23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
eğitim EPOSTA: figenatalay@yahoo.com Pazartesi 19 Kasım 2018 8 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN İyilik de var umut da İnsanlığa umut ve cesaret veren, 33 iyilik hikâyesi halkoylamasına sunuldu İçimizi karartan onca olumsuzluğa karşın insanlığa umut ve cesaret veren, küçük de olsa fark yaratan, ilham kaynağı olan iyilik hikâyeleri de var. İstanbul Bilgi Üniversitesi, bu hikâyelerin desteklenmesi, toplum tarafından bilinirliğinin artması ve yenilerinin teşvik edilmesine katkıda bulunmak amacıyla “BİLGİ Umut Var” adlı bir proje başlattı. Hikâyeler öğrenciler tarafından Birleşmiş Milletler’in yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegeni korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşaması için belirlediği 17 “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi” temel alınarak seçildi. Projenin ilk aşamasının sonunda öğrencilerin seçtiği 33 iyilik hikâyesi www.bilgiumutvar. com adresine yüklendi. İyilik hikâyelerinin paylaşılarak yayılması, gizli kahramanlarının ilham kaynağı olması için projenin ikinci aşaması olan halkoylaması başlatıldı. Halk jürisi tarafından belirlenen 10 hikâyenin kahramanı, 13 Aralık’ta Santralistanbul Kampusu’nda düzenlenecek törende ağırlanacak. Hikayelere, yarın akşama kadar oy vermek mümkün. İlk 10 projenin kahramanlarına iyilik yaparken ihtiyaç duydukları destekler sunulacak. Bu, bir malzeme ve materyal desteği olabileceği gibi mentorluk, web sitesi yapımı gibi birçok şekilde gerçekleşebilecek. İyilik hikâyeleri şunlar: İhtiyaç Haritası, Köy Kanber Bozan’ın Üsküdar’da bakkal dükkânı var. Burayı diğer bakkallardan ayıran özellik ise raflardaki yiyecekiçeceklerin yanına dizili kitaplar. Çocuklar bu kitaplardan istediklerini alabiliyorlar. Kitapları okuyup geri getiriyorlar ve Kanber Amca’ya özetini anlatıyorlar. Sonra da istedikleri bir yiyecekiçeceği ücretsiz alıyorlar. Okulları Ablası, Upsendrom Girişimi, Bir Tebessüm İçin Derneği, Enka İyilik Projesi, Hayvansever Gökçer Korkmaz, Hayvansever Mehmet Köksal, Leyla’dan Sonra Gönüllüleri, İyilik Kolyeleri: Sakajewa, Dünya İnsani Yardım Projesi, AHBAP, Doyuran Kareler, Ki tap Koala, Hayata Sarıl Lokantası, Askıda Ne Var?, Sepette Ekmek, Bir Destek Bin Huzur, Kanser Savaşçıları Derneği, Düşler Kavanozu, Köy Öğretmeni Cansu Ceylan, Hayat Tamircisi, Mardin Sinekli Bakkal, Herkese Kitap Vakfı, Atma Tamir Olsun, Onkoday Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği, Deliler Kahvehanesi Herkese Açık, Değişim Liderleri Derneği, Öğretmen Mehtap Çevik, Öğretim Üyesi Okan Murat Dede, Kanber Bakkal, TOÇEV Kurucusu Ebru Uygun, Yarına Umut Ol, Zonguldak Meşrutiyet Mahallesi esnafı. GençlerinYÖK anketİNDEN çıkan sonuç: derdi iş Üniversite adayları için üniversite ve bölüm tercihi aşamasında belirleyici olan en önemli faktör, mezuniyet sonrası iş bulma imkânı. Tercih yapmayan adayların yüzde 70’i lise eğitiminin öğrenim görmek istediği programla ilgili temel bilgileri kazandırdığına inanmadığını düşünüyor. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından lisans puan barajını geçmesine rağmen tercihte bulunmayan adayların görüş, beklenti ve eğilimlerinin belirlenmesi amacıyla anket yapıldı. Anketten çıkan sonuçlardan bazıları şöyle: 4 Adayların yüzde 26’sı tercih edeceği bölümün istihdam imkânını, yüzde 18’i üniversitenin bulunduğu ili, yüzde 16’sı ise ilgili bölümün taban puanını göz önünde bulundurarak tercihlerini planlıyor. 4 Üniversite adaylarının yüzde 94’ü devlet üniversitelerini, yüzde 6’sı ise vakıf üniversitelerini tercih ediyor. 4 Ankete katılan adayların yüzde 42.69’u “öğrenim ücretlerinin yüksek olması”; yüzde 24.08’i “istediği bölümler için puanının yeterli olmaması”; yüzde 10.78’i “kazanma şansının olduğu bölümleri bitirince iş bulamayacağı kaygısı” nedeniyle vakıf üniversitelerini tercih etmediğini belirtmiş. 4 Adayların, tercih yapmamalarının başlıca nedenleri arasında eğitimin kalitesiyle ilgili kaygılar yer alıyor. 4 “Yükseköğretime erişimin ülkemizde hâlâ bir sorun olduğuna ve kontenjanların artması gerektiğine inanıyor musunuz” sorusuna adayların yüzde 66.97’si “Evet, inanıyorum”, yüzde 33’ü ise “Hayır, inanmıyorum” cevabını vermiş. Singer’den Eğitim Bursu Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Tek nik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Singer arasında imzalanan protokol uyarınca mesleki ve teknik moda tasarım teknolojileri alanındaki öğretmen ve öğrencilerin mesleki yeterliliklerinin geliştirilmesine destek verilecek. Singer, 3 yıl boyunca mesleki ve teknik liselere göndereceği uzmanlar ve ürünlerle atölye çalışmaları gerçekleştirecek. Öğrencilerin, Singer bünyesinde staj yapmalarına olanak sağlanacak ve her yıl 10 öğrenciye üstün başarı bursu verilecek. Flipped Learning Zirvesi MEF’te “Flipped Learning 3.0 Global Standart lar Zirvesi’’ MEF Üniversitesi’nde gerçekleşti. Aktif Eğitim Sanat ve Bilimleri Akademisi (AALAS) ve Flipped Learning Küresel İnisiyatifi (FLGI) işbirliğinde yapılan zirvede MEF’in kurucu Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, üniversitenin kuruluşundan bu yana uygulanan “Flipped Learning/Aktif Öğrenme’’de gelinen noktayı anlatarak, “Basit bir vizyonumuz var, Geleceği şekillendirecek girişimci liderler yetiştirmek” dedi. Suriyeli ‘kayıp kuşak’ türkiye’deki Her 10 Suriyeli çocuktan dördü okula gidemiyor HÜSEYİN HAYATSEVER Dışişleri Bakanlığı tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan veriler, Türkiye’de “kayıp Suriyeli kuşağın” yetiştiğini ortaya koydu. Türkiye’de bulunan 1 milyonun üzerindeki okul çağındaki Suriyeli çocuğun yaklaşık 400 bininin okula gidemediği ortaya çıktı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2019 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürerken geçen hafta Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, komisyon üyesi vekillere bakanlığının bütçesinin sunumunu yaptı. Bu kapsamda komisyon üyesi vekillere “2019 yılına girerken Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde girişimci ve insani dış politikamız” başlıklı bir kitapçık da dağıtıldı. Türkiye’nin dış politikasına ilişkin çeşitli başlıkların yer aldığı kitapçıkta ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler hakkında da çarpıcı veriler sunuldu. Kitapçıktaki verilere göre Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı Kasım 2018 itibarıyla yaklaşık 3.6 milyona ulaştı. Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Türkiye’de 300 binden fazla Suriyeli çocuk doğdu. Kitapçıkta Türkiye’nin “Suriyeli çocuk ve gençlerin kayıp nesiller olmamaları ve gelecekte Suriye’nin inşasına katkı sunabilecek donanımda olmalarına önem atfettiği” belirtilirken Türkiye’deki 1 milyondan çok Suriyeli çocuktan sadece 641 bini öğrenim görüyor. Okula gitmeyen çocukların bir bölümü dilendiriliyor, bir bölümü uygun olmayan koşullarda çalışmaya zorlanıyor. açıklanan sayılar bunun aksi bir durumun varlığını ortaya koydu. Türkiye’deki Suriyelilerin 1 milyondan fazlasının okul çağındaki çocuklardan oluştuğu belirtilirken, bu çocukların 641 bininin Türkiye’de eğitim alabildiği belirtildi. Suriyeli çocukların okullaşma oranının son dönemde arttığı belirtilerek “2010 yılında yüzde 30 düzeyinde seyreden okullaşma oranı, 20182019 eğitim öğretim yılının ilk aylarında yüzde 61.25 olarak gerçekleşmiştir” denildi. Türkiye’de üniversite eğitimi gören Suriyeli gençlerin sayısının ise 20 bin civarında olduğu kaydedildi. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’deki 3.6 milyon Suriyelinin 1.7 milyonu 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Türkiye’de 04 yaş arasında 568 bin Suriyeli çocuk bulunurken 518 yaş grubundaki Suriyeli çocukların sayısı ise 1 milyon 135 bin. Türkiye’de bulunan Suriyeli sığınmacılar için yapılan harcamalar konusunda da şu bilgiler verildi: “Ülkemiz tarafından Suriyeliler için yapılan harcamalar belediyelerimiz ve Türk STK’lerin katkılarıyla birlikte 33 milyar ABD Doları’nı bulmuştur. Uluslararası toplum tarafından ülkemize yapılan yardımlar ise beklentilerin çok altında kalmıştır. Ayrıca, AB’nin taahhüt ettiği ilk 3 milyar Avro’luk dilimden 1.7 milyar Avro’su ise ülkemize aktarılmıştır.” l ANKARA Gençlere akademik destek Yaşar Üniversitesi Kariyer ve Mezunlar Merkezi, İzmir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı koruma ve bakım altındaki 1518 yaş aralığındaki 60 öğrenci için ‘Üniversite Eğitimi ve Kariyer Planı’ konulu konferans düzenledi. Konferansta, öğrencilerin kariyer hedeflerini nasıl gerçeğe dönüştürebilecekleri ele alındı. Bakım Sonrası İzleme ve Rehberlik Birim Sorumlusu Sosyolog Ali Köse, “Devlet koruması altındaki gençlerimizin istihdam haklarını en üst noktaya taşımak için temel eğitimlerinin yanı sıra onlara destek olacak eğitimler de gerçekleştiriyoruz. Devletten her türlü maddi ve manevi desteği alan öğrencilerimiz için bu eğitimlerin de önemi büyük. Daha sonrasında gençlerimizin tıp doktoru, avukat, mühendis gibi sevdikleri bir meslek sahibi olduklarını görüyoruz ve bu bizleri çok mutlu ediyor” dedi. Yaşar Üniversitesi Kariyer ve Mezunlar Merkezi Müdürü Dr. Senem Yılmaz da, öğrencilerin üniversite eğitimi, kariyer seçimi ve kariyer yönetimi, doğru meslek seçimi konularında motivasyonlarını ve öz farkındalıklarını artırmak amacıyla ‘etkin kariyer yönetimi’ sunumu gerçekleştirdiklerini söyledi. Şikâyetçiye bakar mısın? Medya Tekeli’nin en üst düzey yöneticilerinden biri, medyanin hali pürmelalini keşfetmiş olmalı ki, uzun yazılar döşendi geçen hafta. Günümüz medyasının sorunlarından medya sahipliğine, medya patronlarının “kazandıkları paraları başka sektörlere aktarmalarından” tutun da digital içeriğin nasıl pazarlanması gerektiğine kadar pek çok konuda. Bir yerde de şöyle diyor: “Günde 15 lira verip sigara alan, 5 liraya bir bardak çay içen okuyucu 1 lira verip gazete okumuyorsa ortada büyük bir sorun var demektir…” Gerçekten çok ilginç. Kimileri, ortadaki sorun kendileri değilmiş de başkalarıymış gibi, sürekli etrafı suçluyor ki, dikkat kendilerinden uzaklaşsın. Yahu muhterem kardeşim… “Günde 1 1.5 TL para verip gazete almıyorsa” insanlar, (af buyur) salaklıklarından mı almıyorlar? Üst katlardan yollanan klişe, patates baskısı manşetleri sayfalarınıza aktarmaktan başınızı kaldırıp da, gazete almaya tenezzül etmeyen o insanlara bir sorsanıza neden almadıklarını? Sakın, “güvenmedikleri için, okumaya değer bir şey bulamadıkları için, o 1 1.5 TL’yi bile bir para israfı buldukları için” almıyor olmasınlar? Tabii ki zararlı alışkanlıkları savunmayacağım ve kendim de hiç kullanmadım ama o 15 TL’lik bir paket sigara bile bir ihtiyacını gideriyor demek ki insanların. Senin sattığın, daha doğrusu satamayıp da gaz istasyonlarına balyalar halinde bedava bırakmana rağmen kimsenin dönüp de suratına bile bakmadığı o gazete, hiçbir beklentisine yanıt vermiyor demek ki. Çünkü, üzerine basılı olduğu ham kâğıt kadar bile değeri yok o mevkutelerin. Neden, biliyor musun? Çünkü, gidip “o tayyare”de masanın etrafına diziliyorsunuz tahta ev cumbalarının demir parmaklıklarına dizili begonya saksıları gibi. Masa başında oturan “Devletlu” birisi anlatıyor, biriniz “tape” ediyor, ötekilere dağıtıyor ve sonra tek tip cümlelerle manşetlerinize yerleştiriyorsunuz bu sözde bilgileri. Zaten TV’ler de aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor. Vatandaş bıktı çünkü bu “gerçeğin 180 derece tersi safsatalardan.” Bir gün olsun aynaya bakıp sormuyorsunuz, “Yahu biz ne yapıyoruz böyle? Aklımızı mı yitirdik?..” diye. Bir gün olsun rahatsız olmuyorsunuz, tek bir soru sormadan, kulaklarınıza üflenen, ellerinize tutuşturulan şeyleri haber(!) diye, bilgi(!) diye vatandaşa (af buyrunuz) “kakalamaya”… Bir gün olsun, utanç duymuyorsunuz, siz de dahil medya tröstlerinin dışındaki başka gazetelerin, TV’lerin muhabirlerinin veya yazarlarının o mahfillerden yasaklı olmalarından, reklamilan havuzlarından sadece sizlerin nemalanıyor olmasından. Bir gün olsun sorgulamıyorsunuz, bu düzenin nasıl aşağılayıcı ve alçaltıcı olduğunu. Bak, (pek de örnek bir demokrasi sayılmayacak) ABD’de bile Başkan Donald Trump bir gazeteciyi basın toplantısında azarlayıp sonra da akreditasyonunu iptal ettirince, mahkeme “Hoop!..”  dedi. “Buna hakkın yok. Çünkü o muhabir kendi kişisel zevki ya da kurumunun kendi bilgi alma merakı için değil, kamuoyunun haber alma hakkını temsilen orada…” dedi. Bunu görüp hiç sıkılmıyorsunuz. “Yahu, doğru demiş mahkeme. Bizim ‘öteki’ medyanın da buralarda bulunma hakkı var” demiyorsunuz. Gerçi o medyanın da pek büyük bir şikâyeti olmasa gerek ki, onlar da gidip mahkemede hak aramaya çalışmıyor. Orası da ayrı bir dert. Neyse… Bu medya tekelcileri, medya tröstü sahipleri, kamu bankalarından kasalarına akıtılan ballı kredilerle, talimatla satın aldıkları gazeteleri ve TV’leri bir bir kapatırken, profesyonel gazetecileri bir bir kovup, çapsız heveskâr amatörleri ekranlara ve köşelere yerleştirirken bir yandan da “günümüz medyasının sorunları” üzerine böyle komik ahkâmlar kesmiyorlar mı? İnsan gerçekten hayret ediyor. Biraz ar, biraz edep yâ hu!..  Felsefe öğretmeni taciz iddiasıyla açığa alındı AKP’ye yakınlığıyla bilinen Eğitimciler Birliği Sendikası (EğitimBirSen) Muğla Şube Başkan Yardımcısı ve öğretmen S.Y. (53), 23 kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla açığa alındı. Ortaca Yunus Emre Anadolu Lisesi’nde felsefe öğretmenliği de yapan S.Y. hakkında, iki hafta önce, öğrencilere cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla çok sayıda şikâyet dilekçesi verildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün durumu bildirmesi üzerine Ortaca Cumhuriyet Savcılığı tarafından evli, 2 çocuk babası, 25 yıllık öğretmen S.Y. hakkında soruşturma başlatıldı. Çeşitli tarihlerde 23 kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen S.Y, soruşturma kapsamında 13 Kasım’da açığa alındı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle