Katalog

Pazar 14 Ekim 2018 4 Strateji KILIÇDAROĞLU, HACI BEKTAŞ ANMA ETKİNLİKLERİNDE CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bu yıl 55’inci Ulusal, 29’uncu Uluslararası Hacı Bektaşı Veli’yi Anma Kültür Etkinlikleri’ne katıldı. Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kadınlar korosunun konserinin ardından, semah gösterisi yapıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Anadolu kültürünün, velilerin, erenlerin şekillendirdiği bir harman olduğunu belirterek “Bu kültürde ötekileştirme yok, cehalet yok ilimle gidilen yol vardı. Bu kültürde ayrılık, gayrılık yok. Özetle bu kültürün özünde insan var. Hacı Bektaşı Veli bir insan dostudur. Ahmet Yesevi ocağında eğitim almıştır. Görevi, Anadolu’nun İslamlaşması ve Türk yurdu olmasıdır. Anadolu’yu bizlere yurt yapan erenlerimizi, dervişlerimizi bir kez daha minnetle anıyorum. Bize bu ülkede özgür bir şekilde, onurumuz ve şerefimizle yaşamamıza imkân veren başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle polemiğianıyorum” dedi. l Haber Merkezi CHP’nin belediye başkanları toplantısında Kocaoğlu, ‘Partinin stratejisi yok’ dedi. Kılıçdaroğlu, Kocaoğlu’nu ‘CHP’nin seçim bildirgesini okumamakla’ suçladı CHP’nin önceki gün gerçekleştirdiği yerel seçim vizyon top lantısında yapılan sunumla rın ardından belediye başkan larının görüş ve önerilerini sunduğu top lantıda ilginç bir polemik ya MAHMUT LICALI şandı. Edinilen bilgiye göre, basına kapa lı gerçekleştirilen toplantı da, pek çok belediye başka nı söz alarak CHP lideri Ke mal Kılıçdaroğlu’na projele ri hakkında bilgiler verdi. Be lediye başkanlarının projeleri hakkında Kılıçdaroğlu’nun da notlar aldığı bazı projelere yö nelik öneriler sunduğu da be lirtildi. 31 Mart 2019’da yapı lacak seçimlerde aday olma yacağını açıklayan İzmir Bü yükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da söz alarak, diğer belediye başkanlarının aksine bazı eleştirilerde bu 8 kent için özel strateji Toplantıda, Kılıçdaroğlu’nun, Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, Adana, Mersin, Balıkesir, Denizli ve Uşak’la ilgili özel strateji izleneceği; söz konusu 8 kentin kazanılması için bizzat kendisinin de çalışacağını söylediği öğrenildi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediye başkanlarından 31 Mart 2019’a kadar örnek uygulama ve projelerini halka anlatmalarını istediği belirtildi. l ANKARA lundu. Kocaoğlu’nun partinin en büyük eksikliğinin strateji eksikliği olduğunu dile getirdiği öğrenildi. Kocaoğlu’nun CHP’nin Türkiye’yi nasıl yöneteceği, Türkiye’nin temel sorunlarının neler olduğu ve bu sorunlara karşı çözüm önerilerine ilişkin stratejisinin olmadığını ifade ettiği belirtildi. Kocaoğlu’nun “CHP politika üretmeden, aynı şeyleri yaparak farklı sonuç elde edemez. Bu doğru değil” dediği belirtildi. ‘Bildirgeyi okuyun’ Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarının konuşma larının ardından isim vermeden Kocaoğlu’nun eleştirilerine sert bir dille yanıt verdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin şu anda yönetilemediği, AKP’nin ekonomik krize karşı önlem almamasının Türkiye’yi daha da kötü bir sürece savurduğunu ifade ettiği belirtildi. CHP’nin Türkiye’yi yönetme konusunda en hazır olan parti olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu’nun, “Türkiye’nin bütün sorunlarına yönelik çözüm önerilerimiz var. Burada eleştiriyorsunuz ama seçim bildirgelerimizi bile okumamışsınız. Okusanız o zaman bu eleştiriyi yapmazdınız. Partideki değişim ve dönüşüm konusunda yıllardır emek veriyorum” dediği öğrenildi. ‘Üye yapısı sağlıksız’ Toplantıda bazı belediye başkanları adayların önseçimle belirlenmesi yönündeki talepleri dile getirdi. Kılıçdaroğlu’nun önseçime karşı olmadığını belirterek “Önseçime karşı değilim ama üye yapımız sağlıklı değil. Üyelerin yarısının, partinin üyesi olduğundan haberi bile yok. Bu nedenle adayın sadece üyeye sorularak belirlenmesi doğru sonuç vermiyor. Adayın kim olacağını tabana sormak gerekiyor. Parti örgütüne soracağız tabii ki ama beldede yaşayan vatandaşa, sivil toplum örgütlerine, kanaat önderlerine de sorarak adaylarımızı belirlemeliyiz” diye konuştuğu öğrenildi. haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Rüşvet tarikatı Osmanlı döneminde kız istemeye giden analar, oğullarını övmek için “Kuzumun ne içkisi, ne sigarası, ne kumarı (ve genelevi kastederek) ne de başka kötü alışkanlıkları var. Maaşı şu kadar, rüşveti bu kadar!” derlerdi. Rüşvet, Osmanlı’nın kanına işte böylesine işlemişti. Konu rüşvet olduğuna göre, Prof. Dr. Ahmet Mumcu’nun “Osmanlı Devletinde Rüşvet” (İnkılap Yayınevi) adlı kitabını anmamak, onu kaynak almamak olanaksız. HHH Osmanlı’nın sadece kadıları, subaşıları, sübyan mektebi hocaları, tarikat şeyhleri, müftüleri, şeyhülislamları, vezirleri, sadrazamları değil, padişahları bile rüşvet alırdı, afiyetle rüşvet yerdi. Osmanlı’da ve Müslüman âleminde “Kursağımıza haram lokma girmemiştir!” böbürlenmesi bir kuyruklu yalandan ibarettir. Araplar “Bahşiş” almadan parmağını oynatmaz. Avrupalı seyyahların kaleme aldığı Osmanlı’yla ilgili bütün kitaplarda, rüşvete ayrılmış özel bir bölüm mutlaka vardır. Çoğu padişah, kendilerine de pay ayıracaklarını (haraç ödeyeceklerini) bildikleri için sadrazamların, vezirlerin rüşvet almalarına göz yumardı. Bu yönden hiç kaygıları yoktu: Nasıl olsa, boyunlarını vurdurdukları zaman servetlerine de el koyuyorlardı. Valide Sultanlar, Hanım Sultanlar, Hasekiler masekiler de rüşvet alırlardı. Ve asıl korkuncu, XVII. yüzyıldan itibaren silahtar, mirahor, bostancıbaşı ve kapıcıbaşından oluşan “mansıb (makam, rütbe), rüşvet ve iltizam (vergi toplama) ticareti saltanatı” idi. Osmanlı döneminde sadrazamların, vezirlerin, padişah analarının, karılarının, hemşirelerin yaptırdığı külliyelerin, camilerin, hastanelerin, medreselerin, hayratların temel harcında mutlaka rüşvet olarak haram paraları vardır. Osmanlı Dönemi’nde rüşvet neredeyse “Helâl” mertebesindedir. Günümüz Osmanlıperestlerı de elbette atalarının izinden gidecektir. HHH Şimdi, “Siyasetnâme” adlı kitabımdan LIX sayılı şiiri okuyacaksınız. İlk basımı 1984 yılında Can Yayınevi tarafından yapıldı. Beşinci baskısı “Susan Denizin Sesiyle” adlı kitapta (Kırmızı Yayınları, 2010) yer alıyor. (Kaynak: Reşat Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panaroması, Ak Kitabevi, 1964; s.304) HHH [(Bir on altıncı yüzyıl vezirinin serveti hakkında): Her biri imzalı ve imzasız değerli bir hattat elinden çıkmış, 8000 Mushafı şerif Elyazması 5000 kitaplık bir kütüphane, 170 nefer köle 2900 baş katır, 80.000 sarıklık tülbent, 780.000 altın, 5000 hil’at, değerli kumaştan yapılmış 1100 adet altın üsküf, 2000 zırh, 600 gümüş eyer, 500 elmaslı altın eyer, 130 çift altın üzengi, 860 adet kabzaları elmaslı kılıç, 1500 gümüş tuğulga (miğre), 1000 gümüş şeşper, 33 parça gayet değerli elmas, 1000 yük külçe gümüş Anadolu’da ve Rumeli’de 1000 çiftlik, Anadolu’da ve Rumeli’de 467 çark değirmen.  Peçevî, Paşa’nın saraylarının ve çiftlik binalarının değerli döşemesi, dayaması, paha biçilmez halılar ve kilimler, binlerce top değerli kumaş, altın ve gümüş mutfak takımlı kıymetli Çin, Japon ve Türk porselen; fildişinden, altından elmaslı satranç takımları, altın ve gümüş şamdanlar ve “tuhaf ve küçük armağanlar” adı altında toplanan öteki değerli nesneler için “hesabı tutulmamıştır” diyor. 50 milyon altını buluyordu paşanın bıraktığı servet toplam olarak.  Aslı Hırvat idi Paşanın; saraya memleketinden bir devşirme oğlan olarak, belki de yalınayak getirilmişti. Anımsa o derin anlamlı atasözünü hemen ey gafil: Zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Haksızlar mı şimdi efendilerin “Etrak’i biidrâk”, “Türki bedlika”, “Çoban köpeği şeklinde bir Türkü sütürk” ve “Hilekâr Türk” derlerse sana?] C MY B