08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Nisan 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 Batı Karadeniz, İç Ege, Marmara’nın doğusu ve İç Anadolu’nun kuzeybatısında karla karışık yağmur ve kar, Batı Akdeniz, Orta Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz’de kuvvetli fırtına bekleniyor. 140/3 0 270/1 4 0 100/8 0 140/6 0 140/3 0 110/6 0 150/5 0 130/4 0 190/9 0 190/9 0 140/7? 0 150/9 0 110/5 0 280/1 5 0 160/9 0 70/1 0 180/8 0 230/3 0 120/5 0 200/5 0 190/1 0 0 190/1 0 0 TARİHTE BUGÜN 1804: Alman filozof Immanuel Kant öldü. 1912: Pravda gazetesinin ilk sayısı yayımlandı. 1924: Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir İlyiç Lenin öldü. 1962: Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hâkimler Kurulu’nun kurulmasına karar verildi. Soma katliamının ilkCan Gürkan ve Mustafa Yiğit’in cezası 10 aya indirildi ve açıklaması geri bırakıldı cezasında iyi hal indirimi Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciadan sonra tutuklanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve şirketin mali işlerinden sorumlu yöneticisi Mustafa Yiğit, İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, “özel evrakta sahtecilik” suçundan 1 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Sanıklara iyi hal indirimi uygulayan mahkeme, cezayı 10 aya indirdi. Hükmün açıklanması ise geri bırakıldı. İmza sahte çıkmıştı Can Gürkan, facianın ardından madendeki tek sorumlunun Genel Müdür Razaman Doğru olduğunu gösteren yönetim kurulu belgesini savcılığa sunmuştu. İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, belgedeki imzanın sahte olduğu ortaya çıktı. İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı’nın raporunda, yönetim kurulu karar defterinin 13. sayfasındaki imzanın, Ramazan Doğru’ya ait olmadığının tespit edildiği ifade edildi. Can Gürkan, rapor üzerine ikinci kez tutuklandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet İBB’de Kozlu faciası sanığı vekâleten TTK’yE Genel Müdür oldu Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve şirketin mali işlerinden sorumlu yönetici Mustafa Yiğit, “özel evrakta sahtecilik” suçundan 1 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi maden ocağında 7 Ocak 2013’te yerin 630 metre altında ani metan gazı püskürmesi sonucu meydana gelen iş kazasında, taşeron firmada çalışan 8 maden işçisi öldü. TTK Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu, Kozlu Müessese Müdür Yardımcısı Nurettin Yılmaz, taşeron firma Star İnşaat Genel Müdürü Şafak Sırrı Demirel, şirket ortağı İlal Köksal’ın da aralarında bulunduğu tutuksuz 10 sanık hakkında, “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yargıla manın devam ettiği Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geçen hafta gönderilen 3. bilirkişi raporunda taşeron firma asli kusurlu, Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu ve yardımcısı Nurettin Yılmaz ise eksiklikleri nedeniyle firmaya bir yaptırım uygulamak yerine, kendi bünyelerinden bir çalışanı teknik nezaretçi olarak atamayı uygun gördükleri için tali kusurlu bulundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu’nu, 11 aydır vekâleten TTK Genel Müdürlüğü görevini yürüten Ercan Gebeş’in yerine yine vekâ leten atadı. l DHA Cengiz tartışması CHP: Cengiz için cami alanı niçin kaldırıldı? AKP: İsme bakmıyoruz! İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin meclis toplantısında Cumhuriyet’in dün du yurduğu “Cengiz İnşaat için caminin üstü çi zildi” haberi gündeme geldi. Maltepe Dra gos’taki “kentsel dönüşüm” imar planından, 17 Aralık soruşturmasıyla birlikte kamuoyu nun gündeminden düşmeyen işadamı Mehmet Cengiz’e kıyak gelmişti. İmar planından, işa damı Cengiz’in arsasının önüne gelen “dini te sis alanı” son anda çıkarılmıştı. “Mehmet Cen giz için cami alanı niye kaldırıldı” diye soran CHP’li meclis üyesi Hüseyin Sağ, konuyla ilgi li soru önergesi verdi. AKP’li meclis üyesi Fa ruk Aydın ise “Plan değişikliklerinde mülkiye te bakmıyoruz” yanıtı verdi. İBB Meclisi’nde dün kü toplantısında söz alan Sağ, “Meclisten geçen böl ge planında olan cami ala nı nasıl yok edildi? Meh met Cengiz için cami ala nı niye kaldırıldı? Planlar da bölgenin ihtiyacı var diye cami planlara işlen miş. Meclisten geçen ve Cumhuriyet skandalı dün kamuoyuna duyurmuştu. sonradan böyle değiştirilen kaç plan paftası var? O değişiklikler neler? Kimlerin yeri değerlendi rildi? Planlarda bölgenin ihtiyacı var diye plan lara işlenmiş. Mehmet Cengiz için cami alanı niye kaldırıldı” sorularını yöneltti. Sağ, daha sonra İBB İmar ve Bayındırlık Ko misyonu Başkanı Hadi Diler’e seslenerek, “Bu işlemi hangi siyasilere, hangi bürokratlara zor la yaptırıyorlar” diye sordu. Meclis başkanve kili Ahmet Selamet araya girerek konuşmaya müdahale etti. Selamet, “Kural olarak soruları nızı başkanlık makamına yöneltiyorsunuz. Bi liyorsunuz. Hadi Bey’in ismini çıkaralım” dedi. Bunun üzerine söz alan AKP’li meclis üyesi Faruk Aydın, “Soru önergesi adı altında yorum yapılıyor. O zaman isim versin. Doğru sorular değil bunlar. Ayrıca biz plan değişikliklerinde mülkiyet bilgilerine bakmıyoruz” dedi. Hadi Diler ise “Baskı söz konusu değil. Eğer öyle bir durum varsa savcılığa şikâyette bulunabilir” yanıtını verdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet BMEABREİKNSAAISHRİLAİNREI Bebek’e marina gündemde. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis gündemine geçen günlerde Bebek’e marina projesine ilişkin imar planları teklifi geldi. Teklif ilgili kurumlardan görüş alınmak üzere müdürlüğüne iade edildi. Bölge sakinleri Bebek marinaya karşı eylemler yapmış, dava da açmıştı. İstanbul Boğazı’ndaki teknelerin bağlanması için düşünülen Bebek’e marina projesine ilişkin yüzer iskele plan teklifleri İBB Meclisi’nde tartışma yarattı. Teklif Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü görüşü doğrultusunda değiştirilmesi ve İstanbul Liman Başkanlığı’nın görüşü alınmak üzere müdürlüğüne iade edildi. CHP’li meclis üyesi Yunus Can, “Tekneleri bağlamak için bir marina gerekli olabilir ama burası Boğaz’ın iki yakası da değildir” ifadelerini kullanarak tepki gösterdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet l CHP GRUBU, İBB MECLİSİ’Nİ TERK ETTİ ‘Avcılar planı’ krizi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde dün Avcılar’daki Merkez, Ambarlı, Cihangir, Mustafa Kemal Paşa, Gümüşpala, Üniversite ve Denizköşkler mahallelerini kapsayan, depremden sonra binaların yenilenmesine ilişkin bölge planları son anda meclisten çekilince kriz yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, AKP Grup Başkanvekili Temel Başalan’ın meclisten önce kendisine Gaziosmanpaşa bölge planlarına olumlu oy kullanmalarını yoksa Avcılar planını geri çekeceklerini söylediğini anlattı. Gülsever, Gaziosmanpaşa bölge planlarının ilçede nüfus yoğunluğu getireceğini gerekçesiyle ret oyu kullanacaklarını belirtti. Başalan ise Avcılar planlarını teknik nedenlerle geri çektiklerini ifade etti. CHP Grubu Avcılar bölge planlarının geri çekilmesini meclisi terk ederek protesto etti. l İSTANBUL/Cumhuriyet l BELEDİYEYE 1 MİLYAR TL KREDİ İÇİN YETKİ Asfalt için de borç HAZAL OCAK İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul genelindeki yolların asfaltlanması, ıslahı, yapım, bakım ve onarımları için İller Bankası’ndan 1 milyar TL borçlanacak. İBB Meclisi’nin önceki gün gerçekleşen oturumuna İBB’nin iç borçlanmasına ilişkin yetki talebi geldi. İBB Meclisi’ne gelen teklife tepki gösteren CHP’li Meclis üyesi Tarık Balyalı, “Borçlanma hakkınızın yüzde 20’sini böyle kullanıyorsunuz. Ben böyle ilginç borçlanma görmedim. Daha geçen ay Üsküdar Ümraniye Çekmeköy metro hattı için borçlanma yetkisi verildi. Meclis bu yetkiyi aytyapı yatırımları için veriyor” dedi. AKP’li meclis üyeleri ise borçlanmayı kredi maliyetinin düşük olacağını belirterek savundu. Borçlanma yetkisi AKP’li üyelerinin oylarıyla verildi. Vatandaşlık görevi Memleketimiz bırakalım insan haklarına dayalı bir hukuk devleti olmayı, YSK kararından sonra artık bir kanun devleti bile değildir. Şayet bir devlette, kanunun açık hükmü zırva gerekçelerle çiğnenebiliyorsa, o devlette gücü elinde tutan dilediği her şeyi yapabilir demektir. Bundan da keyfi ve dolayısıyla baskıcı bir yönetim haricinde bir şey çıkmaz. Kanun devleti olmak devletler için ileri bir seviye değildir. Diktatörlükler dahi kanun devleti olabilir. Belki kanunları berbattır ancak onlara uyulur. YSK kararıyla karşı karşıya olduğumuz durum bunun bile gerisinde. Yani mesele Türkiye’nin bir diktatörlük olup olmayacağından da vahim. Kendi kanunlarına uymayan bir devlet, temellerini yitirmiş bir bina gibidir. Adalet mülkün yani devletin temelidir. Biz bırakalım adaleti, kanunun açık hükümlerinin bile temelden çıkarıldığını görüyoruz. Mühürsüz oy pusulalarının geçersiz olduğu hükmü öyle teferruat diye, bir teknik hukuki mesele diye yabana atılacak bir kural değil. Şekil şartları hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Bir devlette hukuktan bahsedilebilmesi için “şekil keyfiliğin can düşmanı, özgürlüğün ikiz kardeşidir” temel ilkesinin her kararda daimi olarak gözetilmesi şarttır. Bu “mühürsüz seçim”den sonra tartıştığımız bir kanun maddesinin uygulanmamasının çok ötesinde. Hukuki güvenliği tartışıyoruz. Bilmem kararı alanlar, savunanlar ya da işi uzatmamayı yeğleyenler farkında mı, bu devletin bekası meselesi. Dünyanın girdiği bu fırtınalı dönemde, sözüm ona devleti güçlendirmek için getirildiği söylenen bu anayasa değişikliğinin geliş biçimi devletin üzerinde bina edildiği hukuk rejimini alaşağı etmiştir. Bundan böyle seçmenin, YSK’ye ve dolayısıyla seçim güvenliğine inanıp oy vermesi nasıl beklenir? Bundan böyle bir devlet kurumunun kanunların açık hükümlerini bırakalım uygulamaması doğrudan ihlal etmesi nasıl engellenir? Hukuki güvenliğin kalmadığı bir ülkede, devleti devlet yapan ana koşul yani vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması bile yöneticilerin keyfine kalmış demektir. Böylesine güvencesiz bırakılan vatandaşların üzerine devlet çatısı çökmek üzeredir. Sağlam kurumları ve hukuk devleti ilkesi olmayan devletlerin nasıl çatırdayıp yıkıldığını Ortadoğu’da izlemekteyiz. Türkiye, kendi mührüne sahip çıkamayan hatta kendi mührünü tanımayan bir devlet haline getirilmeye çalışılmaktadır. Hem de bunu yapanlar, sorsanız en devletçi geçinen şahıslar. Kendi hukukunu hiçe sayan bir devleti uluslararası toplumda da hiçe sayarlar. İtibarını yitirmiş ve alt lige düşmüş bir devlet ise her türlü yönlendirmeye, baskıya ve saldırıya açık hale gelir. Hele bunları sadece tek bir kişi üzerinden gerçekleştirme fırsatları varsa. Devletin bekası için bütün demokratik yollarla bu “mühürsüz” karara karşı çıkmak ve devletin mührünü korumak bir vatandaşlık görevidir. Sarsıntı nedeniyle halk sokaklara döküldü. Manisa’da art arda 2 deprem Manisa’nın Selendi ilçesinde, dün 5.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremin ardından Manisa’nın merkezinde 5.1 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha meydana geldi. Kandilli Rasathanesi’nden yapılan açıklamaya göre; saat 16.09’da, merkez üssü Selendi olan, yerin 5 kilometre altında 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İzmir, Uşak, Kütahya, Denizli, Bursa ve Çanakkale’de de hissedilen depremde, herhangi bir can ve mal kaybının yaşanmadığı öğrenildi. AFAD ise depremin büyüklüğünü 4.9 olarak açıkladı. Bu depremin ardından Manisa’nın merkezinde 5.1 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha meydana geldi. Sarsıntı nedeniyle halk panik halinde sokaklara döküldü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle