19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 1 Kasım 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 3 Meteorolojiden Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Adıyaman için buzlanma ve don olayı uyarısı yapıldı. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli Hak İzmir 29/17 İstanbul 23/14 Ankara 23/7 Antalya 29/18 Mersin 27/17 Bursa 260/1 0 0 Atina 240/1 4 0 TARİHTE Trabzon 19/14 Adana 290/1 1 0 Berlin 120/6 0 BUGÜN Kars 11/2 Artvin 200/1 0 0 Çanakkale 230/1 4 0 Balıkesir 270/7 0 Girne Londra Moskova 290/1 7 0 140/1 0 20/ 3 0 1922: Saltanat ve halifelik makamları birbirinden ayrıldı ve Sivas 200/1 0 Paris 110/3 0 saltanat kaldırıldı. Diyarbakır 23/5 Erzurum 150/ 1 0 Eskişehir 220/6 0 Aydın 310/1 4 0 Gaziantep 260/9 0 Madrid 110/5 0 Amsterdam 110/5 0 Roma 220/1 4 0 New York 150/1 0 0 1927: Mustafa Kemal Paşa ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildi. 1928: Yeni Türk harfleri kabul edildi. Konya 210/6 0 Tokyo 170/1 0 0 nöbeti başlıyor Sağlık meslek örgütleri: Şiddet yasası beklerken katmerli OHAL çıktı AKP’nin sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesinin de içinde yer aldığı “Sağlıkla İlgili Ba zı Kanun ve Kanun Hük SİBEL BAHÇETEPE münde Kararnamelerde Değişiklik Yapıl ması Hakkında Ka nun Teklifi”ne sağlık meslek ör gütleri tepki gösterdi. “Kamu oyuna her ne kadar Sağlıkta Şiddet Yasası olarak sunul maya çalışılsa da bu teklif te yer alan düzenleme YARINnin TTB’nin yıllar dır ısrarla önerdiği şiddet yasası teklifi ile ilgisi yoktur ve bu haliyle sağlıkta şiddeti önlemekten tamamıyla uzaktır” 18.3019.30 arasında Kadıköy İskele Meydanı’nda nöbet var diyen meslek örgütleri, TBMM’de bu yanlış ve hekim karşıtı yasa teklifini durdu rup sorunlarının çözümüne dair maddeler içe ren bir yasa teklifine bürünmesi için mücadele lerini sürdüreceklerini vurguladılar. Türk Tabipleri Birliği (TTB) sağlıkta şiddete karşı, “Şiddeti Önleme Yasa Tasarısı” talepli nö bet eylemlerini, kanun teklifinin tüm maddele rine karşı “Hekimler kandırmaca değil, hakları nı istiyor nöbetlerine” çevireceklerini açıkladı. AKP’nin yasa önerisinden TTB’nin yetkisi ni daraltan düzenlemeler çıkmıştı. Öneriye gö re doktorların ikinci görev için TTB’den izin al ma koşulu kalkıyor. İhraç edilen doktorlar ka muda çalışamayacak. Verdikleri raporlar dikka te alınmayacak. TEB (Türk Eczacılar Birliği) dı şında Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kurumlar yurtdışından ilaç getirebilecek. ‘Kırıldık, rencide edildik’ TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman: Şiddetle ilgili yasa teklifi alakasız bir madde ile karşımıza geldi. Hekimler olarak kabul etmiyoruz. Bu yapılanları hekimlere bir saldırı olarak görüyoruz, rencide edildik, kırıldık. Cuma gününden itibaren tabip odalarında beyaz nöbet eylemleri yapacağız. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu: Teklifin 5. maddesinde yer alan düzenleme en antidemokratik rejimlerde bile rastlanamayacak türden tam bir felakettir. Kamu görevinden çıkarılan veya kamu görevine alınmayan hekimler için her ne kadar SGK anlaşması olmayan sağlık kurumlarında çalışmak ya da muayenehane açmak yasaklanmamış gözükse de teklif yasalaştığı takdirde bu meslektaşlarımızın mesleklerini icra edebilmeleri pratik olarak mümkün olmayacaktır. Bu madde yasalaştığı takdirde yandaş olmayan bütün hekimler için kullanılabilecek ve hekimler işsizliğe ve açlığa mahkum edilebileceklerdir. Bu düzenleme tam bir “katmerli OHAL” düzenlemesidir. CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel: Yasa teklifi maddelerinin hepsi sorunlu. Paket içindeki her konu birer kanun maddesi olacak kadar detaylı incelenmeli. Ama bunlar torba yasaya alışmış durumdalar, bunun içine sokup istedikleri şekilde sokuyorlar. Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Zekiye Bacaksız: İktidar partisinin imzasıyla TBMM’ye sunulan torba yine boş çıkmıştır. Teklif gerekçesinde de bir hekimin birden fazla yerde çalışması için odasından izin almasının kaldırıldığı belirtilmektedir. Hem TTB’nin hem de Türk Diş Hekimleri Birliği ülkemizin en önemli örgütsel yapılarından ikisidir. Bu şekilde örgütsel yapıyı ortadan kaldırmayı amaçlayan teklifler kabul edilemez. l İSTANBUL BTAAEŞYBİLSLİITPEYAOMONREDBAUSLI Hekimler açlığa mahkum ediliyor CHP’li eczacı milletvekili Gamze Taşcıer, sağlık çalışanlarına şiddeti önlemeyi de içeren yasa teklifini hayal kırıklığı olarak nitelendirdi. Taşcıer, “Sağlıkta şiddeti önlemeye dönük en ufak bir değişiklik, yenilik, herhangi farklı bir ifade yok. İktidarın politikalarına karşı olduğu için ihraç edilen birçok hekim var. Herhangi bir örgütle ilişkisi olmayan çok değerli hekimlerimiz var. Yıllarca eğitim almış, emek vermiş hekimlerimiz görevlerini yapamıyorlar hatta resmen açlığa mahkum ediliyorlar. Teklifle hekimlerin birden fazla tabiplik görevi için tabip odasından izin alma zorunluluğu kalkıyor. Bu kabul edilir bir uygulama değildir.” Servis ağaca çarptı Bakırköy sahil yolunda Atatürk Havalimanı’na personel taşıyan servis aracı kontrolden çıkarak yol kenarındaki ağaca çarptı. Olayda serviste bulunan çok sayıda kişi yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine itfaiye ve sağ lık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri araçta sıkışan sürücüyü çıkardı, sağlık ekipleri ise ilk müdahaleyi olay yerinde yaptığı yaralıları, çevredeki hastanelere kaldırdı. Kaza nedeniyle trafik yoğunluğu yaşandı. l AA / DHA Üniversiteli genç 5. kattan düşerek yaşamını yitirdi İstanbul’da Beyoğlu ilçesi Yenişehir Mahallesi’nde dün saat 15.00 sıralarında meydana gelen olayda, İstanbul Üniversitesi öğrencisi olduğu öğrenilen Berfin Atmaca (23), 15 metre yükseklikteki 5. kattaki dairenin balkonundan henüz belirlenemeyen bir nedenle düşerek hayatını kaybetti. Atmaca’nın cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlattı. l DHA Kaş’ı yasa boğdu Antalya’nın Kaş ilçesinde görev yapan ve dünyaya getirdiği ikiz bebeklerine isim koyamadan hayatını kaybeden sınıf öğretmeni Şule Siray Arıkan İleri (36), memleketi Muğla’nın Fethiye ilçesinde gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı. Kaş’a bağlı Palamut Mahallesi İlkokulu’nda 13 yıldır öğretmenlik yapan İleri, 29 Ekim’de biri kız biri erkek ikiz bebeklerini dünyaya getirmek üzere Fethiye’deki özel bir hastaneye başvurdu. Şule Öğretmen, doktor tavsiyesi üzerine bir süre yürütüldükten sonra nefes almakta güçlük çekmeye başlayınca, aynı gece fenalaşarak yoğun bakımda hayatını kaybetti. l İHA Erdoğan’ın selamını taşıyan başkan Gördünüz mü? Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Tunceli’de cemevine gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamını getirdiğini söyledi. Ve ekledi: “Aynı düşünceye, aynı inanca sahibiz. Kıblemiz, kitabımız, peygamberimiz bir.”  Diyanet İşleri Başkanı’nın cemevini ziyaret etmesi, “biriz” demesi sizi duygulandırdı mı? Ben pek öyle hissetmiyorum. Neden mi? DHA’nın aktardığına göre bir gazetecinin “cemevini ilk kez mi ziyaret ettiniz” sorusuna Erbaş şöyle yanıt verdi: “Bir cemevini ilk kez ziyaret ediyorum. Bu da Tunceli ilimizde ve bulunduğumuz cemevine nasip olması beni ayrıca mutlu etti.” 57 yaşında, 36 sene önce camilerde imamlığa başlamış, 25 sene önce üniversitede yardımcı doçent olarak atanmış, 7 yıldır Diyanet’te görev yapıyor, 1 yıldır Diyanet İşleri Başkanı. Milyonlarca Alevinin yaşadığı kendi ülkesinde, sayıları 10 bini bulan cemevlerinden birine nihayet gitmiş! Hiç mi Alevi arkadaşı olmadı? Hiç mi Alevi bir komşusunun cenazesine davet edilmedi? Dinler tarihi çalışıyor, hiç mi cemi merak etmedi? Merak ediyorum, 5 ay sonra yerel seçim olmasaydı, Cumhurbaşkanı “selamımı götür” demeseydi cemevine yolu düşecek miydi? FETÖ çağırınca kiliseye de Vatikan’a da gitti “Adam, Kuran rahlesinden kafasını kaldır mıyor” demeyin! Bir kitabevine “Ali Erbaş’ın kitabı var mı” diye sorun. Alacağınız yanıt şu olacak: “Hangisi? Hıristiyanlık mı, Protestanlık Tarihi mi, Hıristiyan Ayinleri mi, Hıristiyanlıkta İbadet mi?” Dinler tarihi, özel olarak ise Hıristiyanlık tarihi çalışan Erbaş’ın kitapları böyle sıralanıp gidiyor. Malum, Ali Erbaş, FETÖ’nün en önemli platformlarından biri olan KADİP/Kültürle rarası Diyalog Platformunun yönetim kurulu üyesiydi. Ör gütün Abant Toplantıları’nın müdavimleri arasındaydı. Kapatı lan Kimse Yok Mu Derneği’nin etkinliklerinde vitrine çıkıyor, Fethullahçılar için “gönül erleri” diyor du. Birlikte çalıştığı yakın arkadaşı Ali Erbaş (sağda), Suat Yıldırım Suat Yıldırım (ortada) ile diyalog gezisinde. ise firardaydı. “Hafızam yanıltıyor olabilir mi” diye Fet hullahçı medyayı taradım. “Aynı inançtayız” dediği cemevine gitmemiş Erbaş’ın FETÖ çağırınca kiliseye gittiğini, papazlarla ortak toplantılar düzenlediğini hatırlıyordum. Ger çekten de öyleydi. 2013 yılında Vatikan’a bile yüz sürmüştü. Bir fotoğrafta çarmıha gerilmiş acı çeken İsa ikonu önünde, Suat Yıldırım’la pek mutlu görünüyordu. Tezi de arşivden kaldırdılar Hatırlayanlar olacaktır. Erbaş ile firardaki Suat Yıldırım’ın ortak bir noktası daha var: 15 Temmuz’da Akıncı Üssü’nde yakalanıp bırakılan Adil Öksüz. O da, Suat Yıldırım ve Ali Erbaş’la birlikte Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görevliydi. Yalnız bu kadar değil. Öksüz’ü fakülteye Suat Yıldırım almıştı. Daha da ilginç bir ayrıntı... Adil Öksüz’ün doktora tez jürisine Yıldırım ile Erbaş birlikte katılmış, iki ismin “geçer” oyu ile doktor unvanına kavuşmuştu. Öksüz’ün 2003 tarihli tezi “Ceza Hükümleri açısından Tevrat ve Kuran” başlıklıydı. FETÖ’nün Dinlerarası Diyalog Projesi’ne uygun şekilde, iki kitabı ceza hükümleri açısından karşılaştırıyordu. İki kitabın ceza kanunlarının benzeştiğini öne süren Öksüz; Tevrat’ın, zina ya da cinayet gibi suçlarda, Kuran’dan daha sert olduğunu öne sürüyordu. Şu teze bir daha bakayım diye YÖK’ün tez arşivi sayfasına girdim. Bir de ne göreyim? YÖK, bir yıl önce okuduğum tezi arşivinden kaldırmış. YÖK’teki kaynaklara ulaşınca; FETÖ’yü savunan ya da FETÖ’cüler tarafından yazılmış tüm tezlerin YÖK’ün sitesinden kaldırıldığını, bir süredir böyle bir çalışmanın yapıldığını öğrendim. Fethullahçılar, Dinlerarası Diyalog çalışmalarında Hıristiyanlık uzmanı Ali Erbaş’tan çok faydalandılar. Devir değişti. Bu kez Erdoğan, seçimler yaklaşırken, “selam taşımacılığı”nda faydalanıyor. Bir zamanlar “olur” verdiği tezler ise bugün arşivlerden siliniyor. Dini siyasetin dışına çıkarmak, herkesin vergisiyle yaşayan kurumunu tüm inançlara eşit mesafede tutmak ise Erbaş’ın aklına tabii ki gelmiyor. Erdoğan ya da Gülen söylemeden kiliseye veya cemevine misafir olmak da onun defterinde yazmıyor. Bakanlıklardan daha büyük bütçeli Diyanet’in, hutbesinde Cumhuriyeti, televizyonunda Atatürk’ü unutması tesadüf değil. Bir zamanlar “Cumhuriyet döneminde Kuran’ın yasaklandığı” yalanını uyduran Ali Erbaş, bugün de rolünü başka bir kıyafetle oynamaya devam ediyor.  Sahi dün “benim emir komuta merkezim bana papaz elbisesi giyeceksin diyorsa yaparım” diyen de bugünkü Cumhurbaşkanı değil miydi? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle