18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Aralık 2018 14 EDİTÖR: ÖZnur oğraş çolak kültür TASARIM: ilknur filiz Bozkurt Güvenç yaşamını yitirdi Bilim ve kültür insanı Profesör Bozkurt Güvenç yakalandığı zatürreeden kurtarılamayarak 92 yaşında hayatını kaybetti. Bozkurt Güvenç’in “Türkiye çağdışı Tanzimat deneyimi yaşıyor” başlıklı son yazısı 5 Aralık’ta Cumhuriyet’in Olaylar ve Görüşler bölümünde çıkmıştı. Gazetemiz yazarı Orhan Bursalı twitter hesabından yaptığı paylaşımda Prof. Dr. Bozkurt Güvenç’in hayatını kaybettiğini duyurdu. Bursalı, paylaşımında, “Hocamızı kaybettik... Cumhuriyet kuşağının çok çok seçkin insa nı... Bir bilim ve kültür adamı Prof. Bozkurt Güvenç ha Antropolog, mimar, eleştirmen ve yazar Bozkurt Güvenç yakalandığı zatürreeden kurtarılamayarak 92 yaşında hayatını kaybetti. yatta kalma mücadelesini yitirdi. Türkiye’nin başı sağolsun...” ifadelerine yer verdi. Bozkurt Güvenç bir asker ailesinin çocuğu olarak 1926 yılında Samsun’da doğdu. İlkokul ve ortaokulu babasının vazifesi gereği farklı şehirlerde okudu. Daha sonra İstanbul’da Kabataş Lisesi’nde yatılı okudu. Üniversite eğitimine İstanbul’da İTÜ’de başladı. Bu üniversiteye bir yıl devam ettikten sonra devlet bursuyla Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti ve 1950’de mimarlık öğrenimini ABD’de ta mamladı. Türkiye’ye geri döndükten sonra bir süre TCDD’de çalıştı. 1952’de evlendi. Çok partili sisteme geçişi izleyen Demokrat Parti döneminde eğitim, felsefe ve yabancılaşma sorunlarıyla ilgilendi. Hacettepe Üniversitesi’nde insanbilim bölümünü kurdu. 1969’da doçent, 1977’de profesör unvanlarını aldıktan sonra 1993’te emekli oldu. Güvenç, araştırmalarında insan, kültür, eğitim ve değişim sorunlarına odaklandı. Ayrıca 1974’te Bülent Ecevit tarafından Başbakanlık Kültür Müsteşarı olarak atandı. Türk Kimliği kitabı; Güvenç’in Türk kültür tarihinin, Orta Asya bozkırlarından bugünkü Türkiye topraklarına kadar olan yolculuğuyla birlikte sistematik bir biçimde sosyolojik, teolojik ve siyasi açıdan ele aldığı araştırmalarının bir ürünüdür. Kitap 1992 yılında basılmıştır. YAYIMLANMIŞ YAPITLARI Türkiye Demografyası (HÜ 1971) Sosyal Kültürel Değişme (HÜ) İnsan ve Kültür (Remzi 1982, Boyut 2016) Kültür Sorunu (Remzi 1985) Japon Kültürü (Boyut 2008) ‘Dijital platformlar Mantık ve Metod (AÜ 1992) Üniversiteye Geçiş (ÖSYM 1992) Türk Kimliği (Remzi 1992, Boyut 2008) Der Andere: Der lange Weg zur türkischen Identität (Almanca, Manzara Verlag, Pfungstadt 2013) ÇEVİRİLERİ Erich Fromm’dan (Özgürlük Sorunu, Özgür İnsan) Octavio Paz’dan (Yalnızlık Dolambacı, Cem) Ben Ferrington’dan (Darwin Gerçeği, Çağdaş) Will ve Ariel Durant’dan (Tarihten Dersler, Cem) Calvin Wels’ten (İnsan ve Dünyası, Remzi) bize nefes aldırdı’ Başarılı yorumcu Can Gox, yeni bestelerinin müjdesini verdi 2011 yılında çekilen “Kaybedenler Kulübü” filminde söylediği şarkılarla dikkatleri üzerine çeken, ken dine özgü sesiyle giderek ge niş kitlelere hi tap eden Can Gox, en son Müslüm Gürses’in “Sen den Vazgeçmem” ORHUN ATMIŞ şarkısını yeniden yorumladı. Yoğun konser takvimi ve yeni şarkı çalışmaları arasında başarılı isimle bir araya geldik. n İnsanlar seni “cover” şar kılarla daha çok tanıyor. Bu nedenle yeni bestelerin olduğu bir albüm bekleyişi var. Peki gerçekten şart mı böyle bir al büm çıkarmak? Şart değil. Ama bir düşündüm de ben sürekli “cover” mı yapı yorum diye, son 6 senede 5 tane “cover” yapmışım. Konserlerde 8 tane kendi bestemi çalıyorum, ama insanlar herhalde “cover”la çok özdeşleştirdiler beni. Sesim Cem Karaca’yı andırıyor olabilir, Ahmet Kaya şarkılarında onu andırıyor olabilir, herhalde öyle bir birleştirme yapıyorlar. Bes te cepte bu arada, İzmir’de yap tık, 1 ay sonra geliyor. Müjdesi ni verebilirsin. Yeni sürprizler de olacak. ‘Eski zamanları özlüyorum’ n 2011’de Kaset’te 20 kişiye çaldığın zamanları özlüyor musun? Özlüyorum. O zamanlar hiçbir kaygı olmadan çalıyorduk, şu anda da yok aslında. Ama daha geniş bir kitleye ulaştığımız için herkes mutlu ayrılsın konserler ‘Bu ülkede radikal değişiklik olmaz’ n Ülke ve gelecek hakkında da her zaman umutlu olamıyor insanlar, onlara ne söylemek istersin? Her şeyi aşacağımıza inanıyorum. Bu ülke neler gördü, neler geçti başından. Hepimiz gelip geçici nefesleriz bu ülke üzerinde. Çocuklarımız, onların ço cukları da yaşayacak, kimsenin şüphesi olmasın. O kadar radikal değişiklikler de olmaz bu ülkede. Ama sadece yapacağımız görevler var. Arkasında durmamız gereken ilkeler var, bunları unutmadığımız ve yaşattığımız sürece de ayakta durabilecek seviyedeyiz. başarılı olsun istiyorum. Bizim konser yapmamızdaki amaç (o zamanlar öyle değildi), bu güncel durumlardan, zorluklardan 2 saat de olsa insanları uzaklaştırıp evinde rahat bir uykuya daldırıp, ertesi gün için güç kazandırmak. n Şimdi işler biraz daha büyüdü. Daha büyük organizasyonlarla sahneye çıkıyorsun. Konsere geç başlıyorsunuz, korumalar oluyor etrafta... Ekşi Sözlük’te okuduğum yorumlara göre insanlar da bunu yadırgıyor. Bizden kaynaklı değil. İnsanlar da yanlış anlıyor. Koruma durumunu bir kez Aydın’da yaşadık. Korumalar, “Ağabey. Biz seni bırakmak istemiyoruz. Tek başına yürüme orada” dediler. O çocuk da böyle yüzüne heyecanla bakıyor. Kıramadığım bir durum oldu. Yanlış anlaşılmış. Ben de okudum o yorumu, takip ediyorum Ekşi Sözlük’ü de. Biraz kırılıyorum ama ne yapalım, canları sağ olsun. Herkesi mutlu etmek imkânsız. ‘Adil davranıyorum’ n Dijital mecraların yaygınlaşması senin kariyerini nasıl etkiledi? Çok önemli. Spotify ve benzerleri Türkiye’de yeni yeni oturmaya başlayan ama Avrupa’da falan oturmuş sistemler. Türkiye’ye de geldi, biz de müzisyenler olarak rahat bir nefes aldık. Maddi açıdan değil. Ama gerçekten sağlıklı bir ortam içerisinde, düzgün kalitede, hem de insanların bir anda ulaşabileceği kitaplık olarak düşünüyorum ben onları. Dünyanın en büyük kitaplıklarından birine sahip olduk. Bu da bir hazine demek. Getirisi var mı, bilmiyorum. Çok büyük getirileri olan şeyler değil. n Konser programın nasıl, gitmediğin yerler var mı? Gitmediğim yer var. Şimdi, Güneydoğu’ya ağırlık veriyoruz. Bir de Karadeniz’in doğusunda bir boşluğumuz var. Haritadan bakıyoruz. Neden albüm, şarkılar gecikiyor diyenlere de cevabım: Türkiye büyük. Eski şarkıları hatırlatmak ve tanıtmak iki seneden aşağıya olmuyor. Büyük şehirler yeni şarkılar ne zaman gelecek diyor, ama diğerleri daha duymadılar ki. Her tarafa eşit şekilde turu tamamlamadan yeni şarkılara geçmiyoruz adil olması için. Sabrettikleri için de teşekkür ediyorum herkese. New Yorklu eleştirmenlerin seçimi ‘Roma’ ‘MARKO PAŞA’NIN HİKÂYESİ Tiyatroadam yeni oyunu “Meçhul Paşa” ile efsanevi siyasi mizah gazetesi “Markopaşa”nın serüvenini tiyatro sahnesine taşıdı. “Meçhul Paşa” bugün saat 20.30’da Kadıköy H alk Eğitim Merkezi’nde, 13 Aralık’ta ise aynı saatte Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı, Emrah Eren’in yönettiği oyunda, Erdem Akakçe, Bülent Çolak, Fatih Koyunoğlu rol alıyor. Ödül sezonunun başlamasıyla birlikte eleştirmen birlikleri de yılın en iyilerini seçmeye başladı. New York Çevrimiçi Film Eleştirmenleri Birliği’ne göre bu yılın en iyi filmi Alfonso Cuaron imzalı “Roma” oldu. Birlik ayrıca Alfonso Cuaron’u En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetmeni seçerken; Ethan Hawke’yi En İyi Erkek Oyuncu (“First Reformed”), Melissa Mc Carthy’yi ise En İyi Kadın Oyuncu (“Can You Ever Forgive Me”) ilan etti. Richard E. Grant’in En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (“Can You Ever Forgive Me”), Regine King’in de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (“If Beale Street Could Talk”) seçildiği seçkide Yorgos Lanthimos’un filmi “The Favourite” En İyi Senaryo unvanına layık görüldü. ‘Çingene Baron’ operetine bol alkış CEMİL CİĞERİM Johann Strauss II’nin ölümsüz eseri “Çingene Baron”, Gürçil Çeliktaş’ın rejisiyle Samsun Devlet Opera ve Balesi’nde hayat buluyor. Prömiyer akşamı kapalı gişe seyircisiyle buluşan “Çingene Baron” opereti pazartesi günü ikinci defa Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aydın Gün Sahnesi’nde sahnelendi. Zengin bir müzikal yapıya sahip olan “Çingene Baron” operetinin orkestra şefliğini Artun Hoinic üstleniyor. Koro partisinin adeta bir solist gibi yoğun olduğu eserin koro şefliğini Mikail Iskrov yapmaktadır. 2 perdeden oluşan eserin dekor tasarımı Nihat Kahraman’a, kostüm tasarımı Nursun Ünlü’ye, koreografisi N. Bilsel Demireller’e, ışık tasarımı Oğuz Murat Yılmaz’a ait. Hikâyenin olay örgüsü şu şekilde; Falcı Czipra sürgünden dönen Barinkay’ı tanır ve ona; çok güzel bir kadınla evleneceğini ve ailesinden kalan hazineyi bulacağını söyler. Zamanında Barinkay’ın arazisine el koyan domuz tüccarı Zsupan, Barinkay’ın gelişinden hiç memnun olmamıştır; ancak arazileri kaybetmemek adına, bu beklenmedik misafir ile kızını evlendirmenin yollarını aramaya başlamıştır bile. Çingeneler ile yaşamaya başlayan Barinkay, burada gerçek aşkı Saffi’yi bulur; fakat talihsizlikler peşlerini bırakmaz, mutlulukları kısa sürer. l SAMSUN İTÜ MİAM Ödülü Fati Fehmiju’nun İstanbul Teknik Üniversitesi Dr. Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (İTÜ MİAM), tarafından düzenlenen MİAM Bestecilik Ödülü’nü kazananlar açıklandı. Bu yıl İTÜ MİAM Bestecilik Ödülü’ne Fati Fehmiju değer görüldü. Eser, İTÜ MİAM’a başvuran 23 aday arasından seçildi. Fehmiju’nun hazırladığı kanun konçertosu 2017 yılında hayatını kaybeden İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (İTÜ MİAM) Direktörü, müzikolog ve kanun sanatçısı Prof. Ş. Şehvar Beşiroğlu’na ithaf edildi. Fehmiju’nun solo kanun, yaylılar ve elektronikler için bestelediği “Xeno Konçerto” adlı eserin dünya prömiyeri, 17 Aralık 2018 Pazartesi günü saat 19.00’da İTÜ Ayazağa Kampusu’ndaki Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Gecede dünyaca ünlü besteci Kamran İnce’nin Mevlâna Celâleddin Rumi’nin şiir ve sözlerine yer verdiği “Meditation and Gratitude” adlı eserinin Türkiye prömiyeri ile ödüllü besteci Brandon Goff’un da yine Rumi’nin şiir ve sözlerine yer verdiği “Bunun Gibi” (Like This) adlı eserinin dünya prömiyeri yapılacak. Kamran İnce’nin yöneteceği konsere kanunî Safinaz Rizeli ve soprano Juliana Snapper solist olarak katılacak, eserler MİAM İstanbul Modern Müzik Topluluğu tarafından seslendirilecek. CRR’de TürkiyeAzerbaycan Dostluk Konseri... Cemal Reşit Rey (CRR) Or şın Mal Alan” adlı eserleri, F. Amirov ve kestrası, Türkiye ve E. Nazirova’nın Arap Azerbaycan’ın ta temaları üzerine pi rihsel ve kültü yano konçertosu, S. rel ayrılmaz bağla Hacıbeyov’un “Kar rına vurgu yapan, van”, E. Sabitoğlu’nun “Tek millet, iki dev “Şükriyye”, Q. let” başlıklı konse Qarayev’in “İldırım ri Azeri şef Mustafa lı Yollarla” ve yine F. Mehmandarov’un yönetimin Amirov’un “Nesimi Destanı” de, yarın 20.00’da CRR salo besteleri seslendirilecek. nunda verecek. Haydar Aliyev, 19911993 Azerbaycan Devleti’nin ku yıllarında Aras Nehri üzerinde rucusu Haydar Aliyev’in vefa Dilucu ve Sederek’i bağlayan tının 15. yılı dolayısıyla ger ‘Hasret köprüsü’ ya da ‘Umut çekleşecek konserin solistle köprüsü’ olarak bilinen köprü ri Azerbaycan Devlet Sanatçısı nün açılışını yaparak, Türkiye Azez Zeylanov ile Berk Dalkılıç, ile Azerbaycan arasında resmi Tutu Aydınoğlu ve Perihan Na sınır kapısının açılışına öncü yır Artan. lük etti. Açılış sırasında söyle Konserde, Azerbaycan diği ‘Tek millet iki devlet’ cüm halk şarkılarının yanı sıra Ü. lesi iki devletin tarihsel ve kül Hacıbeyli’nin “Köroğlu” ve “Ar türel bağlarını hatırlatmıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle