25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Haziran 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Frekansa taktılar Öldüren sevgi Sait Faik’in “Öyle Bir Hikâye”sinde, yazar, dostu Pakize’yi öldüren susam helvası satan Hidayet’e sorar: Neden öldürdün Hidayet? Yanıt allak bullak edicidir: Çok seviyordum be abi!.. Sevgi de hani öyle böyle değildir. Hidayet’in günü Pakize ile ağarır, onu düşünmediği bir dakikası bile yoktur, rüyada gibi yaşar, her laf gelir Pakize’ye dayanır... Her gün TV ekranlarında, gazete sayfalarında görüyoruz, yurdumuzda artık yadırganmayan, bu öldüren sevdanın kanlı örneklerini. Sevgimiz için göze almayacağımız şey yoktur, öldürmek dahil... Aslında sevginin bu türlüsünü ve tezahürlerini pek anlayamıyorum, ama gerçekler ortada. Türkiye’de yaşaya yaşaya sevgiden korkmam işte bu yüzdendir. Azgelişmiş ülkelerde cinayetlere yol açan, karasevdanın yanı sıra bir de vatan sevgisi var. Tarihi, vatan sevgisinin öldürücü tezahürüyle karartılmamış ülke yok. Yalnız toplumlar ilerledikçe, demokrasi geliştikçe bu türlü olaylar da azalıyor. HHH Maşallah hamasi duyguları gelişmiş bir toplumuz. Son zamanlarda çok cephede birden mücadele etmek zorunluluğuyla karşı karşıya kalan toplumun yurt sevgisine daha da sık başvurulur oldu. Yurt sevgisinin toplumların güç koşulları aşmada destekleyici bir etkisi olduğu yadsınamaz. Ne ki yurt sevgisinin tanımında ortak paydada buluşabilmek güç. Kiminin yurtseverlik olarak gördüğü davranış kimine göre vatan hainliği olabiliyor. Böylece de insanların ortak paydada birleştikleri durumlarda toplumsal azmi ve enerjiyi güçlendiren vatan sevgisi, görüş ayrılıklarının derinleştiği, ötekileştiren zihniyetin iktidarda olduğu dönemlerde, kaosu, kargaşayı, çatışmayı, hatta katliamı kışkırtabiliyor. Vatan sevgisiyle gözü kararmış kitlelerin o büyük sevgi ile galeyana geldiklerinde yapamayacakları şey kalmıyor. Ve birinin vatanseverlik olarak kabul ettiğini öbürü vatan hainliği olarak algıladığından kan gövdeyi götürebiliyor. Bu ortamda kimin vatansever, kimin vatan haini olduğunu nesnel olarak belirlemek de mümkün olmadığından iş içinden çıkılmaz hale geliyor ve sonunda çatışmada kazanan vatansever, kaybeden de vatan haini oluyor. Akim kaldığı için hepimizin çok şükür diyerek rahat bir nefes aldığımız 15 Temmuz darbe girişimini düşünün. Maazallah, darbe sağduyu sahiplerince bastırılamayıp da başarıya erişseydi, özgürlüğümüze kastettikleri için bugün ihanetle yargılanmakta olanlar, kahraman ilan edilecekler ve sözlerinden çıkmak da vatana ihanet olacaktı. Çok şükür darbe bastırıldı da böylesi abes bir durumu yaşamak zorunda kalmadık. HHH Görülüyor ki kimi zaman vatan sevgisi, Sait Faik’in susam helvası satıcısı Hidayet’in sevgisi kadar yıkıcı ve abes sonuçlara yol açabiliyor. O yüzdendir ki ben vatan sevgisi ile vatanseverlik çağrısı yapan siyasal nutuklardan çok korkuyor ve “vatan sevgimizi biraz dizginlesek daha iyi olacak galiba” diyorum. Ama toplumları sevgiden men etmeye de kimsenin hakkı yok, demokrasilerde kimseyi vatan sevgisinden mahrum etmek de mümkün ve doğru değil. O zaman ne yapmalı? O zaman belki de yapılacak tek şey, çok demokratik olan eşitlik kavramını vatan sevgisine de uygulamak ve herkesin vatan sevgisinin eşit olduğunu kabul etmek. Durum böyle olunca, herkes vatanı eşit derecede sevmek konumunda olacağından, kimse kimseye vatan sevgisi nedeniyle saldıramayacak. Hatta durumu güvenceye almak için, aslında anayasalarda yer alması pek doğru olmayan yasaklama getirmek düşünülemez de değil. O zaman herhalde şöyle bir maddenin konması yararlı olur: “Her yurttaş vatanını sevmekte eşittir. Hiçbir vatandaşın vatanını diğerlerinden fazla sevme hakkı yoktur. Vatanını diğer vatandaşlardan daha çok sevmek yasaktır.” İnanın, ilk bakışta vatanseverliğe sınırlama getiriyor gibi görünen bu düzenleme çok vatansever sonuçlar doğurabilir. Özer Sencar gözaltında Metropoll Araştırma Şirketi Başkanı Özer Sencar, gözaltına alındı. Özer Sencar’ın Twitter hesabından dün akşam ailesi tarafından yapılan açıklamada, “Özer Sencar göz altına alınmıştır. Sencar Sebep ve mahiyetini biz de henüz tam olarak bilememekteyiz. Sürecin en kısa sürede sonuçlanmasını umuyoruz. Bu bilgiyi onun adına kamuoyuna saygıyla iletiyoruz” ifadeleri kullanıldı. l Haber Merkezi Mahkeme ifadelerinde 15 Temmuz gününe ilişkin çelişkiler artınca hükümet soru işaretlerini gidermek yerine cezaevlerinin çevresinde kaçak yayın aramaya çıktı 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin davalarda sanıkların verdiği savunmalar arasındaki çelişki, savcılık ifadeleri ile mah keme savunmaları arasındaki tutarsızlık, Saray’da bile rahatsızlık yaratınca hükümet harekete geçti. Başbakanlık, çelişki ve tuSİNAN tarsızlıkları ortadan TARTANOĞLU kaldırmak yerine, sanıklara dışarıdan talimat verilip verilmediği ile ilgilenmeye başladı. Adalet Bakanlığı’nın talebi ile Başbakanlık, cezaevlerinin çevresinde elektronik haberleşme vericisi veya alıcı olup olmadığının tespiti için frekans tespit spektrum uzmanlarını sahaya çıkardı. Başta Genelkurmay Başkanlığı çatı davası olmak üzere ülke genelinde 15 Temmuz davalarında yapılan savunmalar, rütbeler yükseldikçe ilgi çekmeye başladı. Tutuklama ve mahkeme süresindeki ifadeler ile mahkeme savunmaları birbirini tutmayınca, itirazlar yükseldi. Hükümete yakın gazetelerde “tek tip savunmalar verilmeye başlandı. Bu dışarıdan talimat alındığını gösteriyor” tezleri dile getirildi. Savunmalarla FETÖ ile mücadelenin sulandırılmaya çalışıldığı ifade edildi. Son olarak savunmalarla ilgili itiraz, Saray’dan geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Suçüstü yakalandıkları halde mahkemelerde şimdi ne diyorlar; ‘Görmedim, duymadım, söylemedim’ diyerek üç maymunu oynayan FETÖ’cüler kendilerini bekleyen acı sondan kurtulamayacaklardır. Siz kime bu oyunu oynuyorsunuz? Bütün belgeler, her şey görüntüler ortada” tepkisini gösterdi. Erdoğan daha önce de “at izi it izine karıştı” uyarısında bulunmuştu. Ancak hükümet, ifade ve savunmalarda or taya çıkan çelişkileri ortadan kaldırmaya, 15 Temmuz gecesi yaşananları tüm gerçekliği ile ortaya koymaya gayret göstermek yerine, teknik bir çalışmanın içine girdi. Edinilen bilgiye göre Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine Başbakanlık, cezaevlerinin çevresinde, sanıkların dışarı ile iletişim kurmasını sağlayacak elektronik haberleşme cihazlarının olup olmadığını aramaya başladı. Frekans avı Kaçak radyo frekanslarının tespitini yapan spektrum uzmanlarının başta Ankara Sincan ve İstanbul Silivri olmak üzere üst düzey askerlerin tutulduğu cezaevlerinin çevresinde frekans avına çıktığı öğrenildi. Frekans dağıtan vericinin tespiti ile birlikte, vericinin ana kaynağının ve cezaevi içindeki alıcısının belirlenmesi amaçlandı. l ANKARA Eski müsteşara FETÖ gözaltısı Başbakanlık Başmüşaviri Birol Erdem ile eşi Gülümser Erdem, FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında Başbakanlık Başmüşavirliği görevini sürdüren eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Erdem ile eşi Gülümser Erdem hakkında FETÖ’ye üye olmak suçundan gözaltı kararı verildi. Birol Erdem, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince dün sabah Etimesgut’taki evinde, eşi Gülümser Erdem ise ablasının Yenimahalle’deki evinde gözaltına alındı. Erdem, 25 Ekim 2010’da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi olmuş, 21 Kasım 2011 ile 1 Ocak 2014 tarihleri arasında da Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürütmüştü. Birol Erdem geçen yıl FETÖ soruşturması çerçevesinde tanık olarak ifade vermişti ve bu tartışma konusu olmuştu. Çünkü birçok FETÖ sanığının ifadelerinde Birol Erdem’in ismi geçiyordu. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen MÜSİAD Genel Kurulu’nda konuştu. Yine Gezi’yi hedef aldı CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Gezi Direnişi’ne ilişkin tweet’ini eleştiren Erdoğan, OHAL’in süreceği mesajını da yineledi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gezi Parkı protestolarının 4. yıldönümü nedeniyle attığı tweet’e tepki gösterdi. Erdoğan, “Size ne yapıldı ki hak ve özgürlük mücadelesi veriyorsunuz. Bu mücadeleyi vermek Yeşilköy Havalimanı’ndan kaçarak Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine sığınmak mıdır? Zaten 15 Temmuz’da da kaçaklardansın” İfadelerini kullandı. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen MÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan, Suriye’deki operasyonlara ilişkin olarak “Gerek Amerika gerek Rusya ile yaptığımız görüşmeler neticesinde gelinen bir nokta var. Bu nokta, bir yerde izleme noktasıdır. Bizim için izleme. ‘Eğer Suriye’nin kuzeyinden ülkemize herhangi bir taciz olacak olursa o zaman da artık biz bundan sonra kimseyle bu konuları görüşmeyiz, kararımızı kendimiz veririz, nasıl Cerablus’ta, Rai’de, Bab’da göbeğimizi kestik, adımı attıysak bundan sonra da adımı atarız’ dedik” diye konuştu. ‘OHAL sürecek’ Erdoğan iş dünyasından gelen “OHAL kaldırılsın” eleştirilerine de değinerek “Birileri hâlâ Olağanüstü Hal var diye sızlanıyor. Olağanüstü Hal girişimcilerin yatırımcıların önünü mü kesiyor, yoksa önünü mü açıyor. Eskiden patron fabrikasına giremiyordu. Biz geldik fabrikalarınızın kapısını açtık. OHAL sadece terör için var, terörist olmayan için OHAL yok hükmünde. Terörle mücadelenin gerektirdiği kadarıyla bu uygulama devam edecek” dedi. Konuşmasında Gezi Direnişi’yle il gili tweet’leri nedeniyle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ana muhalefetin başındaki zat tweet atıyor, herhalde birçok kardeşim o tweet’leri okumuştur. Ne diyor o tweet’te? Çok enteresan. ‘Dördüncü yıl dönümünü kutladığımız Gezi olaylarında hak ve özgürlük mücadelesi verenleri minnetle anıyorum’ diyor. Bu nasıl hak ve özgürlük mücadelesi ya? Yani bir şehri yakacaksınız, yıkacaksınız, polislerimizi şehit edeceksiniz, cam, çerçeve her şeyi indireceksiniz ve buna hak ve özgürlük mücadelesi diyeceksiniz. Size ne yapıldı ki hak ve özgürlük mücadelesi veriyorsunuz? Hak ve özgürlük mücadelesini vermek, Yeşilköy Havalimanı’ndan kaçarak Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine sığınmak mıdır?” l İstanbul/Cumhuriyet S400 füzelerinde sona yaklaşıldı Rus devlet savunma sanayii şirketi Rostec’in Üst Yöneticisi (CEO) Sergey Çemezov, Türkiye ile 5. nesil savaş uçağı üretimi konusunu görüştüklerini belirterek, “Bu konuda Türkiye’de gerekli altyapı mevcut. Birlikte yeni ve modern bir şeyler yaratabiliriz” dedi. Çemezov, Türkiye ile yürütülen S400 hava savunma sistemleri ve diğer projelere ilişkin Türk medyasına ilk kez değerlendirmelerde bulundu. Rusya’nın Türkiye ile birlikte S400 sistemiyle ilgili teknik görüşmelerde sona gelindiğini anlatan Çemezov, şu anda S400’lerin finansmanıyla ilgili konuların istişare edildiğini söyledi. Finansman konusunun hükümetlerarası seviyede de ele alındığına işaret eden Çemezov, “Çünkü hükümetlerarası anlaşmalarda yalnızca hükümet kredi verebilir. Rus ve Türk maliye bakanlıkları bu konuda istişarelerini devam ettiriyorlar” dedi. İki ülke arasında S400 hava savunma sistemi satış görüşmeleri sürüyor. Rusya ile Türkiye arasında 5. nesil savaş uçağı üretiminin de istişare edildiğine dikkati çeken Çemezov, bu konuda ise Türkiye’nin gerekli altyapıya sahip olduğunu belirtti. Türkiye’nin kendi uçaklarının montajını yapabildiğini hatırlatan Çemezov, “Tüm bu gelişmeler ışığın da yeni ve modern bir şeyler yaratabiliriz” dedi. Çemezov, S500 sistemleriyle ilgili olarak da, henüz Rus ordusunun dahi bu sistemleri tam anlamıyla envanterine katmadığına işaret ederek, bu konuda bir yorum yapmak için henüz erken olduğunu söyledi. l Dış Haberler TAYİNLER İYİCE ZORLAŞTI Doktor, eşine zor kavuşacak! Sağlık Bakanlığı, Danıştay’ın kararına karşın eşi özel sektörde çalışan kamudaki dok tor, diş hekimi ve eczacıların eşleri nin bulunduğu yerlere tayinlerini zorlaştırdı. Tayin için doktor, diş hekimi ve eczacıla rın özel sektörde çalı şan eşlerinin tayin is MUSTAFA ÇAKIR tenilen yerde son 4 yıl içinde 1440 gün sos yal güvenlik primi ödemiş olmaları şartı getirildi. Oysa diğer sağlık çalışanları için bu sü re 720 gün olarak uygulanıyor. Ay rıca doktor, diş hekimi ve eczacıla rın özel sektörde çalışan eşleri 1440 gün prim şartını yerine getirmiş ol sa bile, tayinler sadece belirlenen il lere yapılabilecek. Tartışma yaratacak Sağlık Bakanlığı, kamudaki doktor, diş hekimi ve eczacıların tayinlerinde tartışma yaratacak yönetmelik değişikliğine imza attı. Bakanlık daha önce kamudaki doktor, diş hekimi ve eczacıları “stratejik personel” statüsüne almıştı. Kamudaki bu personelin, özel sektörde çalışan eşlerinin yanlarına tayin hakları bulunmuyordu. Bunlar dışındaki sağlık çalışanlarının ise özel sektörde çalışan eşlerinin yanlarına tayin olabilmek için özel sektördeki eşin atama talep edilen yerde son 4 yılda 720 gün sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle kendi adına veya bir işverene bağlık olarak çalışmış ve halen çalışıyor olması şartı aranıyordu. “Stratejik personel” olarak kabul edilen kamudaki doktor, diş hekimi ve eczacıların ise böyle bir hakkı bulunmuyordu. Sağlık meslek örgütleri düzenlemenin iptali için dava açtı. Resmi gazetede yayımlandı Danıştay, “stratejik personelin” de eş durumu mazereti nedeniyle tayin isteme hakkı bulunduğuna dikkat çekerek düzenlemeyi iptal etti. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı yeni bir yönetmelik değişikliği yaptı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile eşi özel sektörde çalışan stratejik personel (doktor, diş hekimi, eczacı) için de tayin hakkı getirildi. Ancak diğer sağlık çalışanları için özelde çalışan eşin bulunduğu yerde son dört yılda 720 gün sosyal güvenlik primi ödeme şartı aranırken, “stratejik personel” olarak kabul edilen doktor, diş hekimi ve eczacılar için bunun iki katı yani 1440 gün prim ödeme şartı getirildi. Doktor, eczacı ve diş hekimlerinin tayin istedikleri yerin 5. ve 6. hizmet bölgesi veya C ve D hizmet grubu il olması şartı da aranacak. Bu iller çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunuyor. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle