18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Aralık 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Silah dayansa da teslim olamazsın’ Kılıçdaroğlu, Akar’ın 15 Temmuz’a ilişkin sözlerini yorumladı, “Cumhuriyeti korumakla görevlisiniz. ‘Başıma silah dayandı diye önleyemedim’ diyorsanız doğru değil” dedi SERTAÇ EŞ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim süreci, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin değerlendirme yaptı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sert yüklendi. Kılıçdaroğlu, Akar’ın “Başıma silah dayandı” sözlerine ilişkin, “Ömer Halisdemir’i bilmesi lazım Sayın Akar’ın. Siz Cumhuriyeti korumakla görevli birisiniz. ‘Başıma silah dayandı diye önleyemedim’ gibi bir gerekçeye sarılıyorsanız bu doğru değil” dedi. Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş’ın anketlerde “açık ara önde olduğu” için, Ekrem İmamoğlu’nun da beklenen aday profiline uyduğu için aday gösterildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı kahvaltılı toplantıda önemli mesajlar verdi. Milli Savunma Bakanı Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasındaki tartışmanın anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Örnek alınacaksa Halisdemir’in örnek alınması lazım. ‘Kafama silah dayadılar, kaç kişi buna hayır der? Gittim teslim oldum.’ Bu tür ifadeleri ben o dönemin Genelkurmay Başkanı’na yakıştıramadım” diye konuştu. Silahlı kuvvetlere yönelik hassasiyetini anlatmak için Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin yaşanmasının ardından 16 Temmuz’a ilişkin bir anısını anlattı. Akif Hamzaçebi’nin kendisinden Meclis’te konuşurken “Ordusu tarafından teslim alınmış bir komutan genelkurmay başkanlığı yapamaz” diye bir cümle kullanmasını istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Son derece doğru ama bunu bu saatte, bu ortamda söylemek doğru değil. Çünkü ordu ciddi bir sınav veriyor. Bu tür bir açıklama orduda ciddi sorun yaratabilir. Daha doğrusu siyaset alanında ciddi sorun yaratabilir diye kullanmamıştım” dedi. Kılıçdaroğlu, Suriye’nin kuzeyine yönelik bir harekât öncesinde bu tür eleştirinin doğru olup olmadığının sorulması üzerine, “Akar artık siyasetçidir. Asker değildir. Erdoğan’ın dilini teleffuz ediyor, görüşlerini parlamentoda yansıtıyor” diye konuştu. Akar’ın TBMM’de kurulan komisyona gelerek ifade vermediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Şimdi başıma silah dayandığı için ‘ben gereğini yapamadım’ ya da ‘itiraz edemedim’ yani bir anlamda ‘teslim oldum’ diyor. Parlamentoya gelip en azından bunları anlatabilirdi. Niye gelip ifade vermedi? Erdoğan’ın isteği üzerine” dedi. Kılıçdaroğlu, komisyona MİT müsteşarının gelmediğinin anımsatılması üzerine onun bürokrat olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla bağlı olduğu otoroite izin vermediği için gelmemiştir. Eleştiri yapmak doğru değil” dedi. ‘İyi sınav veremedik’ CHP’nin geçen seçimlere yönelik özeleştiri yapmadığı yönündeki bir eleştiri üzerine Kılıçdaroğlu, parti ve genel başkan olarak özeleştiri yaptıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ben kendim bizzat yaptım. O gece iyi bir sınav veremedik. Bunu her yerde ifade ediyorum. O gece belki kamuoyuna bilgi verilebilirdi. Ama o gecenin ayrıntılarına girmek istemiyorum. Bir kusur varsa bize ait. Özellikle CHP’ye oy veren gençlerin, CHP yönetimine tepki göstermelerini anlayışla karşılıyorum. Tepki göstermeleri haklı” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin son seçim ve halk oylamalarının adil ve serbest olmadığının bilincinde olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Açıklıkla ifade etmek gerekirse ‘Şam’la konuşmalıyız’ ABD’nin Suriye’den çekilmeye başlayacağının anımsatılması üzerine, Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Hiçbir ülke kendi sınırlarının hemen dışında terör örgütlerinin yuvalanmasına izin vermez. Türkiye’nin de bu konuda adımlar atmasını, kaygılarını dile getirmesini anlayışla karşılamak lazım. Hatta bunu yapmak zorunda. ABD’nin çekilmesi önemli bir olay. İran bundan son derece memnun olmuştur. İsrail ABD’nin çekilmesini pek istemez. Çünkü İsrail, parçalanmış Ortadoğu devletçikleri ile muhatap olmak ister. Rusya memnun olur. Biz öteden beri Türkiye, Suriye rejimi ile oturup konuşmalı diyoruz. Eğer Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyorsanız, bunu Türkiye’nin geleceği açısından risk olarak görüyorsanız oturup Suriye yönetimi ile konuşacaksınız. Çünkü bir paralellik var. Rusya üzerinden konuşuyoruz, istihbarat örgütleri zaten görüşüyorlar, bunların meşru bir zeminde yapılması gerekiyor.” ‘Eminim önünü ilikliyor’ Erdoğan’ın Suriye konusunda işlevini Kılıçdaroğlu, arkadaşımız Sertaç Eş’in de aralarında olduğu Ankara temsilcilerini kabul etti. yerine getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, “BOP eşbaşkanıydı, BOP’un ikinci ayağı Suriye’nin parçalanmasıydı. Kim yaptı bunu, Erdoğan yaptı. Kimin öncülüğünde yapıldı, Erdoğan’ın öncülüğünde yapıldı. Kim silahları gönderdi, Erdoğan gönderdi. Dolayısıyla Erdoğan’ın fonksiyonu, Irak ve Suriye bağlamında yerine getirildi. ‘Eyy Amerika’ falan diyor ama, eminim Trump telefon ettiğinde ayağa kalkıp önünü ilikliyordur. ‘Buyur emret ne yapalım ne edelim’ diye, rolünü de yapıyor zaten. Ayak üstü merhabalaşınca bile büyük olay oluyor. Bu bizim onurumuzu kırıyor” dedi. ‘AB’de meşruiyet arıyor’ Kılıçdaroğlu, soru üzerine Erdoğan’ın AB’de kendisine meşruiyet aradığını savundu. Kılıçdaroğlu, “Çünkü tüm Batılı demokratlar, Erdoğan ve yönetiminin meşru olmadığını kabul ediyor ve meşru değil zaten. Ne anayasa değişiklikleri ne de yapılan seçimler hiçbiri meşru zeminde yapılmış değil. OHAL koşullarında yapılmış bir anayasa değişikliği ki kıl payı zaten meşru olmayacağını hepimiz biliyoruz. Binali Bey’in açıklaması vardı ‘Yüzde 12 farkla anayasa değişikliği olmaz’ diye. Olmadı tabii bunlar. Bütün zorlamalara rağmen Erdoğan ve ekibi hiçbir demokratik ülkede meşru bir yönetim olarak görülmüyor. Erdoğan şu anda emperyal güçler tarafından vazgeçilmez adam konumundadır. Çünkü kendisi her türlü tavizi verebilir” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, soru üzerine HDP ile işbirliği yapmadıklarını yineledi. bir dikta yönetiminin olduğunu biliyoruz. Türkiye bir sivil darbe süreci yaşıyor. Geçmişte Evren ve arkadaşları ne yaptıysa şimdi Erdoğan aynı şeyi yapıyor. Devletin Hazinesi damada teslim edilmiş. Ülke yangın yerine dönmüş, tek uğraştığı kişi benim. Bir hedef gösteriyor. Bir televizyoncu arkadaşımız hedef gösteriliyor. Ama bu geri adım atmamıza yol açmayacak. Tam tersine tüm haksızlıkların, hukuksuzlukların üstüne gitmek zorundayız. Adil seçim ortamı olsun ondan sonra seçime gidelim arayışı içinde değiliz. Mücadeleyse mücadelesini yapacağız” diye konuştu. ‘Yavaş partili’ Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş’ın Ankara’da aday gösterilmesiyle risk alınıp almadığının sorulması üzerine şöyle konuştu: “Mansur Bey siyasette sonradan tanıdığım bir insan ama belediye başkanlığı yaparken Beypazarı’nda başarılı. Beypazarı’nın ziyaretçilerinden birinin de ben olduğumu kimse unutmasın. Parti içinden değil de neden sağdan aday diye bir düşünce oldu... Mansur Bey bizim partilimiz zaten. Dolayısıyla CHP’ye gelip üye olan birisini sağdan veya soldan diye ayırmanın bir mantığı yok. Mansur Bey’i Ankara’nın geleceği ve gerçek anlamda bir başkent kimliğine kavuşması için ideal bir aday olarak görüyorum. Elbette Parti Meclisi’ne geldiği zaman, o ada yın lehinde ve aleyhinde konuşanlar var. Sadece Mansur Bey için değil. Belki siz risk olarak tanımlıyorsunuz ama bu risk değil. Bu isimler kazanma şansı en yüksek olan partililerimiz. Anketler yapıyoruz, milletvekili, il ve ilçe başkanı arkadaşlarımıza soruyoruz. Sonuçlardan politika geliştiriyoruz.” Kılıçdaroğlu, Yavaş’ın yapılan anketlerde “açık ara” önde çıktığını da söyledi. Bütün çabalarının Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Bursa ve Antalya’yı almak olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, kendilerine rakip olarak bir partiyi almadıklarını, adayların neler yapacaklarını anlatacağını dile getirdi. ‘Kendisini gözlüyorduk’ Kılıçdaroğlu, İstanbul adayının belirlenmesi aşamasında “istenen belediye başkanı profili” üzerinden gittiklerini anlattı. Çıkan profile en uygun kişinin Ekrem İmamoğlu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Biz gözlüyorduk kendisini, başarılarını... Kendisine söyledik o da kabul etti” dedi. Kılıçdaroğlu, soru üzerine Adalar Belediye Başkan adaylarının “büyük bir ihtimalle” gazeteci Erdem Gül olacağını kaydetti. İYİ Parti ile yapılan işbirliğinde fazla ödün verildiği tartışmalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “İşbirliği yapıyoruz, dolayısıyla fazla taviz verdiniz, az taviz verdiniz bilmiyorum. Sonuçta görüşmeler yapılıyor, bir çerçeve çıkıyor ortaya. Ama şunu söyleyeyim: Balıkesir’i İYİ Parti kazanacak. Biz her türlü desteği vereceğiz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, belediye meclis üyelikleri için hemen hemen tüm Türkiye’de eğilim yoklaması yapılacağını da söyledi. Kılıçdaroğlu, ihtiyaç olması, adaylardan istek gelmesi durumunda İYİ Parti ile ortak miting yapılabileceğini belirtti. ‘Özhaseki Sincan’ı bilmez’ CHP adaylarının açıklanmasının ardından AKP’nin adaylarının tartışılmaya başlandığının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Özhaseki’yi Kızılay’a koysalar Sincan, Akyurt nerededir bilmez. Hangi akılla getirdi bilemiyorum. Ankaralılar’a hakarettir. Milyonluk Ankara’da bir belediye başkanı adayı bulamadılar. Bit pazarına nur yağmıyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Binali Yıldırım için “İzmir deneyimini saymıyorum. İzmir’den sonra oraya gitmesi bence talihsizlik” ifadelerini kullandı. ‘Mersin 4 Ocak’ta’ Kılıçdaroğlu, İzmir için çalışmaların sürdüğünü, Mersin adayının 4 Ocak’ta yapılacak Parti Meclisi toplantısında açıklanacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, solunda oturan yardımcısı Tuncay Özkan kastedilerek sorulan “İzmir adayı yanınızda mı oturuyor” sorusuna, “Onu bilmiyorum” karşılığını verdi. l ANKARA Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un yarınlara dönük bir gelecek haritası olmadığını vurguladı ‘Bu kentin geleceğine baş koyduk’ İLAYDA KAYA CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’un yarınlara dönük bir gelecek haritası yok. İstanbul’u 2025 yılında ne bekliyor derseniz kimse bilmiyor. Biz bu kentin geleceği için yola baş koyduk” dedi. İmamoğlu dün Maltepe’de Rizeliler Derneği’nin “3. Hamsi Şenliği”ne katıldı. İmamoğlu’nu Maltepe Belediye Baş kanı Ali Kılıç ve Kadıköy Belediyesi başkan aday adayı Kadir Gökmen Öğüt ile birlikte çok sayıda partili karşıladı. İstanbul’da istatistiklere göre 04 yaş arası çocuk sayısının 1 milyon 200 bin olduğunu anlatan İmamoğlu, “Bu çocuklar için ne yapıyoruz? 700 bin dar gelirli ailenin çocuğu var. İstanbul’un yüzde 1012’sini gençler oluşturuyor ve kaygı yaşıyor. Yüzde 60’ı ise ‘şansım olsa bu kentten giderim’ diyor. İstanbul’un dünya kenti olması için hep birlikte fikir yürütmeliyiz” ifadelerini kullandı. Ali Kılıç da 1 Nisan sabahına İstanbul’un İmamoğlu ile umutla uyanacağını söyledi. İmamoğlu daha sonra CHP Ümraniye İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinliğe katıldı. İmamoğlu “Siyaset yolunda her yol mubahtır anlayışı yanlıştır. Değerlerimize gölge düşürerek utanç yaratacak çalışmalar bizi yönetemez. Siyasetten dışlananları da bu sürecin içine katacağız” dedi. l İSTANBUL İmamoğlu Kılıç haber 5 Papağanı öldürdük! Adı Bahtiyar’dı, olamadı Homo Sapiens, yaşayan her canlıya eziyet ediyor! Kendisi gibi insan olana, kendisine karşı koyamayan hayvana, ağzı yok, dili yok, ağaca, doğaya! Hele hayvanlara: İnsanlar var oldukları sürece, gerek beslenmek, gerek güvenlik için o kadar çok hayvan ırkını ortadan kaldırmış ki! Ateşli silahları yokken bile kendilerinden misliyle büyük dinazorları yok etmişler. Bu dünyanın yaşayan en zalim canlısı, sadece bulundukları yerde kalmamış, yaşadıkları yeri yakıp yıktıkça başka yerlere tüketmeye gitmiş. Okyanusya’da o zaman sadece çok büyük boyutlu hayvanlar yaşıyormuş ve denizleri aşıp gelen bu küçük canlıları tehlike olarak görmemiş, hiç ciddiye almamışlar. Ama onlar taşla sopayla alt edemeyecekleri “canavarları” ormanları ateşe vererek, yakarak öldürmüş; kökünü kurutmuş dinazorların! Asırlardır at, eşek, deve gibi hayvanları köle olarak çalıştırıyor. Bazılarını yemek için besliyor. Hadi iyi niyetli diyelim; doğadaki özgür yaşamından koparıp seyretmek için hayvanat bahçelerine, eğlenmek için sirklere koyuyor, her tür acı ve şiddetle eğitiyor, doğasına aykırı gösteriler yaptırıyor. Sevmek için beslese evinde kafese sokuyor! Yetmiyor eziyet ediyor. Avucunun içine sığabilecek kadar küçük ve gagasından başka silahı olmayan bir canlıya işkence yaparken bunu bir de canlı yayımlıyor! Gerçekten insan canlıların en vahşisi, en acımasızı. Neyse ki hepsi değil. Şaştım kaldım: Videoyu gören herkes ayağa kalktı. Yetkililer bize ne kuştan demedi, manyağın adresi bulundu, polis geldi, kuş ciddi bir operasyonla kurtarıldı! Kadına, çocuğa duyarsız Oysa bu millet, ağabeyinin tecavüzüne uğramış kız çocuğunun, gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan tecavüzcü ağabeyle aynı evde tutulmasına ve kızın camlara çıkıp “beni kurtarın yoksa kendimi öldüreceğim!” diye bas bas bağırmasına seyirci kalmış millettir. Birden kuş için yufka yürek olma durumu. Kuş bile dayanamaz bu duyarsızlığa, biz, kuşa duyarlı kadına değil. Türkiye, kadının insanca yaşayabileceği ülke sıralamasında en alta düşmüş, daha aşağısı şeriatla yönetilen Suud filan. Yerel seçimlerde kadın aday yok gibi. Keşke papağan koysalar? Mesela İstanbul’a. Ankara’da otursa, kendisine öğretileni o söylüyormuş gibi söylese. Olmaz mı, olur; kimi seçeceğinize bağlı! Hayvana şiddet yasası? Papağanın adı Mesut Bahtiyar’mış! Olamadı maalesef. Ormandan çalınmış, kafese konulmuş, köle pazarında manyağın birine satılmıştı. Yaşamak zorunda kaldığı evde aç bırakılmış, bir de üstüne “Acun Baba” diye bağırması için işkenceye maruz kalmıştı. Nasıl bahtiyar olsun ki? Kurtarıldığında kanadı ve ayağı kırıktı. Başında travma vardı. Şehir vahşisini orman sakinine işkenceden önce gözaltına aldılar, sonra akıl hastanesine kapattılar. 21 gün sonra oradan çıkarırlar, ilaçların etki etme süresi bile bundan uzundur. Üç beş kuruş para cezası verilir, aramıza salarlar. Sakın ola ki önüne çıkmayın, tekrar televizyona çıkmak için herkese her türlü saldırıyı gerçekleştirebilir. Papağanı tedavi etme gayretleri ise boş çıktı. Zordur kuş tedavi etmek. Aklımda sadece ağzına damlalıkla verilen ilaçları içmek için son bir gayretle gagasını açışı kaldı. Ve o dünyanın en akıllı kuşunun, bir avuç gri tüy yumağı olarak gözünü kapayıp, başını yere koyup kalbinin durmuş hali. Zaten o işkence sırasında kalbinin durmadığına şaşmıştım. Gösterdiğimiz duyarlılığa şaşmıştım. Hayvana şiddet yasası hâlâ çıkarılmamışken insan gibi görünmemize şaştım! Köpekler hâlâ tecavüze uğruyor sokaklarda, toplanıp ölsünler diye ormana atılıyor. Sokakta yaşamaya çalışan kedilerin gözleri oyuluyor, sokak hayvanlarını besleyenler darp ediliyor. Bütün taleplere rağmen hayvana şiddeti cezalandıracak yasa çıkarılmıyor, hayvan hâlâ can değil mal! Ama papağan Bahtiyar için çok üzüldük! AZİZ KOCAOĞLU: Baskı var ama aday olmayacağım İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, her gittiği ilçe ve köyde yeniden aday olması yönünde yoğun baskılarla karşılaştığını belirtti. Bir televizyon kanalının sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, “Artık bizim hedefimiz, CHP’den güveneceğimiz, inanacağımız, kefil olacağımız bir arkadaşa bayrağı teslim etmek... Kişiler fanidir, ülkeyi yönetmek için partiler de araçtır. Baki olan gözbebeğimizden daha iyi bakmamız gereken ülkedir, topraktır, millettir, vatandır. Gerisi de teferruattır... İzmir’de herkes bilir ki 31 Mart akşamı CHP’li bir arkadaşımız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olacak” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle