18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 23 Aralık 2018 12 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Elinizden geleni yapmadınız Sayın Bakan! Papağan Bahtiyar öldü. Daha doğrusu öldürüldü... Bir akşam sosyal medyada yayılan dehşet verici videolarla tanıdık onu.  Bir adam boğazını sıkıp, “Acun Baba diyeceksin! Yoksa...” diyerek küfürler sıralıyordu. Zavallı papağan da avazı çıktığı kadar bağırıp yardım istiyordu.  Murat Özdemir adlı sapık, videoyu kendi kaydedip paylaşmış. Meğer Acun Ilıcalı’nın kanalı TV 8’deki MasterChef yemek yarışmasından çıkarılan bir şefmiş. Üstelik “uyuşturucu kullanma, mala zarar verme, aile içi şiddet, tehdit, kişisel verileri ele geçirme” gibi suçlardan poliste kaydı varmış. Bunu bile bile, reyting için TV’ye çıkarılıp fenomen haline getirilmiş.  Videonun yayıldığı gece saatlerce papağanı adamın elinden kurtarmak için seferber olduk... Sonunda sapık, 21 günlüğüne akıl hastanesine; Bahtiyar adı konulan papağan da veterinerlere teslim edildi. Sol bacağının diz ekleminde çıkık ve başında yumuşak doku zedelenmesi tespit edilmiş. Aynı zamanda aşırı stres altında olduğu belirlenen Bahtiyar, ertesi gün ameliyat edildi. Ama bütün bu travmayı ve ameliyatı kaldıramadı.  Doğal ortamında türdeşlerinin arasında özgür olmasına izin verilmedi. İnsan cehenneminde işkence gördü. Adı Bahtiyar konsa da, yaşam öyküsü hüzünle sona erdi... Ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, şu açıklamayı yaptı: “Çok üzgünüm... Elimizden gelen her şeyi yaptık ama maalesef kaybettik... Hayvanlarımıza yönelik şiddetin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”  Kendisine sosyal medyada yanıt verdim ama köşemde de olsun istedim.  Hayır, elinizden geleni yapmadınız! Hayvan satışını yasaklamadınız! Jako cinsi papağanı Afrika’dan getirip satıyorlar. Bu papağanların doğal ortamları, Afrika’nın orta kısımları ve batısıdır. Düz arazideki yağmur ormanları, kayralar ve geniş çayırlarda yaşarlar, kafeslerde değil. Ömürlerini seçtikleri eş ile geçirirler. Doğada kalabalık bir sürü şeklinde bulunurlar, kafeste tek başına değil.  Siz bu kirli ticareti önlemedikçe, hayvanlara alınıp satılan bir “mal” muamelesi yaptıkça, daha çok hayvan ölür! Şiddetin takipçisi de değilsiniz! Parasını veren, “av” adı altında, bakanlığınızın izniyle ormana dalıp hayvan katlediyor. Sonra da o kanlı vahşet görüntülerini aynı Murat Özdemir gibi sergiliyor. Sürekli şikâyet ediyoruz ama hiçbir sonuç alamıyoruz.  Elinizden geleni yapmadınız. Şu anda hayvanlara işkence ve tecavüzün bedeli, yalnızca 625 TL idari para cezası. İlk 15 gün içinde ödenirse cezada yüzde 25’lik indirim yapılıyor. Yani erken ödeme durumunda hayvana tecavüzde indirim var! AVM’lerin içinde hayvanat bahçeleri kurulmasına izin verip, Bahtiyar gibi nice hayvanı bu beton yapılara hapsediyorsunuz. Ticaret için doğal ortamlarından alınan hayvanlar esaret içinde! Elinizden geleni yapmadınız. Atlı faytonları yasaklamadınız! Çevreci, modern çözümler varken; hâlâ atların sırtında şaklayan kırbaçların sesi yankılanıyor sokaklarda. İşkence ile ölen atlar, bir eşya gibi denizin dibini boyluyor ya da mezbahada kesiliyor.  Elinizden geleni yapmadınız. Belediyeler sokak hayvanlarını toplayıp katlederken feryadımızı duymadınız.   Canlı hayvan ticaretinde hayvanlara yaşatılan zulmü ortaya çıkardım; bakanlığınız olayın üzerini örtmeye çalıştı. Hayvanları korumakla yükümlü bakanlık ile hayvan alıp satan bakanlığın aynı olması bile bu trajedinin göstergesidir.  14 yıl önce çıkarılan yasa, yanlış ve eksiklerle dolu. Bunların düzeltilmesini yıllardır erteleyen sizin partinizdir. Hayvan hakları konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinin görüşlerini dikkate almayan da bakanlığınızdır! Elinizden geleni yapmadınız! Şiddetin de takipçisi değilsiniz! Minik öğrencilerden kedilere sıcacık bir yuva İzmir’de Girne Ortaokulu’nun anaokolu öğrencileri, sahipsiz hayvanlar için okul bahçesine atık malzemelerden 20 kedievi yaptı. Sevimli dostlarının mama ihtiyacını harçlıklarından ayırdıkları paralarla karşılayan öğrenciler, “Kırçıllı”, “Tarçın”, “Boncuk”, “Sarman” gibi isimler verdikleri kedilere sevgiyle bakıyor. Evinde beslediği Duman adlı kedisinin ölmesi üzerine okul yönetiminin desteğini alarak projeyi başlatan görevli ana sınıfı öğretmeni Ceylan Özçalışkan okul bahçesindeki kedi evlerinde yaklaşık 20 kadar kediye baktıklarını ve sağlık kont rollerini yaptırdıklarını dile getirdi. Özçalışkan, “Her sabah mamalarını ve sularını veriyoruz. Çocuklar da artıkalıştılar. Onların yanına yavaşça yaklaşıyorlar, önce yemeklerini ve sularını veriyorlar. Kediler sevilmek istediğini gösterdiğinde onların başlarını okşuyorlar. Okulumuz, kediler ve sokak hayvanları için sıcak bir yuva haline geldi. Hem de öğrencilerimiz hayvan sevgisiyle büyüyor. Bunu anne ve babalarına da aşılıyorlar. Oturdukları sokağa, mahalleye kedievi yapıp koyan öğrencilerimiz var. Bu farkındalığı oluşturmak benim için onur verici” diye konuştu. hafta sonu “Mesela şöyle düşünün o gününüz gerçekten çok kötü geçmiş, Vedat ARIK hastasınız, moraliniz yok, belki bir saattir ağlıyosunuz. İşte bunların hepsini silip hava kaç derece olursa olsun, aydınlık, karanlık dinlemeden onların sizi gerçekten beklediğini bildiğiniz için çıkıyorsunuz. Ama o dönüş yolundaki mutluluk, onların doyduğunu, bugün tok uyuyacaklarını bilmek, işte o huzur, mutluluk, herkesin hayatta bir kere olsun bunu yaşamasını “Yuvalandırma gerçekten içinde Yasemin Topoğlu süresince sokağa Kedileri için”hissetmesini dilerim... bırakmıyorum. Belli bir ücret karşılığında kedi pansiyonunda kalıyorlar. Çünkü insanlar sokak fotoğrafı değil ev fotoğrafı olan kedileri istiyor. Maddi giderimiz tek mama değil klinik, nakil, pansiyon. Neyse ki veterinerim de, kedi pansiyonu da benim sigarayı bıraktı içinbirveresiye defteri açtı...” HİLAL KÖSE Hayvanlara şiddetin türlü türlü çeşidini görünce, bu vahşiliğe karşı sosyal medyada tek yumruk oluyoruz da iş pratiğe gelince nedense kılımız kıpırdamıyor. Kış geldi, kaçımız kapımızın önüne bir kap mama bırakabildik? Bakmaya doyamadığımız kediler şimdi ne yapacak? Bir süre bakıp terk ettiğimiz köpekler, barınaklarda beton zeminde en çok da yalnızlıktan acı çekmeyecek mi? En azından sokak canlıları içini seferber olan gönüllülere destek olabiliriz. Sizi o muhteşem insanlardan biriyle, Yasemin Topoğlu’ya tanıştırmak istiyorum. Yasemin, tek kişilik ordu gibi. Yaklaşık 50, 60 kediye bakıyor sokakta. Ayda 60 kilo mama dağıtıyor. Tedavi ve kısırlaştırmadan, yuvalandırmaya kadar her şeyleriyle ilgileniyor. Fiziki ve maddi yorgunluktan çok, duyarsızlıktan şikâyetçi. “Bir ricam var, sokakta gördüğünüz her hayvanın iki dakika da olsa başını okşayın, yemek kadar sevgiye de o kadar muhtaçlar ki..” diyor. n Seni tanıyabilir miyiz? 43 yaşındayım. Asıl mesleğim gazetecilik. Hürriyet’te beş yıl polis, adliye muhabirliği, çeşitli dergilerde editörlük yaptım. Basında en son bir sosyete magazin dergisinde yazı işleri müdürüydüm. Son üç yıldır medya direktörlüğü yapıyorum ama şu an işsizim. Bir arkadaşımın koyduğu isimle Petistim. Aktif hayvansever. n Şiddeti konuşacağız ama hayvanseverlikle ilgili ne düşünüyorsun? Bana göre hayvansever ile hayvanbesleri ayırt etmek gerek. Evinde her hayvan besleyenin lütfen hayvansever olduğu düşünülmesin. Çoğunun kapısının önüne bir kap mama bir kap su koyduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Hatta çoğu için sokaktaki can neredeyse düşman. Bir de sadece klavye hayvanseverler var. Pusi beni değiştirdi n Kedilere düşkünlüğün nasıl başladı? Bu işin biraz genetik olduğuna inanıyorum. İnsanlara karşı duyulan vicdan, merhamet, empati duygusunun çoğu kişiye ailesinden geçtiği kanaatindeyim. Bizim evde yaralı hayvan eksik olmazdı. Mesela babamın ceketinin cebinden bir anda yaralı bir kuş çıkardı, tedavisi yapılır, iyileşince çocuk aklımızla bizi unutma diyerek uçururduk. Annem, kendi başına yemek yiyemeyen varsa, ‘mama saati’ der, koşa koşa eve gelirdi. Bugün 90 yaşındaki dedem bile sokakta canların su kaplarını temizler, sularını tazeler. nSevgin doğuştan geliyor yani. Aslında her şey 2008’de babamın ölümüyle başladı. Karde EVDE KOTAYI DOLDURDUk... “Evde farklı karakterlerde kızlar, erkekler oldukça kalabalık bir aileyiz. Maalesef renginden, kaşından, gözünden, cinsinden dolayı beğenilmeyenler, hasta bulduklarım ve tedavileri pahalı ve uzun olanlar tabii ki ailemize katıldı. Kotayı doldurduk. Bahçeli, devasa bir ev hayalimiz baki. Dışarıda mutlaka sevgi seanslarımız var. Hepsini zamanım olduğunca sevmeye çalışırım.” “Şehir dışına bile gitse yanında hep mama var. O nedenle bavul çanta ile dolaşıyor. Sürekli ”yürüyor... Elimizi taşın altına koymalıyızn İsteyenler seni nasıl destekleyebilirler? Çalışırken daha az olmak üzere dönem dönem destek ilanları açıyorum. Hiçbir zaman tedavi ücretinin 3’te 1’ini bile toplayamadım. Sokaktaki canlar hepimizin ve hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. İsteyen sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirler. Instagram: Yasemin Topoğlu (irmikhelvasiii) FacebookTwitter: Yasemin Topoğlu. şim yurtdışındaydı. Evde yalnız kadar çıkıyor. Böylece spora pa dım. Nasıl olduysa ‘bir kedi isti ra vermiyorum. O para, sokak yorum’ dedim. Çok sevdiğim bir taki canların bir ihtiyacına gi arkadaşım, ertesi gün bir sokak diyor. Hasta olan var mı diye kedisi getirdi. Sarı beyaz iki ay kontrol ediyorum. Hasta var lık bir erkek. Adını gel sa kliniğe götürüyorum. Bazı meden koymuştum: larına vitamin, antibiyo Pusi. İlk göz ağ tik, göz damlası veriyo rım, yarenim, rum. Anne ve yavru derim ben lar yazın daha çok ona hep. Bir tur. Onları kedi süre son pansiyonuna alı ra ya so yorum. Sütten kaktaki kesilma sonrası ler de yuvalandırıyo dim. Si rum. Tabii bir nirlerim de kısırlaştır bozuldu, ma var. Kışın gerçekten bu iş daha zor. altüst ol Mamalar için dum. Ha korunaklı evler, yatımda ki aşırı yağan yağ en güzel değişimin sorumlusu oldu Topoğlu, arkadaşımız Hilal Köse ile.. murda gece kontrolleri gibi daha pek çok işim var. Pusi. Bu arada Pu n Maddi yükün altın si öyle sevecen bir ke dan nasıl kalkıyorsun? di de değildir. Aksine agresif, 20 yılın ardından üç yıl önce psikopatın teki... sigarayı bıraktım. Sırf daha çok 10 kilometre yürüyüş cana el uzatabilmek için. Aylık sigara parasıyla 15 kilo mama n Gönüllü olduktan sonra alabildim. Baktığım canların sa yaşamın nasıl şekillendi? yısı her gün artıyor. Nerede has Hayatım tamamen değişti. İlk ta ya da doğum yapan bir can olarak 10 yıl önce kendi soka olsa tanıyan, tanımayan kapımı ğımda sokak beslemelerine baş çalar oldu. Üstümüzden atmaya ladım. Her gün mama ve su. meraklıyız yani. Klinik ücretine Yaklaşık 50 60 kediye bakıyo katkıda bulun derseniz kimseyi rum sokakta. 45 kilometre yü ortada bulamazsınız. Sekiz yıl rüyorum. Uzun tatillerde İstan dır tatil yapmadım. Kıyafet sa bul boşalınca yolum 10 km’ye dece ihtiyacım olduğu kadar... Barınaklar otel değil n Meclis’teki yasa tasarısıyla ilgili neler söylersin? Tüm detayları hayvanseverlerle hazırlanmalı. Çünkü biz onlara 24 saatimizi veriyoruz. Sokak hayvanlarının bulundukları yerden sürgüne, ölüme gönderilmelerini istemiyoruz. Barınakları 5 yıldızlı otel sanan var. Oralarda kendi dışkıları içinde ölenler, açlıktan birbirini parçalayıp yiyenle, hastalıktan can çeke çeke ölenler var. Şiddet konusunda sahipli sahipsiz hayvan ayrımı olmamalı. Suçlar hapisle cezalandırılmalı. Cezalar asla ertelenmemeli. Petshoplar ve üretim çiftlikleri yasaklanmalı. Hayvan esaretinin yaşandığı eğlence parkları da kapatılmalı. Üşürler... n Ayda 60 kilo mama dağıtıyorsun... Nasıl bir sistemi ve maliyeti var bu işin? Kendi sokağımda dahil 6 bölgem var belirlediğim. Her gün giderim. 365 günde bir gün bile sekmez. Ben yoksam, nöbeti kardeşim devralır. Kışın tavuk, hindi göğsü, tavuk ciğeri haşlarım. Hastalanmamaları için vücut ısıları düşmemeli. Yani hayvanlar da üşür. Vitamin, damla, yemek su kabı, kış için sıcak su torbası, onlara ev yapmak için kartonlar, battaniyeler gibi pek çok ihtiyaç elbette maliyetli. Mesela 60 kilo mama 400 TL. Şiddet... n Hayvanlara yönelik şiddetle ilgili ne düşünüyorsun? Açıkçası şiddetin boyutu aşmış durumda. Canilik desem az kalır. Sokağından koparılan çoğu köpeğin tecavüze uğradığını, kedilerin eğlence adına yakıldığını, gözlerinin oyulduğunu, zift dolu kovaya atıldığını, patilerinin kesildiğini, derilerinin yüzüldüğünü ve daha anlatamayacağım canice işkencelere maruz kaldığını biliyor musunuz? Bu görüntüleri bazen paylaşmam gerekiyor. Rahatsız olanlar yazıyor. Madem görüntüye katlanamıyorsun, o caniliğe maruz kalan can için sen ne yapıyorsun? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle