18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Cuma 12 Ocak 2018 Teoman’ın yeni albümü bugün raflarda Teoman’ın 26 eski şarkısının yeni düzenlemeleriyle oluşturduğu “Koyu Antoloji” albümü bugün satışa çıkıyor. Ünlü sanatçının deyişiyle “gelecek dinleyicelere daha derli toplu bir albüm bırakmak” için ya pılan albüme bir de “Tuzak” adında video klibi çekildi. “Koyu Antoloji”deki şarkılarda Teoman; enstrümanların tonları, şarkıların sözleri, vokal tarzı gibi düzenlemelere gittiğini söylerken, “Vokal tarzı olarak da ‘şarkıcı’ değil, ‘anlatıcı’ formunu tercih ettim. Genelde şarkıları normalde olduğundan çok daha peskalınkoyu söyledim. Hatta bazılarını neredeyse sadece ‘konuşur’ gibi söyledim, öyle kaydettik” diyor. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK [email protected] 15 YENİ BAŞLAYANLAR İkisi yerli 7 yeni film Sinema salonlarında 2’si yerli olmak üzere 7 film bugün vizyona girecek. Adana Film Festivali’nden 4 ödülle dönen Onur Saylak’ın yönettiği Hakan Günday’ın aynı adlı romanından uyarlanan “Daha”, salonlardaki yerini alacak. Gupse Özay’ın yönettiği komedi türündeki devam filmi “Deliha 2” ise vizyona girecek diğer Türk filmi olacak. Dram, gerilim ve macera türlerindeki “The Mountain Between Us (Aramızdaki Sözler)”, birbirini hiç tanımayan iki insanın (Kate Winslet ve Idris Elba) hafif yaralı olarak kurtuldukları uçak kazasından sonra ıssız ve karlı bir dağda yalnız kalmalarından yola çıkarak hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. Filmin yönetmen koltuğunda Hany AbuAssad oturuyor. Gizem ve korku Adam Robitel’in yönettiği “Insidious: The Last Key (Ruhlar Bölgesi: Son Anah tar)” dram, gi zem ve korku türünde... Film de ünlü psiki yatr Elise Raini er (Lin Shaye), kendi çocuklu ğunun geçtiği evde yaşanan açıklanamaz ve korkunç olayla rı çözmeye ça lışıyor. Liam Neeson’ın başrolünde yer aldığı aksiyon ve gerilim tü ründeki “The Commuter (Yolcu)”, evinden işine gidip işten eve dönmek için her ‘Aramızdaki Sözler’ adlı filmde Kate Winslet ve Idris Elba rol alıyor. gün düzen li olarak banliyö trenini kullanan sigorta cı Michael McCauley’in (Liam Neeson), bir gün sıradan bir yolculuk esnasında Jo anna adında daha önce trende görme diği bir kadınla tanışması sonrası gelişen olayları anlatıyor. Yaşanmış bir hikâye... Tom Hanks ve Meryl Steep’in başrolünde oynadığı Steve Spielberg’in iddialı filmi “The Post”, 1970’lerin başında The Washington Post’un araştırmacı gazetecilerinin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Vietnam’a 25 yıldan uzun süredir yaptığı müdahaleleri gösteren çok gizli belgeleri ele geçirmesiyle bunları yayımlayıp yayımlamamak arasında gidip gelme konusunu işleyen yaşanmış bir hikâye. “La cordillera (Zirve)” ise bu hafta vizyona girecek dram, gerilim ve gizem türündeki bir diğer film. Santiago Mitre’nin yönetmen koltuğunda oturduğu filmde ülkesinden dışarı çok çıkmayan, adeta etrafında bir sis perdesi yaratmış Arjantin devlet başkanı Hernán Blanco (Ricardo Darín), ilk kez önemli bir toplantı için, Latin Amerika liderleri zirvesi için dünya kamuoyunun karşısına çıkar. Ancak burada, kızının da bir parçası olduğu başka bir gizemli olay ortaya çıkmak üzeredir... Sevgili AYDIN BOYSAN Elli yıl sürmüş bir dostluğun ve yine elli yıl süren bir Cuma Masası birlikteliğinin unutulmaz anılarını geride bırakıp gittin. Bu anılarla, senin deyişinle “Dem Akademisi”nde, aramızda olmaya devam edeceksin. Sevgi ve Saygıyla sevgili dostumuz... Cuma Masası Müdavimleri: Cevat Çapan, Bilge Zobu, Arif Keskiner, Tunç Başaran, Mustafa Alabora, Metin Deniz, Sinan Fişek, Turhan Günay, Semih Poroy, Kenan Kocatürk, Lale Kalpakçıoğlu, Naci Güçhan, Besim Dalgıç, Turgay Fişekçi, Hakan Savlı, Ferruh Tunç, Alişan Çapan, Ali Faik Aydın, Gökçenur Ç. Onur Saylak’ın katıldığı tüm festivallerden ödüllerle dönen ve bugün gösterime giren ilk uzun metrajı ‘Daha’yı kaçırmayın Babalar ve oğullar... Özcan Alper’in, sinemamızın 2000’lerdeki en iyi filmlerinden biri saydığımız “Sonbahar”ındaki canlandırdığı hapiste ölümcül bir hastalığa yakalanmış devrimci Yusuf karakteriyle 10 yıl kadar önce gönlümüze, belleğimize nakşolarak hayatımıza girmiş, tiyatro ve dizi oyuncusu Onur Saylak, Doğu Yaşar Akal’la birlikte imzaladığı kısa bir filmin (“Orman”) ardından çektiği ilk uzun metrajı “Daha”yla yönetmenliğe parlak bir başlangıç yapıyor. Bir çatışma hikâyesi... Senaryosu, Hakan Günday’ın 2015’te Fransa’da en iyi yabancı roman seçilmiş ve 19 dile çevrilmiş, 400 sayfalık sıradışı kitabından esinlenilerek Onur Saylak, Hakan Günday, Doğu Yaşar Akal üçlüsü tarafından yazılmış “Daha”, sert bir babaoğul çatışması hikâyesi ekseninde geçiyor, mekânsa insan kaçakçılığında ara durak konumundaki cennet gibi bir güney kasabası. Baba kamyoncu Ahad (15 yıldır rol aldığı filmlerde ve TV dizilerinde gösterdiği başarılı yorumlarıyla tanınan Ahmet Mümtaz Taylan, yine son derece gerçekçi ve içten oyunuyla filmin lokomotifi, Ortaklarınca şişlenene kadar), ülkelerindeki iç savaşta ölmemek için yerini yurdunu terkedip başka bir hayata doğru yollara savrulan ortadoğulu kaçak göçmenler üzerinden para kazanan, acımasız, kötücül biri. O insanlık dışı koşullarda hayatta kalmaya çabalayan göçmenleri kamyonuyla taşıyıp getirip, mezardan farksız bir yeraltı deposuna tıklım tıkış tıktığı garibanları ufak gruplar halinde, derme çatma tekneleriyle komşu ülke sahillerine taşıyacak, gazoz niyetine habire Jack Daniels viskisi içen, gözü kara, 2 bitirim denizci ortağına aktarıyor alacakaranlıklarda. Bazen geçiş izni verecek yetkililere ayarladığı (!) güzel, çe kici Arap kadınlarına da bizzat tecavüz de ediyor Ahad, hem de küçük çocuklarını öldürerek. İyilikkötülük, vicdanahlak... Baskıcı baba Ahad’ın anasından ayırıp yanına aldığı, üstelik yasadışı in san kaçakçılığına karıştırarak resmen suça bulaştırdığı ve göçmenlerin yemeiçme gereksinimlerini en ucuz tarafından karşılamakta kullandığı, “Martin Eden” gibi Jack London romanları okuyan, kendini rap müziğiyle ifade eden, yeni yetme oğlu Gaza’nın (ilk kez çıktığı kamera karşısında 40 yıllık, deneyimli bir aktör gibi rol kesen, HollandaTürk karışımı genç yetenek Hayat Van Eck, son bölümde hikâyenin dizginlerini ele geçirerek öne çıkıyor filmde) derdiyse bir an önce taşradan kurtulup lise tahsiline İstanbul’da devam edebilmek. Önceleri okumayı düşleyen, umutları olan, iyi niyetli, masum bir ergenken hikâye geliştikçe giderek babasına dönüşerek finalde değişim geçiren Gaza’nın, seyirciyi iyilikkötülük, vicdanahlak bağlamında doğrudan yönlendiren anlatıcı sesi eşliğinde izlediğimiz “Daha” gücünü, incelikli buluşlar geçişlerle sürükleyici kılınmış, akıcı anlatımı ve etkileyici hikâyesi kadar usta kameraman Feza Çaldıran’nın nefis kadrajlarıyla özenle bakılıp seçilmiş mekânları ve cuk oturmuş dekorsanat yönetiminden alan, fon müziğiyle de desteklenmiş, sıradışı bir görselliğe sahip, yılın kaçırılmaması gereken ilk önemli yerli filmlerinden biri izlenimi bıraktı bende sonuçta. Baştan sona azalmayan bir ilgiyle seyredilen, sert ama güçlü bir sinema duygusuna sahip ve iz bırakan nitelikte bu “Daha”yla sinemamızın söylecek sözü olan, vizyon sahibi, geleceği parlak, umut veren, yeni bir yönetmen kazandığı rahatlıkla söylenebilir şimdiden. Mersin’de ‘Maskeli Balo’ Mersin Devlet Opera ve Balesi, yarın saat 20.00’de Kültür Merkezi Sahnesi’nde “Maskeli Balo” operasının prömiyerini gerçekleştirecek. Koreografisi Kürşat Kılıç’a, dekor ve kostüm tasarımı Gülden Sayıl’a, ışık tasarımı Tari Deniz’e ait operanın, orkestra yönetmenliğini Alexandru Samuil (Antalya DOB ), sahne yönetmenliğini ise Yiğit Günsoy üstleniyor. Librettosu Antonio Somma tarafından yazılan eserin konusu; Boston Valisi Riccardo, yakın dostlarının ve gizli düşmanlarının da katılacağı bir maskeli balo düzenler. Maskeli Balo listesinde yakın dostu Renatonun eşi; büyük aşk beslediği Amelia da vardır. Aşk ve gururun savaşı maskeli baloda, Vali Riccardonun, en yakın dostu Renato tarafından öldürülmesiyle son bulur. ‘En İyi Kareler’ sergileniyor... Rönesans Gayrimenkul Yatırım A.Ş., Yaratıcı Çocuklar Derneği ve Fotopya Fotoğraf Sanatı Portalı işbirliğinde düzenlenen fotoğraf yarışmaları kapsamında son 5 yılın en iyi kareler sergisinin ilk ayağı “En İyi Kareler’” fotoğraf sergisi 10 Ocak Çarşamba Hilltown AVM’de açıldı. 2013 yılında hayata geçirilen proje bugüne kadar, 5 farklı kategoriye ev sahipliği yaptı. Sevgi, barış ve umut dolu bir dünya inşa etmek için Ulusal yarışma statüsünde gerçekleştirilen “Kareler” fotoğraf yarışmalarına 5 yıl içinde 15.000’i aşan yetişkin dışında 100’ü aşkın okuldan 10.000 genç katıldı. 2018’in yarışma konusu ise “Sanat Kareleri” olacak. Sergi, “Gülümseten Kareler” ile başlayan “Dostluk Kareleri”, “Çocuk Hakları” ve “Hayvan Hakları” ile devam eden fotoğraf yarışmalarının beşincisi olan “Sevgi Kareleri” konulu yarışmalarda bir araya gelen eserlerden oluşuyor. Geleceğin fotoğrafçılarının yetişmesine olanak sağlamak amacıyla farklı şehirlerde gerçekleştirilecek olan ‘’En İyi Kareler’’ sergisi 21 Ocak’a dek Hiltown’da, 24 Ocak – 04 Şubat günleri Kozzy’de, 07 Şubat 18 Şubat günleri İstanbul Optimum’da izlenebilecek. ‘En İyi Kareler’’ fotoğraf sergisi 10 Ocak’ta Hilltown AVM’ de açıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle