19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YEREL YÖNETİMLER PERŞEMBE 8 Kasım 2018 ‘Projeler devri bitti’8 TASARIM:ŞÜKRANİŞCAN Bayağılık koalisyonu Okura öğüt vermek, bilgiçlik taslamak yazarlık zaafıdır. Söyleşmek, karşılıklı alışverişte bulunmak hayli lezzetlidir tersine. Bu sütunda kalem oynatmaya başladığımdan beri, öykündüğüm yazarlara layık olmaya çabalayarak yazmaya çalıştım. Ölçüt sorunu üzerine kafa patlatan biri olarak, değerlere bağlı kalmaya özen gösterdim. Lafı uzatmayayım; belki yazının gücü giderek azalıyor, okuryazarlık en ağır saldırıyı aldığı günlerden geçiyor; gerçi tersi de söz konusu, bunca bayağılığa karşı daha çok yazarak, inatla karşı koymak mümkün. Günün birinde, belki elli sene sonra meraklısı bizim döneme baktığında, söylediklerimiz ölçü koysun isterim. Melih Cevdet hayranı olduğumu tanıyanlar bilir. Herhangi bir meseleyi ele aldığında enine boyuna tartışır, bize düşünme, yaratma olanağı sağlardı. Deneme türünün güzelliği, lezzeti buradan gelir. Gazete sütunlarında eskiden edebiyatçı çokça bulunurdu, böylece okur ölçü görür, değerlendirme yapardı. Burası Cumhuriyet! Oktay Akbal’dan nasıl söz etmeyiz? Saymaya kalksam sütun yetmez, ne ustalarla tanıştı okur. Bizim ödevimiz o geleneği korumaktır. Genç kuşağa ustaları tanıtmak baş görevimiz olmalı, onları okumuş olanlaraysa, çıtayı düşürmediğimizi göstermek zorundayız. Melih Cevdet “halka inmek” sözüne kızar, denemelerinden okuyoruz. Bunu saygısızlık sayar. Yazarın ölçüyü doğru koyarak, dili özenli kullanarak, sorunsalı derinlemesine irdeleyerek, üslupçu tutumla halka saygısını göstereceğine inanır. Tamamen haklı buluyorum Anday’ı. Bayağılığın geliştirdiği herhangi bir topluma rastlamak mümkün değildir. Her dönem kalabalıklar yaygın kültürün peşine takılır. Önemli olan bu alkış çılgınlığına, sıradanlığa kapılmadan kendi sesini bulmak, izini sürebilmektir. Yazarın görevi budur. İnsanların daha az zamanı var, hızla akan görüntüler baş döndürüyor çağımızda. Buna karşın, okuyan küçük azınlık değiştiren, güzelleştiren oluyor. Aksini düşünürsek edebiyata, sanata ne gerek kalır ki? Takıntılı biriyim, bugün iki tanesinden söz edeceğim. İlki arabesk güzellemesine karşı olandır! Seksenleri yaşayanlar (ve elbet okuyanlar) bilir, darbe örgütlü, ilerici toplumu kırmak için yapıldı. Liberalizmin önünü açmak için dincilik, milliyetçilik kozu oynandı. Amerikancı gerici ordu, TÜSİAD, çıkarcı burjuvazi kol kola girdi. Gencebay adlı saray görevlisi, önceden köyden kente gelen insanın dramını sezmiş, kaderci, boyun eğmeye teşvik eden, karanlık müziği yaratmıştı. Bu müziğin darbeciler tarafından yasaklanmış olması, tam da dönemin ruhuna uygundu. Nasıl Atatürkçülük adına imam hatipler açılıp, zorunlu din dersleri dayatıldıysa topluma; arabesk için de aynı şeyi söylemek mümkündür. Yasaklanan bu müziğin(!) yeraltına itilmesi sağlandı, muhalefetin tarifi yapılmış, sınırı çizilmiş oldu. Halkın derdini dile getiriyor gibi görünen bu müziğin(!) neye itirazı vardı peki? Düzeni eleştiriyor muydu mesela? Tersine devleti kutsayan, düzene uyumlu diliyle uyuşturuyordu insanları. 1977’de Taksim’e milyonlarla çıkan işçi sınıfı, yeni kimliğine dönüşüyordu hızla. Artık bencil, boyun eğen, kaderci, ağlayan haldeydi. İtirazını yitirmiş, dayanışma gücünden yoksun haldeydi. AKP’yi o yıllar yarattı. Gencebay’ın memleketin başına kültür, sanat adamı olarak oturtulması boşuna değil. Karşıdevrimin göstergesidir/ simgesidir o! Elbet Gencebay yalnız değildi. Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses ve diğerleri de sayılabilir. Dönemi anlamak isteyenler makamsal müziği (Türk sanat müziği diye bilinir) çoksesli yapıyorum diye ortaya çıkan Yıldırım Gürses’i irdelemelidir. Zeki Müren’in arabesk şarkılarını mutlaka dinlemek gerekir. Bu sürece dair aykırı örnek Ahmet Kaya’dır sadece. Benzer tınıyı kullanmasına karşın, o mahpushane acısını, devrimcilere yapılan işkenceleri anlatıyordu şarkılarında. İtirazın, isyanın, öfkenin damarı vardı müziğinde. Sevmemiz, ayırmamız bundandır. Kuşkusuz bu salgın edebiyata da hızla egemen oldu. Bayağı benzetmeler, uçuşan imgeler, kalabalık/ağdalı cümlelerle yeni anlatı türleri, şiirimsiler çıktı ortaya. Hem karamsardı söylem, hem de bencil, içe kapanıktı. Üstüne inşa edilen kültürü şimdi kitap fuarlarında görüyoruz. Önümüzde İstanbul fuarı var. Yine falcı, büyücü, aşçı, popçu, yaşam koççucları(!) dolduracak meydanı. Kâğıt tomarları kitap diye sunulacak okura. Aldatılacak kitleler. Seksenlerde zirveye çıkan arabesk salgınının tüm göstergeleriyle fuarları ele geçirdiğine tanık olacağız. İkinci takıntım da budur işte! Pek çok yayınevi edebiyata ihanet eden kitaplarla para kazanmak telaşında! Bunlar AKP’nin ideolojik ortağıdır! Çağın değişiyor olması, gelişiyor/ilerliyor anlamını içermez her zaman. Teknolojinin dönüşmesi, olanaklarının artması, yaşanılır dünyaya ulaştığımız anlamı taşımaz. Berkes’in deyimiyle “Çağdaşlaşma” salt bunlarla açıklanamaz. Okuduğunu anlamayan çocuklar yetiştiren Milli Eğitim Bakanlığı’na yazdığı okunmaz edebiyatçılar yakışır kuşkusuz! RTE söylüyor ya her fırsatta “beraber yürüdük biz bu yollarda” diye. Doğru söylüyor…  Not: 10 Kasım Cumartesi günü İstanbul Kitap Fuarı Marmara Salonu’nda saat 13.30’da Altan Öymen’le birlikte sizi bekleriz. Saat 14.30’da 14. Salon’da kitaplarımı imzalayacağım. Gelin, tanışalım. İzmir’de ismi adaylar arasında geçen Karşıyaka Belediye Başkanı Akpınar, “Başkan, kendisini aday gösteren partinin ideolojisini kente yansıtmalıdır” diyor Onunla olmadık yerlerde karşılaşabilirsiniz; mesela kırmızı ışıkta durduğunuzda yanınızdaki motorsikletin üstünde. Başka bir gün konserde, ama seyircilerin arasında de ğil, grubun bateristi ola rak. Üstelik kendi beste sinin çalınmasına eşlik ediyor olabilir. Hatta bir kitapçının raflarında bile Hakan DİRİK karşınıza çıkabilir; yazdığı “Bir başkan, Bir Şehir, Bir Aşk” kitabıyla... İzmir’in Karşıyaka’sının “sıradı şılığını sıradan hale getiren” beledi ye başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’la ilçesindeki başkanlık serüvenini, CHP’yi, içindeki çalkantıları, sosyal demokrat belediyeciliği ve İzmir Bü yükşehir Belediye Başkanı aday aday lığını konuştuk. Geçen yerel seçim lerde, Konak Belediye Başkanı aday adaylığıyla başlayan süreçten Karşıya ka Belediye Başkanı olarak çıkan Ak pınar, bu kez rüzgârın kendisini bü yükşehire taşıması olasılığına ilişkin “Hayaller emek ve cesaret ister. Cesa reti halkımdan emeği de çalışma arka daşlarımdan alıyorum” diyor. CHP’nin gençlik kollarından gelen İzmir’deki tek belediye başkanı olduğunun altı nı çizen Akpınar, “Bizim adayımız için iğneyle kuyu kazmamıza gerek yok. Parti kadrolarımız içinde bu işi hak kıyla yapabilecek arkadaşımız var” di yerek parti kültürüyle yoğrulmuş ki şilerin aday gösterilmesi gerektiğini vurguluyor: Gençlikten geliyorum “İzmir’de partinin tüm kademelerinde görev yaptıktan sonra belediye başkanı olmuş biriyim. İlçe gençlik kollarında başlayan siyasi yaşamımda hemen her kademede görev yaptım. 2014 yılında 44 yaşında belediye başkanı oldum. Yerelde gösterdiğim başarıların temelinde CHP örgüt kültürünü içselleştirmem vardır. Başarılı olmak gibi bir sorumluluğum vardı. Çünkü gençlik kollarından gelip belediye başkanı olmamla birlikte birçok genç ar kadaşıma rol model oldum. Onlara cesaret vermenin mutluluğunu yaşıyorum. CHP’nin içinden daha birçok değer çıkacak. Onları yetiştirecek olan bizleriz. Bunu da kendime görev ediniyorum.” ‘Proje’nin sonu “Türkiye’de artık proje belediyeciliği bitmiştir” diyen Akpınar, yerel yönetim anlayışını şöyle anlatıyor: “Bugün belediye başkanı, inandığı yolda, ama kendisini aday gösteren partinin ideolojisini kente yansıtmak zorunda. Makam sevdasıyla, ‘Ben bu konumdayım ama şunları yapamam yasalar elvermiyor’ bakış açısında olmamalı. Sosyal demokrat politikaları hem belediye başkanı olduğu belediyeye hem de kent halkına hissettirmeli. Elbette baskılar olacak, elbette yasaya bağlı kalarak yöneteceksiniz ama tüm bunlar seni yanlış yola sürüklemesin diye mücadeleni de vereceksin. Kimileri kefenini giyip yola çıkıyor; biz her sabah ölecekmiş gibi hazırla Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, aynı zaman da kitap yazarı ve iyi bir baterist. nıp ama hiç ölmeyecekmiş gibi çalışarak yola çıkıyoruz.” İzmir’i Türkiye’nin dört bir yanındaki sosyal demokratlar için “oksijen çadırı” olarak nitelendiren Akpınar, “Bu çadırı ülke geneline yaymak için çalışmalıyız. Önümüzdeki süreçte CHP, gerek partisine, gerekse kente yakışacak olan dinamik, üretken ve Cumhuriyet değerlerinden en ufak bir sapma yapmayacak olan adayları toplumla buluşturacaktır” diye konuşuyor. İzmir esin kaynağıdır Cumhuriyet değerlerinin korunması için CHP’ye büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Akpınar, “2023 yılında cumhuriyetimizin daha sağlam temellerleyürüyebilmesi için çalışmalıyız. İzmir bu anlamda da çok önemlidir. İzmir’de başkanlık yapmak demek, sosyal demokrat belediyecilik anlayışının Türkiye’nin dört bir yanındaki belediyelere esin kaynağı olması demek. Karşıyaka’daki hizmetlerimle yarattığım etki buna örnektir” diyor. Kadına saygı müzesi Yenilenen ve yeniden Anayasa Meydanı’nı taçlandıran Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı ilçenin simgelerinden. Akpınar, onun alt bölümünde oluşturduk ları Kadına Saygı Müzesi’yle Cumhuriyet kadınlarına “saygı duruşunda” bulunduklarını vurguluyor. Herkesi de bu duruşu görmeye çağırıyor. Evrensel Çocuk Müzesi’ni “bilimle iç içe yetişen aydınlık nesiller için örnek bir yatırım” diye nitelendiren Akpınar, Rengim Gökmen yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası’yla ilçe yi sanatta marka haline getirdiklerini belirtiyor. İlçede yaptıkları hizmetleri sıralayan Akpınar, üretici kadınlar ve Roman kooperatifleriyle yaptıklarını, KentKoop gı da marketle üretici ile tüketiciyi aracısız buluşturmalarını, eğitim, çevre, spor, sağlık, kültür sanat ile başta engelli, yaşlılar ve çocuklar olmak üzere sosyal alanda gerçekleştirilen ve uluslararası alanda da ödüllendirilen projeleri sıralıyor. Akpınar son olarak, “Türkiye’de proje belediyeciliği dönemi bitmiştir. Partiyi temsil etmek elbette çok güzel, ancak ülkenin bugünkü koşullarında göstereceğiniz duruş önemli” dedi. ZorakI yıkım İstanbul’da Çamlıca Tepesi’nin eteklerinde başlayan kentsel dönüşüm, Kirazlıtepe Mahallesi’nde bu kez işyerlerini vurdu Toplanan çöp konteynerlar yüzünden biriken çöpler çevrede kötü kokuya neden oluyor HAZAL OCAK İstanbul’da Çamlıca Tepesi’nin eteklerinde başlayan kentsel dönüşüm çalışmaları Kirazlıtepe Mahallesi’nde bu kez işyerlerini vurdu. Belediye çok sayıda işyerlerinin ‘bölgede yıkım başladı’ gerekçesiyle çalışma ruhsatlarını iptal etti. Duruma tepki gösteren bölge sakinleri çöp konteynerlerinin bile kaldırılmaya başlandığını söylüyor. Kirazlıtepe Mahallesi’ndeki bölge sakinlerinin yıkılmaması için nöbet tuttuğu Esentepe Camii’si geçen haftalarda gece yarası polis barikatı eşliğinde yıkılmıştı. Yıkıma tepki gösteren bölge sakinlerine biber gazı sıkılmış, 2 kişi de gözaltına alınmıştı. Bölge sakinleri bu kez Üsküdar Belediyesi Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından yollanan yazılarla tedirgin oldu. Yazıda Çamlıca Camii çevresini “Riskli Alan” ilan edil diği anımsatılarak tahliye ve yıkım işlemlerinin sürdüğü vurgulandı. Yazıda söz konusu bölgede bulunan bütün işyerlerinin bölgede yıkım işlemi başlaması nedeniyle çalışma ruhsatlarının iptal edildiği duyurularak işyerlerinin 17 Kasım’a kadar mühürlenmeye hazır hale getirilmesi istendi. Yaşanmaz halde Duruma tepki gösteren bölge sakinleri “Üsküdar Belediyesi zabıta memurları aracılığı ile gönderdiği bu tebliğ tamamıyla mülk sahiplerini kiracısız bırakmaya yönelik. Bu yazıyla mülk sahiplerinin gelir kaynağını keserek tek taraflı muvafakatnameye imza atmalarını sağlamaya çalışılmaktadır. Bu girişim bununla da bitmiyor. Orada yaşayan halkın yaşam alanlarını da daraltarak yaşanmaz hale getirmeye çalışıyorlar. Dönüşüm alanındaki, çöp atma noktalarındaki çöp konteynerlerini de topladılar” dedi. HALİÇPORT’A YENİ PLAN ‘Bu proje, bir kent suçudur’ Tarihi tersaneleri otel ve marinaya dönüştüren Haliçport projesinin imar planının mahkeme tarafından iptal edilmesinin ardından yeni plan hazırlandı. Projeyle ilgili mahkeme sürecinin devam etmesine karşın yeni bir plan çıkarılmasına tepki gösteren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, “Haliçport projesi bir kent suçudur. Giderayak İstanbul’a ihanet etmekten vazgeçin. 5 ay sonra o koltuklarda olmayacaksınız” dedi. Haliç Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri’ne yapılacak otel, AVM, kongre merkezi ve 70 yat bağlama kapasiteli 2 adet yat limanı projesi için 2013 yılında yapılan ihaleyi 49 yıllığına 1 milyar 346 milyon lira teklif veren Fettah Tamince’nin şirketi kazanmıştı. İmar planlarına meslek odaları iptal davası açmıştı. 2017’de hazırlanan bilirkişi raporunda Haliçport Projesi’nin koruma yasası ilkelerine ve kamu yararına aykırı olarak hazırlandığı belirtilmişti. Yerel mahkemenin iptal kararlarına rağmen, yeniden hazırlanan planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanarak önceki gün askıya çıkarıldı. Askıya çıkan planda 8 Şubat 2017 tarihi itibari ile başlanılan Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi’nin, uygulama ve yatırım sürecinin kesintiye uğramaması için mahkemenin iptal gerekçeleri de göz önüne alınarak kurul kararları doğrultusunda yeniden plan hazırlandığı bildirildi. Buna göre ticaret ve turizm alanında emsal 1.50 oldu. Bina yüksekliklerinin 24.50 metreyi geçmeyeceği karara bağlandı. Taşkızak Tersanesi’nin 19. yüzyıldan kalma garaj ve santral olarak kullanılan yapıları, ticari bloklar olarak kullanılacak. l İSTANBUL\Cumhuriyet T.C. İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NDAN İLANEN TEBLİĞ Mükellefin Adı Soyadı Ünvanı VERGİ NUMARASI ADRESİ VERGİ VEYA CEZANIN DÖNEMİ Takip Dosya No Vergi Cezanın Verginin Cezanın Nevi Nevi Miktarı Miktarı Gecikme Faizi KERVAN HIRD.PEY.SAN.TİC. 5450601926 OLGUNLAR PETROL NAK.OTO YEDEK PARÇAVE PET.ÜR.SAN.Tİ(AYDEMİR HAYRİ 1100483165 ) 6410306825 KAYNARCA MH. A.YOLU C KARAGÜL SK. 27 B PENDİK İSTANBUL 2007/1012 2013061114Fmp0000138 K.G.V. VZCZ SOĞUKSU MAH. BELGRAT SK. 1 1 CANİK SAMSUN SOKAK 2008/0112 2018042514Fml0000171 K.V. VZCZ 0 646625.03 3592.36 227100.1 681300.3 171119.93 OLGUNLAR PETROL NAK.OTO YEDEK PARÇAVE PET.ÜR.SAN.Tİ(AYDEMİR HAYRİ 1100483165 ) 6410306825 OLGUNLAR PETROL NAK.OTO YEDEK PARÇAVE PET.ÜR.SAN.Tİ(AYDEMİR GÜLŞEN 1100510959 ) 6410306825 SOĞUKSU MAH. BELGRAT SOKAK SK. 1 1 CANİK SAMSUN 2008/1012 2018042514Fml0000172 K.G.V. VZCZ KAYNARCA MAH GÜLSU SK 1 2 PENDİK İSTANBUL 34 2008/1012 2018042514Fml0000286 K.G.V. VZCZ 0 0 681300.3 5677.5 340650.15 2838.75 SAZ KADER 7570396053 KÜPLÜCE MAH. HALAY KÜDAR İSTANBUL SK. 7 2 ÜS 2010/0112 2014061014Fmr0000095 G.V. VZCZ 272011.24 816033.72 110436.56 “Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğü mükelleflerine ait olup yukarıda adı, soyadı ve ünvanı yazılı mükellefler adına salınan vergi ve cezalar nedeniyle tanzim olunan ödeme emirleri bilinen adreslerinde bulunamama ları nedeniyle tebliğ edilemediğinden, 213 sayılı V.U.K.’nun 103106 maddelerine istinaden ilgililerin ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracaatta bulunmaları veyahut ta ahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı, bir ayın sonunda müracaatta bulunmayan veya açık adreslerini bildirmeyenler hakkında işbu ila nın neşri tarihinden itibaren bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur.” Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 890976) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle