23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Ocak 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ YARIN BUZ! İstanbul’da bugün gündüz 15 dereceye kadar çıkacak sıcaklık yarın 10 derece birden düşecek. Yağmur ve karayelle sıcaklık 5 dereceye inecek. Cuma, cumartesi ve pazar ise yeniden 10 derecelerin üzerine çıkacak. HafrIyat 110/2 0 160/5 0 70/1 0 120/5 0 90/0 0 30/ 4 0 10/7 0 50/ 3 0 140/5 0 100/1 0 90/0 0 170/1 0 0 60/2 0 170/1 2 0 80/5 0 ?0/? 0 90/6 0 120/0 0 60/4 0 160/7 0 40/ 2 0 120/3 0 TARİHTE BUGÜN 1605: Cervantes’in ‘Don Kişot’ adlı romanı ilk kez yayımlandı. 1875: İstanbul’da Karaköy Beyoğlu arasındaki Tünel hizmete girdi. 1991: İkinci Körfez Savaşı, müttefik uçaklarının Irak ve Kuveyt’teki hedefleri vurmasıyla başladı. adası! ‘Asrın projesi’ Kanal İstanbul bir yandan boşaltıp bir yandan dolduracak İstanbul genelinde devam eden proje ve inşaatlardan her ay 5 milyon ton hafriyat çıkıyor. Son yıllarda iyice artan moloz sonucu haf riyat sahaları dolmaya başlamışken “asrın projesi” olarak tanıtılan Kanal İstanbul için de inşaat sırasında yak laşık 1.5 milyar metre küp hafriyat oluşacak. Projenin bakanlığa sunulan çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) başvuru dosyasına gö HAZAL re Kanal İstanbul kap OCAK samında alt ve üst ya pılar, liman, yat limanı, kanal içerisinde ihtiyaç duyulan nok talarda kıyı yapıları, tahkimat ve dol gu alanları, ada ve kıyı tesisleri yapıl ması planlanıyor. Yani deniz, proje so nucu metrekarelerce doldurulacak. CHP’li meclis üyesi Tarık Balyalı dep rem riskine dikkat çekerek projenin iptal edilmesi için çağrıda bulundu. Kanal İstanbul, MECLİS’E taşındı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kanal İstanbul Projesi’ni TBMM gündemine taşıdı. Tanrıkulu, TBMM Başkanlığı’na verdiği önergesinde “Projenin 325 bin dönüm alan üzerine kurulacak iki şehir ile havaalanı aksında çalışmalar olduğu bilinmektedir. Bu güzergâhın ve güzergâhta yapılacak yeni yerleşim yerlerinin kamulaştırılması ve sonrasında bu arazilerin bazı işadamları tarafından ve FETÖ bağlantılı kişilerce işlenmiş midir, Havaalanı parça parça satın alındığı Projesi’nde kalan hangi yönünde iddialar mevcuttur” köylere kamulaştırma yazısı ifadelerine yer verdi. gönderilmiştir, Kanal İstanbul Tanrıkulu özetle şu soruları Projesi kapsamında o bölgede sordu: bulunan ve boşaltılması “İddilalar doğru ise, bu kişiler kimlerdir, Tanrıkulu istenen maden şirketleri hangileridir, Kanal İstanbul kamulaştırma işlemleri hangi güzergâhında bulunan köylerdeki belediyelerde yapılmıştır, arsaların metrekare fiyatları ne kadar kamulaştırma yapıldıysa, bölge olarak belirlenmiştir?” l İSTANBUL / belediyelerinin planlarına Cumhuriyet DHA 3 ada yapılacak Kazıdan çıkan malzemeler kullanılarak Marmara’da Karadeniz’e doğru kanalın solunda 2, sağında 1 olmak üzere 3 ada grubunun oluşturulması planlanıyor. Hatta dosyada ikinci bir alternatif olarak Kanal İstanbul inşaat çalışmalarının paralel gitmesi durumunda çıkacak hafriyatın dolgu amaçlı 3. havalimanı projesinde de kullanılması düşünülüyor. ‘Tehlike arz ediyor’ Balyalı “Proje, İstanbul’a, Marmara Denizi’ne ve ekolojisine ciddi zarar verecek. Açıklanan verilere göre hafriyat malzemeleri yeni oluşturulacak proje alanlarına dökülecek. Bu proje alanlarının önemli bir kısmının Marmara ve Karadeniz üzerinde olacağı görülüyor. Marmara üzerinde yapılacak deniz dolgusunun beklenen İstanbul depreminde ne kadar büyük tehlike arz ettiğini tekrar anlatmaya gerek yok. Özellikle buralarda yapılacak muhtemel binalar ve içinde yaşayanlar ciddi risk altında olacak. Yine hafriyat toprağıyla oluşturulacak yapay adalar çok büyük bir çevre kirliliği yaratacak dedi. l İSTANBUL Uzmanlara göre, boyutları itibarıyla Boğaz’da olduğu gibi Kanal içerisinde iki yönlü bir akıntı sistemi geliştirilemeyecek ve Karadeniz’in kirli suları Marmara’ya dolacak... Marmara ölü denize dönüşür Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye, 2015 yılında, akademisyenlerin katkılarıyla hazırladıkları Kanal İstanbul Projesi’ni inceleyen raporun hâlâ güncelliğini koruduğunu belirterek “Kanal İstanbul açılınca Marmara ölü bir denize dönüşebilir” uyarısında bulundu. WWF Türkiye tarafından yapılan yazılı açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi: “Marmara Denizi’nde bol besinli üst tabaka can çekişen alt tabakaya baskı yapacak ve oksijen hızla azalacaktır. Oksijen bitince, Kanal kapatılsa bile bir daha geri dönüş olmayacak ve oksijensizlik kimyasal dengeleri alt üst ederek, alt tabakadaki hidrojen sülfür yoğunluğunu hızla artıracak ve sonuç olarak İstanbul lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokusuna maruz kalacaktır. Zamanla Karadeniz’in de ekolojik yapısı bozulacaktır. Tuna Nehri’nin Karadeniz’i kirlettiğinden şikâyetçi olan Türkiye kendi eliyle yaptığı ikinci bir boğaz ile bu kirliliği kendi evinin içerisine, yani Marmara’ya taşımış olacaktır. Bu durum Marmara’nın ölü bir denize dönüşmesi ile sonuçlanabilecektir.” Uçak, denizeDamat:Muhtar,4eşli,68yaşındaGelin:19yaşında daha da yaklaştı Muhtar M.S.Ö. (soldan ikinci), evlenmediğini, düğünün formalite olduğunu söyledi. Savunması şoke etti 7 AYLIK HAMİLE EŞE DAYAK Karaman’da Mustafa A. (30), bo şanma davası süren 7 aylık hamile eşi Rabia A’yı (27) iddiaya göre, “Senin dışarda ne işin var” diyerek tekmetokat dövdü. Çevrede Mustafa A. kilerin müdahalesiyle kurtarılan Rabia A, hastaneye kaldırılırken, Mustafa A. gözaltına alındı. Aldığı darbeler sonu cu vücudunun çeşitli yerlerinden ya ralanan Rabia A, tedavi altına alındı. Rabia A. ve bebeğinin sağlık durumu iyi. Rabia A, şikâyetçi olmadığı için Mustafa A.serbest bırakıldı. l DHA Bebeğini duvara vurup öldürdü Antalya’nın Manavgat ilçesinde hastaneye getirildikten sonra yaşamını yitiren 5.5 aylık Hadi bebeğin gözaltına alınan babası A.A, savcılıktaki sorgusunda olay günü alkollü olduğunu ve ağlamaya başlayan bebeği susturamayınca sinirle duvara vurduğunu anlattı. A.A, ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. l DHA Batman’a bağlı bir köyde muhtar olan 4 eşli, 30’a yakın çocuklu 68 yaşındaki M.S.Ö, 5’inci evliliğini 19 yaşındaki A.B. ile yaptı. M.S.Ö’nün hem kendinden 49 yaş küçük biri hem de 5’inci kez evlenmesini protesto eden başta çocukları olmak üzere akrabaları, lüks bir salonda yapılan düğüne katılmadı. Yüzlerce kişilik salondaki düğün sadece birkaç kişinin katılımıyla yapıldı. Geçen hafta yapılan düğünde, halayı da gelin ve damat ile birkaç kişi çekti. Savunmasıyla şaşırten M.S.Ö, evlenmediğini ve düğünün formalite olduğunu söyledi. A.B. ise gelinliğe hasret kaldığı için böyle bir organizasyon yaptıklarını ileri sürerek, “Evlenmedik. Kendi aramızda müziği çalıp oynadık” dedi. l İHA Hüseyin yanlış iğne kurbanı mı? Halkalı’da kaldırıldığı hastanede sinüzit teşhisi konulan 7 yaşındaki Hüseyin Alemdar Talan’a hastane yakınlarında bulunan bir sağlık merkezinde iğne yapıldı. Halsizleşen çocuk, kaldırıldığı özel hastanede hayatını kaybetti. Talan’ın kesin ölüm nedeni Adli Tıp Kurumu raporu sonucunda netlik kazanacak. l DHA Pegasus uçağının bulunduğu yerden çıkarılması çalışmaları sürüyor. Uçağın motoru hâlâ denizde... Trabzon Havalimanı yarın 04.00’ten itibaren 24 saat süreyle uçuşa kapatılacak. 25 metre kala durabilen uçak 1.5 metre KAYDI, ekipler harekete geçti Trabzon Havalimanı’na indikten sonra pistten çıkarak, denize 25 metre kala balçığa saplanıp durabilen Pegasus Havayolları’na ait uçak, bulunduğu yerden 1.5 metre daha denize doğru kaydı. Bunun üzerine harekete geçen ekipler, dolgu çalışmalarını uçağın çevresi ve önüne doğru yönlendirdi, çevreye çakılan 4 kazıkla uçak yeniden sabitlendi. Harekete geçen ekipler kazık ve dolgu yöntemiyle uçağı sabitleme çalışmalarını güçlendirdi. Kademeli çıkarılacak Trabzon Havalimanı bünyesinde oluşturulan kriz merkezi uçakla ilgili kurtarma planını netleştirdi. Buna göre, bölgeye getirilen ağır tonajlı vinç yardımıyla uçak, bulunduğu yerden kademeli olarak çıkarılacak. Uçak çıkarılmadan önce yakıtı boşaltılacak, ardından yolcuların bagaj ve kabindeki kişisel eşyaları alınacak. Vinçle piste çekilecek uçak hangarda teknik incelemeye alınacak. Uçağın denize düşen sağ motoru ile sağ tekerinin ise Sahil Güvenlik ekipleri ve dalgıçların eşliğinde çıkarılacağı öğrenildi. Yolcular şikâyetçi oldu Öte yandan uçaktaki 162 yolcudan 5’i havalimanındaki polis noktasına giderek “Can güvenliklerinin tehlikeye düştüğü” gerekçesiyle havayolu şirketi hakkında şikâyette bulundu. Olayla ilgili Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan çok yönlü soruşturma sürerken şikâyetçilerin savcılık tarafından ifadelerinin alınacağı belirtildi. l DHA haber 3 Milleti bölmek Otoriter rejimlerin en belirgin özelliklerinden birinin toplumu kutuplaştırıp bölmek olduğu malum. Çok defa da belirtildi. Bu sadece ülkemiz için değil bütün bu tür rejimler için geçerli. Milleti bölmek, bir kısmını millete dahil olmamakla hatta millet düşmanlığıyla suçlamak bir otoriter rejim geleneğidir. “Gerçek” milleti sadece kendisinin temsil ettiğini ileri sürerek, kurduğu rejimi desteklemeyenleri düşmanlaştırmak da öyle. Bunun sonucu iktidar yanlılarına ayrı, muhaliflere ayrı bir hukuk rejiminin uygulanması. Önce birinci sınıf vatandaş, ikinci sınıf vatandaş ayrımı yapılır. İkinci sınıf vatandaşların temel hak ve özgürlükleri kısıtlanır. Ardından ikinci sınıf vatandaşlar mücadele edilmesi gereken bir kitle, milli bedene yabancı tedavi ve tasfiye edilmesi gereken bir unsur olarak tanımlanır. Sayın Erdoğan’ın başkanlık seçiminin “yerli ve milli” olanlarla “ipi başka mahfillerin elindekiler” arasında geçeceğini söylemesi de bu sebeple. Referandumda başkanlık sistemine karşı oy kullananlar çoktan ipi başka mahfillerin elinde, kökü dışarıda, millet dışı ilan edilmiştir. Başkanlık seçiminde Sayın Erdoğan’a oy vermeyenler de aynı muameleye tabi tutulacak. 1930’larda yaşamıyoruz ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra demokrasi uluslararası meşruiyet bakımından hayati bir konumda. Bu sebeple otoriter rejimler, şekli de olsa demokrasi varmış gibi davranmayı tercih ediyor. “Özgürlükçü olmayan demokrasi” diye adlandırılan bu rejimlerin iyi bir örneği de ülkemiz. Milletin gayri milli ilan edilen kesiminin tamamen düşmanlaştırılıp siyaset dışına itilmesi de bu sebeple önemli. Her parti Bahçeli’ninki gibi iktidara eklemlenemez. Ancak şekli demokrasinin gereklerini yerine getirmek için iktidarla uyumlu, uysal bir muhalefete de ihtiyaç var. Ana muhalefet partisi üzerinde kurulan baskı, Canan Kaftancıoğlu’nun il başkanı seçilmesiyle başka bir seviyeye çıktı. Burada amaç, CHP’yi arzu edilen uysal konuma getirmek. Bunu yaparken de parti içindeki, her demokratik partide bulunması olağan farklılıkları derinleştirmek. Mümkünse CHP’yi bölerek zayıflatmak. Unutulmasın ki, bu iktidar bir gün “milliyetçiliği ayaklarının altına alır”, ertesi gün en milliyetçi kesilir. Bir gün Öcalan’ın mektubunu okutur meydanlarda, ertesi gün milletvekillerini hapse attırır. Müttefikleri sürekli değişir ancak değişmeyen bir özelliği vardır. Kendisiyle kim ittifak kurmuşsa bir daha gün yüzü görmemiştir. Muhalefetin “uysallaşma” tuzağına düşmeden, milletin bir parçası olduğu konusunda iktidara hesap vermek zorunluluğunu hissetmeden, demokrasiye geçmek için geniş bir işbirliği tabanını yakalaması gerek. Milleti bölerek büyümenin de elbette bir sınırı vardır. İktidar o sınıra dayanmışa benzemektedir. ‘BİLSEYDİK DARP ETMEZDİK’ Barbarlığa pişkin savunma Adana’da işitme engelli Agit Acun’u (20) bindiği minibüste öldüresiye döven ve sevk edildikleri adliyede tutuklanan zanlılardan Çukurova Üniversitesi İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi Ahmet Günsel’in (21) ifadesi pes dedirtti. Kavgayı Acun’un başlattığını ileri süren Günsel, “Acun’un el hareketi üzerine İsmail Kaçmaz, ‘problem nedir’ şeklinde omzuna dokundu. Daha sonra Acun bana doğru yumruk attı. Bunun üzerine kavga ettik. Eğer engelli olduğunu bilseydim darp etmezdik. Ancak kavgayı o başlattı” dedi. Ahmet Günsel, Çağrı Can Çay (21), İsmail Kaçmaz (21) ile Ahmet Bedir’i (20) Agit Acun: Minibüste baaraçtan indiren na kimse yardım etmedi. arkadaşları O.T. ise tanık olarak verdiği ifadede, alkollü olduklarını anlatarak olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını ileri sürdü.  ‘Yumruklar boşa gitti’ Diğer iki zanlının da kavgayı engelli gencin başlattığını, attıkları yumrukların çoğunun da boşa gittiğini söyledikleri öğrenildi. Acun ise ifadesinde “Bir kişi sırtıma dokundu. İşitme engelli olduğum için el hareketi ile anlattım. Yanıma gelen kişi el hareketi yaptı ben de yumruk attım. 5 kişilerdi, 3 kişi saldırdı. Öldüresiye dövdüler. Ama kimse yardım etmedi. Dövüp kaçtılar. Beni dövenlerden şikâyetçiyim” dedi. l DHA / İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle