19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Kasım 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Yüksek enflasyon iş dünyasını kaygılandırdı TÜSİAD Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası, yüksek enflasyon oranının Türkiye ekonomisinin temel sorunlarından biri haline geldiğini söyledi Enflasyonun ekim ayı itibarıyla yüzde 25.2 seviyesine çık leti, özgürlükler, AB süreci ve yapısal reformlar alanlarında yeni bir yol haritası masının son derece üzücü küresel rekabette yükselen ve önümüzdeki dönem için bir Türkiye ekonomisi için kaygılandırıcı olduğuna dik elzemdir” diye konuştu. kat çeken TÜSİAD Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası, Başa dönüldü “Enflasyonla mücadele uzun Enflasyonu tüm kötülük süren kararlı politikalar ge lerin anası olarak niteleyen rektirir. Enflasyo eski Merkez Banka nun mevcut sevi sı Başkanı ve İYİ yelerden tek ha Parti Milletvekili neye inebilme Durmuş Yılmaz, si için sıkı para mücadele konu politikası ve bu sunda umudu nu destekleyici nu kaybetmeye maliye politika başladığını an sının sabırla yürütülmesine ihtiyaç lattı. Yılmaz, reDurmuş Yılmaz kor kıran enflasyon var” dedi. rakamlarını değerlen TÜSİAD ve Koç Üniver direrek “Bunca çabaya rağ sitesi ortaklığıyla oluştu men enflasyonla mücade rulan Ekonomik Araştırma lede yeniden başa, 2002 yı Forumu’un düzenlediği ‘Enf lına döndük” dedi. Yılmaz, lasyonun Nedenleri ve So Türkiye’nin 2001’de ‘örtük’, nuçları’ toplantısında konu 2006’da ise ‘açık’ enflas şan Kaleağası, ülkenin için yon hedeflemesine geçtiği de bulunduğu bu zorlu dö ni hatırlatarak, enflasyonun nemde zaman zaman piyasa 2001’de yüzde 68, 2002’de ekonomisiyle çelişkiler ya yüzde 29.8 ve 2006’da yüz ratabilecek bazı uygulama de 7.7 olduğunu söyledi. larla karşılaşıldığını vurgu 2006’da göreve başla ladı. Kaleağası, “Daha önce dığında yaptığı bir ko de belirttiğimiz gibi dünya nuşmaya atıf yapan nın hiçbir yerinde fiyat de ve “Altın bir fırsat netimleri ve benzeri uygula yakaladık. Görevi malar ile enflasyonu düşür miz fiyat istikrarına mede başarılı sonuç alına ulaşıp bunu kalıcı kıl mamıştır” ifadesini kullandı. maktır” dediğini hatır Özgürlüğün olmadığı yerde latan Yılmaz, yeni fikirlerden, fikirlerin “Ekim ayı olmadığı yerde yenilikten itibariy söz edilemeyeceğini de ifade le tüketi eden Kaleağası, “Hukuk dev ci enflas Bahadır Kaleağası Üretici SAPIR SAPIR dökülüyor Toplantıya katılan sektör temsilcileri, enflasyonun kendileri üzerindeki etkilerine dikkat çektiler. Allianz Sigorta’dan Burcu Uzunoğlu, geleceği tahmin etmeyi içeren sözleşmeler nedeniyle enflasyonun çok sert etkilediği sektörlerden birinin sigortacılık olduğunu, otomotiv ve sağlık gibi ithalata dayalı alanlar nedeniyle büyük maliyet artışları yaşadıklarını belirtti. Uzunoğlu ayrıca, iş hacminde de azalış olduğunu anlattı. Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin, 2010’da yüzde 70 olan TL kaynakların toplam kaynaklar içindeki payının bugün yüzde 47’ye düştüğünü, 2013’te yüzde 15,7 olan ticare kredi maliyetinin geçen temmuz ayı itibarıyla yüzde 33.2’ye çıktığını vurguladı. Keskin, “Yüksek enflasyon risk primini artırıyor. Büyümeyi yavaş latıyor. Kaynak verimliliği ve kârlılık azalıyor. Yabancı paraya yönelim büyüyor” dedi. Kayalar Kimya’dan Arda Tunca ise Türkiye’nin gıdada hammadde ve ara malı üretemeyen bir ülke haline geldiğini, planlama yapılmadığını, milli vurgunun kaybedildiğini kaydetti. Tunca ayrıca, son açıklamaların gıdada yeniden ithalat artacak mı endişesini artırdığını belirterek, “Üretici sapır sapır dökülüyor” dedi. yonu yüzde 25’i, üretici yüzde 45’i aştı. 2002 koşullarına geri döndük. Bu yüksek enflasyonlu yıllardan ders almadığımızı gösteriyor. Fiyat istikrarı hedefinin oldukça gerisindeyiz. Özellikle siyasetçiler açısından yeniden işin A, B, C’sine başlayacağız. Hükümet ve Merkez Bankası enflasyonla mücadele ettiğini topluma inandırmalı. Çünkü enflasyon tüm kötülüklerin anasıdır. Gelir dağılımını bozar. Enflasyon haksız bir vergi ve kul hakkıdır” ifadesini kullandı. Fiyat istikrarının sağlanamamasının büyümeyi ‘testere dişi’ gibi bir hale getirdiğini vurgulayan ve bu koşullarda kimsenin risk almayacağını belirten Yılmaz, enflasyonla mücadelede iyi bir iletişime ve şeffaflığa ihtiyaç olduğunu söyledi. Siyasetçilerin yerli yersiz konuşmasının büyük risk olduğunu da anlatan Yılmaz, “Mevcut enflasyonun sebebi maliyet ar tışı ve hükümet politikalarına güvensizliktir. Hükümet ve Merkez Bankası toplumda güven oluşturmalı” dedi. Umut tükeniyor Enflasyonla mücadele konusunda umudunu kaybetmeye başladığını da anlatan Yılmaz, “İçereğini tartışabilirsiniz ama son açıklanan orta vadeli program bile iki hafta sonra bozuldu. Büyüme öncelendi. Aklı başında piyasa oyuncuları bunu satın almaz. Merkez Bankası bu ortamda bir şey yapamaz” şeklinde konuştu. l Ekonomi Servisi Büyüme için üretim şart Fırıncılara kolaylık Büyük mağaza, zincir mağaza ve tedarikçilerce bir gün içinde üreticiden teslim alınan ve azami fiyatı tarifeyle belirlenen ekmek, unlu mamuller gibi hızlı tüketim mallarının satılamadığı gerekçesiyle iade edilebilmesine yüzde 5 sınırı getirildi. Ticaret Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan ilgili yönetmelik değişikliğine göre azami fiyatları tarifeyle belirlenen hızlı tüketim mallarının temini karşılığında üreticiye birim miktar başına yapılacak ödeme, tedarikçiler ile büyük mağaza, zincir mağaza, bayi işletme ve özel yetkili işletmeler için tarifedeki azami fiyatın yüzde 85’inden, bunların dışındaki perakende işletmeler için ise yüzde 80’inden az olamayacak. Benzine indirim Özellikle Türk Lirasının değer kazanması sonrası akaryakıt fiyatlarında yeniden indirimler gündeme geliyor. Bu kapsamda Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS), benzin fiyatlarında 20 kuruş indirim yapılacağını açıkladı. İndirimle birlikte benzinin litre fiyatı İstanbul’da 6.62 liraya inecek. Benzinde geçen cumartesi günü de 17 kuruşluk indirim yapılmıştı. Benzinde uygulanan eşel mobil sisteminde ÖTV tutarı tavana seviyeye ulaştığı için yapılan indirimler pompa fiyatına da aynen yansıyor. Motorinde ise 27 kuruşluk indirim daha gerçekleşmesi gerekiyor. Bu seviye sonrasında indirim fiyatlara yansıyacak. Sabancı Holding CEO’su Göçmen: Öngörülebilir ve düşük enflasyon, artan sürdürülebilir büyümede anahtar olacaktı Sezgin Gürsu, geçen yıl Derince’deki fabrikada 122 bin tonluk üretimin 10 bin tonunu 33 ülkeye ihraç etiklerini belitti. Sabancı Holding’in kombine satışları, 2018’in dokuz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33 artarak 62 milyar TL’yi aştı. Sabancı Holding konsolide ana ortaklık net kârı ise, yüzde 45 artarak 3 milyar 401 milyon TL olarak gerçekleşti. Holdingin dokuz aydaki faaliyet kârı ise yüzde 18 artarak 7 milyar 856 milyon TL’ye çıktı. Sabancı Holding’in toplam varlıkları 444 milyar 9 milyon TL’ye ulaşırken; toplam konsolide ana ortaklığa ait özkaynakları ise, 28 milyar 781 milyon TL oldu. Enerjide maliyet artışı yüzde 60’a dayandı GAMZE BAL Dövizde yaşanan sert yükseliş, ithalata bağımlı olan enerji sektöründeki maliyet artışı yüzde 60’ı buldu. Yüksek kurun olumsuz etkilerinden doğrudan etkilendiklerini anlatan Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, yalnızca madeni yağların ana hammaddesi olan bazı yağlarda 2017’de tüm yıl boyunca yüzde 50’ye yakın bir artış yaşanmışken, bu artışın yalnızca 2018’in 10 ayında yüzde 55’i gördüğünü ifade etti. Geçen yıl yüksek petrol fiyatlarının etkisiyle maliyet artışları yaşasalar da bu yıl kurda yaşanan oynaklık kadar olumsuz etkilenmediklerini ifade eden Gürsu, “Kurda öngörülemeyen bir artış yaşanınca, yükselen maliyetlerimizi tüketicilere yansıtmamak için verimliliği nasıl artırırız diye düşünmeye başladık. Ancak yüzde 40 zam yapmak durumunda kaldık” dedi. İki yeni ürün 350’den fazla yağ çeşidinin üretildiği Petrol Ofisi’nin Kocaeli Derince’deki Madeni Yağlar Fabrikası’nda, hibrit araçlar ve hidrolik sistemlerde tasarruf sağlayacak iki yeni yağ çeşidi daha üretildi. Madeni yağ ve gres yağ üretim kapasitesi yıllık 140 bin ton olan fabrikada açıklama yapan Gürsu, motor yağlarından beklentilerin arttığını, bunun kendilerini daha az yakıt yakan yağları üretmeye zorladığını anlattı. Yeni iki ürünü fabrikanın içinde yer alan Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’nde geliştirdiklerini dile getiren Gürsu, “Maxima Hybrid OW20 ürünümüz, hibrit araçların motor ömrünü uzatıyor ve önceki nesil araçlara göre yüzde 3 yakıt tasarrufu sağlıyor. Hydro Tech HVIE ise, hidrolik sistem yağı. Bununla hidrolik uygulamalarda yüzde 10 enerji tasarrufu sağlanıyor” dedi. l KOCAELİ Ders çıkarmalıyız Sabancı Holding Üst Yöne ticisi (CEO) Mehmet Göçmen “Son üç ay ülke olarak, karşı laştığımız zorluklar bir taraf tan tüm ekonomi paydaşla rı açısından olumsuz koşullar yaratırken; diğer taraftan da geçmişte olduğu gibi yapısal sıkıntılarımıza yönelik kalı cı çözümler üretmemiz açısın dan fırsatlar yaratıyor. Sürdü rülebilir büyüme ancak bu dö nemden çıkarılacak dersler le mümkün olacak. Türkiye kaliteli iş gücü, dinamik eko nomisi ve Avrupa pazarı için de yer almasıyla, yatımcıları cezbetme potansiyeli yüksek bir ülke. Öngörülebilir ve dü şük enflasyon artan sürdürü lebilir büyümede anahtar ola caktır. Üretimi yeniden kaldıraç olarak kulla narak, özellikle kat ma değeri yüksek üretime ağırlık vere rek kalıcı büyüme zemininin tek rar yakalana bileceğine inanıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Mehmet Göçmen ekonomi 11 ‘Zamanın ruhu’ yeniden şekilleniyor ABD ara seçimleri, dünyada hem büyük ilgi hem de endişe yarattı. ABD siyasetinde kutuplaşmanın sertleşerek devam edeceğini gösteren sonuçlar, bu endişeleri dağıtmaya yetmiyor. İkincisi, son yıllarda, “zamanın ruhu” yeniden ve çok karanlık bir yönde şekilleniyor. “Zamanın ruhu” üç vektörün bileşkesinde şekilleniyor. Birinci vektör ekonomik: Mali krizle birlikte yerleşen düşük büyüme “seküler durgunluk” aşılamıyor. Bu düşük büyüme bile, ancak yüksek borçlanma oranları korunarak, hatta artırılarak sürdürülebiliyor. Yeni bir mali kriz olasılığı gündemde. Merkez ülkelerde, çalışanların refah düzeyinde bir iyileşme görülemiyor. İkinci vektör jeopolitik: Büyük güçler arası emperyalist rekabet tek kutuplu dünyadan üç kutuplu dünyaya doğru hızla ilerliyor. Üçüncü vektör: Birçok ülkede birden faşizm yükseliyor. Nereden nereye? Bir zamanlar neoliberal küreselleşme vardı. Bu serbest rekabet fırsat eşitliği yaratıyor, dünya ekonomisini tek bir birim olacak biçimde entegre ediyor ve en önemlisi mali riskleri yayarak yok ediyordu. Kapitalizmin tarihinin en sert mali krizlerinden biri bu fantezileri dağıttı. Neoliberal küreselleşmeye, postmodernizmin ideolojik, felsefi desteği eşlik ediyordu. Postmodernizm, “büyük söylemlerin”, evrenselciliğin geride kaldığını, farklı (etnik, cinsiyet, ırk, milliyet) olanların birlikte, birbirinin varlığını ve haklarını tanıyarak (piyasa ilişkileri içinde) yaşama olanağını elde ettiklerini söylüyordu. Böylece liberal demokrasi en uygun, tek kabul edilebilir yönetim biçimi oluyordu. Postmodernizm, neoliberalizmle birlikte gerilerken yerini “reaksiyoner aşiretçiliğe” belli bir ırkın, milletin, dinin üstünlüğünü savunan, faşist akımlara bıraktı. Bir çekim merkezi olarak Avrupa Birliği vardı: AB ulus devlet ve ulusalcılık ötesi bir siyasi, ekonomik model inşa ediyordu. AB, bir barış ve istikrar merkeziydi. Mali kriz AB’nin içindeki “emperyalist”, merkezçevre dinamiğini, bu düzen içinde Almanya’nın geliştirmekte olduğu hegemonya projesini gözler önüne serdi. Şimdi, İngiltere AB’den çıkmaya çalışıyor. İtalya’da faşist eğilimli bir hükümet AB’nin mali yapısını yeniden krize itecek bir ekonomik program dayatıyor. AB’nin temel taşı iki ülkeden biri olan Fransa’da çok güçlü bir AB karşıtı faşist hareket var. Almanya’da faşist hareket büyürken merkez sağ aynı hızla eriyor. Angela Merkel, Hıristiyan demokratların liderliğini bırakıyor. Yerine geçmeye hazırlanan adayların politikaları birçok noktada faşist AfD ile örtüşüyor. ABD hegemonyası ve tek kutupluluk vardı: ABD hegemonyası geriledi. Çin ve Rusya karşıt hegemonya merkezleri olarak yükseldi. ABD’nin kaynakları “dünyanın polisi olma iddiasını” taşımaya artık yetmiyor. ABD, uluslararası anlaşmaları, geleneksel müttefiklerini terk etmeye, hatta karşısına almaya, ekonomik ve siyasi alanda dayatmacı bir dış politika izlemeye, silahlanma çabalarını artırmaya başladı. Çeşitli dış politika analistleri, şimdi yeni üç kutuplu bir “soğuk savaş”tan söz ediyorlar. Öyle ama bildiğiniz gibi değil Soğuk savaş sonrasının jeopolitiğini “kaynak savaşları” temasıyla herkesten önce tanımlamayı başaran Prof. Klare, bu kez “Bu sizin annenizin bildiği soğuk savaş değil. Bu, her an ateş almayı bekleyen küresel bir ‘kav kutusu’ (tinderbox)” diyor. ABD ve rakipleri gittikçe hızlanan bir konvansiyonel ve nükleer silahlanma yarışı başlattılar. Ukrayna, Suriye, Çin Denizi gibi coğrafyalarda, hatta kuzey kutbunun eriyen alanlarında, sık sık askeri olarak yüz yüze geliyor, birbirlerini deniyorlar. “Ticaret savaşları”, ekonomik olmaktan öte rakibinin, yapay zekâ, bilişim ve silah teknolojileri alanında gelişmesini sabote ederek yükselmesini önlemeyi amaçlayan jeostratejik bir boyut içeriyor. Büyük güçler karşılıklı siber saldırılar düzenliyor, rakiplerinin iç politika süreçlerini, halklarının dünya, dost, düşman algısını etkilemeye çalışıyorlar. Giderek, savaş haliyle olağan hal arasındaki sınır bulanıklaşıyor, “hybrid” (melez) savaşlar denen bir model gelişiyor. Karşılıklı ekonomik ve siber saldırıların yanı sıra, büyük güçlerin, Afrika, Asya, Latin Amerika hatta Orta ve Doğu Avrupa’da ekonomik ve siyasi nüfuz alanları üzerindeki rekabetleri, ticaret savaşlarıyla, ekonomik siyasi yaptırımlarla, karşılıklı “fallus” sallayan devasa askeri manevralarla sertleşirken adeta yeni bir büyük savaşa gidişi hazırlıyor. Bu sırada yükselen faşizm, geleceğin olası savaşlarında ölmeye ve öldürmeye uygun insan tipini şimdiden yetiştirmeye başlıyor. Zamanın yeni ruhu şekillendikçe karanlıklaşıyor... Üç yabancı bankaya borçlanma yetkisi Hazine, 2018 dış finansman programı çerçevesinde Avro cinsinden 2026 vadeli bir tahvil ihracı için yetki verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “2018 dış finansman programı çerçevesinde Avro cinsinden 2026 vadeli bir tahvil ihracı gerçekleştirmek amacıyla bugün BNP Paribas, HSBC ve ING’ye yetki vermiştir” denildi. Türkiye 2018’de uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ihraçları yoluyla 6.5 milyar dolar tutarı karşılığında finansman öngörüyordu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle