23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Ocak 2018 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 ‘Her silah, kan ve EmUblicerotecum gözyaşı olacak’ AKP’yi ‘Terör örgütlerine silah göndermeyin’ diye defalarca uyardıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şimdi de ABD’nin aynı hatayı yaptığını vurguladı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümete defalarca “Terör örgütlerine silah göndermeyin” dediklerini anımsatarak, “Aynı olayı şimdi ABD yapıyor. Suriye ve Irak’taki terör örgütlerine silah desteği veriyor. Buradan uyarmak namus borcumuz. Eğer insan kanı içmekten hoşlanıyorsanız, buyrun silah gönderin. Ama ‘İnsanlığın gereğini yapacağız’ diyorsanız göndermeyin. Ne PKK’ye, Ne El Nusra’ya, Ne IŞİD’e ve uzantılarına silah göndermeyin. Bölgeye göndereceğiniz her silah acıyı büyütecektir, kan ve gözyaşının akmasına yol açacaktır” uyarısında bulundu. “Gençlik seninle durma ilerle” sloganlarıyla kürsüye çıkan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun grup toplansında yaptığı konuşmasından satır başları şöyle: n Dedikodu yapma, çık karşıma: Bugün daha önceki saatlerde konuşan Genel Başkan bizim İstanbul il başkamızla ilgili laflar etmiş. Korksun veya korkmasın il başkanımız onun yanıtını verecek. Benimle ilgili bir şeyler söylemiş. Sevgili Erdoğan, gözünü seveyim Erdoğan, benden neden korkuyorsun? Ben korkulacak adam değilim. Söyleyecek lafın varsa tüm televizyon kanalları, gazeteciler senin elinde. E çık karşıma. Neden arkamdan dedikodu yapıyorsun. n Petrolün tarihini okuyun: Türkiye dünyanın güzel coğrafyasında yer alıyor. Bu toprakların komşu sorunu var. Ortadoğu’da acı, kan, gözyaşı var. Kafkaslar benzer sorunlarla uzun yıllar mücadele etti. İstiyoruz ki hiçbir komşumuzun burnu kanamasın. Orada yaşayanlar huzur içinde yaşasın. Bu coğrafyayı bir barış denizine dönüştürelim. Petrolün tarihini bilenler bu bölgenin özelliğini kavrar. Petrol nedir, ne kadar önemlidir, tarihi nedir, petrol üzerinde oynanan oyunlar nedir?.. Bunları bilen bir kişi, Türkiye’yi ve bölgeyi sağlıklı yönetir. n Kaybeden Türkiye: Irak’a yapılan saldırı sonrası ne büyük acılar çekildiğini biliyoruz. 3.5 milyon Suriyeli Türkiye’de. Bugün Ortadoğu, aktörlerin yönlendirdiği bir Ortadoğu. Bir ucunda ABD, bir ucunda Rusya, bir ucunda İran, bir ucunda Türkiye var. Bu 4 temel aktörün bir araya gelip Ortadoğu’daki kanı, acıyı sonlandırması lazım. Bugün geldiğimiz noktanın en kötü aktör ve kaybedenlerinden birisi Türkiye. n ‘Sonuç acı olur’ uyarısı: Defalarca “Terör örgütlerine silah gördermeyin” dedik. Görderdiler. Aynı olayı şimdi ABD yapıyor. Suriye ve Irak’taki terör örgütlerine silah desteği veriyor. Buradan uyarmak namus borcumuz. Eğer insan kanı içmekten hoşlanıyorsanız, buyrun silah gönderin. Ama “İnsanlığın gereğini yapacağız” diyorsanız göndermeyin. Bölgeye göndereceğiniz ‘OHAL mağdurlarINA ZULÜM’ n Mağdurların durumu: 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu, hep beraber karşı çıktık. Hak ve Adalet Platformu var. 2 bin 173 kişiyle oturup yüz yüze görüşme yapmışlar. OHAL mağdurları arasında işsizlik oranı yüzde 65. OHAL mağdurlarının çektiği, en büyüğü yüzde 92 ile ekonomik sıkıntı, yüzde 86.5 psikolojik, yüzde 85.6 ile sos yal dışlanma. İşlerinden atılanların yüzde 99’u 15 Temmuz öncesi herhangi bir cezai soruşturmaya uğramamış. OHAL mağdurlarının yüzde 50’si , mahalle baskısı nedeniyle bulunduğu mahalleyi terk ediyor. Yine OHAL’de gözaltına alınanların yüzde 75’i iki veya daha fazla gün gözaltında tutulmuş, tutuklananlar kötü muamele görmüş. ‘Darbe döneminde yargı çalışmaz’ n Berberoğlu esir tutuluyor: Enis Berberoğlu davası bugün görüşüldü, tutukluluğa devam kararı verildi ve ertelendi. Ankara’daki beylerin arzusu üzerine orada esir olarak tutulduğunu gayet iyi biliyoruz. Bir mahkeme karar verdi ama mahkemenin kararları iktidarın hoşuna gitmediği için bir gece yarısı operasyonu ile iki hâkimi değişti. Her dar be döneminde yargı çalışmaz, bu darbe döneminde de yargı çalışmıyor. Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararları... AYM bir karar verdi. Alt mahkeme “Ben senin kararına uymam” diyor. Adın AYM’ymiş, Saray talimat verdi, ben ona aynen uyacağım.” Bu kararı veren hâkimlere sesleniyorum. Siz yarın çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız. NECATİ SAVAŞ ‘Besleme basın olmayacak’ “16 Ocak Basın Onur Günü. Gazeteciler 16 Ocak’ı Onur Günü kabul ediyorlar ama kutlayamıyorlar. Medya özgürlüğü ve gücü, demokrasilerde çok önemlidir. Medya, dördüncü güç kabul edilir. Halk adına otoriteyi denetler, özgürce yazarlar. Otoriter yönetimler medya özgürlüğünden şikâyet etmişlerdir. Türkiye medya özgürlüğü açısından sınıfta kalmış bir ülke. Kimse cesaret edip Erdoğan’ı eleştiremiyor. Bir de havuz medyası var, parayla oluşturulan medya. Tek görevleri hükümeti alkışlamak, CHP’yi eleştirmek. İstediğiniz kadar eleştirin, 2019’da yeni dönem başladığında sizin özgürlüğünüzü de sağlayacağız, istediğiniz gibi eleştireceksiniz.” her silah acıyı büyütecektir, kan ve gözyaşının akmasına yol açacaktır. Rusya’yı da ABD’yi de uyarmak zorundayız. n Görmezsen oyuncak olursun: Buradan hükümete de sağduyu çağrısı yapmak görevimiz. Ortadoğu’da barış, huzur istiyoruz. Diplomaside hamasetin geçerliliği yoktur. Diplomatik kanalların sonuna kadar zorlanması lazım. El Bab’da şehidimiz 70’i aştı. Esad için orada çarpışıyoruz. Düne kadar ne söylüyordun bugün ne yapıyorsun. Eğer üç hamle ötesini görmezseniz, dış politikayı iyi yönetemezsiniz, diğer aktörlerin oyuncağı olursunuz. Bugün Türkiye’nin geldiği nokta bu. Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Suriye’de yaşananlardan dolayı kendisini güvence altına almak zorundadır, o bölgede tampon bölge oluşturmak zorundadır. Ama bu noktaya gelinceye kadar izlenen politikalar Türkiye’yi böyle bir bataklık ile karşı ‘Gözleri dönmüşler kanuna uymuyorlar’ karşıya getirdi. n Atıp tutmakla olmaz: Dı şişleri bürokratlarını “monşerler” diye aşağıladılar. Kendi topraklarımızdan Süleyman Şah türbesini kaçırdılar. Ege Adalarını soruyoruz, Keçi Adası kime ait diye soruyorum. Ben soruyorum başka bir zata, başka bir zat bana yanıt veriyor. “Kim teslim etti onlara sor” diyor. Lafa bak. Teslimatı kabul ediyor. İki; “Konuşursak, sen konuşamazsın” diyor. 2019’da geleceğiz Süleyman Şah türbesini kendi topraklarımızda yeniden kuracağız ve Türk bayrağını dikeceğiz. Sen gidemiyorsun bile atıp tutuyorsun. Bunlara karnımız tok. Asarım keserimle bu iş olmaz. Senelerdir Gazze’ye, Rakka’ya gideceksin, buyur git. Bu işler hamasetle değil, akılla bilgiye yürür. Kendi tarihi hakkında bilgisi olmayanlar, Türkiye’nin geleceğini inşa etmeye çalışıyorlar. Bu son derece tehlikeli bir politikadır. l ANKARA/Cumhuriyet Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile üst üste OHAL’i uzatan iktidarı eleştirdi. Anayasanın yürürlükte olduğu sürece vatandaş haklarının güvende olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “20 Temmuz saray darbesinden sonra anayasa fiilen yürürlükten kaldırıldı. Bugün AKP Türkiye’sinde hiçbir vatandaşımız güvende değildir! Gözleri o kadar dönmüş ki, kendilerini hiçbir kanuna uymak zorunda hissetmiyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımıyorlar. Ele geçirdikleri mahkemeler ise adalet değil, zulüm dağıtıyor. Adalet kavramını onlar yıktılar, biz yeniden bu ülkeye getireceğiz” dedi. OHAL’in gazetecileri, mahkemeleri, üniversiteleri, muhalefeti susturmak için, hesap vermeden ülkeyi yönetmek için kullanıldığını belirten Kılıçdaroğlu, “FETÖ ile mücadele bahanesiyle, hepimize tek adam rejiminin fragmanını izlettirdiler” dedi. Bir strateji var mı?FBEATHÖÇSELOİ’RDUELNAARKI:P’YE MHP lideri Bahçeli, ‘FETÖ ile mücadelede garibanla uğraşıldığı, arkası ve hatırlı tanıdığı olmayanların peşine düşüldüğü izleniminin güçlendiğini’ söyledi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, FE mektedir. Böylesi bir durum FETÖ’yle mücade TÖ ile mücadelede gariban le sürecine kast eden bir la uğraşıldığı, arkası ve ha savrulma halidir. Eğer su tırlı tanıdığı olmayanların çu günahı olmayan bir peşine düşüldüğü izleni masum şu anda FETÖ if minin güçlendiğini belirte tirasıyla pençeleşiyor rek, “FETÖ’yle mücadelede sa bundan insanım diyen devlet aklı topyekun devre herkes zarar görecektir” de midir? Yoksa sınırlı sayı Devlet Bahçeli dedi. Bahçeli, FETÖ’yle da devlet ve siyaset adamı mücadelede yanıtı aran nın gayret ve çabasıyla mı süreç iler ması gereken şu 5 soruyu yöneltti: lemektedir” sorularını yöneltti. “FETÖ’yle mücadelede devlet ak Partisinin grup toplantısında yap lı topyekun devrede midir? Yoksa kı tığı konuşmada Bahçeli, ‘Mor Beyin’ sıtlı sayıda devlet ve siyaset adamı karmaşasına dikkat çekerek, “Örgüt nın gayret ve çabasıyla mı süreç iler kripto yüzleri perdelemek için oyun lemektedir? FETÖ’yle mücadelenin kurmaktadır. Davaları kurnazlıkla su bir stratejisi var mıdır? Fikri temel landırma girişimleri bellidir. Suçlu leri, milli hedefleri, hukuki sınırla ile suçsuz, doğru ile yanlış iç içe geç rı berrak bir zihin ve siyasi kavrayış la belirlenmiş midir? Bu terör örgütüyle mücadelenin öncelikleri nedir? Biriken sosyal maliyeti, devlete karşı yükselen önyargıları, toplumsal tabana yayılan mağduriyetleri nasıl ve hangi tedbir zinciriyle bertaraf edeceğiz?” Bahçeli, yargı organları arasındaki karmaşada “birbirinin kararlarını tanımama eğiliminin hâkim olduğunu” ifade etti. Birisinin verdiği kararı diğerinin bozduğunu söyleyen Bahçeli, şunları söyledi: “Adalet kurumlarının tartışmalarla kan kaybetmesi, fikir ve yorum farklılıklarıyla boğulması çarpıklıktır. Bu tablo yanlıştır, şüphe ve endişeleri arttıracaktır. Üstelik FETÖ hıyanetinin kökünün kazınma seferberliğinde yargı organları arasındaki anlaşmaz lık ve kutuplaşma kabul edilir şeyler değildir. Kripto damarın aktif müdahalesiyle millet adalet kurumlarına inanç ve desteğini sorgulamaya başlamaktadır. Mazlumların ahını almak büyük bir vebaldir. FETÖ’yü tümüyle imha edecek adaletin yaptırım ve caydırıcılığı, devlet ve siyaset adamlarının cesur tutumudur. Bu işi bitirelim, bu rezilleri artık tamamen hayat ve gündemimizden kuyumcu titizliğiyle ayıklayarak çıkaralım.” “ABD’nin YPG aşkının kara sevdaya dönüştüğünü” dile getiren ve ABD’nin 30 bin kişilik “sözde ordu” kurmak istediğini kaydeden Bahçeli, “Afrin’e bir şafak vakti girip, teröristlere Türk milletinin demir yumruğunu göstermek helali hakkımızdır” diye konuştu. l ANKARA (Cumhuriyet) Bilal Erdoğan’la uzlaşma çıkmadı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bi lal Erdoğan’a ‘basın yoluyla alenen hakaret’ ettiği iddiasıyla yargılandığı davadaki uzlaştırma girişimi başarısız oldu. Bakırköy 41. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ile Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız katıldı. Hâkim, uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu gerekçesiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaşma Bürosu’na gönderilen dosyayla ilgili yazı cevabının geldiğini belirterek, tarafların uzlaşmadıklarının bildirildiğini tutanağa geçirdi. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, yasama dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa’nın 83/1 madesi kapsamında değerlendirme yapılarak davanın düşürülmesini istediklerini belirterek, bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun ifadesinin alınmasına gerek olmadığını söyledi. Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız da şikâyetlerinin devam ettiğini belirterek, sanığın dava konusu beyanlarını, Meclis’te değil havaalanında söylediğini ve delillerin dosyada yer aldığını kaydetti. Yıldız, Kılıçdaroğlu’nun cezalandırılmasını istedi. Hâkim, Kılıçdaroğlu’nun ifadesinin alınması için Ankara nöbetçi asliye ceza mahkemesine talimat yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet OSMAN BAYDEMİR’DEN HARRAN SORULARI: Kadrolaşma tesadüf mü? HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, ga zetemiz Cumhuriyet’in “Harran Üniversitesi’nde aile boyu torpil” başlığıyla 11 Ocak’ta kamuoyuna duyurduğu haberi TBMM gündemi ne taşıdı. Gazetemizin Konya Necmet tin Erbakan Üniversitesi ile An kara Üniversitesi’ndeki kadrolaş ma haberlerini anımsatan Bayde mir, Soma katliamını aklayan ra poruyla adını duyuran Prof. Dr. Ali Sarıışık’ın, Harran Üniversitesi Rektör Yardımcısı olduktan sonra kardeşi Gencay Sarıışık’ın yükse kokul müdürlüğüne getirilmesini, kızı Betül Sarıışık’ın Almanca okut man yapılmasını, oğlu İsmail Sel çuk Sarıışık’ın ise aynı üniversite nin “yabancı öğrenci sınavı”nı “ka zanarak” tıp fakültesine girmesini, Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. Baydemir, Başbakan Yıldırım’a şu soruları yöneltti. n Başbakanlığınızın Şanlıurfa Harran Üniversitesi’nde yaşanan aile boyu kadrolaşma hakkında bil gisi bulunmakta mıdır? n Başbakanlığınızın Şanlıur fa Harran Üniversitesi’nde yaşa nan aile boyu kadrolaşma hakkın da bilgisi bulunmamakta ise söz konusu aile boyu kadrolaşmada Prof. Ali Sarıışık’ın kardeşi Gencay Sarıışık’ın Yükseokul Müdürü, kızı Betül Sarıışık’ın Almanca okutma nı olması ile yine oğlu İsmail Sel çuk Sarıışık’ın ise aynı üniversite nin “yabancı öğrenci sınavı”nı “ka zanarak” tıp fakültesine girmesi bir tesadüf müdür? n Başbakanlığınızca Şanlıurfa Harran Üniversitesi’nde yaşandığı iddia edilen aile boyu kadrolaşma ya dair hakkaniyet ve liyakat ilkele ri gereğince bir inceleme başlatıla cak mıdır? n Soma katliamı davasında sa nık avukatlarının talebiyle Prof. Dr. Ali Sarıışık imzalı Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafından hazırlanan ve kömür ocağında kömür yangını olmadığı, dolayısıyla işçilerin ifade ettiği gibi U3 panosunda ısın ma olmadığının iddia edil diği ve kamuoyu vicda nında ‘yandaş rapor’ ola rak yer edinen rapor ile aile boyu kadrolaşma arasında bir ilişki var mı dır? Yok ise tüm bu aile boyu kadrolaşma nın aynı döne me denk gel mesi tesadüf müdür? l Yurt Haberleri Osman Baydemir C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle