19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Nisan 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK MHP’liyi ikna için koalisyon tartışıldı AKP kulislerinde MHP seçmenini, evete ikna etmek için ‘Referandum sonrası MHP’yi hükümete alacağız’ kozunun işlenmesi de konuşuldu Referandum tarihi yaklaştıkça AKP dikkatini, yönetimi “evet” dediği halde Abdullah Gül’ün tercihi verilmesi önerisi gündeme geldi. MHP’nin yıllardır iktidar olmaması nedeniyle önceden ilan edile anketlerde tabanının büyük bölümü “hayırcı” çıkan MHP’ye çevir Referanduma ilişkin en sıcak tartışmalardan biri de Ab ikinci kez cumhurbaşkanı adaylığının Davutoğlu’nun başbakan cek “hükümet ortaklığı” sözünün MHP seçmenini önemli ölçüde et di. AKP, bu nedenle İstanbul baş dullah Gül’ün tercihi. Gül’ün Baş lığıyla kesildiği 2014’ten bu ya kileyeceği düşünüldü. ta, batıdaki Kürt seçmenin hassasiyetini de gözeterek MHP tabanını ikna edecek formül arayışlarını konuşmaya başladı. AKP, diğer bakan Binali Yıldırım’ın eski partililerle yaptığı iki toplantıya katılmaması hayırcı olduğuna yoruldu. Memleketi Kayseri’deki mitinge katılmayışı da bunu pekiştirdi. Gül’ün, “Türk tipi başkanlığa karşı olduğuna” ilişkin eski açıklamaları da paylaşılıyor. Gül, bu süreçte referandumdaki tercihiyle ilgili hiç konuşmadı. Ancak ku na iyi olmadığı biliniyor. Özellikle Gül’ün Davutoğlu’na kırgın olduğu sır değil. Buna rağmen Gül ve Davutoğlu’nun bu süreçte bir araya gelip görüştükleri de AKP kulislerinde konuşuluyor. Bu nedenle iki ismin ortak bir bakış açısıyla evet kampanyasından uzak durduk Kürt seçmen kaygısı Ancak bu formülün artısı kadar eksisinin de olacağı, kritik önemdeki Kürt oylarının olumsuz etkileneceği kaygısıyla bu konuda karar verilemedi. AKP’de, eş genel başkanları ile çok sayıda milletvekilinin tutuklu olması nede EGrüdlem seçimlere göre anketler konusunda ses lislerde Gül’ün, “hayırcı” olarak al ları ifade ediliyor. gılanmasından rahatsız olmadı AKP’de aralarında ğı, evet kampanyasında görülmek bakanların da bu niyle yeterli kampanya yürütememesine karşın HDP seçmeninin çok büyük oranda hayır oyu vere siz kalmayı istemediği ve tercihini açıklama lunduğu çok sayıda ceği öngörülüyor. Ancak HDP’nin tercih ediyor. Ancak bu sessizlik, AKP’nin referandumun gidişi konusunda anket yaptırmadığı anlamına gelmiyor. AKP, 16 Nisan’da çıkacak sonuca ilişkin il il, bölge yacağı da belirtiliyor. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu için de aynı değerlendirmeler yapılıyor. AKP içinde tercihleri en çok merak edilen iki ismin aralarının, Gül’ün milletvekili ve çevresinin de “gizli hayırcı” olabileceği konuşuluyor. varlığına karşın hayır oyu vermesi beklenen ciddi oranda bir muhafazakâr Kürt seçmen bulunuyor. Muhafazakâr Kürt seçmenler, yalnızca Güneydoğu’da yaşa bölge ve Türkiye geneline ilişkin mıyor. Başta İstanbul ve batıda re ölçümler yaptırmayı sürdürüyor. hada etkili bir kampanya yürü mülün, bu partiye hükümet ola ferandumun sonucuna etki ede AKP de anketlerinde, bu referan temediğine, hayır için çalışan nakları vermekten geçtiği görüş cek oranda yüksek bir nüfusa sa dumun üzerinde en çok konuşu MHP’li muhaliflerin kampanyası leri dile getirildi. Anayasa paketi hip muhafazakâr Kürt seçmen bu lan konusu olan MHP seçmeninin nın daha sonuç alıcı olduğuna iliş ne göre referandumda evet çıkma lunuyor. AKP, Kürt seçmeni tama evete uzak oluşunu hatta hayıra kin gözlemleri eklenince tam an sı halinde, cumhurbaşkanı seçim men kaybetmeme hassasiyeti ne daha yakın oluşunu gördü. lamıyla MHP alarmına geçildi. leri 2019’da yapılacağından mev deniyle MHP konusunda adım ata MHP alarmı Koalisyon kartı cut hükümetin 2 yıl daha görevde madı. AKP, Kürt oyları hassasiyekalması öngörülüyor. Bu çerçeve tinin yanı sıra MHP’ye sağlanacak AKP’ye ulaşan anketlerde MHP AKP’de, MHP seçmenini ik de MHP seçmeninin ikna edilmesi avantajların kendi içindeki “gizli seçmeninin üçte ikisinin evet ver na etmek ve hayırdan döndür için, “16 Nisan’dan sonra MHP’yi hayırcı” oranını artıracağından da meyeceği, hayırcı ya da hayıra da mek için formüller üzerinde tar ha sıcak olduğu ölçüldü. Bu öl tışmalar yapıldı. MHP seçmeni çümlere, AKP’lilerin MHP’nin sa ni ikna etmek için en etkili for hükümete alacağız. Bazı bakanlıklar MHP’ye verilerek koalisyon kurulacak” açıklamasıyla mesaj kaygı duyduğu için, bu aşamada koalisyon kartını kullanmama kararı aldı. l ANKARA 3.dünya ülkesi oluruzEskiAKPmilletvekiliYarbay, Başkanlığıntehlikelerinedikkatçekti: Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye’yi otoriterleşmeye taşıyacağını anlatan Yarbay, ‘Bu sistem gelirse yağmurdan kaçarken doluya tutulacağız’ dedi EMİNE KAPLAN Eski AKP Milletvekili Ersönmez Yarbay, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkeyi otoriterleşmeye ve diktatörlüğe götüreceğini, yargının ‘devletin sopası’ haline dönüşeceğini, Türkiye’nin 3. dünya ülkesi olacağını vurguladı. Yarbay, “Herkes getirilecek Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yağmurdan kaçarken doluya yakalandığını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmiş olacaktır” dedi. Yarbay, “Cumhurbaşkanlığı SistemiYağmurdan Kaçarken Doluya Tutulmak” adlı kitabında yeni sistemle ilgili şu görüşlerini özetle şöyle dile getirdi: n Türkiye 3. dünya ülkesi olur: Cumhurbaşkanlığı sistemi, yürütmenin aşırı güçlendirilmesi ve geleneksel kültürümüz sebebiyle çok hızlı bir şekilde otoriterleşmeye, diktatörlüğe kayacak, güçlü partili Cumhurbaşkanı’nın yanında parlamento göstermelik kalacak, yargı adalet dağıtma yerine devletin sopası haline dönüşecek, Türkiye 3. dünya ülkesi olacaktır. Herkes parlamenter sistemden şikâyet edip aksayan yönlerinin düzeltilmesi için çalışılmazken, getirilecek Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yağmurdan kaçarken doluya yakalandığını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmiş olacaktır. n Başıboş güç: Görevlerin tek elde toplanması güçlü yönetimi değil bilakis gücün başıboşluğu nedeni ile geleceğin ne olacağı konusunda bilinmezlikleri çoğaltır. Bilinmezliklerin çoğaldığı, geleceğin öngörülmediği ülkelerde ekonomik ve bilimsel gelişme de duracaktır. Güçlü yönetim, kişinin değil, sistem ve ilkelerin hâkim olması ile mümkündür. İslam ülkelerinde, sistemden çok liderler yani kişiler ön planda olduğu için yeterli kalkınma hızı bir türlü sağlanamamaktadır. n Diktatörlüğe yol açar mı?: Başbakan Binali Yıldırım, “Yüzde 50’den fazla oy alarak seçilen cumhurbaşkanı nasıl diktatör olur?” diye sormaktadır. Kenan Evren yüzde 92, Mübarek yüzde 91, Esad yüzde 94, Saddam yüzde 95, Türkmenbaşı yüzde 98 oy alarak başkan olmuşlardır. Bu kişileri demokratik liderler olarak kabul edebilir miyiz? Almanya’da Hitler, demokratik yollarla ve yüksek oylar alarak seçilmiş ama dünyanın en faşist diktatörü olmuştur. Yasama, yargı, medya, sivil toplum kuruluşları güçlü olacak ki, Cumhurbaşkanı’na denge ve fren olabilsinler. l ANKARA ‘Dosya varsa açıkla’ ÖMER ŞAN/ AHMET ŞEFİK Recep Tayyip Erdoğan memleketi Rize’de toplu açılış töreni adı altında miting yaptı. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’un kontrollü darbe girişimi olduğuna dair elinde belge olduğu yönündeki sözlerine karşılık “Elinde dosyalar varmış. Varsa açıkla. 16 Nisan’dan sonra sana bir faydası olmaz. İşi gücü yalan. Ama senin de mumun yatsıya kadar yanacak” dedi. Bir TV programında “Diyelim ki ‘evet’ çıktı, kimse heveslenmesin.. Sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de bütün emperyalistleri de yine İzmir’den denize dökeriz” diyen CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’a sert tepki gösteren ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı eleştiren Erdoğan, “Bu ne terbiyesizlik? Haddini bil. Sen kimsin? Sen kimi nereden denize döküyorsun? Sana adım attırmazlar, adım. Sen bu milleti ne zannediyorsun? Bu ne terbiyesizlik? Sen ne biçim bir genel başkansın? Sen bu milletvekiline kalkıp ta ağzının payını nasıl vermezsin? Bir başkası, güya tecrübeli siyasetçi, peygamberlere hakaret ediyor. Ey Baykal yazıklar olsun sana” diye konuştu. Fırat Kalkanı harekâtı’nın 1. etabının sona erdiğini söyleyen Erdoğan, “Şu anda bitti. Bundan sonra da olacak. Durmak yok yola devam. Yeni harekatlara yeni isimler vereceğiz. Baharı bekleyen tüm terör örgütlerine PKK, YPG, DAEŞ, FETÖ’ye çok güzel sürprizlerimiz var” ifadesini kullandı. Kamyonlu önlem Rize’de de yoğun güven lik önlemleri alınırken, alanın çevresindeki binalara keskin nişancılar yerleştirildi, bir polis helikopteri de havada uçuş yaptı. Miting alanına açılan yollar ile protokolün oturduğu alanın arkasındaki yol güzergâhına tek sıra sıralanmış kamyonlar park edildi. Özel harekât polislerine ait zırhlı araçlar da alanın çevresinde önlem aldı. Cumhurbaşkanlığı’na ait bir drone da tören sırasında havada uçuş yaptı. Tören alanına, dümeninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yer aldığı bir büyük gemi ile “Yeni Türkiye” ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yer aldığı, “eski Türkiye” yazılı dev pankart asıldı. Rize’de CHP’nin astığı “hayır afişleri yırtılırken, Selçuk Tuzcu ismiyle “CHP’liyim ama vatanım için evet” afişi asılması dikkat çekti. haber 5 FETÖ’nün önlenemez yükselişi... Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’nde yaşananlara dair iddianamesini tamamlayıp mahkemeye gönderdi. 520 klasör ve 4 bin 658 sayfadan oluşan iddianamede; bir orgeneral, 6 tüm general, 18 tuğgeneral, 22 albay, 26 yarbay, 33 binbaşı, 56 yüzbaşı, 62 üsteğmen, 115 teğmen, bir uzman çavuş, 131 astsubay, bir uzman çavuş, 6’sı yönetici 10 sivil olmak üzere toplam 481 şüpheli yer aldı. İddianamede bir numaralı şüpheli FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen, iki numaralı şüpheli firari FETÖ imamı Adil Öksüz, üç numaralı şüpheli ise mahrem imamlardan Kemal Batmaz oldu. Bugünlerde en çok tartışılan konu iki numaralı şüpheli Adil Öksüz’ün Türkiye’de mi saklandığı yoksa yurtdışına mı kaçtığı. Öksüz’ün önce gözaltına alındığı, ardından mahkece serbest bırakıldığı biliniyor. Öksüz, serbest bırakıldıktan sonra İstanbul’da Ankara Esenboğa Havaalanı’nda, sonra İstanbul Sabiha Gökçen’de baz istasyonundan telefon hizmeti aldığı, kamera görüntüleriyle saptanıyor. Ardından Sakarya Akyazı’da olduğu anlaşılıyor. O günden bugüne bir türlü yakalanamayan Öksüz, acaba yabancı bir ülkenin konsolosluğunda mı saklanıyor? HHH 2 Ekim 2000 yılına dönelim... Bu köşede “Gülen’in gücü” başlıklı yazımda şunları yazmışım: “Gazetelerin haberlerine baktım, bir de köşe yazılarına... Din baronu Fethullah Gülen imparatorluğunun çöküşüne gözyaşı dökenlerin sayısı o kadar fazla ki. Yazıyorlar: ‘Tek kişilik örgüt olur mu?’ Elbet olmaz! Vakıflar, okullar, yurtlar, finans kuruluşları, şirketler. Başimam! Semt imamları! Mahalle imamları! Türk Silahlı Kuvvetleri! Polis! Yargı! Milli Eğitim! Örgütün öteki üyelerini ya da merkez kadrosunu mu arıyorsunuz? Canım Susurluk çetesinin örgüt şeması var mıydı ki onların olsun... Fethullah’ın çevresine bakın göreceksiniz... Gazeteci arkadaşlarımız Türkiye’nin öteki yüzünü görmek istemiyor. 12 Eylül sonrası Kenan Evren ve arkadaşlarıyla pazarlık yapıp 1982 Anayasası oylaması öncesi ‘evet’ kampanyasına katılıyorlar. Birileri Yeni Asya Grubu’ndan Mehmet Kutlular’a Fethullah Gülen’le aralarının neden açık olduğunu sorsun o da açıklasın. Fethullah Gülen’in tek amacı vardır: Türk Silahlı Kuvvetleri’nde örgütlenip darbeyle iktidara gelmek.” HHH FETÖ, darbe düşüyle yaşadı bunca yıl... İddianameden öğreniyoruz 25 Temmuz’da ABD’den Türkiye’ye döneceğini. 15 Temmuz’da alçakça kanlı darbe kalkışması oldu. İnsanlarımız şehit oldu. Darbeciler halkın direnişiyle karşılaştı. Darbe girişimi amacına ulaşmadı. İddianamenin tümünü okuyamadım. Gazetelerde çıkan haberlere baktım. Kanlı kalkışmanın siyasi ayağı olmalı. 2000 yılında böyle bir kalkışmaya girişmediler. Çünkü DSP, ANAP, MHP ortak hükümetiyle araları iyiydi. FETÖ yapılanmasını Türkiye’nin kılcal damarlarından söküp atmak kolay değildir. Dile kolay. Yargıdan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dek giden bir yapı bu. Fethullahçı örgütlenme 1969 yılının sonlarında başlamış, 1980’de önce Kenan Evren’in ardından Turgut Özal’ın kollarında gelişmiş, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel’in ve öteki siyasi liderlerin desteğinde gelişmiş bir örgütlenmedir uzun sözün kısası... CIA desteğindeki Fethullahçılar hem “Türk İslam” hem de “Kürt İslam” sentezinin öncüleridir... HHH Kuzey Irak’ta, Orta Asya Cumhuriyetleri’nde, Afrika’da yüzlerce okulu, şirketleri hâlâ var. 17 yıl önceki “Gülen’in gücü” başlıklı yazımın sonlarında şöyle demişim: “1987 yılında İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nden atılan Fethullahçı öğrenciler, Başbakan Turgut Özal tarafından yatay geçişle Anadolu liselerine alındı...” FETÖ’nün önlenemez yükselişi AKP iktidarı döneminde de tüm hızıyla sürdü 17/25 Aralık 2013’e değin... KILIÇDAROĞLU’NA YANIT VERDİ AMA Yıldırım üstüne alınmadı Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe girişiminin kontrollü olduğuna dair sözlerine sert yanıt verdi. Yıldırım, “Kontrollü darbe girişimi ne demek, bu şehitlerimize karşı haka bozdağ’dan öksüz’le ilgili mail iddiası Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na Adil Öksüz ile ilgili Amerika’dan bir mail geldiğini iddia etti. Bozdağ, Kılıçdaroğlu’na “Adil Öksüz ile ilgili, adresi de söylüyorum, Amerika’dan bir mail geldi mi gelmedi mi? Siz gelen bu mail ile ilgili ne yaptınız? Bu açıklamaları bu mail üzerine mi yaptınız? Bu maili gönderenleri siz tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz” sorularını sordu. Öksüz’ün ya çok şey bildiği için FETÖ tarafından infaz edilmiş olabileceğini ya da birileri tarafından saklandığını söyleyen Bozdağ, “Ben saklandığı kanaatindeyim. Çünkü tespit edildiği an yurtdışına çıkma ihtimali gözükmüyor” dedi. ret demek değil mi? Kepazeliğe bak. Yazıklar olsun! FETÖ’cü alçakların arkasında durmayı artık bırak. Onlara karşı gebeliğin, zaafın mı var; bunu bilelim. Bunları söylersen bu alçaklardan ne farkın kalır” diye konuştu. CHP’li Hüsnü Bozkurt’un açıklamalarına da tepki gösteren Yıldırım, “Densiz vekili de çıkmış ‘evet çıkarsa Samsun’a Erzurum’a gittik Polatlı’dan denize döktük, dökeriz’ diyor. Alçak, kimsin sen Türk milletine hakaret ediyorsun. Haddini bil” diye konuştu. Yıldırım çözüm süreci konusunda ise “Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözüm ay yıldızlı bayrak. Ay yıldızlı bayrak altında 80 milyon yaşayacak o kadar basit. Alçak örgütleri milletle aramızdan defolup atacağız” ifadelerini kullandı. Yıldırım, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili de “Siyasi bir manevra. Rıza Sarraf davası açıldıktan sonra 7 kez gitmiş, bir şey demiyorsunuz, niyeyse aklınıza esiyor, tutukluyorsunuz” diye yanıtladı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle