26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Eylül 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 360/1 60 360/1 90 280/1 60 290/1 80 360/1 50 320/1 20 280 /8 0 360/1 6 0 370 /1 9 0 380/200 340/1 60 300 /2 2 0 190/1 1 0 350/240 180/1 10 220/1 40 170 /1 2 0 310 /1 5 0 170 /1 3 0 220 /1 6 0 240 / 1 4 0 280/2 10 TARİHTE BUGÜN 1941: Van Gölü ve çevresindeki depremde 194 kişi öldü, 36 köy tamamen yıkıldı. 2001: New York’taki ikiz kulelere terör saldırısı düzenlendi. ‘İtaat’ 16 yıl önceki yasada bile yok Talim Terbiye Kurulu Başkanı: Kadın, aile reisine itaat etmeli Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş, “Hz. Muhammed’in Yaşamı” ders programında kadının aile reisine itaat etmesi gerektiği yönündeki ifadeleri Türk Medeni Yasası’nın “reislik” kavramının kaldırıldığı 16 yıl önceki haliyle savundu. Durmuş, “Medeni Kanunumuzun reislik tanımının olduğu dönemde ‘reis kimse ona itaat eder’ diyordu” demesine karşın, eski Medeni Yasa’da bile “itaat” ifadesi geçmiyor. “Hz. Muhammed’in Hayatı” ders programında evin reisinin erkek olduğu, kadının reise itaat etmesi gerektiği gibi ifadeleri savunan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş, yürürlükte olmayan Mede liğin olduğu yerde itaat ni Yasa’nın hükümlerini ör olur’ diyor” dedi. nek gösterdi. 16 yıl önce çı Oysa Durmuş’un ör karılan yeni Türk Mede nek aldığı eski Medeni ni Yasası’nı yok sayan Dur Yasa’da bile “evin reisi muş, “Hz. Muhammed’in hayatı dersinde İslam di EMİNE KAPLAN ninden bahsediyoruz. ‘Eşler nin erkek olduğu” hükmü olmakla birlikte kadının erkeğe itaat edece birbirine karşı itaat ve sadakat ğine ilişkin hiçbir hüküm bulun borcundadırlar’ deniliyor. Diyor muyor. Eski yasanın 151. mad ki zamanı itibarıyla işbölümü desi, “Evlenme merasiminin ic varsa, bunun gereği olarak kadın rasıyla evlilik birliği vücut bu da ona itaat eder. Roller değişir lur. Karı koca yek diğerine kar se görev ve sorumluluklar da de şı bu birliğin saadetini müttehi ğişir. Kadın evde eğer bir riyaset den (birlik olarak) temin ve ço söz konusu ise erkek reisse ita cukların iaşe ve terbiyesine bera at etmek durumundadır. Medeni berce ihtiman etmek hususlarını Kanunumuzda reislik tanımının iltizam etmiş olurlar. Karı koca, olduğu dönemde, ‘reis kimse ona birbirine sadaket ve müzaheret itaat eder’ diyordu. Şu anda da le (koruma) mükelleftir” hükmü orada reisten söz ediyor ve ‘reis nü düzenliyordu. Yine aynı yasa nın 152. maddesi, “Koca, birliğin reisidir. Evin intihabı, karı ve çocukların münasip veçhile iaşesi ona aittir”, 153. maddesi ise “Karı, kocasının aile ismini taşır. Kadın, müşterek saadeti temin hususunda gücü yettiği kadar kocasının muavin ve müşaviridir. Eve, kadın bakar” hükmü yer alıyordu. Bu maddeler, 2001 yılında çıkarılan yeni Türk Medeni Yasası ile değiştirilmiş, kadına evlenmeden önceki soyadını da taşıma hakkı tanınmış, ailede ‘reislik’ kavramı kaldırılmış ve eşlerin aileyi birlikte temsil edeceği hükmü getirilmişti. Aynı yasayla, eskiden kocanın izni olmadan kadının çalışma yasağı kaldırılmıştı. l ANKARA Kız öğrenci yurdunda yangın Konya’da bir lise ve bitişiğindeki kız öğrenci yurdunun çatısı tamamen yandı. Yangın, merkez Selçuklu ilçesi Akıncılar Mahallesi Akıncılar Caddesi üzerinde bulunan Mahmut Sami Ramazanoğlu Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda dün sabah 6.30 sıralarında bilinmeyen nedenle başladı. İhbar üzerine olay yerine giden polis ve itfaiye ekipleri, yangına içeriden ve dışarıdan müdahale etti. Yurtta başlayan yangın, rüzgârın da etkisiyle kısa sürede büyüyerek bitişiğindeki Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi çatısına da sıçradı. İtfaiye ekiplerinin yetersiz kalması üzerine merkez ilçelerde bulunan diğer itfaiye ekipleri de sevk edildi. Yangın, 2 saat süren çalışma sonrası söndürülerek kontrol altına alınabildi. l DHA Havaya açılan ateş damadın abisini öldürdü Düğünlerde havaya ateş aç ma ısrarı bir kişinin daha yaşamını yi tirmesine neden ol Yılmaz Tunç du. Konya’nın Yunak ilçesinde Yıl maz Tunç (49), kardeşi Furkan Tunç’un düğününde arkadaşı Ahmet Ulusoy’un (29) pompalı tüfekle havaya ateş etmesi so nucu başından ağır yaralandı. Saçmaların sağ kulağının üs tüne isabet ettiği öğrenilen Yıl maz Tunç, hastaneye kaldırıldı. Yapılan tüm müdahaleye kar şın Yılmaz Tunç kurtarılamadı. Ahmet Ulusoy gözaltına alınır ken, düğün iptal edildi. l DHA Profesörün cesedi bulundu Muğla’nın Datça ilçesinde akşam saatlerinde denize girmek üze re devre mülkte Prof. Şentürk ki evinden ayrılan ve bir daha kendi sinden haber alınamayan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz Şentürk’ün (67) denizde cesedi bulundu. Eskişehir Osmangazi Üniver sitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Anestezi ve Yoğun Bakım Uz manı Şentürk’ün boğularak öl düğü belirtildi. l DHA 7 yıl sonra GDO davası GDO’lu ürünlerin sahte raporlarla ülkeye sokulduğu iddiasıyla Mersin Limanı’nda operasyon düzenlenmişti ABİDİN YAĞMUR Mersin Limanı’nda 20102011 yıllarında sahte raporlarla GDO’lu ürünlerin yurda sokulduğu iddiasıyla düzenlenen operasyonların ardından 7 yıl sonra dava açıldı. Savcılık, aralarında Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü çalışanları ve gümrük müşavirliği firması çalışanlarının da olduğu 192 kişi hakkında iddianame hazırladı. İddianameye göre Mersin Limanı’na getirilen GDO’lu ürünlerden değil, normal ve kaliteli ürünlerden numune alınarak analiz yapıldı, böylece GDO’lu ürünler “uygunluk” belgesi alınarak iç piyasaya gönderildi. Davanın ilk duruşması 23 Ekim’de yapılacak. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da savcılığın talebi üzerine Mersin İl Gıda Kontrol Laboratuvarı’nda çalışan çok sayıda memur ile ilgi li soruşturma izni verdi. Konuyla ilgili olarak görüşlerini aldığımız bir bakanlık yetkilisi, “Bu 7 yıl içinde savcılar değişti, FETÖ’den dolayı görevden alınan savcılar oldu. Haliyle dosyanın çözülmesi bu zamana kadar uzadı. Ekim ayının 23’ünde bu dosyayla ilgili ilk dava var” dedi. Tarım OrkamSen MYK üyesi Kenan Hazar da, “Rüşvet alınması, numunelerin değiştirilmesi... Bu tam bir skandal. Bu ithalatı yapan firmalar araştırmalı. İthal ettikleri ürünleri kime fatura ettikleri, kimlere sattıkları araştırılmalı” dedi. l MERSİN Metro istasyonunda dehşet: 2 yaralı Çevrede yoğun güvenlik önlemi alındı. Yenikapı metro istasyonunda önceki gece henüz bilinmeyen bir nedenle güvenlik görevlisinin başına taşla vurup daha sonra silahını alan bir kişi, rastgele etrafa ateş açtı. Olayda saldırgan, güvenlik görevlisini başından taşla yaralarken, yolculuk yapan bir vatandaşı ise silahla bacağından vurdu. Ulaşım kartı olmadığı halde metroya binmek isteyen ancak güvenlik görevlileri tarafından istasyonun dışına çıkarılan şüpheli, yol kenarından aldığı taşla güvenlik görevlisi Murat Tuncay’ı başından yaraladı. Yaralı güvenlik görevlisinin silahını alan saldırgan, daha sonra etrafa rastgele ateş etmeye başladı. Metro durağında panik yaşanırken o sırada istasyonda bulunan Yılmaz Alkan isimli vatandaş, bacağına isabet eden mermiyle yaralandı. Gözaltına alınan zanlının madde bağımlısı olduğu iddia edildi. Cesareti esaretten ayıran ‘C’ 24 Temmuz’da başlayan ve beş gün devam eden duruşmalar vesilesi ile kaydetmiştik, şimdi bugün için de tekrarlayalım: Böyle günler, Cumhuriyet’in bir gazete olmaktan öte “Şiir” olarak okunur olduğu günlerdir!.. HHH Cumhuriyet, Türkiye’nin namusudur! Cumhuriyet, 15 Temmuz’u “Allah’ın lütfu” sayıp 20 Temmuz’da sivil darbe yapanlarca esir alınmak istendi. Esareti teslimiyete dönüştürmek, ilerletmek, vardırmak istiyorlar. Buna imkân olmadığı, 24 Temmuz’da başlayan duruşmalar boyunca hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde ortaya serildi. Esarete cesaretle direnildi. Cesaretin olmadığı yerde esaretin boy verdiği bilinerek direnildi. Sadece, ama sadece cesaretin esarete panzehir olduğu bilinciyle direnildi. Esaretle cesareti birbirinden ayıran tek harf, Cumhuriyet’in “C”sidir inancıyla direnildi!.. HHH Bugün de Cumhuriyet, “Cesaret” olup yağacak dinbazbezirgân saltanatlarını sürdürmek uğruna tüm toplumu zapturapta alarak hâkimiyeti kayıtsızşartsız itaatte bulanların üzerine… Neredeyse bir yıla varacak tutukluluğunun başında, gözaltı sürecinde savcının karşısına ilk çıktığında, “Halkımızın ve okurlarımızın önünde saygıyla eğiliriz, başka kimsenin de önünde eğilmeyiz” demiş Murat (Sabuncu)… Yine dimdik girecek mahkeme salonuna aslanlar gibi, tüm direngenliğiyle, ve vakur, güleç, bize el sallayacak!.. Akın (Atalay) yine o telaşsız, rahat ve müşfik yüzüyle, dikkatle izleyecek duruşmayı... Ve gerek duyarsa hak, hukuk, adalet adına sadece kendisini ve gazetesini değil, Türkiye’yi de savunmak üzere önceki duruşmada yazdığı “hukuk destanı”na birkaç yaprak daha ekleyecek!.. Kadri (Gürsel) her zamanki gibi o asil ciddiyeti, duru sevecenliği ve medeni gözü pekliğiyle yine soluk olacak Silivri’den dünyaya, yerelden evrensele, “Gazetecilik suç değildir” diye… Yeryüzüne “Güzel Türkiye”yi gösterircesine!.. Ve Ahmet (Şık), adeta bir epik cesaret nişanesi gibi, İngiliz Kralı “Uzunbacak Edward”a yenilginin en acısını tattıran İskoç özgürlük savaşçısı “Cesur Yürek” William Wallace’ın ruhunu canlandırıp şarkısını Türkçe okuyacak bize!.. HHH Evet, bugün bir özgürlük şarkısı okunacak! Hepimizi ağlatacak, düşündürecek, ama en önemlisi umutlandıracak bir şarkı… Ne çare ki kâğıda ancak şiir düşürebiliyor ve malum, böyle günlerde yazıyı ancak şiire sığınarak tamamına erdirebiliyoruz!.. Yine öyle yapalım ve günün anlam ve önemine binaen Nâzım’a yer açalım: HHH “Ve insanlar, ah, benim insanlarım, yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız. Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya, göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan. İnsanlar, ah, benim insanlarım, hele Asyadakiler, Afrikadakiler, Yakın Doğu, Orta Doğu, Pasifik Adaları ve benim memleketlilerim, yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu, elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız, elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz. İnsanlarım, ah, benim insanlarım, antenler yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa rotatifler, kitaplar yalan söylüyorsa, duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa, beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların, dua yalan söylüyorsa, ninni yalan söylüyorsa, rüya yalan söylüyorsa, meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ay ışığı, söz yalan söylüyorsa, renk yalan söylüyorsa, ses yalan söylüyorsa, ellerinizden geçinen ve ellerinizden başka her şey herkes yalan söylüyorsa, elleriniz balçık gibi itaatlı, elleriniz karanlık gibi kör, elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun, elleriniz isyan etmesin diyedir. Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız bu ölümlü, bu yaşanası dünyada bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.” Muhabirimiz Seyhan Avşar’ın mutlu günü Haber Merkezi muhabirlerimizden Seyhan Avşar ile avukat Nesrullah Oğuz yaşamlarını birleştirdi. İstanbul’da kıyılan nikâhta çiftin şahitliklerini Haber Koordinatörümüz Aykut Küçükkaya ile Bahar Şen Kazancı, Hüseyin Boğatekin ve Fesih Şahin yaptı. Cumhuriyet çalışanları olarak genç çifte ömür boyu mutluluklar diliyoruz. 7 C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle