04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 2 Mayıs 2017 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Pankartlara gözaltıBAŞKENTTEKİ KUTLAMALARDA POLİS ‘SAKINCALI’ PANKARTLARA MÜDAHALE ETTİ DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin başkentteki 1 Mayıs kutlamalarının adresi Kolej Meydanı oldu. 1 Mayıs geniş katılımla meydanda coşkuyla kutlanırken, polis alana sokulan pankartları hatta gazeteleri tek tek okudu, in celedi. İçerisinde “diktatör, Tk1DMTuİSBtaKlby,aaKıdsEşı’ıSkcKeo,nTtşMtkeMuyOlBave saray, hırsız, OHAL, KHK” ifadeleri geçen pankartla ra izin verilmedi. Bazı katı lımcılar çareyi pankarttaki kelimeleri kesmekte buldu. MUSTAFA 1 Mayıs kutlamaları için ÇAKIR katılımcılar Dikimevi’nde toplandı. Polis, kutlamala rın yapılacağı Kolej Meydanı’ndan Dikim evi’ne kadar güzergâhı demir bariyerler içerisine aldı. Güzergâh boyunca da çok sayıda polis görev alırken polis helikopte ri de havadan kontrol yaptı. Kolej’de özel harekât polisleri de görevdeydi. Katılımcıların üstleri tek tek aranırken, çantalar da xray cihazından geçirildi. Polis, pankart ve flamalara tek tek bak tı. Üzerlerinde, “İşçi sınıfı saraylar yıkar, diktatörler devirir”, “Tek adama hayır, bu memleket bizim” yazılı pankartlar, “Saray, diktatör, tek adam” ifadeleri geçtiği için alana alınmadı. İşçilerin, üzerinde “İşsizliğe, yoksulluğa hayır”ın yanı sıra “Diktatörlüğe, hırsızlığa hayır” ifadelerinin de yer aldığı pankartı da alana alınmadı. Sonrasında bulu ANKARA GARI PATLAMASINDA ÖLENLER ANILDI 1 Mayıs kutlamaları öncesinde 10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde gerçekleştirilen bombalı saldırıda katledilen 101 kişi aynı yerde anıldı. Patlamanın gerçekleştiği saat 10.04’te saygı duruşunda bulunuldu, karanfiller bırakıldı. Sorumluların ortaya çı karılmasını isteyen DİSK Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, “Katiller bulunana kadar onların yakasını bırakmayacağız” dedi. Katliamda yaşamını yitirenleri anan Görgün, “Onları unutmadık, unutmayacağız” diye devam etti. nan falçata ile bu ifadeler kesilerek çıka rıldı ve pankarta izin çıktı. İşçiler, memurlar, öğrenciler, sivil top lum örgütleri Kolej Meydanı’na yürüyüşleri sırasında attıkları sloganlarla, taşıdıkları pankartlarla sık sık referanduma ilişkin “hayır” vurgusu yaptılar. DİSK kortejinin önünde davulcular da yer aldı. Meydan ‘kıdem’ dedi,Türkİş’in 1 Mayıs mitinginde kürsüden başka, meydandan başka mesaj Somalı işçiler de kutlamalara katıldı. Üniversitelerden ihraç edilen akade misyenler taşıdıkları harflerle “geri döneceğiz” yazdı. “Hayır” vurgusu Kolej Meydanı’nda kürsünün kurulduğu sah kürsü ‘15 Temmuz’ nede de yer aldı. Meydandaki kutlama lar saygı duruşu ile başladı. Şarkılar, halaylar, marşlar, türküler eşliğinde 1 Mayıs kutlandı. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mühürsüz zarfları geçerli sayması protesto edilerek “Yandaş Seçim Kurulu” denildi. DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün yaptığı konuşmada, “Umutluyum, 16 Nisan’da hayır dedik kazandık. Tek adam rejimine boyun eğmedik, eğmeyeceğiz” dedi. On binlerce işçinin, kamu çalışanının işten çıkarıldığına, gazetecilerin tutuklandığına işaret eden Görgün, ülkenin “korku imparatorluğuna ve yarı açık cezaevine” dönüştürüldüğünü söyledi. Kutlamalarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile cezaevinde bulunan HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ile HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen’in kutlama mesajları da okundu. CHP’li Tekin Bingöl, Veli Ağbaba, Selin Sayek Böke ile HDP’den Fatma Kurtulan’ın da aralarında bulunduğu milletvekili ve parti yöneticileri de kutlamalara katıldı. Kolej’deki kutlamalar konser ile sona erdi. l ANKARA SİNAN TARTANOĞLU Türkİş’in 1 Mayıs mitinginde meydandaki işçiler kıdem tazminatının fona devredilmesine ve taşeron işçilere verilen kadro sözünün tutulmamasına tepki gösterirken; konfederasyon yönetiminin kürsüsünde işçilerin gündeminden çok 15 Temmuz darbe girişimine vurgu yapması dikkat çekti. Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “15 Temmuz’u kim planladıysa 77’deki 1 Mayıs’ı da onlar yaptı. Nokta kadar geriye gitmeyin. Bizi 1.5 milyon sanmayın karşınızda 15 milyonu bulursunuz” dedi. Meydanda, 1 Mayıs marşı yalnızca iki kez çalındı. Türkİş, 1 Mayıs’ı Ankara Tandoğan meydanında kutladı. İşçiler alana yürüyüş için Atatürk Kültür Merkezi önünde toplanırken; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkİş Başkanı Ergün Atalay ve sendika genel başkanları ile kahvaltıda bir araya geldi. Mitingin merkezi olarak Ankara’da yapılacağının duyurulmasına karşın, Ankara dışından gelen işçi sayısının az olduğu görüldü. Mitinge BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de katıldı ve kürsüden ilan edildi. Hem alana yürüyüş hem de miting sırasında, işçiler kıdem tazminatının fona devredilmesine ve kamuda çalışan taşeron işçilere verilen sözlerin tutulmamasına tepki gösterdi. Türk Metal’ın katılımının yoğun olduğu görülürken, şube yöneticileri ve üyeleri sendika faaliyetleri nedeniyle hapsedilen Tüm Taşıma İşçileri Sendikası’nın (TÜMTİS) “Hükümet hükümet baksana, kıdem kıdem al sana” sloganları dikkat çekti. Kadın işçilerin katılımının az olduğu görüldü. İşçiler, alana giderken iki kez aramadan geçti. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın “Gazetecilik Suç Değildir” yönündeki pankartları, polisin ‘suç unsuru’ denetiminden geçti. Bazı sloganlar kürsüden meydana doğru atıldı. “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz” sloganının, kürsüden “Yılgınlık yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz” ifadeleri ile değiştirilmesi dikkat çekti. Meydandan bazı gruplar, doğru olan “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz” sloganı atarak tepkisini gösterdi. Alanın gündeminin kıdem ve taşeron olmasına karşın kürsü konuşmalarındaki 15 Temmuz vurgusu dikkat çekti. Dev ekranda darbe girişimi sırasında yaşamını yitiren Türkİş üyesi işçilerin fotoğrafları gösterildi, şehit asker ve polislerin isimleri sıralandı. Seğmenler gösterisinde bile 15 Temmuz vurgusu yapıldı. Zaman zaman Ankara havaları da çalındı. Alan ve kürsü arasındaki bu fark, işçilerin tepkilerine de yansıdı. 15 Temmuz ile ilgili söylemler işçilerden hiçbir karşılık almadı. Ancak kıdem tazminatı, taşeron işçilik, ücretler ve vergi dilimi konularında söylemlere işçiler coşkuyla karşılık verdi. l ANKARA Akademide dayanışma büyüyor Ankara Üniversitesi’nden KHK’lerle ihraç edilen akademisyenler de 1 Mayıs alanlarındaydı. Akademisyenler, “Dayanışma bitmedi, daha yeni başlıyor” diyerek üniversiteden uzak ilk 1 Mayıs’larında mücadele mesajları verdi OZAN ÇEPNİ KHK ile Ankara’daki üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde öğrencileri ile kol kola yürüdü. Ankara Üniversitesi’nden ilk OHAL KHK’sinden itibaren son KHK’ye kadar ihraç edilen onlarca akademisyen, “Dayanışma bitmedi, daha yeni başlıyor” diyerek üniversiteden uzak ilk 1 Mayıs’larında mücadele mesajları verdi. OHAL döneminde hükümet KHK’leri ile 120’nin üzerinde akademisyenini kaybeden Ankara Üniversitesi’nde dayanışma 1 Mayıs’ta doruğa ulaştı. Üniversitenin ihraç edilen onlarca akademisyen, üniversitenin çeşitli fakültelerinden yüzlerce öğrenci ile birlikte 1 Mayıs alanına kol kola yürüdü. KHK ile ihraçların ardından ilk 1 Mayıs’larını yaşayan akademisyen ve öğrenciler, Emek ve Dayanışma Günü’nde birlik ve mücadele mesajları verdi. Öğrencilerinden aldıkları destek ve ihraçlara karşı omuz omuza yürüdüklerini belirten akademisyenler yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı. 679 sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen Dr. Cenk Yiğiter, “İhraç edilen akademisyen ve kamu emekçileri olarak bu bizim ilk 1 Mayıs’ımız. Şunu biliyoruz ki, bizim mücadelemiz işçi sınıfı mücadelesinin ayrılmaz bir parçası. ‘Hayır gitmiyoruz’ dedik ve üniversitelerimize dönüp geleceğin özgür üniversitelerini inşa etmeye başlayabiliriz diye düşünüyorum” dedi. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Nejla Kurul, akademisyenler arasındaki dayanışmaya ilişkin, “Ankara Dayanışma Akademisi bağlamında çeşitli sendika ve derneklerde konferanslarımız, eğitimlerimizi sürdürüyorum. Bu dayanışma devam edecek. Çünkü biz haklıyız ve kendimizi güçlü hissediyoruz. Bu onurlu mücadelemiz devam edecek ve bunlar aldıkları her kararı ‘ohal’ ve ‘KHK’ yasaklı 1Mayıs alanına öğrencileri ile birlikte kol kola yürüyen ihraç edilmiş akademisyenler Eğitim Sen 5 No’lu Ankara Üniversiteler Şubesi imzasıyla taşıdıkları pankart polis engeli ile karşılaştı. “OHAL’e ve KHK’lere, ihraçlara teslim olmadık. Hayır gitmiyoruz. Akademi Meydanlarda” yazılı pankarttaki “OHAL” ve “KHK” kelimelerinin kullanılmasına izin vermeyen polis, pankartın alana girişini engelledi. Akademisyenler ise polis sansürü karşısında pankarttaki bu kelimeleri keserek yürüyüş alanına girdi. KHK ile ihraç edilen akademisyenler boşluklardan teker teker kafalarını uzatarak resim çektirdi. geri çekmek zorunda kalacaklar. Üniversiteler bizimdir ve bizim kalacak. Özgür düşüncenin olacak” dedi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ihraç edilen Onur Can Taştan ise akademisyenlerin yaşadıkları sorunlara ilişkin “En temel dertlerimizden birisi işimizi yapabilecek bir ortama kavuşabilmekti. Onu da Türkiye’de özel üniversiteler dahil çalışmamız filen yasaklandığı için bizim için en önemli araç yurtdışına çıkabilmek. Çoğumuz burs bulduk, iş bulduk fakat gerekçesiz bir şekilde pasaport verilmediği için çıkamıyoruz” diyerek anlattı. 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran da ihraç edilseler de akademik çalışmalarından vazgeçmediklerini aktararak, “Hiç dağılmadık, halen akademik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sokak Akademisi ve Ankara Dayanışma Akademisi devam ediyor. Tüm Türkiye’de ortak bir komisyon oluşturuldu ve daha kurumsal ve iyi örgütlenmiş, sokaklarda süren bilimsel üretimi sürdürmeye çalışıyoruz. İlk ihraçlardan bugüne bir arada ve beraberiz ve beraber olmaya devam edeceğiz” dedi. l ANKARA HABER VE FOTOĞRAFLAR MUSTAFA ÇAKIR / SİNAN TARTANOĞLU / OZAN ÇEPNİ / ŞEYMA PAŞAYİĞİT / NECATİ SAVAŞ 2019 seçimlerinde referandumu tersine çevirmek ve demokrasiye geçmek mümkün... Şüphesiz kalbi solda atan bir insanım, ama 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “sol” bir aday istemiyorum. Önce buradan gireyim. Herkes kimliğini bir kenara bırakacak ve Adayım, büyük kitleleri çekecek “evet bu adam yapabilir, arkasında duralım” dedirtecek, HAYIR’ın tüm oylarının yanı sıra, dahası AKP’den de ikircikli ve giderek kopacak yüzde 10 kadar oyu da alabilecek namuslu bir demokrat... Bu kez Hayır değil, Evet diyeceğimiz bir “program adamı”... Kitlelerin “görevlendireceği” bir kişi. Neyle? Türkiye’yi “demokratlaştırma programı” ile... Ülkenin acil meselesi bu iktidarın ve liderinin, ülkeyi giderek daha da otokratik ve daha da karanlık bir geleceğe sürüklemesine dur diyecek bir program. Programın ana ekseninde, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ni, 20192020’de ikinci bir referandumla iptal ettirmek var. Bu kez buna Evet diyeceğiz! Beni ne bir parti ilgilendiriyor bunun için, ne partilerin programları ne de liderleri... Demokrat Türkiye Hayır cephesinde duranların hepsi demokrattı, tek adam rejimine karşı demokratik bir rejimi talep ediyorlardı. Değişen bir durum yok, 2019’da da aynı kitle “Demokrat Türkiye” talebinin ardında duracaktır. Partiler bir kesimin çıkarlarını temsil eder. Zaten Parti adı da oradan gelir. Parti yok. Tüm partileri AKP dahil ilgilendirecek, hepimizin en temel gereksinimi olan demokrasi talebinin ardında duracak tek bir millet var. Kadını, kızı, genci, erkeği, yaşlısı ile. Fransa nasıl yüzde 23’ün ardında toplanıp Marine Le Pen’i Elize Sarayı’na çıkartmayacaksa.. Bir milletin çoğunluğu duruşu, davranışı sergileyecekse.. Aynen öyle... Demokrat bir Cumhuriyet için. Hepsi bu kadar. Demokrat, dürüst ve namuslu aday yemin edecek millet karşısında... Programı derhal yürürlüğe koyacağına.. Tek adama verilen anayasal hakları kullanmayacağına... Ülkenin en büyük töreni ve bayramı olacak bu yemin. Ve ardından kolları sıvayacağız. Belki, ana ilkeleri belli bir Demokrat Anayasa bile milletin önüne konabilir... Büyük bir düşünüz yoksa, umudunuz da yok demektir. O zaman baskıyı, ezilmeyi, savaşlar içinde ölüp erimeyi tercih ediyoruz demektir. HHH Herkes, tüm partiler yenilenerek ve güven vererek bu sürece girmeliler. İyi, hoş olabilirsin, ama yeter, yeni bir dönem başlayacak artık, tüm vitrinlerin tozu alınmalı... Sloganların da. Mesela ekonomi ve bölüşüm, yüzde 1 için değil yüzde 99 için... Yurtta ve dünyada barış, insanlık ve gelecek işin büyük işbirliği, ülke çıkarlarını savunarak eşit ilişkiler programına dönüş.. Gibi... HHH 2.5 yıl içinde daha çok şeyler yaşayabiliriz şüphesiz. Ama ne yaşayacağız diye bekleyemez kimse.. Alternatif bir ülke, yenilikçi bir gelecek için... Bu ülkenin, bu milletin demokrasiyi başarabileceğini göstermek için buna şiddetle ihtiyacımız var. Böyle bir Tersine Referandum, 70 yıllık köhnemişliğin tozunu atar, başarısızlığın üstesinden gelir, yeniden bir ülke inşa heyecanını yolunu açar... Cumhuriyet de yaşar.. Demokrasi de.. Bu millet de.. Tüm fertleriyle birlikte... HHH Çok mu erken oldu? Hayır, çok zaman yok... Gazetecilerden ‘canlı’ eylem CNNTürk’ün Ankara’da Tandoğan Meydanı 1 Mayıs’tan canlı yayın yaptığı sırada Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri “Gazetecilik suç değildir”, “Gerçekler saklanamaz” yazan dövizler açtı. Gazetecilerin açtığı dövizler canlı yayın sırasında CNN Türk ekranlarına yansıdı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle