18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Şubat 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 11 Düşüncenin bedeli3 YAŞINDAKİ KIZINDAN AYRILAN CEZAEVİNDEKİ BİR ANNENİN FERYADI: bu kadar ağır mı? KAVALA’DAN MEKTUP VAR İlişkiler güçlenecek Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı, insan hakları aktivisti, iş insanı Osman Kavala, tutuklu bulundu ğu Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mek tupta aynı cezaevinde ki gazeteci ve yazarların uzun süredir orada bu lunmasından duyduğu üzüntüyü ifade etti. Kavala’nın 9 Şubat’ta “Osman Kavala’ya Öz gürlük” adlı internet site sinden yayımlanan mek Osman Kavala tubu şöyle: “Silivri’ye yerleştirilmemin üzerin den 100 günden fazla zaman geçti. Ne kadar süreceği belli olmadığı için kendi mi bu duruma alıştırmaya çalışıyorum. Diğer gazeteci ve yazar arkadaşların, benden daha uzun süre burada kalma larının üzüntüsünü daha yakından his sediyorum. Kurucusu olduğum Anadolu Kültür, DSM ve Depo’nun çalışmaları na kesintisiz devam ettiğini izlemekten çok memnun oluyorum. Bütün olumsuz koşullara rağmen, Türkiye’nin Avrupa lı kurum ve sivil kuruluşlarla ilişkilerinin gelişmesini önemli buluyorum. OHAL nedeniyle oluşan olumsuz iklim değiş tiğinde, bu ilişkilerin yeniden güçlene ceğine inanıyorum. Bu arada vaktimi, önümüzdeki döneme ne tür katkılarda bulunacağımı düşünerek geçiriyorum. Dışarıdan beni tanıyan dostların gön derdiği mesajlar beni çok mutlu ediyor. Herkese selamlarımı iletiyorum.” l İSTANBUL / Cumhuriyet ÜLKEYE GİRİŞİNE İZİN VERİLDİ İsviçre’den Emeç’e izin çıktı MAHMUT ORAL Hakkındaki kesinleşen hapis cezası nedeniyle yurtdışına çıkan ve Zürih Havaalanı’nda 26 gündür gözaltında tutulan gazeteci Hülya Emeç’in İsviçre’ye girişine izin verildi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Van TV’de çalışan gazeteci Hülya Emeç’e yaptığı haberlerden dolayı 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Türkiye’yi terk ederek vize istemeyen Brezilya’ya giden Emeç, Brezilya’yı güvenli bulmayarak İsviçre’ye gitmek istedi. Emeç, 15 Ocak’ta Zürih Havaalanı’nda pasaport ve eşyalarına el konularak gözaltına alındı. İltica talebinde bulunan Emeç, İsviçre Göç Sekretaryası (SEM) tarafından reddedildi. Emeç’in avukatı, Emeç’in Brezilya’ya geri gönderilmesine karar veren SEM’in kararına itiraz etti. Gazeteci Emeç’in Zürih Havaalanı’nın uluslararası bölümünde günlerce gözaltında tutulması Avrupa’daki meslek örgütlerinin tepkisini çekerken İsviçre kamuoyunda da tartışma yaratttı. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Emeç’in güvenliğinden endişeli olduklarını açıkladı. Tepkiler üzerine kararını yeniden ele alan SEM, havaalanında yatıp kalkan gazetecinin İsviçre’ye girişine izin verdi. l DİYARBAKIR BİR HAFTADIR TECRİTTE Tutuklu gazeteciye su bile vermediler Gazeteci İdris Yılmaz, 22 Ocak’ta Afrin harekâtına yönelik sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 22 Ocak’ta tutuklandı. Yılmaz, 30 Ocak’ta Erciş A Tipi Kapalı Cezaevi’nden Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edildi. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre önceki gün ailesini arayan gazeteci Yılmaz, “Cezaevi ring aracı ile buraya nakledildiğimde görevliler yol boyunca tuvalet ihtiyaçlarımı bile karşılamama izin vermedi. Burada bir haftadır tek kişilik hücrede tutuluyorum. Kantinden su alma dahil, hiçbir ihtiyacım karşılanmıyor. Cezaevi yönetimine koğuşa çıkmak istediğimi belirttiğim halde koğuşa çıkarılmadım. Burada tek kişilik hücrede baskı altındayım” dedi. l Yurt Haberleri 1Mayıs İşçi Bayramı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerine katıldığı gerekçesiyle örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezasına çarptırılan Ye liz Toy, 3 yaşındaki kızı İdil Elvan’ı dışarıda bırakarak 19 Ekim 2017’de ce zaevine girdi. Cezae vinden mektup gön deren Toy, “Bizle re ceza veren hâkim ALİCAN ULUDAĞ Metin Özçelik cezaevinde. Dönemin sav cısı Celal Kara ise şu an kırmızı bültenle aranıyor. Kızı mı yanıma alamıyorum. Kış şartla rı; her tarafın beton olması koşul ların zor olması onun hem psikolo jik hem sağlık yapısını etkileyebi lir. Bir düşüncenin bedeli bu kadar ağır olmamalı” dedi. Kocaeli’nde yaşayan Ye liz Toy, İstanbul Cumhuri yet Başsavcılığı’nın yürüttüğü DHKP/C soruşturması kapsamın da Kasım 2010 tarihinde düzenle nen operasyonda 17 kişi ile birlik te gözaltına alındı. Sorgusunun ar dından serbest bırakılan Toy hak kında dönemin İstanbul özel yet kili Cumhuriyet Savcısı Celal Kara dava açtı. Özel yetkili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıla nan Toy’a 2013 yılında, “silahlı te rör örgütü üyesi olmak” suçundan 9 yıl hapis cezası verildi. Bu süreç te Tunceli’de inşaat işçisi Kemal İdil Elvan Toy ile evlenen Yeliz Toy’un İdil Elvan adlı bir kızı oldu. 2015’te bazı gazetelere demeç veren Toy, “7 aylık küçük çocuğum demir parmaklıklar arasında büyümesin. Bize yeniden yargılanma hakkı verilmeli. Zaten aynı mahkemenin verdiği birçok karar bozuldu” diyerek Yargıtay’ın kararı onamamasını istedi. Ancak Yargıtay’ın cezayı onaması üzerine Yeliz Toy 19 Ekim 2017’de cezaevine girdi. ‘Kızım içine kapandı’ Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nden Cumhuriyet’e mektup gönderen Toy, “19 Ekim 2017’de Kocaeli’nde ailemin yanından alınarak Gebze Hapishanesi’ne getirildim. 3 yaşında kızım var şu an. Annemlerin yanında. Ayda bir görebiliyorum ve sadece bir saat. Bu durum ne bana ne de bu yaşta annesine ihtiyacı olan kızıma yetiyor. İlk görüşlerimizde sosyalleşen daha çok yakın ilişki kuran kızımın yerine içine kapanık bir İdil geldi. Benim yokluğumda resmimi öperek hasret gideriyor.” Hâkim cezaevinde savcı kaçak Anayasal ifade özgürlüğünü kullandığı için örgüt üyeliğiyle suçlandığını ve bu bedeli küçük yaştaki kızının da ödediğini kaydeden Toy, şöyle devam etti: “Eşim Tunceli’de ve maddi durumdan kaynaklı 2 ayda bir gelebiliyor. Bizlere ceza veren hâkim Metin Özçelik şu an FETÖ/PDY davası onanarak Silivri Hapishanesi’nde. Dönemin savcısı Celal Kara, şu an kırmızı bültenle aranıyor. Siyasal iktidarın hain dediği, hakkında hükümleşmiş kararları olan insanların verdiği cezalardan dolayı hapishanedeyim. Kızımı yanıma alamıyorum. Kış şartları, her tarafın beton olması koşulların zor olması onun hem psikolojik hem sağlık yapısını etkileyebilir. Bir düşüncenin bedeli bu kadar ağır olmamalı.” l ANKARA Ülkeyi yönetenlerin gönlüne cemre düşsün Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan TV10’un emekçileri, kanallarının açılması talebiyle 71. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. TV10 programcısı Rohat Emekçi, bu haftaki eylemin Hızır ayına denk geldiğini söyleyerek, “Hızır ayı mazlumun evrensel dilidir. Nerede mazlum varsa Hızır orada, o renktedir. Hızır ayındayız, darda ola na, zorda olana yetiş ya Hızır” dedi. iseGAarleipviDleerdinesDeesirgTâVh10ı B’uanşkkaısnılıaPnirsCeseilnailnFtıreaktrar açılması için, Alevilerin gelenek ve göreneklerini yansıtmaya devam etmesi için her hafta eylem yaptıklarını anımsattı. TV10 emekçileri Veli Büyükşahin, Haydar Güleç ve Kemal Demir’in tu tuklu olduğunu da hatırlatan Fırat, “Hızır günleri, havaya, suya, toprağa cemrelerin düştüğü günler. Gönül ister ki bu ülkeyi yönetenlerin de yüreğine cemre düşsün” diye konuştu. Fırat, eylemin sonunda lokma duası verdi. Meyvelerden oluşan lokmalar dağıtıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Sabah, AKP’lilerin de onayladığı cezadan gazetemizi sorumlu tuttu aSpor’a cezayı AKP kesti, sorumlusu Cumhuriyet oldu SİNAN TARTANOĞLU RTÜK, Turkuvaz Medya Grubu’na ait “aSpor” kanalına, 10 Aralık 2016 tarihinde Vodafone Arena stadının yakınlarında gerçekleştirilen terör saldırısı nedeniyle yapılan yayında küfür edildiği gerekçesiyle ceza kesti. RTÜK’ün kararı ile ilgili olarak aynı medya grubuna ait Sabah gazetesinin önceki günkü sayısında, “aSpor’a skandal ceza” başlıklı bir haber yayımlandı. Afrin harekâtının gerçekleştirildiği dönemde RTÜK’ün aSpor’a ceza kesmesinin soru işareti oluşturduğunun belirtildiği haberde, “Bugüne kadar en fazla ceza kesilen kurum olan Turkuvaz Medya’ya yönelik karar için Cumhuriyet, Bir gün, Evrensel gibi gazetelerin RTÜK’e baskı yaptığı iddiaları öne çıktı” denilmesi dikkat çekti. 8’e karşı 1 oyla Sabah gazetesi, aSpor’a verilen cezanın Cumhuriyet gazetesinin de aralarında bulunduğu 3 gazetenin baskısıyla verildiği yönündeki iddiayı haberleştirse de üst kurulun oyçokluğu ile verilen kararında AKP kontenjanından seçilen üyelerin de imzası var. Edinilen bilgiye göre RTÜK’ün AKP’li başkanı İlhan Yerlikaya dahil 4 AKP’li üyesi, aSpor’a söz konusu yayın nedeniyle ceza verilmesi gerektiği yönünde oy kullandı, bir AKP’li üye ise ret oyu kullandı. Ceza 8’e karşı 1 oyla kesildi. l ANKARA Cezanın ardından, o dönemki yayında küfreden eski hakem ve spor yorumcusu Erman Toroğlu ise “Biz spor adamıyız. O anlık kızgınlıkla bir şey söyledim. O hain saldırıdan şehit olanlar arasında yakınları var mı? Ben o gece halkın sesi, vicdanın sesi oldum. Ama belli grupların sesi olmuşlarsa içlerinde AK Partili olan varsa CHP’li, MHP’li olan varsa onları tebrik ederim. De mek ki ikili oynuyorlar” dedi. Tillerson öncesi görünen resim Türkiye, eski Türkiye. Karşımızda 90’lı yıllardan aşina olduğumuz, bir güvenlik devleti yapısı var. Karakterler farklı olsa da ideolojik vurgular değişse de (o dönem laiklik, şimdilerde AKP ve MHP koalisyonunun oluşturduğu milliyetçi cephe), özünde devlet, aynı devlet. Farklı olan, dış konjonktür. 80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye, sıkı bir biçimde Batı ittifakının üyesiydi ve ABD’nin en yakın müttefiklerindendi. Şimdiyse Amerika, adeta ‘hasmane’ bir güç olarak algılanıyor. Sadece Washington’ın Suriyeli Kürtlere yardım meselesi değil; Türkiye’yi yöneten insanlar, 15 Temmuz ve Sarraf davası dahil bir dizi iç kargaşayı ABD’nin içinde olduğu bir ‘bilek güreşi’ olarak görüyor, bunu da açıkça söylüyorlar. Bu durumda Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin geleceği ne olacak? Önümüzdeki hafta, 3 önemli görüşme yaşanacak. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Ortadoğu gezisi çerçevesinde Ankara’ya uğrayacak; Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster İstanbul’a uğrayacak; Savunma Bakanı James Mattis, Brüksel’de Türk mevkidaşıyla görüşecek. Bu yoğun temas trafiğinin amacı, denklemi yeniden kurmak değil: Ankara ve Washington arasında dibe vuran ilişkileri bir nebze düzeltebilmek, işlevsel hale getirmek ve Mınbiç gibi potansiyel kriz konularını öteleyebilmek. Şahsen ben bu temasların, ikili ilişkilerde dönemsel bir rahatlama yaratsa da büyük resmi çok değiştireceğini sanmıyorum. Eninde sonunda Mınbiç konusunda bir çözüm bulunabilir ancak genel tabloda ABD’nin Suriyeli Kürtlerle ortaklıktan vazgeçme ihtimali, şu anda pek gerçekçi gözükmüyor. Washington’daki dinamiklere bakarsanız, Trump yönetimi açısından IŞİD’le mücadele ciddi bir öncelik. Burada Trump’ın Ulusa Sesleniş konuşmasında da altını çizdiği bir başarı öyküsü var. Cumhuriyetçiler, her fırsatta ‘IŞİD’i yendik’ diye övünüyorlar ve bu hem ara seçimler, hem de 2020 seçimleri öncesinde önemli bir malzeme. Haliyle mevcut stratejiye devam etmek istemeyeceklerdir. İkinci neden, Donald Trump’ın günde sadece birkaç saat çalışan ve devlete hâkim olmayan bir lideri oluşu nedeniyle, Amerikan devleti ipleri ele almış durumda. Washington’da sistem içinde Türkiye ve Kürtler arasındaki dengenin fazlaca Kürtler lehine döndüğünü düşünen çok insan var. Ancak Pentagon gidişattan ve YPG’yle ittifaktan memnun. Bunu sadece Washington’dan değil, doğrudan Mınbiç’e medya turları düzenleyerek anlatıyorlar. Ve mevcut durumda Pentagon, sistem içinde hiç olmadığı kadar ön planda. Bir de buna Trump yönetiminin İran’ın yayılmacılığını önlemek amacıyla kuzey Suriye’de kalma kararını eklerseniz, büyük resmin çok radikal bir biçimde değişmeyeceği ortada. Bu demek değil ki bu temaslar akut krizi çözemez. Bence nihayetinde Türkiye ve ABD, Afrin ve Mınbiç gibi konularda bir alver sürecine girecek ve bir uzlaşıya gidecek. Gitmek zorunda. İki tarafın da çıkarları bunu gerektiriyor. Türk ordusunun Mınbiç’te Amerikan özel harekâtıyla çarpışacağını düşünmek, bir hayalden ibaret. Tahminim; Batı, birkaç ay sonra Suriye Demokratik Güçleri’nin Cenevre’deki ‘anayasa sürecine’ katılması karşılığında Mınbiç’ten çekilmesini gündeme getirebilir. Ama dedim ya, bu büyük resmi değiştirmez. Deniz Yücel sorusunu Kavakçı yanıtlayamadı İnsan Haklarından Sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, Deutsche Welle’nin Conflict Zone programında Michel Friedman’ın sorularını yanıtlamaya çalıştı. Michel Friedman programda Ravza Kavakçı Kan’a Türkiye’deki insan hakları, tutuklu gazeteciler ile birlikte Türkiye’de tutuklu bulunan Alman gazeteci Deniz Yücel ve “Zeytin Dalı Harekâtı” gibi sorular sordu. Friedman’ın Deniz Yücel ile ilgili sorduğu sorulara ezber yanıtlar vermeye çalışan Kan, “Deniz Yücel hiçbir suçlama olmadan nasıl bir yıldır cezaevinde tutuluyor” sorusuna “Türkiye bir hukuk devletidir” yanıtını verdi. Röportaj boyunca Friedman’ın sorularını yalnızca gülümseyerek, kafa sallayarak geçiştirmeye çalışan ya da “Türkiye bir hukuk devletidir” benzeri yanıtlar veren Kavakçı, videonun sonunda Friedman’ın sitemkâr bir gülüşle söylediği “İnsan hakları” sözlerine “Evet, insan hakları” diyerek karşılık verdi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle