23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Aralık 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / BURAK YURTTAŞ TASARIM: ECE KURTULUŞ haber 9 İnsan Hakları Günü ‘Anayasa hiçe sayılıyor’ Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 70. yıldönümü olan 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle insan hakları örgütleri, pek çok ilde eylemler ve basın açıklamaları yaptı. Açıklamalarda, Türkiye’de demokrasi ve insan haklarının, ağır tehditlere maruz bırakıldığı zor bir dönemden geçildiği belirtilerek “Haklarımız için mücadeleye devam” denildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) dün İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Gülseren Yoleri, insan haklarının araçsallaştırıldığını belirterek “Türkiye’de hâlâ işkenceden söz ediyoruz. İnsanların çalışma hakkına, yaşamını sürdürecek gelire hakkı var ama biz; işsizlikten, çalışma hakkının kısıtlanmasından, grev yasaklarından, asgari ücretin açlık sınırının altında olmasından, çocuk işçilerden, eğitim olanaklarına ulaşamayan çocuklardan söz ediyoruz. Hâlâ adalet talebiyle karşınızdayız. Çünkü bağımsız bir yargıdan söz edemiyoruz. Yargı tamamen siyasete bağlanmış, hukuk dışılıkla yürütülüyor. Anayasayı hiçe sayan bir yürütme var. Cumartesi Anneleri’ne uygulanan yasak, yasayı da aşan biçimde halen uygulanmaktadır” diye konuştu. TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da “Tüm olumsuzluklara rağmen mücadelemiz devam edecek” dedi. l Haber Merkezi DİYARBAKIR’DA VE BATMAN’DA 53 GÖZALTI Diyarbakır, Van ve Batman’da Özgür Kadınlar İnisiyatifi (TJA) üyesi kadınlar, 34 günden bu yana Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde süresiz dönüşümsüz açlık grevi eyleminde bulunan HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’e destek için, 3 günlük sembolik açlık grevine başladı. Diyarbakır’da TJA üyesi 26 kadın, Güven’e destek için HDP il binasında basın açıklaması yaparak 3 günlük açlık grevi eylemi başlattı. Akşam saatlerinde parti binasına giren polis ekipleri 26 kadını gözaltına aldı. Batman’da HDP il binasında başlatılan açlık grevi eyleminde de polis 27 kişiyi gözaltına aldı. Van’da da TJA üyesi kadınlar, HDP Van il binasında da 3 günlük açlık grevi eylemi başlattı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gözaltılara ilişkin yaptığı açıklamada, “Soruşturma kapsamında PKK/ KCK’nin bileşeni olan DTK’nin alt bileşeni TJA (Özgür Kadın Hareketi) aktivisti olarak kendilerini adlandıran, örgüt talimatı doğrultusunda açlık grevi yaptığı tespit edilen 26 kişi, alınan arama ve gözaltı kararı gereğince silahlı terör örgütü üyeliği suçundan gözaltına alınmışlardır” dendi. l MAHMUT ORAL/DİYARBAKIR Gazeteci Kırkaya gözaltına alındı Ankara’da DHKP/C silahlı terör ör gütü üyesi ol dukları iddia sıyla araların da gazeteci Ke Kenan Kırkaya nan Kırkaya’nın da bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Gözaltı lar arasında Yüksel eylemcileri de yer aldı. Dün sabah hakkında yakalama kararı çıkarılan 15 şüphelinin ev lerine eşzamanlı operasyonlar dü zenlendi. HDP Ankara il yöneti cisi Abuzer Kısa ve gazeteci Ke nan Kırkaya ile Deniz Aydın, Mu rat Çeşme, Gülnaz Bozkurt, Simge Aksan, Mahmut Konuk, Özge Çır pan, Burak Aydemir, Selvi Polat, Mehmet Dersulu ve İlker Işık gö zaltına alındı. Başsavcılık, “Şüphe lilerin Ankara ili Yüksel caddesin de düzenlenen gösterilere de ka tıldıkları tespit edilmiştir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Onur ödülü Tahir Elçi’nin Türkiye Barolar Birliği (TBB), 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde TBB İnsan Hakları Onur Ödülü’nü katledilen eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi’ye verilmesine karar verdi. TBB Onur Ödülü’nün 2015’te öldürülen avukat Tahir Elçi’ye verilmesinin kararlaştırıldığını açıklayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “Bugüne sakladığımız bir haberi vermek istiyorum. En anlamlı gün bugündü. Bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu toplandı ve Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Onur Ödülü’nün değerli mes TBB Başkanı Feyzioğlu, İnsan Hakları Onur Ödülü’nün katledilen eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi’ye verildiğini açıkladı. Tahir Elçi Metin Feyzioğlu lektaşımız, kardeşimiz, mücadelesini canıyla ödeyen Avukat Tahir Elçi’ye verilmesine karar verdik. Onu son yolculuğuna çıkmadan önce tertemiz alnından öpüp uğurlamıştım. Bu hislerle kendisine duyduğum sonsuz bir hasretle, özlemle, saygıyla aziz hatırası önünde eğiliyorum” ifadelerini kullandı. TBB ve Avrupa Konseyi’nin10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde ortaklaşa düzenlediği “İnsan Hakları Savunucusu Avukatların Korunması” konulu uluslararası sempozyum, TBB Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Feyzioğlu, her demokratik top lumda devlet adına suçlayan ve yargılayan görevliler olacağı gibi suçlamanın karşısına savunmayla çıkan avukatların da bulunması gerektiğini söyleyerek, “Biz avukatlar demokratik hukuk düzenlerinin vazgeçilmez unsurlarıyız. Sistemden avukatı çıkarırsanız aslında vatandaşlık kavramını da bir nüfus cüzdanına, sadece devletin tabiyetinde olmayı gösteren bir belgeye indirirsiniz. Avukatı sistemden çıkarırsanız hâkim veya savcı sadece cüppe giyen ama yalnızca egemen gücün talimatını yerine getiren sıradan bir memura, bürokrata dönüşür” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet yarg‘Aılnaanyıyaosra’6DOC2AULAVİMŞANÇHDİUSNAERİNNİSYDAYEİNKTAI’AREKCGKIIOLLAANRNUDŞITĞUI 3. havalimanı işçilerine sahip çıktıkları için 78 gün cezaevinde yatan sendikacılar: Gardiyanlar şaşırıp, ‘İşçi eyleminden nasıl olur’ diyorlardı MEHMET KIZMAZ 3.havalimanı şantiyesindeki kötü çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine karşı eylem yapan işçilere sahip çıktıkları için tutuklanan ve 78 gün sonra tahliye edilen sendikacılardan Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ve İnşaat İş Sendikası Basın Sözcüsü Uğur Karadaş yaşadıklarını gazetemize anlattı. 31’i tutuklu 62 işçi ve sendikacının yargılandığı davada 30 kişi, 5 Aralık Çarşamba günü tahliye edilmişti. İnşaat işçilerinin, “köle değiliz” çığlığını dünyaya duyurdukları için tutuklandıklarını belirten Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, “Eylemimizin hemen ardından ve tahliye olduktan sonra Fransa’daki inşaat işçileri konfederasyonu arayıp, direnişimizden etkilendiklerini ve moral aldıklarını belirttiler. Sarı eylemlerin, 3. havalimanında başladığını söyleyebilirim” dedi. Karabulut, “Bomboş bir yargılama. Anayasadaki kanunları uygulayın dedik. Yani sendikal çalışmamızı yaptık. Yargılandığımız maddelerden ceza alsaydık da yatarı yok. Gardiyanlar şaşırıp, ‘İşçi eyleminden nasıl olur’ diyorlardı. Ben de daha ne olduğunu anlamış değilim. Devletten alacaklıyız” dedi. “Çalışma hürriyetini engellemekten” yargılandığını ama kendisinin çalışma hürriyetinin engellendiğini söyleyen Karabulut, gözaltına alındığı için işinden atıldığını ve adli kontrol şartı nedeniyle mağdur olduklarını söyledi. Karabulut, “İnşaat işçisinin sabit işi yok, adli kontrolle nasıl çalışabilecek? Bizi tahliye ettiler ama adli kontrol ile açlığa mahkum etti” dedi. Kendilerine dava açan savcılığın, en az 52 kişinin ölü Karadaş Sendikacı Özgür Karabulut ve Uğur Karadaş gazetemizin sorularını yanıtladı. münden sorumlu İGA’ya da kamu davası açması gerektiğini belirten Karabulut, “Bağımsız heyet gitsin, kaç işçinin öldüğünü ortaya çıkarsın. Buna cesaretleri yok çünkü sayı çok daha fazla. Ama bundan sonra işçilerin hak ihlallerine karşı, ‘Haklı eylemimizi yapalım, en fazla 2 ay yatar çıkarız’ diyecekler” ifadelerinde bulundu. ‘Anayasa yargılandı’ İnşaat İş Sendikası Basın Sözcüsü Uğur Karadaş da Karabulut “Sendikal görevim olarak, işçilerin neler yapabileceğine dair, anayasada yer alan işçi hakkını okudum. Şimdi ya kanun yalan söylüyor ya da iddianame. Kanun doğruysa, iddianame yalandır ve savcı suç işlemiştir. 14 Eylül’de kullandığımız grev hakkımıza, gece yarısı binlerce kolluk kuvvetiyle işçi kampı kuşatılarak cevap veriliyor. O gece anayasal bir hakka dönük operasyon yapıldı. Bu iddianamenin oluşturulması ile işçiler ve sendikacılar yargılanmadı, anayasaya yargılandı” dedi. ‘İGA, işçiyi dövdü’ Gözaltında şiddete ve hukuksuzluğa maruz kaldıklarını belirten Karadaş, gözaltına alındığında komutanın yüzüne bardak attığını söyledi. İşçilerin sorgusuna İGA yöneticilerinin de katıldığını savunan Karadaş, “İşçinin eli kelepçeli, başında asker ve İGA yöneticileri işçiyi tekme tokat dövüyordu. Hukuken gözaltı, ‘koruma altındasın’ anlamına gelir. Korku iklimini derinleş tirmek için de üç dalga halinde, işçi çalıştığı saate çağrılıp, ‘Ödenmeyen maaşın ödenecek’ dedikten sonra tutuklamalar yapılıyordu” ifadelerini kullandı. Karadaş, tutuklanan işçilerin ve sendikacıların; katillerin, çetelerin, uyuşturucu baronlarının kaldığı koğuşlara konulduğunu belirtti. CEO yargılanıyor Karadaş, “3. havalimanında ölen bazı işçilerin ailelerinin açtığı davada yargılanan İGA CEO’su Kadri Samsunlu, 2013 yılında Muğla’nın Güllük Belediyesi Atık Su Arıtma Tesisi’nde 7 işçinin ölümüne ilişkin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde asli kusurlu olarak yargılanıyor. Başka bir yerde 7 işçinin ölümüyle yargılanan kişi, ödüllendirilerek havalimanına, en az 52 işçinin ölümü için gönderiliyor. Sorunlar devam ettiği sürece işçiler yine tepkisini ortaya koyacaktır. Eylül’ün 14’ündeki isyandan çok daha büyük, adını koyamayacağımız direnişler yaşanabilir” dedi. ‘Bu utancı BM araştırsın’ Meriç’te geçen hafta Yunanistan’a geçmek isteyen 4 göçmen donarak yaşamını yitirdi, olayla ilgili Yunanistan ve Türkiye’nin suskunluğu sürüyor HÜSEYİN HAYATSEVER Edirne’nin Yunanistan sınırındaki Meriç ilçesinde geçen hafta 5 günde 4 göçmenin donarak yaşamını yitirmesiyle ilgili Yunanistan ve Türkiye’nin suskunluğu sürerken olayın BM uzmanlarıyla birlikte soruşturulması çağrısı geldi. İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, Türkiye’nin olayı Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) uzmanlarıyla birlikte soruşturması gerektiğini belirtti. Ço rabatır, Yunanistan’ın, ülkeye geçen göçmenleri üzerlerini soyarak “geri püskürtme” yöntemiyle Türkiye’ye bıraktığı ve göçmenlerin bu nedenle donarak yaşamını yitirdiği iddialarıyla ilgili “Bu iddialar doğruysa çok ciddi mülteci hakkı ihlalidir. Böyle bir ihlali yapan ülkenin teşhir edilmesi lazım. Teşhir etmek için de komşu ülkeden çok tarafsız bir uluslararası örgütün bunu dile getirmesi lazım” diye konuştu. Çorabatır, “Dövme, çıplak olarak Meriç’e atma gibi olaylar şu aşamada iddia noktasında. Türk ve Yu nan makamları bu olaylar karşısında bir açıklama yapmadılar. Bu suskunluk da iyi bir şey değil” dedi. “Geri püskürtme” olarak adlandırılan yöntemin, hem uluslararası mülteci hukukuna, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu vurgulayan Çorabatır, “Bunların araştırılması ve suçlularının mahkeme önüne çıkarılması lazım” dedi. Metin Çorabatır, Bulgaristan, Macaristan, Hırvatistan ve Makedonya’dan da sınırı geçen göçmenlere kötü muamele haberleri geldiğini kaydetti. ‘SOYUP MERİÇ’E ATIYORLAR’ Edirne Jandarma Komutanlığı ekiplerince yakalanan göçmenlerden Afganistan uyruklu Jamaluddin Malangi (35), donarak ölen 3 erkekten Afganistan uyruklu olan göçmeni, Yunanistan’a geçtiklerinde tutuldukları kampta gördüğünü söylemişti. Yunan makamları göçmenlerin dile getirdiği zorla geri gönderme işlemini yaptığını reddederken geçen hafta donarak ölen göçmenler konusunda Türkiye’den de resmi bir açıklama yapılmadı. l ANKARA 68’in 50. yılında Fransa! Fransa’da 17 Kasım’da başlayan “Sarı Yelekliler” eylemi adım adım küreselleşmenin nasıl da “kürede selleşme” yarattığını ortaya koyan bir meydan okuma haline geliyor. Bir başka deyişle Fransa’da asgari ücretlilerin dile getirdiği gerçekler, başta Avrupa olmak üzere tüm kıtalardaki yaşam uçurumlarının göstergesi. Fransa’da asgari ücret 1100 Avro. Emekli olunca maaş 350 Avro’ya düşüyor. Bununla Fransa koşullarında geçinmek mümkün değil. Macron yönetimi onlara şunu önerdi: Size ayrıca sosyal yardım yapalım! Emeklilerin buna yanıtı şu: Hayır, biz özel yardım değil, hakkımızı istiyoruz! Tanıdık geldi mi? Fransa’da ücret düşüklüğünün bir nedeni de şu: Göçmen işçiler nedeniyle işveren taşeron çalıştırmayı tercih ediyor. Taşeron işçinin ücreti kadrolu işçinin yarısı kadar! Tanıdık geldi mi? HHH Neoliberal politikalara karşı halkçı, toplumcu politikaların, seçmenleri ikna edecek güçlülükte geliştirilemediği görülüyor.  Bunun da çeşitli zorlukları var. Dün Avrupalı bir sendikacıdan dinledim: “Patron işçi ücretlerinin yüksekliğinden yakınıp fabrikayı Çek Cumhuriyeti’ne taşıyacağını söyledi. Yapma dedik. Ama siz her yıl zam istiyorsunuz, dedi. Sendika yöneticileri toplandık. İşi tümüyle kaybetmek mi, zamsız çalışmak mı? İkinciyi tercih etmeye mecbur kaldık!” Fransa’da Macron’un lakabının “büyük sermayenin meleği” olduğunu bir kez daha anımsatalım! HHH Sarı Yelekliler çıkışının pek çok boyutu var. Tarihsel bir yanını vurgulayalım. Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde başlayan 68 eylemlerinin 50. yılındayız. Önceki gün Fransız bir siyaset bilimci Sarı Yelekliler’in çıkışını şöyle yorumluyordu: “Direniş, haykırış, Fransızların ruhunda vardır. Bu bizim geleneğimizdir...” Aynı saatlerde Macron’un, eylemcilerle görüşeceği açıklanıyordu. Araçlara, mağazalara zarar veren şiddet eylemleri elbette onaylanamaz. Ancak Sarı Yeleklilerin 42 maddelik istemlerini haklı bulan Fransızların oranı yüzde 80’den 90’a çıktı.  Görünen o ki Fransa halkı Macron’u iktidardan indirecek. Muhtemel, Sarı Yelekliler’in arasından siyasetçiler çıkacak.  1968’de de öyle olmuştu. Server Tanilli, yıllar önce Ankara’da bir sohbetimizde, “Başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa, 68 eylemlerinden dersler çıkardı. Özellikle eğitimi yeniden ele aldı” demişti. Avrupa 68 eylemcilerinden siyasetçiler çıkardı. Türkiye ise onların temsilcilerini idam sehpasına çıkardı. Ve bugünlere geldik... 2016’DAKİ BOMBALI SALDIRIDA 46 KİŞİ HAYATINI YİTİRMİŞTİ ŞEHİTLER ANILDI İstanbul Beşiktaş’ta Vodafone Park yakınında 10 Aralık 2016 tarihinde meydana gelen terör saldırısında yaşamını yitirenler vefatlarının ikinci yıldönümünde düzenlenen tören ile anıldı. Bombalı saldırıda 39’u emniyet görevlisi ve 7’si sivil olmak üzere 46 kişi hayatını kaybetmiş, 148 kişi yaralanmıştı. Beşiktaş kulübünün Vodafone Park Stadı’nda dün düzenlediği anma törenine Beşiktaş 2. Başkanı Serdal Adalı, kulüp yöneticileri, futbolcular Tolga Zengin, Necip Uysal, Oğuzhan Özyakup, çeşitli branşlardan sporcular, emniyet yetkilileri, bürokratlar ve vatandaşlar katıldı. Adalı, “Tüm şehitlerimize tekrar rahmet diliyoruz. Özellikle tüm ülkeyi üzen olaylardan birisiydi. Bir daha böyle bir olayın ülkemizde, camiamızda ve çevremizde olmamasını Allah’tan diliyorum” diye konuştu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de şehit olan polisler için Fatih Camisi’nde mevlüt okuttu. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle