18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA İsrail’den yine yerleşim kararı ABD’nin Kudüs’ü İsrail başkenti kabul etme kararıyla birlikte bölgede tansiyon yüksekken İsrail’den yeni yerleşim adımı geldi. İsrail’in, uluslararası toplumun uyarılarına kulak tıkayarak Batı Şeria’da bini aşkın konuttan oluşacak yeni yerleşimi onayladığı duyuruldu. Hukukçular greve çıktı Fransa’nın Moselle bölgesinde hükümetin mahkeme sayılarını azaltmaya yönelik reform planı, baroların tepkisine yol açtı. Bölgedeki üç baronun “Ölü Adalet Günü” adıyla ilan ettiği bir günlük grev kapsamında Metz kentinde bir araya gelen yaklaşık 300 kişilik grup, reform tasarısının geri çekilmesini talep etti. Hakim, avukat ve siyasetçilerden oluşan grup, “Özgürlük tehlikede” yazılı pankartlar taşıdı. Cuma 12 Ocak 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ AB’den Trump’a İran restiAARN‘NKLAÜASKŞILMNEDAEARNYINIZ’ 13 Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın “tarihin en kötü anlaşması” olarak nitelendirdiği İran ile P5+1 ülkeleri (ABD, Britanya, Çin, Fransa, Rusya ve Almanya) arasında üç yıl önce imzalanan nükleer anlaşmaya destek çıktı. Dün Belçika’nın başkenti Brüksel’de İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le bir araya gelen AB, Almanya, Britanya ve Fransa Dışişleri bakanları, toplantının ardından yaptıkları basın açıklamasında, İran’la yapılan an laşmanın hâlâ geçerli olduğunu ve alternatifi bulunmadığını vurgularken ismini anmadan Trump’ı eleştirdi. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Zarif Fransa, Almanya, Britanya ve AB’nin Brüksel’de İran Dışişleri Bakanı ile buluşmasından ‘uzlaşının alternatifi yok’ vurgusu yükseldi “Anlaşma başarılı çünkü İran’ın programını kontrol edebiliyoruz. Uluslararası toplumun bu konuda birlik olması gerekli” diye konuştu. Gözler Trump’ın kararında Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de İran’ın 2015’teki anlaşmanın fay dalarını görmeye hakkı olduğunu söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian ise İran’da hayat pahalılığı gerekçesiyle başlayan ve rejim karşıtı protestolara dönüşen protestolara yönelik sert müdahalelere ve insan hakları ihlallerine atıfta bulunarak, “Tahran’la aramızda diğer konularda anlaşmazlık olduğunu saklamıyoruz ancak nükleer anlaşma hâlâ geçerli ve alternatifi bulunmuyor” ifadesini kullandı. İran’ın nükleer programını dondurması karşılığında, ambargoların kısmen kaldırılmasını öngören anlaşmaya destek açıklamaları, ABD’nin ekonomik yaptırımları tekrar devreye sokarak anlaşmayı fiilen sona erdirmeyi planlayan Trump’ın bugün açıklanması beklenen nihai kararının hemen öncesinde geldi. Trump, Ekim 2017’de anlaşmadan desteğini “ABD’nin çıkarlarına uyumlu olmadığı” gerekçesiyle çekmiş, yaptırımları yeniden başlatma kararını Kongre’ye bırakmıştı. VENEZÜELLA KRİZİ Gerilim yine artıyor Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Venezüella’da gerek ABD yaptırımları ve gerekse petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların neden olduğu ekonomik bunalım, siyasi ve toplumsal gerilimleri tetiklemeye devam ediyor. 2017’de oluşturulan Kurucu Meclis’in başkanı Delcy Rodriguez, Trujilo eyaletinden meclis üyesi Tomas Lucena’nın Valera kenti yakınlarında katledildiğini duyurdu. Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya yakın milletvekilinin, daha önce birçok eylemde ortaya çıkan motorsikletli saldırganlar tarafından katledildiği ancak kimliklerinin tespit edilemediği kaydedildi. Geçen nisan ayında başlayan protestolara karşı, eski parlamentodan daha üstün yetkilerle donatılmış şekilde oluşturulan Kurucu Meclis’in Başkanı Rodriguez, cinayetlerle meclisin Venezüella’yı “savunmasının engellenemeyeceğini” söyledi. Öte yandan, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaç maddelerine erişimde sıkıntı yaşanan ülkenin kırsal Portuguesa bölgesinde bir un kamyonunu yağmalamaya çalışan 19 yaşındaki bir gencin polis tarafından vurularak öldürüldüğü öğrenildi. Maduro yönetimi, artan yağma olaylarını, “ekonomik savaş” olarak tanımlıyor ve ülkede kaos çıkarmak isteyen muhalifleri suçluyor. Ülkede kimi markette raflar boş. Sırp generale ABD vizesi yok ABD’nin, Sırbistan Genelkurmay Başkanı Ljubisa Dikovic’in vize başvurusunu reddettiği ortaya çıktı. Geçen ekim ayında ABD’de düzenlenen “Radikal Örgütlerle Mücadele” konulu genelkurmay başkanları toplantısına katılması planlanan Dikovic’in vize başvurusu, ABD’nin Belgrad’daki büyükelçiliği tarafından reddedildi. Sırbistan Savunma Bakanı Aleksandar Vulin, Dikovic’in vize başvurusunun reddedilmesine “anlam veremediğini” ifade etti. ABD Büyükelçiliğinin Dikovic’e karşı tutumuna Sırbistan Ordusu’nda da anlam verilemediğini kaydeden Vulin, bu tür kararların iki ülke arasındaki askeri ilişkilere kötü yansıdığını ve işbirliğine katkı sağlamadığını kaydetti. Savunma Bakanlığı da resmi açıklama beklediklerini ifade ederken, Dikovic’in daha önce birçok kez ABD vizesi aldığı hatırlatıldı. Ateşkes bitti, masa dağıldı Kolombiya ordusu ile Marksist Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) örgütü arasında 102 gündür devam eden ateşkesin süresinin dolmasının ardından önceki gece ELN saldırılara başladı. Ülkenin en büyük ikinci petrol yatağına bağlı bir boru hattına 3 bombalı saldırı düzenleyen ELN’lilerin, Arauca vilayetindeki bir deniz üssünde açtıkları ateş sonucu bir asker yaşamını yitirdi. Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, örgütle Ekvador’da süren barış müzakerelerine giden heyete geri dönme, güvenlik güçlerine de operasyonlarına devam etme talimatları verdiğini bildirdi. ENKAZDAN YENİ YAŞAM KURMA UMUDU... Irak’ta Musul’un IŞİD’den kurtarılmasıyla birlikte kentte yeniden yapılanma çalışmaları ağır aksak sürüyor. Bölgeye kimi sivilin dönüşü başlarken yerel halktan bazıları enkaza dönmüş kentte binalardan geriye kalan demir ve hurdayı toplama, bunları satıp geçinme çabasında. İdlib mücadelesi Suriye’de “çatışmasızlık bölgeleri” uzlaşısının varıldığı Astana sürecinin garantörleri Rusya, İran ile Türkiye arasında İdlib konusunda tansiyon yükselirken Suriye güçlerinin alanda ilerleyişi de sürüyor. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, Rusya’nın hava, İran’ın milis desteği eşliğinde Suriye ordusu önceki gün Eylül 2015’ten bu yana Nusracıların kontrolündeki Ebu Duhur Hava Üssü bölgesine girdi. Burası ŞamHalep hattına uzanmasıyla stratejik önemde. Havaalanının ordu tarafından kurtarıldığı savunuldu. İddianın doğrulanması halinde bunun Şam’ın İdlib vilayetinde ele geçireceği ilk askeri üs olacağına işaret ediliyor. Bölgede şiddetli çatışmaların da sürdüğü gelen bilgiler arasında. Öte yandan muhalif Özgür Suriye Ordusu’nun ise Esad güçlerine karşı saldırıya giriştiği haberleri de geliyor. Bu arada Suriye yönetimine yakın El Masdar’da yer alan haberde, önceki gece ülkenin doğusunda Deyr ez Zor’da IŞİD’li intihar eylemcisinin ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’ni hedef aldığı, saldırıda en az 20 kişinin öldüğü savunuldu. Suriye kontrolü geri almak istiyor Şam yönetiminin geçen yıldan bu yana birçok muhalif grupla vardığı tahliye anlaşmaları çerçevesinde adeta cihatçı kalesine dönüşen, bu nedenle “pimi çekilmiş bomba” yorumlarının yapıldığı İdlib, Astana ittifaklığında da PUTİN: ÜSLERE SALDIRI TÜRKİYE’NİN İŞİ DEĞİL Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın etmesi gerekiyor. Ama doğrusunu söyleyeyim biz de her zaman Suriye’deki Hmeymim ve sorumluluğumuzdaki bölgeleri Tartus üslerine saldırıların kontrol edemiyoruz. Oradaki arkasında hangi ülkelerin oldu durum çok zor” dedi. ğunu bildiklerini belirterek, “Bu Türkiye değil” dedi. ‘Kamufle’ çabası Cumhurbaşkanı Tayyip Hmeymim üssüne insansız Erdoğan ile Putin, Suriye’deki hava araçlarıyla saldırı girişimi son gelişmelere ilişkin telefonla nin Türkiye dahil partnerlerle görüştü. Sputnik’in haberine ilişkileri bozmaya yönelik oldu göre Putin, Rus basın ve haber ğunu kaydeden Putin, kullanılan ajansları yöneticileriyle görüşmede, Erdoğan ile konuştuk Vladimir Putin hava araçlarının “el yapımı” gibi gösterme amacıyla kamufle larını açıklayarak “Rusya’nın Suriye’deki edildiğine dikkat çekti. Provokasyonları askeri üslerine saldırı girişimleriyle ne hangi ülkelerin organize ettiğini bildik Türk askerlerinin ne de Türk yönetiminin lerine vurgu yapan Rus lider, “Onların bu hiçbir bağlantısı yok. Evet, İdlib’in bu provokasyon için kimlere ne kadar para kısmını gerçekten de Türkiye’nin kontrol ödediklerini de biliyoruz” diye ekledi. gerilim kaynağı. TSK’nin de “çatışmasızlık bölgeleri” kapsamında konuşlu olduğu İdlib ve çevresine yönelik Rusya destekli Şam yönetiminin cihatçıların bölgedeki hâkimiyetine son verme hamleleri dikkat çekiyor. Moskova’nın önümüzdeki süreçte İdlib’in tümüyle Suriye yönetiminin kontrolüne geçmesi hedefinde olduğu yorumları da yapılıyor. Astana ile “ılımlı muhaliflerden” sorumlu olduğu belirtilen Ankara’nın ise Suriye güçlerinin bölgede ilerleyişine, sivillerin hedef alınmasına tepkisinin yanı sıra terör örgütü gördüğü YPG’ye yönelik İdlib’in kuzeyine uzanan hattaki Afrin’e operasyon hazırlığında olduğu iddiaları da sık sık gündeme yansıyor. Bu çerçevede İdlib’de Ankara’nın gerek Rusyaİran cephesi gerekse YPG’yi destekleyen ABD ile diplomatik mücadelesini sürdürdüğü belirtiliyor. Özellikle Rusya’nın Soçi kentinde ay sonu düzenlenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi öncesinde İdlib’de tarafların adımlarını hızlandıdığına işaret ediliyor. Gözler kongreye davetli listesine çevriliyken Ankara’dan sık sık “PYD/YPG davet edilirse biz yokuz” şeklinde Rusya’ya uyarılar da yükseliyor. 100 bin kişi terk etti Öte yandan BM, Suriye’nin kuzeydoğusunda İdlib’i de kapsayacak alanda geçen aralıktan beri çatışmalar nedeniyle 100 bin kişinin yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kaldığını duyurdu. Tunus’ta ordu da devrede 2011’de başlayan “Arap Baharı”nın fitilini ateşleyen ayaklanmanın 7. yıldönümünde bir kez daha yoksulluğa, zamlara karşı gösterilere sahne olan Tunus’ta eylemleri bastırmak üzere ordunun kimi kentte konuşlandığı belirtildi. Ek vergilere karşı pazartesi günü 10’dan fazla kente yayılan protestolarla ilgili açıklama yapan İçişleri Bakan lığı ise önceki gece “soygun ve sabotaj eylemleri” gerekçesiyle 330 kişinin gözaltına alındığını ve toplam gözaltı sayısının 600’e yaklaştığını duyurdu. Yerel kaynaklar, “Cezayir yakınlarındaki Thala kentinde ulusal güvenlik binasına dönük saldırı girişiminde bulunan göstericilere karşı orduya bağlı kuvvetlerin de müdahale ettiğini” aktardı. ‘CİHATÇI HAMİLİĞİNE SOYUNULDU’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, “İdlib konusunda yaşanan son gelişmelere” ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “İdlib’e Halep’ten kaçan cihatçı radikal gruplar geldi. Çatışmazlık anlaşmasıyla Türkiye, İdlib’de bu grupların hamiliğine soyundu” diyen Yılmaz şu ifadeleri kullandı: “2025 bin elinde silah olan grupları garanti ediyoruz. Biz bu İdlib’i alıp ne yapacağız? Halep’te yenildiler, şimdi İdlib’e doluştular. Bu sistemde bunların bir geleceği yok. Uluslararası toplum da yarın Türkiye’yi ‘terörü himaye ediyor’ şeklinde değerlendirecektir. Bizim, Suriye politikasında bir yanlışla yüzleştiğimizi artık kabul etmemiz lazım.” Hükümetin Esad karşıtlığına işaret ederek diğer yandan da Şam’la müttefik Rusya ve İran’la hareket etmesinin çelişki olduğu görüşünü dile getirdi. l ANKARA / Cumhuriyet İdlib gazabı Yeni yılla birlikte beklenen İdlib fırtınası koptu. ABD’nin Suriye Kürtleri üzerinden son hamleleri ile sınırlansa da kuzeydoğuda Deyr ez Zor’u IŞİD’den kurtararak halifelik olgusunu fiziken bitiren Suriye ordusunun, dikkatini İdlib’de yaratılmış ‘El Kaideistan’a çevireceği belliydi. Doğrusu bu ya, Suriye ordusu Rusya’nın desteğiyle çok hızlı ilerledi. Ve 2015’te 59 askerin El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi tarafından katledildiği Ebu Duhur üssüne dayanıldı. Bu durum bir dizi gelişmeyi tetikledi. HHH Önce 31 Aralık’ta, ardından Ortodoks Noel’inde (56 Ocak) 13 SİHA (silahlı insansız hava araçları) ile Rusya’nın Hmeymim ve Tartus üsleri hedef alındı. Bir kısmının etkisizleştirildiği, bir kısmının hack’lenerek ele geçirildiği, bir kısmının da hasara yol açtığı anlaşılıyor. Rusya doğrudan Türkiye’yi suçlamasa da saldırıların Astana süreciyle İdlib’de oluşturulmuş çatışmasızlık bölgesinin içinden, yani Türkiye’nin sorumluluk alanından gelmesi işleri karıştırdı. Rus basını bazı bilgiler verse de Rusya Savunma Bakanlığı’nın ikazını 10 Ocak’ta Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız) haberiyle öğrendik. Genelkurmay Başkanı Akar ve MİT Müsteşarı Fidan’a mektup yollanmıştı. 6 Ocak’ta, yani SİHA saldırısı sonrası, üstelik Ankara’nın Rusya ile İran elçilerini 9 Ocak’ta Dışişleri’ne çağırması ile Mevlüt Çavuşoğlu’nun Moskova’ya çıkışının öncesinde... HHH Unutmamak gerek ki, eylülde İdlib için çatışmasızlık bölgesi El Kaide’yi koruyup kollamak için yaratılmadı. Ortak açıklamada, ‘ateşkesin tesisi, Suriye’nin toprak bütünlüğünün temini ve terörle mücadelenin sürdürülmesi’ vardı. Rusya’nın çizgisi en baştan radikal cihatçı grupların temizlenmesi. Astana’da bu temizliği ve ‘ılımlıların siyasi sürece katılmasını’ Türkiye üstlendi. Hal böyleyken Ankara’nın tutumu en naifinden pek tuhaf. Hem Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını tanıyıp hem de ülkeyi BM’de temsil eden yönetimin ordusunun sınırları kontrol etmesine itirazın izahı yok. Ankara’nın neyi istediği/ hedeflediğini netleştirmesi gerekeceği açık. Nitekim Rus Dışişleri kaynakları açıkça Ankara ile yapıcı diyaloğu korumak istediklerini ama El Kaide ile mücadeleden taviz vermeyeceklerini söyledi. HHH Yaşananları anlamak için ‘büyük resme’ bakmalı. O resimde başka işler var. Moskova, üslerine saldırılarla ilgili asıl ABD’yi işaret ediyor. SİHA’larla bu düzeyde saldırı, uydu navigasyonu ve uzaktan ateşleme içeren yüksek teknoloji gerektiriyor ve bölgede buna sadece ABD ve İsrail sahip. Suriye’de Rusya ile ilişkilerini dengelemiş İsrail’in buna cesaret edebilmesi zor. Geriye rejim değişikliği ajandası için cihatçı grupları silahlandırıp kullanmış ABD kalıyor. HHH Peki Suriye’de Fırat’ın batısıdoğusu paylaşımı varmış gibi görünürken ABD bunu niye yapsın? l İşlevsiz kalmış olsa da Rusya ve İran’ın dışlamamaya özen gösterdiği Cenevre sürecinin yerini almış Astana süreci ve Soçi’de ocak sonu planlanan Ulusal Diyalog Kongresi’ni engellemek. l IŞİD olmayınca ABD’nin bölgede bulunmasının yasal zemini yokken, bu süreç Rusya’nın başlattığı sürece eklemlenmek olur. l Mesele salt Trump yönetiminin Ankara’yı kızdırıp YPG’yi silahlandırması değil. Suriye Kürtleri ABD’nin daimi varlığını açıkça istiyor. ABD’nin tek taraflı ilan edilen Kuzey Suriye Federasyonu’nda en az 12 askeri üssü ve 5 bin askeri var. l Trump yönetimi Suriye altyapısını tesise soyundu. Trump bizzat ‘yerel konseylerle’ ilerleme hedefi koydu, Pentagon şefi Mattis sahaya daha fazla diplomat gönderileceğini söyledi. Yakın zamanda Suriye’nin kuzeyindeki yapının tanınacağı iddiaları sökün etti. HHH Ama işte ABD ‘genişletilmiş’ Kürt bölgesinde sıkışmış halde. Kürtlerin ele geçirdiği petrol kaynakları ve tarım arazileri siyasi süreç için koz olsa bile SuriyeIrakTürkiye sınırının ortasında, Lübnan büyüklüğünde bir bölgeden bahsediyoruz. Akdeniz’e çıkışta ise İdlib var. Hibrit savaş veren ABD için İdlib’de Şam kontrolü arzu edilmez. Rusya’nın üslerini hedef alıp rejimi devirmeye yeminli gruplara tahammülü beklenmiyorsa eğer asıl soru şu: Türkiye’nin pozisyonu hakikaten ne? Assange artık Ekvador vatandaşı Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın, Ekvador vatandaşlığına kabul edildiği bildirildi. 2012’den bu yana Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nde bulunan Assange’ın vatandaşlı Assange ğa kabul edildiğini duyuran Ekvador’un El Universo gazetesi, pasaportunun numarasını da yayımladı. İsveç savcılığının hakkındaki taciz davasının düştüğünü açıklamasına rağmen, Britanya polisi elçilik binasından çıkması halinde ABD’ye ait gizli belgeleri kamuoyuna ifşa etmekle suçlanan Assange’ın tutuklanacağını duyurmuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle