25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 13 Nisan 2017 haber Tehdide dava yok10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Darbe gecesi kim neredeydi? Şunun şurasında üç gün kaldı. Dördüncü gün mühür basacağız. Sonuçta şaşı kört topal da olsa 56 yıldır yürüyegelen demokrasimizin ruhuna fatiha okuyup, siyasal literatürde otokrasi denen, bizim meslek dilinde kestirmeden “İktidarda bir avuç zorba” diye tanımlanan bir rejime mi geçeceğiz belli olacak. Böylesine yakıcı günlerde ne tartışılır, ne tartışılmalı? Evet denmesini önerenler hangi akla hizmet evet denmesi gerektiğini inandırıcı kanıtlarıyla ortaya koymalı; hayır cephesi gerekçelerini ortaya koyup yurttaşlara seslenmeli değil mi? Peki, TV ekranlarından, miting meydanlarına kadar olup biten bu mu? Karşımızda Cumhurumuzun başkanından hükümetimizin başkanına kadar bütün siyaset esnafı kitleleri gaza getirme hedefine kilitlenmiş, hamaset, milliyetçilik, idam soslarına bulanmış bir laf salatası ile naralanmaktalar... Nitekim sandık başı yapmamıza dört beş gün kala tartışma(ma)nın ekseni yeni bir konuya kaydı; yeni bir soruda yoğunlaştı: Darbe gecesi kim neredeydi? Evet, bu kadar yakıcı sonuçlar doğuracak bir halkoylaması arifesinde, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşatmış, kenti ele geçirdi geçirecekken “Meleklerin kanadı var mıdır, yok mudur”u tartışan Bizans papazları örneği önümüze sürülen tartışma konusu bu. HHH İyi, peki tartışalım öyleyse... Darbe gecesi Cumhurumun Başkanı Marmaris’te tatildeydi. Darbecilerden erken davranıp tatil otelinden çıktı, uçağına bindi, İstanbul’a indi ve yurttaşları darbecilere karşı havalimanlarında ve kent meydanlarında toplanmaya çağırdı. Ondan sonra nereye gitti bilmiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu darbe başlangıcında uçaktaydı. İstanbul’a geliyordu. Atatürk Havalimanı’na indi. Ortada üstüne çıkılacak tank, aralarına karışacak halk henüz ortada yoktu. Biraz bekledi ve misafir kalacağı eve gitti. Bakmayın siz Cumhurumun Başkanı’nın kalabalıkları gaza getirmek için “Eyyy Kılıçdaroğlu darbe gecesi niye kaçtın” diye naralanmasına. Elimizde olup bitenin aynen böyle olduğuna ilişkin Ertuğrul Kürkçü arkadaşımın ve koskoca AKP’li bakan Hayati Yazıcı’nın kapı gibi tanıklıkları var. Kim kaldı? Başbakanlık kurumunu güle oynaya ipe çekmek için alanlara koşan Başbakan Binali Yıldırım darbe gecesi neredeydi? Bildiğim kadarıyla Başbakanımız darbe başlayınca kendini Çankırı tünelinde güvenceye aldı. Almanya’da iken tünellerin bombardıman sırasında sığınak olarak kullanıldığını öğrenmiş, hatta bir iki “sığınaktünel”i de gezmiştim. Ama darbecilerden korunmak için tünele sığınmak galiba bir ilk. Başbakanımızın tünel sığınaktan sonra küçük bir ilçe kaymakamının evine geçtiği de söyleniyor ama bunu doğrulatma olanağı bulamadım. HHH Gelelim bize... FETÖ ve PKK propagandasını aynı anda yapma hüneri ile ünlü Aydın Engin nam gazeteci darbe gecesi ilk dakikalardan itibaren gazetedeydi. Genel Yayın Yönetmenim Murat Sabuncu Anadolu yakasında oturuyordu ve salak darbeciler köprüyü tuttukları için gazeteye gelmekte zorlanıyordu. Bir ara yüzerek geçmeyi bile düşündü. Sonra nasıl becerdiyse becerdi, kısa süre sonra o da Cumhuriyet binasındaydı. Uzatmayayım, Cumhuriyet tayfasının tamamı (bir daha tamamı), gencecik stajyerlerden servis şeflerine, yazıişleri müdürüne, haber koordinatörüne kadar hepimiz darbe gecesi, ertesi sabahı, öğleni ve akşamı uykusuzluktan kızarmış gözlerle gazetedeydik. HHH Gördüğünüz gibi “Darbe gecesi kim neredeydi” sorusu yeterince aydınlandı. Ancak bu bilginin pazar günkü referandumda kimin, neden hayır; kimin hangi akla hizmet evet diyeceği sorusuna nasıl bir katkısı olacak bilemiyorum. Artık onu da siz bulup çıkarın... Yabancı vakıflara inceleme Veysi Kaynak: Üç vakıf kapatıldı Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Türkiye’deki yabancı vakıflara ilişkin İçişleri Bakanlığı tarafından inceleme başlatıldığını açıkladı. Kaynak, “Şu anda İçişleri Bakanlığımız tüm vakıflar hakkında bir çalışma yapıyor. Biz de bir çalışma yapıyoruz AFAD olarak. İstiyoruz ki vakıf faaliyetleri adı altında Türkiye’nin milli birliğini bozucu faaliyetler olmasın. Misyonerlik faaliyetlerine izin vermeyelim” dedi. İçişleri Bakanlığı tarafından şu ana kadar 3 yabancı vakfın faaliyetlerine son verildiği bilgisini paylaşan Kaynak, “O vakıfların faaliyetine son verilince beni Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi ziyaret ettiler. Avrupa Birliği’nden ziyaretçilerim oldu. Bu faaliyetlerin ne için engellendiğini öğrenmek ve bundan sonra çalışmalar için hangi şartlarda çalışmalara izin verileceğini öğrenmek maksadıyla” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet İhraç edilen akademisyenin kapısına hakaret ve tehdit içerikli etiket yapıştırıldı, savcılık ‘Ona yönelik olduğu konusunda bir ifade yok’ diye takipsizlik kararı verdi Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Uğur Kara’nın odasının kapısına “Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz, la kin vatanınıza milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz. Üniver sitemde terörist akademisyen istemi yorum” yazılı sticker’ların yapıştırıl ması ile ilgili soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Savcılık, hafta sonu Kara’nın gö rev yaptığı hukuk fakül tesine giren öğrencile ri görüntülerle tespit et KEMAL GÖKTAŞ mesine rağmen, Kara’nın kapısına sticker (etiket) yapıştırıldığı ana ilişkin görüntülerin tespit edi lemediğini belirtti. Kararda ayrıca gö rüntüler tespit edilse bile etiketlerde ki tehdit ve hakaretin “Kara’yı hedef alındığını gösterir ibare ve doğrudan ona yönelik bir söylemin bulunmadı ğını” ileri sürdü. Kara’nın suç duyurusu üzerine açı lan soruşturmada afişin asıldığı 24 Aralık Cumartesi günü hukuk fakül tesine giren 3 kişi belirlendi. Bu kişi lerden 2’sinin kimlik bilgileri tespit edilirken 3. kişi ‘meçhul’ olarak kal dı. Savcılıkta sorgulanan 2 öğrenci ise olay tarihinde yüksek lisans hakkında bilgi almak amacıyla hukuk fakültesi ne girdiklerini ve hiç kimsenin kapısı na sticker (etiket) yapıştırmadıklarını ileri sürdü. İki öğrenci, olaydan 2 gün sonra 26 Aralık 2016 tarihinde üni versitenin açık alanlarında direklere, çöp kutularına ve yemekhane çevresi ne söz konusu etiketleri yapıştırdıkla rını söyledi. İki öğrenci Uğur Kara’nın odasına etiket yapıştırmadıklarını ve olay nedeniyle suç duyurusu yapan Kara’dan şikâyetçi olduklarını belirtti. AKP’li başkan kabul etti AKP Gençlik Kolları Başkanı Fatih Özata olayın yaşandığı tarihte “Üniversitelerde böyle bir çalışma başlattık. Ancak akademisyenleri asla hedef gösterme amacımız yoktu. Afişi asan arkadaşlarımız o akademisyenin kapısına da yapıştırmış. Yanlış yapılmış. Bir daha böyle hedef gösterme olmayacak. Uygulayanın yanlış hareketinden kaynaklandı” demişti. Özata, savcılığa verdiği ifadede bu sözleri söylediğini kabul etti ancak gazeteye demeç vermediğini, bir gazetecinin muhabbet esnasında gizlice ses kaydı yaparak sözlerini yayımladığını ileri sürdü. Özata, “Politika gereği asla şiddet yanlısı olmayıp siyasi serbestiyet kapsamında çalışmalarımızı yürütmekteyiz” dedi. Özata, etiketleri, akademisyen Kara’nın kapısına kimin yapıştırdığını bilmediğini ileri sürdü. Savcı Nihat Kaloğlu’nun takipsizlik kararında etiket üzerindeki yazıda suç işlemeye alenen tahrik suçunun unsurlarının olmadığı, hakaret ve tehdit suçu yönünden ise müşteki Uğur Kara’nın hedef alındığını gösterir ibare ve doğrudan ona yönelik bir söylemin bulunmadığını ileri sürdü. l ANKARA Tutuklu gazeteci Deniz Yücel ile Dilek Mayatürk dünyaevine girdi Deniz Yücel’in Die Welt gazetesindeki meslektaşları, çektikleri fotoğrafla çifti tebrik etti. Şiirle evlendiler CANAN COŞKUN Haberleri nedeniyle 27 Şubat’tan bu yana tutuklu bulunan Alman Die Welt gazetesi Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel, Dilek Mayatürk ile cezaevinde hayatını birleştirdi. Yücel’in eşi Dilek Mayatürk, bir anlığına cezaevinde olduğunu unuttuğunu belirtirken Yücel’in iş arkadaşları çektikleri fotoğrafla çifti tebrik etti. Nikah töreninde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yayınladığı genelge sebebiyle fotoğraf çekimine izin verilmedi. Gazeteci Deniz Yücel 27 Şubat’ta örgüt propagandası yaptığı ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konmuştu. Yücel’in tutuklanmasına gerekçe ola rak haberleri sıralanmış, ancak Almanca yayımlanan haberleri Türkçeye yanlış çevrilmişti. Şahit Hanım şahit olamadı Silivri Cezaevi’nde dün gerçekleşen nikâh törenine CHP Milletvekili Şafak Pavey ve Yücel’in avukatı Ferat Çağıl katıldı. Törende beyaz bir elbise giyen Mayatürk, “Kapı açılıp Deniz içeri girdiğinde, o an orada ne için olduğumu unuttum bir anlığına” dedi. Mayatürk, kedilerinin isminin “Şahit Hanım” olduğunu belirterek, “Onu da Silivri’ye götürdük. Ama şahit olamadı, dışarıda bekledi” ifadelerini kullandı. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Tunca Öğreten de daha önce Minez Bayülgen ile cezaevinde evlenmişlerdi. ALMANYA MALİYE BAKANI Yücel tutuklandı, destek zora girdi Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, Türkiye’ye ekonomik destek için yürütülen görüşmelerin gazeteci Deniz Yücel’in tutuklanmasının ardından zora girdiğini söyledi. 16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumu öncesinde Türkiye’deki gelişmelerle ilgili endişeli olduğunu belirten Schäuble, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın getirmek istediği başkanlık sistemi tek adam yönetimi ya da diktatörlüğe yol açabilir mi?” şeklindeki soruyu, “Anayasa değişiklik taslağı bu şekilde okunabilir” diye yanıtladı. l Haber Merkezi FT, ERDOĞAN’I ELEŞTİRDİ ‘Zulme karşın, yarış başabaş sürüyor İngiltere’nin saygın yayın organlarından Financial Times’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın referandum kampanyasını analiz eden haberinde, HDP’nin 10’dan fazla vekilinin tutuklu olduğu, 150’ye yakın medya kuruluşunun kapatıldığı ve yine 150 kadar gazetecinin hapiste olduğu belirtilirken “Bütün zalimliğine karşın anketler başa baş bir çekişme gösteriyor” yorumunda bulunuldu. Gazetenin dış politika editörü David Gardner da ‘evet’ çıkması halinde AB’yle üyelik müzakerelerinin tamamen rafa kalkması gerekeceği savundu. l Haber Merkezi Sana hasreti karada bıraktım Deniz Yücel Gazeteci Deniz Yücel ve eşi Dilek Mayatürk nikâhta birbirlerinin kulaklarına Mayatürk’ün kaleme aldığı şu şiiri okudular. Durgunluğuna kanıp derin denizin Fırtınasına hazırlıksız çıkmışım yola Ne yolumu yeniden tayin eden tufanına küstüm; Ne güneşi perdeleyen buluta ne yağmura. Sende yolumu kaybettim Sende yönümü kaybettim dalgalarınla sırtımı sıvazla şimdi, Üşüyorum Hasretin kanattı yaralarımı, tuzuna bas Tuzuna hasretim Kara uzakta, dönecek yerim yok kaybolduğum senden başka Bağrına bas. Bağrın, işte orası evim Kıyılarına vur, sana akıttığım gözyaşlarımı Irak olsun, sana hasreti karada bıraktım geldim Sırf bu fırtınada demek için, bu adam işte, bu Deniz; Durgunken yoluna baş koyduğum, tufanına kapılıp buralara geldiğim, bu Deniz işte Aslında evim... İhraç edildiler çiçekçi oldular KHK ile ihraç edilen SES Batman Şubesi Eşbaşkanı Mustafa Yurtsever ile eşi SES Yönetim Kurulu üyesi Nuriye Yurtsever, çiçek dükkânı açtı. Dihaber’e konuşan 23 yıllık ebe Nuriye Yurtsever, herhangi bir somut gerekçe gösterilmeden ihraç edildiğini belirterek “Sadece kamu yararına olmayan gruplarla birlikte olduğumuzu söyleyerek ihraç edildik. Bu dükkânın bizim gibi ihraç edilen öğretmen ve sağlık emekçisi arkadaşlarımız için bir umut olmasını istiyoruz. Burada o yüzden başarılı olmak zorunda olduğumuzu ve mücadele etmek zorunda olduğumuzun farkındayız. Demek ki sadece sistem içerisinde var olmak gerekmiyormuş sistemin koşullarını zorlayarak da var olmaya çalışmak mümkün oluyormuş” diye konuştu. İhraç edilen 22 yıllık Anestezi Teknikeri Mustafa Yurtsever ise “Sağlıkçı kimliğimizden kaynaklı savaşın sağlık açısından bir yıkım aracı olduğunu dillendirdik. Savaşa karşı barışı ve demokratik bir yaşamı savunuyorduk. Bu ihraçları sürdürürken AKP hükümetinin 15 yıldır sürdürdüğü temel politikası toplumu, bireyleri açlık ve yoksullukla terbiye etmeydi. Tüm bunları topladığımızda ihraç gerekçelerimizin bunlar olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Dink davasında iki istihbaratçı tutuklandı Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alınan jandarma istihbarat görevlisi 2 astsubay tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Bekir Yokuş ve Hacı Şefik Şimşek geçtiğimiz günlerde yakalandı. İfadelerine başvurulan Yokuş ve Şimşek, “kasten öldürme”, “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Mahkemeye sunulan sevk yazısın da, İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Hacı Şefik Şimşek’in cinayet tarihinde tutuklu şüpheli Ecevit Emri ile aynı ekipte olduğu, şüpheli Bekir Yokuş’un ise tutuklu şüpheli Yavuz Karakaya ile cinayet öncesinde ve sonrasında olay yerinde tetikçi Ogün Samast ve maktul Dink’i izledikleri, cinayetin işlenmesine nezaret ettiklerinin tespit edildiği belirtildi. 2 astsubay Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklanarak cezaevine gönderildi. l Haber Merkezi ESP Genel Başkanı Otlu’ya yakalama kararı Tunceli merkezli 11 ilde 4 Nisan’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu ve beraberindeki 9 kişi önceki gün mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcının üst mahkemeye yaptığı itiraz üzerine Otlu’nun da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında yakalama ka rarı çıkarıldı. Daha öncede aynı savcı tarafından mahkemece serbest bırakılanlara yönelik yapılan itirazda 7 kişi gözaltına alınarak, tutuklanmıştı. Otlu, geçen yıl Tunceli’de MLKP üyesi Berfu Dilan Canbay’in cenazesini almaya gitmesi nedeniyle “Örgüte yardım etme” iddiasıyla gözaltına alınmıştı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle