27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Çarşamba 28 Mart 2018 Her ayın ilk çarşambası ‘HAYATA SARIL’ Harbiye’de sahne sanatlarına ev sahipliği yapan TOY İstanbul, her ayın ilk çarşambasında “Hayata Sarıl” sloganıyla sosyal sorumluluk projesine destek verecek. TOY İstanbul, o gün sahnelenen oyundan elde ettiği geliri evsiz, sokakta yaşayan, toplumun yok saydığı insanların hayatlarını geri kazanmaları için hizmet veren Hayata Sarıl Lokantası’na bağışlayacak. TOY İstanbul’da sahnelenen oyunlara ait biletler, Biletix’ten ve her gün 13.00’ten itibaren açık olan TOY İstanbul gişesinden temin edilebiliyor. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] 13 Bvirakhüalstıü: rESKİŞEHİR SENFONİ ORKESTRASI’NIN KONUĞU MAXIM VENGEROV’DU Eskişehir Eskişehir, kültürüyle, tarihiyle, çocuklara ve gençlere dünyaya açtığı pencerelerle Yılmaz Büyükerşen’in, baştan yarattığı bir kent. Bu hafta orada, Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde şef Ender Sakpınar yönetimindeki kentin senfoni orkestrasını dinledim. Büyükerşen’in talimatıyla 2002 yılında kurulan orkestranın sanat yönetmeni ve şefi 2004’ten beri Ender Sakpınar. Sanatçı bir ailenin çocuğu olarak yetişmiş, Fransa’da önemli merkezlerde deneyim kazanmış, Türk dinleyicisinin nabzını tanıyor, gençlerin ihtiyaçlarını biliyor; Türkiye’nin ve dünyanın önemli solistlerini konuk ederek orkestrasını yüreklendiriyor. Konser Schumann’ın 4. Senfonisi ile başladı. Orkestra, enerjisini ortaya koyarken ese rin inceliklerini de dikkatle sergiledi. Bu kez dünyanın zirvesindeki kemancılardan Maxim Vengerov’un topluluğa konuk olması büyük sürprizdi. Üstelik hiç tanınmayan bir konçertoyu, Azeri besteci Kara Karayev’in keman konçertosunu çaldı. 19181982 arasında yaşayan bestecinin bu yapıtı 1967’de ortaya çıkmış. Vengerov da hayatında ilk kez çalıyordu. Yirminci yüzyıl değerlerini postromantik derinliklerde işleyerek o müthiş virtüozitesini ortaya koydu. Eskişehir’in genç orkestrası ise bu eserdeki eşliğiyle önemli bir sınavı başarıyla verdi. Orkestra üyelerine belediye tarafından kadro verilmiş olması, İzmir Karşıyaka Belediyesi, Muğla Belediyesi gibi başka yörelere de örnek olmuş. Böylece amatör coşkuyla çalan profesyonel bir topluluk yaratılmış. Salonun renkleri, koltukların rahatlığı, akustiğin güzelliği ve her yaştan seyircinin coşkuyla, dikkatle konseri izleyişi, görmeye değerdi. Eskişehir’i ve kentteki diğer kültür merkezlerini gezince, geçenlerde Vehbi Koç Büyük Ödülü’ne değer bulunan Belediye Reisi Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e ülkede ne kadar ödül varsa verilmeli, diye düşündüm. “Şehir bir okuldur. Yaşayan şehir yaratılmalıdır. Benim hedefim gençler ve çocuklar. Kendimi Atatürk’e ve ilkelerine bitmeyen bir borç içinde hissediyorum” diyordu ödül konuşmasında. Bir cumartesi gü nü Eskişehir’e gidin. Her köşesinin nasıl yaşadığını görün. Çevre ilçelerden gelenlerin hayranlığına tanık olun. Opera binasındaki salonları, konserleri, sergileri, Haller binasını, Sazova Masal Şatosu’nu, Mumya Müzesi’ni, Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni, Cam Müzesi’ni, Odunpazarı evlerini, parkları, porsuk çayının nasıl denize dönüştüğünü görün. Tiyatroda bir temsil izleyin. Senfonide bir konser yakalayın. Su altı dünyası, bilimdeney merkezi, uzay evi, korsan gemisi, masal şatosu... Her kuşak için, günün her saatinde yapılacak bir şey var Eskişehir’de. Halkevleri ruhundan yola çıkılmış. Öte yandan ilk açık öğretimi yaratan üniversitesi, ilk renkli televizyonla yayın yapan kanalları yine başkanın “beşikten mezara eğitim” ilkesine dayanıyor. Murat Germen’in ‘Bulut’ları... Bozlu Art Project’te yer alan sergi 21 Nisan’a kadar görülebilir Murat Germen, Bozlu Art Project’te yer alan “Bulut” isimli sergisinde, doğanın yüceliği ve bağımsızlığını ihtişamlı bir şekilde yansıtan fotoğraflarını izleyicilerle paylaşıyor. “Sakla samanı gelir zamanı” düşüncesi ile yıllardır bulut fotoğrafı biriktirdiğini ifade eden Murat Germen, yeni sergisinin oluşum sürecini anlatırken “Belki beklemeli ve daha sonra ortaya çıkarmalıydım bunları; iyice olgunlaştıktan sonra... İnsan yapısı ‘şey’lerin üstüme hücum edercesine çoğalması, düz ve katı çizgilerin hâkimiyeti, hapsolmuşluk, kent yaşamındaki kısır didişmeler ve hırslar beni bunları erken bir dönemde paylaşmaya itti...” diyerek “Bulut” isimli sergisinin gökyüzüne ait olduğu kadar, fotoğraflarda çoğu zaman gizli özne olarak var olan yeryüzüne ve insanın doğaya olan müdahalesine de odak Murat Germen’in sergide yer alan yapıtı. landığının altını çiziyor. Gökyüzüne bakmak... Sergide yer alan çalışmalar, tecrübeli bir fotoğrafçının yıllar boyunca, farklı coğrafyalardaki seyahatleri esnasında tanıklık ettiği, doğanın belki de en et kileyici ve değişken görselliğini oluşturan bulutlara odaklanıyor. Germen’in mimarlık ve kent plancılığı birikiminin hissedildiği fotoğraflarının aksine, izleyiciyi sanatçının başka bir yönüyle buluşturan bu çalışmalar bizleri tam da en çok ihti yaç duyduğumuz anda gökyüzüne bakmaya davet ediyor. İnsana dair veya ona ait olmayan bulutlar, belirgin bir metafizik etki yaratırken, sanatçının salt belgesel bir tavırla bulutlar üzerinden doğanın kendi eşsiz güzelliğini ve gücünü vurgulaması, seriye ait siyahbeyaz ve renkli fotoğraflardaki ortak dili oluşturuyor. Germen kendi ifadeleriyle şöyle özetliyor sergiyi: “... Bulutlar önünde çakılı kaldığım nadir olgulardan biri; hayatın telaşından alıp koparan fazla bir şey kalmadı artık. Hava, Nâzım’ın deyişiyle ‘kurşun gibi ağır!’ Yükselmesi gerekenler alçalıyor, alçalması gerekenler yükseliyor. Doğa ise vakurla izliyor sanki olan biteni, bulut hafifliğinde ama gerektiğinde yıldırım gücünde.” Sergi 21 Nisan’a dek Bozlu Art Project Nişantaşı’nda izlenebilir. Süreyya Operası Beste Yarışması sonuçlandı Birincilik ödülü Duran’ın Genç besteciler için düzenlenen “Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası 2. Ulusal Beste Yarışması” önceki gün final konseri ve ödül töreniyle sona erdi. Birincilik ödülünün sahibi, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı kompozisyon bölümü mezunu ve yüksek lisansta kompozisyon ve orkestra şefliğine devam eden Onur Arınç Duran (31) oldu. Aynı kompozisyon bölümünden yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olan ve yüksek lisansa kabul edilen Baran Doğaç Ünal (24) ikincilik, gene aynı okulda kompozisyon ve orkestrasyon çalışan Mustafa Burak Soykan (28) üçüncülük ödülünü kazandı. Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarı’nı bitiren ve Samsun Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefliği yapmakta olan Kandemir Artun Hoinic (33) ve MİAM’da yüksek lisansını tamamlayan ve şu anda İÜDK sanatta yeterlilik öğrencisi olan Salih Kartal (30) mansiyon aldılar. Şef Gürel Aykal yönetimindeki İstanbul Sinfonietta Orkestrası yarışmaya katılan 35 yaş altı genç Türk besteciler arasından finale kalan beş eseri seslendirdi. Konserin ardından Gürer Aykal, Rengim Gökmen, Yalçın Tura, Hasan Uçarsu, Turgay Erdener ve Oğuzhan Balcı’dan oluşan jüri değerlendirmesini yaparken dinleyici jürisi de fuayede oy kullandı. “Dinleyici Özel Ödülü” nü Kartal aldı. Geçen yıl da bestelerin ilk seslendirilişini yapan Aykal, bu güç görevi başarıyla üstlenen orkestraya teşekkür etti. 20. SIemens Opera Yarışması’NA SON BAŞVURU 30 NİSAN Operacılara yarışma çağrısı Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Siemens Opera Yarışması’nda elemeler için son başvuru tarihi 30 Nisan olarak belirlendi. Profesyonel veya öğrenci, her opera sanatçısının katılabildiği 20. Siemens Opera Yarışması için başvurular, “www.siemens.com. tr/opera” adresi üzerinden yapılacak. Elemeler ise 79 Mayıs tarihleri arasında Pera Palace Hotel’de gerçekleşecek. Siemens Opera Yarışması’nın birincisi, Almanya’daki Karlsruhe Operası’nda bir yıllık burs ve GoetheInstitut İstanbul’da 4 aylık Almanca bursunun sahibi olacak. Yarışmanın ikincisi ise Avusturya Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi’nde 6 aylık burs ve GoetheInstitut İstanbul’da 2 aylık Almanca bursu kazanacak. Üçüncü olarak belirlenecek sanatçı ise 2 bin Avro’luk ödül alacak. ‘Çerkes Gelin’e 1 milyon 136 bin TL 43. Beyaz Müzayede’de Türk çağdaş sanatının öncülerinden Fahrelnissa Zeid’in bir öğrencisi’nin kardeşini resmettiği “Çerkes Gelin” 1 milyon 136 bin TL’ye satılarak organizasyonun en pahalı eseri oldu. 25 Mart Pazar günü Swissotel’de gerçekleşen müzayedede Zeid’in bir diğer eseri Dina Vierny’yi resmettiği “Dina” isimli portresi ise 1 milyon 10 bin TL’ye satıldı. Neşet Günal’ın yapıtı “Abla ve Kardeşleri” adlı eser ise 820 bin TL’ye satılarak üçüncü sırada yer aldı. Sadri Alışık Ödülleri sahiplerini buldu Sadri Alışık Kültür Merkezi (SAKM) tarafından düzenlenen “Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri” Yenimahalle Belediyesi Nâzım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’ndeki törenle sahiplerini buldu. Çolpan İlhan Sanata Değer Katan Kadınlar Ödülü’nü usta yazar Ayla Kutlu’ya onurla takdim ediyorum diyen Kerem Alışık, “Ödüle aday olan ve kazanan tüm meslektaşlarımı yürekten kutluyorum. Sadri Alışık Kültür Merkezi’nin sanatçı dostlarımızı mesleki anlamda yüreklendirme çabasını ayakta alkışlıyorum” dedi. Onur Ödülü’nün sahibi ise keman virtüözü, usta sanatçı Suna Kan oldu. Kan’a ödülü Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar verdi. Dağıtılan ödüller şöyle: Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu: Mehtap Öztepe, En Başarılı Erkek Oyuncusu: Olcay Akın Kavuzlu, Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu: Cengiz Uzun, Kadın Oyuncu: Özden Gököz. Komedi, Müzikli Oyun ya da Müzikal Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Miraç Eronat, En İyi Erkek Oyuncu: Serdar Kayaokay, Yardımcı Rolde En Başarılı Erkek Oyuncu: Cevat Duman, Kadın Oyuncu: Demet Bölükbaşı. Gecede “Seçici Kurul Özel Ödülü” ise “Monty Python and the Holy Grail” müzikal oyunuyla ODTÜ Müzikal Topluluğu oyuncularına verildi. Seçici Kurul Genç Yetenek Özel Ödülünün sahibi ise “Muhteşem Diva” oyunundaki rolüyle Özgür Deniz Kaya oldu. Cannes’dan Netflix’e kırmızı kart Bu yıl 71. kez düzenlenecek Cannes Film Festivali’nde selfie yasağından sonra bir yasak da Netflix filmlerine geldi. Festival Direktörü Thierry Fremaux konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Netflix filmlerine festival olarak kapımız açık ancak yarışmaya giremezler çünkü filmlerini salonlarda değil sanal ortamda gösteriyorlar” dedi. Bu kısıtlama sadece Netflix için değil, çevrimiçi stream yapan tüm markalar için geçerli. Geçen yıl her ikisi de Netflix yapımı olan “Okja” ve “The Meyerowitz Stories”adlı filmlerin Cannes’da yarışmaya kabul edilmesinin ardından Fransız sinemacıların itirazı üzerine festival komitesi kural değişikliğine gitmiş ve “Festivalde yarışan her film Fransa’da salonlarda gösterilmek zorundadır” ibaresi şartnameye eklenmişti. Fremaux “Geçen yıl o iki filmi yarışmaya seçerek Netflix’i salonlarda gösterim konusunda ikna edeceğimi düşünmüştüm ama kendime fazla güvenmişim, kabul etmediler” diyerek bu yılki kısıtlamanın tarihçesini de açıklamış oldu. Oyuncular Güllü Hagop’u mezarı başında ziyaret etti 27Mart Dünya Tiyatro Günü’nde Oyuncular Sendikası’nı temsilen bir grup tiyatro sanatçısı batılı anlamda modern Türk tiyatrosunun öncülerinden kabul edilen Güllü Hagop’un (Hagop Vartonyan) İstanbul Yahya Efendi Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti. Sendika adına konuşan Tilbe Saran, Güllü Hagop’un mezarı başında şunları söyledi: “Bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü ve biz şu anda tiyatromuz için çok kıymetli bir üstadımızın mezarının başındayız. Güllü Hagop, kendisi sonradan Müslüman olduğu için Yakup adını alarak Müslüman mezarlığına gömülmüştür. Bu mezar taşını yaptıran Vasfi Rıza (Zobu) ‘Beni Güllü Hagop’un yanına gömün’ demiştir. Birazdan onu da ziyaret edeceğiz. Dünya Tiyatro Günü’nde kendisini rahmetle, şükranla anıyoruz. Dünya Tiyatro Gününüz kutlu olsun.” Sendika temsilcilerinin mesajı her birinin tekrar ettiği “Tiyatroya Özgürlük” dileğiyle sona erdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle