18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Aralık 2018 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Akıl bizdedir’ Günlerden 20 Aralık 2018. Hava buz gibi üstelik ıslak, pencereden baktığında bile dışarıda olsan iliğine işleyecek soğuğu görüyorsun. Günler dibe vurmuş, gece tavan yapmış, çevrede iç açacak hiçbir şey yok... Gazeteyi alıp bakıyorum, Zeynep Oral’dan, Enver Aysever’e diz boyu kötümserlik, gırtlağına kadar umutsuzluk... Umutsuzluk ayıplanır, insanı bir yere vardırmaz. Yine de düşünen her insanın derin umutsuzluk anları olmuştur. Alev Coşkun’un son günlerde okuduğum ve herkese salık verdiğim “Asker İnönü”sünde bunun en çarpıcılarından birine Albay İsmet Bey örneğinde rastlıyoruz. Günlerden 15 Kasım 1918’dir. Kâzım Karabekir kardeşinin Çamlıca’daki evinde konuştuğu Albay İsmet Bey’in o günkü ruh halini şöyle anlatır: Pek eski ve pek samimi arkadaşım İsmet çok karamsardı. Karabekir bu yargısında haksız değildir. Yakın dostu İsmet her şeyin mahvolduğunu, bittiğini, herkesin kendilerine düşman olduğunu hiçbir çıkış yolu kalmadığını söylemekte, askerlikten istifa ederek, çiftçilikle hayatlarını sürdürmeyi önermektedir. Kısacası Albay İsmet umutsuzluk çukurunun dibindedir. HHH Aynı İsmet Bey o umutsuzluk günlerini izleyen dört yıl içinde, önce Ankara’nın Genelkurmay Başkanı olacak, Garp Cephesi komutanı olarak, İnönü’de iki zafer kazanıp “milletin makus talihini yenecek”, Mustafa Kemal’in yanında Kurtuluş Güçleri’nin başında İzmir’e girecek, Mudanya’da istilacılara ateşkesi kabul ettirecek, Lozan’da emperyalizmin elinden bağımsızlığın senedini ve ülkenin tapusunu söküp alacaktır. Azmiyle bütün bunları gerçekleştiren adamın ufkunu zaman zaman yine karamsarlık bulutlarının kararttığı anlar, olmamış değildir. İsmet Paşa bu anlarını şöyle anlatıyor: “Bir gün Atatürk ile konuşuyordum. Kendisine dert yandım, bazen muharebede bunalıyorum. O zaman canımdan beziyorum, ölmek istiyorum. Her yere atılıyorum. Her şeyi zorluyorum. Ölümü arıyorum. Ne dersin?” dedim. Atatürk bana “Bu senin dediğin büyük kumandanların hasletidir. Bütün büyük kumandanlar ümitsizlik anında ölüme koşmuşlar ve ancak o zaman ümitsizlik anını zafere dönüştürmüşlerdir” dedi. Atatürk’ün bu sözleri de, bütün büyük kumandanların ve önderlerin de, ölüme susayacak kadar derin umutsuzluk anları olduğu gerçeğini vurguluyor. Ne var ki önder, o umutsuzluk anını ölümüne bir çaba ile zafere dönüştürmesini bilir. Ama nasıl gerçekleştirebilir bunu? Yine kitaptan bir bölüm ile yanıtlayalım soruyu. HHH Anadolu’da isyanların her yerde patlak verdiği, Çerkez Ethem’in bunları bastırmaktaki başarısı nedeniyle ününün milli kahraman olarak ülkeye yayıldığı ve orada burada, “Mustafa Kemal’i Meclis’in önünde asacağım” diye ileri geri konuştuğu günlerdedir, sonrasını İsmet Paşa şöyle anlatıyor: “Ethem Bey Yozgat isyanını bastırdı ve Ankara’ya döndü. Ankara Çarşısı’nda ve etrafta panayırlar kuruldu. Yozgat’tan sürdükleri koyunları halkın gözü önünde satmaya başladılar. Olup bitenleri hüzünle seyrediyoruz, fakat bir şey yapamıyoruz. Ethem Bey’i istasyonda karşıladığımızı ve birliğini denetlediğimizi hatırlarım. Oradan ayrılırken Atatürk’e sordum: ‘Her biri tepeden tırnağa silahlı. Bunun kendilerine verdiği güven ve büyüklük duygusu ile herkese tepeden bakıyorlar. Bugün memlekete hâkim olan kimdir? Bunlar mı, biz miyiz?’ Beraber yürüyoruz, Atatürk biraz durdu, düşündü ve şu cevabı verdi: ‘Biziz, akıl bizdedir.’ Atatürk’ün bu sözlerinden keyiflendim.” Tereddüt ve umutsuzluğun bir kez daha zafere dönüşme süreci yaşanmaktadır. İşte tarihimizin kahramanlarından örneklerle umutsuzluğun zafere dönüşme anı örnekleri... Güç koşullarda zaman zaman karamsarlığa umutsuzluğa kapılmak doğal. Mesele onu zafere dönüştürebilmekte, onun da anahtarını Mustafa Kemal veriyor: Akıldan yana olmak. Evet, bugün de durum umutsuz gibi görünüyor. Ama akıldan yana olduğumuz sürece umut hiç yitmez. Not: Yazarımızın yenilediği yazısı teknik bir hata nedeniyle yayınlanamamıştır. Yazarımız ve okurlarımızdan özür dileyerek yazıyı bugün yayımlıyoruz. YSK yasakları açıkladı Yüksek Seçim Kurulu, yerel seçim yasaklarını belirledi. Propaganda serbestliği 21 Mart günü başlayacak ve 30 Mart’ta bitecek. Karara göre, seçim süreci içinde ilçe seçim kurullarının gösterdiği meydanlar dışında toplu olarak sözlü propaganda yapılamayacak, propaganda için kullanılan el ilanlarında Türk bayrağı ve dini ibareler bulundurulamayacak, Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçeler de kullanılabilecek. l ANKARA Türkiye’de sandık güvenliği aşındı, doğru. Fakat şartlar kötüleşirken iktidarın seçimlerden hep galip çıkmasını sadece seçim usulsüzlükleriyle açıklamak, kendimizi rahatlatma yoluna dönüşmüş olabilir mi?  IPSOS’un “Dünyayı Neler Endişelendiriyor?” araştırmasından söz etmiştim. Yine dünya verileriyle tartışalım.  Brezilya, Meksika ve İtalya’da seçim oldu; bu ülkelerdeki seçmenlerin yüzde 80’inden fazlası seçim öncesindeki IPSOS araştırmasında “ülkem kötüye gidiyor” diyordu. Ve 28 ülkelik memnuniyetsizlik listesinin ilk üç sırasında yer alan bu ülkelerde bu yıl iktidar değişti. Tesadüf mü? Brezilya’da aşırı sağcı Bolsonaro; Meksika’da halkçı sol Obrador iktidara geldi; İtalya’da ise 5 Yıldız Hareketi ile göçmen karşıtı sağ parti Lega yeni koalisyonu kurdu. Seçim öncesinde bu ülkelerin halkı en önemli sorun olarak neleri görüyordu? Meksika halkına göre ilk sırada yüzde 65 ile suç/şiddet vardı; bunu yüzde 49 ile yolsuzluk ve yüzde 43 ile yoksulluk izliyordu. Brezilya halkına göre de yüzde 49 ile en önemli sorun suç/şiddetti. Bunu yüzde 48 ile yolsuzluk izliyordu. İlk iki sıra aynı: Güvenlik ve ekonomi. İtalya’da ise seçim öncesi halkın en önemli sorunu yüzde 66 ile işsizlikti. Bunu yoksulluk, vergi, göç ve şiddet/suç izliyordu. Şimdi bize, 24 Haziran öncesi IPSOS Tek sorun seçim hilesi mi? verilerine bakalım.  Mayıs’ta halkın yüzde 72’si “gidiş ten rahatsızım” diyordu. Yüksek oran. En önemli sorunlar arasındaysa yüzde 35’le terör, işsizlik ve yoksulluk başı çekiyordu. Yani yine güvenlik ve ekonomi. Bu önceliklerin değiştiğini, enflasyon ve işsizlik özelinde ekonomiyle ilgili kaygıların arttığını yazmıştım. Fakat yine de mayıs araştırması üstünden soralım. Meksika’da, İtalya’da, Brezilya’da güvenlik ve ekonomi merkezli rahatsızlıklar iktidar değişikliği getirmişken Türkiye’de niye getirmedi? Yanıt belli: İktidar değişikliği yaşayan ülkelerde muhalefet partilerinin bir başka güvenlik söylemi ya da vaadi de vardı. Sadece ekonomi konuşmadılar. Ve halkı bu sorunları iktidarın çözemeyeceğine ikna ettiler. Bizdeyse halkın en az yarısı, bu sorunları muhalefetin çözemeyeceğini düşünüyor. Muhalefetin temel hatası, güvenlik konusunun iktidarın gündemi olduğunu düşünmesi ve kendi söylemini kurmaması. Bu da iktidarın diliyle konuşmayı getiriyor: “Tamam, sen güvenlikte doğru işler yapıyorsun. Destekliyoruz. Ama ya ekonomi?” Bu söylem, iktidar hamleler yapıp güvenliği seçmen gözünde yeniden ana sorun haline getirdiğinde muhalefetin elini kolunu bağlıyor her seferinde.  Meksika’ya bakalım. Halkçı sol lider Obrador ekonomiyle güvenliği ilerici bir programla ilişkilendirdi orada; uyuşturucuyla, çetelerle, suçla sadece militarist mücadelenin yetmediğini; ekonomik, sosyal programlarla, gelir adaletiyle, işsizliği yok ederek mücadele etmek gerektiğini ikna edici şekilde anlattı. Yani halkın en önemli sorun olarak gördüğü ekonomi ile güvenliği birbirinin karşısına yerleştirmek yerine ilişkilendirdi. Güvenlik sorununu, ekonomik eşitsizlik gündeminin parçası yaptı. Orada hile olmadı mı sanıyoruz? Bize bakalım. Sorunlar birikti, iktidar eliyle hem de. Örneğin iş güvenliğinin, örneğin sokakta yürürken bile can güvenliğinin kalmaması, örneğin kadın cinayetlerindeki artış, suç oranlarında, cezaevi nüfusundaki artış, örneğin gencecik bedenlerin uyuşturucu çeteleri tarafından teslim alınması... Bütün bunlara karşı ikna edici bir sosyal güvenlik programı; özellikle de İstanbul için ilan edilebilir. Muhalefet, güvenliği ekonomik adaletsizlikle ilişkilendiren bir programla gündemi belirleyebilir. İşsizlik artıyor; genç işsizliği zirvede. Yönetenlerin eşleri, akrabaları, dünürleri, damatları en iyi yerlerde hemen iş bulup ihale alırken, yoksul gençlere aldıkları eğitim ne olursa olsun polis, asker, bekçi, özel güvenlikçi olmak dışında bir seçenek bırakmadılar. Çünkü kriz bahanesiyle kamu alımları azaltıldı. Ülke güvenliği memleketin yoksul çoğunluğuna bırakılmışken bundan kendilerini muaf tutanlara “ayrıcalığınız nedir?” sorusu sorulmalı. “Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir”; yönetenlerin ekonomisiyle halkın güvenliği arasındaki zıtlık böyle kurulabilir. Zira muhalefetin “millilik” kozunu da iktidar koalisyonunun elinden alması gerekiyor. Faşizmin yükselişi, karşıt güçlerin ilerici bir millilik söylemi oluşturamamasının da ürünüydü tarihte. Faşizm böylece millilik sanıldı. Güvenlikle demokrasi arasında bağ oluşturmak ve halkın asıl “milli çıkar”ı, bağımsızlık çizgisini buradan görmesini sağlamak ana görev şimdi. Yoksa daha çok Patriot, S400 alınır vergilerimizle.  Seçenek çok; tek sorun seçim hileleri değil. ‘Sandıktan korkun’ 2019 bütçesinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri tamamlandı. Son güne sokak tartışması damgasını vurdu TBMM Genel Kurulu’nda aralıksız 12 gün süren ve sert tartışmaların yaşandığı bütçe maratonu dün sona erdi. 24 Haziran seçimlerinin ardından hayata geçen yeni sistem kapsamında Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen ilk bütçe olan 2019 bütçe maratonunun son birleşiminde zaman zaman gerilimler yaşandı. Görüşmeleri; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ile HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli genel kurulda takip etti. Birleşime verilen ilk arada kulise çıkan Kılıçdaroğlu ile Bahçeli selamlaşarak bir süre sohbet etti. Kılıçdaroğlu, CHP sözcülerinin konuşmalarını dinledikten sonra Genel Kurul’dan ayrıldı. Yıldırım adeta veda etti KULİSTE İstifa polemiği TBMM’de önceki gün bütçe görüşmeleri devam ederken gece Meclis Başkanı Binali Yıldırım muhalefet ve iktidar kulislerini ziyaret etti. Muhalefet kulisinde milletvekilleriyle sohbet eden Yıldırım ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Yıldırım’ın kendisi hakkında çıkan istifa haberlerinin doğru olmadığını söylemesi üzerine Özel, “Haber yalan ama içe rik çok doğru. İstifa etmeniz gerekiyor. Anayasaya göre adaylığınızın ilan edildiği toplantıya bile katılamazsınız” dedi. Bunun üzerine Yıldırım, “Farklı düşünenler de var ama senin gibi düşünenler de var. Bakacağız” diye karşılık verirken, CHP’li Özel de “İstifa etmemeniz bizim işimize gelir çünkü bu kararınızı, İstanbul’u kazanacağınıza yönelik endişe duyuyor olduğunuz biçiminde değerlendiririz” dedi. AKP’nin İstanbul adayı ilan edilmesi beklenen TBMM Başkanı Binali Yıldırım adeta veda konuşması yaptı. Parlamenter sistemin son Başbakanı, yeni dönemin de ilk Meclis Başkanı olduğunu kaydeden Yıldırım, “TBMM çatısı altında yaptığımız görüşme ve çalışmaların bugüne kadar olduğu gibi büyük bir olgunlukla devam edeceğine inancım tamdır” dedi. CHP adına konuşan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel; bütçe hakkının, monarşiye karşı, bir tek adam rejimine karşı büyük mücadelelerle elde edilmiş bir hak olduğunu dile getirdi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da, “Sokak korkusu, sokak paranoyası, Gezi paranoyası ya da Gezi istismarı... Erdoğan’da Gezi paranoyası mı var, Gezi istismarı mı yapacak, orayı merak ediyorum. Bir ülkede demokrasi işliyorsa, yönetenler demokrasiyi tıkır tıkır çalıştırıyorlarsa milletin sokağa çıkması o yönetenleri ancak ve ancak mutlu eder ama ülkede bir diktatör varsa ve diktatör kaygılıysa, kabuslar yaşıyor, görüyor, paranoyalar içindeyse...” dedi. Altay, sokağa terörize edenlerin alçak olduğunu, ancak zamları protesto etmek isteyenlere terörist diyenlerin de aynı şekilde alçak olduğunu kaydetti. Altay, Erdoğan’ın sokaktan değil sandıktan korkması gerektiğini ifade etti. ‘S400’ü ne yapacaksınız?’ İsim vermeden muhalefeti hedef alan MHP’li Mustafa Kalaycı, “Sokaktan medet umanlar, işbirliği yapmışlardır. Türk milleti tezgâhlanan oyunu görmektedir” dedi. İYİ Parti’li Aytun Çıray, CHP’li Özel ile Bakan Hulusi Akar arasında yaşanan tartışmaya atıf yaparak, “Hulusi Akar doğru bir siyaset uyguluyor. Türkiye eğer kendi milli güvenliği için oraya girecekse bunun da arkasında oluruz. Ancak Rusya’dan S400 füzesi aldınız. Ne yapacağız şimdi onu? Bu S400 füzesini gömeceğiz. Günah değil mi? Hem Patriot hem S400 bir arada olmaz. Yani bu halimiz Suudi Arabistan’a benziyor” dedi. AKP’li Bülent Turan, konuşmasında eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in Fethullah Gülen ile bir fotoğrafını gösterdi. Söz alan CHP’li Özel, Gülek’in 1964’te CHP’den ayrıldığını, o fotoğrafın tarihinin de 1967 yılı olduğuna dikkat çekti. Özel AKP’lilerin Bank Asya’nın açılış töreni ile Zaman gazetesinin 25. yıl kutlamasındaki fotoğrafları ile AKP’liler tarafından ‘soytarı ve şarlatan’ denen Rıza Sarraf’a ödül verilen fotoğrafı gösterdi. Sürpriz ziyaret AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak adı geçen Meclis Başkanı Binali Yıldırım ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında sürpriz bir görüşme gerçekleşti. Bahçeli’nin Mec lis’teki makamındaki ziyaret 18 dakika sürdü. Yıldırım, “Meclis Başkanlığı’na seçildiğimde Sayın Genel Başkan bizi ziyaret etmişti. Biz de ona mukabil bu ziyareti gerçekleştiriyoruz” dedi. ŞENER’in SÖZLERİ GERDİ CHP konya Milletvekili Abdüllatif Şener bütçe konuşmasında 2008 yılına kadar AKP hükümetinde görev yaptığı dönemle sonraki dönemi karşılaştırdı. Şener “Beceriksizliğiniz, iş bilmezliğiniz ve tekasür hevesiniz yüzünden 10 yılda iki büyük kriz yaşattınız. Bu, birinci 2009 krizi az geldi, ders almadınız; rantı özendirmeye, üreticileri cezalandırmaya, ekonomiyi dolara bağlamaya devam ettiniz ve şimdi, ekonomiyi 2018’de ikinci bir krize soktunuz” dedi. CHP’li Şener, AKP’lilere dönerek, “Ben olmasaydım siz burada olmazdı nız, bana minnet borçlusunuz. Ben bıraktıktan sonra 20082018 arasında hiçbir başarı öykünüz yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, paradan 6 sıfırın atılmasıyla simitin 1 milyon yerine 1 liraya alınmasıyla övünüyor. Bu övünme benim sayemde oldu” dedi. Bahçeli, kuliste gazetecilerin Şener’in konuşmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, bunun CHP’lilere sorulması gerektiğini söyledi. Bahçeli, Şener’in partisini yok sayan bir konuşma yaptığını belirterek, “MHP’den biri konuşma yapsaydı, ‘otur yerine geç’ derdim” dedi. ‘Boş sallama’ 15 Temmuz gazisi Eryılmaz, Akar’ın darbe girişimiyle ilgili sözle rine ‘Teröristlerin kafasına sıkman beklenirdi’ yanıtı verdi TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında Milli Savunma Bakanı Hulu olarak da, “Senin oraya gelen FETÖ’cü teröristler bize de (Ankara Emniyet Müdürlü si Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür ğüne) geldiler. Tam teçhizatlı olarak, tank Özel arasındaki tartışmaya 15 Temmuz ga lar ve ZPT’lerle. Elimizdeki tabancalarla on zisi emekli emniyet müdürü Fatih Eryılmaz ları içeri sokmadık, arkadaşlarımız yağmur da sosyal medya paylaşımı ile katıldı. Er gibi yağan makinalı mermileriyle şehit düş yılmaz, “Sen bir orduyu kaybetmişsin, ka tü, vurulduk. Ancak Türk milletinin namu rargahında esir düşmüşsün, boynuna ke sumuza emanet ettiği kaleyi, üniformamı ment geçirmişler bunları şecaat (yürekli zın şerefini koruduk” dedi. Eryılmaz, mesa lik, yiğitlik) olarak sunabiliyorsun. Pes doğ jına şöyle devam etti: “Sen Genelkurmay rusu” dedi. Başkanı’ydın, Rahmetli Ömer Halisdemir Akar’ın 49 yıl üniforma giydiğini söyledi astsubaydı. O gece onun adı da tarihe ya ğini anımsatan Eryılmaz, “Yaşadığımız FE zıldı, senin adın da. Hâlâ onun adını duyun TÖ sızması 49/50 yıl öncesinde başlıyor. ca gözlerimiz yaşarıyor. Gerçi senin adını Bu sızmanın hiç farkına varmadınız mı? duyunca da gözlerimiz yaşarıyor. Ama çok Vardıysanız vahim, varmadıysanız daha va farklı duygularla, aynı değil. Resimde işaret him. Bir grup terörist gelmiş Türk ordusu parmağını ileriye doğru göstermişsin. Sağ nun ana karargahını ele geçirmiş, Genel elin işaret parmağı ile tetik çekilir. FETÖ’cü kurmay Başkanı’nı esir etmiş. Türk tarihin teröristler geldiğinde senden, rütbenden de bu utancın bu rezilliğin ikinci bir örneği ve taşıdığın üniformadan da teröristlerin yok” ifadelerini kullandı. Eryılmaz, Akar’ın kafasına sıkman beklenirdi. Şimdi boş boş “kafama silah dayadılar” sözlerine karşılık sallama.” l ANKARA/Cumhuriyet Haber ve Fotoğraflar: EMİNE KAPLAN, MAHMUT LICALI, SELDA GÜNEYSU, NECATİ SAVAŞ 15l İYİ PilAdRTİeki adaylar açıklandı İYİ Parti, CHP’nin ittifak kapsamında kendisine bıraktığı Mersin, Balıkesir, Trabzon, Denizli, Erzurum, Isparta gibi illerde belediye başkan adaylarını açıkladı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu, CHP ile yerel seçimlerde ittifak yapan İYİ Parti’nin 15 ildeki belediye başkan adaylarını açıkladı. İYİ Parti, ittifak illeri kapsamında olan Balıkesir’de İsmail Ok’u, Trabzon’da Atakan Aksoy’u, Isparta’da Gökmen Gökmenoğlu’nu, Niğde’de Mümin İnan’ı aday gösterdi. Mersin’de MHP’den istifa ederek İYİ Parti’ye geçen mevcut Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın adaylığını kesin olarak açıklayan İYİ Parti, MHP’nin AKP ile ittifak kapsamında adaylarını geri çektiği Denizli’de Ümit Bahtiyar’ı, Erzurum’da ise Mahmut Uykusuz’un adaylığını duyurdu. İYİ Parti, Afyonkarahisar’da Mahmut Koçak’ı, Elazığ’da Ali Şekerdağ’ı, Çankırı’da Raif Oktay’ı, Nevşehir’de Mehmet Özkan’ı, Kars’ta Settar Kaya’yı, Kırıkkale’de Mahir Yılmaz’ı, Uşak’ta Muhammet Gür’ü, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de ise 28 Mart 2004 ile 29 Mart 2009 tarihleri arasında AKP’den Osmaniye Belediye Başkanlığı görevini yapan Davut Çuhadar’ı aday gösterdi. l ANKARA / Cumhuriyet l HDP STRATEJİSİ Batıda sola destek HDP’de yerel seçimlere yönelik izlenecek yol haritası bugün yapılacak Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında ele alınacak. HDP içinde; yerel seçimlere yönelik kayyım atanan belediyelerin geri alınması, Türkiye genelinde ise AKP ile MHP ittifakının geriletilmesi yönünde temel bir hedef bulunuyor. Edinilen bilgiye göre, batıda aday çıkarmayarak sol adaylara destek verme görüşü parti içinde öne çıkıyor. Bu durumun AKP tarafından seçim öncesinde bir propaganda malzemesine dönüştürülme olasılığı da endişe yaratıyor. Bu doğrultuda HDP’nin göstermelik aday çıkarabileceği de konuşuluyor. Ancak parti tabanında diğer muhalefet partilerine yönelik bir öfke duyulduğu için göstermelik adayın ciddi oranda oy alabileceği de ifade ediliyor. HDP’de bölgede kritik yerlerde gösterilecek adayların kampanya döneminde gözaltına alınma ihtimaline karşı alternatif çözüm önerileri gündeme getiriliyor. Kritik belediyelere gözaltına alınmaması için milletvekillerinin aday gösterilebileceği dile getiriliyor. l MAHMUT LICALI / ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle