18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 23 Aralık 2018 4 ABD’ye ‘gitmeyin’ çağrısı tepki çekti ABD’nin Suriye’den çekilme kararına karşı internet üzerinden başlatılan kampanyaya, ‘6. Filo’ya secde duranlardan farksız’ tepkileri yükseldi Yemen’deki savaşın baş sorumlularından ve Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren ABD’ye “Rojava’nın Yemen’e dönüşmesine izin vermeyin” başlığıyla “Suriye’den çekilmeme” çağrısı yapılması tepkilere neden oldu. ABD’nin Suriye’den çekilme kararı konuşulmaya devam edilirken, Beyaz Saray’ın resmi sitesinde, “Rojava’nın Bir Başka Yemen Olmasına İzin Vermeyin” başlıklı imza kampanyası başlatıldı. İmza kampanyasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan yakın zamanda Türk güçlerinin sınır ötesi operasyon yapacağını duyurdu. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonda Rojava’ya saldırması durumun KYB’den ABD’ye ‘çekilme kararını gözden geçirme’ çağrısı ABD’nin Suriye’den çekilmesinin IŞİD’le mücadele çabalarını boşa çıkaracağını belirten Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Washington’a kararı gözden geçirme çağrısı yaptı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin en büyük partilerinden KYB, ABD’nin çekilme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, “Başta ABD olmak üzere, uluslararası koalisyonun kararı gözden geçirmesini ve terörle mücadeleyi, Suriye’de siyasi çözüm sürecine desteğini sürdürmesini umuyoruz” ifadelerini kullandı. KYB, ABD’li birliklerin çekilmesinin IŞİD’le mücadele çabalarını baltalayacağını iddia etti. da felakete yol açacak sonuçların önlenmesini istiyoruz. ABD bu oluşabilecek kan banyosunu önleyebilir. Başkan Trump’a ve yetkililere, Rojava’yı savunmaları için çağrıda bulunuyoruz” ifadeleri yer aldı. Başlatılan imza kampanyası sosyal medyada büyük tepkilere neden oldu. Sosyal medyadan paylaşımlarda bulunan yurttaşlar imza kampanyasına yönelik, “6. Filo’ya secde duranlarla aranızda fark göremiyorum”, “Amerikancılığın vardığı sefil sonuç bu işte”, “Emperyalizmin ipiyle kuyuya inerseniz, o ip tasmanız olur” ifadelerini kullandı. Hukukçu ve eski CHP milletvekili Hüseyin Aygün, “PKK/HDP siyaseti solusosyalistleri öyle bir hale getirdi ki: ‘ABD Suriye’de kalsın’ diye imza toplanabiliyor.. Ve bu adamlar sosyalistlerin gazetelerinde, TV’lerinde baş köşede.. Sosyalistler ‘HDP fırça atacak’ korkusuyla çıtını çıkaramıyor.. Ne hazin, ne dramatik.. Ne ahmakça” dedi. Gazetemiz yazarı Mehmet Ali Güller ise “Emperyalist ABD’ye ‘lütfen gitme, Suriye’yi işgale devam et, Ortadoğu’yu sömür, bizi kullan’ diye dilekçe yazmaktan daha aşağılık bir iş olamaz!” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi YPG ve IŞİD’le baş başa Türkiye’nin iki örgütle mücadelesi, kapsamlı bir güvenlik konseptini beraberinde getirecek ve harekât alanı güneye doğru kayacak Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki Suriye topraklarından kendi sine yönelik hissettiği tehdit algısı, bu yönde yürüttüğü politika ve ar dından ABD’nin aldığı “çekilme” ka rarının bölgesel ve küresel bazı yan sımaları bulunuyor. Bu çekilme kararı nın ardından Türki ye, “bekasını sağla ma almak için” elini güçlendirirken böl SERTAÇ EŞ gede hem YPG hem de IŞİD ile başbaşa kalmış oldu. Önü müzdeki süreçte ABD askeri bürok rasisinde “kurumsal devletlerle iş birliği yapma” geleneğinden gelen kadronun ön plana çıkacağına dik kat çekiliyor. Zorlu süreç Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dillendirdiği “Fırat’ın doğusuna harekât” söylemi, ABD’nin ulusal, bölgesel ve küresel hedefleri ile çatışmayan yeni sonuçların ortaya çıkmasına yol açtı. Bu bağlamda Türkiye, “PKK bağlantılı olması nedeniyle beka sorunu düzeyinde tehdit algıladığı YPG’ye” yönelik Fırat’ın doğusunda askeri harekât yapabilecek ve bölgeden “IŞİD’i temizleyecek.” Bu, Türkiye açısından kapsamlı bir güvenlik konseptinin uygulanmasını beraberinde getiriyor. Türkiye Fırat’ın doğusuna, yalnızca YPG’ye yönelik askeri önlem almak için operasyon yapmayacak. Aynı zamanda IŞİD’le mücadele için de önlem alacak. Bu durumda harekât alanı güneye, daha derinlere yönelmek zorunda kalacak. Bu amaç, Rakka ve Deyrezzor’a kadar Türkiye’nin inmesi sonucunu doğrabilir. Ayrıca Suriye’deki IŞİD militanları boşalttıkları bölgelerde yeraltına çekildi. Türkiye’de sık sık Suriye’de faaliyet gösteren IŞİD militanlarının yakalandığı haberleri geliyor. Bu nedenle IŞİD mensuplarının en çok Türkiye’ye kaçtığı savunuluyor. Türkiye hem içeride hem Suriye ve Irak’ta iki örgütle aynı anda mücadele edecek: YPGPKK ve IŞİD. Harekât alanının genişlemesi, risklerin yükselmesi sonucu zorlu bir süreci getirebilir. ‘Eve dönüyoruz’ ABD Başkanı Donald Trump’ın “eve dönüyoruz” diyerek Noel ön Erdoğan, Washington’a ‘Acele etmeyin’ dedi ‘Türkiye IŞİD’in çaresine bakmalı’ Suriye’deki güçlerini geri çekeceğini açıklayan ABD Başkanı Donald Trump, dün akşam konuya ilişkin bir açıklama daha yaptı. Sosyal medya hesabından bir mesaj paylaşan Trump, “Başkan olduğumda, IŞİD iyice vahşileşmişti. Şimdi büyük oranda yenildi ve Türkiye’nin de içinde olduğu diğer bölge ülkeleri IŞİD’in çaresine bakmalı. Biz eve geliyoruz” ifadelerini kullandı. ABD merkezli Associated Press (AP) ajansının haberinde, Başkan Donald Trump’ın ABD askerlerini Suriye’den çekme kararında 14 Aralık’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la telefon görüşmesinin oynadığı rol irdelendi. Haberde, Erdoğan’ı Fırat’ın doğusuna harekât düzenlemekten vazgeçirmesi için ulusal güvenlik ekibinin eline metin verdiği Trump’ın görüşme sırasında aniden Erdoğan’ın tarafını tuttuğu iddia edildi. Haberi konuyu yakın iki ABD’li, bir Türk yetkiliye dayandıran AP, telefon görüşmesini Trump’ı vazgeçme ya da ertelemeye ikna için dört gün süren çılgınca bir çırpınmanın takip ettiğini yazdı. Bir yetkili “Konuşulacak konular çok netti. Trump’a Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine operasyon düzenlemesine kesinkes karşı çıkması, Erdoğan’ın güvenlik endişelerini gidermek için ABD ile Türkiye’nin birlikte çalışacağını söylemesi tavsiye edildi. Herkes şunu telkin etti: Erdoğan’ı geri püskürt ve sınırda toprak parçası elinde tutması gibi küçük bir kazanım teklif et” ifadelerini kullandı. İkinci bir yetkili ise “Ama Erdoğan ‘Defalarca dediniz ki, ABD askerlerinin Suriye’de bulunmasının tek sebebi IŞİD’i yenmektir. Artık IŞİD yüzde 99 ora nında yenildi. Niye hâlâ oradasınız’ hatırlatmasını yaparak Trump’ı hemen savunma pozisyonunda bıraktı. Erdoğan Trump’a kalan IŞİD militanlarıyla Türkiye’nin başa çıkabileceğini de söyledi” dedi. Trump şoke etti Erdoğan telefonun öbür ucundayken, Trump’ın telefon görüşmesini dinlemekte olan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’a dönüp “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri doğruysa ABD askerlerinin niye hâlâ Suriye’de olduğunu” sorduğu aktarıldı. Bolton, ulusal güvenlik ekibinin tamamının IŞİD’e karşı zaferin kalıcı olması gerektiğinde hemfikir olduğunu kaydetti. Yetkililere göre bu sözlerden ikna olmayan Trump, derhal Suriye’den çekilme sözü vererek hem Bolton hem de Erdoğan’ı şoke etti. Hazırlıksız yakalanan Erdoğan’ın Trump’ı alelacele çekilmemesi yönünde teskine çalıştığı iddia edildi. AP’de yayımlanan iddialara ise Beyaz Saray’dan yalanlama geldi. Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü, görüşmenin gerçekleştiğini ancak içeriğinin iddiaları yansıtmadığını belirtti. “Büyük ihtimalle iddia isimsiz Türk kaynaklarındandır” dedi. l Haber Merkezi cesinde başlattığı çekilmenin, kısmen Afganistan’a da yansıyabileceği konuşuluyor. Fırat’ın doğusundan hem dışişleri personelinin hem de askeri personelin çekilmesi Türkiye’nin bölgede elini rahatlatıyor. Ancak YPG terk edildi. Durumu algılamaya çalışan örgüt, Şam rejimiyle temasa geçiyor. Ancak bölgedeki PKK türevi Kürt grupların ABD’den sonra yöneleceği en önemli aktörün Rusya olduğuna dikkat çekiliyor. Ancak Rusya’nın bu grupları terk etmeyen, aynı zamanda Türkiye ile dengeli bir politika izlemesi beklentisi hakim. ABD’de dönüşüm Fırat’ın doğusundan çekilme kararı yalnızca “Türkiye’ye jest”le açıklanamayacak düzeyde. ABD politikaları açısından Trump’un son dönem uygulamaları takımına da yansıyor. ABD’yi izleyen uzmanlar, “göreve geldiğinden bu yana bir kendisi, Mike Pence, kızı ve damadı değişmedi. Genelkurmay Başkanı’nın 10 aylık görev süresi varken, Trump adayını açıkladı, Joseph Dunford topal ördek oldu. West Point birincisi, Harvard hukuk mezunu, bir dönem CIA Başkanı ve son olarak Dışişleri Bakanlığı’nı sürdüren Pompeo, esnekliği sayesinde ayakta kalabildi. ‘Sert’ olarak bilinen askerler; başta Mattis kırıldılar” değerlendirmesini yapıyor. Şu an görevde olan askeri bürokrasi görevlilerinin Afganistan deneyimini yoğun olarak yaşadıkları anımsatılıyor. Dolayısıyla bu kadronun devlet dışı yapılarla iş görme eğilimi içinde oldukları, göreve geleceklerin ise Irak deneyiminden geçtikleri, merkezi ve güçlü devletlerle birlikte çalışma eğiliminde olduğu vurgulanıyor. ABD askeri bürokrasisini yakından tanıyan emekli General Ali Er; bundan sonraki olası gelişmeleri şöyle sıralıyor: “ABD, önceliğini Çin ve İran’a kaydıracak. Rusya’yı arı kovanı olan Ortadoğu’da çakılı bırakacak, Çin ve diğer bölgelere yönelmesini engelleyecek. Türkiye uzun süreli bir askeri harekât ortamına girecek, ekonomisi ve askeri gücü yıpranabilir. Doğu Akdeniz’deki gücü azalabilir. Türkiyeİran, TürkiyeRusya ilişkileri zarar görebilir. ABD’nin İran’a yönelik adım atma durumundan Türkiye’den bazı garantiler istemesi de akla geliyor.” l ANKARA Akar’dan ‘EgeAkdeniz’ uyarısı Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Katar ve Pakistan’daki temaslarının ardından Afganistan’ın başkenti Kâbil’e gitti. Hamid Karzai Havalimanı’nda Türkiye’nin Kâbil Büyükelçisi Oğuzhan Ertuğrul ile diğer Türk ve Afganistanlı yetkililerce karşılanan Akar, ilk olarak Af ganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığı’nda denetlemelerde bulundu. Burada konuşan Akar, Ege’de, Akdeniz’de, Kıbrıs’ta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, KKTC’ye karşı hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Bizim olmadığımız hiçbir kararın, alınacak hiçbir tedbirin geçerli liğinin ve yaşama şansının olmadığını da tekrar tekrar dile getirdik. Biz iyi komşuluktan, dostluktan, barıştan, istikrardan yanayız. Ancak bunun dışında da hiçbir şekilde, her ne pahasına olursa olsun, haklarımızdan asla ödün vermeyeceğimizi herkesin bilmesi, aklını başına alması lazım. Herkesin tahriklerden, provokasyondan uzak durması lazım, aksi halde bunun bedelinin ağır olacağını herkesin bilmesi lazım. Ege’de, Akdeniz’de gerginliğin artırılmasından herkesin uzak durmasının ülkelerimizin lehine olduğunu da bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: ALPER İZBUL/ASLAN YILDIZ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Kurtar bizi Trump’ mı? ABD’nin Suriye’den askerlerini geri çekme ka rarından en çok etkilenenler Suriye Kürtleri oldu. Her ne kadar PYD/YPG’nin eski li deri Salih Müs lim “Kendimi zi savunmak için ABD’ye ih tiyacımız yok” MUSTAFA K. ERDEMOL dese de PYD liderliği ABD’ye, Suriye’den çe kilmemeleri konusunda çağ rı yaptı. Kürtlerin güvenliğini ABD askerinin varlığına bağla ması elbette trajiktir. Kürtler, önderliklerin den çektiler ne çekti lerse. Saddam Hüseyin olmak üzere tüm Irak yöneticilerinin ABD des teği ile Kürtleri ezmesi hafı zalarda... Arkalarında ABD ile ilişki ler konusunda böylesine öğ retici bir tarih varken, özel likle Arap Baharı süreci sıra sında Kürt çevrelerde bir ABD “aşkı” baş gösterdi. Irak’ta, Suriye’de ABD’nin en önemli müttefiki haline geldiler. Bu nun elbette anlaşılabilir ne denleri var ancak “devlet altı” yapılanmalar olduklarını, bu nedenle ABD’nin onlar yüzün den müttefik devletlerden as la vazgeçmeyeceklerini kav rayamadılar. Suriye Kürt’ü farklıydı Suriye Kürtleri mevcut Kürtler içinde bölge gerçeklerinin farkında olan, bu nedenle de diplomasiyi en iyi kullananlar oldular. Örneğin Esad’a karşı İslamcı cihatçı grupların içerisinde yer almadılar başından beri. Onlardan ayrı bir muhalif çizgi izlediler. Çünkü bölge gerçeklerinin farkındaydılar ve değişen durumun kurbanları olabileceklerini biliyor, Esad’la diyalog kapısını açık tutuyorlardı. Bu politika izlenebilecek en iyi politikaydı. Ancak ne olduysa ABD’nin Suriye’deki hesaplarında atlanamayacak bir unsura dönüştüler. Bölgeyi iyi bilmeleri, dolayısıyla IŞİD’e karşı savaşta yararlı olacakları kabulü vardı ABD’de. Bu temel üzerinde gelişen ilişkiler, Suriye Kürtlerini “Bıji Obama” noktasına getirdi. ABD Irak’ta Kürtlere ne yaptı? ABD’ye yanaşarak, bir devlete değilse de özerk bir yapıya kavuşabileceklerini sağlayabileceği hatasına düştüler. Bu tutum bölgedeki diğer halkların, Suriye’de ve Irak’ta Arap ve Türkmenlerin hoşnutsuzluğuna yol açtı. Kuzey Irak’ta ABD’nin önceleri destekler gibi olduğu, sonra da tamamen geri çekildiği “Irak Kürdistanı Bağımsızlık Refe randumu” Kürtler için de ders olmadı. 1974’ten beri Irak’ta özerk bir bölge olan Irak Kürdistanı, referandum başarı sızlığından sonra Irak’ta o güne kadarki kazanımlarını büyük oranda yitirdi. Böyle bir deneyim var arkalarında ama bölge halklarıyla dayanışmak, onlarla birlikte mücadele etmek yerine emperyal bir güce yanaşmak gibi bir tutumları oldu. Suriye’de de ABD tarafından terk edildikleri halde, hâlâ ondan yardım istemeye devam ediliyor. Beyaz Saray’ın resmi sitesinde başlatılan “Rojava’nın Bir Başka Yemen Olmasına İzin Vermeyin” başlıklı imza kampanyasına Türkiye’den “sol”cu sayılanlar tarafından imza atıldı. Yemen’i bugünkü felakete sürükleyenin ABDSuudi Koalisyonu olduğunu bilmiyorlarmışçasına. ABD’nin bir ülkeyi “kurtarmasının” ne demek olduğunu unutanlar, anımsamak için Panama işgaline baksınlar. ABD’nin başa getirdiği Noriega’yı, kendisi için yararlı olmaktan çıktığı için ülkeyi işgal edip devirdikten sonra Panama’nın hâlâ belini doğrultamadığını, işgal için kışkırttığı Irak’ın Kuveyt’i ele geçirmesinden sonra Kuveyt’i Irak’ın elinden “kurtaran” ABD’nin sayesinde bugün Kuveyt diye bir “devlet”in adının bile unutulduğunu bunlara nasıl söylemeli? Emperyal bir güce dayanmadan, bölge halklarıyla ilişkileri geliştirmekten başka çaresi yok Kürtlerin. Emperyalizmin terkisine binen çabuk düşer. Herhalde son gelişmelerle anlaşılmış olmalı bu. ‘Tek adam’ rahatsızlığı İlk başkanlık bütçesini Meclis’e kabul ettiren Saray, maraton boyunca yapılan ‘tek adam’ eleştirilerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’la yanıt vermeye çalıştı. Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk bütçesi TBMM’de önceki gece kabul edildi. 2019 bütçesi; Plan ve Bütçe Komisyonu ve Genel Kurul çalışmaları ile birlikte toplamda 345 saatte tamamlandı. Özellikle CHP’li vekillerin bütçe maratonu sürecinde yaptıkları ‘Tek adam’ eleştirileri, AKP kanadını gerdi. Son oturumda hükümet adına konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Başkanlık sistemi ile ilgili tek adam eleştirilerine yanıt verdi. Oktay şunları söyledi: “Tamamı demokratik yöntemlerle yaşanmış bu süreci tek adamlık iddiasıyla karalamaya çalışmak millete hakarettir. Bu iddiayı dile getirenler Sayın Cumhurbaşkanımıza değil aslında doğrudan milletimize saldırmaktadır. Biz Atatürk’ün Meclis’te sapasağlam yerini bulan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ düsturunun arkasındayız. Sizler ‘hayır’ diyorsunuz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil, vesayetin hakkı olmalı. Hayır, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ve millet de kararını vermiştir” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle