18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 7 Ocak 2018 kültür 16 EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Kavukluya padişah bile dokunmaz’ TELEVİZYON Yayın Akışı 07.00 Güne Merhaba Hafta Sonu 09.00 İşimiz Estetik 09.45 Özel Sektör 10.00 Hafta Sonu  11.05 Şeffaf Oda 14.10 Yeşil Doğa 16.15 Bilin Deneyin 20.00 Para Dedektifi 21.10 Dünyanın 1001 Hali 22.00 Gündem Özel 02.00 Gece Haberleri 08.00 Burası Haftasonu 12.15 Tadında Hikâyeler 14.15 Güzel Hayat 15.45 Spor Bülteni 16.00 Haber Bülteni 16.10 Başrol 17.00 Ajanda 17.45 Spor Bülteni 18.00 Seventies 20.00 Ajanda 21.00 Teke Tek Özel 24.00 Haber Bülteni Yazar Buket Uzuner tiyatromuzun benzersiz ustalarından Ferhan Şensoy ile ‘Ferhangi Şeyler’in 30’uncu yılında gazetemiz için özel bir söyleşi yaptı BUKET UZUNER Oyun artık bir efsaneye dönüşmüş, uzun zamandır kapalı gişe oynuyordu. Oyunu yazan ve Ömer Hayyam rolünü oynayan genç sanatçının hiciv yeteneği ve cesur üslubu çoktan dillere destan olmuştu. Ben o sırada Norveç’te mikrobiyel ekoloji yüksek lisansı yapıyordum, yaz tatilinde memlekete dönmüştüm ve bu oyunu mutlaka izlemek istiyordum. Sonunda tek bir koltuk bulmuştum ama o gece Ankara’ya gitmem gerekiyordu. Neden olduğunu bir türlü çıkartamıyorum. Ama oyunu yarım bırakıp çıktığımda ağlamaklı olduğumu iyi hatırlıyorum! Hatta hiç unutmuyorum, çünkü o oyunun sonunu bir daha izleyemedim. Aynı kadroyla hiç göremedim. 1980’li yıllardı, İran’da demokrasi vaadiyle Humeyni Devrimi yapılmıştı, bizde de Kenan Evren’in ayak sesleri duyulmaktaydı. Oyunun adı “Şahları da Vururlar!” Farsça Fars! Yazarı ve oyuncusu Ferhan Şensoy’du. Sonraki yıllar onun birçok oyununu izledim, hatta yazdığım bir öyküyü oyun yapsın diye götürdüm. Beni kırmadı, okudu, beğendi ama “burada tutmaz” diye kibarca geri çevirdi. Ferhan Şensoy hiç durmadı. Kökeni eski Türklerin Sibirya’daki Kam kültürümüze dek dayandığı da söylenen geleneksel “Orta Oyunu”muzun üstatlarından İsmail Dümbüllü’nün meşhur kavuğunu Münir Özkul’dan devraldı, yıllar sonra Rasim Öztekin’e devretti, oyunlar, oyun müzikleri, film senaryoları yazdı, söyledi ve oynadı. Hep direngen ve dik duruşunu, demokrat tavrını korudu. Kasım ayının son pazar günü, artık bir dünya rekoruna imza atarak 30 yıldır oynadığı “Ferhangi Şeyler”in Anadolu turnesi için havalimanına gitmesine birkaç saat kala, SesOrta Oyuncuları Tiyatrosu’na yakın evinde buluştuk. Aslında Beyoğlu’nun geçirdiği değişim yüzünden yazmak ve okumak için yıllar önce Bodrum’un bir köyüne yerleştiğini de orada öğrendim. n Ferhan, eski tanışıklığımıza dayanarak isminle ve sen diye hitap ediyorum sana. Hayatlarını sanata veya bilime adamış ve alanlarında iz bırakmış insanların işlerine tesadüfen başladıklarını hiç görmedim. Oysa sen “tesadüfen tiyatrocu oldum” diyorsun. Ne kadarı hiciv bu tesadüfün? Ben Samsun’da ilkokula gittim. Oturduğumuz apartman Ferhan Apartmanı, altı da Ferhan Sineması. Bizim evin çamaşırlığından özel bir geçitle sinemadaki özel locaya geçilirdi. Ben her gün okuldan sonra ‘vınnn’ sinemadaydım tabii. Çocukken çok film izledim yani. 'Sizler yazar olacaksınız' n Mutlaka bunun senin yaratıcı zekânın gelişmesine katkısı büyüktür ama herhalde kardeşlerin de aynı filmleri izliyordu ama bildiğim kadarıyla ailede bir tek sen tiyatrocu ve yazar oluyorsun. İşte sadece çok film izlemek yetmiyor, doğuştan bir yetenek, sonra meraklı, cesur ve galiba tutkusal bir de karakter gerekiyor sanatçı olmak için. Erkek kardeşim de yetenekliydi ama ben Ferhan Şensoy olarak patlayınca o benim kardeşim olarak anılmak istemedi herhalde. İktisatçı oldu. Aslında bunu aramızda konuşmadık, sen yazarsan belki buradan okur. n Bence haklı bir tepki vermiş, sen olsan sen de belki öyle yapardın? Senin lisede efsane bir edebi yat öğretmenin var ve hayatını değiştiriyor. Çünkü bence, hayatta tek mucize gençken iyi bir öğretmene rastlamaktır. Evet, ben Galatasaray Lisesi’nde okurken Tahir Alangu bizim edebi Kurtuluş Arı ‘USTURUPLU BİR ÜSLUBUM VAR’ n Bizim hiciv dediğimiz siyasi yanı ağır “political satire” aslında Türk Tiyatrosu’nun anası sayılacak yüzlerce yıllık sözlü “Orta Oyunu” ya da “Tuluat” denen doğaçlamaya dayalı sanattır ve toplumsal sorunları eleştiriden komediye dönüştürerek anlatır. “Kavuklu” ve Pişekâr da ana karakterlerdir. Sen buna “absürt tiyatro”yu ve Brecht’ten “Epik Tiyatro”yu da ekledin. Böyle diyebilir miyim? Orta Oyunu’nda Osmanlı’nın en baskıcı dönemlerinde bile Kavuklu ustalara dokunulmadığı doğru mu? Tabii. Mesela Kavuklu Kel Hasan Efendi ciddi muhalefet yapıyor. Abdülhamit’in istibdat döneminde padişahı çağrıştıracak sözler ve o sırada kendisi Yıldız Sarayı’nda oturuyor diye o kelime bile yasakken Kavuklu Kel Hasan Efendi, tüm oyunu Yıldız kelimesi üzerine kuruyor. O gece tutuklanacak diye bekliyor, hatta korkudan ertesi gece oyuna bile çıkmıyor. Ama Kavuklu olduğu için ona dokunmuyorlar. n Sultan Abdülhamit gibi sansürcü bir padişah bile sanata saygı gösterebiliyormuş demek ki... Oh neyse ki, sen de bir Kavuklu’sunçok şükür! Peki senin oyunlarının fazla küfürlü olduğunu söyleyenler için biraz tiyatrodaki “müstehcenlik sınırı” ndan bahseder misin? Müstehcenlik konusunun bıçak sırtı endazesi (terazisi) olduğunu düşünüyorum. Benim de usturuplu bir üslubum olduğuna inanıyorum. Geleneksel tiyatroda zaten böyle bir sınırlama yok. Tiyatro bu. Ben kendime özgü bir uslüp içinde hiciv yapıyorum. yat öğretmenimizdi. İlk kez derse girdi, cebinden bir kitap çıkarttı. “Kaldırın o ders kitaplarını, dersimiz edebiyat, Sait Faik okuyacağız!” dedi. O zamana kadar zorla ezberlediğimiz “failatun failün mefailün” bitti, güzel öyküler okumaya, sınav yerine kendimiz öyküler yazıp, okuduklarımız hakkında kompozisyonlar yazmaya başlamıştık. Benim, zamanın önemli dergisi “Yeni Ufuklar”da öykülerim yayımlanıyordu! Tahir Alangu parmağıyla sınıftan bazı öğrencileri işaret etti: “Sizler yazar olacaksınız!” dedi. Olduk. Nedim Gürsel, Selim İleri, ben, İzzet Yasar... n Bir de Strasbourg Konservatuvarı’na giriş hikâyeni anlatır mısın? O da senin üslubundan şahane bir macera. Ben bir dönem Güzel Sanatlar’da mimarlık okudum, o sırada Avrupa Konseyi bir kompozisyon yarışması açmıştı. Ben de bir yazı yolladım. Beni Strasburg’a davet ettiler. Orada bir gün Strasburg Devlet Tiyatrosu’nun önünden geçerken konservatuvar ilanı gördüm ve gidip yazıldım. Sınav günü gidip sıramı bekledim. Bekledim, bekledim, herkesin adı okunuyor, millet girip çıkıyor ama bir ben kaldım ortada. Arada durmadan Fernand Sansuva diye birinin adını ça ğırıyorlar ama o her kimse yok ortada. Sonunda jürinin işi bitti, toplandı gidiyorlar. Koşup dikildim önlerine, “E beni niye çağırmadınız?” Meğer o Fernand Sansuva benmişim! “Pardon” dediler, geri döndüler, ben sınava girdim, De Gaulle oyunumu oynadım ve kazandım. n Montreal’de Fransızca yazdığın oyunla “en iyi yabancı oyun ödülü”nü alıyorsun sonra, bunu anlatır mısın biraz? Aslında kendi yazdığım “Şu Gogol Delisi” oyunumu Fransızcaya çevirdim, biraz da Quebecçe kattım (Kanada Fransızcasının şivesi anlamına söylüyor) ve zamanın starlarından Monique Mercure de oynayınca, benim oyun dikkat çekti işte. Sonra orada “Harem Qui Rie” (kiri okunuyor) oyununu yazdım, Harakiri çağrıştırması gibi. ‘Amacım yurtdışı değildi’ n Dünyanın gördüğüm her yerindeki gerçek sanatçılar da işte böyle senin gibi mütevazı oluyor. Peki bir de senin “Nuh2” projeni öğrenip, gemide tiyatro yapmaya Amerika’ya davet etmeleri var. Hatta bu işin bir zamanların ünlü “Biosphere2” projesiyle de ilgisi var galiba. Evet ama ben kabul etmedim. Biz ‘Elbette homofobik değilim’ n Bir başka eleştiri de sahnede fazlaca “ibne fıkrası” anlattığın için homofobik olduğuna dair söylentilerle ilgili. Bu bir söylenti, ayrıca ben homofobik olmadığını da biliyorum ama sen kendin de söyler misin? Niye homofobik olayım ki? Kimsenin eşcinsel olması beni ilgilendirmez. Saçma bir şey bu. Elbette homofobik değilim. Kuruçeşme’de teknede tiyatro yaptık ama. n Bu bilgileri hem bilmeyenlere ve hem de bugün tası tarağı toplayıp gitmeye kalkanlara ilham olsun diye tekrarlatıyorum. Önünde defalarca Batı’da farklı ülkelerde yaşama ve çalışma olanakları varken, üstelik yabancı dilin oyun yazacak kadar iyiyken sen hep Türkiye’ye dönüp, burada çalıştın. Hâlâ da böyle. Benim amacım yurtdışında yaşamak değildi ki. Ben yurtdışına tiyatro öğrenmek için gittim, amacım Türkiye’ye dönüp tiyatro yapmaktı. Benim asıl tiyatro okulum “Magic Circus” oldu. Tam anlamıyla enternasyonal bir müzikal tiyatro olan Magic Circus’ün kurucusu ünlü komedyen Jerôme Savary’nin asistanı olduğum yıllar. Çok önemlidir. n 30 yıldır tek başına “Ferhangi Şeyler” oynuyorsun. Bu gerçekten bir dünya rekoru, büyük başarı, kutluyorum yürekten. Peki hayranlarına müjde verecek yeni oyun var mı? BOM! Yeni oyun bu. “Bom! Hayret Bugün Hiç Bomba Patlamadı!” Eşim Elif Durdu yazıyor. Şubatta başlayacağız oynamaya. ‘Ehliyetsiz oyuncu olmaz’ n Bekliyoruz heyecanla. Kızların Ferhan ve Derya Şensoy da tiyatrocu, anneleri Derya Baykal da oyuncu zaten. Orta Oyuncuları Tiyatrosu genç kuşaklarla geleceğe taşınacak umuyorum. Elbette, zaten Nöbetçi Tiyatro’yu bu amaçla kurdum. n Senin SesOrta Oyuncuları Tiyatrosu’nu maddeten yaşatmak için insanüstü çabaların yanı sıra tiyatromuza da katkısı olan kendi ekolünden oyuncu yetiştirmek için “Nöbetçi Tiyatro” okulunu kuruşun bence çok önemlidir. Çünkü oyuncu olmak ciddi bir iş. Ehliyetsiz oyuncu olmaz. İşin ehli olmayanlara oyuncu değil ünlü denir. nDaha pek çok sorum var. Mesela Cumhuriyet gazetesine destek vermek için gazeteyle gelenlere ücretsiz oyun oynaman gibi daha bir çok dayanışmacı eylemini konuşmak istiyordum ama sanırım bana gazetede ayrılan yeri çoktan doldurdum. Buket en iyisi sen bu röportajı tefrika et! n Çok yaşa Ferhan Şensoy! 08.00 Mesut Yar Sunar 10.00 Özlem Denizmen ile Kadınca 10.00 Vahe ile Mutluluk 13.15 Film: Celal ile Ceren 16.00 Dizi: Ufak Tefek Cinayetler 18.45 Ana Haber 20.00 Yerli Film: Tosun Paşa 22.00 Film: Aile Şerefi 24.00 Dizi: Hayat Sırları 06.30 Kızlarım İçin 08.45 Sahrap’la Lezzetli Dofralar 09.45 Magazin D Pazar 13.00 Şule ile Vitrindekiler 14.00 Hıçkırık 16.15 Dizi: Kızlarım İçin 18.45 Ana Haber 20.00 Film: Taşıyıcı 3 22.15 Film: Suçlu 02.30 Hıçkırık 02.15 Dizi: Meryem 08.00 Sabah Bülteni 12.00 Ses Ver Türkiye Ümit Zileli 13.00 Öğle Haber 16.00 Beş Dakikada Sağlık 16.00 Yerel Gündem 16.00 Dinç Çoban Yol Bizim 19.00 Haber Bülteni 21.00 Cüneyt Akman ile Zamanın Ruhu  24.00 Haber Bülteni 10.00 Sinema 12.00 Kafdağı’nın Ardında 13.00 Sanatın Adamları 14.00 Video Kolik  15.00 Genç Düşünce  16.00 Anka 17.00 Sağlıklı Formda Sohbetler 18.00 7 Gün 19.00 Kitap Dünyası 20.00 Haber Bülteni 21.00 Yurdun Sesi   23.00 Türk Düşünürler 08.00 Çalar Saat Hafta Sonu 10.45 Dizi: Bizim Hikâye 13.00 Meryem Yıldırım ile Benden Söylemesi 15.30 Dizi: Şevkat Yerimdar 19.00 Ana Haber 20.00 Film: Babası 22.44 Yaparsın Aşkım 00.15 İlk Buluşma 02.45 Film: Babası 10.00 Nihat Hatipoğlu ile Kur’an ve Sünnet 11.20 Bahtiyar Ölmez 14.40 Yabancı Film: 60 Saniye 15.50 Yabancı Film: Bitirim İkili 3  19.00 Ana Haber 20.00 Dizi: Cennet’in Gözyaşları 22.30 Film: Ateşli Aynasızlar 09.00 Yabancı Film: Garsoniyer 11.30 Arka Plan 13.30 Ekonomi Turu 14.00 Analiz 15.30 Dünya Turu 17.00 Anında Manşet 18.00 Haber Turu 20.30 Günün Dosyaları 21.00 Türkiye’nin Yönü 22.30 Günün Dosyaları 23.00 Arka Plan 09.00 Film: Sihirli Şehir 10.15 Film: Cango 12.45 Film: Beyaz Fil 15.00 Film: Volkan 16.30 Film: Saldırı 18.00 Film: Talihin Böylesi 20.00 Film: Arkadaşım Ördek 21.45 Film: Büyük Tatlı Ruhlar 23.45 Film: Lağım BULMACASEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1 PEL İ KÜL D 1/ Koni bi 2 E B E R Ç İ Ç U çiminde, 3 DOL A Z KOY uzun ve ke 4 A L E N İ Y E T narları kıvrık bir başlık. 2/ Başında ok biçiminde bir tel demeti bulu 5 6 7 8 9 NAM GANA J T E FOR N E İ SNAT NAR KUDU T E K E Çİ LK İM Z nan balıkçıl ku şu... Kuran’da bir sure. 3/ Yayla ya da bah çe kulübesi... Herkesin gözü önünde yapı lan. 4/ Tarla sınırı... “Delice” de denilen ve ekin tarlalarını saran zehirli bir ot. 5/ Bir tür açılır kapanır perde... Sıvı hale ge tirilmiş havadan elde edilen bir element. 6/ Süsü ve gösterişi olmayan... Lantan ele mentinin simgesi. 7/ Mantık... Şarap mah zeni. 8/ Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü... Bir ucu geminin güvertesine bağlan mış kısa halat ya da zincir. 9/ İstenen fre kansta bir ses elde etmek için kullanılan elektrik donanımı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kadınların süs olarak kullandıkları bir çeşit başlık... Kraliçe. 2/ Ödenmesi gere ken bir paranın, alacağa sayılarak bir bölü münün ödenmesi... İçine başka bir sıvı ka rıştırılmamış içki. 3/ Parlak kırmızı renkte bir süs taşı... Kürkü değerli bir yaban kedi si. 4/ Rütbesiz asker... “Dullar” anlamında eski sözcük. 5/ Güzel sanat... Adın durum eklerinden biri. 6/ Yunan mitolojisinde ay tanrıçası... Belarus’un plaka imi. 7/ Avcı nın taş yığınlarından yaptığı pusu... Ceviz. 8/ Bir ilimiz... Görünüşe göre olacağı sanı lan. 9/ Bir tembih sözü... Havaalanlarında bulunan ve çevredeki uçak hareketlerini denetlemeye yarayan sistem. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle