çağında, küreselleşme ile tek kutuplu dünyaya geçiş yaşandığı savları ile çok çok büyük ukalalıklarla ortaya atılmış tezlerin suyu çok hızlı çıkmıştı. Küreselleşen sadece ve sadece dini imanı olmayan paranın, emperyal çıkarların, kuralsız, insana, dünyalıların tümüne, canlılarına, doğasına aykırı, katledilmesi olunca... Geleneksel sömürgecilik sözde ortadan kalkmıştı. En vahşi boyutlarıyla yoksul güneyzengin kuzey, bölgeler, dinler, ırklar.. terör üzerinden ayrımcılıklarla, iç savaşlarla.. çok kanlı, çok karmaşık çıkar çelişkileri içinde.. en donanımlı silahlarla, en ilkel geriye savrulmuşlukta, en etkin medya güdüleme gücünün de kullanılabilirliğinde.. akıl almaz iç savaşlar bataklığı, kaosu, kördüğümlerinin yaşandığı bir dünya düzenine geçilmiş oldu. HHH Saf saf uygarlıkta, sosyal devlet, demokratikleşmede en gelişmiş, çokkültürlülüğe yol alma savındaki AB içinde, özünde çokkültürlülüğün de en ileri sayılabilecek somut uygulaması Tito Yugoslavya’sında bilerek neden o kadar vahşi, din odaklı ağırlıklı iç savaşların çıkarılması ile 9 devletçik yaratıldığını sorguladık. Balkanlar’ın iç karmaşalı yapısında işin doğası, kaçınılmaz olduğuna inananımız var mı? AB üyelik şemsiyesinde, arka bahçede en geri koşullara itilmişler olarak kolay toparlanacaklarına inanabiliyor musunuz? Dünya daha büyük sorunları, dinler, kültürler üzerinden, işin doğası gereği de İslam dünyası odaklı yaşayabilirdi? Eski en vahşi sömürünün yaşandığı Afrika’nın tüketilişi üzerinden de çok acılı gelişmeler gündemdeydi? Doğrusu en ezilmiş, en aşağıda çaresizliğe sürüklenmişler boyutunda en vahşi toplu katliamlar da ağırlıklı Müslümanlığı seçmişler, kimi kavimler hedef seçilmiş olarak, Afika’da yaşandı. Çok uzun yıllar aralıklı olmadan en vahşi katliamlarda bir gecede binler değil on binlerce kadın, çocuk içinde cinayetler, insanlık tarihinin en yüz karası vicdansız, orantısız, vahşet uygulamaları eylemleri olarak yazılsalar da, sınırlı insan hakları örgütlülükleri, savunuculuğu dışında çok fazla tepkiyi, ilgiyi bile çekmediler. Afrika’nın dünya emperyal çıkarlar düzeni işleyişinde çok da fazla caydırıcılığı, etkisi olamadığı algısı belirleyiciydi. Amerika’nın kendi kurdurduğu terör örgütlerinin ters tepen silahı ile, kendi 11 Eylül terör travması sonrası, Irak, Afganistan işgalleri ile gelişen süreç, hem Türkiye’ye yansımaları, hem de Ortadoğu ağırlıklı enerji odaklı savaşları hortlatması boyutlarıyla, aynı zamanda din ve mezhep savaşlarının ateşleyicileri olarak çok ürkütücüydüler. Bölge, ülkeler halklarına kan, can kayıplarından da daha vahşi boyutlarda yoksullaşma, yoksunlaşma, iç savaşlar bataklıklarına çekilme boyutlarıyla emperyal güç odaklarını çok fazla sarsmayacaklardı. Yine de Irak, Afganistan işgalleri sonuçları, Pakistan’ın savaşsız gibi içten paramparça oluşu, Kuzey Kore krizi gelişmeleri soluk keserken, petrolsuz Suriye krizi kördüğümünde, dünyadaki dengeler, savaşlarda ateşin alevlerinin harlanmasını, Türkiye’ye patlayan sonuçlarını çok ama çok akılcı sorgulamak yaşamsal önemde... Hele de bizim odak olduğumuz, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının, kazanımlarının hedef alındığı boyutlarıyla... Katar’dan bir işbirliği daha Türkiye merkezli Metcap Energy Investments ile Katar merkezli Fusion Dynamics, Türkiye’de toplam 5.2 milyar dolarlık doğalgaz ve petrokimya yatırımı için protokol imzaladı. Trakya Havzası’nda kurulacak ve 4 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilecek doğalgaza dayalı kimya tesisi, yıllık 2.6 milyon ton metanol ve 1 milyon tonluk hafif olefin üretim kapasitesine sahip olacak. İşbirliği ile Türkiye’nin polipropilen ve polietilen ithalatının yüzde 30’una karşılık gelen bir miktarı Türkiye’de üretilecek. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle