18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR VE GÖRÜŞ[email protected] eposta: [email protected] Salı 11 Aralık 2018 2 TASARIM: EMİNE BİLGET Yaşamını dün kaybeden değerli hocamız Bozkurt Güvenç’in ‘Olaylar ve Hakk devleti miGörüşler’ sayfasına gönderdiği son yazısını saygıyla yayımlıyoruz... Halk devleti mi? BOZKURT GÜVENÇ Cumhuriyetimizin 95. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlandığımız hafta içinde sonuçsuz bir ‘İstiklal Marşı ve Öğrenci Andı’ tartışması yaşandı. Danıştay’ın, Öğrenci Andı’nı 2013 yılında iptal edilmesi kararına yargı yolunu açması üzerine; Sayın Cumhurbaşkanı beklemediği anlaşılan bu karara sert bir tepki gösterdi: ‘Sorunlarımızı çözmek ve milli birliği korumak için her gün Öğrenci Andı okumaya gerek yoktu. Yürürlükteki İstiklâl Marşı yeterliydi.’ Muhalefetin Türkçü ve Atatürkçü yazarları, Saray’ın bu tepkisine seyirci kalmadı. Cumhuriyet’in 10. kuruluş yıldönümünde, Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in kaleme aldığı Öğrenci Andı’nı Cumhurbaşkanı RTE’ye karşı topluca savunmaya başladılar. İki metni, yan yana koyup okumak, tartışmayı daha iyi anlatmaya yardımcı olabilir... İstiklal Marşı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, benim milletimindir ancak. Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal! Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin İstiklal. Öğrenci Andı Türküm doğruyum çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. ‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’ Sorun, İstiklal Marşı’nın son dize Cumhuriyetimizin 95. kuruluş yıldönümünü İstanbul’da kutlamaya karar veren AKP Genel Başkanı, 3. havalimanını Cumhuriyetin önüne almak istemişti.. Ancak güçlü tepkiler karşısında, Atatürk Havalimanı adını İstanbul Havalimanı olarak değiştirmeye razı oldu Türk bilim insanı antropolog, mimar, eleştirmen ve yazar Bozkurt Güvenç 92 yaşındaydı. sindeki Hak ve Hakk’a (Allah’a) tapan milletime karşılık; ‘Türk varlığı’ ile başlayan Öğrenci Andı’nın ‘Türk varlığı’na armağan edilmesi’ gibi görünüyor. Hakk yerine Türk! Cumhuriyetçi tepkiler Ali Sirmen, Cumhuriyet’ teki ‘Ümmet geldi cihane, And bahane!’; Özdemir İnce de, ‘Andımız Dr. Reşit Galip’ konulu yazılarında, öğrencinin varlığını Türk varlığına armağan edişi üzerinde durdular. Deniz Yıldırım, “Andımız ve Cumhuriyetçi Tutum” konulu köşe yazsında (27 Ekim), tepkinin,1943 tarihli And metnindeki, “Ey büyük Atatürk, açtığın yolda, göster diğin hedefe durmadan yürüyeceğiz” ekindeki Atatürk’e gösterildiğini vurguladı. Hak ve Hakk’a yani Allah’a tapan millete karşılık, Türk varlığı ve Atatürk, milleti ikiye bölebilirdi. Gerçi Osmanlı’da milletler vardı ama Türk milleti yoktu: Müslümanlar tek bir ümmet sayılıyordu. Öğrenci Andı’nda Türk varlığına yer verildiğine göre, öteki milletleri de saymak gerekmez miydi? Bu soru, Bekir Bozdağ, Kürt asıllı olduğu halde, iyi şeyler yapıyor polemiğine de yol açtı. Milli birliği koruyalım derken, Türk milleti yeniden bölünmüş oluyordu. Yürürlükteki anayasayı tanımayan Cumhurbaşkanı RTE, “Ben sandıktan güvenoyu aldım, hiç kimse veya güç beni durduramaz” çıkışında kararlı görünüyor. Sandık kuşkusuz gerekliydi ama acaba yeterli miydi? Cumhuriyet bir kadın devrimidir Sosyolog Alain Touraine, ‘Demokrasi Nedir?’ kitabında (2000), çok nadir olmakla birlikte, demokrasiyi, “ötekileştirmeyen toplum”, ideal olarak yorumluyor. Yazar Yılmaz Özdil’in son Mustafa Kemal Atatürk eserini tanıtan Uğur Dündar, Hayrabolu’daki Halk Arenası’nda (26 Ekim), üç güçlü Cumhuriyet kadınının ‘eşit yurttaşlık, özgürlük, ve hak görüşlerine yer verdi. Selin Sayek Böke, Mine Kırıkkanat ve Ayşenur Arslan, ‘Kadınları erken yaşlarda erkeklerden ayırıp kafes arkasına kapatmakla çağdaş olamayız; Gelin, ülkeyi birlikte ayağa kaldıralım’ görüşünü savundular. Ayşenur Aslan’ın ‘Cumhuriyet, bir kadın devrimidir’ özeti, bu yılki programların en güçlü manifestosu oldu sanırım. Çünkü kadın hem doğuruyor hem eğitiyor; çocuğuna ve yurttaşına hayat boyu değişmeyen bir temel kişilik ve dünya görüşü kazandırıyordu. Tartışma şimdilik kapanmış gibi görünüyorsa da, yazımın sonunda bir boşluk hissediyorum. Türkiye nereye? Cumhuriyetimizin 95. kuruluş yıldönümünü İstanbul’da kutlamaya karar veren AKP Genel Başkanı, 3. Havalimanını Cumhuriyetin önüne almak istemişti.. Ancak güçlü tepkiler karşısında, Atatürk Havalimanı adını İstanbul Havalimanı olarak değiştirmeye razı oldu. İdam yerine ömür boyu hapis cezası gibi. Siyasal hedefi, demokratik Cumhuriyeti koruyup yüceltmek mi; yoksa federal bir yapıya dönüştürmek mi? Yerel seçimlerde toplumun veya ümmetin vereceği hayati karar budur: Hakk devleti mi yoksa Halk devleti mi? CUMOK’tan anlamlı destek Cumhuriyet İMECE’sine okuyucularımızın desteği artarak sürüyor. Cumhuriyet Okurları (CUMOK) Koordinatörü Namık Kemal Boya ve CUMOK Karar Kurulu üyeleri, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’yı ziyaret ederek başarı dileklerinde bulundu. CUMOK Koordinatörü Boya, Cumhuriyet İmece’sine bağışların artması için özel bir çalışma yapacaklarını belirterek, “Gazetemizin yayın hayatına devam edebilmesi için Cumhuriyet okurlarının ve Cumhuriyet dostlarının daha ciddi katkılar yapmalarını istiyoruz. Çünkü gazetemiz ciddi bir mali krizden çıkarak yeni döneme başlamıştır. Biz de bu katkıların daha da artması için elimizden geleni yapacağız” dedi. Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Çoşkun da CUMOK’un başka hiçbir gazetede bulunmayan örgütlü bir yapıya sahip olduğunu belirterek “Cumhuriyet  okurları yıllardan beri Cumhuriyet Gazetesi’ne destek verdiler. Ama en büyük desteği gazetenin el değiştirmesinden sonra yapılan hukuk mücadelesinde vermişlerdir” diye konuştu. Daha sonra CUMOK İstanbul, İmece’ye katkıda bulundu. l İSTANBUL CUMOK Koordinatörü Namık Kemal Boya ve CUMOK Karar Kurulu üyeleri, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’yı ziyaret ederek başarı dileklerini iletti. Türkiye’de demokrat olmak... Zor kardeşim, zor: Demokrat olmak zor. Türkiye’de demokrat olmak çok daha zor! HHH Aslında teorik bağlamda, kuramsal düzlemde, ilke bazında, emirler ve nehiylerle ifade edildiğinde, demokrat olmak çok kolay. 1) Önce olumsuzdan, yasaktan, nehiyden başlayalım: “Kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkasına yapmayacaksın, başkalarına yapılmasına da karşı çıkacaksın.” 2) Şimdi bir de olumludan, yapman gerekenden, emirden tanımlayalım: “Başkalarına da kendine davranılmasını istediğin gibi davranacaksın, herkesin birbirine böyle davranmasını isteyeceksin.” 3) Mukaddes değerlerle, kimliklerle devam edelim: “Herkesin kimliğine, kendi kimliğine istediğin saygıyı göstereceksin; herkesin birbirinin kimliğine aynı saygıyı göstermesini isteyeceksin.” 4) Kimliklere ilişkin yasağı anımsatalım: “İnsanları, aile, aşiret, din, mezhep, ırk, milliyet, dil, lehçe, cinsiyet farklarına göre ayırmayacaksın; ayrım yapılmasına karşı çıkacaksın.” 5) Kimliklere ilişkin bir emri bilelim: “Bütün insanları sadece insan oldukları için, aile, aşiret, din, mezhep, ırk, milliyet, dil, lehçe, cinsiyet farklarına karşın, eşit haklara sahip olarak kabul edeceksin; herkesin de böyle kabul etmesine çalışacaksın.” 6) Hukukla ve adaletle ilişkisini kuralım: “Herkes için kendine istediğin hukuku ve adaleti savunacaksın; kimlik farkı gözetmeksizin herkese hukuken eşit ve adil davranılmasını isteyeceksin.” HHH Aslında kuramsal olarak bu kadar basit; bu altı kuralı uyguladığın zaman, demokrasinin egemenliği kurulur, ülke güllük gülistanlık olur. Peki, neden olmuyor? Hiç kıvırmadan itiraf edelim, çünkü bu kuralları savunarak, veya bu kuralları uygulamayanlara karşı mücadele ettiklerini ileri sürerek iktidara gelenler, bu kurallara uygun davranmıyorlar: Tam tersine, iktidardakiler, demokratik ilkeleri kendi iktidarlarını güçlendirmek ve sürdürmek için çarpıtıyor, saptırıyor, sınırlıyor, kısıtlıyor ve istismar ediyorlar. Elbette en klasik, demagojik istismar yolu da, bu kurallara uymayan kişi ve örgütlerin varlığını öne sürmek ve (kimileri gerçekten de var olan) bu kişi ve örgütlerle mücadele etmek bahanesiyle demokratik ilkelerden hayâsızca sapmak. HHH YAŞASIN DEMOKRATİK HUKUK VE ADALET: YAŞASIN KENDİLERİNE YAPILMASINI İSTEMEDİKLERİ ŞEYLERİN BAŞKALARINA DA YAPILMAMASI İÇİN MÜCADELE EDEN GERÇEK DEMOKRATLAR! Bu kampanya; CUMOK’un (Cumhuriyet Okurları), Atatürk devrimlerine inanmış Atatürkçü Düşünce Derneği, kadın kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıdır. Bu tüm halkımıza, “son kale”nin korunması için önemli, içten ve açık yürekli bir çağrıdır. Bu çağrıya Atatürkçü sivil toplum örgütleri, kuruluşlar destek vereceklerini Cumhuriyet Vakfı’na imece’sinde son 4 gün bildirmişlerdir. Vakıf senedimize göre, CU MOK’ların çağrısıyla başlayan kampanyayla bağış almaya vakfımız yetkilidir. CUMOK ve sivil toplum örgütlerinin isteği doğrultusunda kampanyamız 14 Aralık 2018 Cuma gününe kadar uzatılmıştır. Bağışlarınızı 14 Aralık’a kadar gazetemizden ve internet sitemizden duyurulan hesap numaralarına yatırabilirsiniz. l Cumhuriyet ve Atatürk aydınlanmasının kalesi Cumhuriyet gazetesini yaşatalım. l Cumhuriyet’in kimseye muhtaç olmadan yayınını kesintisiz sürdürmesini sağlamak için destek verin. l Cumhuriyet gazetesi bir direniş mevziidir. Bu harekete bir tuğla da siz koyun. l TL Iban numarası: TR67 0006 4000 0011 3980 0074 52 l USD Iban numarası: TR69 0006 4000 0021 3980 0112 91 l Euro Iban numarası: TR28 0006 4000 0021 3980 0118 35  l Bağışlarınızı IBAN hesapları dı şında ayrıca Türkiye İş Bankası Şişli Ticari Şube, Şube Kodu: 1398 Hesap No: 7452 No’lu hesaba da yatırabilirsiniz. l Cumhuriyet Vakfı’nın web sitesi www.cumhuriyetvakfi.org.tr adresi üzerinden de bağış yapabilirsiniz. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle