18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Ocak 2018 6 NATO’ya Afrin sitemi haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ankara’nın Suriye çıkmazı derinleşiyor. Rusya ve ABD ile yaşanan kriz sürerken, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı, NATO’ya ‘serzeniş’te bulundu Ankara’nın Suriye’nin İdlib bölgesinde Esad’a desteği nedeniyle Rusya ile, Afrin’de ise YPG’ye desteği nedeniyle ABD ile yaşadığı kriz, dün de siyasetin ve ülkeler arası bürokrasinin gündemindeydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında ve toplantı sonrasında yaptığı açıklamalarda önemli bir bölümü, ABD’nin Suriye’de 30 bin kişilik Sı MSEUDRYİYAESI: YPG’ye özel füzeler verildiözler Türkiye’nin olası Afrin opeGrasyonundayken Suriye hüküme habere göre Washington ile YPG arasın karşıtı koalisyoa danışmadan gizli şekilda yapılan bir gizli anlaşma çerçevesin de yapıldığı vurgulanan haberde, Kürtle tine yakın Al Masdar sitesi ABD’nin giz de geçen hafta Kürt milislere karadan ha rin bu silahları Türkiye destekli grupların li bir anlaşma çerçevesinde Suriye’deki vaya fırlatılabilen MANPAD füzeleri gön Afrin’de düzenlemesi muhtemel operas YPG’lilere “taşınabilir hava savunma füze derdi. MANPAD’lar Suriye’nin kuzeybatı yonlara karşı hava savunması sağlamak leri” (MANPAD) tedarik ettiğini iddia etti. sındaki Afrin yakınında faaliyet yürüten amacıyla kullanacağının şüphe götürme Suriyeli muhalif kaynaklara dayandırılan Kürtlere ulaştırıldı. Gizli anlaşmanın IŞİD diği yorumu yapıldı. l Dış Haberler nır Koruma Ordusu oluşturma ve bu orduda YPG’yi aktör yapma kararına ayırdı. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyleydi: ‘Bizi de gözetin’ çağrısı n Dün Irak’ta oynanan oyunu bozduk, Suriye’de oynanan oyunun kalbine Fırat Kalkanı ile adeta bir hançer sapladık. İnşallah yarın öbür gün, kısa bir süre içinde Afrin ve Mınbiç’ten başlayarak Suriye’deki diğer terör yuvalarını da birer birer dağıtacağız. Buna ne müttefikimiz gibi gözüküp de bizi sırtımızdan vurmaya kalkanlar engel olabilir ne de siyasetçi görünümlü marjinal terör destekçileri mani olabilir. n Burada benim NATO’ya da bir serzenişim var. Eyy NATO, siz ortaklarınızdan birine herhangi bir sınır tecavüzünde, tacizinde bulunanlara karşı tavır almakla da mükellefsiniz? Peki şu ana kadar siz, ne tür bir tavır aldınız? n Ben her zaman ne diyorum? ‘Bir gece ansızın’. Çünkü savaş stratejisinde geceler biliyorsunuz sayısızdır. (Afrin operasyonunun zamanlamasına dair.) n Suriyeli muhalifler tabii olacak, beraber. Onlar için veriliyor bu mücadele, bizim için değil. Biz topraklarına sahip çıkmaları için, bu kardeşlerimize orada yardımcı oluyoruz. Çünkü bugün onlara yardımcı olmazsak, yarın orada bizim için bir tehdit kuşağı oluşacak. ‘Trump bana dönmedi’ n Amerika 1112 bin kilometreden gelecek, burada kendisine bir ordu oluşturacak ve adını da ne koyacak? ‘Sınır güvenliği.’ Neyin sınır güvenliği? Şu anda Suriye’de rejim, ‘bu bizim için tehdit oluşturur’ diyor ve böyle bir oluşuma onlar da sıcak bakmıyor. n (ABD Başkanı Donald Trump ile bir görüşüp görüşmeyeceğinin sorul ması üzerine) Şu anda henüz kendisini aramayı düşünmüyorum. Çünkü daha önce bunları konuştuk, o bana dönecekti. O bana dönmediği sürece ben ona dönmem. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da, dün Brüksel’de başlayan NATO Askeri Komite Genelkurmay Başkanları Toplantısı’na katıldı. Deutsche Welle’nin haberine göre; Akar üye ülkelerin genelkurmay başkanlarına yaptığı konuşmada, “NATO’nun terörizmle mücadelesi söz konusu olduğunda terörist örgütler arasında ayrım yapmaması gerektiğini” söyledi. ABD’nin Suriye’de YPG ile işbirliği yapmasına işaret eden Akar, “Bu hatadan en kısa sürede dönüleceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı. Akar Brüksel’de ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford ile de bir araya geldi. l ANKARA/Cumhuriyet Stoltenberg: NATO’ya danışılmadı Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre; Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan hakları kapsamında ulusal güvenliğini muhafaza için gerekli her türlü tedbiri alacağını kaydetti. Türkiye’nin kendini terör saldırılarından korumasının en doğal hakkı olduğunu ifade eden Stoltenberg ise ABD’nin Suriye’de kurmayı planladığı 30 bin kişilik güç için NATO’ya danışılmadığını söyledi. OPERASYON ÖNCESİ KRİTİK MGK Bugün yapılacak olan yılın ilk Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, Suriye’deki gelişmeler en önemli gündem maddelerinden olacak. MGK’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD ile temasları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın da Brüksel’deki görüşmelerinin yanı sıra askeri hazırlıklar konusunda kurulu bilgilendirmesi bekleniyor. Türkiye’nin sıcak gündemi Afrin’e olası askeri harekât, yılın ilk MGK toplantısında ele alınacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanacak olan MGK’ye Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelerin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi bekleniyor. Toplantıda ayrıca istihbarat birimleri Afrin ve Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin son güncel bilgileri de kurula aktaracak. l ANKARA / Cumhuriyet sseüSvrınküııyryaoart Türkiye’nin Suriye sınırında da yaşanan krizin etkisi, askeri yoğunluk olarak kendini göstermeye devam ediyor. Önceki gün 7 ağır zırhlı tank bölgeye ulaşmıştı. Dün de 40 araçlık askeri konvoy, Suriye sınırına konuşlandırılmak üzere polis eskortu eşliğinde Hatay’ın Hassa ilçesine ulaştı. Askeri çekicilere yüklü tank, obüs, zırhlı personel taşıyıcı ve iş makineleri ile mühimmat yüklü 40 araçlık konvoyun, sınır hattındaki askeri birliklere sevk edileceği öğrenildi. l DHA ‘Operasyon alanımız değil’ AFRİN KRİZİ dünya basınında GENİŞ YER BULDU ‘Erdoğan ateşle oynuyor’ Britanya’nın en önemli medya kuruluşlarından Times gazetesi Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak “Ortadoğu’daki amaçlarını gerçekleştirmek istiyorsa müttefiklerinin güvenini tazelemesinin daha çok başarı getireceğini” savunurken ABD ile görüş ayrılıklarının NATO içinde çözülmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan’ın Suriye’de ateş ile oynadığı iddia edilen yazıda Erdoğan’ın Afrin operasyonunu gerçekleştirmesi halinde iki müttefik olan Türkiye ve ABD’nin karşı karşıya geleceği uyarısı yapıldı. Yazıda, “ABD, sınırda devriye güçler kurmayı amaçlayarak mantıklı bir hedef güdüyor. IŞİD’in Suriye’nin kırılgan kuzey bölgesinde tekrar ortaya çıkması, savaşa kalıcı bir son ver me umutlarını sona erdirir. Eski Kürt militanları Suriye sınırının koruyucuları olmaları için eğitmek, bölücülüğe ya da Türkiye karşıtı şiddete bir davetiye değil; ancak onların federal bir Suriye’ye entegre olmaları için ilk adım” ifadeleri kullanıldı. ‘Kuşku uyandırıyor’ “Batılı güçlerin amacının bir bütün ve gerçekten demokratik bir Suriye’de Kürtlerin daha çok yönetim sahibi olması için alan tanımak olması gerektiği, güvenli sınırların ve Türkiye’nin bu sınırlara saygı duymasının hayati bir gereklilik olduğu” savunulan yazıda Türkiye’nin Erdoğan’ın belirttiği gibi Afrin’e operasyon düzenlemek istemesinin “amacının ne oldu ğu konusunda kuşku uyandırdığı ve Türkiye’nin NATO’ya bağlılığına şüphe düşürdüğü” ifade edildi. New York Times gazetesi Washington’un sınırda ordu planının iki NATO müttefiki ABD ve Türkiye arasındaki tansiyonu yükseltme tehdidi taşıdığı aktarılırken haberde bütün bu gelişmeler yaşanırken Rusya destekli Suriye ordusunun İdlib operasyonunun sürdürdüğü de hatırlatıldı. Washington Post’un haberinde ise Washington yönetiminin başta Obama da olsa Trump da olsa Suriye’de IŞİD’den kurtarılan bölgelerin korunması için bir güç oluşturmak istediği, bu iş için de olabildiğince az ABD askeri kullanmak istediğini yazdı. l Dış Haberler İncirlik Üssü’nde hareketsiz gün ABD 39. Kanat Komutanlığı’nın da bulunduğu Adana’daki İncirlik Üssü’nde, gün içinde uçuş hareketliliği olmadı. Merkez Sarıçam ilçesinde bulunan üste, askeri ve sivil taşıtlarla rutin görevler yürütüldü. ABD Hava Kuvvetleri’ne ait 11 kargo uçağının, apronda ve park yerlerinde olduğu gözlendi. ABD’li bazı askeri görevlilerin, kargo uçaklarının etrafında çalışması da dikkat çekti. Üs bölgesinde savaş uçağı ve insansız hava aracı ise görülmedi. l DHA MUHALİFLER, SOÇİ’YE DEĞİL CENEVRE’YE ODAKLANDI ‘Bu plan Suriye’yi parçalayabilir’ Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi Başkanı Nasır Hariri, Reuters’e verdiği söyleşide ABD’nin “sınır gücü” planına ilişkin soruya “bölgede daha mücadeleye kapı açacağı, gelecekte Suriye’nin parçalanmasına yol açabileceği” yanıtını verdi. Hariri, bu ay sonunda Soçi’de yapılması planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne Suriyeli muhaliflerin katılma ihtimalinin düşük olduğunu belirtirken Sputnik’e konuşan Suriye muhalefetinden iki yetkili, kongrenin önerilen katılımcı listesinin onaylandığını ve daveti ye dağıtımına dün başlandığını kaydetti. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, daha önce, kongrenin katılımcı listesinde 1700’den fazla ismin yer aldığını söylemişti. Ancak davetli listesine yönelik hâlâ net açıklama yok. Ankara, terör örgütü gördüğü YPG/PYD’nin katılımına açık muhalefetini dile getirmiş, “onlar olursa biz yokuz” mesajı vermişti. Öte yandan Suriye Müzakere Komisyonu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Suriye muhalefetinin BM arabuluculuğunda 21 Ocak’ta devam edecek olan Cenevre görüşmelerine katılacağı bildirildi. l Dış Haberler ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon sözcüsü Albay Ryan Dillon, TSK operasyonuna karşı Afrin’i destekleyip desteklemeyeceklerine yönelik soruya, “Afrin operasyon alanımız değil” şeklinde cevap verdi. Dillon, “Başta Ebu Kemal’in kuzeyi ve Fırat Nehri’nin doğu yakasındaki alanlar olmak üzere Orta Fırat Vadisi boyunca kalan cephelerde IŞİD yenmek üzere ortaklarımıza destek veriyoruz” derken, “koalisyonun, IŞİD’i Irak ve Suriye’nin belirlenmiş alanlarından çıkarmak ve bölgesel istikrarı artırmak için müteakip operasyonlar yapma misyonunun değişmediğini” kaydetti. l Haber Merkezi ‘Sınır Gücü’ne İran da tepkili ABD’nin Suriye’de 30 bin ki şilik “Sınır Gücü” oluşturma planına önceki gün Şam, Moskova hattından gelen tepkilere dün İran da katıldı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, böyle bir adımın Suriye’nin egemenliğini ihlal etmek, uluslararası hukukun çiğnenmesi olacağını söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi de ABD’nin aldığı kararın, Suriye’nin içişlerine müdahale anlamı taşıdığını ve krizin derinleşmesine sebep olacağını uyarısında bulundu. Kasımi, kararın “Suriye ordusu ve müttefiklerinin IŞİD ve El Nusra gibi terörist gruplar karşısında elde edilen büyük başarılar sonrası alınmasının düşündürücü olduğunu” söyledi. Sözcü, “İran’ın Rusya ve Türkiye ile birlikte Suriye’deki ateşi Astana Süreci ile söndürmeye çalıştığını ve şu ana kadar başarılar elde edildiğini” belirtti. l Dış Haberler Türkçülüğün son esası, ‘asimilasyon’ mu? Konda Araştırma Şirketi müdürü Bekir Ağırdır önceki gün Hürriyet’ten İpek Özbey’le söyleşisinde üç partinin baraj problemine sahip olduğunu söyledi. MHP, İYİ Parti ve HDP bu partiler. Bunların ilk ikisi bağlamında perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğunu hesap ederek yol tutmuş bir siyasi şahsiyet de Devlet Bahçeli. Geçen hafta, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi partisinin aday göstermeyeceğini ve AKP “Reis”i Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıklayan Bahçeli, bir anlamda “Başbuğ”u “Reis”le ikame ettiği de söylenebilecek bu simgesel jestiyle MHP’yi silerken, siyasi kişilik olarak kendi silinme riskini bertaraf etmeyi hedeflemiş görünüyor. HHH 1 Kasım 2015 tekrarseçiminde, beş ay önceki 7 Haziran seçimlerinde aldığı oydan (yüzde 16.3’ten yüzde 11.9’a) dramatik düşüş paralelinde AKP’ye kaybettiği oylarla onu yeniden tek başına iktidar kılan MHP’de Bahçeli’nin gidecek yerinin neresi olacağı aslında o zamandan belliydi denilebilir. AKP idi bu yer... MHP’de partiiçi tartışma, çekişme ve kırılma, nihayetinde ortaya İYİ Parti’yi çıkardı. Kimilerinin umduğunun aksine İYİ, yeni bir “merkezsağ” çekim merkezi olmak hak getire, sağ seçmen bloku üzerinde sarsıcı bir etki dahi oluşturamadı. Ancak onun MHP’yi “yiyeceği”, gayet açık şekilde belli oldu. İşte şimdi İYİ’nin MHP tabanında bir oy bölünmesi yaratmasıyla her iki partinin de yüzde 10 barajına takılma riski, anket tahminleriyle karşımızda. HHH Aslında Devlet Bahçeli’nin 1 Kasım’da MHP’yi terk edip AKP’ye giden seçmenin yolunu izlediği söylenebilir!.. 7 Haziran seçimleri sonrasında Bahçeli hiçbir koalisyon seçeneğini ve teklifini uygun bulmayıp adeta tekrarseçimin önünü açtığında bir bakıma bindiği dalı kesti. Çünkü özellikle taşrada AKP seçmeniyle muazzam geçişlilik içindeki MHP tabanı, bıçak kemiğe dayanmış bir sabırsızlıkla iktidar istiyordu. Bahçeli hükümet ortaklığına yanaşmayınca onların hayal kırıklığı büyük oldu. Aynı kültürelideolojik mayadan hısımakrabaları yıllardır AKP’li olduğu için iktidar nimetlerinden ha bire yararlanırken hâlâ MHP’ye gönül vermeyi sürdürüp sürüm sürüm sürünen bu seçmen, “gayrı yeter” deyip gitti AKP’ye oy verdi tekrarseçimde. (1 Kasım seçimleri öncesinde Orta Anadolu illerini arşınladığımda bu eğilimi çok net gözlemleme imkânı buldum.) Dolayısıyla ilkin önemli bir seçmen kitlesi iktidara kaçtı MHP’de. Şimdi de Bahçeli, elbette Akşener’in yarattığı kötü hava koşullarının da etkisiyle sığınmakta iktidarın kanatları altına... 7 Haziran seçimleri sonrasından bugüne yaşananlar, Kürt coğrafyasının yangın yerine dönmesi ve tabii “15 Temmuz” da tuzu biberi bu “vuslat”ın... HHH MHP’nin (daha doğrusu Bahçeli’nin) AKP’ye bu yakınlaşmasını geçmişte Türkeş dönemindeki birtakım siyasi ittifaklarla aynı kefeye koyanlar var. Bence bu, ne 12 Eylül (1980) öncesinin “Milliyetçi Cephe”leriyle, ne de 1991’deki Refah Partisi ile MÇP arasındaki seçim ittifakıyla kıyaslanabilir bir durum. Onların hiçbirinde Türkeş’in MHP’si ( ve de MÇP’si) parti olarak kimliğinden ve “özgül”lüğünden bu ölçüde feragat etti. Bugün ortada bir koalisyon, birleşme, hatta iki farklı “element”in kaynaşması, yani “füzyon” dahi yok. Ortada “asimilasyon” var. 1960’ların sonundan itibaren sivil Türk milliyetçiliğine “ocak” olmuş MHP’nin, Erbakan’ın Milli Görüş İslamcılığından gelip postİslamist bir dinbaz savrulmaya uğramış Erdoğan AKP’sine Bahçeli marifetiyle özümsetilmesi var. HHH MHP, Cumhuriyet döneminde sivil Türk milliyetçiliğinin içinde piştiği “ocak”. Resmi Türk milliyetçiliğinin içinde piştiği “ocak”sa, malum, Türk Ocakları’dır. GeçOsmanlı döneminde orada bir siyasi ideal olarak benimsenip yaygınlaştırılmış Türk milliyetçiliği, ulusdevlet Cumhuriyet’le hayata geçti bu topraklarda. Ve milliyetçilik ideali, “Türkiye Cumhuriyeti” ile siyasi somutluk kazandığı için MHP’ye “sivil alan”da sadece Türk ulusdevletinin bekasını tehdit eden olgulara tepki kaldı; “komünist tehlike”, “bölücülük” gibi... Türk Ocakları’nın savunduğu milliyetçilik, ulusdevlet Cumhuriyet’le resmiyetin inhisarına geçince Türk Ocakları tarihsel işlevini tamamlamıştır. MHP’nin ideolojik tepkisellik olarak devletin bekasına tehditler karşısında savunduğu sivil Türk milliyetçiliği de artık AKP ve Erdoğan’ın inhisarında görünüyor. Bu da sadece Bahçeli’nin mi, yoksa MHP’nin de mi tarihsel işlevini tamamlayıp kendini AKP’ye özümsettiği anlamına gelir acaba?.. Bunu tartışmak gerek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle