Katalog

Pazartesi 12 Kasım 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Ordulular içme suları için ayakta Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü tarafından ‘Türkiye’nin Yaşlanma Atlası’ çıkarıldı. Türkiye’nin en uzun ömürlü ve sağlıklı 10 yeri arasında Ordu’nun Gölköy ilçesi de yer aldı. Türkiye’de en uzun ömürlü insanların yaşadığı Gölköy ilçesinde ortalama yaşam süresinin 82 yıl olarak belirlenmesinin ardından, ilçede bilimsel araştırmalar da başlatıldı. Gölköy Belediye Başkanı Ali Kemal Mert, ilçedeki doğal güzelliğin yaşam süresini etkilediğini belirtti. l DHA Yaşamı Doğamız mahvolur kısaltmayın Ordu, Gölköy ilçesi, Yuvapınar Mahallesi’nde özel bir şirket tarafından yapılması planlanan patlatmalı bazalt oca ğı ve kırma eleme tesisi projesine karşı çevre sa kinleri ayakta. Mahalle sakinleri projenin içme sularını kirleteceklerini, bölgede tarım yapama yacaklarını ve hayvancılığın bitece ğine dikkat çekiyor. Aynı şirketin patlatmalı bazalt ocağı ve kırma ele me tesisi projesine valilik, “Çevre sel Etki Değerlendirmesi (ÇED) ge rekli değildir” kararı vermişti. Böl HAZAL OCAK ge sakinlerinin açtığı dava sonucu bu karar geçen şubat ayında iptal edilmişti. Proje sahibi ruhsat alanını küçülterek yeniden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçen günlerde başvurdu ve ÇED sürecini başladı. 8 Kasım’da ger çekleşen Halkın Katılımı Toplantısı’na girmeyen bölge sakinleri “İkinci projedeki tek değişiklik ruhsat alanının ÇED alanı kadar daraltılmış olma sı, yine aynı yerde patlatma yapılacak ve aynı yer den taş çıkarılacak. İçme suları kirlenecek. Hay vancılık ve tarım yapamayacağız” dedi. Ordu Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdür lüğü (OSKİ) projeye bildirdiği görüşte özetle pro je alanı yakınlarında Alanyurt, Süleymaniye ve Yuvapınar Mahallelerini besleyen su kaynakları ve içme suyu isale hatlarının mevcut olduğu, pat latmalarda kullanılacak kimyasalların içme suyu kaynaklarını kirleteceğine dikkat çekti. Kitairtailfi etti Lise öğrencisi Fatma Nur öldürüldü Kahramanmaraş’ın Tür cesedin 8 Ekim günü kaybolan 18 yaşında koğlu İlçesinde 18 ki lise öğrencisi Fatma yaşındaki lise öğ Nur Karaoğlan’a ait ol rencisi başı kayay duğu belirlendi. la ezilerek öldürül Detaylı soruşturma dü. Cinayetin ardından soruşturma açan polis, 17 ya Fatma Nur Karaoğlan nın ardından tespit edilen cinayet zanlısı 17 yaşındaki lise öğ şındaki katil zanlısını yakaladı. rencisi Orhan A. gözaltındaki Ormanlık bölgedeki su kana ifadesinde cinayeti işlediğini lında tanınmaz halde bulunan itiraf etti. l İHA / DHA TACİZCİ TAKSİCİ KAMERAYA YAKALANDI İstanbul’da bindiği taksiye fazla yol ücreti ödeyen Taylandlı turist kadın, aynı taksiye bir kez daha denk gelince bu kez cep telefonuyla yolculuğu kaydetti. Mecidiyeköy’den Beşiktaş’a gittikleri süre boyunca taksicinin kadının elini tutarak taciz etmesi de kameraya yansıdı. Yolculuk sonunda ise taksi sürücüsü, 100 lira uzatan kadının 20 lira verdiğini iddia ederek 20 lira daha istedi. Taksi şoförü Birol T. kimliği tespit edilerek polis tarafından yakalanırken, ehliyetine önceden el konulduğu öğrenildi. 3 bin 508 lira para cezası kesilen taksicinin kullandığı araç ise trafikten men edildi. l DHA haber 3 İlkinde yine polisler var. Cezaevine gidi yorlar. Önemli savcının tutukladığı kişilere aynı soruyu soruyorlar: “Sizden bu süreçte hiç para istendi mi?” Diğer sahnede başsavcı beliriyor. Önem li savcının soruşturduğu hatta tamamladı ğı dosyaları tek tek raftan indiriyor. İstenen ya da istenmeyen cezaları sorguluyor, not alıyor. Başka gün, önemli savcının daha önce Keşke bu masalı hiç soruşturduğu “şüpheli zengin”lerden biri adliyede görülüyor. Soruşturmanın yü öğrenmemiş olsaydımh şu masallar... Eski Yunan’da bir köle olduğu Adüşünülen Ezop’un anlattıkları dil rütülmesine dair hiç beklemediği sorularla karşılaşan işadamı, başsavcıyı da ziyaret ediyor. Odada önemli savcıya dair beklemediği şeyler duyuyor. Bunlar yaşanırken sosyal medyaya ilginç bir fotoğraf düşüyor. İktidarla iyi ilişkileriyle den dile dolaştı, bugüne kadar uzandı. Hay bilinen bir tarikatın önde gelen hocası, ad vanlar konuşuyordu ama sözleri fazla in liyenin olduğu ile gidiyor. Hedefteki önem sandı. Eleştirel tarzı kadar, dilini de miras li savcı ile buluşuyor, birlikte çektirdiği fo bıraktı. Anlamayı biraz da okurun çabası toğrafı sosyal medyada “yanındayız” mesa na bırakan bir söyleyiş diyelim. Özellikle is jı ile paylaşıyor. tibdat dönemlerinde sıkça kullanılan bu ifade şekline, Rusya’da Çarlık döneminde de, Şikâyetler ‘yukarı’ya çıktı İtalya’da Mussolini iktidarında da rastlayabilirsiniz. Çernişevski için sansüre, Gramsci için hapishane denetçilerine karşı etkili bir çözümdü. Ben de bugün azıcık Ezop dilini kullanayım. İsim ve yer belirtmeden size garip bir hikâye anlatayım. Masalımızın kahramanları iki kişi: Son dönemde en kritik soruşturmalarda görevli, “kelleyi koltuğuna almış” dedikleri bir “önemli savcı” ve bir “başsavcı”. Masal bu ya, “geçinip gidecekler” diye beklerken şaşırtıcı bir şey oluyor. Yeni atanan başsavcı, önemli savcıyı görevinden alıyor. Önemsiz denebilecek işlere atıyor. Önemli savcı kızıyor, bir süre izne ayrılıp uzaklaşıyor. Kimileri önemli savcı ile başsavcı arasında bir tartışmanın dahi yaşandığını söylüyor. Derken devamı geliyor... Başsavcının odasında bir polisin gözaltına alındığı haberi gündeme düşüyor. Mali suçlarla ilgilenen, “kızağa çekilmiş” polisin durumu kafaları daha da karıştırıyor. İfadesi alınıp serbest bırakılıyor. Adliyede “sıra onda” fısıltıları duyuluyor. Yaşanan bir olay fısıltıları konuşmalara dönüştürüyor. Emniyet mensupları, önemli savcının eski kalem müdürünün odasını basıyor ve arama yapıyor. Görevliler, özellikle bilgisayardaki yazışmalarla ilgileniyor. Polisiye dizileri andıran gelişmelerde bu kez “önemli savcının yeğeni” diye tanıtılan kişi gözaltına alınıyor. “Yeğen” denilen ismin serveti inceleniyor. Malvarlığının kaynağı sorgulanıyor. Özellikle “önemli savcı”nın soruşturduğu isimlerle “iş ilişkileri” masaya yatırılıyor. Bu sırada önemli savcının “yeğen”in nikâh şahidi olduğu haberleri dahi arşivden çıkarılıyor. Kavga Ankara’ya kadar uzanıyor. Herkes “neler oluyor” diye soruyor. İkisi de güvenilen isimler olduğu için ilk olarak “kayıkçı kavgası” yorumu yapılıyor. Ama çatışma sürdükçe iki taraf da birbirine yönelik ağır suçlamaları “yukarılara” taşıyor. Başsavcıyı destekleyenler “yukarılar”a şunları söylüyor: “Önemli savcı yürüttüğü soruşturmalardan menfaat sağladı. Bunu da ‘yeğenim’ diye tanıttığı kişi aracılığıyla yaptı. ‘Yeğenim’ dediği kişinin bankada milyon dolarları var. Hatta paraları çekip kaçmak için bankalara talimat verdi, bu sırada gözaltına alındı. Para verenler itiraf etti. Önemli savcının dosyalarını inceleyen başsavcı, delillere rağmen dosyaların kapatıldığını gördü. Yakında büyük operasyon olacak, hepiniz anlayacaksınız.” Önemli savcıyı destekleyenler ise karşı tarafı suçluyor: “Önemli savcı hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan mücadele etti. Gelen başsavcı onunla çekişmeye girip iftiralarla önünü kesti. Gözaltına alınanlarla menfaate dayanan bir ilişkisi yok. Onların bir kabahati varsa da önemli savcı suçlanamaz. Üstelik başsavcı herkesle kavgalı. Valiyle hatta adalet komisyonu başkanı ile bile arası bozuk.” Hangisi doğru bilmiyoruz. Taraflar kılıçları öyle çekmiş ki; birbirini özel hayatlarından vurmak mı dersiniz, adliye lojmanlarına girip çıkanların çetelesini tutmak mı, firari bir sanığın gömdüğü altın efsanesini ciddiye almakla suçlamak mı... Belki de bunlar en masum olanları. Zira bu kadarı “özel hayat” denerek kapatılabilirdi. Ancak ülkenin kaderini etkileyecek davalar üzerine kar yağdırılıyor. “Kahraman” diye Polisler cezaevine, bilinenler adeta “hain” ilan ediliyor. Bildiğimiz her şeyi baştan yazdıracak ifadeler kul tarikatçı hoca adliyeye lanılıyor. Karanlık odaklar ellerini ovuşturarak ortamdan faydalanıyor. Yargıya inancın Bu sırada birbirinden bağımsız duran par kalan kırıntıları da siliniyor. çaları birleştirmemize neden olan birkaç ge Elmalar mı? Bu masalda gökten düşen lişme daha yaşanıyor. ler, ayaklar altında eziliyor. C MY B