29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 15 Eylül 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Türkiye rehin alındı’ Çağlayan ve Sarraf davası için ABD’ye gidecek olan Aksünger, açılmayan 3 dosya bulunduğunu ve ceza çıkması halinde ismi geçenlerin Türkiye’den isteneceğini söyledi CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, eski bakan Zafer Çağlayan’ın Rıza Sarraf davasına sanık olarak dahil edilmesinin ardından bugün ABD’ye gidiyor. Davada Sarraf’ın para aklamayı temsil ettiğini, bir Türk bankası yet kilisi ile bir Türk bakanın da dosyada olduğu ‘Her bir sanığa 95 yıl’ da Halk Bankası’na gidip “Bunlar doğru mu değil mi?” diye sordu. Bunu sorması gereken yer Halk Bankası değil Dubai gümrüğüydü. Bu bilgilerin tümü Türkiye’de açılan dava dosyasında yazılı. 293 dosya milyonlarca evrak: Olay şöyle patladı; 15 Aralık 2015’te Güney New York Savcılığı bu konuyla ilgili na dikkat çeken Aksün ger, “Çağlayan yapmış sa Türkiye yapmıştır di ye kabul ediliyor. Dev İKLİM ÖNGEL let rehin alınmış vaziyette” dedi. Açılmayan son 3 dosya olduğunu, on lar da açıldığında isimlerin kimler ol duğunun görüleceğini belirten Aksün ger, “Dava sonunda ceza çıkarsa, o za man bu isimler Türkiye’den istenecek. İşte o zaman ya bunlar teslim edilecek ve cezalarını çekecek ya da Türkiye fe da edilecek” dedi. 17/25 sürecinde 4 eski bakanla ilgi li olarak kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nda da yer alan CHP’li Ak Aksünger’in verdiği bilgilere göre; 5 ayrı suç ve cezaları şöyle: “ABD’yi dolandırmak: 5 yıl, Uluslararası Acil Güç Yasası’nı (EEPA) ihlal etmek 20 yıl (Bu İran yaptırımlarını ihlal etmekle ilgili), para aklamak için komplo kur mak 20 yıl, yüksek miktarda para aklamak 20 yıl, banka dolandırıcılığı 30 yıl olmak üzere her sanık için toplam 95’er yıl ceza isteniyor.” bir dosyayı hâkimin önüne koydu. Ondan 3 ay sonra Sarraf, ABD’ye gittiğinde alındı. O tarihten bugüne kadar 293 tane dosya, milyonlarca evrak girdi. Bunların çoğu açıldı. Açılanlardan biri de Halk Bankası ile ilgili olandı. Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Atilla, ABD’ye gittiğinde tüm yaptıkları takibe alındı ve tutuklandı. Devlet rehin alındı: Dosyada Sarraf para aklamayı temsil ediyor. Devletin bankasını temsil eden Atilla içeride. Devletin eski bakanı da sanık yapıldı. “Çağlayan yapmışsa, hükümet yapmıştır” diye kabul ediliyor. Devlet rehin alınmış vaziyette. Bundan sonrası çok zor. Ambargoyu delmek, kara para ak sünger, ABD’li yetkililerle temaslarda lamak gibi suçlamalar var. da bulunacak. Aksünger, ziyaret önce Ya teslim ya feda: Şu an açılmayan sinde, Cumhuriyet’e konuştu: 3 dosya kaldı. O dosyalarda kimler var Mahkeme yüzü görmeden ka bilmiyoruz, açıldığı zaman göreceğiz. panmaz: Yerel seçimler sonrasında Diyelim ki davanın sonunda ceza veril Meclis’te dört bakanla ilgili Soruştur di. O zaman bu isimler Türkiye’den is ma Komisyonu kuruldu. Bilgiler, bel tenecek. İşte o zaman ya bunlar teslim geler, dosyalar geldi ama dosyalar verilmedi, bir odaya kondu ve bize “Gi maması gerekir. Çünkü anayasal bir tüler, tapeler, hayali ihracat belgele edilecek, cezalarını çekecek ya da Türkiye feda edilecek. O zaman da bu şan din oradan bakın” dayatması yapıldı. Gece gündüz o dosyaları okuduk. süreç işletiliyordu. Kanun koyucu bu ri var. nu incelerken yargının beklemesi ge Biz altın verdik: İran’a olan ambar taj davasına dönecek. Türkiye başka şeylere zorlanacak. Bedelini de Türk Vazgeçilemeyecek bir hikâye olduğunu gördüm. Bu sürecin mahkeme yüzü görmeden kapanamayacağını o zaman rekiyordu ama beklemedi. 1725’ten önce MİT raporu var dı: Sarraf meselesiyle ilgili 1725 go 2011’de gevşetilince diğer ülkeler doğalgaz ve petrol alımlarını devam ettirirken bunun karşılığında mal ver milleti ödeyecek. Bir şey yapılmazsa iş, Türkiye’ye ambargoya kadar gidebilir. Türkiye açısından kötü, karanlık, da söylemiştim. Aralık’tan 8 ay önce yazılmış bir MİT di. Ama Türkiye mal yerine İran’a baş berbat bir senaryo. Yüce Divan’da hemfikirlerdi: Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Ege raporu var. Orada, “Bu adam tehlike ka ülkelerden aldığı altını Dubai üze Taviz hikâyeleri: Türkiye’nin neler li, yaptığı işlemler şüpheli, takip edil rinden gönderdi. Dışardan ihraç edi den taviz vereceğinin hikâyesi ortada men Bağış’ın dosyası ayrı, Erdoğan Bayraktar’ınki ayrıydı. Bayraktar’ın dosyası içerideydi ama diğer tarafın uluslararası boyutu bulunuyordu. An meli” deniyordu. Ama daha önemlisi “Bu adam bakanlarla görüşüyor” ifadesiydi. Yani bakanlarla ilgili konuyu MİT raporunda, 1725’ten ay len altının bir kısmının girişi gösterilmiyordu. ABD’li heyet Türk bankaları inceledi: O dönem ABD’den bir heyet gelip dolanıyor. Türkiye’yi yönetenler birilerini feda etmemek için bir anlaşmaya mı oturacak? İran’la Rusya’yla mı kötü olacağız, Suriye’de Esad’ın elini mi cak bu kişilerin komisyon süresince malvarlıkları dahi araştırılmadı, para transferlerine bakılmadı. Son güne kadar bakanlar Yüce Divan’a gönderilecekti, komisyondaki izlenim buydu. Bakanların Yüce Divan’da yargılanması konusunda herkes hemfikirdi. O gün komisyon üç kez durdu, gittiler lar önce yazmış ve Başbakanlığa göndermişti. Her şeyi bir kenara bırakırsak MİT’in yazdığı rapor dahi yeterli bir hikâyedir. Soruşturma açılmalıydı ama açmadılar. Takip, eroin yakalanmasıyla başlıyor: 2007’de başlamış görünen bir takip var. Edirne Gümrüğü’nde 202 kilo Türkiye’deki bankaları inceledi. Ciddi bir ihracat görünüyordu, o zaman altın konusu göze çarptı ve altından gıdaya dönüldü. Dubai’deki polis şefleri ayarlandı, oteller kapatıldı, bu şefler İstanbul’da ağırlandı. 5 bin grostonluk gemiye 80 bin ton konşimento yazıldı. Ortada gıda yoktu. Bunların öpeceğiz, bir Kürt devleti kurulurken ona mı yardımcı olacağız? Türkiye’yi uçuruma götürüyorlar: CHP olarak sorumlu davranmak zorundayız mesele Türkiye meselesine döndü. ‘İş nereye gidiyor’a hâkim olmamız gerekiyor. Bu adamların ak olduğunu kimse bize kabul ettiremez geldiler... Son gün, işi kapattılar. Komisyon görüşürken savcılık ta kipsizlik verdi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı can alıcı Sarraf dosyasına, luk eroin yakalanmasıyla başlıyor. Bunun ucu araştılıyor. Kapalıçarşı’ya kadar gelip orada dövizcilere dayanıyor. Bu dövizcilerin irtibatlı olduğu kişiler hepsinin kaşeleri de yapıldı. Bunların konşimentoları Halk Bankası’na verildi. Para transferleri de o konşimentolar üzerinden yapıldı. İstanbul Savcı ama Türkiye’nin bundan zarar görmemesi için uğraşmak gerekiyor. Suçluların hepsinin yargı karşısına çıkması lazım. İçeride bunu kabul et Soruşturma Komisyonu devam eder de Happani’ler ve Sarraf. O dönem so lığı bunu soruştururken, evrakın sah miyorlar, etmedikçe Türkiye’yi uçu ken takipsizlik kararı verdi. Bunun ol ruşturma yapılıyor. Dosyada; görün te olup olmadığını inceleme aşamasın ruma götürüyorlar. l ANKARA ‘PARTİ YANLIŞ YOLDA’ Bolu’da MHP’den 400 istifa Bolu’da , aralarında eski il başkanı, ilçe başkanı, belediye başkan adayı, milletvekili adaylarının bulunduğu 400 kişi MHP’den istifa etti. Bolu Adliyesi önünde toplanan partililer, burada açıklama yapmak istedi. Polisin uyarısı üzerine adliyenin karşısındaki Anıtpark’a geçen partililer, burada kendilerine dağıtılan istifa dilekçelerini imzaladı. Grup adına açıklama yapan eski il başkanı Mustafa Özdemir, 50 yıldır Türkiye’nin geleceği için çok şey bekledikleri partilerinin yanlış yola gittiğini, yanlış adımlar attığını gördüklerini söyleyerek şöyle dedi: “15 yıldır partimize ağır küfürler eden bir siyasi parti ile yan yana gelinmesi ve onlara destek olunması gibi milliyetçi düşüncenin asla kabullenemeyeceği yanlışlara artık tahammülümüz kalmamıştır. Bu nedenle üzülerek de olsa istifa ediyoruz. 50 yıldır bağlı bulunduğumuz siyasi partiden ayrılıyoruz. Bizim gönlümüzde milliyetçi, ülkücü düşünceyi silmemiz mümkün değildir. Bu 400 kişi idealist insanlardır. Türkiye’nin kaderini kimseye terk etme niyetinde değildirler. En doğrusu hangi kuruluş olursa orada mücadelelerini devam ettireceklerdi.” Açıklamanın ardından partililer istifa dilekçelerini adliyede Merkez İlçe Seçim Kurulu’na teslim etti. l BOLU/DHA ‘Dolmabahçe’de neCHP’li Levent Gök, AKP’li Ünal’ın partisine yaptığı eleştirilere Dolmabahçe görüşmelerini sorarak yanıt verdi. yaptığını anlatsana’ Erdoğan’a ‘Biz Tunceli’de PKK’ye karşı yürüdük, sen PKK’yi güçlendirdin’ diye seslenen Gök, AKP’li Ünal’a ise Dolmabahçe görüşmeleri üzerinden yüklendi CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “PKK’nin güçlenmesine, kollanmasına, himaye edilmesine ses çıkarmayan bir iktidarın, bizim partimize, Genel Başkanımıza söyleyebileceği tek bir söz bile yoktur. Tunceli’de PKK’ye karşı bayraklarımızla yürüdük. Sen ne yaptın? PKK’yi güçlendirdin” dedi. CHP’li Gök, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun terörün önlenmesiyle ilgili sözlerine ilişkin açıklamalarını anımsatan Gök, CHP’nin terör karşısında her zaman dik durduğunu, Kılıçdaroğlu’nun teröre karşı mücadelesi nedeniyle PKK’nin saldırısına uğrayan tek genel başkan olduğunu kaydetti. İktidarın himayesi sayesinde PKK’nin güçlenmesine, kollanmasına, himaye edilmesine ses çıkarmayan bir iktidarın, CHP’ye CHP’nin Ge nel Başkanı’na söyleyebileceği tek bir söz bile olmadığını belirten Gök, “Biz ne yaptık? Tunceli’de PKK’ye karşı bayraklarımızla yürüdük. Sen ne yaptın? PKK’yi güçlendirdin. Bir çift lafımız da Mahir Ünal’a var. Mahir Ünal kalkmış partimizi eleştiriyor. Mahir Ünal, Recep Tayyip Erdoğan’ın daha sonra reddettiği Dolmabahçe mutabakatında o koltuklarda oturanlardan biri sen değil miydin? Ne yaptın Dolmabahçe’de? Bunları anlatsana” ifadelerini kullandı. FETÖ ile mücadelede siyasi ayağa ilişkin tek bir adımın atılmadığını söyleyen Gök, ByLock listelerinin milletvekillerine ilişkin bölümünün açıklanmasını istedi. “Nasıl oluyor da darbeci bir generalin ağabeyi Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na getiriliyor?” diye soran Gök, FETÖ ile mücadeleyi “metal yorgunluğu” diye geçiştirmeye çalışan bir “Recep Tayyip Erdoğan zihniyeti” olduğunu kaydetti. “Metal yorgunluğu”nun anlamının çok açık olduğunu dile getiren Gök, “FETÖ ile mücadelede, AKP içerisinde hâlâ o denli FETÖ ile irtibatlı insanlar var ki hangi birini açıklasınlar. Metal yorgunluğu adı altında, FETÖ’cülükten değil, güya kendi partisini temizlemeye çalışacak aklı sıra. O iş öyle olmaz. O iş yüzleşmekle olur. Cesaretle, ‘Benim partimde falancanın irtibatı vardır FETÖ ile. Yollarımı ayırıyorum’ diyebilir mi? Diyemez” diye konuştu. ‘İttifak düşünmüyoruz’ TBMM İçtüzük değişikliğiyle ilgili de bugün Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmayı planladıklarını aktaran Gök, partisinin HDP ile ittifak yapabileceği iddialarına ilişkin soruya “Biz CHP olarak toplumun tümünü kapsayan projelerimizle yolumuza devam ediyoruz. Her partinin ayrı programı, idealleri vardır. Herhangi bir parti ile ittifak düşüncemiz yok” yanıtı verdi. l ANKARA / Cumhuriyet Tekin’den imar çetesi uyarısı CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, CHP İstanbul il binasında düzenlediği basın toplantısında, “Bugün ismini zikrettiğimiz terör örgütleri ne kadar tehlikeliyse, imar çeteleri imar terörleri de o kadar tehlikelidir İstanbul açısından” dedi. Tekin, İstanbul’un, Türkiye’nin geleceği olduğunu dile getirerek, “Bilim insanlarının ifade ettiği gibi, hatta bilim insanları değil Çevre Şehircilik Bakanı istisnasız her hafta çıktığında İstanbul’da yüksek oranda bir deprem olabileceğini söylüyor. Böyle bir deprem karşısında hazırlığımız var mı? Asla! İstanbul’un deprem dönüşümü için hazırlanması gereken, ayrılması gereken dönüşüm yerlerinin tamamı ne yazık ki peşkeş çekildi” dedi. ‘Derhal iptal edin’ Tekin, “Bugün terör örgütü dedikleri FETÖ’ye üç tane deprem toplanma alanını peşkeş çektiler. Onun halen hesabı sorulabilmiş değil. Şimdi elimizde kala kala üç beş yer kaldı. Birisi Florya Polis Okulu. En azından bundan sonra kötülük yapmamak için Bakırköy’deki polis okulunun yeri kamu için kullanılsın. Maalesef buranın 26’sında ihalesi var. Yine bir yandaş firmaya peşkeş çekilecek. Sayın Binali Yıldırım’ın gözü aydın. Bakırköy’ü yine beton canavarına teslim edeceğiz. Başta sayın Erdoğan’a, sayın Binali Yıldırım’a ve sayın Bakan’a çağrıda bulunmak istiyorum. Elinizi vicdanınıza koyun ve derhal bu ihaleyi iptal edin” diye konuştu. l DHA HDP’li Sibel Yiğitalp serbest HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada duruşmaya katılmadığı ve hakkında zorla getirme kararı çıkarıldığı için dün sabah Diyarbakır’ın merkez Kayapınar ilçesindeki evinin önünde polisler tarafından gözaltına alındı. Diyarbakır Adliyesi’ne götürülen Yiğitalp, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Yiğitalp, ifadesinde milletvekili seçildiği kentteki sorunlara karşı duyarsız olabilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Yiğitalp, “Bazıları siyaseti nefret üzerinden yürüttüğü için insanlar çıkıp cenazeye bile müdahale edebiliyor. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu. Mahkeme, Yiğitalp’in yaptığı konuşma CD’lerinin istenmesin karar verdi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet Belçika PKK’yi ‘terör örgütü’ saymadı Belçika Temyiz Mahkemesi, PKK’nin silahlı faaliyetlerinin “Türkiye’nin iç anlaşmazlığı” olduğunu ve bu nedenle de terör örgütü sayılamayacağı yönündeki alt mahkeme kararını onadı. Mahkeme, aralarında KongraGel Eş Başkanı Remzi Kartal ile Zübeyir Aydar’ın da bulunduğu 36 sanık hakkında soruşturmaya gerek olmadığına hükmetti. Böylece, Belçika Federal Savcılığı tarafından PKK yöneticileri hakkında 2006 yılında başlatılan soruşturma, bu kararla kapanmış oldu. Savcılık iddianamesinde, PKK yöneticilerini terör eylemlerinin yanı sıra, haraç alma, tehdit, sahte belge düzenleme ve ticaretini yapmakla suçlamıştı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle