18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Aralık 2018 şÖimncdei kboentoteny, nır Arkeologlar, mozaiğin yılan figürleri ile yol kenarındaki evin altına doğru devam ettiğini tespit etti. Eski İznik Müzesi Müdürü Taylan Sevil, “Mozaiğin tarihi tahminen MS 3’üncü yüzyıla dayanmaktadır. Mozaik buluntuları enderdir” dedi. Mozaik bu tenekenin altında Bursa İznik’te, 3 yıl önce belediyenin kanalizasyon kazısı sırasında bulunan Roma dönemine ait taban mozaiğinin, alanın sahibi ile anlaşılaması nedeniyle çöp konteynırı altında kalması tepki çekti. Mozaiğin bulunmasının ardından 3. derece arkeolojik SİT alanı olan bölgenin tescil düzeyi, 1. dere ceye yükseltildi fakat parsel sahibiyle görüşmelerde anlaşılamadı. Kazı çalışmaları durdu, mozaik su geçirmez malzemeyle örtülüp çukur kum dökülerek kapatıldı. Yol daha sonra asfaltlandı, çukurun etrafına dubalar kondu. Bugün ise, dubaların kaldırıldığı alanda çöp konteynırı bulunuyor. l DHA Nobel Barış Ödülü SAHİPLERİNE VERİLDİ ‘Dünyaya barış ve mücadele’ çağrısı Bu yıl ödüle layık görülen Nadia Murad ve Denis Mukwege, ödüllerini Nobel Komitesi Başkanı Berit ReissAndersen’den aldı. 2018 Nobel Barış Ödülü, Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Bu yıl ödüle layık görülen Kongolu jinekolog doktor Denis Mukwege ve IŞİD’in seks kölesiyken kurtulan Yezidi insan hakları savunucusu Nadia Murad ödüllerini aldı. Bu yıl tecavüzün savaşlarda bir silah olarak kullanılmasını engellemek amacıyla yürüttükleri çalışmalardan dolayı ödüle layık görülen Mukwege ve Murad, cinsel şiddete maruz kalanların hak ettiği adalete ulaştırılma sı ve tecavüzün bir savaş silahı olarak kullanılmasına son verilmesi çağrısında bulundu. Denis Mukwege ve Nadia Murad, törende dünyaya barış ve mücadele mesajları verdi. Murad konuşmasında, “Adaletsizliğe ve baskıya karşı birleşelim” çağrısında bulundu. Mukwege de, “Eğer sürdürülmesi gereken bir savaş varsa, bu, toplumu yok eden ‘kayıtsızlığa’ karşı savaştır” diyerek suçun sadece faillere değil bu duruma karşı kayıtsız kalanlara da ait olduğunu vurguladı. l Haber Merkezi Milyonerin kızı ölü bulundu Grace’ten acı haber geldi Ünlü İngiliz emlak milyoneri David Millane’ın seyahate çıkan kızı Grace Millane, Peru’dan Yeni Zelanda’ya geçmiş, 1 Aralık’tan sonra kendisinden haber alınamamıştı. 22. yaş gününde ailesinin kendisinden haber alamaması üzerine polise haber verildi. Ancak genç kızdan kötü haber geldi. Polisler 22 yaşındaki genç kızın cansız bedeninin Auckland’de çalılıklarda bulunduğunu açıkladı. Yetkililer, genç kızın 26 yaşındaki bir erkekle arkadaşlık sitesi Tinder aracılığıyla tanış tığını belirtir ken, buluşmalarından kısa Millane bir süre sonra genç kızın öldü rüldüğünü tahmin ediyor. Polis, Millane’in buluştuğu, cinayetle suçlanan kişiyi gözaltına aldı. Yeni Zelanda Başbakanı Ja cinda Ardern de yaptığı açıkla mada gözyaşlarına boğulurken genç kızın ailesine başsağlığı dileğinde bulundu ve özür dile di. Ardern, “Kızınız burada gü vende olmalıydı, olamadı. Bu nun için çok üzgünüm” dedi. l Cumhuriyet Türk öğrenciler Dünya üçüncüsü Adana Vakıfbank Ortaokulu ‘’XSUN’’ takımı ve Bursalı öğrencilerden oluşan “Makersteam” takımlarının kurduğu ittifak, Çin’de “MakeX Robotik Yarışması”nda dünya üçüncüsü oldu. “En İyi Takım Kültürü” ödülünü de Bursa Makersteam ve Ankara Yenimahalle BİLSEM Robust Jr. aldı. BİLSEM ekibi ‘’En İyi Takım Kaptanı’’ ve ‘’En İyi Robot Tasarım’’ ödüllerini kazandı. l Eğitim Servisi Hanuka mumları barış için yandı Yahudi toplumunun Işık Bayramı Hanuka, Şişli Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikle kutlandı. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, “Bu yıl yakacağımız Hanuka mumlarını tüm ülkemizi, bölgemizi ve dünyamızı sevgi, barış, kardeşlik ışığıyla aydınlatmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Hahambaşı Rav İsak Haleva da, “Bu tablo, birlik ve beraberlik tablosu olarak bir numune olsun” diye konuştu. l Haber Merkezi ALS HASTALARI İÇİN ATLADI Avustralya’da 102 yaşındaki Irene O’Shea, 4 kilometre yükseklikten atlayarak “dünyanın en yaşlı paraşüt atlayıcısı” unvanını kazandı. Kızını birkaç yıl önce ALS hastalığından kaybeden Irene’in amacı hastalığa dikkat çekmek. ON NUMARA 03, 05, 06, 11, 20, 21, 23, 30, 31, 37, 43, 46, 47, 51, 52, 55, 59, 65, 67,72, 77 ve 80 10 BİLEN: 84 bin 465’şer TL (4 kişi) 9 BİLEN: Bin 941.75’şer TL 8 BİLEN: 119.10’ar TL 7 BİLEN: 21.80’er TL 6 BİLEN: 3.80’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.20’şer TL EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET KANAKARYA MOZAİKLERİNİN ÖYKÜSÜ Kuzey’den çalındı Güney’e verildi ÖZGEN ACAR Gazetelerimizde, “Çalıntı sanat eserlerinin izini süren, “Sanatın Indiana Jones’u” denilen Hollandalı dedektif Arthur Brand, Kuzey Kıbrıs’tan çalınmış olan 6. yüzyıl mozaiğini Monaco’da bir apartman dairesinde buldu” içerikli bir haber yayımlandı. 1970’lerde Kıbrıs’ın Türklerin yönetim bölgesindeki Karpaz Yarımadası’ndaki Panaya Kanakarya Kilisesi’nden çalınan ve Aziz Mark’ı betimleyen bu mozaik Lahey’deki Kıbrıs Büyükelçiliği’ne teslim edildi. ABD’de, Kuzey ve Güney Kıbrıs ile Yunanistan’daki araştırmalarımdan sonra dünyaya ilk kez duyurduğumuz bu olayın geçmişini, Mayıs 1989 tarihli Cumhuriyet’teki dizi yazımızdan özetle anımsayalım... HHH Bizans döneminde Kıbrıs’ta Hıristiyanlık hızla yayılıyordu. İlk 4 dört piskoposluktan biri Karpas Yarımadası’nın ucundaki Panaya Kanakarya Kilisesi idi. (Görsel 1) Yarımadanın ucuna doğru 5. yüzyılda yapıldığında bu kilisenin apsisi, iki tahta direk üzerinde duruyordu. Apsiste büyüleyici mozaikler vardı. Kilise yangın ya da deprem sonucunda yıkılmıştı. Kanakarya Kilisesi, 8. yüzyılda ahşap yerine, taştan yeniden yapılırken mi, yoksa 12. yüzyılda onarılırken mi bu mozaiklerin apsise yeniden yerleştirildiği bilinmiyor. Kanakarya mozaiklerinin önemi de İsa’nın betimlenmesi ile ilgilidir. Genellikle İsa, mozaik, fresk ve ikonalarda Meryem’in kucağında bebek olarak ya da sağ elinin iki parmağı ile çarmıha gerilmiş, son dakikalarını yaşarken betimlenmiştir. Oysa bu mozaiklerde, İsa annesi Meryem’in kucağında “ergenlik!” çağındadır. Bundan dolayı da bu mozaik İsa’nın ender resimlerinden biridir. (Görsel 2AB) Genelde mozaiklerde cam, mermer ve taş parçaları kullanılırken Bizanslar, camla taş arasına, “altın ve gümüş yaprakları” da ekleyerek “Hıristiyanlığın büyüsü olan ışıltıyı” koymada, büyük ustalık sağladılar. Bunlar, dünya kilise mozaikleri arasında ilk üçte idi. (Görsel 3ABC) HHH KKTC’deki eski eser kaçakçılığının uluslararası mimarı Konyalı Aydın Dikmen, teknik ressamdı... (Görsel 4) Dikmen’in, kaçakçılık dışındaki özelliği ise bu alanda sahtekâr oluşudur. Örneğin 60’lı yılların sonunda köylerde dolaşırken kendisini “arkeolog” olarak tanıtır, şu resmi belgeyi gösterirdi: “İşbu belgedeki Aydın Dikmen adamımızdır. Kendisini kollayın. Her türlü yardımı esirgemeyin...” İmza, dönemin eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Mehmet Önder’e aitti! Önder, bana Dikmen’in sahtekârlığının kovuşturulduğunu söylemişti. Bir gün otobüs ile Konya’dan Ankara’ya gelirken polis bir başka nedenle otobüsteki aramada Dikmen’in sepetinde heykelcikler buldu. Heykeller Dikmen’in “üretimi” idi! Romanyalı Constance ile evlendi. Münih’e yerleşti. İkamet belgesini almaya gittiği Alman polisine “rüşvet” olarak “sahte” Bizans sikkeleri hediye etti! Aliağa’da açtığı gemi parçalama tersanesinde Mustafa Balbay ile konuşurken hakkımda “Özgen Acar iyi arkadaşımdır. 1968’de Konya’da evimde yemek yedik...” demiş ve şu çamuru atmıştı: “O arkadaş sikke koleksiyonunu Yunanlara peşkeş çekti. Neden bunu yazmıyorsunuz?” Yıllarca sonra hakkımda açtığı davayı kaybedince “kaçakçılığı ve sahtekârlığı” da hukuken belgelendi. HHH Dikmen’in adadaki yardımcılarını da tanıyalım... İsa’yı annesi Meryem’in kucağında “ergenlik” çağında tasvir eden mozaikler 1970’lerde Türklerin yönetim bölgesindeki Panaya Kanakarya Kilisesi’nden çalınmıştı 1 Kanakarya Kilisesi 2A Kaçırılmadan önce 2B Kaçırılmadan önce Arthur Brand 3A Sökülmeden önce 3B Kaçırıldılar “KKTC’nin bir numaralı eski eser kaçakçısı olarak tanındığını, bu sıfatını kullanıp kullanmayacağımı” sorduğum, Mehmet Ali İlkman (Tremeşeli) şu yanıtı vermişti: “Bir numaralı eski eser tüccarı!” diye yazarsanız, daha iyi olur. Çünkü bu konuda davam var. Yazarsanız mahkemede aleyhime olur...” Şöyle konuştu: “Adada eskiden makbuz karşılığı turistlere satmak serbestti. 1974’ten sonra KKTC’de antikacı dükkânları kapatıldı. Güney’de açık kaldı. 1974’ten sonra Türkler kiliseleri, Rumlar da camileri yağmaladı! Dükkânlar kapatılınca, mallar Güneye, oradan İngiliz Üssü’nden kaçırılırdı...” HHH Bir de Güney Kıbrıs’a gideyim, dedim. 5 hafta vize bekledikten sonra, Atina’dan Güney Kıbrıs’a gittim. 1973’te Ankara’da uluslararası arkeoloji toplantısında tanıdığım, Müzeler Genel Müdürü Vassos Karayorgis ile görüştüm... Bakın neler anlattı: “Kuzeyden gelen her eski eseri aldığımız doğrudur. Kıbrıs’ın kültürel varlığını korumak için alıyoruz. Amerika yerine, bize getirselerdi ya biz ya da kilise satın alabilirdi. Onarıp yerinde bile korumaya razıyız. Biz yalnızca Kuzey Kıbrıs’tan değil, Türkiye’den gelen eserleri de alıyoruz.” HHH Alıcılar, mozaiklerin “yasal olduklarının” belgesini isteyince, Dikmen pazarlayamadı. 26 Haziran 1978 tarihli, Başbakan Osman Örek imzalı “sahte belge” ile müşteri aramayı denedi! (Görsel 5) Örek, imzalı belgede “bazı ikona, mozayik ve fresklerin ihracına izin verildiği” belirtiliyor, Türkçe belgede, yabancılar anlasın diye “ihracat” yerine “export” deniliyordu! Bir başka belge ise “Goklaney’s Cash and Co.” adında var olmayan bir şirketin, 1979 tarihli faturasıdır. Faturadaki “damga pulları” Türki 4 Aydın Dikmen 5 Dikmen’in bir sahte belgesi ye Cumhuriyeti’nindir. Kıbrıs’ta, “Katma Değer Vergisi (KDV)” olmadığı halde, KDV’yi de eklemişti. Fransa’da sahte resimden yargılanan, Hollandalı Michel van Rijn ile bağlantı kurdu. Amerikalı Robert E. Fitzgerald ile temasa geçildi, o da Indianapolis kentinde bir sahtecilik suçundan yargılanmış olan, kadın galeri sahibi Peg Goldberg’e “erken Hıristiyanlık dönemine ait ve görülmemiş güzellikteki sanat eserlerinden” söz etti! Goldberg ve Fitzgerald Amsterdam’a gittiklerinde, Van Rijn, mozaiklerin sahibinin “Kıbrıs’ın resmi arkeoloğu Aydın Dikmen’in bu mozaikleri, 1974’te Türk ordusunun yıktığı bir kilisenin kalıntılarında bulduğunu” söyledi. Cenevre ser 3C Kaçırıldılar best bölgesine gittiklerinde, 4 mozaik Goldberg’e 1.2 milyon dolara pazarlandı. O da Paul Getty Müzesi’ne 20 milyon dolara önerdiğinde Müdire Marion True, Dr. Vassos Karayorgis’ten ile “Kanakarya Kilisesi’nden söküldü, Kıbrıs’tan kaçırıldı” yanıtını alınca, Getty’ye satamadı. HHH Rumlar, Goldberg’i dava ettiler ve 1989’da Cumhuriyet’te çıkan yazılarımı mahkemeye “kanıt olarak” verdiler. Ağustos 1989’da yargıç James E. Noland, Peg Goldberg’e “satışın yasadışı ve geçersiz olduğuna” ilişkin kararını açıkladı. 86 sayfalık kararda “Dünya çapında bu eşsiz mozaikler Kıbrıs’ın dinsel, sanatsal ve kültürel mirasıdır. BM ve ABD’nin tanıdığı tek yasal devlet Kıbrıs Cumhuriyeti’dir. Bu nedenle, mozaikler Kıbrıs Cumhuriyeti’ne geri verilecektir!” denildi. Bir adam gönderin Mahkemede, Dikmen’in “Adaya Türk hükümetince kendisinin arkeolog olarak gönderildiği, mozaikleri Türk ordusunun yıktığı Kanakarya Kilisesi’nin molozları arasında bulduğu, Kıbrıs Türk yönetiminden aldığı ruhsatla sattığı” yalanı da ortaya çıktı Mozaikler, Ağustos 1991’de Kuzey’e değil Güney Kıbrıs’a geri verildi. Dikmen, Avrupa’daki bir Rum elçiliğine telefon ederek “Frankfurt’ta falanca adresteki garaja bir adamınızı gönderin ve oradaki emanetleri alınız” dedi. Rum diplomatlar garajdan öteki mozaikleri aldılar. Duruşma için ABD’ye gelen Athanasios Papayorgiyu ile New York’ta Metropolitan Müzesi’nde tesadüfen karşılaştım. Ayaküstü ilginç bir olayı anlattı. Dikmen’in Frankfurt’ta verdiği mozaikler arasında bir başka mozaik de çıkmıştı. Ama onu Dikmen kendisi yapmıştı! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle