26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Nisan 2017 6 Kaymakama işlem yok haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Uşak Valisi, ‘Evet’ propagandası yapan Solmaz’ı konu olumsuz yönlere kaymasın diye uyarmış! “Hayır” oyu vereceğini açıklayan kamu görevlileri ve paylaşımı nedeniyle CHP milletvekili Mahmut Tanal, İçişleri Bakanlığı’na şikayet etti. vatandaşlar üzerinde baskılar Tanal’ın şikâyetine yanıt Uşak sürerken devletten “Evet” oyu Valiliği’nden geldi. Vali adına için sosyal medyadan propaganda yapan kaymakama ko KEMAL GÖKTAŞ ruma geldi. Uşak Vali Yardımcısı Mehmet Hulusi Kaya’nın imzasını taşıyan yazıda, şikâyet ile ilgili olarak kay Uşak Valiliği, “Evet” kampanyasına makam Solmaz hakkında herhangi bir katılarak sosyal medyada paylaşımlar işlem yapılmayacağı belirtilerek “Yapı da bulunan Ulubey Kaymakamı Ahmet lan eylemin siyasi parti faaliyeti veya Solmaz hakkında CHP İstanbul millet siyasi görüş ifade etmek olmadığı, her vekili Mahmut Tanal’ın yaptığı şikâyeti vatandaş gibi ülke yönetimi konusunda işleme almadı. Valilik, kaymakam bir birey olarak görüşünü ifade etmek Solmaz’a “konunun başka yerlere çekil olduğu değerlendirilmiştir. Bunun ya memesi için gereken uyarının yapıldı nında, konunun olumsuz yönlere kay ğını” belirtmekle yetindi. maması için adı geçene gerekli uyarı Ulubey Kaymakamı Solmaz’ın sos yapılmıştır” denildi. yal medya paylaşımlarında “Evet” CHP’li Mahmut Tanal, Cumhuriyet’e Ahmet Solmaz yaptığı açıklamada gelen cevabı anlamanın mümkün olmadığını belirterek “Devlet Memurları Kanunu’ndaki madde açıktır; ‘hiçbir siyasi görüş arasında ayrım yapmaz. Buna göre Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar.’ Ancak Valilik bunu bile bile alenen milletin aklıyla alay ediyor. Cumhurbaşkanı’nın mitingine katılmayan muhtar yerine kayyım atanan yeni Türkiye’de hukuk artık sadece muhaliflere uygulanıyor. Yeni anayasa halkoylamasından geçerse bu tarz uygulamalar maalesef sürekli hale gelecek. Türkiye Cumhuriyeti, ‘parti devleti’ olma yolunda ciddi bir tehdit altında” dedi. Ulubey Kaymakamı Solmaz, Twitter hesabından “Evet” kampanyasına katılarak “Ülkemize milletimize hayırlı olsun artık yegâne karar millettedir. Güçlü ve istikrarlı Türkiyem için #BendeVarım” diye yazmıştı. l ANKARA Metin Feyzioğlu ‘Sandığa dikkat edin’ Referandum çalışmalarını Gaziantep’te sürdüren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, CHP eski milletvekili ve hukuk profesörü Süheyl Batum ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Feyzioğlu, “Hayır’ vermeyi düşünenlerin ‘Nasılsa sonuç değişmeyecek’ umutsuzluğuna kapılmalarını tahrik etmek amacıyla, teşvik etmek amacıyla bir SEÇSİS yolsuzluğundan sürekli söz ediliyor. SEÇSİS’in içini bilmem, garanti de verecek değilim ama vereceğim garanti şudur; orijinal tutanağı toplayan ve onu mensup olduğu siyasi partiye götürerek güvenceye alan, seçimin milli irade ne diyorsa o şekilde sonuçlanmasını sağlayan kahramanı olur. Bütün yapacakları şey yerlerine mıhlanmış gibi oy verme anından tutanakların tutulup, çuvalların mühürlendiği ana kadar orada beklemeleri, okul görevlilerinin çuvalların başında bekleyip, YSK’ye güvenli şekilde ulaşmasını sağlamaları ve sandık görevlilerinin de görev aldıkları siyasi partiye sağlamaları” dedi. Referandumun siyasi parti işi olmadığını ifade eden Süheyl Batum da şunları söyledi: “Bana göre Cumhuriyet’i oyluyoruz. Bu bir parti işi değil, her ne kadar parti işi olsun diye uğraşılıyorsa da parti işi değil. 150 yıllık bir geleneği kaldırıyor. Bu anayasa, Türkiye’de anayasa hukukunun üstüne dayandığı 3 temel ilkeyi ortadan kaldırıyor. Burada esas amaç; ülkenin bölünmesi olan küresel kuklacıların bunu ‘Hadi hadi tamam Cumhurbaşkanı’nın üstünden geçirelim’ demesi olduğunu tahmin ediyorum. O yüzden yollardayız biz de.” l GAZİANTEP/DHA İMAMDAN AÇIKLAMA ‘Hayırcılar cehennemlik’ Partili Cumhurbaşkanlığı için anayasa referandumu öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve AKP’lilerin “hayır” diyenleri hedef alan sözlerinin ardından bir cami imamı “Hayır” oyu kullanacak yurttaşları “cehennemlik” ve “vatan haini” ilan etti. Hangi şehirde ve tarihte çekildiği belli olmayan videoda vaaz veren imam, “devletin bekası”nı gerekçe göstererek ve partizanlık yapmadığını savunarak, “Allahu teala, ‘Benim zatıma uymadıysan sana cehennemi hazırladım’ diyor. Biz de, ‘Hayır’ oyu kullananlara karışmıyoruz ama Allahu tealanın zatını inkâr edenlere cehennem hazırlanmışsa, ‘Hayır’ oyu kullanan insanlar da, burada parti yok, partizanlık yok, devletin bekası var, milletin ve beraberliği var, İslam dinini kıyamete kadar devamı için atalarımızın bize bırakmış olduğu mirası bizden sonrakilere bırakmamız için sorumluluğumuz var” ifadelerini kullandı. Konuşmasında sık sık dini ve milli referanslara atıfta bulunan imam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durumda kim ‘Hayır’ derse evvela kendine, sonra da vatanına ihanettte bulunur. Bir diğer kısım da cehalet çemberi içinde aklını kullanamayıp başkalarının aklına uyup, aklını ona ipotek edip ‘Hayır’cıların peşine takılan insanlara, nefsine hoş gelen insanlara sesleniyorum: aklınızı başınıza toplayın.” Afişler toplatıldı Yüksekdağ’ın fotoğrafının bulunduğu afişlere mahkemeden yasak Milletvekilliği ve parti üyeliği düşürülen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın fotoğrafının bulunduğu afişler Şanlıurfa’nın ardından Hakkâri ve Siirt’te de mahkeme kararıyla toplatıldı. Siirt Cumhuriyet Savcılığı, Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından HDP’nin referandum çalışmaları için kullandığı “Bêjin Na (Hayır De)” isimli şarkının yasaklanmasını emsal göstererek seçim müziğinin yasaklandığını bildirdi. Şanlıurfa 4. Sulh Ceza Hâkimliği’nin afişlerle ilgili kararında, “hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak suçundan kesinleşmiş cezası bulunan Figen Yüksekdağ’ın resimlerinin bahse konu pankartlarda asılması ile hakkında hüküm kararı bulunan ve halen cezaevinde bulunan şahsın işlemiş olduğu suçu ve kendisini övücü nitelikte gösterilmeye çalışıldığı, halk üzerinde işlemiş olduğu suçun meşrulaştırmaya çalışıldığından bahse konu pankartın toplatılması, yasaklanması ve görüldüğü yerde el konulmasına ...” denildi. Afişler nedeniyle HDP Hakkâri Merkez İlçe Eşbaşkanı Asım Özcan hakkında da soruşturma açıldı.  HDP’nin anons aracına saldırdılar şoförü dövdüler Batman’da İpragaz Mahallesi yakınlarında HDP’nin anons aracına saldırı düzenlendi. Dihaber’de yer alan habere göre silahla aracın camlarını kıran iki saldırgan, dipçikle de şoförün elmacık kemiğine vurarak yüzünü kanlar içinde bıraktı. Anons aracı şoförü Celal İlgen, saldırıyı şu şekilde anlattı: “Araçla Çağlayan lastiğin yanından İpragaz Mahallesi’ne doğru gidiyordum. Ara sokakta 23 plakalı beyaz bir araç önümü kesti. Araçtan inen 2 saldırgan önce bana hakaret ettiler. Ardından silah çıkarıp aracın camını kırıp dipçik ve yumruklarla bana saldırdılar. Silahı bana doğrulttular ben de o esnada bir hamleyle olay yerinden uzak laştım. Eğer araçla olay yerinden ayrılmasaydım saldırganlar beni silahla vuracaklardı. Saldırının olduğu yeri Mobese kameraları tam net olarak görüyor.” HDP İl Eşbaşkanı İkram İrgi ise “Bu sıradan bir saldırı değildir. AKP Türkiye ve Batman’da kaybetmeye başladığını bildiği için HDP’ye saldırıyor. Bu saldırıyı kınıyoruz. Bu saatten sonra olayın failleri ortaya çıkarılmazsa AKP, emniyet ve valilik sorumludur. Bu olayın faille ri derhal ortaya çıkarılsın. Bu saatten sonra olabilecek saldırı ve provokasyonların sorumlusu AKP, vali ve emniyettir. Ya bunların önü alınır ya da sorumlusu onlardır” dedi. Şoför Celal İlgen ve HDP İl Eşbaşkanı İkram İrgi ayrı ayrı savcılığa suç duyurusunda bulundu. HDP’nin hayır afişine saldırı Konya’nın Cihanbeyli ilçesinde HDP’nin 33 panoya astığı afişler kimliği belirsiz kişiler tarafından yırtıldı. HDP İlçe Eşbaşkanı Eylem Yaylacı, “Gerekli başvuruları yaptık. Suç duyurusunda bulunduk. Kimlerin yaptığını tespit etmeye çalışıyoruz. Çalışmalarımız engellenmek isteniyor. Ancak biz çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu. HDP Cihanbeyli İlçe Örgütü, Cihanbeyli İlçe Seçim Kurulu’na yaptığı başvuru sonucu 115 Nisan arası ilçedeki 33 reklam panosuna afiş asma hakkı almıştı. CHP’li BOZKURT Sözlerimin arkasındayım CHP Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt’un, “Evet çıkarsa kimse heveslenmesin.... bütün emperyalistleri de yine denize dökeriz” sözlerine “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan soruşturma başlatıldı. Sözlerinin arkasında olduğunu söyleyen Bozkurt, “9 Eylül 1922’de kimleri denize döktüysek onları kastediyorum. Sözlerim, ülkemizi bölmek isteyenlere, emperyalist güçlere ve işbirlikçilerine” dedi. CHP’li Bozkurt, konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. 1 saatlik konuşmanın tek bir cümlesinin çarpıtılarak “evet diyenleri denize dökecekmiş” yalanıyla karalanmaya çalışıldığını söyleyen Bozkurt, anayasanın 123. Maddesinde yapılmak istenen değişiklikle bölünmenin önünün açıldığına dikkat çekti. “Hassasiyetim ülkemin ve milletimin bölünmez bütünlüğüdür” diyen Bozkurt, evet de hayır da diyenin bu ülkenin makbul yurttaşları olduğunu, ancak milletin metne gizlenmiş tuzakları bilmesi durumunda bu anayasaya asla geçit vermeyeceğini kaydetti. AGİT’ten CHP’ye: ‘Güneydoğu planınız nedir?’ İKLİM ÖNGEL Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan (AGİT) Seçim Gözlem Heyeti temsilcileri, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger’i ziyaret etti. Toplantıda; Türkiye’de seçim güvenliğinin yanı sıra CHP’nin çalışmaları, medya erişimi ve medya özgürlüğü, referandumda devlet olanaklarının kullanımı, “hayır”a dönük baskılar masaya yatırıldı. Heyet üyeleri özellikle Güneydoğu’da seçim güvenliğine ilişkin CHP’nin planının ne olduğunu sordu. AGİT heyeti Genel Merkez’de CHP’li Aksünger’i ziyaret etti. Basına kapalı toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Edinilen bilgiye göre AGİT heyeti gerek MHP’li muhaliflerle gerekse birçok sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Aksünger’in medyada 1 Mart 20 Mart arası 9 bin dakikadan fazla Cumhurbaşkanı ve AKP yer alırken “hayır” cephesinin yalnızca 1000 dakika yer almasını aktarması üzerine heyet üyeleri şaşkınlıklarını dile getirdi ve “Anormal bir durum bu nasıl olabilir, o zaman ‘Bu kanallara yukardan talimat gelmiş, bu kanallar hükümete çalışıyor’ mu demek istiyorsunuz? soru sunu sordu. Aksünger de bunu onayladı. Eş başkanları ve milletvekillerinin cezaevlerinde olmasıyla HDP’nin üzerinde de ciddi bir baskı gördüklerini söyleyen heyet üyeleri, “Güneydoğu’da seçmen gerçekten oy kullanabilecek mi, bu bölgede seçim güvenliği planınız nedir?” diye sordu. Aksünger’in CHP’li milletvekilerinin Güneydoğru’da görevlendirildiğini belirtmesi üzerine heyet bu vekillerin listesini istedi. Görüşmenin ardından basın açıklaması yapan Aksünger, AGİT’in Türkiye ile ilgili daha önce hazırladığı raporlara dikkat çekerek, iktidarın propaganda faaliyetlerini resmi devlet organizasyonlarıyla birleştirilmesi, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, iktidara yakın medyanın taraflı yayıncılığı, YSK’ye itiraz mekanizmasının sağlıklı çalışmadığı, devlete ait şirketlerin kamu ihalelerinin ve reklamlarının hükümet ile bağlantılı işletmelere verilmesi gibi konuların sıralandığını anımsattı. AGİT heyeti, seçim sürecindeki propaganda sistemini, basın özgürlüğünü, YSK’nin çalışmalarını, kamu kaynaklarının kullanımı gibi birçok konuyu da bu süreçte mercek altına alacak. Diğer siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile de temaslar kuran AGİT’in ortaya koyduğu veriler ise rapor haline getirilerek yayımlanacak. ‘Yaşasın Reis’ ve ‘hepiniz gebereceksiniz’ kitlesi ile bir referandum yapılabilir mi? Çok temel bir rejim, yönetim değişikliği referanduma sunulabilir mi? Bunun bir örneği yok.. Ülke bir çıkmaza sürüklendi, hayır ile bu çıkmazdan sadece ülke değil, iktidar da, Cumhurbaşkanı da kurtulabilir. Hayır yapılamaz, yapılmamalı, ülkenin esenliği, geleceği, dirlik ve düzeni için asla bu yola başvurulmamalı.. Hadi diyelim yüzde 51 veya iktidarcıların balonu yüzde 55 evet ile kabul edilmiş olsun.. Tüm ülkeyi bağlayacak, tüm ülke yurttaşları arasında bir birlikte yaşama belgesi, sözleşmesi niteliğinde olması gereken bir temel anayasa değişikliği, genel seçim oylaması havasında ve niteliğinde halka sunulabilir mi, sunulmalı mı?.. Önemli ve niteliksel bir çoğunluğun hayır diyeceği bir anayasa ülkede hangi birlikte yaşama ortamını sağlayacak, bunu bize anlatacak birisi var mı? Bu bir küçük değişiklik değil. Yönetim ve rejimi ilgilendiren tepeden tırnağa bir anayasanın referanduma sunulmasıdır! Doğan Kuban Hoca buna isyan eden telefon konuşması yaptı benimle, CHP’nin de ve hayır diyenlerin bu temelde anayasaya ve referanduma hayır demeleri gerektiğini de sözlerine ekleyerek bir not gönderdi. Şimdi onu paylaşıyorum: HHH ‘Referandum sözcüğü yanlış kullanılıyor’ “Sevgili Orhan Bey, Türkiye’nin politik kavgaları toplumun katıksız cehaletine inanan biri olarak beni ilgilendirmiyor. 91 yaşımda seksen milyonu eğitecek bir gücüm yok. Fakat gücüme giden bir şey var: Referandum sözcüğü yanlış kullanılıyor. Bir ölüm kalım savaşı ile kurulan çağdaş bir demokratik devlet sistemi değişebilir mi? Referandum tarihine, İsviçre’de, Birleşik Amerika’da referandum uygulamalarına baktım. Halka başvurmak yasalarda yapılacak değişiklikler için, federal hükümetlerde oluyor. Fakat devlet anayasasının referandumla saptandığını gösteren hiçbir tarihi örnek yok. Aydınlanma’dan bu yana demokrasi, toplum içinde insanların eşit haklara sahip olmasını sağlayan bir sistem olarak tanımlandı. Bu hakları kişilerden geri alacak bir sistem dünyada yok. Türkiye’nin cehaleti, buna okumuşlar, partiler de dahil, halka hâlâ bunu anlatamıyorsa biz boşuna savaş yapmışız. İslam ülkeleri geri kalmış olarak horlandığı zaman, sadece fakirliklerinden dolayı değil, çağdaş dünya sistemini hâlâ reddettikleri için horlanıyorlar. Çağdaş dünya ile uygar ilişkilerimizi cahil bir toplumun oyuna sunuyoruz. Biz ayakkabı hatta meyve alırken bile böyle davranmıyoruz. Ömrünün sonunda bunu görmek çok zor! Sen ben kavgasını bırakıp buraya nasıl geldiğimizi düşünelim. Anlayana da anlatalım... Doğan Kuban.” Partiye oy verir gibi anayasa oylaması! Referandumun iktidarın önemli bir büyük destekçi kitlesi için “Yaşasın Reis” sloganından öte bir anlamı yoktur ve bu çok acıdır ülke halkı için. Otobüste iktidara karşı olanlara “hepiniz gebereceksiniz” diyen başı turkuvaz türbanlı kadınlar, referandumda ne amaçla evet dediklerini çok net olarak açıklamış oluyorlar! Aklında ise neye evet diyeceğini bilecek bir bilgi kırıntısı bile bulunmuyor! Ama niçin evet diyeceğini biliyor! Büyük bir destekçi kitle düşünün, size değiştirilecek anayasa maddelerini anlatayım, diyenlere, biz anlamayız, Reis bize ne olduğunu anlatıyor, ona inanıyoruz, yanıtı veriyor! Ve temel bir anayasa değişikliğini oya sunuyor iktidar! Tıpkı, partilerin katıldığı genel seçimler gibi, partiye oy verir gibi, temel bir anayasa değişikliği oylanıyor! Sanki bir partiyi iktidara getirme seçimi yapılıyor! Bunun, anayasa ve toplumsal sözleşme açısından zerre kadar meşruiyeti yoktur! Evet çıkarsa yoktur, hayır çıkarsa bile böyle bir oylama olduğu yok hükmünde sayılmalıdır! Çıkmazdan kurtulmanın tek yolu Ülke rejimini yönetimini tepeden tırnağa değiştirecek, bambaşka bir rejim yaratacak; 200 yıllık demokrasi ve parlamenter sistem deneyimini geliştireceğine çöpe atacak; ülkeyi tek adamın emir ve kumandası altına sokacak; çağımızdaki ileri ülkeler daha çok katılımcı demokrasiye ilerlerken ilkel bir geri düzene götürecek.. ...Böyle bir referandum ilke olarak kabul edilmemelidir. Temel bir anayasa değişikliği, ancak muhalefetle, uzmanlarla, bilgelerle ve geniş bir katılımla, uzlaşarak bir toplumsal sözleşme ile hazırlanabilir ve halka sunulabilir. Referandum ülkeyi bir çıkmazın içine sürüklemiş durumda. Bu açmazdan ülkeyi kurtaracak olan hayır, ülkeyi bir çıkmazdan kurtaracak tek yoldur. Sadece ülkeyi değil, Cumhurbaşkanını da, iktidarı da.. ve tüm evet diyecekleri de.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle