02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYIN CUMHURBAŞKANI, Varsıl ve yoksul, koşullarım nasıl olursa olsun, zatıalileriniz dahil tanıyanlar bilir, ben tek yüzlüyüm iki yüzüm yok. Siyasi ikbale dayalı hesabım yok, hiçbir amaçla hiç kimseden maddi bir beklentim yok, hiçbir koşulda kul gücüne eğecek boynum yok, koşullara göre değişken kişiliğim yok, bireyin özgürlüğü, yurttaşların kardeşliği, toplumun birliği, ülkenin tümlüğü ile ilgili bilinen hassasiyetim gereği, toplumsal sorunlarımızla ilgili vereceğim örnekler yalın, eleştirilerim acımasız, tespitlerim yansız, uyarılarım gerçekçi, önerilerim samimidir. Kudretli bugünlerinize adımlarınızı attığınız o günlerde, iddialı hedefleriniz vardı. Ülke sorunlarıyla ilgili doğruya yakın tespitleriniz vardı. Siyasi gömleğinizi değiştirdiğinize dair beyanlarınız vardı. Devletimizin demokratik olmayan yapısı ile ilgili demokratik söylemleriniz vardı. Herkese iş, herkese aş, eşit bölüşümü sağlayacağınıza dair, güçlü ifadeleriniz vardı. Yetim hakkını kimselere yedirmem gibi soylu çıkışlarınız vardı. Etnik, inanç ve kültürel kimliklere eşit davranılacağıyla ilgili kuvvetli vurgularınız vardı. Biz Barış Partililer ülkemizin gerçeği olan çok kültürlülüğümüz gereği bireyin özgürlüğünü, yurttaşlarımızın kardeşliğini, toplumun birliğini, ülkenin tümlüğünü esas alarak günümüzden 20(yirmi) yıl önce savunduğumuz eşit yurttaşlık kavramını sahiplenerek savundunuz. Bilinen ilkeli duruşunuz vardı. Söylediklerinizi gerçekleştireceğinize inanan geniş kitlelerin size tam desteği vardı. Kürt sorununun çözümü, Alevi açılımı dediniz. Bildiğiniz gibi gazeteci yazar Sayın Nazlı Ilıcak aracılığıyla gündemi toplumsal barış olan siyasi konularla ilgili şahsımla görüşmek istediğinizde, Sayın Nazlı Ilıcak’a siyasi arenadan çekildiğimi belirterek nazik yemek davetinize katılamayacağımı bildirmiş, bir yurttaş olarak topluma deklere ettiğiniz vaatlerinizin takipcisi olacağımı, gerçekleştirmeniz halinde samimiyetle alkışlayanlardan biri olacağımı bildirmiş, size teşekkür ederek başarılar dilemiştim. Hatırlayacağınız gibi milletvekiliniz, yazar Sayın Reha Çamuroğlu aracılığıyla şahsıma gönderdiğiniz mesajınızda şirketimizin Irak’ta yaşadığı sorunları çözeceğinizi vaadederek, Kürt sorununun çözümü Alevi açılımı ile ilgili katkılarımı arzulamıştınız. Sayın Reha Çamuroğlu kanalıyla zatıalilerinize gönderdiğim mektubumda toplumun genel sorunlarıyla özel sorunlarımızı ayrı tutma anlayışım gereği Irak’ta yaşadığımız sorunlarımızın çözümü ile ilgili katkılarınıza dayalı değerli önerilerinize “hayır” demiş, toplumsal barışın sağlanmasında sonsuz mutluluklar duyacağımı size bildirmiştim. Alevilerin yurttaşlığa dayalı masum taleplerini göz ardı ettiniz ve göz ardı etmeye devam ediyorsunuz. Terör gerekçesiyle ayrım yapmadan Kürt kardeşlerinize ağır bedeller ödettirdiniz. Yetmiyormuş gibi Kürtleri ilçeler arası, iller arası, bölgeler arası göçer yaptınız. Kaçar yaptınız. Kuru kenger misali rüzgarın önünde uçar yaptınız. Dahası Türk gençleriyle Kürt gençlerini Anadolu halk deyimiyle asker postalı gibi değersiz kılarak annelerinin gözyaşlarını dindirmediğiniz doğru değil mi Sayın Cumhurbaşkanı? Topluma deklere ederek yapmak istediğiniz vaatlerinizden hangisini gerçekleştirdiniz? Hiçbirini. Söylediklerinizin tamamen tersini yaptığınız, doğru değil mi Sayın Cumhurbaşkanı? Barış ekseninde toplumsal birliği sağlamaya gücünüz mü gitmedi? Samimiyetiniz mi yetmedi Sayın Cumhurbaşkanı? Konumunuzun gereği, adil davranıp herkese eşit davranmanız gerekirken, tersini yaparak, konumuzun verdiği gücü baskı aracı olarak kullanarak, herkesi teslim alma amacıyla korku imparatorluğu kurdunuz. (Bilgileriniz dahilinde olsa gerek, iktidarınıza mensup ilgili Sayın Bakanımız ile hükümetinizce atanan o dönemin Irak Büyükelçimizin kendilerine yakışanı yaparak, Irak Hükümeti nezninde aleyhimizde yaptıkları çalışmalarla bize verdikleri zararı, yurttaşlık hakkımı kullanarak, isimlerini açıklamadan medya aracılığıyla yazdığım açık mektubumla size bildirerek dikkatinizi çekmiştim.) Sayın Cumhurbaşkanı, Bildiğiniz gibi zatıalilerinizin isteği gereği kişiye özel sizin için hazırlanan bu anayasa taslağında yer alan aşırı yetkiler, zatıalilerinizi ve sizden sonra yerinizi alacak tek adamları ucu diktatörlüğe açık, ülkenin muktedirleri, mutlak hakimleri yaparken, sizi Belediye Başkanı, ülkenin Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, yaklaşık 15 (onbeş) yıldır aralıksız iktidar yapan biz mazlum yurttaşlarınızın özgürlüğüne son vererek, siz ve sizden sonra yerinizi alacak tek adamların modern birer köleleri yapıyor. Doğru değil mi, Sayın Cumhurbaşkanı? Yaklaşık 15 (onbeş) yıldır direktifleriniz doğrultusunda hiçbir engel tanımadan ülkenin yönetildiği bilinmektedir. İktidarınız tarafından yönetilen ülkemizde yaşanan, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunları çözmeniz için hiçbir engel olmadığı halde çözmeyerek, “yetmedi” deyip tek adam olarak ülkeyi yönetmek istemenizi haklı ve adil buluyor musunuz Sayın Cumhurbaşkanı? Konumunuzu güçlendirmek amacıyla tuzaklarla dolu, ileride telafisi mümkün olamayacak tehlikeleri içeren bu tek adam anayasasına taraf olmanızın hesabını verebilir misiniz Sayın Cumhurbaşkanı? Kişiye özel tek adamlık için hazırlanan bu anayasanın toplum tarafından red edileceğine inanıyorum. Bıçak sırtında, kritik bir oy farkıyla kabul görmesi halinde bu anayasanın verdiği tek adam yetkileriyle ülkeyi idare edebileceğinize inanmıyorum. İç politikanız içler acısı İktidarınız sürecinde siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel adil davranılmadığı gibi, ayrıştırıcı politikalar sonucu toplum bilenerek bölünmüş, şairin şiirinde dediği gibi “ Bıçak kemikte!” Bu tek adam anayasasına ve tek adam anlayışına karşı kararlı direnmeler olabilir. Şeytanın en sevdiğim günahtır dediği kibiri fazlasıyla taşımanız nedeniyle, ezer geçeriz anlayışınızla şiddete başvurmanız, toplumu savurarak bölebilir, ülke sarsılarak tümlüğünü koruyamaz olabilir Sayın Cumhurbaşkanı. Her yurttaşımız biliyor olmalı ki “Evet” çıkması halinde yarınlarımız bugünlerimizden iyi olmaz. İlahiyatçı yazarın dediği gibi “Hayır dersen dükkan senin değişen bir şey olmaz”. Yanarlı, dönerli, heyyy’li dış politikanız nedeniyle süper güç A.B.D. ve Rusya ülkemizin sınırındalar. Batı çok uzaklarda, Doğu kenarda seyirci, bölge ülkeleri bize karşı teyyakuzda, Kıbrıs biziz. Kan bağıyla Azeriler, din bağıyla Bosnalılar, dolar bağıyla Katar Şeyhleri! bilmediğimiz başka dostumuz kaldı mı Sayın Cumhurbaşkanı? Sayın Cumhurbaşkanı, Varsaydığımız demokrasimizi rafa kaldırarak, ileri demokrasi vaatlerinizi kenara iterek ülkeyi tek adam diktatörlüğüne götürmeye çalışıyorsunuz. Bu anayasanın kabulü halinde, tek adam partili Cumhurbaşkanı, tek adam partisinin Genel Başkanı, tek adam ordunun Başkomutanı, Başbakanlık yok edildiği için tek adam yürütmenin başı, tek adam Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı, kişiye özel hazırlanan bu anayasa taslağı Zatıalilerinizin de buyurduğu gibi güçler ayrılığına son veriyor, gücü tek adam da topluyor. Güçsüzleştirilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin adı büyük kalsa da, kendisi Türkiye Büyük Milletin Küçük Meclisi oluyor. Yargının üst kurul üyelerinin çoğunu tek adamın ataması nedeniyle, yargı tek adamın arka bahçesi oluyor. Güvenoyuna son verildiği için bütün bakanları göreve atayan tek adam, istediği an görevlerinden atan tek adam. Yasamaya, yargıya, yürütmeye hükmeden tek adam oluyor. Yükseköğretim Kurulu’nun üye çoğunluğunu atayan tek adam. Üniversitelerin rektörlerini atayan tek adam, endirekt üniversiteleri kontrolünde tutan tek adam. Partisinin Genel Başkanı olarak yerel yöneticilerini atayan tek adam, yerel yönetimleri yönlendirecek olan tek adam. Partisinin milletvekili adaylarını belirleyen tek adam. Elde edeceği çoğunlukla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hükmeden tek adam. Partili Cumhurbaşkanı, ordunun Başkomutanı, yürütmenin başı, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı tek adam, direkt kendisi veya yetkililer kanalıyla arzu ettiği çerçevede devlet yapılanmasının her kademesinde yer alacak bakandan, hizmetliye kadar tüm bireylerin atamalarını direkt veya endirekt yapan tek adam, istediği an devlet yapılanmasında görevlendirdiği bireyleri görevlerinden atan tek adam. Yetmedi, tek adamın değişiminde kendisinden sonra yerini alacak tek adamlar, direkt veya atadıkları yetkililer kanalıyla endirekt devlet yapılanmasında yer alan Bakandan hizmetliye kadar tüm bireyleri görevlerinden atar, arzu ettikleri yeni bireyleri yeniden görevlendirerek A’dan Z’ye kadar değişimi sağlar tek adam. Bu vahim tasarruflar devlet mekanizmasında değişimi sürekli kılarak, gurur duyulan devlet adamlığına son verir, yerini tek adam diktatörlüğüyle yönetilen Kuzey Kore ve benzeri ülkelerde olduğu gibi kişiliksiz tek adam adamlığı alır. Dahası toplumla devleti, tek adamla toplumu karşı karşıya getirerek ülkeyi beklenmeyen felaketlere sürükleyebilir tek adam. Değişik partilere mensup 550 (beşyüzelli) milletvekili geceli gündüzlü tartışarak kararlaştırdıkları trilyonlarla ifade edilen ülke bütçesini bundan böyle yalnız tek adamın kararı ile bağlanarak sonuçlanacaktır. Yetmedi, tek adam OHAL ilan ederek, kanun hükmünde kararnamelerle ülkeyi idare eder, kamu ve özel sektörün varlıkları üzerinde her türlü tasarrufta bulunur. Tek adam sıkıyönetime kararı verir, tek adam sıkıyönetime son verir, tek adam meclisi fesih eder, tek adam orduyu harekete geçirerek ülkeyi savaşa sokar, tek adam ülkenin menfaatlerini bir yerlerde birileriyle pazarlık konusu etmez mi? Edebilir. Sayın Cumhurbaşkanı, 1) Ben sürgünde doğdum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı olarak Dersim katliamıyla ilgili doğruları kabullenerek özür dilemenizi saygıdeğer buluyor, bu tavrınız nedeniyle size şükranlarımı sunuyorum. 2) Gerçekleştirdiğiniz önemli projeleri takdir ediyor, fahiş ölçülerde astarları yüzlerinden pahalıya mal olması nedeniyle, yedirmem dediğiniz yetim hakkını birilerinin yediğini düşünüyorum. 3) Türban sorununun ülkenin gündeminden kaldırılmasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun olumlu katkılarını takdir etmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. 4) İktidarınız sürecinde hangi icraatlarınızı takdir ettiğini sorduğunuzda, Sayın Deniz Baykal’ın değerli eşi Olcay Hanım’ın sigara yasağıyla ilgili takdirlerine samimiyetle katılıyorum. 5) İstismar derecesinde sahiplendiğiniz Osmanlı İmparatorluğu günümüzde devam etse idi! kulları olarak biz sizinle Anadolu’nun köylerinden birinde birer köy değirmencileri olabilirken, Cumhuriyet beni milletvekili, zatıalilerinizi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yaptı. Hatırlatmak istedim Sayın Cumhurbaşkanı. 6) Saygımı muhafaza ederek samimiyetle ifade ediyorum, yüksek enerjinize rağmen Zatıalilerinizi yorgun buluyorum. Siyasi sistem değişikliğini düşünmeden bugünkü konumunuzda sürenizi tamamlayarak sağlıkla halkımızla vedalaşmanızı diliyorum. Müsaadenizle Zatıalilerinizin varlığında saygı değer yurttaşlarımıza çağrıda bulunarak, dileklerimi kendilerine arz etmek istiyorum. Değerli kardeşlerim, sevgili yurttaşlarım, ülkemizin güzel insanları; Bireyin özgürlüğü, toplumun birliği, ülkenin tümlüğü ile ilgili tuzaklarla dolu, dönüşü imkansıza yakın, birey, toplum ve ülke açısından ölümcül riskler taşıyan tek adam anayasasına “Evet”, “Hayır” kararını vermek zorunda bırakıldık. “Evet” önde “Hayır” arkada, “Hayır” önde “Evet” arkada, taraflarca bilinçli yapılan bilgilendirmelerdir. Amaç; taraflardan birinin diğer tarafın moralini bozarak, nasıl olsa kazanılmayacak, niye oy kullanmaya gideyim? Algısını yaratarak, bireyi kararsız kılarak sandık başına gitmesini engellemektir. Biz hayır severlerin yapmamız gereken, doğru olmayan bu bilgilendirmeleri dikkate almadan gidip oyumuzu kullanarak bu tek adam anayasının olumsuzluklarından sakınmaktır. Sevgili gençler; Değerli şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirinde dile getirdiği “ yaş 35 (otuzbeş) eder ömrün yarısı ” dediği yılları ikiye katladım. Kendi geleceğimle ilgili bir beklentim yok, sizlerin geleceği ile ilgili bu önemli önerimi dikkate almanızı istiyorum. Gündemimizde yer alan bu tek adam anayasa taslağı ucu diktatörlüğe açık, tek adamları ülkenin muktedirleri, mutlak hakimleri yaparken, sizin, bizim, hepimizin özgürlüğüne son vererek, tek adam değişiminde de tek adamların modern köleleri yapıyor. Kendinize karşı, sizden sonraki kuşaklara karşı sorumluluğunuzu yerine getirin. İktidarın samimiyetten yoksun oyunu almak amacıyla size uzattığı havucu iterek sandık başına gidin. Oyunuzu kullanın. Ülkenin temel taşları olan siz gerçek anlamda dindar, gerçek anlamda muhafazakar, gerçek anlamda demokratlara sesleniyorum; Bu tek adam anayasa taslağının kabul edilmesi halinde ülkenin yaşayabileceği felaketleri bilmiyor olamazsınız. Bu ülke bizim. Hepimiz aynı gemideyiz. Yapılan ayrıştırıcı politikalar nedeniyle o kadar birbirimize uzaklaştırılmışız ki, çağımızda Kuzey Kutbunda bir beyaz ayının yaşamını adım adım izleyebiliyorken, ülkemizin aynı alanlarında bizler birbirimize ulaşamıyoruz. Olmayan imkanlarımla verdiğim gazete ilanlarıyla dahi sizlere ulaşmakta zorluk çekiyorum. Bu denli ayrışmanın getireceği vahim sonuçları sorgulamamız gerekmiyor mu? Biz hayır severlerin tek adam adayımız yok. Kendimiz de tek adamlığa aday değiliz. Irk, din, mezhep, dil, renk ayrımı yapılmadan, siyasi yelpazelerin tamamına yakınının yer aldığı bu halk hareketinde, bizler kısıtlı imkanlarla devletin her türlü sınırsız gücünü kullanan mağrurlara karşı bireysel özgürlüğümüzü korumak için direnirken, siz saygıdeğer kardeşlerimizin sessizce kenarda durmasını adil görüyor musunuz? Dilerim sandık başına gidersiniz. Bize, size, bizlerden sonraki kuşaklar dahil hepimize karşı olan sorumluluğunuzun gereğini yapar, hayırlara vesile olacak oyunuzu kullanırısınız. Hiçbir ayrım yapmadan siz vefalı, saygıdeğer kadınlarımıza, sevgili güzel annelerimize bir yurttaşınız olarak samimiyetimle ve saygımla sesleniyorum; Köroğlu’nun, Pir Sultanların bizlere yadigar hak ettikleri adları kaldı. Haklı gerekçelerimizle kırgın olduğumuz Cumhuriyetimizin kurucuları uzaklarda! Neredesiniz, diyeceğimiz Mustafa Kemaller yok. Türkiye’nin karanlık tünelden çıkması gereken bu zor aşamalarda, sahip olma hırsı devlet adamlığını aşan, bilinen birileri tarafından davet edilen, ucu diktatörlüğe açık tek adam anayasasını önlemek sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Verdiğiniz yoğun, önemli ve değerli haklı mücadeleniz toplumca biliniyor. Gün, bilinen zor o tarihi gündür. Sizler birer kahraman Kara Fatmalarsınız, sizler Halide Edip Adıvarlarsınız, sizler birer Nene Hatunlarsınız. Demokrasi ayağı topal olan, bazen avunduğumuz, hep övündüğümüz, her koşulda savunduğumuz Cumhuriyetimiz tehlikede. Ağır bedeller ödenerek bize yad edilen Anadolu topraklarında sizden sonraki kuşakların özgürce, rüzgarla yarışarak yaşayabilmeleri için saygıdeğer eşini, değerli kardeşini, muhterem büyüklerini, sevgili gençlerini yanına al, sandığa git. Özü köleliğe dayalı, bireysel özgürlüğümüze son verecek bu tek adam anayasasına “HAYIR” de. Sorumlu bir yurttaşınız olarak siz kardeşlerime sevgiler sunarım. Saygılar sunarım. Başarılar dileyerek “HAYIR” lı yarınlar dilerim. Saygılarımla ALİ HAYDAR VEZİROĞLU Tunceli Eski Milletvekili Kapanan Barış Partisi Kurucu Başkanı SMS 00 961 71 537 292 email: [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle