17 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Eylül 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Malazgirt’te ne olmuştu? Son hafta, duraklarda Cumhurbaşkanı’nı elinde okla gösteren posterlere bakarak bekledik metroları, metrobüsleri. Sonra da Malazgirt Savaşı’nın yıldönümündeki demecini okuduk: “Sultan Alparslan kimlerle mücadele etmişse biz de 15 Temmuz’da onlarla mücadele ettik” diyordu; sonra, “Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Sultan Abdülhamit, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kimlerle mücadele etmişse biz de onlarla mücadele ettik” de dedi.  Malazgirt’te kimin kimle mücadele ettiği konu edinildiğinde aklıma eski büyükelçilerimizden rahmetli Settar İksel gelir. Eski bir yazımda bahsetmiştim: Anadolu’nun tarihini, gittiği her yerden derlediği kitap ve belgelere dayanarak yazmıştı Settar Bey; yazık, bu eseri bastıramadan vefat etti.   Yaşamının son yıllarında tanıdığım bu engin bilgili elçimizden pek çok şey öğrenmiştim: “1071’de Malazgirt’te ne olduydu”  diye sorduğumda eserinden bir bölüm okuyarak cevap vermişti:   “İki ordudan biri, Maveraünnehir (Ceyhun ve Seyhun ırmaklarının arasındaki bölge; bugünkü Özbekistan’ın bulunduğu yer) kökenliydi. Alparslan’ın askerine Afşin kuvvetleri, Mervani Emiri’nin  Kürt askerleri de katılmışlardı. Selçuklu ordusunda Araplar, Türkmenler, İranlılar, Deylemliler de vardı. Diğer orduda kimler vardı? Bizans ordusunda Yunanca konuşan Anadolulu askerler vardı. Normanlar, Uzlar ve Peçenekler de vardı. Bizans ordusunda 23 bin kişilik bir Türk birliği  de vardı. Normanların ve Uzların alandan kaçmalarına karşı Türk birliği savaşın sonuna kadar Bizans kralının yanında vuruşmuştu. Savaşı Maveraünnehir’den gelenler kazandı. Biz kazandık diyoruz.”  Settar Bey, konuyu şöyle sürdürmüştü: “Sonra aradan yüzyıllar geçti, 1402’ye geldik: Ankara Savaşı’nda karşılaşan ordulardan biri yine Maveraünnehir kaynaklıydı: Timur’un ordusundaki askerlerin çoğu Türkçe konuşuyorlardı. Bu orduda  İskitler, Partlar ve Ruslar da vardı. Yıldırım Bayezıid’in’ın ordusundaki askerlerin çoğu Türkçe konuşan Anadolululardı. Stefan Lazareviç kumandasında Sırp birlikleri de vardı, Mısırlılar da. Bu savaşı da Maveraünnehir’den gelenler kazandı. Biz kaybettik diyoruz.”  Öyleyse biz kimiz? Settar Bey şöyle yanıtlamıştı: “Bu savaşların kazananı da kaybedeni de biziz!” Hangi padişahın kimlerle savaştığını, bizim bunlardan hangisiyle cebelleştiğimizi düşünmeye yeltendiğimizde hatırlamamız gerekir: Bugün biz, bu topraklarda vaktiyle karşı karşıya gelmiş güçlerden, kazananın da, kaybedenin de hem biyolojik, hem de kültürel mirasçısıyız. Övündüğümüz harsımızda, sanatımızda savaşları o tarihlerde kaybetmiş olanların da kazanmış olanlar kadar katkıları vardır. ŞANS TOPU 03, 09, 23, 27, 32 + 07 5+1 BİLEN: 686 bin 557’şer TL (1 kişi) 5 bilen: 3 bin 121’şer TL 4+1 bilen: 176.10’ar TL 4 bilen: 26.90’ar TL 3+1 bilen:14.20’şer TL 3 bilen: 3.70’şer TL 2+1 bilen: 4.70’şer TL 1+1 bilen: 2.85’şer TL Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. UFUK KOŞAR 14 Eylül 2017 SAYI: 33580 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.08 04.55 05.20 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.36 13.07 16.36 06.22 12.51 16.21 06.45 13.14 16.44 Akşam 19.25 19.09 19.31 Yatsı 20.46 20.27 20.49 haber / yorum 13 Kanireş Çeşmesi, piknik yapılan bir alan olarak biliniyor. Ertesi gün bayram. Musa Tarhan, kurbanlık alacak. Dört arkadaş buluşuyorlar. Çobanların dönüşünü beklerken Kanireş’te piknik yapıyorlar. Piknik dediysek etlerini pişirip bir bardak çay içecekler... Zaten o bölge kurbanlık alımlarının yapıldığı bir yer. Kanireş Çeşmesi mıntıkası yasak bölge değil. Yerleşim yerlerine yakın. O dört kişi kısa bir süre önce üst ve araç araması, kimlik kontrolü yapılan Depin kontrol noktasından geçmişlerdi. Yani ne araçlarında, ne üstlerinde bir “suç unsuru” çıkmamıştı, GBT’lerinde de bir şey yoktu ki rahatça geçip Kanireş’e gittiler. Biraz sonra da SİHABayraktar’ın attığı bombayla vuruldular. Mehmet Temel öldü. İbrahim Sak, İsmail Aydın ve Musa Tarhan ise yaralandı. Olay yerine hiçbir devlet görevlisi gitmedi. Köylüler koşup yaralıları kendi imkânlarıyla hastaneye taşıdı. Zaten savcı da olay yeri incelemesi yapmadı. Olayı önce HDP Hakkâri Milletvekili Nihat Akdoğan duyurdu: “Hakkâri merkeze bağlı Oğul köyünde Heron’la köylüler tarandı, 4 kişi yaralandı bir kişi hayatını kaybetti. İki kişinin durumu ağır.” Akdoğan, biraz sonra başlarına yağacak bombadan habersiz dört arkadaşın çektiği selfie’yi de kamuoyuyla paylaşacaktı. 31 Ağustos’ta yaşanan bu olayın ardından HDP heyeti bölgeye gitti. Elbette her tür yasağa rağmen görüşebildikleri herkesle görüşmeye çalıştılar ve bir rapor hazırladılar. Rapor açıkça vurulan dört Diriye de ölüye de adalet yok kişinin sivil olduğunu söylüyor. Bu sırada CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da o dört kişinin sivil olduğunu açıkladı. İşte kıyamet burada koptu. Cumhurbaşkanı’ndan bakanlarına, milletvekilinden yandaş medyasına hep bir ağızdan Tanrıkulu’nu “terörist destekçisi” ilan edip hedef göstermeye başladılar. Kısa bir süre sonra Diyarbakır, Van ve Hakkâri barolarının olayla ilgili raporu da açıklanacak. Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, dün validen, Cumhuriyet başsavcısına, vurulan köylülerin ailelerinden esnafa kadar herkesle yaptıkları görüşmelerin neticesinde o dört kişinin “Tesisatçı, kebapçı, gündelik hayatın içinde olan sivil vatandaşlar olduğu yönünde izlenim edindiklerini” söyledi. Bekir Bozdağ’ın “Kimlik mi soracaksın”, Süleyman Soylu’nun “Teknoloji kimin olduğunu ayırt ediyor” diyerek “terörist” ilan ettiği Mehmet Temel, Hakkâri’nin neredeyse tek kalorifer tesisatçısı. Kamu kurumu binaları dahil Hakkâri’deki birçok binanın tesisatını yapmıştı. Yapımı devam eden Hakkâri Ağız Diş Sağlığı Hastanesi ile Şehit Selahattin İlköğretim Okulu’nun tesisatını da o yapıyordu. İsmail Aydın, Mehmet Temel’in dayısının oğlu; duvar ustası. İbrahim Sak, geçen yıl defterdarlıktan emekli olmuş. Musa Tarhan, oğlu ile birlikte seyyar kebapçılık yapıyor. Hepsi evli ve çocukları var. Hakkâri esnafının yakından tanıdığı isimler. Onun için vuruldukları duyulduğu anda Hakkâri Devlet Hastanesi’nin önüne akın ettiler. Ancak plastik mermi, gaz bombası ve su ile polis saldırısına uğradılar. Birçoğu yaralandı. Şikâyetçi olmak için darp raporu almaya gittiklerinde doktor rapor vermedi, polis “Şikâyet edeni işbirlikçi ilan eder, tutuklarız” diye tehdit etti. Adliyeye gittiklerinde kapıdaki polis “Gidin derdinizi polise anlatın” dedi. Şimdi bu dört kişinin sivil olduğunu anlatmaya çalışıyor HDP’sinden CHP’sine milletvekilleri, barolar, yakınları. Eşleri, anneleri, çocukları “terörist” olmadıklarını söylüyor. Ama Cumhurbaşkanı’ndan, bakanlarına, TSK’sinden tüm devlet görevlilerine herkes sanki tüm olay incelenmiş, soruşturma bitmiş, ellerinde tartışmaya bile yer bırakmayacak delil varmışçasına dört kişiyi terörist ilan ediyor. Olay araştırılsın, sorumlular ortaya çıkarılsın diyen herkesi de “terör işbirlikçisi” ilan ediyor. Diriye de ölüye de adalet yok. Hele Kürtsen adalet daha da uzak. ZMAAFREERŞSAOLNLİRKARSÜI TABTEASTİÜVREKR’İELDİ Sakarya Zaferi’nin 96. yılı Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası kabul edilen Sakarya Zaferi’nin 96. yıldönümü kutlandı Ankara’ya ilerleyen Yunan ordusuna karşı, Mustafa Kemal Atatürk, “Hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” emrini vererek muharebeyi geniş bir alana yaydı. Türk ordusu ve Yunan ordusu 23 Ağustos – 13 Eylül 1921 arasında 21 gün ve 21 gece boyunca savaştı. Dünya tarihinin en uzun meydan muharebesinde Türk ordusunun 13 Eylül’e kadar süren taarruzu sonucunda Yunan ordusu, Sakarya Nehri’nin doğusunda EskişehirAfyon hattına kadar geri çekildi. Aynı gün Türk ordusu stratejik bir nokta olan Çal Dağı’nı geri al dı. 20 Eylül’de Sivrihisar, 22 Eylül’de Aziziye ve 24 Eylül’de Bolvadin ve Çay, düşman işgalinden kurtuldu. Sakarya Meydan Muharebesi, çok fazla subay kaybı olduğu için “Subay Muharebesi” olarak da anıldı. Mustafa Kemal Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi’ni “Sakarya Melhamei Kübrası” yani “kan gölü, kan deryası” sözleriyle ifade etmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın son savunma savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Mustafa Kemal Atatürk’e 19 Eylül 1921’de mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı verildi. Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalandı. KUTLAMA MESAJLARI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yayınladığı mesajda “Özgürlük ve bağımsızlığımıza, aziz vatanımıza sahip çıkmak için hayatlarını feda etmekten çekinmemiş olan tüm şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını rahmet ve şükranla anıyor, vatandaşlarımı en kalbi duygularımla selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Başbakan Binali Yıldırım ise mesajında “Sakarya Meydan Muharebesi’nde sergilenen azim ve kararlılık bugün de milletimizin en büyük ilham kaynağıdır” ifadelerini kulandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “13 Eylül 1921’de uzun ve zorlu bir mücadeleyi zafer ile noktaladık. Sakarya Zaferi için canı pahasına savaşan atalarımızı minnetle anıyorum” ifadesini kullandı. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI Yaralı asker şehit oldu 5 gün [email protected] izne gelecekti [email protected] Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde geçen pazar üs bölgesine PKK’li teröristler tarafından Irak sınırından yapılan havanlı saldırıda yaralanan sözleşmeli er İbrahim Halil Çetinkaya, tedavi gördüğü Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önceki gece kurtarılamayarak şehit oldu.Çetinkaya’nın Gaziantep’teki ailesine acı haber gitti. Belediye işçisi babası Mehmet ve annesi Meliha ile yakınlarını yasa boğdu. Vatani görevini tamamlayıp, 3 yıl önce sözleşmeli er olarak göreve başlayan şehit Çetinkaya’nın 5 gün sonra izne geleceği bildirildi. Şehit Çetinkaya için Gaziantep’te Bahaeddin Nakıboğlu Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene askeri üniforma giyip katılan şehidin erkek kardeşleri Bekir ve Ömer uzun süre gözyaşı döktü. Şehidin tabutuna kapanıp ağlayan baba Mehmet ve oğullarını törene katılanlar güçlükle sakinleştirildi. Baba Çetinkaya, “Vatan sağ olsun. 3 oğlum vardı, biri şehit oldu. Geriye iki oğlum kaldı, onları da göndereceğim. Kahrolsun PKK” dedi. Şehidin cenazesi Asri Mezarlık’taki şehitlikte toprağa verildi. l DHA Şehit korucu toprağa verildi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Günelkonak köyünde önceki gece yol güvenliği alan güvenlik güçlerine PKK’li teröristlerce el yapımı patlayıcı ile düzenlenen saldırıda 1 asker ve 2 güvenlik korucusu yaralandı. Yaralılardan 11 çocuk babası korucu Fevzi Altunkum Şemdinli Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere karşın şehit oldu. Altunkum için dün Şemdinli 34. Hudut Tugay Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Altınkum’un yakınları törende gözyaşlarına hâkim olamadı. Altınkum’un cenazesi Üzümkıran köyünde toprağa verildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle