28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Kasım 2018 12 Laiklik, dindarlık ve dinsizlik Laiklik ilkesinin geçerli olduğu bir ülkede, dindarlık da dinsizlik de vatandaşlara zorla dayatılamaz. Laiklik bir uzlaşma modelidir. Laiklik, devlet, siyaset, hukuk ve eğitim işlerinin dinden arındırılması, dinin bu alanlara müdahale etmemesi ve bu koşulla dini inanç ve ibadet özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır. Laiklik ilkesinin geçerli olduğu bir düzende devletin dini olmaz. Devletin dininin olduğu yerde dindarlık o devletin vatandaşına zorla dayatılır. Laiklik ilkesinin geçerli olduğu bir ülkede ise vatandaş, kendi özgür iradesine göre dindarlık veya dinsizlik arasında bir seçim yapar. Örneğin, dindar olmayı seçen kişi Müslüman, Hıristiyan, Musevi veya Budist olabilir, dinsiz olmayı seçen birisi de ateist, agnostik, deist veya panteist olabilir. Ancak vatandaşların özgür iradeleriyle bir seçim yapabilmeleri için, din konusundaki farklı görüşlerin bir baskıyla karşılaşmadan ifade edilmesi ve yayımlanması gerekir. Vatandaşlar, varlığını ve anlamını bildikleri görüşler arasında bir seçim yapabilirler. Farklı görüşlerin bastırıldığı bir ülkede vatandaşlar özgür iradeleriyle seçim yapamazlar. Din fetişizminin yaşandığı, din tabusunun kırılmadığı, “aydınların” bile din konusunu tartışmaktan kaçındığı ve popülizme teslim olduğu bir ülkede, demokrasinin yeşerme olasılığı yüzde sıfırdır. Böyle bir ülkede demokrasi olmaz, olsa olsa, adı konmamış bir teokrasi olur. Türkiye’deki durum da budur. Demokrasinin en ileri seviyede olduğu ülkelerde, din konusunda homojen bir yapının olmaması, din konusunda farklı görüşlerin rahatça tartışılabilmesi, dindar vatandaşlarla birlikte dinsiz vatandaşların oranının da yüksek olması ve buna rağmen din konusunda bir kutuplaşmanın ve gerilimin yaşanmaması bir tesadüf değildir. Avrupa Birliği’nin en önemli kamuoyu araştırma kurumlarından birisi olan “Eurobarometer”in 2005 yılında gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, İsveç’in yüzde 77’si, Danimarka’nın yüzde 69’u, Norveç’in yüzde 68’i, Fransa ve Hollanda’nın yüzde 66’sı, Britanya’nın yüzde 62’si, Finlandiya’nın yüzde 59’u, Belçika’nın yüzde 57’si, Almanya’nın yüzde 53’ü, İsviçre’nin yüzde 52’si, Avusturya’nın yüzde 46’sı, İspanya’nın yüzde 41’i, İtalya’nın yüzde 26’sı Tanrı’nın varlığına inanmıyor. Aynı araştırma kurumuna göre Türkiye’de Tanrı’ya inanmayanların oranı yüzde 5. Ülkeyi yöneten kişinin dindar nesil yetiştirme hedefiyle ilerlediği, siyasetin, kadrolaşmanın, medyanın ve eğitimin dinselleştiği, herkesin aynı tornadan çıkmış fabrikasyon insanlar gibi din şablonuna sıkıştırılmaya çalışıldığı bir ortamda, adaletten, eşitlikten ve özgürlükten söz etmek olanaklı değildir. Tanrı’nın / Allah’ın var olup olmadığının tartışılmadığı, dinin sorgulanmadığı, Augustinus, İbn Sina, Anselmus, Aquinas, Gazali, Descartes, Leibniz, Berkeley gibi dindar ve Tanrı’nın varlığına inanan filozofların kuramlarıyla birlikte, Hume, Diderot, d’Holbach, Nietzsche, Marx, Russell, Sartre, Dennett gibi Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini veya Tanrı’nın var olmadığını savunan dinsiz filozofların kuramlarının dikkate alınmadığı bir ortamda, yeni bir Türkiye değil, eski bir ortaçağ düzeni kurulabilir. Türkiye’nin gereksinim duyduğu şey, televizyon ekranlarındaki ilahiyatçıların geçit töreni ve propagandası değildir. Türkiye’nin gereksinim duyduğu şey, sorgulayıcı, yaratıcı ve analitik düşüncedir. Türkiye’nin gereksinim duyduğu şey felsefedir. Türkiye’nin gereksinim duyduğu şey epistemolojidir, ontolojidir, etiktir. Türkiye’nin gereksinim duyduğu şey bilimdir. Türkiye’nin gereksinim duyduğu şey, bu konularda başını kuma gömen “aydınlar” da değildir. Aydın olmak için sadece bilgili ve akıllı olmak yetmez. Aydın olmak için, bilgili ve akıllı olmakla birlikte, toplumun gelişmesi için mücadele vermek ve cesur olmak da gerekir.  Not: 11 Kasım 2018 Pazar günü saat 18.00’da 37. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı’nda “Tanrı Var Mıdır?” adlı yeni kitabımın imza günü etkinliği gerçekleşecektir. (Destek Yayınları Standı / 12. Salon, No: 405) 8 Kasım 2018 SAYI: 34000 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 06:09 Ankara 05:53 İzmir 06:15 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:36 12:54 15:34 07:18 12:38 15:21 07:38 13:01 15:47 Akşam 18:00 17:47 18:12 Yatsı 19:22 19:07 19:31 haber Derbi: Kinnefretşiddetsiyaset sarmalı! Hâlâ GalatasarayFenerbahçe maçı ile boğuşuyoruz. Önce, sahada yaşananlar: Galatasaraylılar baş rüntülerden söz ederek konuşacağım, yorumsuz: Belhanda, Soldado’nun bacak arasına diz atıyor. Yere düşünce de üzeri ka şeyler söylüyor, Fenerbahçeliler baş ne çıkıp ayağına basıyor. Soldado ve Bel ka! Herkes “gerçek” konusunda kendi yo handa koç gibi alınlarını birbirlerine da rumlarında ısrarcı! Benim yorumlarımı da yamışlar, her an kafalar patlayabilir... Ar tereddütle okuyun, sonuçta ben de “ta dından Jailson, Belhanda’ya tokat atıyor. rafım”! Nasıl siyasette herkes “kendi Maç bittikten sonra, dostluk içinde birbir ne demokrat” olmayı seçiyorsa, med lerini kutlamaları gerekirken birden belki ya patronları demokrasiyi kendine göre yorumluyorlarsa, nasıl sosyal demokrat parti liderleri bile demokrasiden kaçıyorlarsa, futboldaki tavır da farklı değil! Atatürkİnönü’den sonra, ne sağda, ne solda demokrasiyi gerçekten ilke edinen bir lider görmedim. Sporda neden farklı olalım ki? Kurosawa’nın Rashomon’u! Bu, aklımıza Japon yönetmen Kurosawa’nın Rashomon filmini getiriyor. Ormanda bulunan bir ceset ve ölen adamın tecavüze uğramış karısı hakkında olayın şahidi olan üç kişi vardır: Bir gezgin, bir oduncu ve bir haydut... Ne var ki her biri yaşananları kendilerine göre aktarırlar. Gerçek nerede saklanmaktadır? Konumuza dönersek, Fenerbahçe’nin ilk golü: Penaltı pozisyonunda, Valbuena’nın muhteşem ara pasında Muslera kontrolsüz şekilde kalesinden çıkıp Isla’yı biçiyor. O anda, gol pozisyonu kalkmış göründüğünden, Galatasaraylılar pozisyonun penaltı olabileceğini akıllarına bile getirmiyorlar. Ama VAR öyle düşünmüyor ve Fırat Aydınus’u ikna ediyor. Benim içim rahat. Geçen hafta FenerbahçeAnkaragücü maçında, Fenerbahçe aleyhine verilen tıpatıp aynı kararda hakem Hüseyin Göçek’e hak vermiştim. İyi de Galatasa 20 dakika önce Galatasaraylı Linnes’in attığı nefis şutla gelen gol kadar güzel. Fakat maçtan sonra ortalık Fatih Terim’in “Valbuena’nın asistiyle gelen 2. gol öncesi, top taca Valbuena’dan çıkmıştı” sözleriyle sarsılıyor! Tabii bunu VAR’la penaltıya gelen itirazlar takip ediyor! Bu sefer maçta çıplak gözle izlerken pek fark edemediğimiz analizlere geçiyor sıra... Net şekilde Valbuena’nın orada taç değil, zaten faul atışı yapması lazımmış! Belhanda göz göre göre Valbuena’yı düşürmek için uğraşmış! Zaten eski hakemler ekranda aynı şeyi söylüyor, ama o taç olayını, Galatasaraylılar büyüttükçe büyütüyor! Peki ben mi abartıyorum yorumlarımı? Bu sefer Fenerbahçeliler de Galatasaray’ın attığı 2. gol öncesi net bir şekilde topun Ozan’dan çıktığını, esasında pozisyonun korner olmadığını görüyorlar. Evet, Ozan ilk kornerden sonra bu mantıkla hızla görev yerine doğru koşuyor, bunu herkes görüyor. Yoksa bunu ben mi uyduruyorum acaba? vMeasçaskolanmrabsaıçkmoıvoaylanmanadcıa? Maçtan sonra yaşananlar var bir de... Saha içinde Jailson, Soldado ve Belhanda, N’Diaye, birbirlerine giriyorlar. Salt gö 30 40 Galatasaraylının sahaya dalıp Fenerbahçelileri linç etmeye çalışır gibi kovalamaya başladıklarını ve yakaladıklarının da boğazını sıktıklarını görüyoruz. Şimdi aynı görüntüleri, Galatasaraylılar şöyle yorumlamayı seçmişler: “İyi ama Jailson da tokat atmıştı”. “İyi ama gol de haksız taçtan gelmişti!” Ben kendi kendime diyorum ki, sahada futbolcular arasında bireysel olarak yaşananlar, hiçbir zaman toplu bir linçvari saldırı fiilinin bahanesi olamaz. İşte o anda ne fanatikliğim kalıyor, ne aydınlığım, ne de karanlığım! S‘Jiavialssobnathoaknaedlıe’ rvi e Sonra aklıma parlamentomuz geliyor... Zavallı bir milletvekilinin ya da grubun üzerine aynı şiddet ve küfürlerle saldıran diğer sözde milletvekillerimiz... Her birinin gerekçesi var ve kafalarında tamamen haklılar! Veya en masum şekilde hakkını savunan bir kişi veya topluluğa reva görülen coplar, biber gazları ve aynı şiddet merakı! Tesadüf mü? Bir Jailson gerekçesi uydurulursa, bir Aziz Nesin bahanesi yaratılırsa, demek ki hemen bir çeşit Sivas katliamı yaratmaya hazırız! Ve o yüz kızartıcı saldırıyı dışarıdan izleyenler “ama Jailson da tokat atmıştı zaten” di raylılar neden farklı düşünüyorlar acaba? tVaaclabuaetnmaa’nyıan çdaelıhşaasnılnaır İkinci Fenerbahçe golünde, yine Valbuena’nın dehası var. Fransız yıldız, kendisine 2. sınıf futbolcu muamelesi yapan Aykut Kocaman ve yok sayan Phi Osman Kavala neden tutuklu? Bugünkü yazım, “Kaç tane gerçek olabilir ve nerelere saklanıyor” sorusu etrafında şekilleniyor. Merakla soruyorum: Osman Kavala, neden tutuklu? Hakkındaki iddianame ne zaman ha halinin devamı sanki otomatiğe bağlanmış... Dosyaya konan gizlilik ibaresi nedeniyle, avukatları da delilleri göremiyorlar. Bu ağır suçlamalar karşısında gerçek nerede saklanıyor ve bu bunaltıcı lip Cocu’nun esaretinden kurtulmanın ra zır olacak? Bir yılda neden şekillene esrar perdesi daha ne kadar sürecek? hatlığıyla, taç atışının peşinden topa sahip medi? Ömründen eksilen bu uzun döne Bu soruların yanıtını bilmek, bizlerin de olup, Jailson’a o nefis ara pasını veriyor, min bedelini kim ödeyecek? Tutukluluk vatandaş olarak hakkı! top filelerde! O gol vuruşu, en az ondan yerek gözlerini gelmekte olan katliama kapamaya hazır. Stattaki on binler de hazır, sokaklardaki yüz binler de! Biri diyor “işte bu cehennem ateşi”, diğeri diyor “oh yesinler bakim dayağı, nasıl da tokat atmıştı zaten!” Peki, Fenerbahçeli futbolcular o güruhtan kaçmayı başaramasalardı, 45 kişinin altında nefessiz kalıp ölselerdi, biz bugün neleri konuşuyor olacaktık? Futbolun Sivası’nı yaşamak için sahada illa ölüm mü olması lazım? Yüz kızartıcı yorumlarından utananlar olacak mı acaba, holiganizm sarhoşluklarından uyanınca? Hadi malum Hasan Şaş vakasını geçelim. Hadi Fatih Terim için “hayal kırıklığı içinde, kulaktan dolma bilgilerin dolduruşuna gelmiş olabilir” diyelim... Peki Galatasaray’ın başkanına ne diyeceğiz? ‘kKöiknednair’ yönlendirmesinin Aradan 23 gün geçtikten sonra bir başkan nasıl kalkıp “İçinizdeki kini ve nefreti saklı tutun” diyebilir? Hem de sözde Fenerbahçe başkanını ve yönetim kurulunu büyük bir dostluk gösterisiyle karşıladıktan sonra... Daha neler göreceğiz? İmamcemaat söylemindeki ünlü örnek bu “yönetici”lerin aklına geliyor mu hiç? Yarın o kini ve nefreti içinde saklı tutan 510 Galatasaraylı, rakip takımdan bir taraftarı bir köşede kıstırıp linç ederlerse o başkanın istifası ne işe yarayacak? Tabii her birimiz bu konuyu dinlerken aklımıza Erdoğan’ın aynı doğrultudaki fikirleri geliyor. Cengiz acaba bu tüyler ürpertici sözleri söylerken Erdoğan’ın, “Dindar ve kindar bir nesil istiyorum” konuşması mı bilinçaltına işlemişti? Bu yüzden mi bu ağır gafı bu kadar rahatlıkla yapabildi? Bana göre tesadüf değil. Siyaset maalesef kötü örneklerle, sporumuzu da ciddi boyutlarda yozlaştırmış durumda. Aslında yaşanan her şey bir yana, günün en korkunç olayı, Koray Şener’e 22 yaşında statta gelen korkunç ölüme rağmen, bu rezil kavgaların, polemiklerin, sataşmaların yaşanabilmiş ve hâlâ yaşanıyor olması. Şener ailesi ile ne kadar empati kursak da onların acısını tam olarak hissedemeyiz. Mekânı cennet olsun. Fenerbahçe Yönetimi ve Başkan’ın verdikleri büyük katkı ise bizlerin yüreğine değen küçük bir teselli. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Uzak yolculuklarda şoförlerin yollardan aldık 1 ları yolcu... Oyunda cezalı 2 çocuk. 2/ Başkan... Vücut ısısı. 3/ Çin müziğine özgü bir tür flüt... Tavana yakın 3 4 küçük pencere. 4/ Suyla tepkimeye girdiğinde alkol ve asitler veren organik 5 6 bileşiklerin ortak adı... Büyükbaş hayvanlara verilen ortak ad. 5/ Dervişlerin 7 8 giydikleri, tiftikten ya 9 pılmış ince külah. 6/ Bir renk... Yaşamsal sıvı. 7/ Ejderha takımyıldızının en parlak yıldızı... Tellür elementinin simgesi. 8/ “Elif dedim dedim / Kız ben sana ne dedim” (Türkü)... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 D İ KE FOB İ 2 ORUN F E T A 3 ROZ E T KAM 4 AN KAK İ E Bir zaman birimi... İstemdışı yapı 5 F İ T B O R A N lan hareket. 9/ Bir şeyin iç yüzünü 6 O U M A Ç G O anlamaya çalışmak. 7 BOROBUDUR YUKARIDAN AŞAĞIYA: 8 İ DARE ATE 1/ Erkek hastaların yataktan kalk 9 A N A T O M İ madan işemeleri için kullandıkları boynu eğri kap... Nine. 2/ Küçük tekne kaptanı... “Gün bitti, ağaçta neşe söndü / Yaprak oldu, kuş da yakut” (Ahmet Ha şim). 3/ Yapısına girdiği sözcüğe “iki, çift” anlamı katan yaban cı önek... Yelkenli bir kıyı teknesi. 4/ Eski dilde katır... Ticaret eşyası. 5/ Bir tür küçük zurna. 6/ Halk dilinde ayrana verilen ad... Şerif Gören’in yönettiği ve Tarık Akan’ın başrolünü oy nadığı bir film. 7/ Seyrek dokunmuş bir tür kumaş... Bir cetvel türü. 8/ Berilyum elementinin simgesi... Dünyamızın uydusu... Sıcak bölgelerde yetişen çok sert bir ağaç. 9/ Toprak, kül gibi şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak. T.C. İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ TRAFİK DENETLEME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İLANEN TEBLİĞ Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü sorumluluk alanı içerisinde, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 116. Maddesine istinaden araçların Tescil Plakalarına düzenlenerek tebligata çıkarılan ve çeşitli nedenlerle muhataplarına tebliğ edilemeyen Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları; 1. A Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği tarafından 25/07/2018 ile 03/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 10/10/2018 ile 09/11/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü A Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği (Demirciler Sitesi 4. Yol Zeytinburnu/ İSTANBUL) adresinde; 2. B Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği tarafından 28/07/2018 ile 02/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 15/10/2018 ile 14/11/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü B Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği (Gayrettepe) adresinde; 3. A Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği tarafından 18/01/2018 ile 16/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 22/10/2018 ile 22/11/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü A Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği (Demirciler Sitesi 4. Yol Zeytinburnu/ İSTANBUL) adresinde; 4. Çevreyolları Trafik Ekipler Amirliği tarafından 23/07/2018 ile 25/09/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 18/10/2018 ile 18/11/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü (Çevreyolları) adresinde; 5. Sivil Trafik Ekipler Amirliği tarafından 08/07/2018 ile 18/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 24/10/2018 ile 23/11/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü (Çevre Yolları) adresinde; 6. B Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği tarafından 02/06/2018 ile 22/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 27/10/2018 ile 26/11/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü B Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği (Gayrettepe) adresinde; 7. Sivil Trafik Ekipler Amirliği tarafından 01/10/2018 ile 25/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 01/11/2018 ile 01/12/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü (Çevre Yolları) adresinde; 8. C Bölgesi Trafik Ekipler Amirliği tarafından 02/06/2018 ile 23/10/2018 tarihler arası olan Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanakları, 03/11/2018 ile 03/12/2018 tarihleri arasında 30 (otuz) gün süreyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü C Bölgesi Trafik Denetleme Ekipler Amirliği (Özgürlük Parkı Yanı SelamiçeşmeKadıköy/İSTANBUL) adresinde; Liste olarak askıya asılmıştır. Tüm vatandaşlarımıza önemle duyurulur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 891132) T.C. KARTEPE BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NDAN Aşağıda niteliği belirtilen taşınmaz, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 35/a maddelesi doğrultusunda Kapalı Teklif Usulü ile satılacaktır. SIRA NO MAHALLESİ ADA PARSEL YÜZÖLÇÜMÜ (M2) BELEDİYE HİSSESİ İMAR DURUMU TAHMİNİ BEDELİ KDV DAHİL (TL) GEÇİCİ TEMİNAT BEDELİ ŞARTNAME BEDELİ İHALE TARİHİ VE SAATİ AÇIKLAMALAR 1 Uzunbey 585 8 9.328.49m² TAM Sanayi Alanı Yençok=9.50mt E:0.50 6.996.367.50TL 209.891.00TL 200.00 TL 22.11.2018 Saat:10:10 İHALE YERİ: Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Dicle Caddesi No:12 Kartepe/KOCAELİ adresindeki Belediyemiz Hizmet Binasının 3.katındaki Encümen Toplantı Salonunda yapılacaktır. İSTEKLİLERDE ARANACAK BELGELER: GERÇEK KİŞİLERDEN: 1 Noter tasdikli imza beyannamesi, 2 Nüfus kayıt örneği, 3 İkametgah belgesi, 4 Geçici teminatın yatırıldığına dair makbuz, 5 İhale şartname bedeline ait makbuz, 6 Vekaleten katılması halinde Noter tasdikli vekaletname TÜZEL KİŞİLERDEN: 1 Tüzel kişiliğin Noter tasdikli imza sirküleri, 2 Ticaret Sicil gazetesi (Noter tasdikli), 3 Kanuni adreslerini belirten adres beyanı, 4 Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve Sanayi Odası veya il gili meslek odası belgesi(2018 yılına ait), 5 Geçici teminatın yatırıldığına dair makbuz, 6 İhale şartname bedeline ait makbuz, 7 Vekaleten katılım halinde Noter tasdikli vekaletname ile vekilin Noter tasdikli imza be yannamesi, 8 Ortak katılım olması halinde Noter tasdikli Ortak Girişim Beyannamesi * Taşınmaza ait İhale Şartnamesi, yukarıda belirtilen bedel karşılığında Kartepe Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğünden alınacaktır. İstekliler, şartnamede ve yukarıda istenen bütün bilgi ve belgelerin asıllarını veya Noter tasdikli suretlerini eksiksiz olarak hazırlayıp, dosyalarını en geç ihale gününden 1(bir) gün önce 21.11.2018 Çarşamba günü saat 17:00’ye kadar Emlak ve İstimlak Müdürlüğüne verebilecekleri gibi iade li taahhütlü olarak da gönderebilirler.(Posta ile gönderilen tekliflerin de yine aynı saate kadar Emlak ve İstimlak Müdürlüğüne Ulaşması şarttır.) İdare, ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olup, 2886 Sayılı Devlet İha le Kanununun 17.Maddesi gereğince ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 891136) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle