03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 2 Mayıs 2017 14 ÖzAgecanr Erdoğan’ın Avrupa’yla, Avrupa’nın Erdoğan’la ‘hesabı’Nisan öncesinde ve sonrasında “daya tılan rejim değişikliği”, Ankara açısından 16Avrupa’dan uzaklaşmayı zorunlu kılıyor. Bu sadece siyasal kurumlar açısından değil, “tümüyle yaşam felsefesi ve tarzı olarak” Avrupa’yı oluşturan sivil toplum kurumları bakımından da söz konusu: Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi rafa kaldırdığınız için sürekli kavgalı olmak (ve görünmek) durumundasınız. Yaşam tarzı olarak laikliğe karşı iseniz “Avrupa tarzını aşağılamak ve hakaret etmek” zorundasınız. “Kananlar”, bak Avrupa da meğerse ne kadar berbatmış şeklinde düşünsünler diye. Güzelim İzmir’e bile “gâvur” derseniz Avrupa’ya haydi haydi söylersiniz. Eğitiminizi “İslam odaklı bir zemine yerleştirmek istiyorsanız” Avrupa’nın akılcı ve pozitif bilime dayalı düzeni yerine şeytanların cinsiyetini tartıştırmak ve Avrupa’dan uzaklaşmak zorundasınız. Ancak iktisadi koşullar ve ülkemizin bir asıra yakın geçirdiği sürecin yarattığı ortam ile çelişmek durumunda kalırsınız. Hele hele imzaladığınız “birçok tek yanlı angajmanlar” Türkiye’yi dar boğaza götürüyor ise. Bu yükümlülükleri ortadan kaldırmadan amaca ulaşmak, “Somali’nin NATO’ya sokulması kadar trajikomik bir durum doğurur”. AKP’nin yönetimi, Avrupa’yla kavgasını “başbakanlarla ve bakanlarla yapıyormuş gibi pazarlıyor”. Ama esas kavga ettikleri, “Avrupa uygarlığının bugüne kadar özümseyerek geliştirdiği” değerler sistemi ile; hukukun üstünlüğünden kadınerkek eşitliğine, sendikal haklardan laikliğe kadar bütün değerler sistemi ile. Ve Avrupa cephesinden Erdoğan Avrupa, Türkiye ile köprüleri kesinlikle atmaz, atamaz: iktidarda “evet”çiler de olsa “hayır”cılar da olsa Türkiye’yi “elinden kaçırmak” istemez; iktisadi, siyasi, askeri ve kültürel açıdan yakın olmak zorundadır. Hele 3 Ekim 2005’te yürürlüğe giren müzakere koşulları, AB’ye tek yanlı olarak Türkiye’yi yönlendirme, hiç içine almadan bekleme odasında sömürme olanağı veriyorsa. Bu nedenle “aman Ankara ile kestirip atmayalım” diyen ilk ülke Yunanistan oldu. Şimdi birileri “kapılar niye açık tutuluyor” diye ahkâm kesiyorlar. Önce zahmet edip Dr. Engin Selçuk’un bir çalışmasını okusunlar.(*) Erdoğan’lı veya Erdoğan’sız Avrupa (ve AB) Ankara’yı elinden kaçırmayacaktır. Erdoğan’a ve AKP’ye gelince: AB’nin bu pozisyonunu bildikleri için şöyle düşünebilirler: “Biz AB ve Avrupa Konseyi normlarının dışına çıksak bile bize katlanmak zorunda kalacaklardır; çıkarları bunu gerektiriyor.” Yeni rejim ile demokrasiden uzaklaşmış bir yönetim olarak tamamen dışlayamazlar, bizi bu halimizle de kabullenmek zorunda kalacaklardır. Şikâyet edecekler, protesto edecekler ama köprüleri atmayacaklardır. Avrupa, Ortadoğu’daki stratejik çıkarlarını Türkiye’ye rağmen yürütemez. Tek istisna, Avrupa ve ABD’nin Kürdistan projeleridir. Irak ve Suriye’de halen, tıkır tıkır yürütüyorlar. Çok ilginçtir: ABD, Avrupa ve Rusya’nın Türkiye üzerindeki projeleri Birinci Dünya Savaşı’ndan beri ilk defa bu kadar yakınlaştı. Bu süreç AKP iktidarı döneminde oluştu. İç dinamiklerin siyasal İslam odaklı işlemeye başlaması, ülkeyi yeniden Sevr riski ile karşı karşıya getirdi. Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında ABD, Avrupa ve NATO’nun sessiz kalmalarının gerisinde yatan neden budur. Aynı çevreler bu nedenle “rejim değişikliğini” bu amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışacaklardır. Esas sorun, rejimi değiştirenlerin nasıl bir tepki vereceklerinde yatıyor. “İktidar için her şey mubahtır” diyecekler mi? Zurnanın zırt dediği yer işte burası... (*) Dr. Engin Selçuk, “Türkiye’nin AB’ye Katılımı: İmkânsızı Tanımlamak”, “Avrupa Birliği Çıkmaz Sokak” kitabı içinde, Bilgi Yay, 2006, syf. 117132 2 MAYIS 2017 SAYI: 33445 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.14 04.03 04.32 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.55 13.08 16.57 05.41 12.53 16.40 06.07 13.15 17.01 Akşam 20.10 19.52 20.12 Yatsı 21.42 21.22 21.39 haber / yorum EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Eleştirileri dikkate alarak, Diyanet İşleri Başkanlığı Kutlu Doğum Haftasını ‘hicri takvime’ göre sabitleştirecektir” dedi. Bir yandaş TV, “Kutlu Doğum Haftası programının FETÖ ile bağlantılı olduğunu” duyurmuştu. K9aMvaşyaısk2008’dHeHbuHköşede ilk kez ben, bu çarpıklığa dikkati şöyle çekmiştim: “Galatasaraylı Hakan Şükür 27 Nisan Pazar günü Fenerbahçe ile yapılacak şampiyon adaylığı maçı öncesinde, ‘izleyicileri şiddetten uzak davranmaya’ çağıran bir demeç verdi. Bir sporcu için elbette soylu bir davranış! Ancak şu sözleri çok tartışıldı: ‘Futbolda alınan sonuçlar, kimilerine göre önemli, kimilerine göre hayati önem taşıyabilir. Fakat biz öyle güzel bir haftanın içinde bulunuyoruz ki, bunun kıymetini bilmek durumundayız. “Kutlu Doğum Haftası” içindeyiz ve ona layık olmalıyız. Çocuklarımızı, gençlerimizi de Peygamberimizin hoşgörüsü etrafında hayata hazırlamalı, yaşantılarımızı ona göre şekillendirmeliyiz.’ Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde yer alan ‘Kutlu Doğum Haftası’ konusuna göz atalım. Ramazan, Şeker ve Kurban Bayramları, her yıl ‘Kameri (ay)’ takvimi ile İsa’nın doğumuyla bağlantılı ‘Miladi’ takvim farkından dolayı 10 gün öne alınarak gerekleri yapılır. Bu uygulama Muhammed’in doğum günü için ‘mevlit’ kutlamalarında da geçerliydi. Müslüman ülkelerinde yalnızca Türkiye’de, 1994’te ‘kameri (hicri)’ takvimden ‘miladi’ takvime geçilerek peygamberin doğumu kimi yıllarda 2026, kimi yıllarda 1622 Nisan tarihleri arasında kutlandı. Her nedense Ramazan, Özgen Acar Kavşak Kutlu Doğum Haftası mı? Şeker ve Kurban bayramlarında miladi takvime geçilmedi! Haftanın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na rastlaması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı daha sonraki yıllarda ‘Kutlu Doğum Haftası’nı 1420 Nisan tarihleri arasında dondurdu. Şimdi gelelim Şükür’ün ‘Kutlu Doğum Haftası’na... GalatasarayFener Maçı ne gün oynandı? 27 Nisan Pazar günü! Peki, ‘Kutlu Doğum Haftası’ Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dondurmasına göre bir hafta geride kalmadı mı? O halde Şükür, bu haftayı neden 27 Nisan Pazar günü kutladı? Yanıt açık! 27 Nisan 1941’de dolar milyarderi, çağdaş peygamberimiz Fethullah Gülen Efendi Hazretleri doğmuştu! (...)” HHH Aynı çarpıklığı 15 Nisan 2014’te yine şöyle anımsatmıştım: “(…) Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez aynı gün Ankara’da Gül için ayrı, İstanbul’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için ayrı ‘Kutlu Doğum Haftası’ törenleri düzenleyip her ikisinde de boy göstermeyi becerdi! Ankara’daki açılış törenine katılan devlet erkânından Abdullah Gül, ‘Bu yılki ana temanın ‘samimiyet’ olarak seçil mesini’ vurgulayıp ‘Günümüzde herkes gibi bizler de ağır samimiyet sınavlarından geçmekteyiz’ dedi. Ancak Feto Efendi, Tayyip Efendi’nin ‘samimiyetten’ uzak olduğunu düşünüyordur! İstanbul’daki törende Tayyip Efendi şöyle konuştu: ‘Çıkar şebekelerinin kirli oyunları adına istismar edilen kardeşlerime tekrar hatırlatıyorum. Allah ve Kuran bize yeter. Sınırlar belliyken, helal ile haram dairesi belliyken; örgüt çıkarları adına sınırları aşmak, helal ve haram dairesinden çıkmak, iman ve samimiyet dairesini de terk etmektir!’  Bir zamanlar paralel devletin çıkar sınırları belliyken, helal ve harama bakmaksızın vakıflara akıtılan paralardaki değişimler, ayakkabı kutularında yığınaklarla çıkar sınırlarının aşılması iki efendiyi düşman kardeş yapmış olmalı! Mademki Muhammed’in 20 26 Nisan haftasında doğduğuna inanılıyor, neden tarih bir hafta öncesinde donduruldu? Peki, neden gerçek haftasında yapılmıyor? Yazımızın yayımlandığı 2008’de ‘Mevlit Kandili’ 19 Mart gecesi kutlanmıştı. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç tari Nikâhın kutsal tanığı. hi ile başlayan ‘Hicri Takvim’ her yıl onar gün öne çekildiği için, Müslümanlar, Peygamberin ‘doğumunu (mevlit)’ gerçek gününde değil de göreceli bir tarihte kutlarlar. Türkiye’de, doğumun neden 2026 Nisan olduğuna inanılıyor? Feto Efendi’nin AKP’deki temsilcisi, bir zamanlar Tayyip Efendi’nin yere göğe sığdıramadığı Hakan Efendi’nin futbolcular aracılığı ile yaptığı çağrı, kimin doğumunun kutlandığını daha iyi anlatmıyor mu? Bir zamanlar türbansız gelinle Hakan’ın şahitliğini Feto Efendi yaparken, Belediye Başkanı Tayyip Efendi de nikâhlarını kıymamış mıydı? (...)” (Şükür, 1995’teki bu ilk eşi Esra Elbirk’ten 4 ay sonra boşandı. Elbirk, 4 yıl sonraki Gölcük depreminde anne ve babasıyla yaşamını yitirdi. Şükür, 2. eşi ve 3 çocuğu ile ABD’ye kaçtı, babası Sermet Şükür tutuklandı!) HHH “Mevlit Kandili” Muhammed’in “doğum gecesi” değil midir? Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2017 kandiller takviminde bu tarih 1 Aralık olarak açıklanıyor. Peki, “Kutlu Doğum Haftası” ile “Mevlit Kandili” arasındaki fark nedir? Anlaşılan hükümet, araya giren “FETÖ kara kedisini” yıllarca sonra devreden çıkarmaya hazırlanıyor! Zahmet olacak diyemiyoruz! İmar planına ‘özel’ not Bezmiâlem Valide Sultan Vakfı’na ait Zeytinburnu’ndaki yönetim merkezi alanı CHP’lilerin ret oyuna rağmen özel yurt alanına dönüştürüldü FOTOĞRAF: İHA Kgüefrügrinliği Adana’nın Yüreğir ilçesi Doğankent Mahallesi’nde önceki gece bir kahvehaneye giden Suriyeli oldukları ileri sürülen 10 kişilik grup, iddiaya göre kendi aralarında Arapça konuşmaya başladı. Arapça konuşan grubun kendilerine küfür ettiğini ileri süren mahalle sakinleri toplanıp Suriyeli sığınmacıların kaldığı çadırlara yöneldi. Polisin uyarısı üzerine sığınmacıların yaşadığı bölgeden uzaklaşan grup, Karataş Bulvarı’nı trafi ğe kapattı. Grup caddeye yerleştirdikleri lastikleri ateşe verdi. Polisin uyarısıyla grup dağılırken, TOMA ile yanan lastikler TOMA ile su sıkarak söndürüldükten sonra yol yeniden trafiğe açıldı. l ADANA / DHA Henüz altı aylıktı İlaç verilip eve gönderilen bebek hayatını kaybetti Adana Seyhan’da yaşayan Şehnaz Mahmut Ekici çiftinin 6 aylık bebekleri Poyraz, önceki akşam rahatsızlandı. Karnında şişlik olan ve kusan bebek, Meydan Çocuk Hastanesi’ne götürüldü. Muayenin ardından ilaç verilen bebek, eve gönderildi. Eve dönen anne Şehnaz Ekici, bebeğini emzirip uyuttu. Dün sabaha karşı kontrol ettikleri bebeklerinin öldüğünü gören aile, sinir krizi geçirdi. Baba Mahmut Ekici, doktorların ilgisiz davrandığını iddia ederek şikâyetçi olacağını söyledi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l ADANA / DHA Rüzgâr’ı bebek koltuğu kurtardı Antalya’da takla atan aracın ar ka koltuğundaki 1.5 aylık Rüzgâr Horozoğlu’nu, bebek koltuğu kurtardı. Araç sürücüsü Kurtuluş Horozoğlu ile eşi Fatma Horozoğlu çağrılan ambulanslarla hastaneye kaldırılırken aracın arkasında bebek koltuğunda oturan 1.5 yaşındaki Rüzgâr Horozoğlu kazayı yara almadan atlattı. Mahalle sakinleri kazanın olduğu kavşakta yıllardan bu yana sinyalizasyon sistemi olmadığını, ölümlü kazaların da yaşandığını belirterek, imza toplamalarına rağmen adım atılmamasına tepki gösterdi. l DHA ‘Rejim tarafından tehdit ediliyordu’ Saeed Karimian Bir aile yakınından İstanbul’da öldürülen işadamıyla ilgili iddia Birçok ünlü Türk dizisinin Ortadoğu’ İslami değerlere aykırı programlar gösterya satış hakkını da elinde bulundu mek’ yüzünden son zamanlarda tehdit al ran GEM TV’nin sahibi, İran kökenli İngiliz dığı iddiaları ortaya atıldı. BBC’nin inter vatandaşı Saeed Karimian’ın İstanbul’da net sitesinde, bir aile yakınının “Karimi Kuveytli iş ortağı Muhammet Mer Almu an’ın son üç aydır rejim tarafından tehdit tairi’yle birlikte aracına yapılan silah edildiği ve Londra’ya dönmeyi planladığı” lı saldırıda öldürülmesinin ardından çe ifadelerine yer verildi. İran Bakanlık Söz şitli iddialar ortaya atıldı. Cinayetin ‘çete cüsü Behram Kasımi, ölüm olayını Türki işi’ olduğu öne sürülürken yabancı basın ye’deki diplomatik kanallardan soruştur da, ülkesinde ‘Batı şovlarını yayımlayıp duklarını ifade etti. l Haber Merkezi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, Bezmiâlem Valide Sultan HAZAL OCAK Vakfı’na ait Zeytinburnu’nda ki arazisinin imar planlarına “özel yurt yapılabilir” plan notu ekleme iste ğini kabul etti. İBB Meclisi’nden geçen kara ra CHP’li üyeler “ret” oyu kullandı. Teklifte, vakfa ait Seyit Nizam Caddesi’nde yer alan, toplam 5 bin 400 metrekarelik ala nı, 22 Temmuz 2016 tarihinde park, yol ve konut alanından İBB Meclisi kararıyla ‘Yöne tim Merkezi Alanı’na dönüştürüldüğü anlatıl dı. Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Böl gesi Müdürlüğü de 22 Temmuz’da askıya çı kan bu plana “Eğitim kurumlarında öğrenim görmekte olan öğrencilere hizmet vermeyi amaçlayan ve eğitim dalında büyük ihtiyaç olan öğrenci yurdu ihtiyacının karşılanması amacıyla” itiraz ettiklerini belirtti. İtirazı kabul etti İBB vakfın itirazını kabul ederek araziye ilişkin imar planlarına “Yönetim merkezi alanında özel öğrenci yurdu yapılabilir” plan notunu ekledi. Normalde bu alanlara sadece kentin yönetim merkezlerini tanımlayan yönetim birimleri yapılabiliyor. Alana artık bir 3 katlı, bir de 5 katlı olmak üzere 2 adet özel yurt binası yapılabilecek. İmar planlarına ayrıca, alanı ticari amaçlı otopark yapılabilmesi ve zemin katına da ticaret alanı olarak kullanabilmesi için 2 plan notu daha eklendi. Karara CHP’li meclis üyeleri “ret” oyu kullandı. Asırlık kurum Vakfın Sultan II. Mahmud’un eşi ve Sultan Abdülmecid’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan tarafından kurulduğu belirtiliyor. Vakfın “Gureba Hastanesi” olarak anılan hastanesi 1847 yılında hizmet vermeye başladı. l İSTANBUL BAŞSAĞLIĞI Sevgili Başkanımız AHMET İSVAN’ı kaybettik. Ne çok şey öğrettin bizlere, ne çok şeyi paylaştık birlikte. Artık bir yanımız eksik. Uğurlar olsun. Sizi tanımak ve dostluğunuzu kazanmak ne büyük onur bizim için. İşçi sınıfının ve İstanbul halkının başı sağ olsun. Abdullah Aydın, Engin Öztan, Miyase İlknur, Ertuğrul Gülsever C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle