15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 12 Ekim 2018 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Yeni program 700 bin ekonomi 11 kişiyi işsiz bırakacak İşsizlik oranının yakın zamanda yüzde 15’e çıkması öngörülürken, başta hizmetler, sanayi ve inşaat sektörlerinde yüz binlerce kişinin işsiz kalması bekleniyor Yeni Ekonomi Programı’ndaki (YEP) yılsonu tahmini işsizlik oranının hazirandaki yüzde 10.2’den sert yükselişle birkaç ayda yüzde 12’nin üzerine çıkması ve yüzbinlerce kişinin işsiz kalması öngörülüyor. Ekonomistlere göre, TL’deki değer kaybı ve ekonomide üçüncü çeyrekten itibaren en az altı ay sürmesi beklenen yavaşlama hatta daralma döneminde, gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerin tam öncesinde sadece YEP öngörülerine göre yüzbinlerce kişi işsiz kalacak. Reuters’ın hesaplamalarına başvurduğu üç ekonomist son haziran dönemindeki veriye göre 3.3 milyon kişi olan işsiz sayısının işgücüne katılım ve genç nüfus artışı gibi değişkenler nedeniyle farklılıklar göstermek üzere 200 bin ila 700 bin arasında artış gösterebileceğini hesapladılar. Sert kayıp Bürümcekçi Danışmanlık’tan Haluk Bürümcekçi, tarımdışı istihdam aylık değişimleri takip edildiğinde büyümedeki yavaşlama belirginleşmeden bile bu yıl mart ayından itibaren negatif gerçekleşmelerin görülmesiyle gelecek dönem de sert istihdam kayıplarının gözlenebileceğini söyledi. Bürümcekçi, “2009’daki küresel krizde işsizliğin yıllık ortalaması yüzde 13 seviyesindeydi. Dolayısıyla yılsonunda gelecek dönemde resesyon görülmesi halinde işsizlik de yüzde 12.513 seviyelerine gidebilir. Ağustostan itibaren sanayiden gelen yavaşlama sinyalleri burada da istihdam kaybı olabileceğini düşündürüyor. Ayrıca, Fon yüksek kura yenildi Döviz kuru ve enflasyonda yaşanan hızlı artış İşsizlik Sigortası Fonu’nu olumsuz etkiledi. Portföydeki tahvillerin değer kaybetmesinin de etkisiyle fonun bu yıl ocakeylül dönemindeki getirisi yüzde 7.35 oldu. Aynı dönemde Yur tiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ ÜFE) yüzde 38.96 oranında arttı. Fonun dokuz ay kredi hacminin belirgin geri lık dönemdeki getirisi, lemeye başlaması ve mevduat faizlerinin artması nedeniyle son gelişmelerden bankacılık ve finans sektörü istihdamı da olumsuz etkilenecek” dedi. enflasyonun beşte biri oranında kaldı. İşsizlik Sigortası Fonu’nda bu yılın 9 aylık döneminde 8.1 milyar lira artış oldu. Fon bu dönemde 24 milyar lira gelir elde ederken, giderleri 15.9 milyar lira oldu. Fonda Yüzde 15’i bulur Bahçeşehir Üniversite biriken toplam para tutarı eylül sonunda 124.8 milyar liraya ulaştı. Habertürk’te yer alan si Ekonomik ve Toplumsal habere göre, faizlerdeki artış, Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Profesör Seyfettin Gürsel, “Ciddi bir işsizlik artışının eşiğinde olduğumuz açık. İşsizlikte artış nisanmayıs döneminde hafiften başladı. Temmuz döneminden itibaren giderek şiddetlenecek. (Arındırılmış) İşsizlik oranının 45 ay içinde yüzde 1415’e kadar yükselmesini bekliyorum” dedi. Enflasyon ve TL’deki değer kaybına bağlı artan maliyetler nedeniyle son günlerde perakende sektöründe art ar da konkordato ilanları gelirken, inşaat sektörü de likidite sıkışıklığı ile karşı karşıya. Düşük talep nedeniyle inşaat sektöründe yeni proje başlangıçlarında yavaşlama gözlenirken bu da istihdamda daralma olabileceği endişelerini artırıyor. l Ekonomi Servisi En kırılganı emekliler Emekliler, Türkiye Bankalar Birliği’nin kredi borcu bulunan işletmeler için bankalara yaptığı vadelendirme kararının kendileri için de alınmasını istiyor. Türkiye Emekliler Derneği Başkan Yardımcısı Gazi Aykırı, “Emeklilerin iflası, ekonominin de iflasına neden olacaktır. Sabit gelirliler içinde emekliler, ekonomik olarak en kırılgan kesimi oluşturuyor” dedi. daha önce ihraç edilmiş tahvillerin değerini düşürüyor. Fonun portföyünün yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan tahvillerin değeri düştü. Eylül ayında Yİ ÜFE artışı yüzde 10.88 olurken, fon getirisi yüzde 0.85’te kaldı. Yİ ÜFE son bir yıllık dönemde yüzde 46.15 artarken, fon getirisi yüzde 9.78 düzeyinde kaldı. Öte yandan, İşsizlik Sigortası Fonu’nun kuruluş amacı dışındaki kullanımı devam ediyor. Son olarak 3 kamu bankasına (Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank), fondan 11 milyar TL aktarıldığı ortaya çıkmıştı. Daralma resmen başladı Döviz kredilerinde Merkez kuru esas alınacak. KGF kredisine yapılandırma Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle kullandırılan kredilerde, başlangıç tarihinden itibaren 156 ayı (13 yıl) geçmemek üzere birden fazla yeniden yapılandırma imkânı getirildi. Resmi Gazete’de dün yayımlanan kararla, kredilerin yeniden yapılandırılma şartlarını düzenleyen fıkralarda, daha önce 36 aya kadar olan yeniden yapılandırma imkânı, işletme ve yatırım kredileri için yeniden düzenlendi. Bu kapsamda kredi veren, kredinin açılış tarihinden başlamak üzere işletme kredilerinde 96 ay, yatırım kredilerinde 156 ayı aşmamak kaydıyla yeniden yapılandırma yapılabilecek. Dövize endeksli kredilerin TL cinsinden yeniden yapılandırılması halinde, yapılandırma tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınacak. l Ekonomi Servisi Kömür sahası özele geçiyor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 7 kömür sahasının üretime açılacağını açıkladı. Dönmez, “Yeni sahalarda yılda 7.5 milyar liralık ithal kömürün ikamesiyle cari açığın kapanmasına katkı sağlayacağız” dedi. Bakan Dönmez, TTK alanlarında yıllık ek 3 milyon ton, TKİ alanlarında ek 15.6 milyon ton kömür üretileceğini belirterek, “TKİ ruhsatlarında 25 ila 30 yıllık projeyle 72.3 milyar liralık yerli kömür ekonomiye kazandırılacak” diye konuştu. Dönmez, söz konusu dönemde kömür sahalarından kamuya 21 milyar lira gelir akışı sağlanacağını ifade etti. Dönmez, yerli sahalardan yaklaşık 19 milyon ton kömür üreterek sözleşme süresi boyunca 25 milyar liralık ithal kömür ikamesi sağlanacağını söyledi. l Ekonomi Servisi Cari denge TL’deki değer kaybı nedeniyle üç yıl aradan sonra fazla verdi Süleyman Soylu Soylu enflasyonu emirle düşürecek Enflasyonu düşürmek için polisiye tedbirler artmaya başladı. İçişleri Bakanlığı, son günlerde kurda yaşanan dalgalanmadan yararlanarak stokçuluk yapan ve fiyatlarını fahiş şekilde artıran işletmelere karşı harekete geçti. Bakanlık, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9’uncu maddesine göre fahiş fiyat uygulayanlar için valiliklere “genel emir” çıkarma konusunda talimat verdi. Bu emirlere uymayanlar hakkında Kabahatler Kanunu’na göre gerekli adli ve idari işlemlerin uygulanmasını istedi. Stokçuluk uyarısı Ekonomist Uğur Gürses’e göre, “Artan maliyetleri ürün fiyatlarına yansıttı nız; satış yapamıyosunuz ve durgunluktan stok birikti. Neyle suçlanacaksınız? Stokçulukla mı? Serbest piyasayı kollukla sindirirseniz üretimi vurursunuz. İşte o zaman ürün kıtlığı, karaborsa, stokçuluk başlar. Bloomberg de, “Türk polisi markette diş macunu kontrolü yaparak enflasyonla mücadele ediyor” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzalı 81 il valiliğine gönderilen genelge ile, son dönemde kur kaynaklı gelişmeleri fırsat bilerek fahiş fiyat uygulayanlara karşı gerekli tedbirlerin alınması istendi. Genelgede, son günlerde bazı esnaf, firma ve işletmelerin, vatandaşların ihtiyaçlarına yönelik piyasa koşul larında sunulan mal ve hizmetlere fahiş fiyat uyguladığı; bazı ürünleri ise stoklarında bekleterek fiyat artışına neden olduğu, bunun da vatandaşların esenliğini ve refahını tehdit edici bir durum oluşturduğu belirtildi. Türk Lirası’ndaki değer kaybıyla birlikte raflardaki ürünlerin fiyatının yükselmeye başlamasının ardından bakanlıklar ve yerel yönetimler çeşitli denetimler başlattı. Çok sayıda belediye zabıtalarını pazar, manav ve marketlere göndererek fiyat ve stok denetimi yaptı. Ticaret Bakanlığı da Ticaret İl Müdürlükleri kanalıyla 4 bine yakın firmada 69 binden fazla ürün inceledi. l Ekonomi Servisi Cari işlemler dengesi ağustosta TL’deki değer kaybı ve ekonomideki yavaşlamaya paralel ithalatın azalması sonucu dış ticaret açığındaki daralma ve turizm gelirlerindeki artışın etkisiyle 2.6 milyar dolar ile üç yıl aradan sonra ilk kez cari fazla verdi. Ekonomistler kurdaki yüksek seviye ve buna bağlı olarak zayıflayan iç talep ve ithalattın etkisiyle cari açıktaki düşüşün önümüzdeki aylarda da devam etmesini bekliyor. Merkez Bankası verilerine göre 12 aylık cari işlemler açığı ise temmuzdaki 54.64 milyar dolardan ağustosta 51.13 milyar dolara geriledi. Cari denge geçen yılın ağustos ayında 923 milyon dolar, 2017’nin tamamında ise 47.48 milyar dolar açık vermişti. Türkiye ekonomisi en son 2015 yılı eylül ayında 218 milyon dolar ile cari fazla vermişti. Doç. Dr. Ümit Akçay’a göre, mevcut üretim yapısı altında cari fazla, ancak kriz yıllarında görülür. Ekonomik daralma resmen başladı. Çıkışlar arttı Birincil gelir dengesi kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 67 milyon dolar artarak 675 milyon dolar oldu. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, bir önceki yılın aynı ayına göre 60 milyon dolar azalarak 737 milyon dolar olarak gerçekleşti. l Ekonomi Servisi Almanya’dan Ziraat’e inceleme Almanya Maliye Bakanlığı, Ziraat Bankası’nın Almanya’daki iştiraki olan Ziraat Bank International AG şubelerinde inceleme başlattı. Bankanın Frankfurt’taki merkezinde ve bankanın şubelerinde Alman maliyeciler inceleme yaptı. Ziraat Bankası’ndan yapılan açıklamada “Almanya Maliye Bakanlığı, bazı kişilerle ilgili yaptığı vergi incelemesi kapsamında, Ziraat Bank International AG kanalıyla bu kişilerin finansal işlem yapıp yapmadığı konusunda 09.10.2018 tarihinde iştirakimizden bilgi ve belge talebinde bulunmuştur” denildi. Açıklamada, “Ziraat Bank International AG’nin tüzel kişiliğine karşı başlatılmış herhangi bir inceleme söz konusu değildir” ifadelerine yer verildi. l Ekonomi Servisi Krizin anatomisi ve şirketler... İçine derinlemesine gömüldüğümüz ekonomik krizi atlatabilecek miyiz? Zayiat ne kadar olacak? Nasıl bir bedel ödenecek? Kimler ödeyecek? Hepimizi yakından ilgilendiren şu temel sorulara yanıt bulabilmek kolay değil... Tıpkı bir hastaya doğru teşhisi koyabilmek için çekilmesi gereken röntgenler, MR’lar gibi... Bu kez konu şirketler. Derin bir krizin tam göbeğinde olan Türkiye’deki şirketlerin anatomisini çıkaran ise OECD. Dün TÜSİAD Rekabet Forumu tarafından düzenlenen önemli bir toplantıya katıldım. OECD Kıdemli Analisti Dr. Rauf Gönenç, 2 yıllık bir çalışmanın ürünü olan raporun çıktılarını bizimle paylaştı. Rapor, Türkiye’deki şirketlerin röntgenini çekiyor. Bu yıl bir adım daha ileriye gidilmiş ve şirketlerin 4 grupta şekillendiği ortaya çıkmış. Özetleyelim: Birinci grup: İnsan sermayesi zayıf, küçük, ağırlıklı olarak kayıt dışı çalışan şahıs şirketleri. En çok onlar istihdam sağlıyor. Şeffaf değiller, bu yüzden bankalar ile fazla işleri de yok, borçları da yok. Dolayısıyla bu ilk grup krizi mali kanaldan değil makro ekonomik kanaldan yaşayacak. Makro ekonomiden bire bir etkileniyorlar. Ancak ekonomik büyüme olduğunda yatırım yapıyorlar. İkinci grup: Yarı formel aile şirketleri. Hukuk ve mevzuata tam uymadıkları için sürekli devletten tolerans beklentisi içindeler. Vergi affı vs.. Ama bir yandan Demokles’in kılıcı altında yaşıyorlar. Şeffaflık eksikliğinden ötürü uluslararası sermaye piyasalarına erişimleri yok. Yerel bankalardan kredi alabiliyorlar ama bire bir müşteri ilişkileri sayesinde... Son 10 yılda bu şirketlerin borçlanmaları çok arttı. Anadolu Kaplanları, daha çok bu grubun içinde. Üçüncü Grup: Kurumsallaşmış büyük şirketler. Hukuka ve mevzuata uygun faaliyet gösteriyorlar. Vergi ve istihdam maliyetleri hayli yüksek. Bu yüzden emek yoğun alandan uzak duruyorlar. Teknolojiye yatırım yapıyorlar. Döviz cinsi borçlanıyorlar. Son dönemde çok fazla borçlandılar. Bu borçlanma yatırımlarını da frenledi. İçlerinde borsada işlem görenlerin verimlilikleri daha fazla. Dördüncü Grup: Nitelikli işgücü çalıştıran, küçük ve genç şirketler. Bunları Türkiye’nin geleceği için yaşamsal olarak da tanımlayabiliriz. 4 yıldan daha küçük şirketler. Ağırlıklı olarak teknoparklarda faaliyet gösteriyorlar. Hızlı büyüdüler ama onlar da aşırı borçlandılar. Mevcut hukuk sistemine uyuyorlar, dolayısıyla kamu toleransına ihtiyaçları yok. Ancak doğru yönlendirmeye ve modern ekonomiye ihtiyaçları var. Bu çekilen röntgen şirketlerin krize hangi pozisyonda yakalandıklarını göstermesi açısından önemli. Türkiye’de kamunun dışında “iş ve aşı” bu şirketler sağlıyor. Dolayısıyla onların giderek derinleşen kriz karşısında neler yapabilecekleri de... Ve tabii hükümetin nasıl tavır alacağı da... Şu anda tam bir köşeye sıkışmışlık hali var. Bundan sıyrılıp sıçrama yapılabilmesi için çok dikkatli adımlar atılması gerekiyor. Bugünkü yapı içinde; Büyük şirket borçlu, yatırım yapamıyor Orta ölçekli aile şirketleri yarı formel durumlarından vazgeçemiyor Küçük şahıs şirketleri makroekonomiden bire bir etkileniyor O zaman ne olacak? Gönenç’in sunumunun ardından düzenlenen panelde neler olabileceği de konuşuldu. Gönenç diyor ki, eğer Türkiye hukuka dayalı bir ekonomik sistem içinde çalışsaydı ve mevzuata uyum için bastırsaydı, bugüne kadarki bu büyümeyi ve ek istihdam yaratmayı da gerçekleştirememiş olacaktı. Yani asgari ücret bile ödemeden, kayıtsız, gerektiğinde yabancı işçi çalıştırarak, vergi vs. ödemeden dönen bir ekonomi idi bugüne kadar yürütülen. Gönenç, kayıt dışılığın önüne geçmek için, olan mevzuatı uygulama için baskı kurulmasının da bu aşamada doğru olmadığını söylüyor. Her şeyin yapısal reformlar ile birlikte yaşama geçirilmesi gerekiyor. Belki de fason değil terzi işi, gruplara özgü çözümler.. Örneğin küçük sanayi sitelerinde akılı eğitim programları, verimi artıracak, formelleşmeyi artıracak önlemler... Ya da bölgesel asgari ücret benzeri bir yapı... Bir de şu var: Kriz olumlu yıkım yaratabilir mi, döküntüleri, çürük elmaları temizleme fırsatı olabilir mi? Ama bu olurken “bebeği kirli çamaşırlarla birlikte nehre atmadan”... İyiler nasıl ayıklanacak? Bunu yapacak olan bankacılık sistemi. Ama nasıl?.. Aliağa ve Bodrum’da iki işçi yaşamını yitirdi İzmir’in Aliağa ilçesinde, bir petrokimya tesisinde vinç ile malzeme taşıyan işçilerin üzerine demir parçası düştü. Dün akşam meydana gelen kazada, taşeron şirket çalışanı olduğu belirtilen işçilerden Nihat Abaylı, Bülent Gönül ve Hünkar Gönül yaralandı. Nihat Abaylı Abaylı (43) hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bodrum’da ise bir sitede dün boya yaptığı binadan düşen işçi Erdal Olgun (31) yaşamını yitirdi. l AA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle