26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Nisan 2017 10 156 gündür özgürlüğünden yoksun... ŞAHİN ÖNER SORUŞTURMASI Öner’e çarpan araçta bulunan polise takipsizlik MAHMUT ORAL Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesi Şehitlik Semti’nde 10 Şubat 2013’te, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanışının yıldönümü nedeniyle düzen lenen protesto gösterilerinde yaşamını yiti ren 19 yaşındaki Şahin Öner ile ilgili soruş turmada Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, zırhlı araç içinde bulunan polislerden R.Ü. hakkında “sehven” soruşturma başlatıldığı nı belirterek takipsizlik kararı verdi. Karar da, Öner’e çarparak ölümüne sebebiyet ve ren 75 kodlu Shortland tipi zırhlı araç sürü cüsünün dosya kapsamında şüpheli konu munda olan polis S.K. olduğu hatırlatılarak, R.Ü. için “Şüphelinin suç oluşturulabilecek bir eyleminin bulunmadığının anlaşılmış olmakla, açıklanan ne denlerle şüpheli hakkın da kamu adına kovuştur maya yer olmadığına...” karar verildiği belirtildi. Olay sonrası Diyarba kır Valisi Mustafa Top rak, polise el yapımı bom ba atmak isterken yaşa mını yitirdiğini yönünde açıklama yaparken görgü Şahin Öner tanıkları Öner’in zırhlı araç tarafından ezi lerek öldürüldüğünü, hastane yerine kara kola getirildiğini anlattı. Adli Tıp Kurumu ilk raporunda Öner’in patlayıcının elinde patlamasından dolayı yaşamını yitirdiği ni belirten bir rapor hazırladı. Ancak avu katların itirazı üzerine hazırlanan Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu raporunda Öner’in zırh lı polis aracının çarpması ve sürüklenme si sonucunda gerçekleştiği belirtildi. Bu nun üzerine de olayı terör suçu kapsamın da soruşturan Diyarbakır Cumhuriyet Baş savcılığı, dosyası terör kapsamından çıka rıp, normal soruşturmalar arasına aldı. Takipsizlik kararının kaldırılması için nöbetçi sulh ceza hâkimliğine dilekçe ve ren Diyarbakır İHD Şubesi Yönetim Ku rulu üyesi ve ailenin avukatlarından Reh şan Bataray Saman, takipsizlik kararını ka bul etmediklerini belirterek, “Biz itirazları mızda sadece şoförün değil araç içinde bu lunan bütün güvenlik görevlilerinin kasıtla bu eylemi gerçekleştirdiklerini savunuyo ruz. Çünkü hem tanık beyanlarında hem de Adli Tıp raporunda Şahin’in üzerinden zırh lı aracın kasıtla geçtiği belirtiliyor, hatta üzerinden geçip, geri gelip, tekrar üstün den geçtiği de dile getiriliyor. Dolayısıy la biz kasıtla işlendiği yolundaki iddiaları mızı dile getirecek ve itirazımızı da bu yö nüyle yapacağız” dedi. l DİYARBAKIR Açlık grevi yapan babaya 8 bin lira ceza Oğlunun cenazesinin verilmesi için açlık grevi ve oturma eylemi yapan babaya 8 bin lira idari para cezası verildi. Tunceli’de geçen yıl düzenlenen hava operasyonunda öldürülen 11 DHKPC üyesinden sığınak içinde meydana gelen göçük nedeniyle cesedi bir süre çıkarılamayan Murat Gün’ün babası Kemal Gün, Tunceli kent merkezindeki Seyit Rıza Meydanı’da 38 günlük açlık grevi ve oturma eylemi yapmıştı. Kemal Gün’e bu eylemi nedeniyle Kabahatlar Kanunu’na göre toplam 8 bin 626 lira idari para cezası verildi. l DHA haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Rahat olun arkadaşlar... “Tutuklanmamak için yapabileceğiniz bir şey yok. Rahat olun!” Bu cümle, genç yaşında “Hazreti Yusuf Makamı”nı defalarca deneyimlemiş olan avukat Ramazan Demir’e ait ve memleket hukukunun hali pür melalini özetlemek bakımından da oldukça çarpıcı. Bu cümleyi benzer durumlarla ilgili türetmek de mümkün. Mesela OHAL ilan edildiği günden beri akademisyenlerin, sağlık emekçilerinin, eğitim emekçilerinin başından geçenleri düşünerek şöyle diyebiliriz: “Herhangi bir KHK ile kamudan ihraç edilmemek için yapabileceğiniz bir şey yok. Rahat olun!” Ya da bu cümlenin bir başka versiyonu, dernekler, vakıflar, belediyeler ya da şirketler için de kurulabilir: “Tepenize kayyım atanmasını önleyebilmek için yapabileceğiniz bir şey yok. Rahat olun!” Türkiye OHAL sonrasında dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüştü ve bu durum hepimizin üzerinde 7/24 tepişilmesiyle doğrudan ilişkili. Doğrunun ve gerçeğin peşinde olanların tutuklanmamak için yapabilecekleri tek şey belki de mesleklerini yapmaktan vazgeçmek olabilirdi ki, her adımını “ibreti âlem” için atanları bu da durduramayabilirdi. Çünkü iktidarın, duyulmasını, söylenmesini istemediği bir cümleyi ifade etmek de değil sadece; boyun eğmemek, biat etmemek, diz çökmemek de tutuklanma nedeni olabiliyor artık. Tam da bu nedenle, bugün gazetecilerin hapishaneleri doldurmasına ilişkin sorulabilecek en pespaye soru, “neden tutuklandılar” sorusudur. Muktedirler ısrarla bu sorunun sorulmasını ve herkesin “çünkü onlar terörist” kıvamındaki yanıtlarla yetinmesini istiyorlar. Çekmecelerinde sakladıkları matbu gerekçeleri var ve gazetecileri “FETÖ”, PKK ya da DHKPC sepetlerinden hangisine yuvarladıklarına bağlı olarak sadece birkaç kelimeyi değiştirmekle yetiniyorlar. Burada rasyonel akıl devre dışı, mantık çoktan uçup gitmiş, göstermelik de olsa hukuki kurallara uyma telaşı ise hiç yok. Zira fena halde yanılıyor olsalar da sonsuza dek kimseye hesap vermeyeceklerini sanıyorlar. Mesela 2011’de Fethullah Gülen Cemaati’ne bağlı polis, savcı ve yargıçların kumpasıyla cezaevine atılan Ahmet Şık’ı şimdilerde “Fethullah Gülen Terör Örgütü” propagandası yaptığı iddiasıyla kodese tıkarken sergiledikleri vurdumduymazlık bu yüzden. Kuruluşundan günümüze tarikatlar ve cemaatlerle arasındaki mesafeden kimsenin kuşku duymadığı Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerinin FETÖ’cü suçlamasıyla topluca içeri atılmalarının temelinde de benzer türden bir kös dinlemişlik var. Deyim yerindeyse “köpeksiz köyde değneksiz gezme” alışkanlığı öyle bo yutlara ulaşmış durumda ki, düşünen, yazan, çizen bu insanların özgürlüklerini ellerinden almakla yetinmeyip kalemden, kâğıttan, mektuptan, kitaptan, dost selamından, ışıktan, güneşten, gökyüzünden ve dahi neredeyse tüm insani haklarından mahrum bırakmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Tüm bunları yaparken sesi sonuna kadar açıp darbelere karşı oldukları masalını anlatsalar da, yürürlüğe koydukları zorbalıkların patentinin gerçekte 12 Eylül cuntacılarına ait olduğunu balık hafızaların dışındaki herkes gayet iyi anımsıyor. Müteveffa Cuntacı Kenan Evren’in çırakları, “Masumiyet karinesi”ni çoktan rafa kaldırdılar. Bir elinde terazisi, bir elinde kılıcıyla, gözleri bağlı adalet dağıtan “Themis”, adliye girişlerini süsleyen bir heykelden ibaret artık. Buna mukabil, her nedense hep darbe dönemlerinde itibar kazanan “itiraf ve iftira” hukuku, bugün önüne gelen herkesi kırk katır ile kırk satır arasında bir seçime zorlamakta. Roma Hukuku’na göre bile insanlar suçsuz ve borçsuz doğarlarmış, onların suçlu ya da borçlu olduğunu ispatlamak, isnat edene düşermiş, ne gam! Ama hayır, 21. yüzyılda yaşıyoruz değil mi? İnsanlık şu ana dek nice badireler atlattı ve sadece bu bile dayatılan tabloyu kabullenmemek için önemli bir neden. O yüzden sevgili Ahmet’e, sevgili Hakan’a, sevgili Kadri’ye, sevgili Tunca’ya, Mahir’e, İnan’a ve özgürlükleri gasp edilen tüm basın emekçisi kardeşlerimize mutlaka duyurmalıyız: Maruz kaldığınız suçlamaların saçmalığı ayan beyan ortadayken, tutuklanmamak için sizin yapabileceğiniz bir şey yoktuysa da, özgürlüğünüze yeniden kavuşmanız için dışarıdakilerin yapacağı çok şeyler var ve o yüzden rahat olun. Siz sadece sıkı durun, sağlam olun. Bugünler mutlaka geçecek... Yeter ki zulmün grisinin, betonun soğuğunun ve demirin kahredici sertliğinin bedeninizde, ruhunuzda iz bırakmasına izin vermeyin... Deniz için izin çıktı Almanya Büyükelçiliği yetkilileri DW Türkiye temsilcisi gazeteci Deniz Yücel’le bugün görüşecek. Alman Dışişleri görüşmeyi ‘ileri bir adım’ olarak niteledi Die Welt’in Türkiye temsilcisi olan tutuklu gazeteci Deniz Yücel’in Almanya Büyükelçiliği yetkilileriyle görüşmesine izin verildi. TürkAlman gazeteci Yücel’in Alman makamlarıyla görüştürülmemesi Berlin’le krize yol açmıştı. Alman medya kuruluşu Deutsche Welle Türkçe, Twitter hesabından, Deniz Yücel’in Almanya Büyükelçiliği yetkilileriyle bugün görüşeceğini duyurdu. 14 Şubat’ta gözaltına alınan gazeteci Deniz Yücel, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamalarıyla 27 Şubat’ta tutuklanmıştı. Almanya bir süredir kendilerine Başbakan Binali Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından Deniz Yücel’le görüşme sözü verildiğini ancak iznin ertelendiğini vurguluyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gazeteci Deniz Yücel için ‘terörist’, ‘Alman ajanı’ ve ‘ajan terörist’ demişti. Fischer: İyi haber Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, gelişmeyi doğruladı. Fischer, ziyaretin bir kerelik kalmayacağıyla ilgili olarak “Göreceğiz” yorumunda bilindi. Sözcü, “Görüşebilmek kesinlikle iyi bir haber ve ileri bir adım” dedi. l Haber Merkezi Berlin’de ‘Özgür bırakın’ koşusu Türkiye’de 14 Şubat’ta gözaltına alınan ve 27 Şubat’ta tutuklanan Die Welt’in Türkiye temsilcisi Deniz Yücel’in özgürlüğü için koştular. Geçen hafta yapılan Berlin Maratonu’nda ‘Free Deniz’ (Deniz’e Özgürlük) yazan Türkiye formalarıyla Berlin Tiegarten’de koşanlar Deniz Yücel’in tutukluluğuna dikkat çektiler. Bozdağ FT’YE konuştu: AİHM iç hukuk bitmeden başvuru kabul edemez Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’den yapılan başvurular AİHM tarafından Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) geçmeden kabul edilirse büyük hayal kırıklığına uğrayacaklarını söyledi. Avrupa Konseyi (AK) Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, geçen günlerde Türkiye’de uzun süredir tutuklu bulunmalarına karşın mahkeme önüne çıkmayan gazeteci ve milletvekillerinin AİHM’ye yaptığı başvuraları anımsatarak, “Türkiye etkin bir mekanizmayı derhal harekete geçirmezse AİHM bu davalara bakmak zorunda kalır” ifadelerini kullanmıştı. İngiliz Financial Times, gazeteciyazar Ahmet Altan’ın AYM’ye yaptığı başvurudan sonuç almadan AİHM’ye yaptığı başvuruyu hatırlatarak konuyu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a sordu. Bozdağ, AİHM’nin sadece iç hukuk yolları tüketildikten sonra hakların ihlal edilip edilemeyeceğine karar verebileceğini söyledi. Tahir Elçi anısına fotoğraf sergisi Diyarbakır Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü etkinlikleri kapsamında, 28 Kasım 2015’te Sur’da basın açıklaması yaptıktan sonra öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi anısına Diyar Galeria Amed Şehir Tiyatrosu’nda fotoğraf sergisi açtı. Elçi’nin baro başkanı olduğu dönemde verdiği insan hakları ve hukuk mücadelesini konu alan serginin açılışına Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Baro Yönetim Kurulu üye leri, avukatların yanı sıra birçok kişi katıldı. Avukatlar Günü kapsamında Diyarbakır’da bir hafta boyunca gerçekleştirecekleri etkinlikleri baronun “Ebedi Başkanı” Tahir Elçi’ye atfettiklerini belirten Özmen, cinayetin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen fail yada faillerinin bulunmadığına dikkat çekti ve “Diyarbakır Barosu olarak Tahir Elçi’nin failleri bulununcaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet TUTUKLU DİHA MUHABİRİ MEHMET GÜLEŞ YARGILANIYOR Haberleri soruldu Elazığ Adliyesi’nde haber takip ederken 7 Aralık’ta görmüştür. Diyarbakır’da bulunduğum için haberini yap gözaltına alınarak tutuklanan tım. O dönem devlet yetki KHK ile kapatılan Dicle Haber lileri ve PYD yetkilileri ara Ajansı (DİHA) Muhabiri Meh sında Ankara’da görüşmeler met Güleş hakkında “terör ör vardı. Hatta MİT müsteşarı gütü propagandası” suçundan PYD lideri ile görüşmüştür. 22 yıla kadar hapis istemiy Mehmet Güleş Aynı dönemde peşmergeler le açılan davaya Elazığ 2. Ağır Türkiye topraklarını kullana Ceza Mahkemesi’nde başlandı. rak Kobani’ye destek amaçlı geçiş sağla Facebook paylaşımları sorulan Güleş, mıştır. Bu gelişmelerin yaşandığı bir dö yaptığı haberleri paylaştığını, gazeteci nemde benim gazetecilik faaliyetlerim lik faaliyetlerinin örgüt propagandası neden suç sayılıyor. Kabul etmiyorum. olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Bir gazetecinin yaşananları aktarması Yaptığı bir röportaj sorulan Güleş, “Adı gazetecilik sorumluluğudur. Bunun her geçen şahıs YPG’lidir. DAİŞ’in (IŞİD) hangi bir örgüt ile bağlantısı yoktur” de Kobani’ye yönelik saldırıları sırasında di. Mahkeme duruşmayı 3 Mayıs’a erte yaralanmıştır. Diyarbakır’da 6 ay tedavi ledi. l Yurt Haberler TGC, Kanaat, Öğreten ve Çelik’in serbest bırakılmasını istedi 100 gündür hapisteler “RedHack’in algı ekibi” oldukları iddiasıyla tutuklanan BirGün gazetesi çalışan Mahir Kanaat, Diken eski editörü Tunca Öğreten ve Dicle Haber Ajansı Haber Müdürü Ömer Çelik’in tutukluluğunun üzerinden 100 gün geçti. Kanaat’ın eşi Sevgi Kanaat, “Eylül babasını çok özledi. Poyraz Ali ise 3 aylık oldu. Bir an önce ba balarına kavuşmak istiyorlar. Mahir’in en kısa sürede çıkmasını ümit ediyoruz” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası da dün yazılı açıklama yaparak 3 gazetecinin de serbest bırakılmasını istedi. Açıklamada, “Üyelerimiz ve suçsuz yere aylardır tutuklu bulunan tüm gazeteciler için adalet istiyoruz” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle