25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 2 Aralık 2018 EDİTÖR: münevver oskay TASARIM: ilknur filiz Şiirimizin ‘uç beyi’ 100 yaşında Modern Türk şiirinin öncülerinden İlhan Berk’in 100. doğum yıldönümü için hazırlanan ‘Şiir Her Yerdedir: İlhan Berk 100 Yaşında’ sergisi Yapı Kredi Kültür Sanat’ta ziyaretçilerini bekliyor. Yeşil Portre, 30 x 22 cm, karton üzerine karışık teknik, Ahmet Merey Koleksiyonu. Nü, 1988, 47 x 28.5, karton üzerine suluboya, ekolin boya, kuru boya, çini mürekkebi. Behçet Necatigil’in deyişiyle ‘şiirimi Bodrum’da yaşamaya başladığı 1970 yılından itiba zin uç beyi’ İlhan Berk’in ren bizzat kullandığı ken 100. doğum yılı şere di kitaplığına ayrılmış. fine Yapı Kredi Kültür 1000’den fazla kitabın yer Sanat’ta açılan bir sergi ünlü şairin üretimini, iç dünyasını ve hayatının EMRAH KOLUKISA aldığı bu kitaplığın görüntüsü bile tek başına çok etkileyici gerçekten, ama önemli dönüm noktalarını onun serginin küratörü ve tasarımcısı kitapları, resimleri, defterleri ve bununla yetinmemiş ve kitaplık özel eşyaları üzerinden sunu ta yer alan tüm kitapları bir tab yor meraklılarına. Küratörlüğünü let üzerinden kısaca inceleyebil Necmi Sönmez’in üstlendiği ‘Şiir memizi sağlayan interaktif bir uy Her Yerdedir: İlhan Berk 100 Ya gulama yerleştirmişler hemen şında’ başlıklı sergi “Omurga/25 önümüze. Şiir Kitabı”, “Evren/Resimler”, “Yörünge/Kitaplık”, “Kılavuz/ Yine dağlardasın... Defterler”, “Kabuk/Eşyalar” ve Bu salonun hemen yanında “Harfler/Formlandırma Çabaları” küçük bir oda daha var, İlhan başlıklı altı bölümde şairin üreti Berk’in şahsi eşyalarının toplan mine odaklanıyor. dığı bir bölüm burası. Burada ser Öncelikle şunu teslim etmek gilenen nüfuz cüzdanından tam gerekir ki, Necmi Sönmez içerik adının Emrullah İlhan olduğunu anlamında ve Yeşim Demir de ta ve soyadının da Birsen olarak ka sarım anlamında çok özenli bir iş yıtlarda geçtiğini öğreniyor; onun koymuşlar ortaya. Elbette sergi hangi daktiloda (Consul marka) den çıktığınızda tadı damağınız yazdığını, piposunu, saatlerini, da kalıyor ve dahasını, çok da resim çizerken kullandığı fırça ve hasını istiyorsunuz ama nihaye boyalarını görüyoruz. Yine bura tinde bu da bir büyük yaratıcı da ince uzun saman kâğıdından nın dünyasına sadece bir giriş ni bir deftere yazılmış bir not çarpı teliğinde ancak; onu daha yakın yor gözümüze: “lhan Berk, yine dan tanımak isteyenler kitapları dağlardasın herhalde. Özledim. nı alıp okuyacak, oturup internet Ara lütfen. küçük İskender.” ten mi olur artık, kitaplıklardan mı, eski söyleşilerini karıştıra Gerçek bir hazine cak, belki Enis Batur’la olan mektuplaşmalarını inceleyecek ya da serginin kataloğunu alıp çizimlerine uzun uzun bakacak, farklı ve kişisel bir yolculuğa çıkacak. Şurası kesin, ‘Şiir Her Yerdedir’ sergisi böylesi bir yolculuğun ilk gidiş biletini kesiyor, dönüp dönmemek size kalmış. Sergi alanının girişindeki yazıda küratör Necmi Sönmez “Serginin çıkış noktasını İlhan Berk’in şiir kitapları, çizimleri, defteri ve kitaplığı oluşturuyor” diyerek çerçeveyi çiziyor ve ekliyor: “O kendi haritasını kitaplar üzerinden çizerken, bir şekilde kendisi hakkında en ilginç, çarpıcı bilgileri de veriyordu. Bunu serginin odağına yerleştirmek için İlhan’ın kabul ettiği şiir kitaplarının tüm baskılarını bir araya getirdim. Onun her şiir kitabı bir sonrakine uzanan ağları, kökleri içeriyordu.” Sırada ikinci kat var. Burada gerçek bir hazine bekliyor meraklı okuru: İlhan Berk’in defterleri. Zaten serginin bu bölümü ‘Ben İlhan Berk’in Defteriyim’ başlığını taşıyor ve camekânların içinde İlhan Berk’in farklı dönemlere ait çalışma defterleri sergileniyor. Bunları görünce insan keşke defterlerin içlerine daha fazla bakabilseydik diyor doğrusu, sadece kapaklarını görmek yetmiyor. Ama burada da hoş bir sürprizle karşılaşıyoruz ve iki uçta projeksiyonla duvara yansıtılmış filmlerde defterlerin içini de inceleyebileceğimiz görüntüler olduğunu fark edip mutlu oluyoruz. Artık gönül rahatlığıyla çıkıp Beyoğlu’nun gündelik kalabalığına karışabiliriz, belki bir İlhan Berk dizesi de eşlik eder bize, belki. 25 kitaplık omurga Serginin omurgasını İlhan Berk’in 25 kitabı oluşturuyor. 1940’lardan itibaren yayımla dığı şiir kitaplarının eski ve ye ni basımlarıyla beraber yer aldı ğı bu bölümde sağ kolda kitapları ve onlara dair kısa yazıları (bazı sı bir değerlendirme, bazısı bir geri plan hikâyesi, bazı sı da bir diyalog) görürken sol koldaki duvarda da İl han Berk’in kendi çizim İlhan Berk leriyle belki de bambaş ka bir sanat eserine dö nüşmüş sayfaların ser gilendiğini görüyorsu nuz. 25 kitaplık bu tu ru bitirip de sola dön düğünüzde genişçe bir salon karşılıyor sizi ve burada da Berk’in farklı dönemlerde yaptığı re simleri inceleme fırsatı buluyorsunuz. Bu salonun bir du varı ise İlhan Berk’in Ara Güler, 1981, İstanbul hafta sonu 11 53 yaşındaki Türkmen Doğan, ‘İnsanlar et alamıyor’ diyor ve ekliyor: “Zor, gittikçe daha da zorlaşıyor. İnsanlar geliyor 5 liralık kıyma istiyor koyuyorsun teraziye fiyat sorduklarında cevap vermekte zorlanıyorsun. Tepki gösteriyorlar niye bu kadar diye. Bu son aylarda ne kırmızı et doğru düzgün gidiyor, ne de tavuk. İnsanlar alamıyor. 1 kilo et 50 lirayı geçti. İnsanlar nasıl alsın nasıl yesin?” Türkmen Doğan Her ‘satır’ında Vedat ARIK kadın gücü var ECE PİROĞLU 53yaşındaki Türkmen Doğan, Türkiye’deki sayılı kadın kasaplardan. 13 yaşında annesini kay ‘Annem hep destek oldu’ Türkmen Doğan’ın kızı Gülseren Doğan ise biyoloji mezunu. Fransa’da yüksek lisans Annem hep sabah 07.00’de işe gitmek için hazırdı. Bana bir gün, ‘Ben kaç yıldır bedince ailenin en büyüğü olarak kardeşlerine de ebeveynlik yapan Doğan, 90’lı yılların başında eşi ve iki çocuğuyla beraber Sivas’tan İstanbul’a gelerek Ümraniye’ye yerleşmiş. İlkokul mezunu olan Doğan, 21 yıl önce bulaşıkçılık yaparak başladığı iş hayatına, kasap olarak devam ediyor. Ailede yapan Gülseren Doğan, uzun süre kendi işi ile ilgili özel sektörde çalıştı. Ancak mutlu olamadı. Ardından annesinin desteği ile lokanta açtı ve şimdilerde Ümraniye’de bu lokantanın işletmeciliğini yapıyor. Lokantayı teyzesi ile işlettiğini anlatan Doğan, “Sabahları işe giderken çok zorlanırdım. çalışıyorum, buraya gelirken hiç şikâyet etmedim, çünkü işimi çok seviyorum. Gel istersen başka şeyler yapalım, senin de mutlu olabileceğin. Kendine küçük bir yer aç, mutlu olabileceğin işi yap’ dedi ve lokanta açmaya böyle karar verdim. Annem hep destek oldu” diyor. çalışan ilk kadın olan Doğan, kendisinden sonra ailesindeki diğer kadınların da çalış masına öncülük ediyor. Doğan, “Bizim ora larda kadınların çalışmasına izin verilmez di. Hevesin, hırsın olunca erkekler yapar di ye bir şey yok. Kadın da yapar. Yeter ki is teyelim, yapamayacağımız başaramayacağı mız hiçbir şey yok” diyor. Ümraniye’de 11 yıldır işlettiği kasap dükkânında ziyaret et tiğimiz Doğan, evkadınlığından kasaplığa uzanan öyküsünü anlattı... n İstanbul’a gelince kasap olacağınız hiç aklınıza gelir miydi? Hiç aklıma gelmedi, gelmezdi. Ama çalış ma hevesim hep vardı. Biz 7 kardeşiz. En büyükleri benim. 13 yaşında annemi kay bettim. 4 kardeşimin hem annesi hem ba bası oldum. Bizde hiç kimse çalışmadı, izin verilmezdi. Ailede ilk çalışan bendim. Ça lışmaya kızım ortaokula, oğlum ilkoku la giderken başladım. Eşim de o zaman lar Çorlu’da çalışıyordu. ‘Çalışacağım’ diye kendisini aradığımda izin vermemişti. Bizde hiç kimse çalışmamış, ilk çalışan ben olacağım. Tabii eşimi ikna ettim, sabah gidip bulaşık yıkayacağım, öğlen evde olurum’ demiştim. Öyle ikna edip başlamıştım. Zordu tabii benim için ama şimdi ‘iyi ki çalışmışım’ diyorum. Benden sonra da herkes işe başladı, hepsi çalıştı. dırgadılar mı sizi? Başlarda evet, illa ki yadırgadılar. Kasap lar çok birbirine gitmiyorlar öyle ‘merhaba merhaba’ sadece... Öyle bir sıcaklık yok. Özellikle bu ekonomik krizde şimdi kimse kimseye selam dahi vermiyor. O duruma geldik. Kadınlara özel kahvehane n Ailede de öncü olmuşsunuz herkese .. Evet, öncülük yaptım. Herkes öğrendi benden, ben sonuçta hiçbir yere çıkmamıştım bilmiyorum. Köyden gelmişim yerleşmişiz oraya bir yere gitmiyorum. O zamanlar da imkânlar yoktu tabii. Ben çalışınca onlar da yavaş yavaş çalışmaya başladı. n Daha önce nerelerde çalıştınız? 21 sene önce bulaşıkçılık yaparak başladım çalışmaya. Daha sonra aşçılık, dönercilik öyle ilerledi. 11 senedir de kasaplık yapıyorum. n Mezbahaya siz mi gidiyorsunuz? Mezbahaya ben gitmiyorum. Etçim var, ona söylüyorum haftada iki gün, pazar gecesi ve çarşamba gecesi et getiriyor. Balıkesir hayvanının etini kullanıyorum, istediğim eti getiriyor. n Et fiyatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Zam geldikçe zorlanı yoruz fiyat belir Ustam izin veriyordu n Kasaplığı öğrenmeniz, lerken. İki sefer zam geliyorsa ben bir kere yapabiliyorum. ilerlemeniz nasıl oldu? Çalıştığım yerde et işi Ailesinde Her defasında yapamıyorsun, müşterilerden tepki alıyoruz. Zor, yapıyorlardı, şimdilerde ünlü olan bir dönerciydi. Hevesim vardı, oradan öyle bakarak öğrendim. Bulaşık yıkarken onu bırakıyordum, gidiyordum etle uğraşıyor ilk çalışan gittikçe daha da zorlaşıyor. İnsan kadın olan lar geliyor 5 liralık kıyma istiyor, Türkmen Doğan, 11 koyuyorsun teraziye fiyat sorduk yıldır kasap dükkânını işletiyor. Buz gibi ortamda, fiziksel olarak da insanüstü çalışan Doğan, larında cevap vermekte zorlanıyorsun. Tepki gösteriyorlar niye bu kadar diye. Bu son aylarda ne kırmızı et doğru düzgün gidiyor, ne de tavuk. İnsanlar ala dum, kemik sıyırıyor ‘Yeter ki isteyin, kadın mıyor. 1 kilo et 50 lirayı geçti. dum. Sağ olsun ustam da izin veriyordu. Hep ‘Yap şunu, yaparsın eder her şeyi yapar’ diyor... İnsanlar nasıl alsın nasıl yesin? Kışın her sene tavuk düşüyordu bu sene hiç düşmedi, tam tersi sü sin’ derdi. Öyle öyle öğren rekli tavuğa zam geliyor. dim, ilerledim. Sonra aşçı oldum. n Emekli olmayı düşünüyor musunuz? Şimdi de kasap. Deneye deneye, izleyerek Lokanta biraz daha otursa burayı bıraka bu işi öğrendim. bilirim. Artık yoruldum ama burayı da bı n Erkek kasaplardan farkınız ne sizce? rakmak istemiyorum. Lokantanın etleri Kadınlar gelip et, kıyma istedikleri za ni buradan temin ediyoruz. Burası büyük man soruyorum ne yapıcaksın, hangi ye avantaj bizim için. Çalışmadan yapamam mekte kullanacaksın diye ona göre veriyo benim bir şeyle uğraşmam gerekiyor çünkü rum. Bu durum onların da hoşuna gidiyor. alışmışım. Erkekler emekli olunca kahveye Köfte yapacaksa ayrı, yemekte kullanacak gidiyor. Emekli olursam kadınlara özel kah sa ayrı, ona göre eti veriyorum. İnsanlar ve açacağım. Biz de gidip oturalım kahvemi da memnun oluyor tabii. zi içelim oyunumuzu oynayalım. Yaparım. n Buradaki kasaplarla aranız nasıl, ya Onu da düşünüyorum. ‘21 senedir hiç izin yapmadım’ n Tek mi çalışıyorsunuz burada? Tek çalışıyorum, eşim yardım ediyor. Kızım arada geliyor. 6 ay önce teyzesiyle ona lokanta açtık, onlara da yardımcı oluyorum. Sabah gidiyorum 3 saat oradayım, sonra buraya geliyorum. Akşam saat 8’de kapatıp yine gidip saat 11’e kadar onlara yardım ediyorum. 21 senedir aralıksız çalıştım hiç izin yapmadım. Pazar günü bile çalışıyorum. Cenaze oluyor, düğün oluyor ben gidemiyorum. Çünkü bırakacağım kimse yok. Burayı açmak zorundayım, öyle bir zorunluluğum var. Zor benim için hele bir kadın olarak daha da zor. ‘Kadın yeter ki istesin’ n Müşterileriniz tepkisi nasıl? Görünce şaşırıyorlar, bilemiyorsun tepkilerini de. Kadınlar genelde biraz daha ılımlı oluyor ama geçenlerde bir müşterim geldi kadın, ‘Sen niye yapıyorsun bu işi, bu iş erkek işi’ diyor. ‘Hayır’ dedim kadınlar da yapabilir niye erkek işi olsun. Bunda bir şey yok ki ne güzel kadın da yapabilir zor değil. ‘Ben sevmiyorum kadınların böyle erkek işi kasaplık yapmasını’ diyor. Hevesin hırsın olunca erkekler yapar diye bir şey yok. Kadın da yapar. Kadınların yapamayacağı iş değil, yeter ki iste ve uğraş, bir de hevesin olsun. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle