23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Nisan 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET CHP’den Danıştay’a: Yürütmeyi durdurun CHP, Danıştay’a başvurarak Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), 16 Nisan referandu munda mühürsüz oy pusulaları ve zarfları geçerli sayan kararının ve kesin seçim sonuçlarının açıklan masının durdurulmasını talep et ti. CHP, Danıştay’a dava açtıktan hemen sonra YSK’ye de bir dilek çe vererek “görevi suiistimal etme meleri” uyarısında bulundu ve ke sin seçim sonuçlarının açıklanma sını Danıştay’da açı lan dava sonuçlana na kadar erteleme sini talep etti. Dava dilekçesinde, kesin seçim sonuçlarının KEMAL GÖKTAŞ hemen açıklanması halinde ‘telafisi güç ve imkânsız, kamu güvenliğini tehdit eden sonuçların doğmasının kuvvetle muhtemel ol duğu’ vurgulanarak, “Siyasi ikti darın tüm kuşatma ve baskılarına rağmen; yargı mercilerinin, anaya sadan kaynaklanan asli görev ve sorumluluklarını yerine getirece ğine inanıyoruz” denildi. CHP adına eski milletvekili avu kat Atilla Kart tarafından hazırla nan “Acil ve süreli” ibareli dava dilekçesinde, YSK’nin halkoylama sı devam ettiği sırada, AKP temsil cisinin talebiyle aldığı “sandık ku rulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça ge çerli sayılmasına” ilişkin kararın tüm sandık kurullarına gönderilen bir genelge olduğu ve “düzenleyici nitelikte bir idari işlem” sayılması gerektiği ifade edildi. Dilekçede bu genelgenin anayasanın 125. mad desine göre idari yargı denetimi ne tabi olduğu savunuldu. YSK ka rarlarının kesin olduğuna ve yar gı yoluna gidilemeyeceğine iliş kin görüşlere karşı, YSK’nin yargı sal kararlarının kesin olduğu, ida ri kararların bu kapsamda kalma dığı belirtildi. ‘Yok hükmünde’ Danıştay 1. Dairesi’nin “İstişari nitelikteki görüş ve düşüncelere” ilişkin kararlarına karşı dahi dava açılabildiğine işaret edilen dilekçede “Bu bağlamda YSK’nin idari nitelikteki işlem ve eylemlerinin, yargı denetimi dışında tutulması düşünülemez” denildi. YSK genelgesinin ‘yok hükmünde olduğu’ savunulan dilekçede Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Kanun’da ve YSK’nin Şubat 2017’deki genelgesinde yer alan mühürsüz oy pusulası ve zarfların geçersiz olacağına ilişkin düzenlemeler hatırlatıldı. ‘İbret ve kaygı verici’ Dilekçede şöyle denildi: “Yasal düzenlemelere aykırı olan tüm idari işlemlerin, tam kanunsuzluk nedeniyle iptali gerektiği açıktır. Sandık kurulları yasaya uygun oy sayım ve tasnifi yap Danıştay’a başvuran CHP, kesin seçim sonuçlarının açıklanmasının ve YSK’nin mühürsüz oyları geçerli sayan kararının yürütmesinin durdurulmasını talep etti ATİLLA KART: Bu başvuru idari işleme karşı yapıldı CHP’nin Danıştay’a yaptığı başvurunun ardından sürece ilişkin dilekçeyi YSK’ye de sunan Atilla Kart CHP’nin Danıştay’a başvurusu kabul edildiği takdirde kararın gerekçesinin önem kaza nacağını belirterek, “Oy ve sandıkların kapanması ve tasnif aşamasındaki bütün işlemler idari işlemlerdir ve anayasaya göre idari işlemler istisnasız yargı denetimine tabidir. YSK’nin oylama devam ederken tüm sandık kurullarına ulaştırdığı o 560 sayılı işlemine yönelik olarak yargı mercii olan Danıştay’a dava açtık. Hukuka aykırılıktan söz etmiyorum, tam ka nunsuzluk hali var. Olay bu kadar kritiktir, bu kadar önemlidir” diye konuştu. Bingöl: YSK teslim oldu CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, mühürsüz oy kullanımına vize veren ve muhalefetin başvurularını reddeden Yüksek Seçim Kurulu’na, “Anlaşılan o ki YSK’nin 10 üyesi, ‘itaat et, rahat et’ anlayışına herhalde teslim olmuştur” sözleriyle tepki gösterdi. Bingöl, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, YSK’nin halkoylamasının yapıldığı 16 Nisan Pazar günü aldığı kararların hukuksuz olduğunu belirtti. Bingöl, “Dönüp, baktığımızda 16 Nisan günü yapmış olduğu 2 toplantıda, yaklaşık 20 ila 30 dakika içinde karara bağlanan o toplantıların sonucunda bizim iptal başvurumuzun görüşüldüğü toplantı, 7 saatlik bir zaman dilimine ulaştı. De mek ki 16 Nisan’daki toplantılarda alınan kararlar, gerçekten maddi temeli olmayan, hukuksuzluğun ve kanun tanımazlığın ürünüdür” diye konuştu. Anayasa değişikliğinin ‘ayıplı anayasa’ya dönüştüğünü savunan Bingöl, “Anlaşılan o ki YSK’nin 10 üyesi, ‘itaat et, rahat et’ anlayışına herhalde teslim olmuştur” görüşüne yer verdi. l ANKARA /Cumhuriyet mamışlardır. YSK yasaya aykırı düzenleyici işlemiyle, seçimlerin sonucuna doğrudan etki etmiş, geçerli ve geçersiz oy sayımını şaibeli hale getirmiştir. Vatandaşınseçmenin gerçek tercihinin sandığa yansımasına engel olmuştur. Oy ve tasnif öncesi yapılan usulsüz işlemleri ortadan kaldırmak YSK’nin asli sorumluluğu kapsamındadır. Bu durumun tahkiki seçmene yükletilemez. Kendi genelgesini ve amir yasal mevzuatı inkâr etmek pahasına YSK tarafından işlem tesis edilmiş olması; YSK’nin saygınlığı ve sorumluluğu adına ibret ve kaygı vericidir. Ülkemizde iktidar eliyle gerçekleştirilen kuşatma ve müdahaleyi gösteren vahim bir örnektir. Ve yine maalesef, ülkemizde anayasal kurumların işlevlerini büyük ölçüde kaybettiklerini gösteren dramatik bir örnektir. Bu işlemlerde yoğun olarak yapılan tüm kanunsuzluklar, kaçınılmaz olarak halkoylaması sonuçlarını sakatlamıştır. Bu genelge esas alınarak düzenlenen oy sayım ve tasnif tutanakları geçersizdir. Seçmenin gerçek iradesi YSK’nin haksız işlemleri sonucu sandığa yansıtılmamıştır. Se çim sonucuna müessir olduğu açık olan bu idari işlemin, yargılama aşamasındaki sonucuna kadar, YSK’nin halkoylaması sonuçlarını kesinleştirmemesi zorunluluğu vardır. ‘Demokrasi yok edilecek’ Yasaya aykırılık açık ve fahiştir. Bu işlem esas alındığı takdirde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımları ve demokrasisi tümüyle yok edilmiş olacaktır. Türkiye’nin toplumsal barışını, demokrasisini ve anayasal kurumlarını tehdit eden sonuçlara yol açılmış olacaktır. Sandık sonuçlarının açıklanması halinde telafisi güç ve imkânsız, kamu güvenliğini tehdit eden sonuçların doğması kuvvetle muhtemel bulunduğundan, YSK’nin oy sayım ve tasnif tutanaklarına göre halkoylaması sonuçlarının, kesin olarak açıklanması işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi zorunluluğu vardır. Siyasi iktidarın tüm kuşatma ve baskılarına rağmen; yargı mercilerinin, anayasadan kaynaklanan asli görev ve sorumluluklarını yerine getireceğine inanıyoruz.” CHP, Danıştay’a açtığı davadan hemen sonra YSK’ye de bir dilekçe vererek halkoylaması kesin sonuçlarının açıklanmasının dava sonucuna kadar ertelemesini istedi. Dilekçede şöyle denildi: “Tesis olunan bu işlem takdiri zafiyetin ötesinde, görev suiistimali boyutunda unsurlar içermektedir. Bu sebeple adli sorumluluğun da doğacağı açıktır. Gelinen aşamada, YSK’nin kendi varlık ve sorumluluk misyonunu ortadan kaldıran yeni bir anayasal ihlale yol açmaması gerekir. Mezkur genelgeyeişleme karşı açılan davanın sonucunun beklenmesi zorunludur. Zira mezkur davanın sonucu beklenmediği, tam kanunsuzlukla malul olan halkoylaması sonuçları kesinleştirildiği ve devamında ise Danıştay’daki dava kabul edildiği takdirde tam kanunsuzluk açık olmakla mezkur davanın kabul edileceği kanısındayız, Türkiye’nin yaşayacağı kaosu tasavvur etmek istemiyoruz. Bu takdirde; Türkiye’nin barışı ve demokrasisi sabote edilmiş olacaktır. Hiçbir anayasal kurumun, böylesine ağır bir sorumluluğa yol açmayacağı konusundaki beklentimizi ifade etmek gereğini duyuyoruz.” l ANKARA ‘Sinei millet seçenek değil’ AYŞE SAYIN CHP’de parti sözcüsü Selin Sayek Böke’nin “parlamentodan çekilme” dahil, her türlü seçeneği değerlendirecekleri açıklaması kamuoyunda “sinei millet” baskısına yol açarken, parti yönetimi bu taleplere soğuk bakıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan bu konudaki tartışmalara, “Sinei millet, hiç kullanılmamış, hangi şartlarda kullanılacağı konusunda da kimsenin berrak olmadığı bir durumdur. O nedenle bizim gündemimizde yok” sözleriyle noktayı koydu. CHP’de referandum sonuçları bugünden itibaren parti yetkili kurullarında masaya yatırılacak. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında bugün parti genel merkezinde Meclis grubu toplanarak, sonuçları değerlendirecek, milletvekillerinin öneri ve görüşleri alınacak. CHP’de bundan sonraki süreçte izlenecek yol haritasını Cumhuriyet’e değerlendiren Tezcan, parti olarak referanduma YSK eliyle karıştırılan şaibe iddialarına cü, Kürt, sol, merkez sağ, müte karşı, hukuki mücadeleyi AİHM deyyin’ seçmeni ortak noktada bu dahil, her zeminde sürdürecekleri luşturan ‘hayır’ın nasıl iktidara ta ni söyledi. şınacağı önümüzdeki dönemin en CHP’nin referandum sonuçla önemli tartışma konusu olacak. Bu rına itirazının, 2019’da yapılma konuda kulislerde şu değerlendir sı planlanan “başkanlık seçimi”ne meler yapılıyor: dönük çalışma yapmasını engel ‘Hayır’ öncülüğünü seçimlere leyici bir durum olmadığını vur taşımalı: Partide, “Tüm olumsuz gulayan Tezcan, “Biz yürürlükte koşullara rağmen, parti ‘hayır’ın ki sisteme göre de siyasetin bütün öncülüğünü üstlendi ve bunu da imkânlarını kullanacağız. Uyum başarılı sonuçlandırdı. Bu öncü yasaları parlamentoya geldiği za lük yerel seçimlerde de man, ona göre siyasi tutumu belir başkanlık seçimlerin leyeceğiz. Yani, yürürlüğe girme de sürdürülmeli. Bu si halinde, bu sistemin içinde de kapsamda öncelikle iktidar mücadelesi vereceğiz. Bu seçim haritası il il, il nu yaparken de hedef, bu kötü ha çe ilçe incelenmeli. zırlanmış sistemin kalıcı ha Hayır oyundaki ar le gelmesi değil, seçim tışın nedenleri leri alarak, yeni bir re iyi analiz edil form anlayışıyla bu tah meli. Anka ribatı giderecek, meş ra, İstan ru zeminde yeniden bul gibi güçlü parlamenter daha demokrasiyi kur ön mak için yetki is teyeceğiz” diye Bülent Tezcan konuştu. CHP’de ‘Ülkü ce AKP’nin kazandığı illerde, belediye başkan ve meclis adayları ‘hayırcı’ kesimin üzerinde ortaklaşacağı isimler olmalı” görüşü dile getiriyor. Genel başkan mı, ortak isim mi aday olmalı?: CHP kaynakları, bu konuyu tartışmak için erken olduğuna işaret ederken, adayın sadece CHP seçmeni değil, “tüm hayır cephesinin üzerinde ortaklaşacağı” bir isim olması zorunluluğuna dikkat çekiliyor. Bunun için de hem Kürtlere, hem ülkücülere hitap edebilecek, uluslararası vizyonu olan, sol seçmenin gönül rahatlığıyla oy vereceği bir seçenek yaratılması gerektiği ifade ediliyor. Sandık güvenliği sağlanamadı: YSK’nin mühürsüz oy kullanımı kararının referandumun kaybedilmesinde büyük etkin olduğu görüşünün savunulduğu CHP’de, “Ama sandıklara yeterince sahip çıkamadık” özeleştirisi de yapılıyor. CHP kulislerinde, “Bundan sonraki seçimleri kazanmak istiyorsak, tüm sandıklara en az bir gö revlimizi koymalıyız” deniliyor. l ANKARA haber 5 YSK ne yapıyor?... MYK sonrası konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, önemli bir açıklama yaptı: “Halkoylamasından evet çıkmamış ve bir anayasa değişikliği gerçekleşmemiştir. Halkoylaması yok hükmündedir.” CHP sözcüsü Böke, halkoylamasındaki şaibe tartışmaları üzerine Meclis’ten çekilmek dahil tüm haklarını kullanacaklarını söylerken, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Sinei millet konusunu tartıştık ama doğru olmayacağına karar verdik” dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canbolat halkoylamasının her türlü şaibeye açık olarak yapıldığının altını çizdi, 15 ilçede seçimlerin iptalini istedi. 1900 sandık ve 200 bin oy... Bu arada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması çok önemli: “16 Nisan’da hükümet ve YSK işbirliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır.” Bu arada bir başka konunun altını çizeyim: İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük kentlerde hayır oylarının fazla çıkmasının fa Perşembe günü ise turası belediye başkanlarına çı Cumhuriyet’in manşeti şöyleydi: karılacak. “YSK’den şaibeye kılıf...” AKP, özellikle Ege ve Alican Uludağ’ın haberi ilginçti... Akdeniz’in kıyıiç kesimlerinde Ne diyordu arkadaşımız Ulu yeni bir örgütlenmeye gidecek... dağ: “Mühürsüz oy geçerlidir kara HHH Anayasa hukukçusu İbrahim rı, YSK tarafından üç gün sonra açıklandı. Kararda, mühürsüz oy kullanılmasının yasaya aykırı olduğu itiraf edilirken bunun seçmene yüklenebilecek bir kusur olmadığı öne sürüldü. YSK, sandık görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacağını da ilan etti. Açıklamanın, CHP’nin itirazının ardından gelmesi de dikkat çekti. Ana muhalefet partisi kararı görmeden YSK’ye itiraz etti.” Şimdi önemli olan sorular şu: Mühürsüz oy kararı, seçimden Ö. Kaboğlu ise şöyle bir saptama yapıyor: “16 Nisan oylamasında hukuksuzluklar zinciri birbirini izledi: Üzerinde İlçe Seçim Kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır (md. 98) ve arkasında sandık mühürü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir (298 sayılı K..., md. 101, Değ. 2010) şeklindeki açık yasaklara karşın, mühürsüz zarf ve pusulalar geçerli sayıldı.” Oysa YSK, seçimleri iptal veya mühürsüz pusula ve zarflar yoluyla kullanılan oyları iptal dışın üç gün sonra neden yayımlana da bir seçeneğe sahip değildi. bildi? Oy kullanma hakkına atıfta Bunun yerine, oylama sürer bulunan YSK, suçu niçin sandık ken; mühürsüz oyların dışarıdan kuruluna attı? getirildiği kanıtlanmadıkça geçer Bu iki soru çok önemli... li olduğuna dair karar verdi. Yanıt verilmesi gerekiyor... Karar, geçmişe aynı doğrultu HHH da verdiği kararlara atıfla gerek Erdal Aksünger başkanlığında çelendirilmeye çalışıldı... ki CHP heyeti, halkoylamasındaki Ne var ki, adı geçen maddeler usulsüzlüklere ilişkin YSK Başkanı Sadi Güven’i ziyaret etti. Güven’in konuya ilişkin açıklaması kısaydı: “Düşüncemi söylemem, ihsası rey olur...” Güven, öteki soruları geçiştirdi... CHP’li Aksünger’in açıklaması ise ilginçti: “Net yanıt verecek durumda değiller. Çok tedirginler. Diken üstünde oldukları belli.” Böylece serbest ve demokratik seçime gölge düştü... 2010’da değiştirildiği gibi geçmişte benzeri kararlar verilmiş olsa da, yanlış tekrarını haklı kılmaz. Hukukta bir kural var: kötü kural emsal teşkil etmez, biçiminde. Şimdi bir soru: Anayasa Mahkemesi, YSK kararlarına karşı başvuru makamı mı? Bunu engelleyen bir düzenleme olmadığı gibi, AYM’nin konuyla ilgili kararları da bu yolun açık olduğunun teyidi yönünde... Başbakan Yıldırım: Beyhude gayretler, son söz söylenmiştir Başbakan Binali Yıldırım, CHP’nin 16 Nisan anayasa değişikliği referandumunda YSK kararlarının şaibe yarattığı için hukuki girişimlerine ilişkin, “YSK’nin kararı için yargı yolu yok; istedikleri yere gidebilirler” değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım, CHP’nin Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye başvuru yapması hakkında “Türk milleti son sözünü söylemiştir. ‘Evet’ yüzde 51.4 ile tecelli etmiştir. Bu meselenin milletin iradesine rıza gösterme mek demokrasiye inanmamak anlamına gelir. Çözümü başka yerlerde arama anlamına gelir. Seçimler konusunda YSK’nin verdiği karar kesindir. Neticede milletin kararının üzerine hiçbir mahkeme karar veremez” dedi. Yıldırım, “Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Onlar öyle bir yol benimsiyorsa bu demokratik değildir. Ana muhalefet partisinde son sözü kim söylüyor onu da anlamış değiliz. Herkes ayrı bir telden çalıyor” ifadelerini kullandı. Grup Yorum konserine İstanbul Valiliği’nden iptal Grup Yorum’un 23 Nisan Pazar günü Yenikapı Meydanı’nda düzenlemeyi planladığı ‘7. Bağımsız Türkiye’ konseri İstanbul Valiliği tarafından ‘güvenlik’ gerekçesiyle iptal edildi. Yasak kararı üzerine Grup Yorum tarafından yapılan açıklamada, “7. Bağımsız Türkiye konserimiz AKP tarafından sudan sebeplerle engellenmiştir. Vali lik, başvurumuzun sonucunu almaya gittiğimizde bize, güvenlik gerekçesiyle konserin yapılmasının uygun olmadığına dair bir belge verdi. AKP istediği gibi mitingler düzenliyor. Onun güvenliğini alıyorlar fakat söz konusu halk olunca güvenlik bir sorun haline geliyor. Kalbimizden halkın türkülerini söküp atamazlar” dendi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle