22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Aralık 2018 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Eleştiren yanıyor! Çanlar kimin TCK 299, Türkiye’nin yeni sorunlarından biri. Cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen için çalıyor? madde nedeniyle 20142017 arasında 68 bin 827 kişi hakkında soruşturma açıldı Yaşlı kadın, 14 Temmuz 1789 Bastille baskınından, komünün barikatlarından geçmiş de gelmiş gibiydi. 1968 Mayısı’nın çatışmalı günlerinin birinde Bd. Saint Germain ile Rue Saint Jacques köşesinde barikatların birkaç yüz metre ötesinde yaşlı gözlerle haykırıyordu: Bunları da gördüm ya, artık ölsem bile gam yemem! Oysa kadının devrimi düşlediği o karşı Son olarak Trabzon’da gazetecilik öğrencisi Berivan Bila’nın cum hurbaşkanına hakaret suçun dan tutuklanması, gözleri bir kez daha bu suçtan yapılan soruşturmalara çevirdi. Tay ALİCAN ULUDAĞ yip Erdoğan’ın cumhurbaşka nı seçilmesinin ardından 20142017 yılla laşmamızdan birkaç hafta sonra, pompa rı arasında 68 bin 827 kişiye cumhurbaşka lara benzin gelmesi üzerine hâlâ varlığını nına hakaret iddiasıyla soruşturma açılır koruyan orta sınıfın, arabalarının depolarını doldurarak, tatil yolunu tutmasıyla 1968’in, kendilerine artık yeni toplumda yer olmadığını görenlerin tutuşturduğu ateşi sönüverdi. Paris’in öğrenci mahallesi Quartier Latin’de, geleceğin toplumunda kendilerine yer olmadığını gören sosyoloji öğrencilerinin önderliğinde patlak veren olaylar, ken, bunların 12 bin 839’u davaya dönüştü. Özellikle Erdoğan’ın 16 Nisan 2016’daki referandumla “partili” Cumhurbaşkanı olmasının ardından AKP Genel Başkanı’na yönelik eleştirilere dahi cumhurbaşkanına hakaret kapsamında işlem yapıldı. Konuyu yakından takip eden akademisyen Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “En ufak bir eleştiriye dahi alışılagelmiş öğrenci gösterilerinin boyu dava açılıyor. Sistem tamamen cezalandır tunu aşmış, bütün Fransa’yı giderek, tüm ma ve susturma üzerinde kuruluyor. Dün dünyayı sarmıştı. Düzende kendilerine artık yer olmadığını görmenin isyanı ile başkaldıran öğrencilerin siyasal taleplerinin siyasi partiler yelpazesinde bir karşılığı yoktu. Solcu öğrencilerin talepleri işçiler arasında yankı bulmuyordu. Sonunda orta sınıf, Fransa’da da, dünyada da, 68’lileri içinde eritti gitti. Batı medyası üzerinden Gezi’yi hedef aldı yada bunun eşi benzeri yok” dedi. Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 299. madde si, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından toplum tarafından bilinen ceza maddeleri arasında başı çekmeye başladı. “Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü düzenleyen HHH Aradan yarım yüzyıl geçti. Bugün yine Paris’te, yine yeni düzende kendilerine yer olmadığını görenlerin etrafa bulaşmaya başlayan isyanına tanık oluyoruz. Dışlanmışlığın hıncı ile arabaları yakan göstericilerin bütün dünyaya yayılan taleplerine yanıt verecek bir siyasi kuruluş yine yok ortada. Yine herkes göstericilere hak veriyor, ama kimse derde derman olacak bir öneri sunamıyor. Artık, eski orta sınıf da yavaş yavaş eriyor. Ona da yeni dünyada hayat hakkı kalmıyor. Önce otomasyonla başlayan gelişme, yapay zekânın gündeme girmesiyle birlikte proleteryanın yanı sıra orta sınıfa da, “Üzgünüm, size yeni dünyada yer yok!” diyor. Üçüncü dünya ülkelerinin, en alttakileri, o yok olan yere talip olarak, gelişmiş dünyayı kuşatmış, kapıları zorluyor. Kitle imha silahıyla, bir anda hep birlikte yok olma tehlikesini atlatmış olan, ama şimdi de hep birlikte bu sefer çevre kirlenmesiyle tedricen yok olma tehdidiyle karşı karşıya olan dünyada, bu tehditlere karşı çare oluşturabilecek ve geniş kitlelerin benimseyebileceği, bilim çevrelerinin uyarılarını dikkate alan öneri de, kuruluş da yok.. Bugün Fransa’da, gösterilerin baş hedefi haline gelmiş olan Macron, bu yokluğun, sorumlusu olarak görülen geleneksel siyasi kadrolara tepkinin ürünü olarak bir çare sanılmışken, aslında gerçekten dişe dokunur hiçbir önerisi olmadığından, illetin simgesine dönüşmüştür. HHH Bir yandan düzenin sorumlusuyken, öte yandan çevresel tehdidin, herkesle birlikte kurbanlığına aday olan kuşatılmış kapitalist dünya, kuşatılmışlığın korkusuyla, gerçekte hiçbir geçerli çözüm üretemeyen ırkçı, şoven sağın, bela getirdiği yaşanarak görülmüş faşist söylemine kapılmış gidiyor. Bu kargaşanın ortasında kulakları sağır edercesine çalan çanları kimse üstüne alınmıyor. Şaşkınlığın ve hamakatın Trump derecesine varmış olanlar, Sarı Yeleklilerin kendilerine selam durduğunu sanıyor; bilmiyorlar ki, çanlar kapitalist sistem, dolayısıyla kendileri için çalıyor. Bu hengâmede hâlâ büyük bir aymazlık içinde herkes birbirine bakıp soruyor: Çanlar kimin için çalıyor? Çanlar hepimiz için çalıyor! AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Du¨nya I·nsan Hakları Gu¨nu¨ kapsamında partisinin genel merkezinde düzenlenen “I·nsanlıgˆın Medeniyeti” başlıklı programa katıldı, Batılı medya kuruluşlarını eleştirdi. Erdoğan, Fransa’daki Sarı Yelekliler eylemlerini dünyadaki hiçbir medya organının yayımlamadığını öne sürerek, “Gezi eylemlerinde insan hakları savunuculuğuna özellikle soyunanlar, Paris’te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hale dönüştüler. Dünyadaki hiçbir yazılı ve görsel medyada, Fransa’daki hadiseleri izlemedik, Hollanda’yı, Brüksel’i izlemedik. Neredesiniz? Ama Gezi eylemleri için dünyayı ayağa kaldırdınız. Niye, burası Türkiye olduğu için mi? Hadi şimdi de aynı şekilde anlatın. Yayımlayın, yayımlamadılar, niye? Dürüst değiller, samimi değiller” diye konuştu. Erdoğan, konuşmasın da AKP’li adaylara yerel seçime ilişkin mesajlar da verirken, “Milletin partisini milletten uzaklaştırmaya kalkan, karşısında şahsımı bulur. Taşıdıkları tüm unvanları, geldikleri mevkileri, makamları AK Parti’ye borçlu olup da bugün başka mecralara yelken açmaya çalışanların ortak özelliği kibir abidesi haline dönüşerek milletten kopmuş olmalarıdır. 40 yılı aşkındır siyaset yapan bir kardeşiniz olarak bu tuzağa düşüp de iflah olan kimseyi görmediğimi özellikle belirtmek isterim” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Erdoğan ile MİT Başkanı Hakan Fidan dün Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Basına kapalı yapılan görüşme bir saat sürdü. Fidan’ın ABD Kongresi’ne Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkında kapalı kapılar ardında bilgi vermesinin ardından CHP’den sert tepki gelmişti. l ANKARA/Cumhuriyet Bahçeli’ye göre Yıldırım ‘çok özel’ İstanbul’a AKP’den aday olması halinde Binali Yıldırım’ı destekleyeceklerini söyleyen Bahçeli, Yıldırım’ın adaylık için Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmesine gerek olmadığını savundu SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis’te bütçe görüşmeleri devam ederken, gazetecilerin Cumhur İttifakı kapsamında yürütülen görüşmelere ilişkin sorularını yanıtladı. AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak düşündüğü Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın, “Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmesine gerek olmadığını” söyledi. Bahçeli şöyle konuştu: “İstifa etmesi gerekir mi gerekmez mi? Böyle bir şeye sokmamak lazımdır. Eğer ‘Cumhur İttifakı’nın adayı olarak İstanbul’da AKP Sayın Yıldırım’ı düşünmüş ise ‘Onun istifa etmesi gerekirdi’ tartışmasına kimse girmesin. Çünkü başkan seçilirse milletvekilliğinden ayrılır, belediye başkanı olur. Cumhur İttifakı’nda da Binali Yıldırım seçildiği gün Meclis Başkanlığı’ndan ayrılmış olur. AKP’nin göstereceği aday bizim daha önce ifade ettiğimiz şekliyle kabul edilir. Daha önce kabul ettiğimiz anlayış nedir? Kimi aday gösterirseniz gösterin, 3 büyükşehirde sizleri destekleyeceğizdir. Böyle bir durum için de Binali Yıldırım Bey önemli bir şahsiyettir. ‘Cumhur İttifakı’nın inşası sırasında, AKP Genel Başkanı olarak bu sürecin başlamasında, AKP ile MHP ile diyalogların güçlendirilmesinde önemli bir rol üstlenmiş bir şahsiyettir. Dolayısıyla ‘Cumhur İttifakı’ndan biz memnuniyet duyuyor isek aynı şekilde Binali Yıldırım Bey’den de memnuniyet duymamız gerekir. Aday olursa başımın üstünde yeri var.” Andımız ve af konusunda da değinen Bahçeli, “Ne Andımızdan vazgeçeriz, ne de milletimizin bugünkü sosyolojik yapısı içinde cezaevlerinin tıka basa dolu olduğu yerlerde bir af için öneriler paylaşılmıştır, onun gerçekleşmesi için de herhangi bir tasarruftan vazgeçeriz” ifadelerini kullandı. l ANKARA madde, suçun alenen işlenmesi halinde verilecek cezanın altıda bir artırılmasını öngörüyor. Cezanın 4 yıl öngörmesi nedeniyle savcılıklar, “şüphelileri” tutuklatma yoluna gidiyor. “Tayyipler Âlemi” karikatürünü açan ODTÜ’lü öğrenciler, “Eskiden Reis denince aklıma Temel Reis gelirdi” diye başlayan cümle kuran akademisyen Cenk Yiğiter, TCK 299’dan nasibini aldı. Son olarak gazetecilik öğrencisi Berivan Bila, içinde sistem eleştirisi yaptığı yazısı nedeniyle Erdoğan’a hakaretten tutuklandı. Savcılıklarda özel masa 16 Nisan 2016’de yapılan anayasa değişikliği referandumu ile cumhurbaşkanının partili haline gelmesi ve Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı sıfatını kazanması dahi savcılıkları durdurmadı. Savcılıklar, AKP liderine yapılan siyasal eleştirileri dahi 299. madde kapsamına soktu. Bazı basın savcıları, çelişki konusunda “TCK’nin 299. maddesinde cumhurbaşkanına hakaret suç olduğu sürece, biz işlem yaparız. Partili veya partisiz mi diye bakmayız. Sonuçta Cumhurbaşkanı devletin başıdır” yorumunu yaptı. Ankara Adliyesi’nde Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nun içerisinde cumhurbaşkanına hakaret suçları masası dahi kuruldu. Akdeniz: Hukuk davası olmalı İfade özgürlüğü ihlalleri konusunda çalışmalarıyla tanınan akademisyen Yaman Akdeniz, konuyu Cumhuriyet’e değerlendirdi. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği 2014’te 132 dava varken, 2015’te 1953, 2016’da 4 bin 187, 2017’de ise 6 bin 33 dava açıldığını anlatan Akdeniz, yine bu suçtan 2014’te 682 soruşturma varken, sayının 2015’te 7 bin 216, 2016’da 38 bin 254, 2017’de 20 bin 539 olduğunu ifade etti. Akdeniz, “12 bin davadan 9 bin 234’ü karara bağlandı. 3 bin 414 mahkumiyet kararı verildi. 2 bin 550’sinde ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildi. 1697 ise beraat kararı verildi” diye konuştu. Bu tabloyu “vahim” olarak nitelendiren Akdeniz, açılan soruşturmaların büyük bölümünün ceza yargılamasına dönüştüğüne işaret etti. Beraatla sonuçlanan davaların büyük bölümüne savcılıkların itiraz ettiğini ve bunların istinaf tarafından bozulduğunu anlatan Akdeniz, Anayasa Mahkemesi’nin de bu zamana kadar olum lu bir karar vermediğini kaydetti ve “Son CHP’Lİ ÇEVİKÖZ’DEN KIBRIS YORUMU iyi parti ile İŞBİRLİĞİnin bu hafta NETLEŞmesi bekleniyor çare AİHM” ifadesini kullandı. Prof. Akdeniz, yeni sistemde TCK 299. ‘Türkiye dışlanmaya karşı önlem almalı’ CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e yönelik politikalarının, bir yandan KKTC’nin haklarını gözetirken, bir yandan da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yalnızlığını ortadan kaldıracak şekilde yürütülmesi gerekmektedir” dedi. Çeviköz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 7 Aralık’ta KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun, KKTC makamlarıyla yaptığı görüşmelerde, “Kıbrıs sorununun mevcut durumunun, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin değerlendirme raporunun, ekonominin, Doğu Akdeniz’de enerji denklemi ve bunun Kıbrıs üzerindeki etkilerinin” ayrıntılı bir şekilde değerlendirildiğini paylaştı. Çeviköz, şunları kaydetti: “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Akdeniz’de doğalgaz aramaları için izin verdiği yabancı şirketlerin çalışmalarına başlaması önemli bir endişe kaynağıdır. Bu şirketlerden birinin Türkiye’nin Ortadoğu’da ilişkilerinin iyi olmaya devam ettiği yegâne devlet olan Katar’a ait olması karşısında AKP iktidarının gereken tepkiyi göstermediği düşünülmektedir.” Çeviköz, son zamanlarda İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz doğalgazının Batı Avrupa’ya ihracı konusunda sıklaşan görüşmeler ve üzerinde çalışılan projelerin, Türkiye’nin bölgesel enerji denkleminde giderek dışlanmakta olduğunu gösterdiğini kaydetti. Bu gelişmede, Kıbrıs sorununun çözüme kavuşamamış olması kadar, Türkiye’nin Mısır ve İsrail ile ilişkilerindeki gerilemenin ve bu iki ülkede büyükelçi bulundurmamasının da payı olduğunu ifade etti. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’de kritik MYK MAHMUT LICALI CHP’nin bugün yapılacak Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında İYİ Parti ile olası işbirliği görüşmelerinin ele alınması beklenirken; iki partinin liderler düzeyinde hafta içi bir araya gelerek işbirliği konusunu netleştireceği ifade ediliyor. CHP’de dün TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin başlaması nedeniyle iptal edilen MYK toplantısı bugün yapılacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hafta sonu bir araya gelmesinin ardından yapılacak MYK toplantısının ana gündeminin yerel seçimlerde işbirliği olması bekleniyor. CHP ile İYİ Parti arasında yerel seçimler ‘Seçim konuşulmadı’ 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşmelerinde, günlük parti meseleleri ve seçimlerin gündeme gelmediği belirtildi. 11. Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nden yapılan açıklamada, 1 Ekim’de Karamollaoğlu ve 11 Kasım’da Kılıçdaroğlu’nun Gül’ü ofisinde ziyaret ettiği aktarıldı. Açıklamada “nezaket ziyareti” olarak değerlendirilen görüşmede Türkiye ve dünya meselelerinin genel çerçevede ele alındığı ifade edildi. AA de işbirliği hedefiyle neredeyse bir aydır yapılan görüşmelerde tıkanıklık yaşanıyordu. Ankara, Antalya ve Mersin konusunda iki partinin taleplerinde geri adım atmamasıyla yaşanan krizin aşılması için iki parti tarafından karşılıklı esneme adımları atılması da sorunu çözmemişti. Son olarak CHP’nin adayını ilk olarak ilan ettiği Balıkesir Büyükşehir’e İYİ Parti’nin adayını açıklaması sıkıntı yaratmıştı. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu ile Akşener arasında yapılan görüşmeden de uzlaşı çıkmazken, iki partinin işbirliği yapmasının önemine yönelik niyet beyanları öne çıktı. İki partinin işbirliği kapsamının ortak bir zeminde bir araya gelmesi için hafta içinde görüşmelerin sonuçlandırılması bekleniyor. Bu kapsamda Kılıçdaroğlu ve Akşener’in tekrar bir araya gelerek, bu kez basına açık bir programda ortak bir açıklama yapabileceği ifade ediliyor. l ANKARA/Cumhuriyet maddenin “partili bir siyasetçiyle ilgili” uygulanmasını doğru bulmadığını kaydetti. Cumhurbaşkanına ve kamu görevlilerine hakaretin suç olmaktan çıkarılmasının vaktinin geldiğini söyleyen Akdeniz, İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde olduğu gibi hakaretin hukuk davası kapsamında olması gerektiğini kaydetti. Akdeniz, “Aslında yüksek dereceli siyasetçilerin eleştirilere tahammül etmesi gerekiyor. Bu kadar hassas olmamak gerekir. Madem siyasete girdiniz, o zaman eleştirilere de tahammül edeceksiniz” dedi. l ANKARA ‘HER CÜMLE HAKARET SAYILIYOR’ İğrlrt5datbaeeiiın0.enenktaıT0lmzBedvçibdür’menüeıutisarkrinykraivllChrbdauiatayüoumBüişıns.lezşammtanılaen’uünrdadhaorannmeİiaauZnsabdço,rMe1ude5öbıgelk,seakİ0nailRlİitrealn’ş’üaenamnşms/kvşkiyitnaenatuCaeisnrünyk7düniuuırlea0H’eazmdsnktn,.eratüııiehntynşukrhğoiu,iı,rlnneleaüuıkp5rdirrninneln0lyımueceenaEetmbüaddçgvutdmiyıersiantkiseakuaznilinekonnlekiçyaymselltüamulteieelzuyıhloçcaşehayaıseilrlnpdaakdiıknilıpuagnıeğdtğe,fııeeu C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle