18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 12 Ocak 2018 sağlık 2 [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: EMİNE BİLGET Bebeklerde böbrek reflüsüne dikkat Doç. Dr. Levend Özkan: Bebeğin yaşı ne yol açabilir. Bu yüzden nedeni açıklanamayan kadar küçükse idrar yolları enfeksiyonundan huzursuzluk ve ağlama sorunundan, idrar şüphelenmek o kadar zorlaşır. Tedavi testi yaptırarak bu şüpheden kurtulmak ve edilmeyen reflüler böbrek iflasına varan tabloya SİBEL BAHÇETEPE çocuğunuzu korumak mümkün Vezikoüreteral Reflü (VÜR) yani böbrek reflüsü olarak bilinen hastalık, tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine neden olabi Birden çok idrar yolu enfeksiyonu varsa liyor. Ürolog Doç. Dr. Levend Özkan, bebek ve çocuklarda tekrarlayan ateşli idrar yolu enfeksiyonlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, “İdrar yolu enfeksiyonu geçiren tüm çocuklar, özellikle bu ateşli bir enfeksiyon ise, reflü açısından incelenmelidir. Tedavi edilmeyen reflüler böbrek hasarına neden olarak kronik böbrek yetmezliğine sebep olabilir” dedi. VÜR, idrarın mesaneden böbrekle Doç. Özkan, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: l Eğer bir çocukta birden daha fazla sayıda kanıtlanmış idrar yolu enfeksiyonu geçirme öyküsü, l Nedeni bilinmeyen ateş, l Tekrarlayan karın ağrısı ve yan ağrıları, l Bebeklerde huzursuzluk, l İdrar yaparken yanma gibi durumlar varsa hekime gidilmeli. re geri kaçması anlamına geliyor. Doç. Dr. Özkan, “Normalde idrar böbrek te üretildikten sonra idrar kanalı va sıtasıyla idrar kesesine gelir, mesane ye oradan da depolanarak vücut dışı na atılır. VÜR’de vücut dışına atılma sı gereken idrar tekrar yukarı doğru, böbreklere kaçar. İdrarda enfeksiyon mevcut ise böbreklerde de enfeksiyo na yol açarak, kalıcı hasara neden ola bilir” diye konuştu. Ateşli enfeksiyona dikkat Özellikle ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocukların reflü açısından incelenmesi gerektiğini söyleyen Özkan, anne karnında yapılan ultrasonların hastalığın erken tanısında yardımcı olabildiğini belirtti. İki çeşit VÜR olduğunu anımsatan Özkan, şöyle devam etti: “Birincil yani doğumsal olanlarda idrarın geri kaçmasını engelleyecek olan mekanizmalarda doğumsal bir bozukluk vardır. İkincil yani sonradan olanlarda ise başta yapısal bir bozukluk olmasa da daha sonra idrar kesesinde veya idrar kesesi çıkımında mevcut olan başka bir hastalığa veya tıkanıklığa bağ nu söyleyen Özkan, tedavinin lı olarak reflü oluşur. Uzun sü de hastalığın derecesine göre reli enfeksiyonlar da bu yapıyı planlandığını dile getirdi. Öz bozabilir. Zamanında tanı ko kan, özetle şunları kaydetti: nulamaması, uzmana ulaşma “1. ve 2. derecede yüzde 75’in güçlüğü, ateş olduğunda tetkik üzerinde; 3. derecede olanla yapmadan antibiyotik kullan rın ise yarıya yakınında ken mak ve teşhisin geç konulması di kendine iyileşme olacaktır. gibi sebepler ne yazık ki böb 4. derecede ise kendiliğinden rek hasarına yol açabiliyor. ” Doç. Dr. iyileşme yüzde 20; 5. derece Dereceye göre tedavi Levend Özkan de yüzde 10’lara kadar düşebilir. Derecelendirmeye, ya Hastalığın yaşla birlikte görülme pılan özel bir testle idrar yolunun ve sıklığının azaldığını, bunun nedeni böbreklerin ne kadarının etkilendiği nin ise mesanenin büyümesiyle, me ne bakılarak karar verilir. Bu testin kanizmaların da düzelmesi olduğu adı Voiding Sistoüretrografi (VSUG) olarak bilinir. Sonda yardımıyla mesane içine kontrast yani boyalı madde verilir. İdrarı yaparken boyanın yukarı geçip geçmediğine bakılır. Bu test ultrason ve sintigrafi yapıldıktan sonra böbrek hasarından şüphelenilmesi sonrası yapılır. Çünkü bu hastalığın en çok etkilediği organ böbrektir, böbrek iflasına kadar gidebilir. Tedavide 1 ve 2. derecedeki hastalarda, 5 yaşa kadar düzelmesini bekler ve ameliyatsız tedavi ederiz. 3, 4 ve 5. derecelerde cerrahi girişim yapmayı tercih ederiz. İki tür cerrahi var. Birisi endoskopik (kapalı) diğeri açık ameliyat ile reflünün onarımıdır.” Yçaolğışumna Gazetecileritveemsptroessu, bu meslek tehdit edengrubunda pek çok hgaösrütalmlığeınriskini hastalıklarde artırıyor. Uykusuz geceler, haber peşinde koşturmalar, saatlerce bilgisayar karşısında çalış oluyor” diyor. Psikolojik sorunlar mak, haber yetiştirme telaşının getir Tehlikeli koşullar altında çalışma, diği stres, hazır yemek tüketiminin kazalar, afetler, ölüm ile yaralanma artması, pasif veya aktif sigara tüke olaylarına çok yakından şahit oluyor, timi... Gazetecilerin çalışma tempola bazı durumlarda tehdit ve baskıya ma rı yoğun ve bir o kadar da stresli olu ruz kalabiliyorlar. Bu olaylar da ileri yor ki bu da yaşam kalitesini düşü de başta travma sonrası stres bozuklu ren pek çok hastalığın görülme riski ğu, kaygı bozukluğu ve depresyon ol ne de artırıyor. mak üzere çeşitli psikolojik sorunlara Kalp krizi fazla sebep olabiliyor. Psikiyatrist Dr. Ömer Oluk ise uyku bozuklukları, sinirlilik Gazetecileri en sık tehdit eden has ve maruz kalınan bazı olayların sürek talıklar ve önemli önerileri hekimler li anımsanması gibi belirtilerin birkaç anlattı. Acıbadem Üniversitesi Ata haftadan uzun süre devam ettiği tak kent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı dirde bir uzman yardımına başvurul Doç. Dr. Ahmet Karabulut, kalp kri ması gerektiğine dikkat çekiyor. zi ve hipertansiyonun daha sık gözlendiği meslek Yeme bozukluğu gruplarından biri Beslenme problemleri de nin gazeteciler sıkça rastlanan bir baş olduğunu belir ka sağlık problemini terek “Bunun oluşturuyor. Beslen nedeni ise ga me ve Diyet Uzma zetecilerin ol nı Şeyda Sıla Bilgili dukça yoğun, de bunlardan en be bir o kadar da lirgin yeme problemi stresli bir çalış nin “Binge eating disor ma hayatına sahip der” denilen, tıkanırcasına olmaları. Risk artışı yeme bozukluğu olduğunu söy na sebep olan diğer etkenlerin lüyor ve ekliyor: “Normalden çok da başında da masa başında çalışanlar ha hızlı yeme, fiziksel olarak rahatsız da hareketsizlik geliyor. Buna sigara lık hissedilinceye kadar yeme, yeme içiciliği eklenince kalp krizi ile hiper nin ardından pişmanlık, suçlu hisset tansiyon gelişiminin daha erken yaş me bu tablonun en tipik belirtilerini ta görülmesinin genellikle kaçınılmaz oluşturuyor.” Bel ve boyun fıtıkları Sahada çalışan, ağır kameralar taşımak durumunda olan gazetecilerin en sık karşılaştıkları problem ise bu ağır eşyaların uzun süre taşınmasına bağlı olarak gelişen kas spazmları, hatta boyun ile bel fıtıkları oluyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, gazetecilerde sinir sıkışmaları, tendon hasarı, bel ile boyun fıtığı gibi kas iskelet sistemine ait hastalıklara sıklıkla rastlandığına işaret ederek, “Bu tip hastalıkların önüne geçmenin en iyi yolu ergonomik önlemlerin olabildiğince iyi alınması, uzun çalışma saatleri sırasında, saatte bir pozisyon değiştirilmesi ve omurga kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizler yapılması” diyor. Bir kere içmek yetiyor Tütün bağımlılığı üzerine yapılan geniş çaplı bir araştırma, “bir kez dahi sigara içen kişilerin yüzde 69’unun sigara kullanıcısına dönüştüğünü” ortaya koydu. Araştırma, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Queen Mary Üniversitesi’ne bağlı bilim insanları tarafından, ABD, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zellanda’daki 215 binden fazla yetişkin üzerinde gerçekleştirildi. Niko tin ve Tütün Araştırması dergisinde yayımlanan araştırmaya katılan kişilerin yüzde 60’ı en az bir kez sigara içtiğini ifade etti. Sigara denediğini söyleyen bu kişilerden elde edilen veriler, yüzde 69’unun sigara kullanıcısına dönüştüğünü gösterdi. Profesör Peter Hajek, “Sigaranın tek bir deneyimde bile ne denli bağımlılık yapabildiği ilk kez belgelendi” dedi. l BBCTürkçe Demircan: Zika virüsü Türkiye’de görüldü Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, zika virüsünün Türkiye’de yeni görülmeye başladığını belirterek, gerekli tedbirlerin alınacağını söyledi. Son dönemdeki gelişmeleri değerlendiren Demircan, bu yıl mevsimsel grip vakalarında, geçmiş yıllara göre olumsuz bir noktada olmadığımızı anımsattı. Demircan, zika virüsüne ilişkin ise şunları söyledi: “Zika, Türkiye’de yeni görülen virütik bir rahatsızlık. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığımız gerekli çalışmaları yapıyor, gerekli tedbirler de alınacak. Gelecekte böyle bir tehdit olur mu? Birtakım rahatsızlıklar olabilir. Gerekli tedbirleri aldıktan sonra önlemleri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile yürütüyoruz.” Demircan ayrıca şehir hastanelerinde farklı ücret ödenmeyeceğini de kaydetti. ?Zika nedir Yeni doğan bebeklerde görülen Mikrosefali (küçük kafa) olarak da tanımlanan bu hastalık, “Aedes aegypti ve albopictus” cinsi sivrisineklerin hamile kadınlara bulaştırdığı Zika virüsü ile yayılıyor. İlk defa Güney Amerika’da görülen virüs insan vücudunda büyük hasara, hatta ölüme bile neden olabiliyor. Yüksek Seçim Kurulu, YSK, bir çete mi? Türkiye’nin kaderi 2019’da yapılacak seçimlere bağlı: Ya Parlamenter Demokrasi ya Tek adam Diktatörlüğü! Aslında “gerçekten Demokratik olan bir rejimde” böyle bir seçeneğin bulunmaması gerekirdi: Gerçek Demokratik Rejim, kendisini tahrip edecek bir seçeneği sandığa götürmez, götüremez... Örneğin bir başkan veya başbakan adayının ömür boyu yöneticilik yapması önerilemez, oylanamaz... Örneğin, Belediye Meclisi Üyelerinin bile aday olmak için görevlerinden istifa etmeleri gerekirken Başbakan, görevinden istifa etmeden Cumhurbaşkanı adayı olamaz... Örneğin, yasanın açık hükmü olduğu için, mühürsüz zarflar ve mühürsüz oy pusulaları geçerli sayılamaz... Örneğin tarafsız olarak seçilmiş ve tarafsızlık yemini etmiş bir cumhurbaşkanı bütün genel seçimlerde sürekli olarak iktidar partisi adına propaganda yapamaz... Örneğin, bir iktidar Olağanüstü Hal, OHAL ilan ettikten sonra, OHAL’in ilan ediliş nedenleriyle ilgisi olmayan Kanun Hükmünde Kararnameler, KHK’ler çıkaramaz! Ama Türkiye’de bütün bunlar oldu, oluyor: Ne yazık ki, bütün bu gariplikler, Anayasa Mahkemesi, AYM’nin ve Yüksek Seçim Kurulu, YSK’nin hukuka ve Anayasa’ya aykırı kararları yoluyla gerçekleştirildi. En sonunda da, 16 Nisan 2017’de Parlamenter Demokratik Rejimi bitiren, Tek Adam Diktatörlüğünün temellerini atan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen bir ucubeyi zorla, gayri meşru ve yasalara aykırı bir biçimde dayatan bir Halkoylaması sonucu üretildi. Bu dayatmanın arkasında Yüksek Seçim Kurulu ve onun, Fethullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması, FETÖ/PDY ile ilişkili olduğu iddiaları resmi belgelerdeki itirafnamelerle kayda geçmiş olan Başkanı ve Başkan üzerinde bu nedenle oluşturulduğu ileri sürülen siyasal tehditlere dayalı baskı iddiaları var! Bakın Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan 2017 Halkoylaması ve YSK konularında neler diyor? “Hayır oyları evet oylarından fazlaydı. Bizi orada hayal kırıklığına uğratan YSK’nin yasalara aykırı tavrıydı. Açıkça yasalara aykırı bir karardır. Bizi hayal kırıklığına uğratan, yasalarda yer alan bir hükme, ki biz ona emredici hüküm diyoruz, açıkça aykırı karar almasıydı. Hangi gerekçeyle böyle bir karar alındı bu henüz aydınlığa kavuşmuş değil. Orada hâlâ belirsizlikler var. Ben YSK’deki tüm üyeleri, biri hariç, çete ilan ettim. Bunları, ‘YSK içinde yuvalanmış bir grup çete,’ diye tanımlamıştım. Ona çok alındılar. ‘Hâkimlere siz nasıl çete dersiniz,’ diye tepki gösterdiler. Birden fazla kişinin bir araya gelip yasadışı bir iş yapmaları onların çete olduğunu gösterir. Yasadışı işlem yaptılar mı, yaptılar. Kanuna aykırı mı, evet aykırı. Birden fazla kişiler mi, evet birden fazla kişiler. O zaman onlar bir çete. Maalesef böyle bir durum ortaya çıktı.” (Makbule Cengiz, Umut Hep Var, Kemal Kılıçdaroğlu’yla Söyleşi, Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul, 2017, s. 71) HHH Bu arada çıkarılan yeni bir yasa ile, Kılıçdaroğlu’nun “çete iddiasını” sineye çekerek suskun kalan YSK üyelerinin görev süreleri, 2019 seçimlerini de kapsayacak biçimde güvenceye kavuşturuldu. (YSK başkan ve üyelerinin benim gözümden kaçan tepkileri olduysa veya şimdi söyleyecekleri şeyler varsa, sütunumun elbette kendilerine her zaman açık olduğunu anımsatmak isterim.) DİREN HUKUK DEVLETİ... DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET! O hemşireye soruşturma açıldı Samsun’da özel bir hastanede çalışan stajyer hemşirenin yeni doğmuş bebeğin ağzını sıkarak kapatması ve ağlamasına aldırmayıp görüntüsünü çektiği haberleri üzerine Sağlık Bakanlığı, inceleme başlatıldığını açıkladı. Bakanlıktan yapılana açıklamada “Medyada, ‘Samsun’da özel hastanede skandal’ başlığı ile yer alan haberler üzerine Samsun İl Sağlık Müdürlüğümüz tarafından inceleme başlatılmıştır” denildi. Görüntülerde özel hastanede çalışan stajyer hemşirenin yeni doğmuş bebeğin ağzını sıkarak kapatması ve ağlamasına aldırmayıp görüntüsünü çekmesi tepkilere neden olmuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle