19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 5 Mayıs 2017 2 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY/MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Gülmek en büyük direnişimiz’ OZAN ÇEPNİ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) Rektör Erkan İbiş’in yasağına karşın öğrenciler İnek Bayramı’nı kutlamaya başladı. Fakültenin bulunduğu Cebeci Kampusu ve çevresinde sabah saatlerinden itibaren polis ablukası yaşanırken öğrencilerin temsili imam figürü kullanarak gerçekleştirdikleri İnek Yürüyüşü ile fakültelerin birbiri arasında mizahi atışmaların yaşandığı, okul yönetimi ve siyasal iktidarın eleştirildiği “ferman”ların okunmasına izin verilmedi. İmam yok, tehdit var Öğrenciler ise bütün baskılara karşı eksik de olsa İnek Bayramı’nı gerçekleştirme kararı aldı. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinden itibaren okula giren sivil polisler, imam kıyafetinin giyilmemesi şartıyla bayramın yapılabileceğini öğrencilere iletti. Üniversiteyi girişte yoğun güvenlik önlemi alındı. Ayrıca şenlik organizasyonunda bulunan bazı öğrencilerin polis tarafından ‘basına konuştukları’ gerekçesiyle tehdit edildiği iddia edilirken, kutlamalarda imam, sarık, cüppe ve dua okunması gelenekleri gerçekleştirilmedi. Amele’ye ferman yok SBF yönetimi tarafından, öğrencilerin bölümlerine geleneksel olarak takılmış lakaplar alarak yaptıkları “ferman” okunmasına da izin verilmedi. Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün “zuppeyun”, Kamu Yönetimi Bölümü’nün “tellaklar”, İşletme Bölümü’nün “bakkal”, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Bölümü’nün “amele”, Maliye Bölümü’nün “tahsildar” ve İktisat Bölümü öğrencilerinin de “geyikhan” adıyla üniversiteki sorunları mizahi bir dille kaleme aldıkları, üniversite yönetimi ve siyasal iktidara ilişkin eleştirilerin aktarıldığı “ferman” bölümü de yasaklar kapsamına dahil edilerek yaptırılmadı. Öğrenciler ise bütün yasaklara karşı “Gülmek en büyük direnişimiz” diyerek bayramlarına devam etti. İRNEEKKTÖBARYE RİNAAMTI OZAN ÇEPNİ Rektörlük öğrencilerin temsili imam figürü kullanarak gerçekleştirdikleri İnek Yürüyüşü’nü yasakladı. İnek tişörtte kaldı ama öğrencilerin mizahi direnişi sürdü. ÖSYM REDDETTİ 15 dakika mağdurlarına sınav yok ÖSYM Yönetim Kurulu, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) 15 dakika mağdurlarıyla ilgili kararını verdi. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun tavsiye kararına karşın ÖSYM, saat 9.45 mağdurlarının talebini reddetti. ÖSYM “Sınav binasına kılavuzda ilan edilen zamanda gelmiş ve sınavla ilgili tüm kurallara riayet etmiş olan adayların herhangi bir mağduriyete uğramasına yol açmadan yeni bir sınavın yapılması mümkün değildir” değerlendirmesi yapıldı. ÖSYM’nin değerlendirmesinde, 15 dakika kuralının devam edeceği belirtildi. ÖSYM Yönetim Kurulu değerlendirmesinde, sınava alınmayan adaylar için yeni bir sınavın yapılması halinde, “Geçerli puan alan her adayın 2017 YGS sonuçlarıyla birlikte açıklanan önceki sıralamaya dahil edilebilmesi için aday sıralamasının tüm adaylar için yeniden yapılması gerekecektir. 15 dakika kuralı nedeniyle sınava katılamadığını belirten adaylara yönelik yeni bir sınav yapılması durumunda kaçınılmaz olarak iki sınav arasında kolaylıkzorluk tartışması ortaya çıkacaktır. Yeni sınavın sonuçlarının diğer adayların sonuç ve sıralamasını negatif yönde etkilemeksizin, yani 2017 YGS ile LYS’ye girmeye hak kazanan adayları mağdur etmeden iki sınav sonucunun birleştirilmesi teknik olarak mümkün değildir” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu Bağımlılığa karşı masal Günümüzde yaygınlaşan teknoloji bağımlılığına karşı mücadele amacıyla Avcılar Kaymakamlığı tarafından 1000 anaokulu öğrencisine yönelik ‘Oyun İle Bağlan Hayata’ isimli projede Kaymakam Hulusi Doğan miniklere masal okudu. Kaymakam Doğan, okuduğu ‘Ahmet’in Tableti’ isimli masalın ardından kendisini dikkatle dinleyen miniklerden bundan nasıl bir ders alınabileceğini sordu. Minik öğrenciler tablet nedeniyle yaşamdan kopan masal kahramanı Ahmet’in aksine tablet ve bilgisayardan uzak durmaları ve arkadaşları, aileleri ile daha fazla zaman geçirerek oyun oynamaya öncelik vermeleri gerektiğini söyledi. l DHA ‘Çok zekIsIn’ demeyInÖipçğsiirnke2ot0lmtoeejnimlieellkresi Türk Eğitim Derneği’nin düşünce ku ruluşu TEDMEM’in FAigtaelany Amerikan Psikoloji Birliği ile Türkçeye kazandırılması konusunda işbirliği yaptığı bir çalışma da, öğretmenlere yol gösterecek 20 psi kolojik ipucu sıralanıyor. 20 temel ilke de, öğrencilerin nasıl düşündüğü ve na sıl öğrendiği, onları nelerin motive et tiği, öğrenmelerini etkileyen sosyal ve duygusal faktörlerin neler olduğu, sını fın en iyi nasıl yönetileceği ve öğrenci gelişiminin nasıl ölçüleceği konusunda bilgiler ve örnekler yer alıyor. Çalışmadaki bazı ilkeler: n ÖĞRENCİLERİNİZE ‘ÇOK ZEKİSİN’ DEMEYİN: Öğretmenler övgü kul lanımlarında tedbirli olmalı, övgülerin içeriğinin yetenek yerine, çaba veya ba şarılı stratejilerle ilişkili olmasını sağla malıdırlar. Öğretmenler özellikle başarı sızlığa meyilli öğrencilerin özgüvenleri ni korumaya çalıştıklarında, istemeden öğrencinin düşük yetenekli olduğu hak kında dolaylı ve örtük mesajlar verebi lirler. Öğretmen, öğrenci zor olmayan bir problemin cevabını hızlı bir şekil de bulduğunda “Sen çok zekisin” diye rek ödüllendirirse, istemeden öğrenci nin zekâyı, hız ve çaba eksikliği ile iliş kilendirmesine neden olur. n KISA DÖNEMLİ VE SOMUT HEDEFLER MOTİVE EDER: Öğrencilerin motivasyonu uzun dönemli genel ve aşı rı zorlayıcı hedefler yerine kısa dönem li, belirgin ve ortalama zorlayıcılığa sa hip hedefler belirlendiğinde daha çok artar. Gelişimsel olarak, en azından or ta ergenliğe kadar, öğrenciler uzak gele cekle ilgili somut düşünme konusunda daha az beceri gösterirler. n ÖĞRENCİLERİNİZE ZAMANINDA GERİ BİLDİRİM VERİN: Anlamlı, açıklayıcı ve zamanında verilen geri bildirim öğrenmeyi olumlu etkiler. Öğ ÖĞRENCİ İÇİN MUTLAK SON SÖZ OLMAMALI n Öğretmenler yüksek beklentilere sahip oldukları öğrencileri için daha destekleyici bir duygusal iklim, daha açık geribildirim, daha fazla dikkat, daha fazla öğretimsel zaman ve sonuçta daha fazla öğrenme fırsatı sağlamaktadırlar. Bu farklılık gösteren davranışlar zaman içerisinde yüksek ve dü şük performans gösteren öğrenciler arasındaki başarı farkını artırabilir. Bir öğrencinin zayıf akademik geçmişi, o öğrenci için mutlak son söz olarak algılanmamalıdır. Bunun yerine öğretmen, öğrenci ile ilgili geçici varsayımının yanlış olduğunu göstermek için bunu bir fırsat olarak kullanabilir. n ÖĞRENMEK İÇİN ÖĞRENMEYİ TEŞVİK EDİN: İçsel motivasyona sahip öğrenciler zevkli buldukları için öğrenme etkinlikleri üzerinde çalışırlar. Onlar için katılımın kendisi ödüldür ve öğrenme istekleri övgü, not veya diğer dışsal etmenler gibi maddi ödüllere bağlı değildir. Dışsal motivasyona sahip bir öğrenci ise ödül ve cezaya o kadar çok odaklanabilir ki, öğrenme arka planda kalabilir. retmenlerin sıklıkla kullandığı “aferin” ifadesi açıklayıcı ve anlamlı olmadığı için öğrencilerin anlama düzeylerini ya da öğrenme motivasyonlarını artırmaz. Açıklayıcı ve zamanında geri bildirim, öğrencilere öğrenme süreçlerindeki güçlü ve geliştirilebilir noktaları yansıtarak kendi süreçlerini takip edebilmeleri açısından kılavuzluk eder. “Zamanında” anahtar bir ifadedir. Öğrenci bir sınava girdikten, ödev teslim ettikten, performans sergiledikten hemen sonra öğrenme süreci ile ilgili geri bildirim verilmelidir. n ÖĞRENMENİN ANAHTARI ALIŞTIRMA Bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarımı farklı stratejiler yoluyla gerçekleştirilir ve bu aktarım sürecinin anahtarı alıştırma yapmaktır. Öğrenci alıştırmaları öğretmenler tarafından çeşitli yollarla desteklenebilir. Sınıf içinde alıştırmayı etkili kullanma yöntemlerinden biri ders tekrarları ve sınavlar olarak düşünülebilir. Açık uçlu soruların olduğu kısa sınavlar özellikle etkilidir, çünkü öğrencilerin sadece uzun süreli bellekten bilgi anımsamasını gerektirmez, ayrıca yeni bilgi oluşturmalarını sağlar. n SINIFTA İYİ HİSSETMEK ÖĞRENMEYİ VE GELİŞİMİ ETKİLER: Duygusal iyi olma hali; sınıfın her gün başarılı bir şekilde işlemesinin ayrılmaz bir parçasıdır ve öğrenmeyi yakından etkiler. Ayrıca kişilerarası ilişkiler, sosyal gelişim ve genel akıl sağlığı için de önemlidir. Öğretmen, bütün öğrencilerin kabul edildiği, değer ve saygı gördüğü, akademik başarı ve destek için fırsatların sunulduğu, yetişkinler ve akranlarla olumlu sosyal ilişkilere sahip olunan bir iklimi kurmada başrol oynar. n HER ÖĞRENCİYE GÖRE ÖĞRETİM HIZI BELİRLEMELİ: Öğrenme ortamında sosyal karşılaştırmalardan kaçınmak en iyisidir. Yüksek başarılı öğrenciler toplum tarafından bilinmekten hoşlansalar ve başarı seviyeleri bir önceki başarı seviyelerini aştığında övülmeleri gerekse de, zorlananlar veya “aptal” gibi görünmekten endişe edenler için sosyal karşılaştırmalar heves kırıcı olabilir. Sınıf ortamında, öğrenci değerlendirmelerini aktarmanın en iyi yolu öğrenciyle yalnız iletişim kurmaktır. “Mükemmel”, “zekice”, “şaşırtıcı” gibi öğrenciye neyi iyi yaptıkları ile ilgili herhangi bir belirgin bilgi sunmayan övgülerden kaçınılması en iyisidir. Hayır: Kabul etmiyorum Hayır, adaylık için belediye meclisi üyeleri için bile istifa mecburiyeti olan Cumhurbaşkanlığı seçimine, Başbakanlık’tan istifa etmeden giren bir politikacının seçilmesini kabul etmiyorum. Hayır, seçildikten sonra, partisi ile ilişkisinin kesilmesi gereken bir cumhurbaşkanının, birtakım şekil oyunlarını kullanarak parti genel başkanı sıfatıyla parti kongresi toplamasını ve yeni genel başkanı seçtirmesini kabul etmiyorum. Hayır, tarafsızlık yemini etmiş bir cumhurbaşkanının genel seçimlerde bir parti adına propaganda yapmasını kabul etmiyorum. Hayır, tarafsız olarak seçilmiş olan bir cumhurbaşkanının sonradan bir partiye üye ve genel başkan olmasını kabul etmiyorum. Hayır, genel seçimlerden sonra, hükümetin kurulması için gerekli görevlendirmelerin yapılmamasını kabul etmiyorum... Bunu yapmayan cumhurbaşkanının ise Anayasa’ya göre suç işlediğini düşünüyorum. Hayır, seçimlerde çoğunluğu kaybeden bir partinin yönetiminde, seçimlerin tekrarlanmasını kabul etmiyorum... Bunu yaptıranların da Anayasa’ya göre suç işlediğini düşünüyorum. Hayır, demokrasinin temel kurum ve kurallarını ortadan kaldıran bir halkoylaması yapılmasını ve bu yolla demokrasinin tahrip edilmesini kabul etmiyorum. Hayır, OHAL yasakları altında ve KHK’lerle düzenlenen son Halkoylamasında yapılan usulsüzlük, hukuksuzluk, haksızlık ve kanunsuzlukların, Yüksek Seçim Kurulu tarafından görmezden gelinmesini kabul etmiyorum... Mühürsüz pusula ve zarflar konusunda olduğu gibi bizzat bu kurul tarafından kanunsuzluk yapılmasının ise Demokrasinin önkoşulu olan seçim sistemini tahrip ettiğini ve suç olduğunu düşünüyorum. Hayır, partili ya da partisiz, bir cumhurbaşkanının, gerektiğinde kendisini yargılayacak olan Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini seçmesini kabul etmiyorum... Partili bir cumhurbaşkanının bunu yapmasını ise Demokrasi için bir felaket olarak görüyorum. Hayır, partili ya da partisiz bir cumhurbaşkanının, birtakım mekanizmaları da kullanarak tüm adalet mekanizmasını belirlemesini kabul etmiyorum... Partili bir cumhurbaşkanının bunu yapmasını ise, “Türkiye Cumhuriyeti Yargısını” bir “Parti Yargısı” haline getirmesi olarak görüyor ve bunun demokratik rejimin açıkça katledilmesi olduğunu düşünüyorum. Hayır, “Kapımızda hürriyet dilenin” diyen bir milletvekilinin, 140’ı aşkın gazeteci hapis yatarken, “Türkiye cezaevlerinde salt gazetecilik yaptığı için tutuklu hiçbir kimse yoktur” diyen bir adalet bakanının ve “Acırsak acınacak hale gelebiliriz” diyen partili bir cumhurbaşkanının denetimindeki yargıyı kabul etmiyorum. HHH Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti’nin erdemlerini, Parlamenter Demokrasi’nin avantajlarını, bağımsız yargının önemini, kuvvetler ayrılığının vazgeçilmezliğini elimden geldiğince, yazarak, konuşarak, tartışarak anlatmaya devam edeceğim... “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen bu ucube rejime SONUNA KADAR DİRENECEĞİM! Çocuklara AİLE UYARILACAK kilo karnesi Çocukların artık derslerinin yanı sıra sağlıklarıyla ilgili de karnesi olacak. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın hayata geçirdiği ‘Sağlıkla İlgili Fiziksel Uygunluk Karnesi Programı’ için 15 Nisan’da başlayan veri girişi 15 Mayıs’a kadar devam ediyor. Veriler uluslararası standartlarla karşılaştırılacak ve aileye aşırı zayıf, kilolu veya diyetisyene götürülmeli gibi tavsiyelerde bulunulacak. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliğiyle artık okullarda çocuklara şınav, mekik, boy ve kilo testleri yapılacak. Yılda iki kez yapılacak olan bu testler karneler haline dönüştürülecek ve velilere eokul sisteminden karne olarak da ulaştırılacak. Çıkarılan bu testlerle çocuklarla ilgili alınması gereken bir önlem varsa, aşırı kilolu ya da aşırı zayıf gibi vücut bünyesinin güçsüzlüğü ile alakalı bir sorun varsa eylem haritası hazırlanacak ve bu haritaya göre çocuğun takibi mümkün olacak. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle