19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Haziran 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 5 87 gündür açlık grevinde olan tutuklu nuriye Gülmen’den mektup: Hapishane soğuk, aklım Yüksel’de Akademisyen Nuriye Gülmen, 9 Kasım mıyor. Kaloriferler yanmı söyleyen Gülmen, “Sabahları gayor. Açlık, olağandan faz zeteyi heyecanla bekliyorum” de Saldırılar 2016’da “İşimi geri istiyorum” talebiyle başlatttı la üşümeme sebep olu bitmek bilmiyoryor. Ama burası normal di. Gülmen, günlerce abluka altında kalan Yüksel Caddesi için “Ak ğı direnişinin 207. gününü beslenen biri için bile lım, gönlüm Yüksel’de, anıtımız “İşimi geri istiyorum” eylemleri, geride bıraktı. 87 gündür açlık grevinde olan tutuklu Nuriye Gülmen, hapishane koşullarını anlatarak “Hücre arkadaşlarım sağlığımla, ihtiyaçlarımla yakından çok soğuk. Soğuktan dolayı günün büyük bir kısmını yatağın içinde, su torbalarının arasında geçiriyorum” dedi. Hücreye kitap alamadı da” dedi. Sağlığının genel olarak iyi oldu ğunu aktaran Gülmen, şunları aktardı: “Böbreklerimin olduğu yerde ince bir sızı duyuyorum arada. Vücut ağrılarım ve yürüme güç iki eğitimcinin açlık grevindeyken tutuklanmasının ardından da yapılmaya devam ediyor. İhraç edilen Veli Saçılık ile Acun Karadağ ve çok sayıda yurttaş İnsan Hakları Heykeli önünde buluştu ancak polis saldırısı yine gecikmedi. Polis ekipleri, Konur ilgileniyorlar. Tecritin ne anlama ğını ve kişi başına en fazla 5 kitap lüğüm olağan seyrinde. Az önce Sokak girişi dışındaki tüm girişleri geldiğini bir mektupla anlatmak bulundurabildiklerini aktaran Gül doktor geldi. Kalp atımlarımdaki kapattı. Acun Karadağ iteklen zor. Yazdıkça anlatacağım. Tecrit; insansızlık, beton, duvar ve demir demek en çok” dedi. Hapishanenin soğuk olduğunu bilerten Gülmen, “Bizim tutulduğumuz C1 hücresi hiç güneş al men, hücre arkadaşlarının elinde bulunan kitapları okuduğunu söyledi ve okuduğu kitapları saydı. Haberleri radyo ve gazeteden takip ettiklerini; Cumhuriyet ve Özgürlükçü Demokrasi okuduklarını düzensizlik, tansiyon ve nabız düşüklüğünden dolayı kardiyolojiye sevk yazacağını söyledi. Çıkmayacağımı söyledim. Hasta değilim. İşimi istiyorum. Kardiyologla filan işim yok. Benim işim adaletle.” mesinin ardından yaşanan olayların ardından “Bizi Konur Sokak’a göndermek ve o sokağı da gaza boğmak istiyorlar. Esnafa bir zarar gelmesin diye Karanfil Caddesi’ne gitmek istiyoruz ancak bize müdahale ediliyor” dedi. ‘Kaza araştırılsın’ CHP’li Ağbaba, Şırnak’ta 13 askerin şehit olduğu helikopterle ilgili yurttaşların kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesini istedi SELAHATTİN GÖKATALAY CHPhelikopter kazası için araştırma isteyecek. Malatya’da partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Şırnak’ta 13 askerin şehit olduğu helikopter kazasıyla ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Ağbaba, “Kazayla ilgili çeşitli kuşkular, soru işaretleri var. CHP olarak önümüzdeki hafta bu konunun araştırılmasıyla ilgili bir araştırma önergesi vereceğiz. Kazanın araştırılması ve kimsenin kafasında kuşku kalmaması gerekiyor. Şehit olan insanlar, Şırnak’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin beyniydi. Orada beyin yok oldu. Bir taraftan tümen komutanı diğer taraftan asayiş komutanı, çok önemli yetişmiş subaylar aynı helikopterde kazaya mı kurban gitti CHP’li Ağbaba, helikopter kazasıyla ilgili Meclis araştırması istedi. ler? CHP olarak bunun araştırılmasını isteyeceğiz. Şehitlerimizin kanlarının yerde kalmaması lazım, ne olduğunu herkesin öğrenmesi gerekiyor. Eğer kazaysa neden olduğu araştırılmalı, kaza değilse başka bir kuşku varsa ki toplumun kafasında bu tür kuşkular var, bu kuşkuları gidermemiz gerekiyor. Araştırma önergesi vererek, araştırma komisyonu kurulmasını isteye ceğiz” diye konuştu. ‘Kıdem’e el atılacak CHP Emek Büroları’nın pazartesi günü “Kıdem Tazminatı Çalıştayı” düzenleyeceğini belirten Ağbaba, “Hükümetin ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ve emekçilerin kazanılmış haklarını gasp etmeye yönelik yeni bir plan yeniden gündemde. Aylardır konuşulan bu plan her nedense re ferandum öncesinde yürürlüğe konmadı. Sadece bu durum bile, tazminatın fona devrinin emekçinin yararına olmadığının göstergesidir. CHP, ‘Emek en yüce değerdir’ ilkesini benimsemiş bir partidir. Bu nedenle CHP, emekçilerin kazanılmış haklarının tırpanlanmasına, gasp edilmesine ve tamamen ortadan kaldırılmasına karşıdır” ifadelerini kullandı. 2012’de çıkarılan ve geçen sene yürürlüğe girmesi gereken İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın üçüncü kez ertelendiğine dikkat çeken Ağbaba, şunları söyledi: “Bu sefer öyle bir yıl da değil, 2020’ye kadar erteliyorlar. 2019 seçimlerinin de ertesine. 5 milyon insanımızın hayatı, ne yazık ki AKP’nin umurunda değil. İş kazalarını ve cinayetlerini önlemek için 50’den az işçi çalıştıran işverenlere verilecek eğitimi öteledikçe öteliyorlar” l MALATYA Cezaevi ziyaretine izni yok HDP’liler, tutuklu vekilleriyle görüşmek için verdikleri dilekçelere yanıt bile alamadı HDP’nin tutuklu olmayan milletvekille ri tutuklu milletvekilleriyle gö rüşmek için 10 haftadır düzen li olarak Adalet Bakanlığı’na baş vuruyor. Bugüne kadar yüzler ce dilekçe veren HDP’li vekillere olumlu ya da olumsuz tek bir dö nüş bile yapılmaz ken, CHP’li millet vekillerinin tutuk lu milletvekilleriy le görüşmesine ise izin veriliyor. MAHMUT HDP’de Eş Ge LICALI nel Başkan Sela hattin Demirtaş’la birlikte 10 milletvekili tutuk lu bulunuyor. HDP’li tutuk lu milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvu rular aylardır gündeme alınmaz ken, tutuklu milletvekilleriyle görüşmek isteyen diğer milletve killerinin başvurularına da bu güne kadar bir yanıt gelmedi. 500 dilekçe verildi Edinilen bilgiye göre HDP’de milletvekilleri haftalardır düzenli olarak Adalet Bakanlığı’na başvurarak tutuklu milletvekilleriyle görüşmek istemiyle dilekçe veriyor. 10 haftadır düzenli olarak yüzlerce dilekçe veren HDP’li milletvekillerine bugüne kadar bakanlıktan ne olumlu ne de olumsuz bir yanıt verildi. Başka bir deyişle tutuklu ol Savaş Buldan anıldı İstanbul’da 1994 yılında arkadaşları Hacı Karay ve Adnan Yıldırım ile birlikte istemeye yüzü olmamalı” dedi. 23 yıldan bu yana Türkiye’de değişen bir şeyin olmadı Yeşilköy’de bir otelin çıkışında kaçırıldıktan ğını söyleyen Buldan “TBMM’de faili meçhul iki gün sonra cesedi bulunan Savaş Buldan, cinayetlerin araştırılmasına yönelik bir ko eşi TBMM Başkanvekili Pervin Buldan ve par misyon kurduramadık bu hükümete” diye tililer tarafından mezarı başında anıldı. konuştu. HDP Sözcüsü Osman Baydemir Avcılar Mezarlığı’nda yapılan anmada ise hem Kürtçe hem de Türkçe konuştu. konuşan Pervin Buldan, “Eğer devlet, AKP hükümeti Kürtlerle barışmak istiyorsa, o Savaş Buldan Baydemir 17 bin 500 faili belli siyasi cinayet olduğunu söyledi. Anmaya HDP’li millet zaman Savaş’ın, Hacı’nın ve Adnan’ın katillerini vekilleri Sırrı Süreyya Önder, Celal Doğan ve Erol yargılayarak buna başlayabilir. Bunların katilleri Dora ile birlikte Buldan, Karay ve Yıldırım’ın yakınları açığa çıkmadan devletin ve hükümetin bizden barış katıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet mayan 47 milletvekilinin toplam 500 dolayındaki dilekçesine hiçbir işlem yapılmadı. HDP’li milletvekillerinin tutuklu milletvekilleriyle görüşmelerine izin verilmemesinin yanı sıra TBMM İnsan Hakları nı İnceleme Komisyonu üyesi olan HDP’li milletvekillerine de 26. dönemde bugüne kadar hiçbir cezaevinde tutuklu ya da hükümlülerle görüşme yapma izni de verilmedi. Zaten 26. dönem içerisinde TBMM İnsan Hakla rını İnceleme Komisyonu üyesi olan HDP’li Ayhan Bilgen ve Burcu Çelik de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bilgen aynı zamanda komisyonun başkanlık divanında da kâtip üye olarak görev yapıyordu. l ANKARA Yarkadaş: Melih Gökçek 82 kişiyi işe başlatmıyor Ankara Büyükşehir Belediyesi, yasal zorunluluk olan engelli istihdamı kapsamında ataması yapılan 82 kişiyi dört aydır işe başlatmadı. Konuyu TBMM’ye taşıyan CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, Başbakan Binali Yıldırım’a soru önergesi verdi. Yarkadaş, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde geçmiyor mu? 82 kişi hak kazanmış olmasına rağmen dört aydır neden işe başlatılmıyor? Melih Gökçek’in bizim bilmediğimiz bir ayrıcalığı mı var?” diye sordu. “Bu kişiler, devletin kendilerine tanıdığı hakkı, Gökçek’in keyfi tutumu yüzünden kullanamıyor” diyen Yarkadaş, belediyenin atamalara itiraz ettiğini ve İdare Mahkemesi’ne gittiğini belirtti. CHP’li Tanal’dan Kuzu’ya: İntihalden ceza aldınız mı CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal, Cumhurbaşka nı Tayyip Erdoğan’ın danışmanı ve anaya sa profesörü Burhan Kuzu’nun profesörlüğe Tanal yükselmek için girdiği jüride intihâl nedeniyle ceza aldığını ve bu olay sonrası jürinin değiştirildiğini söyle di. Tanal, sosyal pay laşım hesabı Twitter üzerinden Kuzu’yu eti ketleyerek şu soruları sordu: “Profesör yük Kuzu seltme jürisinde hakkınızda intihal nede niyle soruşturma açılıp ceza aldınız mı? Bu işlem sonucunda jüri değiş tirildi mi” l ANKARA Bize sevmek yasak... 43 yıl önceydi... Yemyeşil bir vadiden geçip dağların yamaçlarında kurulan Sason’a vardığımızda akşam olmuştu. Tütün piyasası zamanıydı... Çevremizde çocuklar vardı. Onlar büyüklerle birlikte, gelen konukları izliyordu. Bakışları ürkekti... O yıllar sık sık Güneydoğu’ya gider, Silvan’da “Cenanların”, Lice’de “çocukların”, Sason’da “tütün ağalarının” öyküsünü anlatırdım. O gece Sason’da dönemin Gümrük ve Tekel Bakanı Mahmut Türkmenoğlu, Tekel Genel Müdürü Orhan Özet ve tütün eksperleriyle birlikte o hüzünlü insanlarla konuşmuştuk geç saatlere dek. Ne zaman yağmur yağsa içime hüzün bulutu düşer... Geçmişi anımsarım... Silvan’da Cenanları sömüren Kepoğlu Mahmut Ağa’nın 1983 öncesi Adalet Partisi’nden, 1983’te ANAP’tan milletvekili seçildiğini, kendi çıkarlarını nasıl koruyup kolladığını düşünürüm. Malabadi Köprüsü’ndeki siyah saçlı, kara gözlü çocuklar yüreklerin tahta evciklerle donandığı akşamın gölgelerini oluşturur. Lice’de karlı bir kış sabahı, 90 yaşındaki bir ihtiyarın 1976 yılında “solcu” suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklandığı aklıma gelir aradan yıllar geçse de... Yaşam kendi acılarını içinde topluyor. Umutlar bembeyaz bulutları başımızın üzerinde biriktiriyor. Yorgun ve uykusuz gözler... Uçurtmalarını, topaçlarını yitiren çocuklar. Akşamın ilerlemiş saatlerinde kavşaklarda kâğıt mendil satan küçük yaşta Suriyeli bebeler... HHH Lice’den, Bismil’den, Kulp’tan, Şırnak’tan kopup gelen fırtınanın Dicle’nin bulanık sularında ay ışığını delip geçmesi gibi bir şey bu. Boşalan köyler ve mezralar... Oralardan büyük kentlere başlayan göç dalgası... Önce PKK, sonra Hizbullah vahşeti... O çocukların, gençlerin Hakkâri’de çöplükte yiyecek ararken patlayan bombayla paramparça oluşları; yüre ği insan sevgisiyle atan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın katledilişi; gözyaşı, acı, hüzün yumağı. Yalnızlığın ve umutsuzluğun buzdan çetelesi içinde geçmiş zaman mevsimlerinin kirletilmesi... Yoksulluk alın yazısı mıdır? Yoksulluk yaşam biçimi midir? Bunca yıl sonra o acılar denizindeyiz toplum olarak... Usumda büyüyor o çocuklar, soluk alıp veriyor evren. Yüce ve ateşli mutluluk bize yasak! Gülmek, eğlenmek yasak! Güneydoğu’da hiyerarşik aşiret örgütlenmesi bireyin özgürleşmesini engelleyici en büyük etken olarak karşımıza çıkarken bu sorun neden ortadan kaldırılmıyor? Dedim ya bize sevmek, mutluluk yasak... Geleneksel öğeler iç içe girince çelişkiler yumağıyla karşı karşıya kalıyoruz... Yüreğimde bir fırtına... Sessizlik bize göre yaşam biçimi olmamalı. Saçlarının okyanusunda, içli türkülerle, her ulustan güçlü insanlarla, sonsuz sıcaklığın yan gelip yattığı uçsuz bucaksız bir gök üzerinde ince ve karışık yapılan oymalar gibi beliren, biçim biçim gemilerle kaynaşan bir liman görmek o denli zor mu? HHH İçimde acı ve hüzün... Yokluğun cehenneminde dolaşan milyonlar, acıları bir kıyıya itip mutlu olabileceğini sanan insanlar. Gökyüzüne bakarken yıllar öncesine gidiyorum... Bizim çektiğimiz acıları, hüzünleri çocuklarımız çekmesin. Belleğimizde iz bırakan hüznün şarkısı bizi yıllar öncesine taşıyor ister istemez... Musa Anter Diyarbakır çarşısında dolaşıyor, Orhan Yavuz Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde. Onat Kutlar Beyoğlu’nda yürüyor, Ahmet Taner Kışlalı Ankara Kızılay’da... Çetin Emeç Cağaloğlu’nda, Turan Dursun Acıbadem’de... Gözlerimi yumuyorum... Aşkın ve özgürlüğün, doğacak bir yıldız taşıyıcısının gizli sözcüsünü arayacağız çocuklarımızla birlikte. Geleceğin rengini çiçeklerle çoğaltacağız yüreklerimizde... Vakıflar’ın oyununu İBB Meclisi bozdu HAZAL OCAK Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü, FETÖ’yle ilişkisi olduğu gerekçesiyle kapatılan Marmara Eğitim ve Kültür Vakfı’na ait Fatih Karagümrük’teki arazi kendi mülkiyetine geçince arazinin bölge ihtiyaçları doğrultusunda yeşil alan ve parka çevrilmesine itiraz etti. Müdürlük itirazında alanın ‘gelir getirici’ olduğuna dikkat çekerek kararın iptal edilmesini istedi. İtiraz İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde oybirliğiyle reddedildi. Park yapıldı Marmara Eğitim ve Kültür Vakfı, FETÖ’yle ilişkisi olduğu gerekçesiyle 23 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatıldı. Vakfa ait Fatih Karagümrük’teki arazi bin 149 metrekarelik arazi de 24 Temmuz 2016’da Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne OHAL kapsamında devredildi. Arazi Vatan Caddesi’ne yakınlığıyla da dikkat çekiyor. Sosyal Kültürel Tesis alanında kalan arazi 26 Eylül 2016 tarihinde bölge sakinlerinden gelen park yapılmasına yönelik yoğun talep üzerine Parklar ve Dinlenme Alanları’na alındı. Araziye ilişkin yeni karar Tarihi Yarımada’da yer almasından ötürü İstanbul 4 Numara Park , yeşil saha, cami yapamazsın Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’nün itiraz dilekçesinde Vakıflar Kanunu’na da atıfta bulunularak gelir getirici olarak kaydedilen arazilerin “yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami, karakol, okul, resmi hizmet alanı, belediye hizmet alanı” gibi fonksiyonlar verilemeyeceğinin yazılması dikkat çekti. lı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne de soruldu. Müdürlük arazinin park yapılmasını onayladı. Karara ilişkin imar planları 23 Aralık 2016 tarihinde askıya çıktı. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü de itiraz etti. İtiraz dilekçesinde arazinin ‘önemli ve gelir getirici’ olduğunun altını çizerek gelir getirici arazilerin vakıf amaç ve faaliyetlerini yerine getirebilmesi için gelir getirici olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. İBB Meclisi Mayıs ayı oturumları gündemine gelen itiraz görüşmeleri sırasında konuşan CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Sağ “Bir komisyon kurulmalı ve 2004 2016 yılları arasında yapılan plan değişiklikleri incelenmeli” dedi. İtiraz oybirliğiyle reddedildi. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle