18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Ocak 2018 14 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Köşemen ‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’ Jules Verne’in Aya Seyahati’nin kahramanı Michel Ardan’ın adı Fransız fotoğrafçı Nadar’dan esinlenilmiş. Nadar’la Jules Verne’in birlikte balon yolculuğu yaptığı da biliniyor. Aslı adı GaspardFélix Tournachon olan Nadar karikatürist, roman yazarı, gazeteci ve baloncu olarak biliniyor ama esas ünü ve kalıcı eserleri fotoğrafta vermiş. 1820’de doğan Nadar çok meraklı, maceracı, kâşif ruhlu biri. İlk fotoğraflarını 1853 yılında çekmiş. 1858’de havadan fotoğraf çeken ilk insan olmuş. Yeraltı fotoğrafçılığının da öncüsü. Fotoğrafçılıkta ışık tekniklerini ilk deneyen de Nadar. 1874’te, fotoğraf stüdyosunu kurmuş. Portre fotoğrafları çekmeye başlamış. Çağının tanınmış bütün isimleri stüdyosunda ona poz vermiş. Claude Monet, Charles Baudelaire, Sarah Bernhardt, George Sand, Gérard de Nerval, Louis Pasteur, Théophile Gautier, Jules Verne, Franz Liszt, Peter Kropotkin, Alexandre Dumas Père, Gustave Doré, Gustave Courbet... Victor Hugo’nun ölüm döşeğinde çekilmiş unutulmaz fotoğrafını çeken de Nadar. 40 fotoğraftan oluşan “Nadar’ın Büyük Portreleri” sergisi 15 Kasım 2017 15 Ocak 2018 tarihleri arasında İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde sergilendikten sonra 24 Ocak’tan itibaren Cer Modern’de Ankaralı sanatseverlerle buluşacak. Sergi, Paris’teki Jeu de Paume tarafından, Mimari ve Miras Medyateği, Kültür ve İletişim Bakanlığı işbirliği ve Türkiye Fransız Kültür Merkezi desteğiyle gerçekleştiriliyor. Sergi küratörü Engin Özendes. Nadar çok değişik merakları ve işleri olan biri. Fotoğrafçılık mesleğine başlamadan önce genç yaşta tıp eğitiminin masraflarını karşılamak için gazetelerde çalışmaya başlamış, tiyatro eleştirileri yazmış. Tıp eğitiminden vazgeçip yazar olmuş, tefrika romanlar yazmış, editörlük yapmış. Kendine has mizah anlayışı ile yüzlerce karikatür çizmiş. Büyük gazetelerde yayımlanan politik karikatürleriyle ünlenmiş. Fotoğrafla ilgisi de “Le Pantehon Nadar” (Nadar Tapınağı) adlı albümü hazırlarken başlamış. Amacı Paris’in önde gelen 1000 aydınını dört taş baskı resimle tasvir etmekmiş. 250 yazar ve gazetecinin resmedildiği ilk levha yayımlandıktan sonra büyük ün kazanmış (bkz. “Fotoğraf Sanatının İlk Yıldız İsmi”, Serdar Darendeliler, İstanbul Art News, Aralık 2017). İlk levhayı hazırlarken tanıştığı yeni icat fotoğraf onu projesinden vazgeçirmiş ve ünlülerin portrelerini fotoğrafla kaydetmeye karar vermiş. Yaptığı her işe ciddiyetle sarıldığı, en iyisini yapmaya çalıştığı belirtiliyor. Fotoğrafa merak sarınca da hem teknik hem de estetik olarak araştırmalara giriştiği, farklılaşmaya çalıştığı biliniyor. “Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı” unvanını kazandıran ve birçoğunu anımsadığımız portre çalışmalarında Nadar’ın “içten bir benzerlik arayışında” olduğunu belirtiyor Pierre Bonhomme sergi salonunda dağıtılan yazısında. Fotoğraf makinesini kullanımındaki ustalık ve psikolojik algılama becerisi sayesinde de amacına ulaştığını ekliyor Bonhomme. Kendi alanlarının en büyük adları olmuş bu portrelerin sahiplerini biz hep bu fotoğraflardaki halleriyle anımsıyoruz. 1800’lerden günümüze gelen önemli belgeler bu fotoğraflar aynı zamanda. Sanat ve belge buluşuyor ve fotoğraf esas amacına ulaşıyor. Kuratör Engin Özendes iyi bir seçme yapmış. Yeterli sayıda fotoğrafla etkileyici bir sergi çıkmış ortaya. Serginin tek eksiği basılı belge eksikliği ve geriye bir şey kalmayacak olması. Pierre Bonhomme sözünü ettiğim bir dosya kâğıdına basılmış yazısından başka basılı malzeme yok. Oysa sergiyi gezdikten sonra bu fotoğrafları edinmek, tekrar tekrar bakmak istiyor insan. Küçük bir kitapçık basılabilirdi ya da Nadar’ın 80 yaşındayken gerçekleştirdiği retrospektifi için yayımlattığı “Ben Fotoğrafçıyken” kitabının son baskısı satışa sunulabilirdi. “Nadar’ın Büyük Portreleri” sergisi Cer Modern’de 21 Şubat’a kadar sürecek. 17 OCAK 2018 SAYI: 33705 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:49 06:33 06:54 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:19 13:20 15:47 08:01 13:05 15:34 08:20 13:27 16:01 Akşam 18:09 17:56 18:23 Yatsı 19:32 19:19 19:44 Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] İran’da ilkbahar beklentisi SEMA KALAYCIOĞLU Prof. Dr. Yeni yılın ilk haftalarında, İran yine üç konu ile gündemde: Bunlardan ilki ülkenin kuzeydoğusunda patlayan, şimdilik cılız, ulusal (yerel) “Etiraz” hareketi. İkincisi uluslararası yansımaları önemli olan, ABD’nin İran’a yeniden yaptırım uygulamayacağını sonunda açıklaması. Üçüncüsü ise Suriye rejiminin, İran ve Rusya desteği ile İdlib’deki Türk askeri varlığına karşı başlattığı huruç harekâtı ve bir bölgesel ittifakın çökmesi olasılığı. Bu üç konu birbirinden bağımsız olabilir. Ama aynı zamana rastgeldiğinden, birlikte değerlendirilmesi gereken giriftlikte. Bu defa başka mı? Son günlerde İran’da görülen barışçı “Etiraz” hareketi, 2009 yılındaki yaşam koşulları ile ilgili olarak başlayan hareketten farklı. Evet, yüzde 10 oranında seyreden enflasyon, yüzde 13 genel ve yüzde 30 genç nüfus işsizliği ile birleştiğinde, yıllık yüzde 13 büyümeye rağmen bunun nasıl olabildiğini halka sorgulattırıyor. Ama bu defa cevabı bilen halk, ilk defa “Önce İran” diye haykırıyor. “Neden kaynakları Hizbullah’a, Hamas’a, Kasım Süleymani milislerine ve Yemen’e harcıyorsunuz da, İran refahının hizmetine vermiyorsunuz” meşru sorusu, “Önce Amerika” diyen Trump’ın kulağına da hoş geliyor olmalı. Bu nedenle Yemen ve Suriye’den fiilen, Lübnan’dan mali ve teknik açısından çekilmeyen, Suudi Arabistan ve İsrail gibi müttefiklerini sürekli tehdit eden İran rejiminin düşmesini ABD de isteyebilir. Rejimin düşmesini sağlayabilir mi o ayrı bir mesele. Ama tehdit kılıcını hep elinde tutmak işine gelecektir. Nevruz’a kadar sürer mi? Hazana dönen Arap Baharı’ndan sonra, kasırganın hangi yöne döneceği hep merak konusu. El “Neden kaynakları Hizbullah’a, Hamas’a, Kasım Süleymani milislerine ve Yemen’e harcıyorsunuz da, İran refahının hizmetine vermiyorsunuz” meşru sorusu, “Önce Amerika” diyen Trump’ın kulağına da hoş geliyor olmalı ama... İran yeni yıla Etiraz hareketiyle girdi. bette sütten ağzı yanan Batı, Ortadoğu’da işleri karıştırırken, yoğurdu artık biraz üfleyerek yemeyi, akıllı bir seçim olarak görüyor. Ama işte yeni bir derin hoşnutsuzluk dalgası, bu defa bir “ilkbahar beklentisi” ile birleşirse, İran’da yeni bir fırsata zemin yaratılmış olabilir. Kuzeydoğu’da başlayan “Etiraz”, ülkenin tümüne yayılmadan Nevruz’a kadar durdurulabilirse, Nevruz ateşi bu yıl da İran’ı tutuşturmaz. Bu tabii bir miktar reform sözü işbaşına gelen Ruhani hükümetinin ne yapacağına bağlı. Dışarıdan asker çekmesi veya savunma bütçesinden, yeni İran mali yılında ile refah harcamalarına pay aktarımı, bir ferahlama getirebilir. Ama unutmayalım, her reform, yeni reform taleplerini tetikleyecektir. Ayrıca bu defa tepkilerin Ruhani’ye karşı değil de Ayetullah düzenine karşı olması, İran’da 2019 yaklaşırken, yani devrimin 40. yılında yeni bir karşıdevrim olasılığını akla getirmiyor değil. ABD kararının rolü İşte bu noktada Trump’ın İran’a bir yıl daha süre vereceğini açıklamasının psikolojik önemi yanı sıra fazla bir etkisi olduğunu söylemek zor. Zaten anlaşmaya harfiyen uyan bir İran’a, yeni yaptırım uygulamak ne kadar hukuki, ahlaki ve hakkaniyetli olurdu, ayrı bir konu. İran dışişlerinin, “mevcut anlaşmanın yeniden müzakere edilemeyeceğini” açıklaması ise hem duruşunu göstermesi, hem de Trump farklı bir karar almış olsaydı bile, peşinde onu izleyecek ülkelerin pek olmayacağı ile ilgili bir mesaj olarak önem kazandı. Neye ikna bu? ma gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 35’i oranında bir borç yükü olan İran devleti, içinde bulunduğu döviz sıkıntısının her işaretini vermekteyse (anlaşmalı ülkelerle ulusal paralar üzerinden yapılan ikili ticaret gibi), yaptırımlar olmasa da zorlukları aşamayan İran’da sancılar sürecek demektir. ABD’den esen rüzgâr ile İran neye ikna edilmeye çalışılıyor? Cenevre sürecinin pabucunu dama atan Astana’da, Suriye’ye ortaklaşa garantör olduğunuz, bir başka yaptırım muhatabı Katar’a birlikte omuz verdiğiniz, zorda kalmasın diye ulusal paralarla alışveriş yapmaya razı olduğunuz, uğruna yaptırım delmek iddiası ile itibar mücadelesi içine düştüğünüz kadim komşunuz, sizi İdlib’de desteksiz bırakır, oradaki askeri varlığınızı, rejim güçlerinin sıkıştırmasına göz yumarsa, ne düşünürsünüz? İran içinden, hatta Kum’dan yükselen “Etiraz” hareketine kalbi destek mi verirsiniz? İdlib’deki konumunuzu veya Suriye’deki risklerinizi bir kez daha gözden geçirirken, İran’ın dahili riskleri bastırma yeteneğinin bir sınırı olduğunu da hesaba katarak, ABD’nin yeni açıkladığı karar ile İran’ı Kuzey Suriye’de devlet politikası olarak “etiraz” ettiği yeni bir oluşuma razı etmeye çalıştığını mı düşünürsünüz? Savcıdan tahliyelere itiraz Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş, aralarında eski vali Şahabettin Harput’un da bulunduğu 60 sanıklı FETÖ davasının görüldüğü Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, geçen hafta gönderdiği talepte, etkin pişmanlık yasasından yararlanarak itirafçı sıfatıyla denetimli serbestlik koşulu ile serbest bırakılan işadamları Ferudun K., Hilmi G., Şakir U. ve Emin A’nın tutuk lanmasını istedi. Mahkeme, bu talebi, sanıkların duruşmalara düzenli olarak gelmesi ve kaçma ihtimali olmaması nedeniyle kabul etmedi. Mahkeme ayrıca, tutuklu sanıklardan Turan Boztepe, Eyüp Karakuş, Selamet Özgörüş, Mahmut Kesici, Cengiz Resimoğlu ile Selahattin Çelik’in cezalarını ev hapsine çevirdi. Duruşma Savcısı mahkeme’nin iki kararına da itiraz etti. l DHA Salaya tepkiye gösteren başkana hapis Bilecik’inİnhisar Belediye Başkanı Ayhan Ödübek, iddiaya göre 15 Temmuz gecesi okunan salaya tepki gösterdi, caminin camlarını kırdı, salayı okuyan görevliyi tartakladı. Suçlamaları kabul etmeyen Ödüpek hakkında Bilecik Ağır Ceza Mahkemes’’nde dava açıldı. Davanın dünkü duruşmasında Ödüpek “Milli duygulara hakaret, görevli memura direnmek ve hakaret” suçlarından 3 yıl 9 ay 14 gün hapis cezasına çarptırıldı. l DHA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Ankara’da 72 asker itirafçı oldu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ soruşturmaları kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyerek itirafçı olanların serbest bırakılmasıyla birlikte, son 3 ayda 72 asker itirafçı oldu. Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Güler’in koruma subayı Burak Akın’ın itiraflarından sonra komutanlıktan 11’i subay 6’sı sivil, 17 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan sivillerden birinin, “GATA’daki subaylardan sorumlu imam olduğu” olduğu iddia edilen İngilizce öğretmeni Metin B. olduğu belirtildi. Dün, Deniz Kuvvetlerinde görevli 3 astsubay daha FETÖ ile bağlantılı olduklarını söyleyerek teslim oldu. 3 askerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini söylediği belirtildi. l DHA FETÖ operasyonları: 19’u asker 30 gözaltı Kahramanmaraş’ta FETÖ’nün eczacı yapılanmasına yönelik operasyonda 6 kişi, Kahramanmaraş ve Kocaeli’de “gaybubet evleri”ne yönelik operasyonda ise 5 kişi gözaltına alındı. Karabük merkezli 10 il ve KKTC’de düzenlenen FETÖ’nün TSK mensubu 11 asker gözaltına alındı. Konya’da FETÖ’den gözaltına alınan askerlerin ifadeleri doğrultusunda 5 asker gözaltına alındı. Çanakkale’de ise, 1 yüzbaşı ile 2 astsubay gözaltına alındı. l DHA/İHA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Eskişehir’de vaiz ve üsteğmene gözaltı Eskişehir’de, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ soruşturmasında hakkında yakalama kararı olan Hava Uçak Bakım Üsteğmeni H.U’u gözaltına alındı. Yine Eskişehir’de Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında terör örgütünün haberleşme programı ByLock kullandığı öne sürülen cami vaizi H.C gözaltına alındı. l DHA Eski dekan tutuklandı Gaziantep’te FETÖ soruşturması kapsamında örgütün şifreli haberleşme programı kullandığı tespit edilen kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Zirve Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin eski dekanı Prof. Dr. Murat Özdemir, gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen Özdemir tutuklandı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle