23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Haziran 2017 2 dizi EDİTÖR: DENİZ ÜLKÜTEKİN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Sınava hazırlık sürecinin öğrencileri kaygılandırması strese neden olması, hem olağan hem çok yaygın Kısa bir süre sonra Lisans Yerleştirme Sınavları'na girecek üniversite adaylarının kaygı duymamaları, stres yaşamamaları neredeyse imkânsız. Hatta hiç stres yaşanmaması kuşkuyla karşılanabiliyor. Ancak adayların bu durumu düzene sokmaları, kendilerini sakinleştirmeleri sınav başarısı için şart. ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Program Koordinatörü Doç. Dr. Aslı Bugay, “Kaygı ve stres gibi duygular karşısında bazı öğrenciler nasıl kendilerini ve duygularını daha iyi düzenliyor ve kendilerini daha iyi yatıştırıyor' sorusunun cevabı aslında sı KyaetnışdtinıriızniAma stres derecesini değiştirmek elinizde! navın sonucunu büyük oranda şekillen dirmektedir” dedi. “Eğer sınav öncesinde ve sınav anın da aklınıza geleceğe dair ‘Acaba çalışma dığım bölümlerden sorular çıkar mı?', ‘Sı nav sonuçları nasıl olacak?, ‘Ailemi ve öğ retmenlerimi memnun edebilecek özgüveninizi yükseltin!miyim?' gibi sorular geliyorsa siz de sınav kaygısı var demektir” diyen Doç Bugay, stres düzeyi ile ilgili şunları söyledi: “Şu anki stres seviyenizi 110 arası bir rakamla değerlendirebiliyor olsaydınız son hafta hiç stres olamamanız şüpheli, 35 arası bir stres yaşamanız sağlıklı, 57 arası bir stres yaşamanız riskli ama stres Öösessyozanğıüngryrksuaüeesovdvndenaescelaneoninöcirbbniuneğıairlkraşayserlkıüvannımnekmacasvaisaebdsısanlıiatınlaöedivırvnnbieğydkeiliebamarstiiyllkoeemmgerrsıeeulsniildlkıidiaçkatiiriğeznıdia.yubslBaayoipulcgdrtauuiığkklsatiçurıarı. OLUMSUZ DÜŞÜNMEYİN!SşkbeeııtsentkoznSedoenlaişaıhheanyrvdrlnuünzzaıiıinklilıemviinaniyğeçkridögiilizctoenssadnilebdneroenceltieresroeşeragsinoknsiknüemkuiilaçzürlavymerdöeinpşeacsizkaüılılieuüldlgdakıipesğlaşeyaektleanalipcsıuencsşıerdrcicnıalozanğıaeeağemb.hiivvkınrSlnuaaateioaııylepnszmuınlnsauaılmıa.uinnivmnmmzaıddzsraaaabaubyikzriılne. seviyeniz 7 üzerine ise tehlikeli ola rak görülebilir. Sınav stresi 7’nin altında olanların daha iyi bir performans elde et meleri olasıdır. Stresi sağlıklı bir seviye ye çekebilmek için öğrenci, aile ve psiko lojik danışman/öğretmenler işbirliği ile hareket etmelidir.” Psikolojik danışmanlara, öğretmenlere öneriler Düşünceduygu döngüsü hakkında bilgi verin: Düşünceler duyguların derecesine ve şiddetine yön verir. Sınava dair “başarısız olacağım” gibi olumsuz düşünceler kaygı ve stresi artırır. Öğrencilerin olumsuz duygularla baş edebilmeleri için önce olumsuz düşüncelerini değiştirmelerini sağlayın. Son hafta sınav taktiği vermeyin: Öğretmenler görev odaklı stratejiler olarak tanımlanan “Zaman kullanımına Sosyal medyaya ara dikkat et”, “Sorudaki ana fikri belirleyebilmeye ve şıklardaki çeldiricileri bulmaya odaklan” gibi sınav taktiklerini sınav hazırlık döneminin son haftalarında çok vurgulamaktadır. Bu stratejiler faydalı görünmesine rağmen, çok vurgulandıklarında öğrencilerde evham ve paniğe neden olarak sınav kaygısını yükseltebilmektedir. Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu, öğrencilerin uzun süre odaklanmalarına engel olacak teknolojik cihazları, ders çalışma sürelerinde kendilerinden uzak tutmaları önerisinde bulundu. Çarkoğlu, “Uzun bir süre dikkatlerini bölmeden bir şeye odaklanmaya çalışıyorlar. süreliğine ara verme önerisinde bulunan Çarkoğlu, şöyle devam etti: “Bir süre sosyal medya kullanımına ara verilebilir; ama arkadaşlarla sosyalleşmenin tek yolu sosyal medyaysa izolasyon da iyi bir yöntem olmayabilir. O yüzden kendilerini sosyalleştirmenin başka yollarını bulmaları iyi olabilir. Zamanlarını iyi planlamaları gerekiyor. Zaman planlaması yaparken sosyal medya için özel zamanlar ayırmaları Son anda öğrencinin Bu aslında odaklanma eğitimidir. ve bu zamanlara sadık kalmalarını eksikliklerini söylemeyin: Son Odaklarını eğitirken yanlarında devamlı önerebiliriz. Zaten bunu uyguladıkları zaman hafta tamamlanması imkânsız telefonlarının çalması onlara bu alışkanlığı odaklanmaları da daha kolay olacaktır. olan, öğrencinin bilmediği ya da edinmekte zorlanma getirecektir. O yüzden Daha az çaba harcayarak daha iyi sonuçlar eksikleri olan konuları boşuna hatırlatıp, özellikle sınava hazırlanırken telefonlarını alabildiklerini kendileri de göreceklerdir. özgüvenini zedeleyip sınav kaygısını sessize alarak ve kendilerinden uzak tutarak Ama izole olun, kendinizi tamamen kapatın, yükseltmeyin. Bunun yerine iyi olduğu çalışmalarını önerebiliriz” dedi. dünyadan tamamen kopun şeklinde bir konuları vurgulayarak rahatlamasına ve Üniversite adaylarına LYS hazırlık önerimiz yok. Önerimiz kendilerini devamlı motivasyonunu artırmaya yardımcı olun. sürecinde sosyal medya kullanımına bir olarak bir yandan sosyal medyada aktif, öte yandan ders çalışır şekilde bulmamaları ÖĞRENCİ AİLELERİNİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR yönünde. Birine zaman ayrıldığında diğerinin kapatılması gerekiyor. Odaklanmaya n Beslenme uyku düzenine dikkat edin: ihtiyaçları var. Bunu başardıklarında hayatlarının çok kolaylaştığını görecekler.” Sınav haftası çocuğunuzun kafeinden uzak sağlıklı ve daha önce yediği yiyecekleri yemesini sağlayın. Sadece sınavdan bir gün önce değil, en az 15 gün boyunca erken yatıp erken uyanmasına dikkat edin. Eğer sadece son gün erken yatmasını beklerseniz son gün çocuğunuzu uyku tutmayacak ve bu da sınav stresini artıracaktır. n Aile içi olumsuz tekrar eden sohbetler yapmayın: Sınav haftası “bu sınav ne saçma ve gereksiz”, “yeterince çalışmadın, keşke kışın daha çok çalışsaydın” gibi bugün gerçekliği ve işlevi olmayan konuşmalar yapmayın. n Çocuğunuzun duygu düzenleyicisi olduğunuzu unutmayın: Çocuğunuz sınavla ilgili kaygı ve endişelerinde hep sizin yüzünüzde benzer duygular var mı yok mu diye sizi gözlemeyecek ve sizi model alacaktır. Bu nedenle sizin iç rahatlığınız çocuğunuzun sınav kaygısını kontrol altına almasına yardımcı olacaktır. Ev içinde duyguların tıpkı grip gibi birbirinize bulaştığını yani sizde ki kaygının çocuğunuzun kaygısını tetiklediğini ya da artırdığını unutmayın! Beklentileriniz çocuğunuza uymayabilir Pek çok annebaba bilinçli ya da bilinçaltı ihtiyaçlarının sonucu kendi beklentilerini çocukları yoluyla gerçekleştirmek ister... Sizin beklentileriniz çocuğunuza uymayabilir. Üstelik kendi beklentilerinizi bir başkası (çocuğunuz bile olsa!) üzerin de gerçekleştirmeye hakkınız olmadığını kabul edin. Çocuğunuzun ilgileri, ihtiyaçları, yetenek ve kapasitesini doğru değerlendirmeye çalışın. Onu tanıyın ve onun kendisini gerçekleştirmesine yardımcı olun. Çocuğunuzu, kardeşleriyle ya da başkalarıyla kıyaslamayın. Onun kendi içindeki ilerlemesine dikkat edin, çabalarını takdir edin. Onun güçlü yönlerini keşfedip değerlendirmesi, yetersiz yönlerini geliştirmesi konusunda uygun fırsatlar hazırlayın. Akademisyenler de 16 Nisan sonuçlarını geçerli bulmuyor Bu Pazar da içerideki insanları unutmadım. Ama “Niyet Okumanın Altın Oranı” başlığıyla tasarladığım yazıyı, bir aksilik olmazsa, Salı gününe bırakarak bugün önemli bir bildiriyi vurgulamak istiyorum. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Raporu’ndan sonra, Türkiye’deki ve Türkiye dışındaki üniversitelere mensup 32 akademisyen de, ülkenin kaderini tek adama bağlayan tartışmalı 16 Nisan Halkoylaması sonuçlarının geçersizliği hakkında bir bildiri yayımladı. Bu bildiri dikkatle okunduğunda, bırakın sürecin bilimsel yöntemlere uygun olmayışını, 16 Nisan sonuçlarının saptırılması için önceden önlem alındığı, sonradan da her türlü haksızlık ve hukuksuzluğun yapıldığı açıkça görülmektedir. Akademisyenlerin bu çıkışı üniversitelerin utanç verici suskunluğu bağlamında çok daha önem ve anlam kazanıyor! (Bölümlere rakamları ben ekledim.) HHH Biz, aşağıda imzası bulunan öğretim üyeleri, bilimsel veri toplama ve analiz süreçlerinde kullanılan standart kural ve yöntem bilgileri ışığında 16 Nisan 2017 referandumuna ilişkin aşağıdaki mütalaayı kamuoyuyla paylaşmayı meslekî ve vicdanî sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz: 1) Herhangi bir konuda veri toplamanın sağlıklı olarak yapılabilmesi için veri toplama sürecine dair düzenli not tutulması ve olağandışı durumların kaydedilmesi zorunludur. Ancak, referandumda kullanılan sandık tutanak formu, oylamadan kısa bir süre önce, olağandışı durumları ayrıntılı olarak saptamaya elvermeyecek şekilde değiştirilmiştir. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimiyle 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 milletvekili seçimlerinde kullanılan sandık tutanaklarında, ilçe seçim kurulundan alınan toplam zarf ve oy pusulası sayısı, kullanılmayarak artan zarf ve oy pusulası sayısı, açılan sandıklardan kaç adet geçersiz zarf çıktığı ve neden geçersiz oldukları, kaç adet geçersiz oy pusulası çıktığı ve neden geçersiz olduklarına dair bilgi girilebilecek haneler vardır. Fakat 16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumunun sandık tutanaklarında oy kullanımı öncesinde elde kaç adet zarf ve oy pusulası olduğunun belirtileceği bir haneye yer verilmemiş, sadece geçerli ve geçersiz oy sayılarının yazılabileceği alanlar bırakılmıştır. Geçersiz olarak kaydedilen oyların neden geçersiz olduğu (örn. eksik mühür, boş pusula, birden fazla alana basılmış damga) bilinmemektedir, çünkü geçersiz olma nedenlerinin yazılabileceği bir alan mevcut değildir. 2) Veriler toplandıktan sonra kalite kontrolü yapılması ve geçersiz verilerin özellikle veri içeriğinden bağımsız olacak şekilde, sistematik bir yöntemle ayıklanması zorunludur. Geçersizlik tanımı, tüm verilere tarafsız ve eşit bir şekilde uygulanmalıdır. Ancak, referandumda sistematik bir geçersizlik testi yapılmamıştır. Uygulanan geçersizlik tanımı, yurtdışı oyları için farklı, bir saat erken açılan yurtiçi sandıkları için farklı, geç açılan sandıklar için farklıdır. Yurtdışı ve Doğu oylarında mühürsüz oylar geçersiz kabul edilmiş, ancak saat 17.00 sonrasında açılan sandıklarda mühürsüz oylar yasadışı şekilde geçerli sayılmıştır. Üstelik, kaç oyun hangi nedenle geçersiz olduğuna dair bilgi kaydedilmediğinden, sandık tutanakları üzerinden yeni bir sayım yapılması ve geçersiz oyların geçersizlik türüne göre tasnifi imkânsız hale gelmiştir. 3) Veri toplama süreci tamamlandıktan sonra, verilerin analizi hata kontrolü ile birlikte yapılmalıdır. Sonuçlar ancak bundan sonra açıklanmalıdır. Ancak, referandumda veri analizi titizlikle yapılmadan sonuçlar ilan edilmiştir. Çünkü hata payları ve nedenleri araştırılmamış, hata takibine yönelik itiraz dilekçeleri tek tek ele alınmadan alelacele reddedilmiştir. 4) Yukarıda bahsedilen üç yanlış uygulama, peş peşe eklendiğinde süreci, düzeltilmesi imkânsız şekilde bozmuştur. Dolayısıyla: 5) Referandum sonrasında ilan edilen sayıların gerçekliği kanıtlanamamaktadır. 6) Sayımın mevcut oy pusulaları üzerinden yeniden yapılması anlamsızdır. 7) Yeniden oy toplanmadıkça, oylamaya sunulan anayasa değişikliğini halkın ne kadarının onayladığı konusunda hiçbir vargı türetilemez. 8) Referandum sonrasında oluşan durumun belirsizliğinin kamuoyuna bu açıklıkta yansıtılmadığını gözlemliyoruz. 9) YSK tarafından ilan edilen referandum sonucunun halkın gerçek iradesini yansıttığını söylemenin bilimsel açıdan olanaksız olduğunu kamuoyunun bilgisine sunarız. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle