18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 7 Ocak 2018 4 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİz ‘Fetöloji’ Paris’te geçer akçe değil Bir zamanlar kimilerinin “gomonist” diye telaffuz ettiği “komünist” vardı. Bütün kötülüklerin nedeni, ayıpların en büyüğü, suçların en ağırı, günahların en koyusu, suçlamaların en korkutucusu, damgaların en silinmeziydi. Komünist suçlaması her yerde geçerliydi. Hakem takımı aleyhine penaltı mı çaldı? Taraftar tribünden bağırarak hemen damgayı vururdu: Ulan gomonist haakem, ben senin!... Zaman içinde “komünist”in yerini, onun kadar her olayda kullanılmaya elverişli olan “anarşist” aldı, o da bayrağı daha sonra “terörist”e devretti. Şimdi moda kavram “FETÖ’cü”dür. İktidara biat etmemekte direnen, hakkını savunmaya kalkan, özgürlüklerden yana tavır koyan, muhalif olan, solcu olan herkese kolayca yapıştırılan bir etikettir FETÖ’cülük. FETÖ’cülükle suçlandınız mı, OHAL KHK’siyle işinizden atılırsınız, malınız, mülkünüz müsadere edilebilir, dahası bağımsız yargımız durumdan vazife çıkararak, hakkınızda Fethullahçı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardımla suçlayan bir iddianame ile dava açar, hemen tutuklanır, içeri tıkılırsınız. Kimlerin FETÖ’cü olduğunu saptayacak, FETÖ’cüleri bulup ortaya çıkarma tekniklerini öğretecek, FETÖ’cülükten arındırma yöntemlerini öğreten, “Fetöloji” tabir edilen yeni bir disiplin çıkmıştır artık. “Fetöloji”, demagojiyle eşanlamlı bir kavram haline gelmiştir. HHH Artık siyaset sahnemizde, demagoglarla, Fetöloglar, kol kola at oynatmaktadırlar. Her eleştiri her çıkış karşısında yanıt hazırdır: FETÖ ağzı kullanma! FETÖ’cülük yapma! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da son olarak Paris’te Fransız Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, kendisine, Suriye’de savaşan Selefi gruplara TIR’larla silah gönderdiği için pişman olup olmadığı konusunda soru soran, Fransız gazeteci Laurant Richard’a yanıt olarak, “FETÖ ağzıyla konuşmamayı lütfen öğrenin!” yanıtını vermiştir. Bu konuşma bir Türk gazetecisiyle Tayyip Erdoğan arasında cereyan etmiş olsaydı, bağımsız yargımızın kimi bağımsız savcıları durumdan vazife çıkarırlar, hoşa gitmeyen bir karar vermesi halinde, bizzat kendisinin FETÖ’cülükle suçlanacağından korkan kimi yargıçlar da hemen gereğini yaparlardı. (Tabii bu söylediklerimizin, savcılar ile yargıçların tümü için geçerli olmadığını belirtmeye gerek bile yok.) Ama Paris’te “Fetöloji” geçer akçe değil. Bu tür suçlamalara kimse kulak asmadığı gibi, FETÖ savı geçerli bir mazeret olarak kabul de görmüyor. AKP iktidarının Suriye’deki, başta El Nusra olmak üzere radikal İslamcı terörist örgütlere MİT kamyonlarıyla, silah gönderdiğini haber yapanlar ve bu iddiayla ilgili bilgi verdiği ileri sürülenlerin ağır suçlamalarla içeri tıkılmaları da bir sonuç vermiyor. HHH Türkiye’nin Suriye’deki selefi terör örgütlerine yardım ettiği AKP iktidarının teröre yardım eden bir iktidar olduğu yalnız dünya basınında haber olmakla kalmıyor, aynı zamanda ABD’de Trump yönetimi tarafından da dile getiriliyor. Türkiye’nin Suriye iç savaşında teröre yardım eden bir taraf olduğu konusundaki yaygın kanı, ne yazık ki Washington’ın, PKK’nin uzantısı PYD – YPG’ye silah yardımı yapmasını haklı göstermesine gerekçe olarak sunulabiliyor. Dışarıda, Suriye iç savaşında taraf olmuş, teröre karşı mücadelede güvenilmez damgasını yemiş olan AKP iktidarının demokrasi, basın özgürlüğü ve insan hakları konusundaki kötü görüntüsü eklenince, AKP güdümündeki Türkiye’nin imaj erozyonu daha da artıyor. Sorun bu duruma çare bulmaktır ki bunun da yöntemi, bütün dünyada demagojiyle eşanlamlı olarak algılanan “Fetöloji” değildir. “Fetöloji”, bir zamanlar konvertibilitesini yitirmiş Türk Lirası gibi, ancak yurtiçinde bir anlam taşır, ama sınırlar dışında geçerli akçe olmayan, beş paralık değeri bulunmayan bir nafile yöntemdir. Bursa’da ikinci aday CHPBursa İl Başkanlığı’nın bugün yapılacak kongresinde eski Görükle Belediye Başkanı Hüseyin Akkuş’un ardından eski Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca da İl Başkanlığı’na aday oldu. Karaca, “Türkiye, 2019’da arka arkaya seçimler yaşayacaktır. Bursa’nın bu zorlu süreçten kamuoyu başta olmak üzere partimizdeki tüm üyelerin katılımıyla, kenetlenerek ülkemiz için en doğru sonucu çıkaracağımız kanaatindeyim. Bu süreçte Bursa’da CHP için çalışmak isteyen, ülkenin aydınlık yarınlarına katkı koymak isteyen kim varsa emrindeyim” dedi. l BURSA / Cumhuriyet ‘Adalete sahip Örgüte “Ankara’yı alın” GÖREVİ CHP’nin Ankara İl Kongresi’nde, mevcut başkan Adnan Keskin ile eski Gençlik Kolları Başkanı Ayhan Yalçınkaya başkanlık için yarıştı. Yalçınkaya 256 oy alırken, Keskin 338 oyla başkanlığa tekrardan seçildi. Kılıçdaroğlu, yeni yönetime ilk olarak “Ankara Büyükşehir’i alma’’ hedefi koydu. Kılıçdaroğlu, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni almak demek kırsal kesime kaynak aktarmak, kimseyi aç ve açıkta bırakmamak, aile sigortasını Ankara’nın genelinde uygulamak, Ankaralıların ödediği her kuruşun hesabını Ankaralılara vermenin onurunu taşı çıkın’mak demektir’’ diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, yargıya “Saray’dan gelen talimata göre karar veriyorsan sen hâkim, savcı değilsin; sen Saray’ın hâkimi ve savcısısın” diye seslendi ‘Mehmet Barlas’ın kaleminE sağlık’ MİT tır’ları ile Suriye’ye silahlar gönderildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bakın Sayın Mehmet Barlas ne yazıyor. Havuz medyasının amiral gemisi sözde. İran örneği verdikten sonra ‘Aynı hatayı Suriye’de muhalif gruplar diye terör örgütlerine verdiğimiz o destek’ diyor. Açıkça hükümeti Suriye’de terör örgütlerine verdiği destekle tanımlamış. Bunu biz söylesek kıyameti koparırlar. İki üç gündür bekliyorum bir yerden bir şey gelecek mi diye. Tık yok. Onu muhalefet söylemiyor, kendi yandaş kalemleri yazmak zorunda kaldı. ‘Esat reji mini Türkiye’nin iç işi gibi gördü hükümet’ diyor Suriye’nin iç işlerine müdahale etti oradaki terör örgütlerine silah verdi. Bu gerçeğin herkes tarafından anlatılması lazım. Sayın Mehmet Barlas çok önemli tespit yapmıştır, kalemine sağlık. Kendilerinin güvendikleri gazeteler Türkiye’de hükümetin Suriye’de terör örgütüne destek verdiğini gayet açık, ilkokul mezunu, yeni okuma yazma öğrenen öğrencinin anlayabileceği şekilde yazmış. Biz söyledik bizi suçluyorlardı. Mehmet Barlas yazdı, kimi suçlayacaksınız” diye konuştu. ‘Namuslu siyasetçi gerek’ CHP lideri, “Hiç kimse unutmasın Türkiye dünyanın en zengin ülke lerinden birisi. Ama o kaynakları hak lı ve yerinde kullanacaksınız, çarçur et meyeceksiniz. Parayı yerli yerinde har carsak çözülemeyecek sorun yok. ‘Türkiye’nin parası yok’ lafı doğru de ğil. Türkiye’nin parası da kaynağı da var ama Türkiye’yi yönetecek namuslu si yasetçiye de ihtiyaç var. Biz diğer par tilere benzemeyiz. Bizim kuruluşumuz, avukatların bürolarında gerçekleş medi. CHP, savaş meydanların da kurulan bir partidir. Dün yada örneği yok. O neden le CHP’ye üye olan her kesin tarihi sorumlulu ğu vardır. ‘Bu köy bize oy vermez’ demeden, her yere, her köye, mahalleye, kahveye uğrayarak gerçekle ri anlatmak zorun dayız. Bizlerin ço cuklarının güzel bir Türkiye’de yaşama sı hak ise bize oy vermeyen vatan daşın çocuğunun da güzel bir ülke de yaşama hakkı var. Bizi diğer par tilerden ayıran te mel nokta bu. Bi zim mücadelemiz bir hak mücadele sidir, bir parti mü cadelesi, iktidar mücadelesi değil. Bugün geldiğimiz noktada bizim mü cadelemiz, bir Tür CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kiye mücadelesi partisinin Ankara İl Kongresi’nde dir” dedi. hükümete sert sözlerle yüklendi. ‘Evimizde ayakkabı kutusu yok’ n Korkutamazsınız: Kılıçdaroğlu hakkında tazminat davaları açılmış, o hâkim reddedebilirmiş, “Onu gece yarısı değiştirelim, Kılıçdaroğlu’nu tazminat davasına mahkum etsin”. Etmezseniz namertsiniz. Sanıyorlar ki bizim evimizde ayakkabı kutuları var. Bizim boğazımızdan haram lokma geçmez, ne yaparsanız yapın senin ne hâkimin ne savcın, ne de polisin ne de başka bir şey bizi korkutur. ‘Farklı bir mecraya çekmek istiyorlar’ n Etmezseniz namertsiniz: Hükümet bizi farklı bir mecranın içine sokmak istiyor. Belediye başkanlarımızı görevden alarak tartışma zeminini başka yönlere çekmek istiyor. Rahatsızız ama ne olurusa olsun Türkiye’nin gündeminden kimse bizi koparamayacaktır. Kılıçdaroğlu şehit babasıyla görüştü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yozgat’ta vatani görevini yaparken intihar ettiği ileri sürülen er Kadir Kılınç’ın babası Sinan Kılınç’ı aradı. CHP lideri, acılı babaya başsağlığı dileklerini iletti ve “Acınızı paylaşıyoruz” dedi. Şoför ve emeklilere CHP’ye gelin çağrısı Türkiye’nin en temel sorunlarından biri de kamyon, TIR, minibüs şoförleri... Ben onların sorunlarını dile getirdiğimde bir kamyon şoförü, “Biz yük taşımıyoruz biz dert taşıyoruz’’ dedi. Binali Yıldırım “Hepsi hayatından memnun’’ dedi. Buradan kendileri ve eşleriyle birlikte 1 milyon 350 bin kişiye sesleniyorum; hayatınızdan memnunsanız Yıldırım’a destek verin. “Hayır sorunlarımız var çözülmeli’’ diyorsanız CHP’nin kapıları size sonuna kadar açık. Emekliler... 718 TL en düşük aylık. Ramazan Bayramı’nda, Kurban Bayramı’nda torunundan kaçan emekli haline dönüştürdünüz emekliyi. Biz iki maaş ikramiyeyi emekliye vereceğiz. Kimsenin endişesi olmasın. Dedikodu yapan partiliye uyarı Kılıçdaroğlu CHP örgütlerine şu mesajı yolladı: “Gerçekleri tek tek gidip halka anlatacaksınız. Kahvede anlatacaksınız. Kahvede oturup partili ile konuşmayacaksınız. Gideceksiniz, Pursaklar’da, Keçiören’de, Sincan’da, fabrikalarda anlatacaksınız. Eğer parti içinde iç çekişmeler oluyorsa, iç çekişmelere yol açanların bu partide yeri yoktur. Onlar ayrılsınlar gitsinler. Biz kendi işimize bakacağız. Biz Türkiye’nin sorunlarına kilitleneceğiz. Partinin kendi içindeki sorunlarına kilitlenenlerin burada işi yok. Partinin dedikoduya efendim şöyle oldu vesaire... Bunu yapanların bu partide yeri yoktur, kimse kusura bakmasın.” ‘Mağdur olandan özür dilensin’ 11bin kişinin ‘Mor Beyin’ skandalı nedeniyle mağdur olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “ByLock kullananlardan 11 bininin yanlış olduğu ortaya çıktı. 11 bin kişi ya meslekten atıldı, ya hapishanelere atıldı. Sayın Yıldırım demişti ki kurunun yanında yaş da yanar. Bir iki kişi olsa anlarım da 11 bin kişi. 11 bin kişi FETÖ’cülükle suçlandı, ‘Ağaç kökü yesinler’ dediler. Balyoz ve Ergenekon davasında mağdur olanların tamamının iadei itibarlarının sağlanması lazım ve çıkıp 11 bin kişiden, Balyoz ve Ergenekon’dan mahkum olanların tamamı hakkında özür dilemeleri lazım” dedi. CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Diyorlar ki ‘Kılıçdaroğlu’nun kayığına binme’. Ya sen herkesin kayığına bindin, binmediğin kayık mı kaldı? Esat’ın kayığına bindin, darbecilerin kayığına bindin, FETÖ’nün kayığına bindin, binmediğin kayık mı kaldı. Ama bizim kayığımız demokrasi kayığıdır. Bizim bindiğimiz gemi demokrasi mücadelesi verenlerin gemisidir. Kim gelirse, yüreğimiz kucağımız sonuna kadar açıktır. Ne savunuyoruz, demokrasiyi, gelir adaletini savunuyoruz, bağımsız medyayı, bağımsız yargıyı savunuyoruz. Bizim kayığımız Bandırma Vapuru’dur’’ karşılığı verdi. Ankara İl Kongresi’nde konuşan Kılıçdaroğlu’nun mesajlarının satırbaşları şöyle: n Yargıya itibarınızı koruyun mesajı: Gece yarısı operasyonlarıyla hâkimler ve savcıların değiştirilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Saray’ın talimatı ile ceza yağdıranları kabul etmiyoruz. Yargıçların itibarını, hâkimlerin itibarını koruyacak olan ben değilim. Kendi itibarlarını korumak zorundalar. Buradan hâkim ve savcılara bir daha sesleniyorum; efendim tayinim çıkar, konuşmayayım, bu kararı verirsem başıma bela mı gelir. Hakkı ve hukuku savunmak senin görevin. Dosya haklıysa bütün baskılara karşı direneceksin. Saray’dan gelen talimata göre karar veriyorsan sen hâkim, savcı değilsin sen Saray’ın hâkimi ve savcısısın. Onları tarih yargılayacaktır. Ama onlar ilerde çocuklarına ve torunlarına karşı hesap veremeyeceklerdir” diye konuştu. Doğru karar verin n Hâkimler saray kurulu: Milletvekilleri hapiste, niye milletvekilleri hapiste, AYM, Hâkimler Savcılar Kurulu baskıya teslim olmuş durumda. Buradan HSYK’yi uyarıyorum. Kendinizi Hâkimler Saray Kurulu olarak tanımlatmayın, Saray’dan talimat almayın, gece yarısı hâkimleri değiştirmeyin, Saray’ın hoşuna gitmedi diye hâkimleri görevden almayın, alırsanız adalete, demokrasiye ihanet edersiniz, çocuklarınıza hesap veremezsiniz. Size koltuk ikram edilmiş, bazı vaatlerde bulunmuş olabilir. Ama siz adaleti, hakkı ve hukuku savunmak zorundasınız. Gece yarısı hâkim değiştirirseniz, o hâkimlerin verdiği karar adil bir karar olmayacak. O nedenle onlara sesleniyorum; Hâkimler Saray Kurulu haline dönüştürmeyin HSYK’yi. Oturun doğru dürüst karar verin. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle