19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Nisan 2017 12 ÖzAgecanr Dün Avrupa’dan ‘Atatürk Türkiyesi’ne, ya bugün? 1930’lu yıllarda Avrupa’da bilim insanlarının Türkiye’ye göçü vardı. Atatürk devrimlerinin eğitimde, bilimde, hukukta, iktisatta ve sanatta Ortadoğu ilkelliğinden ve bataklığından kurtulmak için başlattığı harekete destek vermek ve Hitler Avrupası’ndan uzaklaşmak için Türkiye’ye gelenlerdi bunlar. Bugünkü Türkiye’den kaçışın tersine, Avrupa’dan Atatürk Türkiyesi’ne geliyorlardı. Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya bunların başındaki ülkelerdi. 1 Nisan 2017’de, Almanya’dan gelenlerle ilgili özel bir anma günü, İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti’nde (Taksim) yapıldı. Bu bir sentezdi; “Arapgil” Ortadoğu bataklığından kurtularak çağdaş ve uygar dünyanın tarihsel birikimlerine kapılar açılıyordu. Kurtuluş, bağımsızlık, kuruluş ve Atatürk devrimleriyle çağdaş ve uygar dünyaya çok güçlü adımlarla giriyorduk. O dönemi birebir, Atatürk’le birlikte olmuş, 19331953 döneminde İktisat Fakültesi’nde hizmet etmiş bir tanık; Prof. Fritz Neumark’tan 19761987 döneminde üç defa beraber olarak anılarını dinledim ve yazdım.(*) 1930’dan itibaren Türkiye’ye davet edilen Avrupalı aydın ve bilim insanları, Hitler faşizmine karşı, Atatürk Türkiyesi’ne sığınıyorlardı. Son 15 yıldır Türkiye’de bu hareketin tersini yaşıyoruz. Bilim insanlarımız ve aydınlarımız Türkiye’yi terk ediyorlar. Lise öğreniminde yurtdışına gitmek için sınava girenlerin “tehacümünü” 10 gün önce yaşamadık mı? Sevr imzalanırken Kahire’ye gitmek için çabalayanların “asimetrik” talepleri misali! ‘Örtülü FETÖ’cüler’ ve Aydınlık karşıtları Dün Avrupa’dan eğitim, bilim ve sanat insanlarının Türkiye’ye gelişine karşı çıkanlar da vardı. Bu çevreler Atatürk Türkiyesi’nin yüzünü aydınlığa ve uygarlığa çevirmesini istemiyorlardı. Din tüccarları ve şeriatçılardan toprak ağalarına kadar bu kesim, kendi ilkel ve kaba kuvvete dayalı güçlerinin kaybolacağını gördüler; hilafet, din elden gidiyor diye isyanlar bile çıkarttılar, hem de emperyalist devletlerin bir maşası haline gelerek Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına soyundular. Bunlar, “o dönemin FETÖ’cüleriydiler”. Şimdi yine aynı köklerden beslenerek “postmodern FETÖ’cülüğe” giriştiler. Medyada cinleri, hurileri, perileri konuşturarak ve yazarak insanların bilimden, çağdaş eğitimden koparılıp şıhlar, şeyhler, krallar, şahlar, padişahlar dönemine dönülmesini ve güçlerinin bu yolla sağlanmasını istiyorlar. Hem de ‘BOP’ ve emperyalizmle işbirliği yaparak. Uğur Mumcu, Cavit Orhan Tütengil ve Ahmet Taner Kışlalı’yı katledenler; Genco Erkal’ı, Müjdat Gezen’i, Fazıl Say’ı, Yılmaz Özdil’i ve diğerlerini hedef gösterenler, bu örtülü FETÖ’cülerdir. Bir ellerinden dinciler, öbür ellerinden emperyalizm tutmuştur. IŞİD’i son beş yıldır izleyin, görürsünüz: IŞİD önce işgal edip Irak, Suriye ve Libya’yı böldü; şimdi IŞİD’i çıkaracağız diyen emperyalistler bölünmenin fiili durumunu adeta meşrulaştırdılar. Bu yolla Musul’a, Kerkük’e, Irak Kürdistanı bayrağı çekildi. Suriye’de Fırat’ın doğusu da batısı da PKK ve YPG’nin emrine verildi, ABD askeri üs kurdu, Rusya da var. Atatürk düşmanları ve dinciler, “emperyalizm ile stratejik ortaklık içindeler”. Bu odaklar emperyalizmle birlikte Ergenekon’u, Balyoz’u ve 15 Temmuz’u hazırladılar. 15 Temmuz özünde, Atatürk Cumhuriyeti’ne, devlete ve TSK’ye yönelik bir darbe girişimidir. 16 Nisan’da oy vereceklerin, bu “stratejik işbirliğini” akıllarından çıkarmamaları gerekir. TV’de 18 maddenin “çok teknik” ayrıntılarının tartışmalarını biraz da garipseyerek izliyorum: Paris’te giyotine götürülen adam için, “Peki, nezlesi de var, ne olacak şimdi” demek kadar trajikomik geliyor bana. 1 Mart 2003’ü anımsayın yeter, ‘evet’ ve ‘hayır’ın yanıtını verirsiniz. Birkaç gün önce Kapalıçarşı’ya gittim, sonra Ortaköy Meydanı’na indim. Eskiden rengârenk Avrupalı turistlerin cıvıldaştığı Kapalıçarşı da, Ortaköy Meydanı da kan ağlıyor. Siyahlara bürünüp “karalar bağlamışlar”, her şey çok kötü, canım çok sıkılıyor çok, hem de nasıl, ya sizin... (*) “Ergenekon Kumpasında Yaşadıklarım”, sayfa 34, Kırmızı Kedi, 2016 “Denktaş’ın Öbür Yüzü”, sayfa 27, Kırmızı Kedi, 2011 Doç. Arzu Azer, “Anılarda Gizli Kalan, Bir Aydının Portresi”, sayfa 52, Derin Yayınları, 2016 Prof. Fritz Neumark, “Boğaziçi’ne Sığınanlar”, İÜ İktisat Fakültesi, yeni baskı, 2006 4 Nisan 2017 SAYI: 33417 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.07 04.54 05.20 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 06.36 13.14 16.48 19.39 06.21 12.59 16.32 19.23 06.45 13.22 16.55 19.45 Yatsı 21.02 20.44 21.03 haber/yorum EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 1933... Adolf Hitler iktidara geldiğinde “Evliliği Teşvik Yasası” çıkardı. Bu yasada kadınlar için öngörülen amaç, “3K” olarak özetlenen “Kinder, Kuche, Kirsche (çocuk, mutfak, kilise)” ilkesi idi. “Kinder (çocuk)”: Evlenecek gençlere 1.000 Mark kredi açılıyordu. İlk ço c2Ku. kçaloavcrıuşokaltdakuiğkiunncdi,a32. 5ç0ocmuakrtkalıükçbüonrç, cü taksit borç bağışlanıyordu. Çiftin 4. çocuğu olursa tüm kredi borcu silinmiş oluyordu! 4. çocukta anneye “Alman Annelik Onursal Haç Nişanı” da veriliyordu... Ayrıca anne, çeşitli toplumsal çıkarlardan yararlanıyor, bir işte çalışmıyordu. 1963... İsmet İnönü’nün başbakanlığında Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye’nin “nüfus artışı yüzde 3 olduğu için” kalkınma hızını “yüzde 7” olarak kabul etti. Bu oran gerçekleşmişti... O zaman TBMM’de bir anket çalışmamda milletvekillerine 3 seçenekli “kalkınma hızı yüzde 6, 7, 8 mi olmalı?” diye sorduğumda, bazıları “Ne demek yüzde 8 kalkınma hızı, yüzde 100 olmalı!” demişlerdi. 2009... Sultan önerdi: “İş işten geçmeden, her ailede 3 çocuk olmalı!” 2017... Sultan arttırdı: “3 değil, 5 çocuk yapın!” Evinin kölesi yapılmak istenen zavallı anneler... 2017... Sultan, meydanlarda 2016 kalkınma hızının “yüzde 2.9 oranında” gerçekleşmesi ile övünüyor. Türkiye’de nüfus artış hızı ne? Yalnızca yüzde 1.35... Demek ki anneler Sultan’ı takmı yı basıyor! İstanbul’daki Osmanlı saray ları cabası... Özgen Acar HHH 1936... Hitler, olimpiyat oyunları için mimarlara 400 bin kişilik “Reichssportfeld (halkın spor sahası)” yapmalarını önerdi. Ancak 75 bin kişilik yapılabildi. Führer, olimpiyatlara bazı ülkelerin “Nazizm” nedeniyle katılmak isteme Kavşak melerini önlemek amacıyla, söylemlerini yumuşattı, Yahudilere fazlaca yük Nazizm... Kemalizm... Rabiaizm... (10) lenmedi. Ne var ki Amerikalı zenci atlet Jesse Ovens, 100m rekor kırıp 1. olunca Hitler locasını terk etti! Başka ne diyordu? “Kirsche (kilise)”: Eskrimde Türkiye’yi temsil eden Ha Dinsel olgular, inançlar teşvik ediliyor let Çambel’e Hitler’e takdim edileceği du. bildirildi. Sonraki yıllarda Türk arkeolo 29 Nisan 2016: Sultan, 60 bine düşen jisinin kadın öncüsü olan Çambel’in ya imam hatiplileri 1.2 milyona çıkarmak nıtı şöyle oldu: “Nazizm olduğu için gel la övündü. Türkiye’de 1950’den son mek istemezdik. Ancak hükümetimiz bi AlmanBild ra açılan tüm imam hatip okullarının ço zi gönderdiği için mecburen geldik. Hü ğu Sultan’ın iktidarında açıldı... Kızlar, kümetimizin izni olmadan Hitler ile el sı yorlar! 5 çocuk yapsalardı kalkınma hızı imam olamadıkları halde bu okullardan kışamam!” bugün ne olurdu? mezun olarak, Türkiye Cumhuriyeti ana 2010 2017... Günümüzde Sultan, Ayrıca işsizlik geçen yıl, yüzde 12.7 yasasının temel direği “laikliği” yok et Atatürk stadyumlarını yıkıp yerine “are oranı ile son 7 yılın tarihsel düzeyinde meye başladılar. na” adıyla daha büyüklerini yapıyor. Ör gerçekleşerek 4 milyona yaklaştı. Genç Sultan ve Veziriazam, meydanlarda neğin Antalya, Bursa, Konya, Sakarya, nüfusta (15 24 yaş) işsizlik oranı 4.8 anayasa oylaması nutukları atarken TV Eskişehir, Afyon, Giresun Atatürk stad puanlık artış ile yüzde 24 oldu. Türk haberlerine göz atınız. Erkekler bir yan yumlarının yerine “arena’lar” yapıldı. İs çesi ile her 4 gencimizden biri işsiz de da, türbanlı kadınlar ise bir başka yan tanbul’daki BJK İnönü de “arena” ol mektir... da... Meydanlarda “harem – selamlık” du... Ne diyordu Hitler? “Kuche (mutfak)”: yaşanıyor! “Arena” sözcüğü “kumluk saha” an Anne doğursun, çocuklarına baksın... Mutfaktan çıkmasın... Annelere özel yayımlanan Nazilerin rengi olan kahverenkli kapaklı “Deutschland” adlı dergide çocukların altını temizleme yöntemlerinin yanı sıra yemek tarifleri de veriliyordu. HHH 1940’lar... Hitler’in makam odası 400m2 idi. Böylece ziyaretçilerde sanki Tanrı katına gelmiş etkisi yaratılırken, Hitler de onlara tepeden bakıyordu! 2017... Sultan Ankara’da 1.150 odalı AKSaray’ında ziyaretçilere aynı hava lamında olup Roma İmparatorluğu döneminde gladyatörlerin birbirleri ya da vahşi hayvanlarla dövüştükleri yerlerdi! HHH Bize “Atatürk’e ‘Hayır!’ diyenlere ‘Hayır!’, Abdülhamit’e ‘Evet!’ diyenlere ‘Hayır!’ demek” düşer... (Devam edecek...) Sen misin tahliye eden HSYK, FETÖ üyeliği iddiasıyla yargılanan 21 gazetecinin tahliyesine karar veren heyet üyeleri ile duruşma savcısını açığa aldı. Kurul, ayrıca 45 hâkim ve savcıyı da ihraç etti Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), FETÖ üyeliği iddiasıyla yargılanan 21 gaze tecinin tahliyesine karar veren İstan bul 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı ve 2 üye hâkim ile duruşma savcısı Göksel Turan’ın açığa alınması na karar verdi. Kurul 45 hâkim ve savcının da FETÖ kapsamında mes ALİCAN ULUDAĞ lekten ihraç edilmelerine karar verdi. Bu kapsamda 15 Temmuz son rasında meslekten ihraç edilen hâkim ve savcı sayısı 4 bin 133’e ulaştı. FETÖ’nün medya ayağı iddiasıyla İstanbul’da yargılanan 29 gazeteci, ge çen hafta ilk kez hâkim karşısına çık tı. Duruşma savcısı Göksel Turan, ya pılan savunmaların ardından 8 sanık için tahliye talep etti. Mahkeme he yeti, 8 isme 13 sanığı daha ekleyerek aralarında Murat Aksoy, Atilla Taş, Gökçe Fırat Çulhaoğlu da bulunduğu 21 ismin adli kontrol hükmü uygulanarak serbest bırakılmasına hükmetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ise sanıkların, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlarından yeniden yakalanmasını istedi. İtirazı kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye kararını kaldırdı. Diğer 8 sanıkla ilgili tahliye kararı da mahkemece iptal edildi. 21 gazeteci, cezaevinden çıkamadı. Kurul olağanüstü toplandı HSYK Genel Kurulu dün olağanüstü kararla toplanarak, konuyu gündemine aldı. Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı ve üyeler Barış Cömert ile Necla Yeşilyurt Gülbiçim hakkında resen soruşturma başlatıl dı. Genel kurul ayrıca bu isimlerin, haklarındaki soruşturma tamamla nana kadar görevden uzaklaştırıl masına karar verdi. Duruşma savcı sı Göksel Turan da görevden uzak laştırıldı. Bu kişilerle ilgili iddiala rın sorulması üzerine Başkanveki li Yılmaz, “Söz konusu iddialar belli. Bu tahliyelerin maksatlı tahliyeler olduğu, hukuka uymadığı, gerçek le bağdaşmadığı noktasında iddialar var” dedi. Müfettişlerin kısa zaman da raporunu tamamlayacağını belir ten Yılmaz, “Bu rapor doğrultusun da gereği yapılacak. Çıkacak sonucu bekleyelim. Toplumda kuşku oluş turmamak, yargıya olan saygınlığı sıkıntıya sokmamak, ilgili savcı ve hâkimlerin de menfaatlerini koru mak amacıyla soruşturmanın sela meti açısından bu kişileri görevden Heyetin tahliye kararı verdiği 21 isim arasında uzaklaştırdık” dedi. l ANKARA Murat Aksoy, Atilla Taş gibi isimler bulunuyordu. Rektör Saraç’a hediye FETÖ’nün akademik yapılanmasına ilişkin iddianamede Gülen’in eski rektör Saraç’a 1 çanta ziynet eşyası gönderdiği iddiası yer aldı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ’nün akademik yapılanmasına ilişkin hazırladığı iddianamede, FETÖ lideri Fethullah Gülen’in, eski Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan aracılığı ile Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç’a bir çanta dolusu ziynet eşyası gönderdiği iddiası yer aldı. Eski Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Haci Yılmaz da iddianameye yansıyan ifadesinde, “Şerif Ali Tekalan, yanındaki birkaç kişi ile birlikte Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın yanına geldi. Rektörün odasında ben, Ahmet Keleş ve rektör yardımcıları Aslan Bilici, Mustafa Arıca ve Aytekin Sır vardı. Tekalan görüşmede, Jale Saraç’a Amerika’dan Hoca Efendi’nin hediye gönderdiğini ve selam söylediğini söyleyerek, ziynet eşyası kutusu içinde kolye, saat ya da küpe gibi hediyeleri takdim etti. Şerif Ali Tekalan, Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yalnız kalmak istediğini söyleyince ben ve Ahmet Keleş odadan çıktık” dedi. Gülen’in doğrudan hediye göndermesinin, halen tutuklu bulunan Saraç’ın örgütteki konumunun sıradan bir üyelikten çok daha ötede olduğunu gösterdiğini belirten savcı, eski rektörün Fethullah Gülen ile direkt irtibatlı olduğunu ileri sürdü. Saraç ise iddiaları reddetti. AKP’den milletvekili adayı olmuştu Prof. Dr. Saraç, 27 Temmuz 2007 genel seçimlerinde AKP’den 8. sıra milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi. 2008 yılı haziran ayında yapılan Dicle Üniversitesi Rektörlüğü seçimlerinde Saraç 112 oy alarak 3. sırada yer almasına karşın rektörlüğü atandı. Saraç’ın rektör seçilmesinin ardından FETÖ’nün üniversitede kadrolaştığı, FETÖ ve çeşitli cemaatlere üye olmayan akademisyenlerin, açılan soruşturmalar ve baskılarla uzaklaş tırıldığı medyada haberleştirildi, kamuoyunda tartışıldı. Saraç, rektörlük seçimlerinde en fazla oyu olarak birinci çıkan ve YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen listeye alınmayan Prof. Dr. Naime Canoruç’u önce Biyo Kimya Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan aldı, ardından hakkında 11 ayrı soruşturma açtı. Saraç, 10 Nisan 2014’te türban takarak Cumhuriyet tarihinin ilk türbanlı rektörü oldu. l Yurt Haberleri 262 kamu görevlisi Almanya’ya sığındı 262 Türk diplomat, hükümet çalışanı ve aile üyelerinin Almanya’ya politik mültecilik başvurusunda bulunduğu bildirildi. Alman İçişleri Bakanlığı, 151 başvurunun diplomatik pasaport sahibi Türklerden geldiğini 111 başvurunun da diğer devlet görevlileri ve aileleri tarafından yapıldığını açıkladı. Alman İçişleri Bakanlığı sözcüsü Annegret Korff, politik iltica başvurularının 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili takip edilen kişilerden gel diğini ve her başvurunun Alman yasalarına göre ayrı ayrı değerlendirilerek sonuca bağlanacağını söyledi. Kaç başvurunun Almanya’daki NATO üslerinde çalışan Türk askeri personel tarafından yapıldığı ise açıklanmadı. Almanya, darbe girişimi sonrasında Türkiye’de baskı ortamı oluştuğu ve ülkede insan haklarının askıya alındığı eleştirilerinde bulunuyor, Türkiye de Almanya’yı ‘FETÖ’cü subaylara sığınma hakkı vermekle eleştiriyordu. MALATYA DAVASI a1 draomlaardilak neden bulunmadı? Malatya’da eski 2. Ordu Komutanı Or general Adem Huduti’nin de sanıkları arasında olduğu 76 subay ve astsubayın yargılandığı davaya verilen 2 haftalık aranın ardından yeniden başlandı. 7 Anajet Üs Komutanlığı’nda görevli askerlerin savunma yaptığı duruşmada, tutuksuz sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığı Harekât Kurmay Yar Başkanı Tuğgeneral Ersin Yıldırım, 15 Temmuz günü Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan bir terörle mücadele toplantısına katıldığını, evde uçak ve helikopterlerin bombalama seslerini duyduğunu belirterek, “eli kanlı terör örgütü darbecilerin beni de yakalayıp infaz etmemeleri için kayın biraderimin evine şahsi arabamla geçtim” dedi. Yıldırım, odasında 1 dolar bulunmasıyla ilgili, “29 Temmuz’da makam odamda yeniden arama yapılmış ve omuz çantasının içerisinde 1 dolar ve flashbellek bulunduğu tutanaklara yansımıştır. Uzman ekiplerin 2 defa aramasına rağmen bulunmayan 1 dolar sonraki arama da askerler tarafından bulunmuştur, bu manidar ve tuhaftır” dedi. Belediyeyi FETÖ deyip kandırdılar Mersin Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanı Ayhan Eker’i, cep telefonundan arayan ve adının Mustafa olduğunu söyleyen kişi, FETÖ’nün şifreli haberleşme sistemi ByLock araştırması için, personelin tamamının TC kimlik ve cep telefonu numarasını içerir listenin güncellenerek acilen verilmesini istedi. Daire Başkanı Eker araştırma yapmadan ve resmi yazı istemeden kadrolu 2 bin 800 memur ve işçinin bilgilerini WhatsApp üzerinden ilgili kişiye geçti. Arkasından Emniyet bünyesinde yaptırdığı araştırmada ise bu isteğin herhangi bir bir resmi makamdan yapılmadığı ortaya çıktı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle