18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 27 Ocak 2018 6 ABD ile kriz büyüyor haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ankara’nın, TrumpErdoğan görüşmesini yanlış aktarmakla suçladığı Washington’dan, telefon yerine “Açıklamamızın arkasındayız” cevabı geldi ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinin ardından yaşanan ‘de meç’ krizi derinleşiyor. ABD’nin görüşme sonrası yaptığı açıkla mayı Cumhurbaşkanlığı “Gerçeği yansıtmı yor” ifadeleriyle tekzip edip, Dışişleri Baka nı Mevlüt Çavuşoğlu, “önce den hazırlanmış” diye tanım lasa da ABD’deki tüm diplo masi kurumları; Beyaz Saray İç Güvenlik Danışmanı, Dışiş leri ve Savunma Bakanlığı o DUYGU GÜVENÇ yazılı açıklamaya sahip çıktı. Geçmişte ABD eski Başka nı Obama döneminde bile iki li görüşmelerin ardından karşılıklı mutaba katla yapılan açıklamalar, son telefon görüş mesinde ise hiç yapılmadı. Ankara, 2018’i ABD’den bir Büyükelçi atanmaksızın geçir meyi beklerken, yaz aylarında görev süresi ni dolduracak olan ABD Maslahatgüzarı’nın yerine ise yeni bir isim gelecek. Obama yöntemi rafta İki ülke, daha önce açıklama krizini Obama yönetiminde bulunan formül ile aşmıştı. Yazılı açıklamalar üzerinden karşılıklı polemik doğmaması için görüşmenin ardından iki başkanın danışmanları duyurulacak metinlerde mutabakata varıyordu. Bu gelenek Trump’ın göreve gelmesinin ardından da ilk etapta sürdü. Kimi zaman iki taraftan da aynı açıklamalar geldi. Ancak Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl mayıs ayında olaylı geçen ve korumaları hakkında dava açılmasına kadar uzanan sürecin ardından iki başkentin açıklamalarında ufak farklılıklar dikkat çekmeye başladı. Son açıklamada ise koordinasyon yapılmadığı ortaya çıktı. O telefon hâlâ çalmadı Oysa iki liderin telefon görüşmesinin altyapısı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı General Mcmaster’ın geçen hafta yaptığı görüşmede atılmıştı. Çavuşoğlu, tamamen ayrışan açıklamaların ardından da McMaster ile Kalın’ın görüşeceğini duyurdu. Ancak bu görüşmenin yapıldığına dair herhangi bir açıklama gelmedi. Aksine, Pentagon ve ABD Dışişleri’nden “yapılan açıklamaların arkasındayız” mesajını Trump’ın İç Güvenlik Danışmanı Tom Bossert önceki gün Türkiye’ye ‘dikkatli’ olması uyarısında bulunurken Erdoğan için “uzun dönemli stratejik hedeflere” odaklanmasını istedi; Afrin operasyonuyla ilgili kaygılarını tekrarladı. TSK BİLANÇO AÇIKLADI Afrin harekâtında dün Burseya Dağı’nı bombalamaya devam eden TSK, bilanço açıkladı. Azez cephesinde ise çamur, ÖSO kuvvetlerinin ilerlemesini güçleştirdi. TSK’den yapılan açıklamada, gece boyu 13 uçağın Burseya’yı bombalayarak, sığınak ya da depo olarak kullanılan 23 hedefin imha edildiği ve öldürülen YGP’li sayısının 343’e yükseldiği bildirildi. ‘3 şehit’ Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, harekâtın 7. gününde verilen şehit ve yaralı sayısını açıkladı. Top lam şehit sayısının 14 olduğunu belirten Demircan, “14 tane kayıp var bölgede. Bunlardan 3’ü bizim askerimiz, 11’i ÖSO mensubu” dedi. Demircan, yaralılara ilişkin de şu bilgiyi verdi: “Hayati tehlikesi olan yaralımız şu an için yok. Türkiye’ye bugüne kadar gelen yaralı sayısı 130. 11’i burada. Bu yaralılardan 82’si taburcu edildi.” Afrin harekâtının kara gücünü oluşturan ÖSO’nun yetkililerinden Ahmed Osman, İngiltere’de yayımlanan Times gazetesine harekâtın güçlüklerini anlattı. Kötü hava koşulları nedeniyle rahat hare ket edemediklerini söyleyen Osman, “PKK teröristleri mevzilerini güçlendirmeye devam ediyor. Ön mevzilere çok sayıda mayın döşemişler” dediği röportajında, birkaç gün içerisinde Tel Rıfat çevresindeki köyleri ele geçirmeyi hedeflediklerini söyledi. Akar Şanlıurfa’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Suriye sınırındaki birlikleri denetlemek ve incelemelerde bulunmak üzere kuvvet komutanlarıyla birlikte dün akşam saatlerinde Şanlıurfa’ya gitti. Pazaryerine roket düştü 14 Gözaltı, 4 tutuklama Afrin Harekâtı’na ilişkin sosyal medya paylaşımlarına yönelik operasyonlar da sürüyor. Siirt’te 10 kişi, Ardahan’da 4 kişi gözaltına alındı. Malatya’da gözaltına alınan 5 kişiden 4’ü tutuklandı. 2 kişi ise adli kontrol şar tıyla serbest bırakıldı. Halkın Nabzı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Artı Gerçek Yazarı İshak Karakaş, Twitter’dan yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapma” iddiasıyla tutuklandı. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki semt pazarına, dün saat 14.30 sıralarında Afrin bölgesinden atıldığı belirtilen bir roket isabet etti. Pazarın kapalı olması nedeniyle olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Kırıkhan’a havan mermisi Dün akşam Hatay’ın Kırıkhan ilçesi Yalankoz Mahallesi yakınlarındaki boş araziye de iki havan topu mermisi düştü. Şarapnel parçaları, çevredeki bazı evlere isabet etti, küçük çaplı hasar meydana geldi. Aynı saatlerde bir roket de Reyhanlı ilçesinde boş araziye düştü. Her iki bölgeye de güvenlik güçleri sevk edildi. l DHA Kremlin’ingündemiAfrin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Afrin’deki son gelişmeleri Ulusal Güvenlik Konseyi’nde ele aldığı belirtildi. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Türkiye’nin Afrin operasyonu, bölgedeki gelişmelerin konseyde masaya yatırıldığına atıf yaparken diğer yandan da Putin’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile geçen salı günü telefon görüşmesi yaptığını belirtti. Büyükelçisiz yıl Suriye nedeniyle iki ülke arasındaki ayrışmanın OHAL ile birlikte ikili ilişkilere yansımasının ardından ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass olaylı bir şekilde Türkiye’den ayrılmıştı. Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, yeni Büyükelçi atamasına yönelik Washington’da hareketlilik olmadığına dikkat çekerek, “Öyle gözüküyor ki bu yıl büyükelçisiz geçecek” değerlendirmesini yaptı. Bass’ın ayrılmasının ardından ABD’yi temsil eden Maslahatgüzar Philip Kosnett’in de yaz aylarında görevinin son bulacağı ancak yerine hemen bir atama yapılacağı öğrenildi. Öte yandan 2014 yılında Washington’a atanan Türk Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın da görev süresinin bu yıl sona ermesi bekleniyor. l ANKARA Ankara ziyareti çözüm getirmedi ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Jonatthen Cohen’ın geçen hafta Ankara’daki temaslarında da iki ülkenin Konsolosluk ilişkilerine dair yaşanan sorunlarda somut ilerleme sağlayamadığı öğrenildi. Cohen’ın, Ankara’ya başta rahip Brunson ve Konsolosluk çalışanları olmak üzere serbest bırakılma talebini tek rarladığı, Ankara’nın ise Fethullah Gülen ile ilgili adım atılmadığını anımsatıp, “Hâlâ örgütünü kontrol edebiliyor; faaliyetleri kısıtlanmalı” mesajı verdiği öğrenildi. Afrin protestolarında çok sayıda gözaltı var. Almanya’da Afrin gerilimi Afrin harekâtının, Türkiye’den göçen yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığı Almanya’da tansiyonu yükseltmesinden endişe ediliyor. Geçen hafta Almanya’nın HannoverLangenhagen Havalimanı’nda, Afrin operasyonunu protesto edenlerle destekleyen yolcular arasında çıkan kavganın ardından önceki gün de bir camiye saldırı düzenlendiği öğrenildi. Deutsche Welle’nin haberine göre, Aşağı Saksonya eyaletindeki Stade kentinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Ulu Camii’ne ve gençlik lokaline yapılan saldırıda, binaların camları kırıldı ve duvarlarına sprey boya ile yazılar yazıldı. DİTİB yetkilisi bunun Almanya’da dört gün içinde DİTİB camilerine yönelik dördüncü saldırı olduğuna dikkat çekerken, Stade polisi caminin duvarlarına “intikam” ve “Afrin” yazıları yazıldığını açıkladı. Olay, Alman basınında “TürkKürt savaşı Almanya’ya taşınamaz” yorumlarıyla geniş yer buldu. l Dış Haberler ‘Desteğimizden yine rahatsızlar’ Kılıçdaroğlu CHP lideri, AKP’nin Afrin’e dair iç politika söylemlerindeki tavrını eleştirdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Sarıyer’de düzenlenen “Yerel Yönetimler ve Adalet” toplantısında yaptığı konuşmada, Afrin operasyonuna ve operasyona dair AKP’nin söylemlerine de geniş yer ayırdı. ‘ABD’yi mahcup edin’ Operasyonu en başından beri desteklediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Kahraman ordumuza sonuna kadar güveniyoruz. Karda, kışta mücadele ediyorlar. Kimin için terörü önlemek ve bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması için. Bu mücadelenin yanındayız; ama beyler bundan rahatsızlar. Biz ülkemizin selameti için ülkemizin güvenliği için, önce biz demiyoruz. Biz önce Türkiye diyoruz. Bu ülke hepimiz için çok değerli ve önemli.” Kılıçdaroğlu, TrumpErdoğan arasındaki toplantı sonrası demeç krizi ne dair de çağrısını yineledi: “Bakıyorsunuz açıklamalar yapı lıyor. Aralarında büyük farklılıklar var. Efendim neymiş ‘Trump’la konuştuk.’ Güzel, konuş. İtiraz var mı? Yok, hayır. Anlatacaksınız gerçekleri. Teröre karşı mücadele zorunludur, evet. Orası farklı açıklama yapı Ünal, CHP’yi hedef aldı AKP Sözcüsü Mahir Ünal, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in “Türkiye gözünü DEAŞ’tan ayırdı, PKK’nin peşine düştü” açıklamasına ilişkin “ABD’nin Suriye’de PKK’yı silahlandırdığını söylüyorduk. Dışişleri Sözcüsü de bunu itiraf etmiş oldu” dedi. CHP’nin ÖSO ile birlikte operasyon yapılmasına ilişkin eleştirilerine tepki gösteren Ünal, “CHP, ÖSO’yu itibarsızlaştırmak ve onu terörle, DEAŞ’la ilişkilendirmek için algı operasyonuna başlamış gözüküyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet yor, burası farklı açıklama yapıyor. Ben de diyorum ki; eğer açıklamada farklılık varsa bantları yayınlayın kardeşim. Bantları yayınlayın Amerikalıları mahcup edin. ‘Ey Trump sen yanlış söylüyorsun bak bantlar burada’ deyin. Niye gizliyorsunuz bunu?” l İSTANBUL Çavuşoğlu’ndan tepki Antalya’da konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Afrin operasyonunun sınırlı olması taleplerine tepki göstererek, “Ne sınırlı olsun, operasyon mu sınırlı olsun? ‘Sadece Afrin’le sınırlı kalın, Afrin’in dışına girmeyin’ derseniz o da bizim için geçersizdir. Türkiye tehditten veya şantajdan korkan bir ülke değil” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerine de tepki gösteren Çavuşoğlu, “Kılıçdaroğlu neredeyse Amerika haklı demeye getiriyor. Milli ruhu bozacak davranışlardan kaçın” dedi. l DHA Paris’ten cezaevi mektupları... Başlığın biraz tuhaf kaçtığını biliyorum. Sanki Paris cezaevlerinden mektup almışım gibi. Ya da sanki Paris’te bir cezaevinden mektup yazıyorum... Gerçi Paris’teyim şu anda, fakat cezaevinde değilim çok şükür... Bu satırları 25 Ocak Perşembe akşamı, birkaç saat önce İstanbul’dan geldiğim Paris’in Montparnasse Sokağı’nda, ressam Renoir’ın adını taşıyan bir küçük otelde yazıyorum... Seksenli yıllarda, üzerinde “Türkiye dışında bütün ülkelerde geçerli” yazılı bir pasaportla, ülkesinde iki davadan toplam on beş yıla yakın hapis cezasına çarptırılmış bir siyasal sığınmacı olarak yıllarca yaşadığım bu şehirde bugün üstelik yeşil T.C. pasaportuyla bulunuşumun nedeni bambaşka... Yarın bana (ve sanırım başka ülkelerden birkaç yazara daha) bir törenle, Paris’te 1980’de kurulan “Avrupa Bilim, Sanat ve Edebiyat Akademisi” (Académie Européenne des Sciences, Arts & Lettres/ AESAL)  üyeliği verilecek... UNESCO’yla bağıntılı bu uluslararası kültür kuruluşu hakkında internette geniş bilgi var. Özetlemek gerekirse amaç, Avrupa ülkelerinin çeşitli şehirlerinde düzenlenecek toplantılar, forumlar ve başkaca kültürel etkinlikler yoluyla en geniş anlamda bir Avrupa Kültür ağı oluşturmak... Üyelerinin entelektüel ve ahlaki nitelikleri sayesinde de barışa katkıda bulunmak... Bütün bunlarla cezaevi mektuplarının ilişkisi ise, buraya gelirken bu haftaki yazım için yanıma aldığım iki mektup... HHH Doğrusunu söylemek gerekirse şu birkaç saat içinde bile Paris izlenimlerinin ağır basmasıyla bir an mektuplardan söz etmeyi bir hafta ertelemeyi düşünmüştüm... Fakat Paris yerli yerinde duruyor. Bizim asıl gerçeğimiz ise bu mektuplarda dile getirilen kendi acılı ülkemizdir. HHH İlk mektup, F tipi cezaevleri uygulamasına karşı 2000’de ölüm orucuna başlayan müvekkillerini desteklemek için 5 Nisan 2006’dan 22 Ocak 2007’ye kadar ölüm orucundayken ziyaretine gittiğimde tanıştığımız avukat arkadaşım Behiç Aşçı’dan. Behiç, bugün de Nuriye ve Semih’in avukatı. 12 Eylül 2017’de gözaltına alınarak tutuklanıp dokuz ayrı hapishaneye dağıtılan 17 avukattan biri. Tutuklanmalarının tarihi 12 Eylül, fakat bir gizli tanığın buna gerekçe olan ifadesi 13 Eylül tarihini taşıyor. Behiç Aşçı’nın sözleriyle “komplo kurmuşlar, ama bu kadar acemice.” Behiç Aşçı mektubunda, bir başka itirafçıdan da söz ederek bunların itirafçı değil iftiracı olduklarını söylüyor. Bir hukuk adamının hapishaneden gönderdiği bu mektup, yaşamakta olduğumuz şu yıllarda, kimi güvenlik ve yargı güçlerinin nasıl suç örgütüne dönüştüklerini gözler önüne seriyor... Avukat arkadaşımın uzun mektubunun bir başka ağırlık noktası, büyük acılara ve karışıklığa yol açacağı çok açık tek tip cezaevi giysileri konusu... Behiç Aşçı, kısaca TTE diye adlandırıyor bu zulüm tuzağını ve canları pahasına da olsa bu kefenleri giymeyeceklerini adeta haykırıyor. Bu hükümet, hukuk, vicdan, insaf dışı bu uygulamadan vazgeçmelidir. Sağduyu bunu emrediyor. Israr ederlerse olabileceklerin ağırlığı altından kalkamayacaklarından kuşku duymuyorum. HHH İkinci mektup bir başka cezaevinden, tutuklandığı 13 Ekim’den bu yana savcının karşısına bile çıkarılmadan tek başına hücre hapsinde tutulan Gülten Matur’dan. Daha önce de tutuklanan ve serbest bırakılışından 25 ay sonra çay bahçesinde otururken yeniden gözaltına alınıp cezaevine konan Gülten Matur’un ilk tutuklanma nedeni ise tam anlamıyla akıl ve mantık dışı. “Biliyor musunuz” diye yazıyor “2015’te Antalya’da yapılacak G20 zirvesinde eylem yapabilme ihtimalinden kaynaklı Ağustos 2016’da gözaltına alınmıştım”... Ne dersiniz?.. HHH Yarınki törendeki konuşmamda kısaca şöyle demeyi tasarlıyorum: Kararınızdan onur duydum. Fakat ülkemde adaletsizlikler sona ermeden ve dünyaya barış gelmeden mutlu olmamı beklemeyin. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle