19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 1 Mart 2018 6 ABD ile Afrin gerilimi haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN BM’nin Suriye’de ilan ettiği ateşkesin Afrin’i kapsadığını vurgulayan Washington’dan “Türkiye kararı iyi okusun” açıklaması geldi. Ankara ise “Kararda Afrin yazmıyor” dedi Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de insani ateşkes kararının TSK öncülüğündeki Afrin harekâtını kapsayıp kapsamadığı konusunda Ankara ile Washington arasındaki görüş ayrılığı sürüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert günlük basın toplantısında konuya ilişkin “Türkiye BM kararını tekrar açıp okumalı” şeklinde konuştu. Sözcü, “Afrin Suriye sınırları içerisinde değil mi” sorusuna da “Evet haritayı açıp ba Normalleşme buluşması mart başında DUYGU GÜVENÇ Türkiye ile ABD arasında, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 3.5 saat süren görüşmesinin ardından kurulması kararlaştırılan 3 teknik komite toplantılarının ilki Suriye gündemiyle toplanacak. Suriye, Irak ve konsolosluk ilişkileri üzerine oluşturulan komite toplantılarında Türk heyetinin başındaki isimler de belirlendi. Suriye komitesine Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal, konsolosluk ve iki ülke arasındaki FETÖ başta olmak üzere hukuki sorunların ele alınacağı görüşmelere Müsteşar Yardımcısı Cihad Erginay, Irak komitesine de Güney Asya Genel Müdürü Fazlı Çorman’ın başkanlık yapması bekleniyor. Önal başkanlığındaki heyet bu amaçla önümüzdeki hafta Washington’a gidecek. karsanız Afrin’in Suriye sınırları içerisinde olduğunu görürsünüz” yanıtını verdi. ‘Temelden yoksun’ Nauert’e yanıt veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise, BM Güvenlik Konseyi’nin ateşkes kararında “insani durumun endişe yarattığı yerler arasında Afrin’in sayılmadığını vurgulayarak “ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün söz konusu BM Güvenlik Konseyi kararının ‘Türkiye tarafından iyi okunması’ gerektiği yönündeki ifadeleri, her türlü temelden yoksundur” dedi. ‘Macron söz etmedi’ Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasındaki telefon görüşmesinin içeriğine ilişkin Fransa’ya da yanıt verdi. Macron’un ofisinden yapılan açıklamada Macron’un, Erdoğan’a Suriye’deki insani ateşkes kararının Afrin bölgesini de kapsadığını belirttiği duyurulmuştu. Aksoy ise, Macron’un Afrin’e herhangi bir atıfta bulunmadığını belirterek, kamuoyuna yanlış bilgi verilmesine ilişkin tepkinin Fransız makamlarına iletildiğini belirtti. l Dış Haberler Nauert Aksoy Af Örgütü’nden suçlama Uluslararası Af Örgütü, Afrin’de sivil ölümleri olduğu gerekçesiyle Türkiye ve YPG’ye suçlamalarda bulundu. Örgütün görgü tanıklarına dayandırdığı açıklamasında, TSK’nin Afrin’e sivilleri gözetmeden topçu ateşi açtığı, YPG’nin ise Afrin’e 20 kilometre mesafedeki Azez’i obüs ve roket ateşi altına aldığı belirtildi. “Top ve hedefe isabet gücü zayıf diğer silahların kullanılmasının uluslararası hukuka göre yasak” olduğunu savunan örgüt Türkiye ve YPG’yi sivillere yapılan saldırılara son vermeye zorlamaları için ABD, Rusya ve diğer ülkelere çağrıda bulundu. Öte yandan; Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de harekât sırasında 39 günde 27’si çocuk, 19’u kadın olmak üzere 139 sivilin yaşamını yitirdiğini ileri süren bir rapor yayımladı. Harekâtta TSK tarafından, 20 Ocak’ta Afrin harekâtı, 40. gününü geride bıraktı. Yaklaşık 120 köy 41. gün ve stratejik nokta alınırken Hatay ve Kilis çevresi kontrol altına alındı. Kara ve hava operasyonlarıyla hedefler vurulurken Ge nelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan bilgilendirmede 101’i son 24 saatte olmak üzere, harekâtın başlangıcından bu yana 2 bin 184 teröristin öldürüldüğü açıklandı. Öte yandan sıcak bölgeye askeri sevkıyat devam ediyor. Washington’a ziyaret Önal, ardından da 14 Mart’ta Astana’daki TürkiyeRusyaİran’ın garantörlük olduğu görüşmelerde gözlem noktaları, ateşkes ve Suriye için oluşturulacak olan Anayasa Komisyonu’na yönelik süreci ele alacak. Washington’daki görüşmelerde Önal başkanlığındaki heyet için önceliği Mınbiç’te iki ülkenin varacağı uzlaşı oluşturucak. Buna karşın, ABD’nin, özellikle TSK’nin Afrin operasyonuna ara verilmesine yönelik çağrılarını da tekrarlaması bekleniyor. ABD’den gelen ‘normalleşiyoruz’ açıklamasına, Hami Aksoy, “ABD’yle Afrin konusunda yürütülen bir diplomatik görüşme süreci yok” yanıtını vermişti. İstanbul’da 29 IŞİD’li yakalandı İstanbul Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan istihbari çalışmalar sonucunda, eylem hazırlığında oldukları tespit edilen terör örgütü IŞİD mensuplarının yakalanması için çalışma başlatıldı. Yapılan fiziki takibin ardından dün sabaha karşı Başakşehir, Ataşehir, Beyoğlu, Esenyurt ve Fatih’te 15 adrese düzenlenen eşzamanlı baskında, 29 IŞİD’li terörist gözaltına alındı. Daha önce Suriye ve Irak gibi çatışmalı bölgelerde eyleme katıldıkları öne sürülen tamamı yabancı uyruklu kişilerin barındıkları adreslerde yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyal ve örgütsel doküman da ele geçirildi. l Haber Merkezi ‘Afrin’ eylemine 4 tutuklama İstanbul Kadıköy’de “Zeytin Dalı Harekâtı” karşı yapılan protesto yürüyüşü dolayısıyla 23 Şubat’ta gözaltına alınan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi 5 kişi dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. 4 ESP üyesi tutuklanırken, 1 kişi yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde de 10 Ekim Ankara Katliamı sonrasında bildiri dağıtan EMEP üyeleri gözaltına alınmış ve haklarında “Erdoğan’a hakaret” iddiasıyla dava açılmıştı. Hakkındaki karar Yargıtay’a taşınan ilçe yöneticisi Cengiz Atlı, dün tutuklanarak cezaevine gönderildi. l Haber Merkezi O komutan yine YPG’lileri övdü! Türkiye Mınbiç’e girerse ‘agresif bir karşılık vereceklerini’ belirten ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hiç Osmanlı tokadı yememişler” diye tepki gösterdiği, ABD’nin Suriye’deki en yetkili komutanı Korgeneral Paul Funk, tartışma yaratacak bir çıkış daha yaptı. Funk, Twitter hesabından attığı mesajda, “Bugün Suriye’de koalisyonun fevkalade kuvvetlerinin ve ortaklarımızın bazılarını ziyaret ettim” dedikten sonra şöyle devam etti: “IŞİD’i yenmek olan hayati misyonumuza bir lazer ışığı gibi odaklanmaya devam eden bu cesur erkek ve kadınlarla büyük bir gurur duyuyorum.” Aynı zamanda IŞİD karşıtı koalisyonun sözcüsü ABD’li Albay Ryan Dillon ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verdikleri patlayıcı eğitiminin fotoğrafını paylaştı. T.C. DENİZLİ 4. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2015/73 Esas Davacı Osman Karan ve Özlem Karan arasında görülmekte olan Boşanma davasının 07/02/2018 tarih ve 1 No’lu ara kararı gereği Hikmet ve Hasret kızı 05/04/1982 d.lu Denizli ili, Acıpayam ilçesi, Sırçalık Mah nüfusuna kayıtlı Davalı Özlem Karan’ın adresi adresi tespit edilememiş olması nedeni ile davalıya ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; Mahkememizce 16/05/2018 günü saat 10.00’a duruşma günü verilmiş olup; “HMK 147 mad. Gereğince; Dava dosyanızın ön inceleme aşamasının tamamlanmış olup, tahkikat için belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrünüz olmadan mahkemede hazır bulunmadığınız takdirde, duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz, HMK 186. md. Gereğince; Davalısı bulunduğunuz dosyanın tahkikat aşaması bitmiş olup, sözlü yargılama ve hüküm için belirlenen duruşma günü ve saatinde mahkemede hazır bulunmanız, hazır bulunmadığınız taktirde takdirde yokluğunuzda hüküm verileceği hususu tebliğ olunur.” hususlarının İHTARI ile işbu ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacağı İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 759840) T.C. BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2016/758 Esas Mahkememizde görülmekte olan Tescil davası nedeniyle; Dava konusu Uğurcuk Köyünde kain Maliye Hazinesi adına kayıtlı 590 (krokide A harfiyle gösterilen yer) Hasan Kabakulak tarafından 30 yıldır kullanıldığı iddia edilen toplam 22,681,94 m2 taşınmaz; Yukarıda köyü, mevkii, sınırları, miktarı ve vasfı belirtilen taşınmazlar hakkında üstün hak iddia edeceklerin mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı bulunan dosyasına 3 aylık zaman içersinde başvurmaları ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 744168) T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2008/234 Esas KARAR NO: 2008/213 Davacı ABDULMACİT ERTOGRUL aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Değiştirilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Balıkesir İli, Manyas İlçesi, İrşadiye Köyü., CN: 15, HN:16’da nüfusa kayıtlı, T.C. Kimlik No: 12661742762 olan, Haydar ve Menevşe oğlu, 23.03.1970 d.lu DAVACI ABDULMACİT ERTOGRUL’UN KAYDEN “ABDULMACİT” OLAN İSMİNİN “ABDULMECİT” OLARAK DÜZELTİMİNE, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 20/02/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 759586) T.C. BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2016/760 Esas Mahkememizde görülmekte olan Tescil davası nedeniyle; Dava konusu Uğurcuk Köyünde kain Maliye Hazinesi adına kayıtlı 585 No’lu parsel (krokide D ve G harfli yer) 596 (Krokide A ve C harfiyel gösterilen yer) 590 (krokide E harfiyle gösterilen yer) 584 (Krokide F harfiyle gösterilen yer) İsmet Kabakulak tarafından 30 yıldır kullanıldığı iddia edilen toplam: 94208,16 m2 taşınmaz;Yukarıda köyü, mevkii, sınırları, miktarı ve vasfı belirtilen taşınmazlar hakkında üstün hak iddia edeceklerin mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı bulunan dosyasına 3 aylık zaman içersinde başvurmaları ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 744149) Üniversitenin niteliğini düşürme yasası “N itelikli insan kaynağı yetiştirmek” görüşünden hareket edilerek, Cumhurbaşkanı’nın “yardımcı doçentliği kaldıracağız” açıklamasıyla (çünkü doçentin yardımcısı sanılıyormuş), hazırlanan yeni yasa tasarısı Meclis’te. Üniversitelerin tek molekülünün bile özerk olmadığı, üniversite paydaşlarının da herhangi birinin söz söyleme hakkı bulunmadığı için, işin içinde yoklar! ‘Bilimi ülkem için...’ Cumhurbaşkanı her şeyi en iyi bilemez. Acaba Cumhurbaşkanı’nı kimler şimdi Meclis’te olan tasarıdaki fikirlerin ülkemiz ve akademik hayat için iyi olacağına inandırdı? Ekranda veya bir gazetede fotoğrafını gördüğüm, doçentliğe 20 yıldır yükselememiş “Yardımcı Doçent” unvanlı biri konuşuyor, “neden yabancı dil bilmek zorundayız ki, biz ülkemiz için çalışacağız, yabancılar için değil...” Buna benzer şeyler söyleyenler mi? Bilimsel araştırmaların yüzde 99’una imza atanlar yabancı. Amerikalılar, Çinliler, Ruslar, Almanlar vb. Bir akademik unvanı olan biri, kendi uğraş alanında hangi yeni araştırmaların yapıldığını öğrenmeden, o alanda yayımlanan makaleleri okumadan, “akademisyen” olabilir mi? Ancak sokaktaki insan gibi, mesleğine, konusuna yabancı biri olarak yaşar. O insanın akademik bir unvan taşıması bile gereksizdir. Kimse de böyle bir kişiye danışma gereğini duymaz, danışırsa, “kuzey kutupta havalar kötü, kar var ve soğuk” bilgisini alır! İklim değişikliğinin kutuplar üzerindeki etkisini bile bilmez. Bu amaçla her gün yayımlanmakta olan onlarca, yılda yüzlerce makaleyi okuması, konusunu izlemesi gerekir. Aziz Sancar, kendi alanındaki araştırmaları izlemeden, Aziz Sancar olabilir miydi? “Ben yerli ve milli bilim yapacağım, İngilizceye ihtiyacım yok” diyen biri ancak akademik asalak olabilir. Sudan gerekçe: Doçentin yardımcısı “Yardımcı Doçent” yerine, doktorasını tamamlamış olanlara “doktor öğretim üyesi” unvanı getirilmekte. Üniversitelerde kurulacak bu kadrolar için yabancı dil zorunluluğu yok ve neredeyse ebedi olarak ataması yinelenebilecek. Ayrıca bu kişilerin dil bilmeden nasıl doktor unvanı aldıkları da sorudur. Bu durum, üniversitelerimizde doktora unvanlarının nasıl dağıtıldığının göstergesi mi? Bu durumun neresi “nitelikli insan gücü” yetiştirmek? Bilim Akademisi bir rapor yayımladı. Diyor ki: “Profesör”, “Doçent”, “Yardımcı Doçent” kavramları, İngilizcede “Professor”, “Associate Professor” ve “Assistant Professor” kavramlarının karşılığı olarak yerleşmiştir. İngilizcede nasıl ki “assistant professor” profesörün asistanı olarak algılanmıyorsa, Türk akademi camiasında “yardımcı doçent”in doçentin yardımcısı olarak algılandığı yönünde bir iddia tümüyle havada kalmaktadır. Akademik yükseltmelerin önkoşullarının neler olması gerektiği, kaç aşamada ve ne tür bir sınama sisteminin uygulanacağı gibi konular asıl tartışma konusu olması gerekirken tartışmayı sadece bir isim üzerinden yürütmek doğru değildir. El hak doğru. Yasa tasarısında akademik unvanlar, kimlerin nasıl ders verebileceği, doçentliğin nitelikleri, dil sınavında aranan “yüzde 65 başarı” oranının yüzde 55’e çekilmesi ve daha pek çok önemli konuda olumsuz değişiklikler öngörülüyor. Hepsi tartışmalı konular. Üniversitede nitelik bakımından zaten bir gerileme var, bu değişiklik yasalaşırsa bu düşüş daha da hızlanacak. Fakat tüm bunların arasında en önemli konu şu: Üniversiteyi ilgilendiren bu tasarı neden üniversitenin çeşitli kademelerinde, kurullarında tartışılmadan, merkezi bir karar ile dayatılıyor? Neden üniversite paydaşları, bu siyasi diyalog içine çekilmiyor ve dinlenmiyor? Demokratik kültür alışkanlığı yok Nedeni basit: Bu iktidar hiçbir yasasını, hiçbir kararını toplumda tartışmadı. Böyle bir katılımcılık, demokrasi, kültür alışkanlığı sıfır olan bir yapı, sonuç olarak siyasi ideolojik tercihlerle üniversiteleri  kötüleştirir. Bilim Akademisi: “Üniversite özerkliğinin en önemli göstergesi, üniversitenin kendisine dair düzenlemelerin yapılmasına katılabilmesidir. Doğru gözüken, bütün paydaşları dahil ederek 2547 sayılı yasayı tümden revize etmektir... Bilim insanı kalitesinin artırılmasının olmazsa olmaz önkoşulu ülkemiz üniversitelerinin bilimsel özerkliğini artırmaktır... Oysa son dönemlerde üniversite özerkliğini ortadan kaldıran uygulamaların arttığını üzülerek saptamak durumundayız.” Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ise susuyor. Çünkü hükümetçe yeniden oluşturuldu. Orada iyi bilimciler var, neden konuşmuyorlar? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle